1 Eylül 1931 Tarihli Milliyet Gazetesi Sayfa 5

1 Eylül 1931 tarihli Milliyet Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Keskin sirke küpüne zarar! Muayene ücreti İtfan Beye bir kere de dok- muayene olmasını tavsiye İler. İrfan Bey © tavsiyeye Yeten doktora gitti. Uzun muayene. | Et yemekleri yemeyiniz. | içmeyiniz. hele içki, kat İrfan Bey kapıya doğru yü | ince, doktor: - Affedersiniz, dedi, mu- )€ ücretini unutuyorsunuz. — Dektor Bey, tavsiyeleri tatbik etmiyeceğim ki mu İne ücreti vereyim. Ne bu? İmtiha nden boyuna sıfır, sıfır se almışsın. Peki amcacımığ, sen de in ki, yüz binler, milyon- cv sıfırlar sayesinde olu- i Almanya 1918 de Almanlar kat'i 2a- çölde etmek © ve Parisi ele| week için son bir gayret yedikleri sirada başvekil ©dendorfun arasi açılmış- ğvekil bir gün; karargâhı minin verdiği o emirlerin wi” — olabileceğine şüphe söylemiş ve Lodendorf erek sormuş: m ksa siz beni budala ye Baş, koyuyorsunuz? vekil de şu cevabı ver- Si : Hayır, estağfurullah! Lâ | lık hali bu ya! belki | olabilirim lm | İstanbula geldi, Tiyi *“iyen kadının kocası Saç suyu Tıra şolan müşteri, saçları» | nın döküldüğünden şikâyet et- İ zamanından beri film çeviri- ti. Berber dedi ki: ağir — Beyim merak etti şeye bakın! Bizde Cemal Ha- san suyu var, Sabah akşam bi rer defa bu su ile başınızı y- kayın , Bir hafta sonra bakın ne oluyor? Bir defa saçların dökülüşünü bıçak gibi kesiyor, sonra da yeni saç getiriyor » — Yok, ondan istemem. — Tecrübe etmediniz de, belki inanmazsınız. (o Halbuki ben şimdiye kadar hangi müş | İ terime Cemal Hasan suyun- dan sattımsa, hepsi de mem- mun oldular. Alanlar, bildikle- rine tavsiye ediyorla: dığım adamlar bile geli den Cemal Hasan Suyu istiyor lar . — İstemem . — Bizde gariptir, | Frenk icadr oldu mu, etek dolusu pa- ta verip alırız. (Fakat air aptığımız en iyi saç sularına kime vermeyiz. Sonra Ce- mal Hasan suyu o kadar paha ir da değil, Şişesi yetmiş bes Zİ) kuruşa, — İstemem azizim. . — Neden istemiyorsunuz, li m. 7 Cemal Hasan benim. O suları ben imal edi- yorum » a Ameliyat İzmirden Hacı vi Efen il in bir tüccar kN Ni kölundü ame at yaptırmak üzere Opera” ör Fikri Beye müracaat etti. Mlz unun biri kesilecek- Sadece ti, o kadar. . dl 5 ör Fikri Bey, ölüme eşi mak müm üm kolu kurtarı gi dr ve tatbik ettiği eri sa in kolu kurtardı » ik iş bilin Efendi Miner içi vereceğini sOr- De Kendisine müfredeti ya- zılı bir hesap puslası verdi ii Hacı Hasan Efendi baktı, e i, pahalı, dedi, ameliyat yapmadınız ki , bu kadar para istiyorsunuz - 1 e Şa Ra) — Her- 107 sarkı söylerken Maude Garden Şimdi o Fransada da Greta Garbo'ya bir eş çıktı. Matma zel Maudç Garden eşkâli veç- hiyesi kaadr, oyunları ile de Greta'ya bir müşabihiyyet arz etmektedir. Filhakika resmi- ne dikkat edilirse, Maude Gar den de meşhur İsveçli yıldıza benziyen birçok noktaları sez memek kabil değildir . Greta'ya karşı şimdiye ka- dar üç rakip gösterilmişti. Marlöne Dietsich, Lil Dago- ver, Elissa Landi.. Şimdi bunlara bir dördün cüsünü de ilâve etmek lâzım : Maude Garden. . dir. Bu artist de ta sessiz film yordu 13 rakkamı Bazı kimseler (13) raka- mının felâket getirdiğini, ba- zıları da bilâkis saadet temin eden bir rakam olduğunu iddia ederler. “Sarı odanın esrarı,, için 13 İ rakamı mes'ut bir mukaddime teşkil etmiştir. Oynandığının ertesi günün den itibaren kendisine parlak ve muzafferane (o bir yol açan Gaston Leroux'nun © piyesini umum temsili ilk defa, 13 şu bat 1912 tarihinde (o Paris'te mm tiyatrosunda veril Keza gelecek (© mevsimde Beyoğlunun büyük sinemala- rından birinde görmek fırsatı- na nail olacağımız bu namdaki filmi Marcel L'Herbier 13 teş- rinievvel 1930 tarihinde çek- meğe başladı. Garip bir tesadüf olmak ü- zere, genç polis hafiyesi Roul- eltabille rolünü yapan Roland Toutain isminde de 13 harf vardır. Binaenaleyh, © size uzun müddet hatırasını muhafaza e- deceğiniz lâtif bir gece geçirt. tirecek olan bu filmin muvaf. fakıyetinde ber şey ittihat et- mektedir » <A İİ kendisini Hollyvood'a Matmazel Clara Bow bir- İİ den bire şöhretin şahikasına çi kan sinema artistlerindendir. Fakat bir (o hâdise az kalsın terke mecbur ediyordu . Daha küçükken babası ve anası ile Nevyorkta, daha doğ rusu Brooklyn'de oturuyordu. Anası öldü. Ve küçük Clara tabii iş aramağa koyldu. Bir 4 güzellik müsabakasında kazan- dı, bu müsabakadan sonra ce- küçük bir konturatla ken disini Kaliforniyaya, sinema di yarma götürdüler, Clara mes'- idi. Bu hurma ağaçlarını, bu üneşi, bu beyaz ve geniş cad deleri gördükten sonra, bir an çılgm kafasile bu cenneti bı- rr verdi. Ya- muvaffak ol Swanson üç sene (o müddetle her sene bir milyon dolâr ka- zandığı Paramunttan ayrıldık- tan sonra, ba boşluğu nasıl dolduracakla rını düşünmeğe başladılar. On lara herkesin hoşuna gidebile- cek ve reklâma değer “bir tip lâzımdı. Öyle bir tip ki, mü- dürler kendisi için £ haftada 10,000 dolürcık da hazılamış- lardı. Bu tiplerden bir iki ta- nesini tecrübe ettiler. Nafile! Kimi güzel değil, kimi foto- | kiminin çehresi | jenik değil, filme ve ışığa uygun düşmi- yor. Bunlara olsa olsa hafta- da 800 dolar verilebilir ; Halbuki müdürlere haftada 10,000 dolâr lâzım! O zaman bir de Clara'yı tecrübe ettiler.. - Eğer Clara şehirde ve hayatta ne ise, per- dede de o oldu mu, tamam! İn sanların mukadderatımı tayin eden anlar.. Hakikaten biraz düşünülürse çok mütliş anlar. Fakat Clara düşünmedi. bile! Kısacık etekleri ile sete çıktı. | Bacakları operatöre varıncaya kadar, herkesi (o mikmatısladı. Bü; kıp kırmızı, , hassas dudakları, kırmızı saçları, çap kın tavırları. Birçok güzelle- rin birçok güzelliklerini kayıt ve zaptetmiyen adese, Clara- nın nesi varsa hepsini gez i leye aksettirdi. be Ölaral Murafak gl dun, artık yürü bakalım 24 yol açık ! ... muvaffak oldu. Ser- ill ve tabii edası kar şısında ona bakan n€ görüyor- sa, beyaz perdede de âYnini gö rüyordu, ir ev satın aldı. Gary Cooper'i dost tuttu . Ve başka Alman urldızlarından: 'Lilyan Harvey kimse ile meşgul olmadı. Müdürler, haftada on bi 5 A BOW stüdyo müdürleri | verilecek birisi ! dolâr kazanan bir kadının bu kadar açık saçık gezmemesini söyledikleri zaman, derdi ki: — Ben kime ne fenalık ya- pıyorum? Ne zaman isterseniz | çalışıyorum. Eğer iş icabı gün de on sekiz saat çalışmak lâ- z1m gelirse, yine çalışırım. Fa | kimse bana karışamaz. | Lâkin asalet insanları nasıl | bir takım mecburiyetlere tâbi tutarsa, şöhret de öyledir. Meşhur bir kadın vücu- dunu ve karakterini bu kadar açık bulunduramaz. o Nitekim bu hafikati Cl da anlattı. Fakat geç anladı. Derken sesli film., Bir tec- rübe yaptılar. Clara bunda da şağı yukarı o muvaffak oldu. Birçok meşhur yıldızları zul- metin ucu bucağına atan ses- li film, Clara'ya o kadar doku namadı Hattâ ilk sesli filmi firma İ sahiplerine para bile kazandır- Clara Bovv dı. Clara kazandığı paraları İ kâtibesi ve dostu Miss Daisy | Devoe'ye veriyor ve artık öte- İ sini düşünmiyordu. o Bu hem mizacıydı da ondan... Derken Nevyork kabarala- kat stüdyodan çıktıktan sonra | Hesaplı © Küçük Cemil ve kendisi için yaptırılan köşkü Er NİŞ hikâye ( Küçük okuyucularımız meseleyi anladıkları zaman, halletmeğe çalışsınlar ve ancak ondan sonra hikâ- yeyi sonuna kadar okusunlar ) Bir ihtiyar portakalcı oğul larından üçünü çağırdı. Dedi iz — Her biriniz çarşıya gidip portakal satacaksınız. Çocuklar: — Peki Bey baba, dediler . Ve babaları en büyük oğlu- na 50, ortancasına 32, en kü- | çüğüne de 14 portakal verdi ve | dedi ki — Şimdi hepinizde muhte- lif miktarda portakallar var. İ Bu portakalları bir fiatten #a- tacaksmız ve gelirken de hepi- niz bana ayni parayı getirecek siniz , Büyük çocuk dedi ki; — Babacığım, bu nasıl olur? Meselâ 14 portakalı onar pa- radan satsak, 140 para yapar. 50 portakalı da onar paradan satsak 500 para yapar. Ayni parayı nasıl getirebiliriz? Ortanca çocuk biraz daha akıllı görünmek için dedi ki rında Al Jolson tertibi şarkı söyliyen bir Harry Richmam peyda oldu. Bu adamın kadı- İ'dan yara hesapsız muvaffak” İ yetleri varmış. Şimdi “Mü hit artistler, şirketinde çak yor. Bir hafta sonra ki Harry Richman Clara'ya âş Nereye gidilse Clara — Ha: İ Harry — Clara! Fotoğrafi: mülâkatlar, sütun sütun ya lar.. Fakat Holiyvood öyle ! İ yer ki dedikodu hamamı, de İ koducu! İnsanın bir © bakış İ dan bin mana seziyorlar. Stüdyo müdürleri baktık İ ki, iş rezalete sapıyor, derh. Harry ile Clara'nın evlenece lerini işae ettiler. Hattâ söy lendiğine göre, ni yüzükle ri bile taati o edilmiş, Oh! O o zaman ortalığa bir rahatlık çöktü. Fakat her ikisine de mir verdiler: — Bir müddet için Nevyor- | ka gidin! ! Emre itaat edeptendir. O- nun her ikisi de edepli e | depli Nevyorka gittiler ve Hol Iyvood'da da dedikodu durdu. Bir müddet sonra Clara tekrar | fakat yalnız geldi ve tekrar s- todyoda işe başladı. ! Birden yeni bir rezalet! Kâti besi Miss Daisy Devoc şantaja kalktı ve Clara'nın bütün aşk mektuplarını matbuata verdi. Bir insanın, bahusus bir kadı- nın emniyeti bu kadar suüisti- mal edilir değil mi? Clara da- va açtı, Bu dava Holiyvood'un hep bu neviden rezaletlere teş ne ahalisine öyle tatlı günler geçirtti ki. Stodyo müdürleri gene şa- şırdılar. Clara'y: —Matmazel, dediler, bu reza- let pek ileri gitti. Dikkat! Hu- | ruç kapısının eşiğinde duruyor | sunuz. Clara babasının göğsüne ba şını koymuş, mütemadiyen ağ“ lıyor. — A kızım, dünya bu! Her kesin istediği ömür sürme sine kimse müsaade etmez. Ba kalım, mahkeme ne karar vete | cek? İ— Herkes, bilhâssa stodyo mü- » dürleri heyecanla kararı bekli- bir & İ cak bir tek çaresi tan İ milel — Babacığım, bunun an- var. Ben ” sortakalı 0 paraya (o satar- kardeşim de 14 portakalı 0 pa raya satar, Hepsi bir fiatten © satılmış olur. Yekün yine O tutar, . . Fakat en küçükleri hiç se- sini çıkarmadı ve kardeşlerini alıp çarşıya gitti. Bakınız, o- rada niye kararverdiler: ... En küçükleri dedi ki: — Evvelâ hepimiz de por- takallarımızın üstüne ayni ete keti asalım. Yedi portakal on paraya! Sonrası sırası gelince ben size haber verdiğim vakit, eteketi ( değiştireceğiz ve bir tanesini on paraya satacağız Göreceksiniz, sonra neler o. lacak? Bunun üzerine üç kardeş portakalların üzerine eteketle- rini koydular. Yedi portakal on paraya! En büyükleri 49 o portakal sattı. 70 para aldı. Ortancası 28 portakal sattı, 40 para aldı. En küçükleri ye di tane sattı, 10 pâra aldı. ... Bu ilk satış bittikten sonra üç kardeş fFiatleri değiştirdi. ler. Ve hepsi de bir tek porta- kalı onparaya satmağa başla- dılar . En büyük kardeşte bir tek “Vİ portakal kalmıştı. Onu sattı Bahçıvan dayı tavşan kar- deşin &'r hilesini yaksladı rım. Büyük kardeşim 50 por- takalı 0 paraya | satar, küçük yor. Miss Devoe emniyeti bu derece çirkin ve iğrenç bir tarz da suiistimal ettiği için on se- kiz ay hapse mahküm oluyor. | Bu karar her şeyi düzeltti. | Clara gene eskisi gibi sinema ufkunda iri bir yıldız.. Bol bol çalışıyor, bol bol para kazanı- yor, Aşktan, insanla dilin- den ödü kopuyor. Çünkü aşk- tan da insanların dilinden de hayl ıçekti. Artık Clara için yeni bir haber iştirsek, eminiz, bu defa mutlaka evlenecektir. Milton'un yeni filmi Geçen senenin harikulâde keşfi, cazibeli | şarkıları hâlâ dudaklardan düşmiyen ve ilk eseri olan Bedavacılar Şahı fil minde Bubul rolüvü yarattık- sonra (kendisine beynel umumi bir şöhret temin eden Milton ikinci filmi Los- | trocular Şahı,nı bitirmiştir , Bu filmin vazii sahnesi ve | senariosunu tertip eden Pierre Colombier, Paris'te £ gelecek Eylülde gösterilebilmesi için uğraşı Si : 10 para aldı . Ortanca da daha dört por- takal vardı. Bunları sattı, 40 para aldı. En küçüğünde ise yedi por- takal kalmıştı. Her birini onar paradan sattı, 70 para aldı. Artık satılacak portakal kal madıktan sonra, en küçükleri dedi ki : — Şimdi hesaplıyalım: Ben yedi portakalı onar | paradan sattım. Etti 70 para! Yedi ta- sesini de on paraya (© satmış- m. Hepsi ne eder? 80 para.. Ortanca kardeş dedi ki : — Ben dört portakalın her birini onar paradan sattım. 40 para aldım. 28 portakalın ye- di tanesini de onar paraya sat mış, 40 para almıştım, Hep ne etti? 80 para. . Büyük kardeş de dedi ki: — Ben bir tek portakalı on paraya sattım, 10 para aldım. 49 portakalı da yedisi onar pa- radan satmış, 70 para almış- tım. Hepsi ne ediyor? 80 para. Çocuklar, bu suretle baba- larının arzusunu yerine getir- miş oluyorlardı. Sevinerek €- vin yolunu tuttular ve bu he- saplı hikâyeyi lattılar . babalarına an- Küçükler yeni moda plüjde pijamaları ile p vi

Bu sayıdan diğer sayfalar: