Milliyet Asrın umdesi “MİLLİYET” tir. 30K. SANİ 1932 İdarehane: Ankara caddesi, 100 No. Telgraf adresi: İst. Milliyet Telefon; 24310,9,8. ABONE ÜCRETLERİ: Türkiye için oo Hariç için 3 aylığı 6 ız Gülen evrak geri verilmez —$! Müddeti geçen nüshalar 10 ku ir Gazete ve matbaaya ait Gazetemiz ilânların mes'u- liyetini kabul etmez. BUGÜNKU HAVA Yeşilköy (askeri rasat merke- sinden verilen malümata nazaran Vakitler: Güneş Öğle Akşam Yatsı İmsak Haftanın Yazısı Aman Allah! Bu hafta da size yine (şe- hir uşağı) nın bir o maceresin Bakledeceğim.. Onun ağzından dinleyiniz. Galiba Efgan kralı Emanullah Hanın Kâbilden kaçması taht- tan inmesi filân g'bi hâdiselerin olduğu günlerdi ki; ismi gaze- telerde çok geçiyordu. İşin tu- hafı adamın ismi (Emanullah) olduğu halde frenk (gazeteleri (Amanallah) diye yazıyorlar, onlardan havadis kopya eden bizimkiler de bu ismi olduğu gibi sadıkane kendi sütunları- na naklediyorlardı. Bilmiyorum. nasıl oldu da (şehir uşağı) nın yanında bundan şikâyet ettim. Bana dedi ki; “— Yahu, ben sana Avrupa ya neden firar ettiğimi o anlat mış mıydım? — Hayır! — Tühaf şey! Demek müna sebet düşmemiş. Efendim ben Avrupaya 1907 de kaçtım. Bir sene sonra da meşrutiyet ilân edildi, Sebep te © manasız bir gey. Bir güh Mahmütpaşadan ini yordum, Ramazandı. Oruçlu i- dim.. Akşama yakın idi. Mah- mulpaşa yı o zaman boylu boyuna seyyar satıcılar vardı.. Bunlardan.birinin önün de bir kalabalık gördüm. Bak- tım iki tane arnavut (oaskeri.| Malüm ya Sultan Hamidin ma iyetinde böyle arnavut, arap 2s kerleri vardı. Uzamış bun Güzellik feminen mişti. Bir de küçük bir resmi- © ni koymuşlardı. Belkis boğucu ; bir heyecanlabu satırları, bu resmi gördüğü zaman manevi kuvveti yerine gelir gibi olmuş tu. O gün çok neş'eli, çok mut maindi, hattâ © gayri tabifbir halde... Vedat Naci de gazetesinde rik edilmişti?.. Artık dayanama dı, Vapura koştu.. , Vedat Naçi akşama doğru E“ Kızılkoprağa gelmişti. Belkisla X salonda ikisi başladığına kani olmuştu. Vedat Naci aylardarberi öz Hardan iki tanesi bir reza me- | kiler daha ne çiğ ac em i zat malcı aceme musallat ol - 'imuşlar, işportada bulduklarını ceplerine / indiriyorlar.. Kimse de bir şey söylemiyor. Acem rica ediyor, lâkin berikilerin al dırdığı yok. Ayna, tarak, tütün tabakâsı, kozmatik ne varsa ar yorlar.. Acemin hali, berikilerin güpe gündüz bu £ çapulculuğu sinirime dokundu. Divanelik bu ya! Sokuldum. Âceme sordum: — Ne bırakıyorsun? Alsana ellerinden. — Bırakmirler. dedi. İşe karıştım. — Baksana hemşeri! Bu fu- karan mallarını ne alıyorsun? Bu suale biraz | şaşaladılar amma aldırmadılar. Ben devam ettim: — Madem alıyorsunuz., Pa- İ rasını veriniz!, Elâlemin malını da beleşten alamazsmız yal. Birisi cevap verdi : — Biz şehriyar!. iyeti şebriyari) — Şehriyar amma, sizi böy- le herkesin malmı alırken gö- ni ele oi Bunlar gelir. . Bir sarışın delikanlı olan iri İ cesi şöyle bana sokuldu ve #- (yani ma- İ ğız dolusu kanuna küfür ettik- ten sonra beni y-xamdan tut- tu ve suratıma ti Pek iyi iki yaramı. Ben Böyle olmadım. Yalnız bir an için ba- şım döndü. Kendimi tuttum ve arnavudun ellerini — yakamdan j kopardıktan sonra: — Sil ulan şu tükrüğü, de- ir Berikilerin tosunluğu zaten oraya kadardı, Hemen belinde- ki kasaturaya yapıştı. £ Çekti. Ben buna sağdan bir tokat sol dan da bir tırpan attım yere in- di. Arkadaşı üstüme geleceğini bildiğim için onu sersemliğine terkederek doğruldum ve filhal yırmış gelirken, karnına bir tek me attım, krvrıldı. o İlk düşen kalkmıştı. İkircisinin önüme fır layan kasaturasını aldım. İlk düşürdüğümü yakaladım, kasa turanın sırtile verdim buna kö- | #' teği. Allahım! Dünyada bun- dan büyük zevk olur mu?.. Ni. hayet herif, suratımdaki tükrü- ğü mendilile sildi. aynı şekilde | kasaturasını 8 | MİLLİYET CUMAİ na varmadan kendimi vapurda buldum, Tayfalar ne olduğunu bilmi yorlardı amma vapura girişim- deki tuhaflığı görerek beni hüs nü kabul ettiler.. Rıhtımdakile re baktım., Polis: — Allah aşkına in yahu! Be ni ekmeğimden edeceksin! ne olur.. Bu sersemce sözlere cevap vermedim. Beni kaptanın yanı na çıkardılar, İdadi mektebinde ındiğim fransızca ile derdi- mizi anlatmak istedim. Müm- İkün olamadı. Bir maltız getir- diler ateşçi imiş.. Ona işi anlat tım. Vapur da o akşam kalkı- yormuş bizi vapurda bıra? zılar. Sekiz günde mi dokuz günde mi Marsilyaya çıktık.. Vapur kalkmadan evvel polisler filân gelip beni kaptandan istediler apıma vermedi. O zaman salta- nat polisi ecnebi vapurunda bu lunan bir adamı alamazdı. Avrupada ne yaptım, nasıl yaşadım o ayrı bir (o bahistir. Vaktim olursa sana anlatırım. Asıl söyleyeceğim başka şey. 1908 başlarında idi. Pariste idim parasızdımda, Zaten para h firari yoktu ya! OLâkin ben bilhassa meteliksiz idim. Bir i | gün Montmartre den geçerken bir tiyatronun kapısında bir gü reş ilânı gördüm. Ben delikanlı lığımda güreşe © merak etmiş- tim. Elim ayağım tutardı. Za gösterişli de bir adamdım, Ak- İrma geldi. Doğru içeri girdim. direktörü buldum: — Müdür efendi! Ben Tür - küm ve pehlivanım.. — Nerelerde güre; yaptınız! Şampiyonluk kazandınız mı?. — Hiç bir yerde güreş yap- madım sma iyi güreşirim.. — Bu bir şeye yaramaz, Za- ten güreşler pek iyi gitmiyor. Maamesfih bir kere soyunun ba İkayım.. Uzatmıyalım, Soyundum, he irif vücudümü beğendi. Ve be- nim kimseye haber vermeden gelişimden başka tür'ü bir isti- fade teminini düşündü. Ben o akşamdan itibaren (Maskeli pehlivan) ismile halka takdim edildim. Beni mevcut pehlivan lardan hiç birile tanıştırmadı. RTESİ 30 KANUNUSANI ten çıplak 95 kilo geldiğim için Üstü başı toz toprak! Hattâ tiyatro müstahdemini bi içinde olarak (o Mahmutpaşa /Je hüviyetimi ve şahsımı bilmi yokuşundan kaçmaya başladı. yordu, Tiyatroya yakın bir pan e BE siyonda oturuyordum. Orada rayı şöyle im iy İmer taa e yek ley ins gittim... İşin tuhafı dağ gibi pekin Tikiöenin ba kadarla Sahar |kayymmılidayomamiyorlu) yacağı mulakkaktı. Nitekim | liyorlardı anlıyordum. Direktör ertesi gün o civarda bulunan bü | heriflere tenbih etmişti, Hir bi- tün esnafın Beşiktaşta Hasan İri mukavemet etmiyordu. Ben Paşa karakoluna götürüldüğü- | de böyle her önüme geleni ven Haydarpaşa Feribotu İngiliz grupu ile temas ve müzakerelere devam edilmektedir. Türkiyede nafia işleri ile meş gul olmak üzere İngilterede te- | sekkul eden sendikanın mümes silleri M. Bari ve mühendis M. Köçel ile hükümet arasında mü zakerata devam edilmektedir. Şirket Sirkeci - Haydarpaşa fe- ribotundan maada Ereğli lima- nı, Filyos . Ereğli demiryolu. Dun ve Gölçük limanının inşa- sına talip olmuştur . Bu sendika hükümete tediye hususunda kolaylıklar göstere ileceğini ve hattâ Türkiyeden vâsi mikyesta mevaddı iptidai- ye almak niyetinde bulunduğu- nu da izhar etmiştir. Bir İsveç şirketine havale edilen feribo- tun krokisi yakmda Nafia vekâ letinin eline geçeceğinden bu krokiye göre İngiliz send'kasr- nin inşaatı deruhte etmesi çok muhtemeldir. Feribotun inşası üç milyonluk bir iş tahmin olun maktadır, Sendika feribotun in- şası için hükümetten para iste- memekte, feribotun kredi vari- datınm inşa masrafını kapam, sı üzerinde Eri Jetmektedir. Ar. Hilmi Beyin de ifade ettiği gi bi hükümet feribot için imtiyaz vermek niyetinde değildir. Bu ki edilmemektedirF eribot ile be ler de deruhte rde (böyle bir marzumeye karşılık yeni bazı formüller bulmak imkânı da va rit görülmektedir. Gölcük lima 'asımda temaslar başlamış tir, Ayni limanın inşasına talip olanlar arasında Yavuzu tamir eden St naaaire Fransız şirketi de vardır. , Yeni neşriyat MIMAR Bu meslek ve sanat mecmuasının kânunusani sayisi intişar. etmiştir. Mecmaada gerek mündericat yerek nefaset itibarı ile büyük bir tekâ- mül görülmektedir. mea — bağır- mışım! Hakem geldi. Meseleyi sıktı, ee acısından ne Ol | tiyatroya yeli ei edilemezler. İnen refetme”; değil midir? EE 1932 Kari si tunu Böyle tasarruf hakkı olur mu? Asmaaltında Hacı Cemali zade Hasan Efendiden aldığı- mız bir mektupta deniliyor ki: “Kandiyada satılacak emlâ - kimiz ve oradaki İyoniyan ban kasında pederimiz tarafından konulmuş paramız var. Pederi- ! miz vefat ettiği için, irsen bize geçen paramızla, satılacak em- » |lâk mukabilinde alacağımız be- dellerin, Yunan hükümeti tara- fından ısdar olunan bir kanun mucibince, bankanın o ruhsatı resmiyesi olmadıkça harice ih racına müsaade etmiyorlar, H: buki ortada bir Türk — Yunan itilâfı var, Bu itilâfname muci- ' bince tasarruf hakkı verilen bir mülkün bedelinin ihracını me- hetimek, o tasarruf bakkını zım İYİ İRAT GETİREN BİR MÜLK 5 daireli bir apartıman ve 2 dük- kânı havidir. Beyoğlunda Tepebaşında gayet mutena bir mevkidedir. 1921 senesinde inşa edilmiştir. Yenidir. Senevi safi iradı: 3700 lira. Satış fiatı: 3 465 numaralı Hidivyel oteli ka ıcısına müracaat. BİR MACAR MADAM tarafından büyük teshilâtla mo dem ve klâsik dans dersleri vet riliyor. İlkametgâhda veya pa- zartesi, çarşamba ve Cumarte- İnşsat bir imtiyaz mevzuu telâk| si günleri 2-4 arasında Beyoğ- lunda Elhamra Pasajında 5 nu- maralr apartmanında, Doktor Rusçuklu Hakkı Beyoğlu, İstiklâl caddesi Süyük Parmak kapu, Afrika lanma bitişik Apartıman No 21 — Tel: Beyoğlu 2797. taat: 14-18 BUGÜN AKŞA” Saat 2130 da İstanbul Belediyesi vaya Şehir Tiyatrosu | | | © İ Bu akşamdan itibaren ÇETECİ ARTİSTİK'te YAÇTORU ve HİSAR Sözlü ve şarkılı film. Gelecek Çarşamba akşamı ELHAMRA SİNEMASINDA Senenin ikinci Türk filmi Kısmen sesli, şarkılı ZENGİNLİĞİLE gösterer Maente Carlo Bombalar Altında filmidir. (DAKTİLO) filmi kahramanı JEAN M URAT (PRENSES EMRİNİZ) filmi , KATHE V.NAGY Ufa şirketinin Pransızça sesli, şarkılı, süperfilminin mümessiMeridir. 3 Şubat Çarşamba akşammdan itibaren MELEK sinemasmda Tamamile emen Sözlü ve KAÇAKCILAR 929 güzellik kraliçesi FERİHA TEVFİK HANIM ve Darülbedayi artistleri tarafmdan temsil edilmiştir. RIVLERA sahillerinde alınmış hakiki bir vak'ayı MUAZZAM... HEYECANLI... EĞLENCELİ.. | ÇKORSİKA ÇAKIRCALISI) göreceksiniz. Filmini pek yakm. BİLLİE DOVE - EDMOND LOVE MAJIK Sinemasında LOPEZ TÜRKÜSÜ l İlk müsükili ka- 1 Grip salgını ” İmedi. Grip size bulaşmamas için üstü- Bestekâri: Ha nüzde dalma ufak bir çepte taşmır | san Ferit, tükenmez bir nefes çekme cihazı 6- Hik, Talebe lan POHO'yu taşıyınız. Sizi mü- ve Zahitan ge kemmelen mubafaza ve tedavi eden cesi, bir ilâçtır. Eler tübü merhem ve ona benser her hangi bir ilâçtan daha &- dareli ve mücssizdir. Bütün büyük ecranelerde satılır. | Alı yaşından aşağı olan ii ar Raşit Riza T Tüzüğü debaşi BOYALI MELEK ? tel Vaki olan izdivaç merasiminde ştirak eden destlarma : arzederler. İlâhi Yıldız, veten (DELİLER TABİBİ) Janic Mares tarafımdan Fransızça söyledim, Fransızı hemen diska | Bu akşam 51,30 da Faruk Nafiz Bin nü işittim. Sıra bana geleceğini de tahmin ediyordum. Nihayet pek geçikmedi.. Üç gün sonra İ eve geldiler ve beni tahtelbefz götürdüler.. Bir polis ve iki zap tiye refakatımda köprüden ge- dikçe halkın muhabbetini ka- zanıyordum. İşim yolunda idi. Tiyatro da artık her akşam ağ- zına kadar doluyordu.Gazeteler benim nereli olduğumu keşfe| çalışıyorlar gâh Hintli, gâh! çerken rıhtımda yatan vapur. | Cavalı ve gâh Cezayirli olduğu lar nazarı dikkatimi celbetti, Ce |mu tahmin ediyorlardı.. Benim zadan korkmuyordum amma, |de büviyetimi söylemem, şahsı hakaret ederler diye endişe edi | mr göstermem memnu idi. Ara yordum, Rıhtıma geldik. Ben |dan on gün kadar geçti, Bir ak şimşek gibi bir karar verdim ve | şam bir Fransızla güreş ediyor- İ Masüjeri kumpanyasının bir |dum. Herif altıma düştü. Tam vapurunun rıhtıma bağlı oldu- | çevireceğim zaman nasıl oldu ğu halata saldırdım ve arkamda | bilmem. En can alacak yerimi ği gibi görmeğe muvaffak olsa idi, büyük zaferin müjdesini al mış olacaktı... Vedat Nacinin dumanlı göz lerine, karşısındaki duvardan bakan Nedim o Münirin e Kraliçesi Nezihe m den korkmağa kal Teh haykırıyordu... likeli bir oyuna atıldığını his. Bir zaman geldi ki artık göz sediyordu. Bütün cehtlerine leri büsbütün görmez, kulakla- rağmen metanetinin son nokta İrı o manevi itapları da işitmez sında çırpınıyor, kalbi her şeyi |bir bale geldi. Söz de konuşa itiraf pe bir zaafım “içinde | yorlardı. Belkis bütün mevcudiyetini | kâbusu andırıyordu. istilâ etmiş olan başka bir eme lin kuvvetli tahakkümüne rağ- onları baygınlıktan niz Lâ ediyor- ar a ll a du.. Ah bu muannit, müstağni | nar sular o dökülüyordu. Baş- Mifiye ettiler., Lâkin ertesi gü nden itibaren gazeteler ben. den bahsederlerken ismimi (A manallah) diye zikrettiler ve İbenim Ef yanlı olduğumu yazdı lar. Tabii tekzip etmedim.Orada ki argajmanım bitti. Başka yer ler için teklifler oldu. Birkaç ay daha öylece çalıştım, Lâkin temmuzda meşrut iyet ilân edi- kete döndüm.. Yoksa kim bilir belki ben de bir (Cim Londos) olurdum. FELEK kesilmişti. Lâmia her eşyden bihaber, sordu: — Belkis müsabakaya giri- yor musun?.. Buçün geçmiştim.. Gazeteyi geç vakit okudum... Sana ait tarafı görün ce ne kadar acele ettiğimi tasav vur edemezsin. Belkis bu tabii sözlerin için- de birer gizli mana seziyordu. Rakibesini tâ can evinden vur- mağa âzmetmişti. Kuvwvetlen- | hâkim dirmeğe çalıştığı titrek ve hır- çın sesile: ma €mirim., ker gibi oldu. Omuzlarını silke | dı: « temenni ederim.. miyordu: Ne 7 — dedi — Ne? manlarım nasıl çıldıracaklar!.. — Evet — dedi — müsaba |lâlığı bırak artık.. Hiç taham- kaya gireceğim... Kazanacağı. | mülüm yok. . Lâmia Belkisin sesinden ür ei Naci ile konuşmağa başla- rek cevap verdi: — “Olabilir. İnşallah.. Çok İsize tevdi ediyorum.. Yarın mü lere artık kendini zaptede | berdar ediniz.. Fakat meseleyi Sen pek in inanmıyorsun. galibat. aşan CANAVAR Manzum eser 3 perde Yakında temsil edilecek olan Demirhane müdürü temsilleri için biletler sotıkmağa hahlamıştar. Eeee FERAH SİNEMADA Bu gece saat 9,30 da ramazanın sonu münasebetile lince her şeyi bıraktım memle | 3 üncü muazzam yaryele programi numerolar kimilen değişmiştir. Talebelere tenzilât 3 ncü kat aile locaları 175 kuruş — Düşmanların mı?! —diye sordu— Hangi muhayyel tip- ler, bunlar?. — Mohayyel değil.. Maske- Bipler! Lâmin bu sefer büsbütün şa iL. rum. Ne olur.. Eski arkadaşı- nın sözlerine bir az kulak ver.. bal kapılma!.. o Kendine “öp Wep ederim. Ben de sa- na son defa söylüyorum.. Uka- Sonra arkasını dönerek Ve- Volağ ley be ii ananizn sabaka hey'etini kararımdan ha gizli tutmalarmı istiyorum. Müsabaka gecesi . birden bire Zen iki gün kaldı... dak Naci donmuş kalmıştı. Ke NEFİS VE SERİ SURETTE Milliyet Matbaası — İstasyona kadar beraber gi erin, — Ben sizi evinize kadar gö- türeyim.. Kadıköyünden İstan- Lâmia Vedat Naciye bakıyor du, Belkis, bu nazarların karşı- yor zannetti: — Hayır! —dedi — Ben ğim.. Her nevi evrakı matbua tab'ını derulite eder. Notere ait bilcümle evrak, mektupluk kâğıt, zarf, kartvizit, muhtıra, reçete ve faturalar renkli olara! Telefon: 24310 - 24318 - sında Vedat Nacinin tesi sönü ! yor, teklifini yarım ağızla yapı | İhayırl, gel İceksim!, EE Ez > el ve duvar EZ ilânları yapılır. Piatlar mutedildir. ADRES: Ankara caddesi dairei mahsusa 24319 ii Hile li Rip r