MILLIYET SALI 74 TEŞRİNİSANI 1931 Devlet Demiryolları idaresi ilânları Haydarpaşa Limanı eşya tahmil ve tahliyesinin kapalı zar- fla münakasası 12 birinci kânun 931 Cumartesi günü saat 14 te İdare Merkezinde yapılacaktır. Tafsilât Ankara ve Haydarpa- şada İdare veznelerinde ikişer liraya stılmakta olan şartname- lerde yazılıdır. (3973) KARTAL MALMÜDÜRLÜĞÜNDEN: | Kıymeti muham-. Zira Asrın umdesi «Milliyeta tir. 24 TEŞRİNİSANİ 1931! İDAREHANE — Ankara cadde- si No: 100 Telgraf adresi: Milliyet, Tstanbul, Telefon numaraları: 24310 — 24319 — 24318 ABONE ÜCRETLERİ G 3 Bir şapka hikâyesi Refik Sebatiyi her halde ta- nırsınız. Hatırlayamadınız mı? Nasıl olur canım. Onu İstan | bulda hattâ Türkiyede tanımı yan yoktur. Amma madem ki Türkiye için Hariş için | birden hatırlıyamadınız. Size aylaği 400 kuruş el! onu bir parça tarif etmek iste- — rim, Tıknaz, sarışın, kırmızı| Kas yüzlü. Kendi halinde dalgın Gelen evrak geri verilmez | bir efendi. Söz aramızda Re- Müddeti geçen mushalar 16 kuruş | fik biraz da içkiye düşkünce- tur. ve ve metini 2 işler | dir. Amma öyle fazla bir ipti- içim müdüriyete mürecnai X lâ da değil. Akşamları mutat he zzetemiz ilanların mesuliyetini | yz elli dirhemlikten manda sa bah ve öğleleri de ellişer dir- hem; Çok sayılmaz sanırım. Her halde onun bir çok hususi zevkleri olduğunu itiraf etmek lâzımdır. Meselâ şöyle tezgâh | başında ayak üstü iki tane at- | mak. Günün harigi saatinde ©- | Jursa olsun. | Gülüms | Refik Sebati'yi duğunuza tamamen (o kaniim Bizim refikin iki tane şapkası İ vardır Amma diyeceksiniz ki Refikin şapkasından bize ne? Acele etmeyiniz hikâyemi s0- nuna kadar sabırsızlıkla dinler seniz o zaman anlayacaksınız ki Refikin & şapkalarile sizin mutlaka bir alâkanız & vardır. | Evet Refikin iki şapkası var- dır. Biri eski, biri yeni. Kış gel için yağmurlu havalarda İ yeniyi saklayıp eski şapkasını giymek istemiş ve bu eski şap kanm Eye bir bale gel- mesi yarım — lira fedakârlık yaparak onu te mizletmek üşünmüş ve bir kaç gün evvel İ yenisi başma eskisini eline a larak evden çıkınış O gün işi- ne geç kaldığı için şapkayı te mizlemeğe vermemiş. Daireye geldiği zaman kapının Şeyhlere karşı pek şiddetli bir hârp; Kalelere karşı müthiş taarruzlar; Bir kurşun yağmuru altında namuslarını kurtaran #damlar, İşte yarın akşamdan itibaren OPERA SİNEMASINDA göreceğiniz başma ve temizletmek için ev- den sabahleyin çıkarken aldığı | kendi eski şapkası zannile mey hanedeki başka bir müşteriye ait olan bir şapkayı (da eline alarak sokağa gelince her iki şapkayı da çi ye asmış, Ertesi gün bittabi ne giderken gene yeni şapkası nı başıma, eskisi zannile aldığı- nı da eline alarak gene şapkacı ya uğramadan işine gitmiş. - Şapkalarmı asmak için port mantonun önüne < geldiği za- man bir de ne görsün kendi es ki şapkası çivide asılı duruyor. Bir eline bakıyor. Elinde de bir başka şapka. Yenisi de başın- da, Düşünüyor. o Düşünüyor. Düşünüyor ve bir türlü bu şap kaların üçüzleşmesindeki sırrı Köyü Sokağı Cinsi menesi Lira sıs 120 135 s0 i. | Pendik © Refet Paşa © Nim kürgir harap dükkân tahtani bir oda fevkani bir oda ” Arabacı S. z Arabacı$. Arabacı 5. X ara Balâda evsafı muharrer 515 lira kıymeti muharmeneli dül kân dört taksitle, diğerleri peşin olmak üzere 17-11-931 tarihin- den itibaren yirmi gün müddetle müzayedeye çıkarılmıştır. İhalesi 7-12-931 pazartesi günü icra kılınacağından taliplerin yüzde 7,5 depozitolarile müracaatları. (4028) İ btanbul Gukai Müdürlüğünden; e, e i Hayali değil hakiki bir mevzu, halihazır hayatma ait bir dram, anlıyamıyor. Aynı zamanda gö Met Adet Kilo z ği i Ni nihayetsiz bir aşk: rüyor ki şapkalardan birinin i- | 2000 Zeytin yağı Tiki deliyi çinde, A.S markası var, Bu şap | 550 Gaz ARTİSTİK SİNEMASINDA kanm kendisine ait olmadığını 350 — İspermeçet göreceğiniz. anlıyor, Fakat başkâtip Ahmet Faraş UÇURUM KENARINDA Sırrı Beyin olduğunda da hiç Kova Fransızça sözlü ve şarkılı filmdir. Tahlisiye Umum Müdürlüğünden: rak şapkayı © uzatıp diyor ! Fener İbrik Büyük hasır süpürge Orta hasır süpürge | © Bedeli keşfi dörtbin küsur liradan ibaret olan Kumköyünde Hasır süpürge sapı | (Kilyosta) Müdür hanesile Tahlisiye mevkii arasındaki yolun Çalı süpürgesi adi kaldırım tarzında inşası aleni surette münakasaya komul- Çalı süpürgesi sapı | muştur. 14 Kânunuevvel 931 tarihine müsadil pazartesi günü saat 14 te ihalesi icra kılmacağından taliplerin bu baptaki fenni ve idari şartnameyi almak üzere Galatada Rıhtım caddesindeki İdarei Merkeziyeye müracaatları ilân olunur, (4035) Kaba hasır Istanbu! Belediye: ânları Tavan sırığı Merdiven Bedeli keşfi 4847 lira 70 kuruş olan Karaburun mektebinin tamiri kapalı zarfla münakasaya konmuştur. Talipler şartname 300 Muşamba : Cevamil şerife için lüzumu olan berveçhi balâ on yedi kalem almak, keşif evrakını görmek için her gün Levazım müdürlüğü- ne müracaat etmelidir. Münakasaya girmek için 364 liralık te- levazım ayrı ayrı aleni münakasaya konmuştur. Talip olanlar şeraiti anlamak üzere her gün Levazım İdaresine ve ihale günü minat lâzımdır. Teminat nakden kabul edilmez. Ya Belediye- den irsaliye alınarak bankaya yatırılıp alınacak o makbuz yahut olan Kânunuevvelin 15 inci sal: günü saat 14 te İdare cncüme- nine müracaatları, (4008) hükümetçe müteber tanınmış bankaların birinin teminat mek- tubu ile olur, Bu şekilde teminat mektup veya makbuzu” ile Bugünkü hava Yeşilköy rasat merke- zinden alınan malâmata göre bugün hava bulutlu olacaktır. Razgâr şimal istikametinden esecektir. Kar muhtemeldir. Tazyikı nesimi 770 mi- limetre, azami 4 asgari <4 tür. Yani gece gün- düz hararet değ'şmemişiir ATAN HAİNLERİ sözlü ve şarkılı filminin canlı bir sahnesidir. » Şimdi artık hatırlamış ol- | — Sırrı Beyin şapkası bura- da kalmış. Al bunu odasına gö | tür, ,Kapıcı şapkayı eviriyor çe- viriyor, ve bizim safdil Refik Sebatinin yüzüne bakarak gü- | lümseyor: — Vallahi Refik Bey başkâ tip Beyefendi böyle külü: şapka giyer mi hiç? Bu şapka onun değil, diyor . Artık Refik te işini gücünü İ bırakarak bu şapkanın kime ait olduğunu tahkike girişecek de- ğil ya Çiviye asıyor. Artık Re- fik Sebatinin üç şapkası var- dır. Öğye üzeri yemeğe çıkarken eski şapkasını eline alarak şap | Kasabın seyabi Ben etliye sütlüye karışan- lardan değilim amma şu ka- yazacağım. bir, umumi Bunlar biribirini kat'iyyen tutmaz, aralarında a zim farklar vardır. İstanbuldaki Seyrisefain a- centa binasınm üstündeki köp- rünün saatile Kadıköy iskelesin deki saat biribirini tutmaz, bun ların ikisi de Karaköydeki diki | Ni saate uymazlar. Köprünün Eminönü cihetindeki saat de Karaköydekine muarızdır. keti Hay iskelelerindeki sa atler biribirine ve cümlesi bu köprü atlerine tevafuk et- mezler. Sirkeci garı büsbütün ayrı âyar tutar... Beyoğlunda- ki umumi saatlerden tünel baş ka, Galatasaray mektebinin sa yanına, işinden çıkarken yorgun kafa ile eski kası nı çivide unutarak yeni şına geçirmiş ve fırlamış gın olduğunu söylemiştik— İ kacıya bırakıyor. Ertesi gün Mpa all şapka temizlenmiş hazır fakat | üç i Dr. Celâl Tevfik alacak parası yok. — Şapkasını almak için dükkândan içeri de | Frengi ve idrar yolu has- talıkları mütehassısı:S'rkeci, (mese Sise | İstanbul Belediyesi Darülbedayi temsilleri Bugün akşam girmiş bulunuyor. Hemen ba- | Saat 21,30'da şındakini çıkararak: ati başka, İngiliz sefarethanesi nin kapusu üstündeki saat baş kadır. Beyoğlu dairesinin cep- bittabi doğru meyhaneye. Tez- gâh başmda iki taneden başla” yan akşam keyfi dam akıllı — Bunu da, Yarı alırken ikisinin par: birden temizleyiniz. na veririz, diyor, Temizlen Muradiye teaddesi No. 35 Sa. 14-18 YANAR DAĞ Komedi şartname, teklif mektubunu ve ticaret odasmda kayıtlı olduğu- na dair vesikayi mühürlü zarfa koyarak ihale günü olan 26-11- 931 perşembe günü saat on beşe kadar Daimi Encümene verme- 4 Perde Yazan: L. Fulda Tercüme E.: Seni ha Bedri Talebe gecesi, Yakında: AKIN! Yazan: Fa- ruk Nafiz. yaptıktan sonra parasını tesvi- ye etmiş ve çıkarken şapkasını e ———ğ—ğ— — Seksen beşe... — Yahu! Üsküdarda altmı. şa veriyorlar, siz. seksen beş is- İ tiyorsunuz!.. — O et başka bu et başka!.. — Hepsi dağlıç değil mi?. — Evet amma dağlıçtan dağ lıca fark var.. Siz de adamsınız (arkadaki küfeci çocuğunu gös teresi bu da.... İkinizin fiati bir mi?.. Müşteri bu cevaba kızmış ve dükkândan çıkıp gitmiş Kadı köy kumsalı satılıyormuş İşittim ki, belediye Kadıköy | kumsalını satıyormuş... Bir ara İ ik orayı da şenlendirmek için üzerine (hel) inşa ettirmişti. Çok şereflenmiş olmalı ki, şim di satılığa çıkı Acaba Gülhane müsamereleri Gülhanenin mutat tıbbi mü- samreleri bu ayın 29 uncu gü başlayacak ve her ayın ikinci | ve sonuncu pazar günleri saat 17 den 18,5 a kadar devam ede. | — Pazar ve Cumartesi günleri İstanbul 5 inci ferasından: Mab- | tenzilâtlı halk gecesi. cuz fiyat markalı bir otomobil 29. | 1131 tarihine müsadif pazar günü saat 12-13 de Taksim meydanında bilmüzayede satılacaktır, müşteri lerin o gün ve vakitte mahallindeki ilân olu mişini başına geriye: Yeni şapkasını te izletmeğe bırakı- ün gene dalgmlık la başında A.S. markalı şapka vardır, Aynı dalgınlıkla şap- kacıdan içeriye girmiş bulunu- yor. Bermütat gene para yok. Başındakini de temizletmek i- çin bırakarak temizlenmiş ola- nı başına giyiyor. — Hepsinin birden parasını veririz, diyerek dükkândan çıkı yor. Şapkacı her gün bir şap- ka temizleten böyle yağlı müş teriye itiraz edecek değil ya. Şimdi Refik Sebatinin iki şap- kası vardır. İkisi de temizlen- miş ve bedava temizlenmiş A.S markalı şapka da şap- kacı da duruyor. Ben demedim mi bu şapka hikâyesile sizin de alâkanız vardır, İşte mutlaka bu A. $ markalı şapka sizler | den birine aittir. Elli kuruşu- nuz varsa durmadan — Sirkeci- deki şapka temizleyen lekeciye gidip şapkanızı alınız. Temiz- ir, Sizi bekliyor. hesindeki saat muntazam işle- mediği için onu bir vakit ölçü- sü olarak yazmıyacağım.. Saatleri biribirine bu kadar aykırı olan bir şehirde halkın nasıl olup ta vapurunu, trenini, tramvayını kaçırmadığına hay» ret etmeyiniz. Çünkü halk bütün bunları görerek saatini on dakika ileri koymakta ve böylece biribirine uymayan sa- atlerin yalanlarma kaj maktadır. Saatler nasıl biribirine uy- mazsa İstanbulun et fiatide öyledir. Fatihte, Aksarayda, E yüpte, Ka: nrükte, Üskü- darda, Kadıköyünde, Galatada, Eminönünde, Beyoğlunda, Şiş- İide et fiatleri arasında o kadar fark vardır ki insan hayran o- tur. Dağlıç eti Fatihte elli ku- ruşa, Şişlide seksenedir. | İşte bu farkı görmüş ve Üs- | küdardan karşı tarafa yeni ta- şınmış bir müşteri Şişlide bir kasap dükkânına girer. — Et kaça?. lidir. (3635) Beyoğlu Emrazı Zühreviye muayenehanesinde 4 eski çini soba aleni müzayede ile satılacaktır. Alınak istiyenlerin satış günü olan 25-11-931 çarşamba günü saat 13 te orada bulunacak memura müracaatları, (4040) İstanbul Vilâyeti aygır deposunda teraküm eden sap kuv- vetli ve otlu gübreler 28 Teşrinisani 931 cumartesi günü ma- halen satılacaktır. Tahipler ihale günü orada bulunacak memu- va müracaatları, (4042). agi Üsküdar HALE Sinemasında YAŞASIN HAYAT Mümessili: Nikola Kolin memuruna müracaatları — 5 Bedeli keşfi 11742 lira 69 kuruş olan Fatihte Kurşunlu med- Bur, a İLK i BULGAR OPERET resesi tamiri kapalı zarfla münakasaya konmuştur. Talipler ZAYİ — İstanbul İskân Müdiriye- | HEYETİ şartname almak ve keşif evrakmı görmek üzere her gün Le- tinden aldığım 490 Liralık bonomun | © © (Fransız Tiyatrosunda üdürlüğüne müracaat etmelidir. Münakasaya girmek EE ira teminat lâzımdır. Teminat nakden kabul edilmez. cdiyeden irsaliye alınarak bankaya yatırılıp almacak 7 ve yahut hükümetçe müteber tanımış bankalardan bi- mektubu ile olur, Bu şekilde teminat makbuz veya mektu- ii GAR ii enin pullu bir nüshası ve teklif mektubu, Fen ve vacılık ehliyetmamemi zayettim. Ve | prima Dema; Mir Bükme, | Ticacet odası vesikasmı mühürlü bir zarfa koyarak ihale günü ana: Mimi Balkanska, iel EA nisini alacağımdan eskisinin hük ansXA. | olan 21-12-93 pazartesi günü saat on beşe kadar Daimi Encü- mü yoktur. Ali bin Ali Orkeestr: mene verilmelidir. (4039) makpazunu kaybettim. Yı İ Bugün akşam saat 21 de makta olduğumdan eskisinin hü. | mü olmadığı ilân olunur. Küçük! “ İSTANBUL GÜLÜ” İ Pangaltı Kuyumcu İrfan Sokak No | Yarın akşam: 40 Faika. mak ii rin Monmartr Çiçeği aumerolu ara 21 kişi, cilâsı altındaki ai os ki bir mahalle kızının şımarık şırfıntılığı akan Neriman Cem şit Hanıma da ne demeyliydi? Nebahat dikkat etmişti: Reşit Beyin kolunda o kadar kurula kurula kendini teşhir eden bu hanım, kocası gelip te kabaca kendi kaldırmak isteyince birden bire ne kadar âdileşmiş- ü. En ziyade genç kızı meşgul eden Süheylâ idi: Mubalagalı dekoltesini yanındakine temas ettirmek istercesine (o sokulan bu dik bakışlı, kelimeleri içiçe sokarcasına “çabuk söyleyen hanımın Ahmet Nebille alâka- sını çok merak ediyordu. Ken- disini Kemal Reha Beyin sır- naşıklığından . kurtarmasına, Muhteşem Nihat (Hanımın imalı taarruzlarına karşı koy- masına rağmen, ihtiyarınm ha- ricinde bir kuvvet, bu kadına | vetlendiriyordu. Fakat bu işin sonu ne olacaktı.? Delikanlı, yanı başmda oto: mobilin sür'atli gidişile- sarsıla sarsıla düşünen genç kıza bak- tı. Bu düzgün vücudün içinde çarpan yürek © acaba sahiden kendine bağlı : mıydı? Bir raftan Nemika Sırrın, İ taraftan. Mübteşam: Nihadin kıskançlıkları, daha * şimdiden önlerine tehlike uçurumlari a- çıyordu. Neriman Cenişidin de gözleri pek kıskana kıskana bakmıştı. Süheylâ sinema ge cesinden beri çok iyi davra nıyordu. Fakat bu taşkın kadın | dn on sahnede birden bire düş | manlık duyar gibi olmuştu. . | Ahmet Nebil birden bire! — Hayır... hatırladı. Gözü önünden geçen | — Affedersiniz, ben dedü- kadınlar panuraması arasında | düşünceye dalmışım. Mebruke Numanın sarı bukle. | — Yok, hakkınız var. ler arasına — gizlenen beyaz | e — Hakkım mı? çocuk çehresi gözü oönüne gel | — Öyle ya! Tabii kendi iş- di. Ötekiler gibi yapmacık yap | lerinizi düşüneceksiniz. Ben... miyan bu kız geçen gün ken | — Ey siz? Milliyet'in Edebi Romanı: 87 BAŞI DÖNÜ da bunu hatırmdan çıkarmış 0- lan delikanlı, şimdi meraktan çıldarıyordu. Acaba Mebruke Numan kendisine ne söyliye- cekti? Bu dağınık düşünceler ara- sında kendini kaybeden Ah. met Nebil, birden bire yanı ba- İ şında derin bir soluk sesi du- İ yarak uyandı Otom — Öyle ya! Beni mi ceksiniz? | Nebahatin öesi titri gözlerinde inci damisları ak- mağa hazır gibiydi. Deminden beri Ahmet Nebil düşünürken, Nebahat te onu seyrediyordu: Bu gece genç kız için bir umulmaz görüşler gecesi olmuştu. Bir kere hiç tanımadığı Şişlinin salon mu- hitine girmişti. Oradaki hanım İarın, beylerin süsleri, sef: leri, tantana ve debdebeleri tında örtülmek istenilip te bir türlü (o saklanamıyan kofluk, hiçlik, Nebahatin masum göz- lerinden bile uzak kalmamıştı. Büyük bir şirketin müdürü, ticaret hayatının o mühim bir adamı, bir çok nüfuzlu insan- ların himayegerdesi, zeki ve muktedir bir adam diye tanı- lan, arasıra © gazetelerde ismi ve resmi neşredilen Nihat İl- hami Bey, sofr turan, zayıf yüz İle ile misafirlerini bir o kadeh İ rakı daha atmağa teşvik eden, Sulu, ruhsuz, o sırıtkan adam mıydı? Kendisine o rakı içme- mek istediği halde Süheylânm bir kaç sözile ezilip kalan Ke- mal Reha Bey geçekten 'dip- lomasi hayatında şöhret almış bir zekâ sayılabilir miydi? Bü- yük bestegâr, meşhur musiki- denen Şeyda Kâmil Bey, sahi bu kadın çizgili ablak yü- zün üstünden gözleri bön bön bakan, iri karlı herif miydi? Sofrada kendi karşısında otu- ran Ferit Necdet Beye, Yazı- cızadelerde ne ruhsuz, ne ma- nasız yüzlerdi? Ya kadınlar? Sarıya kaçar çiy yeşil renkli küçük gözleri- le kendisine ısıracak gibi ba- kan dudakları karmenli, kir- pikleri rimelli, yüzü boya için- de örtülü debdebeli Muhteşem Nihat Hanmefendi bu zahiri tantananın içinde ne boş, ne kıskanç bir akrep (o ruhu taşı- KLER İbrahim NECMİ Nebahatte de deminki raret yoktu. Titriyordu, yüzü — Ayılır sordu . — Ya! — Sizi çok seviyor galiba. — Arkadaşlık... — Amma o kadar | sevdiği halde üzmesine ne demeli? — Bilmem ki... Ahmet Nebil deminki cesa- reti arıyor, bulamıyordu. Ne de münasebetsiz zamanda ba- yılmıştı şu Nemika Sırrı Ha. nım! Tam delikanlı Nebahate: — Ey, Nemika Sırrı Hanım size beni sevip (sevmediğinizi sorduğu zaman ne cevap ver- diniz? Diye soracağı bir sırada, sanki manevi bir kudret bu sö- zü kesmek istemiş gibi, otomo- ayılmaz da sizi sararmıştı. Gözlerinin perdelenmiş gibiydi . Otomobil Tepebaşından Şi- şane karakolu yolile Galataya doğru uçarken iki © gencin de sesleri kesilmişti. Ahmet Ne- il yordu: Acaba nasıl ir sadmesi Nemika Sır- rı Hanımı baygınlığa sürükle mişti? Nebahati Muhteşem Ni hat Hanımın evine sürükler- | ken dehşetli bir kıskançlık hır- sma mağlüp olduğu besbelli o- lan bu sıska, esmer, - sivri kız, şimdi de yaptıklarına pişman | mı olmuştu? Yoksa asıl eme- line eremediği, Ahmet Nebilin Nebahati bu meclisten çabuk ışığı | gözlerle mütehassir mütehas- sir Ahmet Nebilin yüzüne ba- ka baka dalmış, ihtiyari hari- cinde içini çekmişti. — Ne oldunuz, Nebahat Ha nı — Hiç. Siz üşüyorsunuz, galiba? a Nİ — bil sarsıla sarsıla duruvermişti. — Ve şimdi delikanlı artık irip duran bu suali s0. çıkarıp götürdüğü için daha zi- yade hırslanmış mıydı? Ayı: aca si terdiği iyilik tavrı da- dişine telefon etmiş, bahsederek onu ça çok mü- him bir şey (o söyliyeceğinden Benim ne ehemmiyetim i ne ehemmiyetiniz burnunun üzerinden kulaktan geçer bir gözlükle, eski yaş- maklı kadınlar gibi, mahiyeti- yordu! Karşıdan uzun kirpik» li gözlerinin süzük bakışlarile kendini mütemadiyen göz hap karşı içinde nefret ve çekinme uyandırıyordu.