3 Aralık 1931 Tarihli Milliyet Gazetesi Sayfa 5

3 Aralık 1931 tarihli Milliyet Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Nasıl Para Kazandınız? N. Nuri Bey anlatıyor Terhis edildiğim gün, cebimde ihtiyaca kâfi param yoktu. Günlerce, haftalarca aç kaldım! birliğinin umumi kâ ibi, Şehir meclisi azası, tanın- mış avukat Nazmi Nuri Beyi, Vakıfhanındaki yazıhanesinde çalışırken buldum. Bana yanın daki koltuğu gösterirken sor- di: — Hayır ola, bir şey mi var? — Var dedim, bizim anket için. Sözümü bitirmeme meydan bırakmadan atıldı: münasebet. Ben zen gin değilim ki. Hemen cevap verdim: — Mutlaka zengin olmağa lüzum yok.. Hayatta muvaffak olmuş bulunmak kâfi... Bugünkü mev küinizi elde edinceye kadar pek çok sıkıntılı günler geçirdiğini i lüyorlar.. Dudaklarda acı bir tebes- süm bulutlandı: — Hangi sıkıntılı günler a zizim, aç kaldığın günler dese hize.. — Demek aç ta kaldınız? Masanın üstünde duran pa ketten bir cigari Bir ci gara da bana uzatar: — Anlaşıldı dedi, kurtulamıyacağız.. Zile bastı. Gelen adama: — Bize lütfen iki kahve söyler misiniz? Dedikten sonra hikâyesine başladı: — Ben, hayata (o kırklira borç para ile atıldım. Hik nutmam 1918 senesi sonbaha- tın yoğmurlu bir günü idi. Terfis edilen ihtiyat zabitleri arasında Kadıköy vapur iskele sine çıktım. Cebimde bir haf- talık ihtiyacı temin edecek pa- Tam yoktu. Babam, Bağdat- tan hicretle Musula kadar ge- lebilmiş. Annem, kardeşlerim Suriyede esir olmuş, Trabzon- daki akrabalarım ise Rus isti- lâsından kaçarak © Karadeniz kıyılarma ilticaya mecbur kal- mıştı, Bütün efradı dağılmış bir ailenin hiç bir & yerden ve hiç bir kimseden himaye gör- mesine imkân olmıyan bir uz; vu idim. Diğer ihtiyaçları bir tarafa irakalım, sadece aç kalmak tehlikesi karşısında idim. Sonra aradan öyle günler geçti ki, bu tehlike (kendini hissettirdi: Aç kaldım... Gün- lerce, haftalarca,, Benim gibi Trabzonda doğ muş, İstanbulu © pek az bili taşralı bir gencin İstanbul gi- bi büyük bir şehirde yaşıyabil mesi Himalâya dağlarına çık- mak kadar müşküldü. Fakat, ihtiyaç, fazlalaştıkça müşkül- rin azameti ufalıyor ve bü, beni hayata karşı cesur yapı Yordu. Tanıdığım birçok kim- #elere müracaat ederek ış iste- elinden vabı aldım. Tahsilime güveni- yordum ama taşralı bir çocu- un en yüksek irfan menbar 0- İan İstanbulda irfanını istis- mar edebilmesini de kolay bul Muyordum. Meamafih, yaşa- eti vardı. Kapr dolaşıp iş aramaktansa Yeri yurdu. belli bir vaziyete #irmeği daha muvafık buldum. Bir yazıhane açmak lâzımdi. Fakat ne ile? Hiç olmazsa iki aylık kira- Yı peşin vermek ve bir de ke- iL göstermek icap ederdi. Haydi bunları temin ettik diyelim, yazıhaneye masa, is- le, kanape gibi şeyleri nere den ve nasıl tedarik edecek: tim? Tanıdıklatımın içinde mü- tacaat etmediğim tek adam kal Maaştır, a Arkadaşlarım, bu zata mü- tücaattan da bir netice çıkmıya Sağıı söylediler. Zarar yok.. dedim.. Bir defa tecrübe edelim.. , Kazanamadığım (takdirde İsde etmemek şartile ken: “en kırk lira borç istedim. Arzumu kabul etti ve bana kefalet ederek oturduğu han- da boş bir odayı i alpli, büyük i söyliyeyim: Nemli Zade Şevki Bey.. Bunun üzerine han odabaşısı Mehmet Efendiden ayda iki lira (o kira | mukabilinde iki iskemle ile bir kırık masa aldım. Filistin ric'a tinde bütün eşyalarımla bera- ber kitaplarım kaybolmuş, yal nız ceza (o kanunu ile mücelle nasılsa çantamda kalabilmişti. Eşyası bile benim olmıyan ya | zıhanemde işe başladım. Sabahleyin erkenden yazı- haneye gelir, ortalığı süpürüp temizler, akşamları da on pâ- ra kazanmadan eve dönerdim. Evim dediğime bakıp ta kira ile tutulmuş bir evim var zan- Yenikapıda uzak. tan bir akrabamın nezdinde sı- ğıntı vaziyetinde idim. ! O akrabam, biraz evvel si- | ze kahve getiren adamdır. İşlerimi Oo yoluna O koyun-| ca kendi yanıma al dım. O gündenberi yanımda- | dır. o Uzatmayım; İlk aylar, çok sıkıntılı geçti. Meçhul bir | gencin, birden bire kendisi, tanıtmasına zaten imkân yok- tu, Ağır ağır muhit ile tema i naslar neticesin- yordu. Burada bir şey daha kaydet mek isterim: Harbi umuminin ilânı arifesine tesadüf eden Avukat Nazmi Nuri Bey | hukuk imtihanlarımızda l mamı almak için iki dersim | kalmıştı.. Askerliğe davetimiz diplomamı almağa imkân bi- rakmadı. Dört senelik harbi, yoksul- luk takip edince Darülfünuna gidip imtihan vermektense işe koyulmağı tercih © etmiştim. Bu esnada Muhamat kanunu çıktı. Mektepten mezun olmı- yanlar, avukatlık yapamıyacak denildi. düşünüyordum: — Eh. İki dersten imtihan vermek bir şey değil!, Nasıl ol sa muvaffak olurum... diyor- dum. Fakat Darülfünun Berut Hukuk mektebinin sınıf numa- raları İstanbulda melâm olma- dığından bahsederek dört sene- lik derslerden imtihan vermek liğimi istedim. Bu esnada evlenmiştim. Bir de çocuğum olmuştu.. Çocuğu ma süt, evime yiyecek temin için akşamlara kadar uğraşır- ken sabahlara kadar da Darül. Fünun derslerine çelışmağa mec | bur oluyordum. Bu mesai ne- ticesinde işte şu duvarda asılı diplomayı aldım. Diplomam, harpte ve hayat müşkülâtımda ye'se kapılmak istidadını gös- deme yeni kuvvet ver O tarihten itibaren akran ve emsalim arasında daha iyi çalışabilmek için lâzım * gelen enerjiyi kendimde buldum. Her gün, ferdaya daha büyük er m Anna May Wong nasıl sinema artisti oldu? || Şimdi en büyük emeli Çinli bir ediple evlenip mr Anna May Wong Maruf Çinli sinema yıldızı Anna May Wong hayatını şöy le anlatıyor: — Daha birkaç sene evvel - kaç sene olduğunu sormayı- nız - Los Angeles civarında ki Çin şehrinin derelerinde o- yun oynadığım zamanları düşü hüyorum. Mektebe gidecek yer de, gizlice sinemaya gittiğim İ için ne kadar çok dayak yedim. imdi gayri mümkün rüya için de gibiyim ve uyanmaktan kor kuyorum, Los Angeles'te bir Çin ça: | İ maşırhanesinin arka dükkânm- da doğdum. Hayatım hakika- ir peri hikâyesine benzer. Hattâ Çinli eski bir Protestan papazının delâleti ile gel i iylersem hayret edersiniz. Bu zat bilmediğim bir sebepten dolayı papazlığı bırakarak Los Angeles'e geldi ve sinemaya intisap etti. İsmi de Jem Wang! Bu zat hem filmlerde oynt- yor, bem de Hellyvood ile Çin şehri arasında irtibat vazifesini görüyordu. Eğer Çinli fi yaç va iranlara ihti deruhte toplıyarak stüdyoya getirirdi. On bir yaşına geldiğim za- man, bir sinema aktirisi olmak arzusile yanıp kavrulmuş bir haldeydim. Bir gün karar ver dim, aileme sezdirmiyerek pek kudretli James Wang hazretle | rini buldum. Titriyerek, Pearl White, Mary Pickford ve di- ğer artistlere karşı olan hay- ranlığımı anlattıktan © sonra, » asıl ismim (budur - bugün benden tam üç yüz çinli figü ir iman besliyerek çalışıyor. dum, Şimdi her akşam, benimle birlikte o ıztıraplı günleri ya- siyap karımm ve çocuklarımın yüzüne bakarken bugünün fe- İ yizli inkişafını, dünün © sıkım | tılı günlerine borçlu olduğumu zu asla unutmayız. Burada Türk gençliğine, ik bir tavsiyede bulunmak erim: Aile şöhreti, aile © serveti | zeval bulan, kıymetsiz vasıta. lardır. Eğer yarının kendileri için refah hazırlamasını arzu ediyorlarsa bunu ancak kendi iradelerinde ve irfanlarında bü labilirler. Ben, böyle doğdum ve böy le büyüdüm. M. Salâhaddin İ i Çinde oturmaktır. ran istediler. Seni de stüdyo- ya götüreyim, Kendimi bir'nur âlemine kavuşmüş zannettim. o Çünkü bu kadar kolay muvaffak ola- cağımı Zannetmiyordum. Wang'ın koluna asılıp kaldım. Teşekkür ederim, teşek- kür ederim. Benim büyük bir artist olacağımı zennediyor- musunuz? Wong Lin Tsong, sen bu küçük vücudunla üç yüz fi- gürenm arasında kaybolup gi- dersin, Fakat senin gözden kaçmıyacağına eminim. Çünkü sende bir mandarin siması var. Sonra da gözlerin çok iri.. Fo tojenik çıkmazsan diye korka- rum. Çok az sonra Nazimova'nın çevirdiği “Kirmizi fener, de bana ilk rolümü vermişlerdi. On dört yaşmda idim. Hayatı mı geniş gehiş kazanıyordum. — O halde niçin Holiyvood ! | dan ayrıldınız? İki sebepten!, Birincisi hayatımı sadece kazanmak ba- na kâfi gelmiyordu. Ben dai- ma büyük bir artist olmak hül yasındaydım. Halbuki bulun- duğum yerden bir adım ilerile yemediğimi görüyordum, Va- kıa Douglas Fairbanks'ın “Bağ dat hirsızı,, filminde bir küçük hizmetçi rolünü almıştım. Bu rol hoşuma gitmişti ama, istis nayi bir şey olmuştu. İkinci se bep de, filmlerde daima ölmek ten artık bana gına gelmiş ol- masıydı. Sahne yazsiları san'at noktai nazardan, . benim pek hazin bir şekilde ekten baş ka bir şey yapamıyacağımı zan laka beni öldürüyorlardı. Öl mezden evvel de filmde ya bir, ya iki sahne görünebiliyordum. Madam Butterfiy'yi de çe- virdi'ten sonra artık, hattâ ha zin bır şekilde dahi olsa, ölme meğe karar verdim ve Berline hareket ettim. “Mucize,, filminin müellifi İ Karl Voelmeller sırf benim için | birkaç senaryo yazmıştı. Birin cisi Tsong idi. Bu filmi çevir dikten sonran nazarı — dikkati celbettim. Beni Londraya ça- ğırdılar. Orada tiyatroda The Cirde of Chak piyesin oyna- dım. Bu piyes o kadar muvaf- fakıyet kazandı ki, çeşit çeşit ve hiç beklemediğim birçok tek lifler karşısında kaldım. Lond ranım bütün ki miyeti be ni akşam yemel €, müsa- merelere davet ediyorlardı. Bir edebiyat kulübüna aza kayde- dildim Bir Çin operetinde dan- setmek ve şarkı söylemek için konturat yaptım Çince bir mec muai iş'arı İngilizceye tercü- me ettim. Artık Londrada bir fırtma gibi esiyordum. Ondan sonra sinemaya avdet ettim. Pi cadilly ve Haiti çevirdim. Şimdi Hollivood'a ailemin yanı İ na avdet ettiğimden dolayı mes udum. Londradaki cemiyet ha yatının verdiği yorgunluğu ge- çireceğim, bana imanımız, iyi bir kitap okumak, en parlak mi samerelere ve süvörelere mekten her halde daha çok iyi dir. Çok defa evlenip evlenmiye- ceğimi sorarlar. Evlenirsem bi Çinli ile mi, yoksa bir beyazla mı evlenmek istediğime merak ederler. İnsan kiminle evlenece ğini evvelden kestirebilir mi? Fikrim, henüz tanımadığım İ Çine, şu uzak ve esrarengiz Çi ne gitmek ve hayatımın son günlerini orada geçirmektir. Fakat bunun için evvelâ Çi yi gayet iyi öğrenmekliğim lâ- zımdır. İnanınız ki, Almancayı, | İngilizceyi çok iyi, Fransızcı yı bir az bildiğim halde, Çin | sanında kendimi çok zayıf bu- luyorum. Fakat beni de mazur görmeli. Çünkü Çin alfabesin- Anita Pag*'ın yeni Lil Dagover'in bu şapkası Holly- vood'da derhal moda olmuştur. (Sinema Haberleri | * Londra belediyesi her biri üçer bin kişilik beş sinemi şa etmeğe karar vermiştir. l * Amerikada yirmi beş sine | mayı idare eden Schubert The atre corporation mali müşki- lât içindedir. * Paramount Caarles Ruddy | Roger'nin mukavelesini tecdit etmemeğe karar (o vermiştir. Buddy müzik hole girecektir. * Film âmillerinin talebi üze rine maruf yirmi sekiz yıldız bir sinemarkral ve kraliçesi in- thap etmişlerdir. Reylerin tas nifi neticesinde Maurice She- valier kral ve Ruth Chatterton | kraliçe seçilmiştir. « “AŞK HAZRETLERİ,, filmi- nin vazı, sahnesi Joe MAY'in yeni filminin İKİSİ BİR ARADA, dır, Bu filmin FFransızca muhavere lisini JEAN MURAT ve ANNA BELLA oynamaktadırlar. a de dört bin harf var.Halbuki bi | zim alfabemiz yirmi altı harfı geçmiyor. dört bin harfi iyice öğrenmek için insarın ömrü ki fayet etmez değil mi? Garpte yaşamış Çinli bir ediple evlen- mek istiyorum. Çünkü onun garp lisanlarına vukufu saye- İ sinde ben evin içinde pek ya- bancı kalmamış olacağım. Böy le bir izdivaçtan (o sonra artık Çinden bir yere çıkmam. Lâkin bundan evvel bir kere | de Holiyvood'da muvaffak ol. | mak istiyorum. Şimdi Sessue Hayakaya ile birlikte çevirdi- ğim son filmden çok memnu- num. Şark filmlerinin eski rağbeti | | bulacağını zennediyorum. Kim | ilir şu dakika hangi köşede| bir küçük Çinli kız yeni bir An | na May Wong olmak hevesin- IB | oyaıyacaktır. ette DUFLOS, Roland Toutain, Mar İ | cel Bibert, Leon Belliere ve Des Jar dedir. l | İ resimlerinden bir. Güzel Alaman artisti LLANE olduğu ayni muvi büyük bir film bi bu KRNREDOUTE , Fransızca ismi daha tesbit edilmemiştir. Bu filimde Liane Hayd ile birlikte çokttanberi sinema perdesinde görmediğimiz İy- van Petroviç'le Georges Alekxander Yakında Beyoğlunun büyük si- nemalarının birinde, E. A. “DU- PONT,, un şaheseri olup GİNA MA NES ve DANİEL MAAND AEL LE'in büyük bir kudretie temsil et- tikleri “ÖLÜM PERDESİ, gösteri lecektir. | * SARI ODANIN ESRARI Gi sinden daha kuvvetli olan SİYAH LI KADININ KOKUSU filmi bit- miştir. Hali hazırda Paris'te Mari vaux tiyatrosunda gösterilmekte 0- lan bu filmin mümesilleri: Hugu-| Çekoslovak ticaret nazır bütün sesli ecnebi filmlerini yeni bir resme ve ithaline müsaade mecburiyetine dir ve bu para tahsisat olarak milli Çekoslovak film sanayiine verilecektir. Norma Shearer son filmlerinden birinde ilk defa olarak şarkı O söyle miştir. Biz de sesini | dinleyebilecek miyiz? Douşlas Fair- banks Pariste yahatini şöyle anlatıyı — Son filmimin il zer bulunmak üzere, He Nevyork'a gelmiştim. Bu filmin ismi, biliyorsunuz ki, “Seksen dakikada devri âlem, dir. Filmin-muvaffak 6- up olmadığını söylemek bena düş mez. Amerikana gazeteleri daha bi tarafane bir sürctte size'malümat ve receklerdir. Fikrimce eğlencelihir fi limdir ki,bu da az birşey değildir. Se yahatime geliner, beni Nevyork'a ge tiren trende Lesvis Milestone'a rast geldim, “Garp cephesinde sükünel var,, filmini idare eden bu zati tanır. sınız. Lev'in muayyen bir projesi yoktu, onun içindir ki kendi projele rimi ona kabul ettirmekte güçlük çekmedim. Gelecek filmi Lew sahne ye vazedecektir. Ben budefa başka bir hat takip ederek ikinci defa dev. ri âleme çıktım. Paris'te on beş gün em ve burada filmimin bazı ii se vi Paris'ten sonra Samit Mortiz'egideceğim. Kar. ve kış spor. larmı çok severim, Karda da birke; sistem bir sesli film cihazı götârüye rüz. Daha nakli kolay daha piratik. Senaryomuzu hâdiselerin müsaades. nisbetinde sadıkane bir surette çe vireceğiz. Nihayet Pekin'e gidece Ziz. Çünkü zevcem Mary Pickfor. ile orada buluşmak için sözleştik Karımla benim hakkımda çok mana sız şeyler söylendi. Bunların asl: (as k e Bilâkis Beverley Hille'de yeni bir ev inşa ettirdik.Mar'ynin be rikelide bir zevki vardır. Bu sebep tetn evi döşemek için Hollyvood'd: kaldı. Dünyayı devrettikten sonr yeni evimizde şöyle oturup dinlen mek, ne iyi birşey olacak! Evlenecekler mi? John Gilbert'in üçüncü karısı © lan İna Clarie'den ayrıldığını ve ga: liba da bu defa Lupe Velez ile ev. lenmek üzere olduğumu yazmıştık. Her ikisi geçen hafta Pariste idiler Fransız gazetecileri de meseleye m rak ettikleri için, ikisinin birinin zından hakikati öğrenmek istemiş. det edeceklerini haber almca, istas yonda beklemişler. Jon Gilbert'ir eşyası vagonda! Hizmetçisi bir aşa ği bir yukarı dolaşıyor. Gözü de eş yada!.. Fakat ne gelen var, ne gi den! Nihayet bir düdük ve tren sar sileyor. Hizmetçi vagona atlıyor. Gazeteciler öğreniyorlar ki, he ikisi de geceleyin barda fazla kal mışlar ve sabahleyin vaktinde uya namamışlar. Trene yetişmek için ta yareye binmişler. — Her ikisi de Şer börgda eşyasını bulmuş ve kendiler ni götürecek Mauretanin vapurun yetişmişler. Tayyare yolculuğundan Lupe Velez vapura biner binmez yr tağa düşmüş ve Fransız gazeteciler de hakikati öğrencmeden kalmışlar. Sinema yıldızlarının — düğünleri amma merak uyandırıyor haf Pariste en son çevirdiği “Dişi köpek” isimli tilmde büyük bir muvallakıyet kazanan müteveffa Janie Marese (Bir kâç ay evvel Fransada bir otomobil kazasında telef olmuştu.

Bu sayıdan diğer sayfalar: