A (Başı 1 inci sahifede) | — Ben yarın Cihangirde okuya: cağım, — Bon yarın Yenicamideyim. diye ertesi gün Türkçe kur'an oku- adediyorlardı. Hafızlar bin müşkülâtla içeri girebi maz vakti de gelmi han Bey camiye sığmayan, taşan s8 sile bir iç ezanı okudu ve bu ezanı hatip hoca Tevfik Efendinin çok be Biğ hutbesi takip etti. Hoca Tevfik Efendi, Ramazan- dan ve oruçtan bahsediyordu. — Ey cemaati müslimin! o diye haykırdı: Allahımız oruç tutanlara mahşer günü buyuracak ki: “Benim | için yaptığınız ibadete (o müköfaten| bugün yiyip içiniz,, Cennette Rey- yan isminde bir kapı vardır, bu kapı dan yalnız oruç tutanlar girer, gay rısı giremez, oruç tutanlar girince, kapı kapanır. Allah bu mübarek ayda (o cennet mek, günah ateşini k mübarek ayda sadaka verin, fitir sa dakası 10 kuruş, 12 kuruş, 20 küruş tur. Fitre ve zekâtımzı o düşman dan korunmaklığınız için hava kuv- vetleri tedarik eden Tayyare Cemi- İsraftan kaçalım, iktısada alışalım. Tevfik Efendi hutbesinde daha ok nasihatler etti, hutbe bitti, nr, imam Baha Beye iktida ettiler, ve Cuma mamazmı kıldılar. Tekbir sadası camide © çınlıyor, Amin sesi yüreklerden kopup gelen tezarrüu bir gulgule halinde kubbe ye yükseltiyordu., Namaz bitmişti, Camiye dışardan siddetli bir hücum oldu ve daha bir kaç yüz kişi camiye girdi. Türkçe Kuran okuyacak hafızlar | sırayla müezzin mahfiline U otur- dular, Evvelâ ilk defa Türkçe Ku- ran okuyan hafız Yaşar Bey oku"- mıya başladı. Mükabele Hafızların otürüş ve okuyuş serâ- 8: «es yüksekliğine göre yapıdnış- tı. Sesi en gür olan hafız en sonra okuyacaktı. Hafız Yaşar Bey ©€- gâh makamından okuyordu. Evvelâ Fatiha ve Bakaca sürelerini arap” çadan okudu. Sonra “Müşfik ve ra bint olan Allahın liye diye bes mele çekerek ayni yeri Türkçe oku- du: leri bütün Hamdi şükür, ran, #lemin mi müşfik ve rahim o lan allaha mahsustur. Allah din gü- tün enalilridir. Sana ibadet ediyo ruz, senden istimdat çdiyoruz.Bizi doğru yolda irşat et! Bizi lütfu ni- metlerine garkettiğin insanların yo- luna sevket! Senin gazaba uğra- yan ve doğru yoldan inhiraf edenle- tin yoluna görmerme, âmin!” Bakare suresi “ EİİE, lm, mim, İşte Gıhhatında | hiç şöpbe almıyan kitap ki Allah- tan korkanların mürşididir. Âlemi gayba inananların ibadet edenlerin ve kendilerine ihsan çttiğimiz ni- metlerden frkaraya tevzi eyliyenle- rin ve sana ve senden i pey- gamberlere inzal eylediğimiz vahi- yiere ve hayatı müstakbele iman ©- Genlerin kitabıdır. Yalnız Anlara rapları eehber olacaktır, yalnız An- lar bahtiyar olacaklardır. kâfirlere ihtacda bulunmak beyhudedir, çün- kü inammıyacaklardır. Atlah Anla- cın kalplerini ve kulaklarını ve göz- lerini bir perdeyle tahtim etmiştir. Azim bir azap Anlar içindir. İnsan lar içinde bazıları Allah ve Ahiet gününe inandık, bizde mümi derler, Allahı ve iman edenleri al- datmak isterler, lâkin yalnız kendi kendilerini aldatırlar ve bunu oda anlamazlar. Anların kalpleri mariz- dir ve Allah Anların marazlarını teşdit edecektir, o Azabı elim çeke- ceklendir. Kendilerine herkes gibi iman ediniz denilidiği zaman biz abdallar gibi mi inanacağız derler, halbuki kendileri abdaldır ve lâkin bilmezler. Müminlere rast geldikle- ti vakit biz de inanıyoruz derler ve kendi şeytanların aralarına girdik leri zamansa biz sizinle beraberiz, bunlaala eğleniyoruz derler. Halbu- ki Allah onlarla eğlenir ve anları çok zaman tugyanlarında bırakacak tır, Dalâleti hakikatla iştira eden an lardır. Fakat bu ticaretleri kendile- rine faile vermedi, doğru yoldan ayrıldılar. Sağır ve dilsiz ve amâ ol- duklarından artık fikirlerinden rü- cu edemezler, bunlar © adamlara benzerler ki semavatta gök gürle diği ve şimsekler çaktığı zaman ö- Tüm korkusundan parmaklarıyla ku laklarını tıkarlar, fakat Allah kğ leri her tamaftan ihata eder.” Hafız Fürhan Bey Hafız Yaşar Beyden sonra hafız Bürhan Bey başladı, cami çınlıyor, halk işitmek, dinlemek, Allahları- hin emrini onun kitabından vasi- tasız duymak için mütemadiyen si- kışıyor, müezzin o mahfiline doğru akıyordu. Hafız Bürban Bey prüz- süz, herkesi ağlatan sesiyle ve kür- ucarkâr makemiyle Amener- İn ârapçasmı, sonra da Türkçesini okudu. me isterse azap edecektir. Allah her İ şeye kadirdir. Rasul benden kendi- ne nazil olana iman etti, müminler Allaha, meleklerine, kitaplarma ve rasullerine iman ettiler. Biz Allahın rasililerini biri birinden tefrik et- meyiz, biz işittik | itaet ediyoruz, bbi günahlarımızı affet, hepi- siz sana rücü edeceğiz dediler. Al vüsat ve iktida- lah hiç bir mefse sından başka yük tahmil etmez. A- inin müktesebatı ya lehine” ve malimin eni ia cesi olarak yaptıkları: nd yi bizi müallaze etme; yarabbi biz- den evvel gelenlere tahmil eyledi- in yükü bize tahmil etme; Bize mmağleret, bize merhamet et, cn bi- zim mevlamızsın, bize kâfir kavmi. ne karşı nüsrat ihsan eyle, dediler Beşiktaşlı kafız Riza Bey Hafız Bürhan Beyden rn — iktaşlı Hafız Rıza Bey okumayı bağladı. Şöhretinin ne kadar hakir ve yerinde olduğunu sanki dinliyen binlerce kişiye ispat etmek istiyor- #muş gibi, yürek titreten bir ahenk- le ve nihavent makamından “Âli- imran” süresinden bir kaç ayeti - rapça okudu ve sonra ayni makam- il. | İa ayni ayetlerin Türkçesine başla- lr; Aliimran suresi “ Elif lâm, mim. Allah yeğâne Allahtır, aden Başka Allah yoktur. daima zihayat ve Jâ-yete- Bam Ürek ğ kasti ra iştir. Allah insanla- kitap, nı hidayet yoluna sev kiçin Tevrat Dün Suftanahmette muhtelif sure- ler okuyan hafızlarımız ve İacili inzâl eylemiştir; şimdi bu Kuranı inzâl etti. Allahın ayetleri- ne İman etmeyenler şedit azaba dü- şar olacaklardır. Allah aziz ve mün- tekimdir.Arzda ve semalarda Allaha hiç bir şey gizti değildir. Sizi iste- diği gibi vâlideleriniz karnımda halk eden odur. Allahtan Başka Al lah yoktur. Allah Aziz ve Hâlim- dir.” Hafız Nuri Bey Beşiktaşir Rıza Beyi Galatasaray lisesi muallimlerinden hafız Nuri kamından okuyordu ki cemattten: — Arapça- Sını okumuya ne lüzum var, Türkçe okusalar ya?... diyenler bile bulundu: Suretüzzümr “ Kitâp aziz ve hakim olan Allah tarafından nâzil olmuştur. Sana ki- tabı hak olarak Oogönderdik. Allaha ibadet et; ve dininde hâlis ol!.. Ak lah için din pâk ve hâlis olandır. Allahtan Başka mabutlar ittihaz &- düp'te: “ Biz bunlara bizi er yenlerin ihtilâflarını kiyamet'te AL lah fasledecektir. Allah yalancılar ve kâfirleri hidayete sevk etmez, E- ğer Allah evlit ittihaz etmek | is ederdi, fakat onun şön: bun- dan einen, O, vâbit ve kah bar'dır.” Sultan Selimli Rıza Bey Nuri Beyden sonra Sultaüselimli hafız Rıza Bey başladı. Salâtin ca- iniler'nin Büyük kubbelerine sığın: yar sesi Sultanahmedin., içini dol- duran binlerce kişinin işitmek ilti- yacını ancak tatmin ediyordu. Bu kıymetli hafır; Mümin süresini inti bap etmişti, Segâh vakamından ev. velâ arapçasını okudu, sonrada Mü'min saresi “ Kitap günahları af* eden, tov- beyi kabul eyleyen va âsi'lere azabı ayni zamanda şedid olan, aziz ve â- ilim Allah tarafından nâzil olmus- tur. İn'am ve ihsanı vesidir. en başka allah yoktur, her şeyin onder. Kâğrler | Allahım gyetleri hakkında mücadele ederler. Onların beldelerde kör ve kisbi seni aldat- masın ve ilâ...” Hafız Fahri Bey Müddetumilik o muamelât şefi Fahri Bey başladığı zaman Türkçe Kuranın halk üzerindeki tesiri dahı ziyâde artmıştı. Çargâh makamı t- iâvete daha tesir edici bir ahenk ver Arapça Ame- | mişti, ses gittikçe yükseliyordu. nerresülüyü biç bir şey-anlamadan | Fahri Beyin sesi Rıza Beyden daha dinliyen halk Türkçesi okunurken vecdiçinde dinliyor o ve olumanları kendi Heemiyle teker Amenerresulü * Arzda ve semavatta ne varsa Al- lahındır” efaliniz ister aleni olsun ister hafir olsun hesabın sizden 50- sacaktır, kimi isterse affedecek, yüksekti. Artık herkes işliyor. her ağızdan: - Nurol hafız! sesleri işidiyor- du. Fahri Bey “Enfal” süresinin a- rapçasmdan sonra Türkçesini oku: da: Enfdl suresi “ganaim, “Sana ganaim hakkında süal Dün Sulltanahmet'te on bin kişi kuran dinledi.. caklar: onlara deki, ganaim Allaha ve resülüne aittir, Allahtan korku- Güz, aranızda dostlukla uyuşmaya çalışmız eğer #adıksanız Allaha ve rasülüne İtaat ediniz.Hakiki mümin ler Allah adı zikredildiği | vakit kalpleri korku ile dolu olanlar ve âyetleri okunduğu vakit imanları 2i yadeleşenler ve ancak allahlarma iy timed edenlerdir namaz kılanlar ve verdiğimiz rızıktan sadaka verenler dir, bunların Allah nezdinde derece- lerine göre mevkiyicri vardır. Bun- lara vapları mağfiret o ve bol rizik ihsan eder” Hafız Zeki Bey Fahri Beyden sonra sıra hafız Ze- ki Beyindi. Musiki âleminin bu genç istidadli iç titreten bir sesle 'e'uzü besmele” çektikten sonra “Araf” süresini okumıya : Hüseyni makamından okuyor, oku- dukça sesi açılıyor ve herkes oku- nan: işldebiliyordu. Zeki Bey sü- renin Türkçesini de ezbere bildiği arapçası kadar kolay okuyurdu. E- sason bütün hafızlar böyleydi ve san ki bu sekir hafız kendilerini dinli- yen 10000 kişi huzurunda imtihana çıkacakmış gibi çalışmışlar ve hazır ianmışlardı. 10000 kişiye işittirebile cek bir sese Kuramı okumak pek o- kadar kolay bir şey değildi. Fakat kıymetli hafızlar bu muazzam işte o kadar büyük muvaffakiyet kazandı. lar ki. A'râf suresi Elit. lâm, mim. sât, bu kitap sana gönderildi bunu neşir ve tebliğden kalbin sıkılmasın, onunla sen, mü- minlere İkazat ve tenbihlerde bulun, sabbınızdan nâzil olan kanuna itti- ba ediniz; ondan başka veli'ye ite ba etmeyiniz. Cüz'i olsun mülahaza ediniz. Ne kadar şehirler tahrip et- tik bazıları gündüz, bazıları gece gazabımıza oğradı, bizim gazabımı- za oğradıkları vakıt (evet, biz zâ- lim idik” diye bağırdılar. Kendile- rine peyğamber gönderdi ğimiz mil- letlerdi len hesap soracağız. Peyğam-, berlere'de soracağız ve ilâ...” Hafız Kemal Bey Zeki Beyden sonra en gür sesli olan hafız Kemal Bey okuyordu. En büyük camilerimizden biri olan Sü- leymaniyenin kapılara kadar dolsn cemaatine sesini işittiren başmüez- zin bafız Kemal Bey Sultanahmet- teki kalabalık cemaate (zaten alış kındı. Zaten onun mevlüt ys ğını duyan halk hangi cami olursa olsun kapılarına kadar doldururdu ve 0 cemaate sesini işittirmekle mü kellef olduğunu bilirdi. Buradada ayni vaziyet vardı, on bin kişiye 8€- sini duyuracak, hem de okuduğunu kelime kelime anlatmıya çalışacak- tx. Besmele çekmeden evvel iki ta- rafma bakındı ve: —i ... dedi, e'uzü besmele- yi çekti, kimse de çır yoktu. Hafız Kemalin sesi perde perde yükseli- yor, kubbeye kadar çıkıyor, camiye sığmıyor, tekrar aşağı iwiyor ve ka- Jahalıktan dolayi açılmış pençere- lerden taşıyondu. Bu ses, bütün ce- maati etmiştir, Hafız Kemal Hüseyni nevadan ol İnfitar süresini intihap f İnfitar suresi * Sema yarıldığı, yıldızlar dağıl- dığı, denizlerin suları biribirine ka- tıştığı, mezarların altı üstüne gel diği zaman her nefis eski ve yeni &- malini görecektir. Ey insan! Seni yaratan, sana istediği gibi mükem- mel ve güzel şekli veren rabbi keri- mi görmiyecek kadar seni kim izlâl etti? Lâkin siz, anın dinini tekzip edi- z. Sizin üzerinize nezaret ©- 'den melekler, âmalinizi yazan mmuh- terem kâtiplerdir. Yaptıklarınızın bepsini bilirler. Âdil ve salih olanlar cennette niy- metlere nail olacaklardır. Fakat fa- sıkların mahalli ikameti cebennem. Din gün kim anlatacak? Din nur şey değiklir. O gün hiçbir nef- sin diğerine yardım — edemiyeceği O gün hüküm ve irade, yalnız Allahındır.” Hafız Kemal son ayeti bitirir bi- #irmez bütün hafızlar bep birden tekbir almıya başladılar. Denebilir. ki Sultanahmet camisi inşa edildiği günden beri bu kadar kalabalık bir cemaati duvarları arâsna almamış- te. Herkes buzu ve huşu içinde rap larının emirlerini dinliyorlandı. Ti- Tivet bitince Hafız Yaşar Bey tara- fından beliğ bir dua yapıld. Saat işti. Halk yerinde düru- yor, mükabele bittiği halde cami- den çıkmak istemiyorlardı. Ne bek- liyorlardı? "Bu süali hafızlar birbirlerine 60- ruyorlar, fakat cevapsiz kalıyorlar- di. Çünkü bekliyenler de niçin bek- lediklerini bilmiyorlardı iveti bütün ce- #naati teshir etmizti, Aradan yarım geşti, cami yavaş yavaş boğalı- yordu. Fakat caminin rahatça çık İabilecek kadar boşalmasını bekle- mek akşam ezanlarına kadar orada kalmayı icap ettirecekti, Dışarı çıktığım zaman halâ Sul- tanahmet camisinin kapılardan sr dı, arkası kesilmez bir insan selinin aktığını gördüm ve bir müddet tramvay durağında durarak bu selin akışını seyrettim. Bu esnada şik giyinmiş bir gençle ak sakalir eli tesbikli — sevgi b , dan biri olduğu anlaşılan — bir za- in şu mubaverelerine İstemiyezek aden ağniya- | dia ediyorlardı, şimdi yanırldıkları- Jane anladılar Murahhaslara (Başı 1 inci sahifede) velki gün rakip oldukları vapur fırtınadan geciken Yunan heye ti murahhasası reisi M, Papa- nastasyo ile M. Papadopulos ta, dün sabah saat 8 de eşhrimi ze gelmiş ve konseyin dünkü iştirak etmişlerdir. Bu celseyi mütcakıp murahhas lar Balkan Birliği ve mensup ol dukları devlet bayrağmı taşıyan otomobillerle | otellerine gide- rek öğle yemeğini yemişler ve saat 15 to Yıldız sarayma av- det etmişlerdir. Saat 15,10 da konsey, Hasan Beyin riyasetin- de ikinci bir içtima yapmış, mü zakerat hafi olarak saat 17 ye 5 kala nihayet bulmuştur. Galatasaray Lisesinde müsemere Bundan sonra , murahhaslar, otomobillerle Galatasaray lis ne gitmişler ve orada şerefleri- ne verilen müsamerede hazır bulunarak talebenin gösterdiği muvaffakıyeti takdir ve beyanı memnuniyet eylemişlerdir. Dün geceki ziyafet ve Hasan Beyin nutku Murahhaslar şerefine, dün gece saat 21 de konsey reisi Ha san Bey tarafından Tokatlıyan etelinde bir ziyafet verilmiş, ziyafette Hasan Bey tarafından bir nutuk söylenmiştir. Hanımlar, Beyler: Vazifemin bu akşam dinlemeğe sizi mecbur bırakacağı bu hitabenin kaçıncı nutuk olduğunu tayin ede- miyeceğim, Yakında toplanacak konferansla rınızdan birinin resmi içtimalardan başka yerlerde ve zamatlarda murah hasların nutuk söylemelerini men hakkında bir karar vereceğiğ güne kadar sofra başlarında yapılan ve en iyi sulh vasrtaları olduğu iddia edile bilecek olan müsahabeleri böyle va- kitsiz olarak sekteye uğratacak bu kabilden birçok hitsbeler ihtimaline imtizar edebilirsiniz. Gerçi ifadelerimde biraz yeknesak lık görülü yor, fakat bu kabahat muh telif şekillerde tezahür eden yalana mukabil tek yüzlü olan hakikatin bu mümeyyiz vasfına racidir. İşte bundan dolayıdır ki seviş- mek için bir sebebe ihtiyaç varmış gibi biriirimizi tunımağa ve serme ğe ne kadar mühtaç olduğumuzu ve bunda” ne büyük.bir zevk duyduğu muzu her vesile jle size tekrar ct mekten kendimi alamıyorum. Ancak şu cihet te bir hakikattir ki dostluk hususunda kendiliğinden doğan ihti yaca harici sebepler de karışacak o İursa bu dostluk zamana ve onun her türlü “tecrübe ve mihnetlerine gi gerecek derecede kuvvet bu- Geçen konferans ile meclisimizin bu içtima devresi arasında geçen s4 man zarfında Bulgar Başvekili M. Muşanof Cenaplarının nâzikâne xi- rini hükümet merkezimizde kabul etmekle bahtiyar olduk. M. Venizelosün ziyaretinden son ra vuku bulan bu ziyaret büyük Bal kan ailesi szasını birleştirmesi iğ- sım gelen dostluk rabitalarına yeni bir bağ daha ilâve etti, Bu böyük devler adamlarının Türk ruhunun müşahhas timsali 0- Jan Gazi Hasretlerinden gördükleri hararetli kabul tarı hükümetleri miz arasındaki tesânüt hakkında me salmizin daha ilk günlerde, besledi imiz itimat ve emniyeti bir kat da ha kuvvetlendirmiştir. Birkaç güne kadar Cenevrede tah didi teslihat konferansı açılacaktır. Avrupanın cenubu Şarkisi; yan 6 milletim fikirleri İliği ve onların sulhperverane tema- yüllerini bütün dünya halkı o kon- feransta da görüp öğrenecektir. Biz sulhü elde etmek için, eski bir mesel hilâfrma olarak, harbe de- gil, fakat sulba hazırlamak düstu- Tanu hareketlerin? gaye edinen ilk cihan teşekkülünü, ilk şark müesse sesini teşkil pdiyoruz. Bu esere imân eden, onun için çalışanların, yüksek vazifemizin ma vaffakıyetine yorulmadan hizmet © denlerin, bu teşebbüs yolunda bü- yük mürşidimiz olan ve Balkan kon İeransının ber zaman ilk reisi olarak Kalacak bulunan M.Papanastasiunun diğer murahhas heyetlerinin reis ve aralarının sıhhat ve hiyetine kade- 'himi kaldırıyor, bu dakikada duydu Zum sevinçe ve bahtiyarlığa bütün enmammazansssasynare sah seezumasssunananaananana kulak misafiri oldum: Genç soruyordu: — Amca Bey camide önümüzde bir kaç hocafendi vardı, mukabele- bin yarışında çıktılar. Aceba Türk- çe Kuran dinlemeye teassuplarımı manidi? İhtiyar mütebessim cevap verdi? — Hayır oğlum o mahçup olmak istemediler, onlardan — ikisi akşam. bizde Kuranın Türkçesinin arapça 81 kadar güzel okunamıyacağını id- nr. SAİT ziyafet verildi Bolkenliların da iştirakini temenni ediyorum. Bugün ve yarınki program Bugün saat 10 buçukta konsey içtima ederek müzakeratına devam edecektir. Bugün konsey, komite ha dinde de toplanacaktır. Öğleden son va saat 14 te, şehir civarında bir ge zinti yapılacak ve Göksu kasrında murakhâslar şerefine çay ziyafeti keşide edilecektir. Bu gece de saat 21 de Balkan Birliği cemiyeti İstan bul şubesi reisi tarafından Perapâ- Iss otelinde bir ziyafet verilecektir. Konsey yarın da toplanacak ve me- #ajsini bitirecektir. Murahaslar, ya rın gece Darülbedayi'de verilecek temsilde bulunacaklardır. Konsey, komite halinde de çalışacak Konseyin dünkü ilk celsesinde (Balkan Misakı) ve (Balkan devlet leri tebaaşınım tabi oldukları rejim) komiteleri seçilecektir. Ancak kon- seyde her devletin üçer murahhası, Arnavutluğun bu sefer iki ve Ro- manyanın bir delegesi o bulunduğu cihetle bu kadar mahdut azadan iki komite seçilmesi mümkün görülme miştir, Bundan dolayı, konseyin, ay ni zamanda ayni mevcutla komite halinde de toplanmasına karar veril miştir, Bu karara tevfikan konsey, bugün komite halinde de toplanacak ter. Yugoslavyadaki ekalliyetler Konseyin dün öğleden sonraki iç timar Yuğaslavyadaki Bulgar ve Ar navut akalliyetleri meselesinin mü zakeresi münasebetile hayli hararet ti olmuş; Arnavut , Bulgar ve Sırp murabhasları arasında oldukça şid- detli münakaşalar vuku bulmuştur. Müzakereye Yunan heyeti reisi M. Papanastasiyu da karışmış, netice Ge vakit geciktiği için meselenin münakaşasına devam edilmesi bugü ne bırakılmıştır, Arnavut ve Bulgar başmu- rahhaslarının sözleri İçtimar müteakıp kendisile görü şen muharirimize Arvavutluk başmu rahhası Mehmet Bey, Koniçe demiş ti '— Yugoslavyada Arnavut ekatli yetinin fena vaziyette bulunduğunu tekrar ettik. Münakaşaler oldu. Fa- kat mesele bir neticeye İktiran ede «nedi. Münakaşaya yarmki içtimada devam edeceğim... Bulgar başmurahhası M. Sakazof ta demiştir ki: “— Yugoslavyadaki Bulgar ekalli yetinin vaziyeti öteden beri şikâydei. mucip olmaktadır. Bu vaziyeti bu- günkü celsede izah ettik. ut murahhasları da şikâyetlerinin teyit ettiler. Meselenin bir neticeye bağ- lanması yarına kald.” Balkan konferunsı kon- seyinin tebliği İSTANBUL, 29 (A-A.) — Bal. kan konferansı konseyi i Yıldız asra yında sabah saat on buçukta reis Ha san iyasetinde içtima et ti. Ruznamel müzakcrata geçilme- den evvel Yaman grupu reisi ML. Pa panastasiu İstanbula evvelki sabah. gelecek olan vapurun fırtına hasebi le ancak dün sabah vasıği olmasın- dan dolayı eyvelki günkü küşat çel sesine iştirak edememiş olmaktaki reisi M. Sakazof kendi grupları aza sından M. Micbeff'in vefatını bildir di. Reis müteveffanın hatırasma hür meten celseyi bir dakika tatil etti ve âilesine tariyet telgrafı çekilmesine karar verildi. Reis, geçenlerde vefat etmiş olan İstanbuldaki Yugoslav- ya elçisi M. Nitehiteh'in ailesine konferans namma taziyet telgrafı gekimiş olduğunu bildirdi Ve celse onun da hâtırası için bir dakika ta- &il olundu, Bilâhara sıra ile Arna- yut reisi Mehmet Bey Koniçe Bulgar grupu reisi M. Sakazof, Yu nan grupu reisi M. Yugoslav grupu reisi M. Youvano- | gakı' viteh ve Türk grupu ecisi Hasan B. konseye m konferanstan beri vaki olan faaliyet ve icraatı hak kında mufassal izahatta bulundular. 2x azası da iştirak ettiler. sonra reis bey konseyden maada Bal kan misakr ve Balkan devletleri te- bansının #ejimi hakkındaki iki ko- mitenin de içtima edeceklerini ve konsey içtimar hltam bulduğu tak dirde bile lüzumu olurm bunların mesailerine devam edebileceklerini tebliğ etti. Reis Bey, geçen konfe- tans müzakeratı esnasında verilen bir kararı hatırlatarak 2 şubatta Ce | Devrede içtima edecek olan terki tes | lihat konferansının muvaffakıyeti | hakkında temenniyi İ bir telgraf çekilmesini teklif etti, | Bu kabul edilerek tanzim ve irsali | riyasate havale olundu. Hasan Bey, ii ve konferans emumi kâtibi Ruşen Eşref Bey, gelecek | konferansın Bükreşte inikadı tekar tür etitğini izah ettiler, Ruznamei | müzekerata öğledensenra devam edil | mek üzere celse tatli edildi. Öğle- 'den sonra saat içte konsey içtimama | Hasan Beyin riyasetinde başlandı ve Balkan misakr komitesinin top- e HER Spor Stadyumda maç yapılmadı Kadıköyünde çok heyecanlı maçı lar oldu. Galatasaray lokalında üç Voleybol Dün Kadıköy sahasında günü en heyccanlı maçları yapıldı. Memleketimizde yeğine klüp sar hasına enalik olan Fenerbahçe kü- Jübü dün sahasında küçüklerin ve büyüklerin tam olmak üzere tam beş maç yaptırdı ve on takımı kar- Şılaştırdı. Günün ilk maçı Fener- bahçe - Galatasaray küçükleri ara sında idi, İstilebalin en eyi takımı © lacak olan bu iki takım fevkalâde oynadılar, Maç başladığı zaman küçükler bütün kabiliyetlerile oynamağa baş ladrlar, Oyun son derece sevkli oluyordu Neticede Galatasarayın iki gölüne karşı Fenerbahçeliler üç tane atarak maçı galibiyetle bitirmişlerdir. Günün ikinci maçı Galatasaray birinci takımı ik Fenerbahçe (B) takımı arasında idi. Bu maç 8 Şubatta olacak olan Galatasaray - Penerbahçe maçı İ- çindi. Galatasaray takımı şöyle çık- &: Leblebi, Rebii, Necdet, Latif, Kemal, Şefik, Celâl Şefik, Nihat, Süphi Bürhan, Mithat, Kalecileride üçüncü takımdan bir oyuncu idi. Oyun haşladığı zaman Fenerbah- ge forvet batı işlemeğe bağladı. Galatasaray oyuncularına nazaran genç olan Fenerliler Galatasaray ka İecisinin acemiliği yüzünden sira ile 4 gol attır. Birinci haftayımda an cak bu neticeye karşı Galatasaray bir gol attı. İkinci devre başladığı zaman Fe- nerlilerde bir az soufe eksikliği baş gösterdi ve bunun meticesi ola- rak Gelatasaray 5 gol attı ve maçı 6-4 galip bitirdi. Bu maçın neticesi ikinci derece- de kalır. Asri olan her iki takımın ha sırlanmış olmasıdır. Günün üçüncü maçı Pera ile Mo- da arasında oldu. Karşı Yakan en hakim idiler. Netekim bu hâkimiyetlerini birin £ı çok sıkıştırıyorlardı ve eğer bir az daha vakit olsaydı Peralılar mağ Tup olacaklardı. Bundan sonra Fenerbahçe birinci takımı ile İstanbulspor birinci ta- Pi : Natik, Cavat, Ziya, Hadi, Resim, Refik, Yusuf, Fileret, Zeki, Muzaf fer, Niyazi. Hikmet, Sami, Hasan, İsmail, A- ziz, Murat, Reşat Selâhattin, Sabih, Tevfik, Baki. Oyun Lâtif Beyin lanmasına karar verildi. Reisliğine Hasan Bey intihap edildi, Muhtelif zakerata ertesi sabah saat dokuz bu çukta başlanmak üzere siat beşe çey rek kala hitam verildi Boksör Selâmi Mühim maç iki dakika on nam piyes ayrıca 25 kişiden maçı yapıldı hakemlığı ile oynandı. Yalnız burada şunu da den geçemiyeceğiz o Lâtif Bey kemlikten ziyade opera söyleme meşguldu. Oyun . başlar İstanbulapor nisbeten eyi oynama, başladı ve 15 inci dakikada bir dan iki gl atar. ve haftayı 3 bitti, İkinci devre başladığı Fenerliler ve Jatanbulepor birce g attılar ve maç 4-3 Fenerin galebi sile bitti. İyi oynıyanlar şunlardı Fenerden: Zeki, Fikret, Refi Muzaffer, Niyazi, İstanbulapordan: Aziz, Selâhal tin, Hikmet, Günü en son maçı küçüklerile Fenerbahçe ki arasında oldu ve 3-0, Fenerin gal besile bitti, Dün Galatasaray lokalinde i beyecanlı maç oldu: Beşiktaş.Ve Kumkapı takımı ile oynadı ve Bİ şiktaş galip gekli İkinci maç Istanbulaporla Kasır paşa arasında oldu ve İstanbulsp galip geldi. Son maç Fenerbahçe ile Galat saray takımlar: arasında oldu vel Galatasaray galip geldi. Stadyomda Stadyümdaki dün yapılacak ma lar, oyuncuların bir kısmının — bastalığma tutulmuş olmaları İayisile yapılamamıştır. eme —— Adatepe Muhribimiz Fırtınalı denizde de tecrü besi yapıldı Birkaç gün evvel Haliçten karak Karadenize gitmiş yeni Adatepe muhribimiz dü sabah limanımıza gelerek rar Halice girmiştir. Bir müdl det evvel İtalyadan gelen e tepe ve Adatepe muhriplerimi tesellüm muamelesinin ikmali Karadenize gitmişti Adatepe Karadenizde iki gül kalmış ve muhtelif sür'at ve biliyet tecrübeleri yapılmıştır. Adatepe dün avdet etmiştir. Güzel sanatlar Mimari şubesi Güzel San'atler birliği Mim: şubesi senelik kongresini dür saat 1S te Güzel San'atler birlil ğinde akdetti. İçtimada bir s5: nelik rapor okundu ve meml; ketteki hareketler tetkik edildi Mimari ve mühendis odaları k Bununun bu sene meclisten çı) ması etrafında da görüşülmü ve Mimari mecmuasının dak mükemmel şekilde neşri çarel ri arandı, Neticede yeni heyet idareye şu zeva; intihap edildi Mimar Sırrı, Bürbaneddin, Fa ruk Galip, Ârif Hikmet, Seda Cibali tütün fabrikası işçiler Cemiyeti menfaatine Şehzadebaşı Millet tiyatrosunda 3i kânunusani pazar günü akşamı Boks Maçları Mosyö Jozef tarafından ve orta siklet iki maç daha yapılacaktır. Programa ilâveten Naşit B. heyeti temsiliyesi tarafından İttiham eden mektup Hanımları tarafından , mili rakıslar V.S. SANI ÖGRETİR Meçeanendir, Alişan, Erip Beyler, Bey ve İtalyan ravunt, ayrca hafif siklet mürekkep Yeni Nesil Türk konser ve varyete 373 İstiklâl caddesi nenizde veya mek tepte. Tecrübe dersi