Spor Fenerliler İtalyanları 14 golle Bu müsabaka cidden heyecanlı ve çok zevkli oldu Dün Kadıköy Fenerbahçe stadyo- munda alâka ile seyredilen muhtelif fatbol maçları yapılmıştır. Birinci müsabaka Fenerbahçe | i- kinci takımı ile Eyüp Sultan birinci takımı arasında yapılmıştır, Bu ma. çı bire karşı 2 ile küçükler kazanmış ter İkinci müsabaka, Fenerbahçe B takımı ile Pera birinci takımı arasm- da yapılmıştır. Maçı 3-2 Pcrelırlar Fenerbahçe birinci takımı ile İ- talyan klübü birinci takımları arasın- da yapılan üçüncü maç çok zevkli ve heyecanlı olmuştur. Fenerliler çok kombine ve güzel bir oyun gösterdi- ler, Birinci haftaym 3-2 fenerlileri; lehine bitti. İkici haftaymda Fener- hücüm ve akınlarını teksif ede- rek İtalyan kalesine 11 sayi daha yap tılar. Bu devrede İtalyanlar bir sayı daha yapabildiler, 14-3 gibi çok bü- yük bir farkla Fenerliler maçı ka zandılar. Istanbul mıntakası futbol maçları İstanbul Mntakası Resmi futbol müsabakalarına dün de devam edildi. Havanın çok soğuk ve arasıra yağış stadyomda lı olmasına rağmen olduk şa kalabalık in, Birinci müsabaka, ikinci kümeye mensup Hilâl - Beylerbeyi birinci ta- kumları arasında idi. Her iki takım lari arasında yapıldı. İstanbul spor takımı Anadoluya nazaran — birinci devrede daha zayif idi, Fakat ikinci devrede hakim oynadı. Buna rağmen tarafeyin hiç sayi yapmadan 0-0 be- rabere N Üçüncü müsabakada Beşiktaş” Beykoz ikinci takımları karşılaştı- lar, Her iki takımın genç oyuncuları birinci devrede birbirlerine tefevvuk edemediler, İkinci devrenin ortaları. na doğru Beşiktaş sağ içi, soldan ol- dığı Bir pası göle tahvil ederek 0-1 biyetle takımını bu müsabakada galip çıkardı. Dördüncü müsabaka İstanbulspor. Anadolu birinci takımları arasında yapıldı. Hakem Refik Bey idi. Istanbulepor, oyuna derhal hakim olmuştu, Anadolu gençleri bu, birbi- vini takip eden İstanbulspor akınla- vi kale ünde güçlükle tevkif Yedinci dakikada İstanbulspor sağ içi, Salahettin takımının ilk sayisi madolu takımı bu suretle indi,. Beş dakika sonra Anadolu mü dafiinin yaptığı bir hatayı hakem penaltı ile teeziye etti. İstanbulspor (Başı i inci sahifede) camide türkçe Kur'an okuyaca ğini cemaatine söylemişine. Bu vait cemaati sevindirmekle kal madı, ağızdan ağza bütün şeh- ri dolaştı, Gazeteler de yazdı- lar ve şehrin bütün müslüman, halki sevindi. * Herkes türkçe Kur'an dinlemek için cumayı sabırsızlıkla beklemiye başla- dı, Öğle ezanı saat 12,24 te oku nur, Mukabelenin saat ikide o- kunacağı ilân edildiği ( balde, daha öğle ezanında cami dol- İ muş, kapı kapanmış, halk dışa- yendiler st müsabakalarına ait fiküstür tanzim edilmiştir. Buna nazaran müsnbaka- lar şu şekilde cereyan edecektir: 25 haziran cumartesi Türkiye-Ro- manya; 25 haziran tumartesi Yuyos. lavya-Bulgaristan; 26 haziran pazar Türkiye-Yunanistan; (28 haziran salı Yunanistan.Romanya; 28 hazi- ran sak Türkiye.Bulgaristam; 30 haziran perşembe Yuzoslavya-Yuna- cumartesi Bul. | mi ÖL EE RE *4l-İ çıyı doldurmaya başlamıştı. martesi Türkiye Yugoslavya; 5 Tem | Cumay: Yerebatanda kılmak i- muz pazar Yunanistan Bulgaristan; | çin gelenler fevç, fevç Ayasof- 3 Temmuz pazar Yugoslavya-Roma »ya, Ankara mıntekası spor kongresi ANKARA, 22. A. A. — Ankara | Mıntakası Spor Kongresi bugün fev- | rılmyorlardı. kalâde içtimaını akdetmiştir. Merkez ve İdman Heyetlerinin is- tifaları kabul edildikten ve hesaba- tın gelecek Heyet tarafından tetkiki tekarrür ettikten sonm intihabata geçilerek Kongre Reisi bütün kulüp İerin Mintaka riyasoti için ittifakla Ajans müdiri umumisi Muvaffak Beyi mamzet gösterdiklerini | tebliğ etmiştir. İçtimaa iştirak eden mümai İardı. Fakat kadınlar? o Orlar gitmek şöyle dursun, kilit gibi biribirlerine | yapışıyorlar, git- gün türkçe Kur'an dinleyece- giz, Nasıl olsa içeri girer, olmaz sa pencereden dinleriz, diyorlar dı. Kalabelik gittikçe büyüdü, gittikçe taştı, taştı ve Yereba- tan caddesini kapladı. Değil ca miye girmek, Yerebatan cadde leyh bu yüksek teveccühe, teşeklkür | sinden bile geçmek imkânsızdı. etmekle işlerinin kesreti ve Bir aralık herkesin sevincine mecburiyetinde bulunduğunu söy.) sevinç katan bir şayia daha çık lemiş ve keyfiyet hususi surette mü- | tı: - | zakere edilmek üzre celse tatil edil.) — Gazi gelecekmiş, mlştir. — Paşamız geliyormuş.. Hasüi celsede bütün murahhas) Artık her otomobil düdi işitilince insan yumağı çözülü- Gazi geldi. Yol açalim, deniliyor, fakat otomobil geçin ce bu yumak gene dertop o- luyor çığlıklar başlıyordu. Saat bir buçukta hafız yaşar geldi. İçeri girecek, mukabele okuyacaktı, Fakat nasıl? Bu bir meseleydi, kadınlar söz arla- mıyor; — Burada okusun efendim. Biz insan değil miyiz? Hem biz içeridekilerden daha çoğuz, di- riyaseti kabule muvafakat edebilece- ğini bildirmiş olduğundan celse tek- rar açıldığı vakit kendisine bu temas lara vakit bırakmak üzre içtimam gelecek haftaya taliki | telenrrür et- miştir, © Bu içtimada yeni Heyetler tekrar intihap edileceklerdir. Darülfünun spor kulü- bü açılıyor Darilfünun Spor Kulübü Reisli- ğinden: bulunan meb'us B.E.İ teşkilâtı reisi, Fe-| yorlardı, Bir müddet Hofız Ya- derasyonlar Reisleri ve Hukük, Tıb, içeri sokulması için çare leb eee ein ikçedik | düşünüldü. Nihayet Hafız gâh fümun spor kulübünün) Küşat me; | sürüklenerek, gâh omuzlar. dan aşırılarak kapıya kader götürüldü. Oradan içeri nasıl girdi? Kapı | açılınca velvele, feryat, hücum içerisinde bunu gören olmadı. Saat bir buçuktu, mukabele- nin başlaması için hada yarım saat vardı. Hafız Yaşara cemi içinde elden ele dolaşarak mek- rasiminde bulunmak üzere 24-1.932 pazar günü saat 15,30 dı lunda Hlalkeeyindeki kelüb Ml ne teşrifleri ehemmiyetle | rica olu. nar, Bursadaki maç BURSA, 22. (Hususi). — Kala balık müvacehesinde Gala- Hizaray lm Miçe Bae piyonu San'atkârlar arasında yapı" ia neticeyi sağlamlamak için irbiri arkasına (Beşiktaşın yaptığı hücumlar Beykoz kalesine tehlikeli anlar geçirtiyordu, Beşinci dakikada Beykoz eleyhine verilen kornerden Balkan kupası fiküstürü ISTANBUL, 22. A.A.— Bu se tütün meselesi ehemmiyetle tetkik “| edilecektir. "İ gö Bey Sofya tarikile şehrimize ne Belgratta yapılacak Balkan kupa” lan maçta Galatasaray 1:2 mağlup | tuplar uzatılıyor, hemen hep- oldu. — Derviş. sinde de: ği Dimi Namı bülendini bugün iyette okudum, göğsüm if. Poliste tiharla kabardı. — Berhudar ol KANE Hafızım, deniliyordu, Bir ara- Bir araba lık Reşit Calip ve Kılıç Ali Bey ler kapıda gözüktüler, Nasılsa yol bulup kapıya kadar gelebil mişlerdi. Fakat içeri giremiyor lardı, bin müşkülâtla bu da te- min edildi. Bi ynllerie gripe tutulmuştu, Büyük-| ti yoktu, fakat evvelce daadet- miş, bu kadar cemaati toplamış olduğu için, okumak zarureti vardı. — Hiç olmazsa bir sayfa oku yayım, dedi ve saat 1,50 de kür süye çıktı. Kürsünün önünde bir zat: — Hanımlar, beyler! o diye haykırdı: Hafız Yaşar Bey bi den bire hastalandı, bugün ze bir kaç sayfa okuyacak ve , İtamamını haftaya cuma günü büyük camilerden birinde oku- yacak, okunacak camiyi gazete er ilân k Hafız Yaşar, o kürsüde diz göktü, “Euzü besmele,, çektik. ten sonra Yasinin met- nini okumaya başladı. Sesi kr- sıktı iyi çıkmıyordu, fakat gü- Denize gitti Arabacı güçlükle kurtarıldı, Hayvanlar arabaya bağlı olduğu halde denizde boğulmuşlardır. Tütün kongresi hazır- lıkları bitti 1 .,, İzel okuyordu. Arapça metni ya Pim 21.— e rıya kadar okundu, İkimsede ha reket yoktu, herkes dinliyordu. Hafız Arapçayı yarıda bırak tı ve tıpkı arapça metni okudu- ğu makamla — Rast makami- le— “Müşfik ve rahim olan Al. labın ismiyle,, diye Cemil Sait ü ümesii türkçe si ia Yaşar türedi rast- jtan yp 3Z mi üzerin- iştir. Hamdullah Suphi Bey 15 cün| de dolaşarak gerim nr kaç güne kadar Ankaraya gideceğini kılmak üzere yacaktı, Fa- söylemiştir. kongresi hazırlıklarını bitirmiştir. Bu kongrede alikadarlardan baş- | ka bir çok mütehasarı bulunacak ve| Hamdullah Suphi Bey geldi sefiri Hamdullah Sophi| yaya, Sultanahmede dağılıyor- | İ ökçe kalabalıklaşıyorlar ve ay- | — Bugün için yaşadık. Bu- İri - | sulüz dediler. Siz de bizim gibi kat hastalığı buna mani oldu, | zaya hedef ettiler. MILLİYET CUMARTESİ 23 KANUNUSANI Yerebatan camiinde bir tarih başlangıcı rasttan başladı, rastta bitirdi ve okurken coştu, kendini tuta- madı, türkçe Yasini hastalığı na rağmen, başından (sonuna kadar okudu. Az evvel Yasin Arapça ok: nurken, hareketsiz dinleyenler, türkçe Yasin okunurken kendi: lerini tutamıyorlar, bazan “Al lah, Allah,, diye vecde geliyor- lar. Bazan “Aman yarap,, diye bir gülgule peyda eden seslerle | inliyorlar, Allahın lâtuflarma, | azaplarma, rasullerine, cenneti İne, cehennemine dair bahisler geçtikçe, yerine göre şükredi- yorlar, yerine göre istiğfar edi- yorlar, yerine göre vecit geçi- riyorlardı. Anlayorlar, anladıkça daha candan dinliyorlar ve dinledik- çe mütehassis oluyorlardı. Arapça metin, okunurken yalnız tarzı tilâvetten, maka- ü inden ve sesin pü- nden zevkalıyorlar- | dı. Halbuki türkçe de iş daha | | başkaydı. Cemaat hem sesten, | hem makamdan, hem manadan | zevkalıyor, her de kendi ki bını kendi diliyle dinl inşirah duyuyor, seviniyordu, | Ve Hafız Yaşar da okuyordu: Türkçe kur'andan Yasin | “Müşfik ve Rahim olan Ak İlahın bu bir takdiridir. Kamer rinci Sahifeden Geçen Yazılar Leh Hahambaşısı Dün geldi Paraşütçü Kendisini 500 Metreden attı (Başı 1 inci sahifede) müşter. Ön beş yirmi metre kadar ten sonra paraşüt açılmış ve evvel ne kadar insanı mahvey- lediğimizi görmiyorlar mı? An- lar dünyaya rücu etmiyecekler, hepsi biliçtima huzurumuza çi- kacaklar, Kurumuş, ölmüş top- rak Anlara dersi ibret olsun, biz o toprağı ihya edip orada teayyüş ettikleri hububatı ne- malandırıyoruz, Orada hurma açlarını ve üzüm asmalarını i bahçeler husule getiriyo- ruz, orada su membaları çıka- rıyoruz. Tâki meyvelerini ek- etsinler, elleriyle çalışarak mü- tena'im olsunlar, acaba müte- şekkir olmıyacaklar mı? Sizi olduğu gibi hububatı, nebatatı ve daha insanların - bilmediği bir çok şeyleri hep çift yarat- inmeğe, hem de rüzgârın cereyaniy- le Safraköy istikametine doğru iler- lemeğe başlamıştır. , Mütahassne atıldıktan bir kaç da- | kik sonra ve atıldığı yerden bir kaç yüz metre ileriye inmiştir. Tecrübeyi müteakip Aeroklüp na mna mütahassısa bir büket takdim edilmiş, müteakiben otomobillerle Istanbula dönülmüştür. M. Rene dün akşam Aero Klüpte tayyarecilik ve paraşütün faideleri hakkında bir konferans verecekti, fakat konferans, bugün saat 18,30 za İ te'hir edilmişt Konferans va serbestir. o ————— ——— larını eklediyorlar. Bu hayvan- lardari bir çok menafi ve “içe. cek süt” meşarip temiri ediyor. . | lar, bize müteşekkir olmiyacak- ları mı? Müşrikler başka ma- butlara tapiyorlar ve Anlardan imdat bekliyorlar. Lâkin An- lardan imdat bulamazlar, hal- buki kendileri Anların muhafiz askeri oluyorlar. Ya Muham- met! kâfirlerin kavilleri seni İ mahzun etmesin, Biz anlarm mış olan Allaha hamdolsun. Ge için menziller tayin ettik, bir| haldeki nihayet eski bir hurma dalı şeklini alıyor. Güneşin devreder. Insanların cetlerini dahilinde her şey bulunan bir seiineye tahmil etmekliğimiz ve Anları taşımak için sair vesaiti nakliye eylemekliğimiz yine kudretimize delildir. İste- , e Jizhar ettiklerini de, sak seydik hepsini garkederdik, e- |1” » ğer halâş buldularsa Ancak | 3dikl yoruz, İnsan meniden hal- n ismiyle, “Ya Sin, Hakim olan Kur'an hakkı için kasem ederim. Ya Muhammet! Sen tariki müsta- kime sevkeden “bir rasulsün. | Kur'an sana Aziz ve Rahim o- lan Allah tarafından nazil ol- muşutr, Tâki aba' ve ecdadına tebliğat vâki olmıyanları ve gâ- fil yaşıyanları haberdar'eyliye- sin. İçlerinden ekserisi için bük mümüz verlimiştir, onlar iman etmiyeceklerdir, o Boyunlarma ale geçirdik, çenelerini sıkı yor, başlarını doğrultamıyacak- lardır, Önlerinde ve artlarında birer mania vardır, gözlerini örtü ile örttük,hiç bir şey gör- müyorlar. Sen önlata ihtaratta bulunsan da bülunmasan da etmiyeceklerdir. Sen tercihan Kur'ana iman edenlere ve Al- lahtan kalben Korkanlara teb- liget, Anlara mağfiret ve mü- kâfat tebşir et. Biz emvatı di- riltiyoruz, Anların a'malini ve asarını kaydediyoruz, Hre şey a $ikür kitapta yazılıdır. Rasulle- rin ziyaret ettikleri bir karye vak'asını mi olarak onlara zikret, Evvelâ iki rasul gönder- dik yalancı dediler, bir üçüncü- sünü gönderdik, üçü de biz ra- insanlarsınız an size hiç bir şey inzal etmedi, siz yalan- cısınız cevabını aldılar, Rasul- ler: Rabbimiz bizim size gön- derilmiş olduğumuzu biliyor, biz size alenen tebliğ ile mü- kellefiz dediler, Biz sizin için kuşların taya- ranmdan teşe'üm eyledik, eğer 'davanıza hitam vermezseniz si- zi taşa tutar ve azabı elime du- çar ederiz cevabını aldılar, Ra- suller; Size nasihat kâr etmi- yor sut akayidiriz ve a'mali batılanız sizinle beraberdir, ha- kikatta haddi tecavüz eden bir kavmünüz dediler. in en uzak mahallinden koşup gelen bir adam anlara, ya kamv! sullere ittiba ediniz deyu Kk» yordu:. Sizden hiç bir üçret talep etmeyenleri takip ediniz, tariki hidayete dahil olursünuz. Beni halk edene ve nihayet hepinizin kendisine rücu ede- ceği halika niçin ibâdet etmi yeyim, Andan gayri mabutla- ta mı tapacağım? eğer rahman bana zarar verirse Anların şe- faati benim hiç bir işime yara- maz, beni kurtaramazlar, Aşi- kâr bir dalalete düşmüş olurum. Ben rabbimize inandım beni dinleyiniz diyordu. Taşa tutu- it ve cennete kiii sonra Ahl Al lahın bana olan ihsanı eğer kavmim (bilseydi dedi. Bu kavm e ee gön- derdiğimiz gibi söma dek ordusu ve Afati saire gönder- medik. Anları mahvetmek için cibrilin sadası kifayet eyledi. Yazık o kullarıma ki hangi ra- sul kendilerine geldiyse istih- Anlardan ir mü aha dünyadan müs | “97 tefit olmaları içindir. Kendile- | 91 âğikâr hasmoluyor?. Bize fine Allahın merhametine maz | mil ret ediyor, köndi hilkat har olmak için dünya ve ahret | kemikleri “İlim derler azabından korkunuz. denildiği | oaleri im rd zaman ehemmiyet vermiyorlar. | Kır Anlafa di kil O em klesi Raplarının ayatınm £ kâffesine | riltecek çareyi itiraz ettiler. Allahın ihsan et. | eden. her seyi | balketmeğe tiği erzaktan fıkaraya sadaka veriniz denildiği zaman | Alla- hın isterse iaşe edebileceğini biz mi iaşe edeceğiz siz aşikâr bir odundan ateşlerimizi yaka- cak atcş hasıl edendir. Semava tı ve arzı halkeden sizin gibi dalalettesiniz, Allahım vaitleri | aalakatı Kalketmeğ ye kadir de ne vakit infaz olunacak? sözü. | gm? Eibete kadirdir, o ü dıksanız söyleyiniz di-| 2. 1: dir. Anım emri öyle e bi söyleyiniz di- | dir ki bir şeyin vücuda geldiğini yorlar. murat ettiği vakit “ol” der, © maa sn İl gelen bir sadanın kendilerini | de ve hikitni olan Allaha bam makvetmesini mif. O vakit ne | Geta, Derisi. Am rüce edi: vasiyet etmeğe, nede aileleri * Re Dezdine avdet etmeğe vakit bu-| Kur'andan sonra düa lar, Sür nefholunacak ve mezar- larından raplarının nezdi- MR bu istirahat mahallinden kim çıkardı, işte rahmanm vaitleri ve rasullerinin tebliğleri yerini buluyor deyu bağıracaklardır. O son bir sada üzerine tekmil içtima eden inaslar huzurum za çıkacaklardır. gün hiç bir kimse hakkında zulmedil- miyecektir, herkes amaline gö- Hafız Yaşar Bey Kur'anı bi- irdikten sonra ellerini açtı, A- min!... dedi ve duaya başladı: “İlâhi yarabbi sana, hamdü şükürler olsun. Okunan kur'anı dergâhı izzetinde kabul et, hâ- #ıl olan ecri peygamberimiz Mu aleyhisselâ. re muamele görecektir. O gün | gâhı olan Türkiye cümhuriyeti eshabı cennet pür şevkü ns$6 | ni ilelebet payidar eyle! Cüm- olacaktır. Zevceleriyle | bir-|huriyet idaremizi o muvaffak, likte gölgede, tahtlar üzerinde | kahraman ordumuzu muzaffer, edeceklerdir. Meyvele. | sevgili vatanımızı ve milletimi- ist re ve her istediklerine nail ola- | zi daima mes'ut ve bahtiyar ey caklardır, Rahim olan rapların- | le! Amiı dan kendilerine selâm gelecek-| © Camii dolduran halk her tir, Ey mücrimler! O gün siz | cümle kesildikçe içten gelen bir ayrılacaksınız. Ey beni adem!| sesle mutazarriane inliyordu: ben size: şeytana İtaat etmeyi- | — Amin... niz, o sizin aşikâr düşmeniniz.| Artık mukabele bitmişti, Ha- dir buna bade ii, iş do | Kürüm iniyor emma ru yol budur demedim mi? | vaş yavaş kapıya doğru sarkı. Seri aklen bi olim ie İzer, flar kia lr — I1â) eyledi anlamadınız mı? İş- | vaffak olamıyordu. Çünkü hav te size vadolunan lı ve sokak hâlâ kalabalıktı ve Küfrünüzün cezası olmak üze- | bu kalabalık hâlâ dağılmak is re bugün orada yatmız. O gün | temiyordu. Yarım saat kadar dudaklarına «kilit vuracağız. | bir zaman geçti, kapı önündeki Yalnız elleri söyliyecek ve a- | kalabalık yarılabilecek bir hal yakları fllerine şehadet ede- | aldı, ve çıkmak isteyenler bin cektir, ii Himğik Anları müşkültla çıkabildiler, rüyetten ederdik, o va- i bildiler, çıkanlar, kıt mutatları olan yola gider. den bir zat kilit gibi biribirine sıl olan halka sordu: ler, fakat görürlermiydi? Eğer ni bekliyorsunuz? isteseydik onları cemadat gibi | Mukabele bitti işte! kederdik, o vakıt ne ileri gi- | | Hanımlar cevap verdiler; debilir, ne geri gelebilirlerdi. | — Ayol Hafız Yaşarınki bit ti ise Fatihli Fahamet Hanım. la, ortaköylü Hafizanım muka- beleleri var, onlar okuyacaklar, e onları dinleriz ve ilerle. Sokak kalabalıktı. Bu kalaba lik bir aralık Hafız Yaşarın ca mi çıktığını gördü. ler, hemen ü Kodretimizle halkeyledikle. | temadiyen sanyolasir eyni rimiz meyanında hayvanları in. sanlar için halkettik, İstedikle | fx Bey ri gibi tasarruf ediyorlar. Biz| — Evet, hayvanları onlara münkat eyle| | — Ne günü. dik, bazılarına biniyorlar, baz | © Gelicek cumaya hassıs hem yavaş yavaş yere doğru| $ muktedir olan Allahtır. Yeşil | Jeri yemekler j bir cok şair, heykeltraş kişinasın toplanma mış bir çok simaları istikbale geler ler arasında göze çarpıyorlârdı. , Misafir Habam yorğun olduğu çin, namına gazeteci M. Moşe Mark Royal oteline giden muharririmiz şunları söylemiştir: — Hahambaşı Avram © Mordah Alter Varşova civarında küçük bi şehir olan Gora kasabasının muhte. rem bir ihtiyar hahamıdır. Kendiş 75 yaşlarındadır. Burada pazarteş, gününe kadar kalacağız. Cumartes günü seyahate devam etmek, teri | katın ahkânma münafi olduğu için ancak pazartesi günü Filistine doğri yolumuza devam edeceğiz. Haham, başı Filistine niçin gittiğini bize bi le söylemedi. Tasavvufi bir tarik ta mensup dan Hahambaşı siyoniz me muarızdır. Tarikatine Avrupadı ki Yahudiler dahildir, Ispanyol mü sevilerinin kendisi ile bir alâkası yol İtalyan Akademisyeni Örne Ohycü m Ha| Ta memleketlerde futurisme? açan büyük san'atkârların isimlerini 4” ee tendi çirleri re okudu. me'in hasanlarını silâhsez iri bir ikna kabiliyetini a bi kabiliyetini sezmemek müm ————— — Nerede? irmik: bölmek e zeteler ilân eder. : Bu sualler tevali ediyor, Ha fız Yaşarı saran insan seli Aya sofyaya doğru li fa- kat dağılmıyor, gittikçe kesa- fet peyda ediyordu... Geride, cami u Tabalıktı, hâlâ herkes biribirine: — Neden öbür hafızlar da okumuyorlar? diye 80- Evet, meden öbür (hafızlar | de Türke kaleme