1 Eylül 1931 Tarihli Milliyet Gazetesi Sayfa 2

1 Eylül 1931 tarihli Milliyet Gazetesi Sayfa 2
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

ii KARA BİR GÜN Istanbul nasıl işgal edildi? Aziz Hüdayi Ortalık aydınlandı Evvelâ ayak sesleri, sonra kapıda dönen anahtarın gıcırtısı. Karanlıklarda şifa mı arıyor- sun?,, diyordu... o Kimbilir? O hep gidiyor, güneşten yal - nız buzlu bir ziya aksettirerek kaçıyor. Gözlerim merhamet dilenirken o “mahkemede söy lersin,, diyen zalim ve cansız bir el gibi beni bırakıp gitti. | Karşıki binanın yüksek dıva- rından karlar üzerine açılan si yah bir örtü sel gibi odama doldu . Uzaktan silâh sesleri geli- ve gece küçük nam luların sesini ne kadar büyü- tüyor! Bazan birkaç silâh bir- den, birkaç batarya gibi pat- lıyor. Ne oluyor? Benden baş- ka hakaret mücrimleri mi var? Zafer alayı Türk kurbanlari- le mi tes'it ediliyor? o Yoksa... Evet, bu da çok muhtemeldi. Şerefleri, tarihleri ve insanlık- İarı zedelenen ürkler yine bir mucize mi gösteriyorlar?.. Hâlâ bilmiyorum. Sabah ayazı çok sert.. Ka- putum artık beni muhafaza e- demiyor ve artık Oomuzlarımı oynatamıyorum . imi pencereye gere- rek biraz kurutmak © istedim. | Fakat ceplerim bom boştu. Sabah.. Karlar (o donuk bir | beyazlık aldı; dallar uzun tır- tıllarla dolmuştu.. Küçük ka- nat sesleri ve tek tük cıvıltılar. Sabah oluyor. Bir yudum kahve Hapisanenin üst katından inen bir ayak sesi merdivenler- de zümlüyor. Galiba benden başka mahpuslar da var. Ya- hut benim için yukarıya ayr ca muhafızlar konmuştu... Dış kapının kalın demiri gı cırdadı . ii kalpaklı ve eski elbiseli bir Fransız neferi kar ları kıtırdatarak taflanlı yol- dan geçti. Silviyoyu hapisane penceresine gelen (o karıncalar eğlendirmişler, bu nefer bana hiç bakmadı bile. .Ne yapmak iyorlar? İnsani ve milel kanunların idam yeceği bir adamı açlık ve 40- ğukla mı öldüreceklerdi? Bu- na Fransızların vicdan ve ka- Imunu ne diyecekti? Sonra dü- İşündüm, sen burada her hangi | bir hastalıktan ölmüş olacak- w; ne Fransızların vicdanı, ne beynelmilel kaideler hakika | ti bilmiyecek ve sorgusuz ga- Hiplere kimse lânet etmiyecek. | Sen bir tedbirin ilk kurbanı- sın: sen ölecek (o ve haksızlığa isyan edecek ruhlara korku ve- receksin, Ortalık aydınlandı; köşede dizlerim (Mesprisons) nun kap Jarı üstünde dinlemiyorum, A- yak seleri, sonra kapıda dönen anahtarın gıcırtısı. Kalktım, demir kasketli üç asker içeri- ye girdiler. Bir elinde kirli bir matra var. — Size kahve getirdik, yüz başı diye uzattı . — Teşekkür ederim, dedim, kahveye ihtiyacım yok; fakat odamı değiştirmek o mümkün- se. . 3 Yüzbaşıya — söyliyelim. f yor. Haftalık Edebi Hakikaten odanz çok fena.. Siz şimdilik biraz kahve içseniz, soğuga karşı çok iyidir, yüzba şım Kırmızı yüzlü, sevimli as- ker matradan çinko meşrapaya kahve doldurarak uzattı. Ne- ferin bu nezaketini (o kırmak istemedim. Bir yudum aldım. Odama ve bana baktılar.. Acıdıkları gözlerinden okunu- yordu. Sessiz çıktılar. Bana kahve veren nefer tekrar dön- dü, kapının dışında duran bir gaz sandığını (o getirip köşeye koydu . — Üstünde dinlenirsiniz, yüzbaşım, diyerek selâmlayıp çıktı. Oh, bu Fransızlar ne in- san adamlardı. Oturdum, yu- muşak bir koltuğa gömülmüş gibiydim. Dizlerimi uğuştura- rak biraz ısıttım. Göz kapakla- rimın içinde iğneler var, kapıya mıyorum , Güneş ayazın şiddetini bi- raz kırdı. Uyumak istiyorum. Yine bir anahtar sesi, yine o iyi kalpl asker: — Affedersiniz, o yüzbaşı, | diyor, sandığı alacağım. Oda- nız yarım saat sonra değişe- cek, belki bizim yüzbaşı ge- lir de., | — Peki, alınız, fakat baş- İ ka bir ihtiyacına var. — Evet.. Fakat.. Geliniz. Beraber çıktık gideceğimiz yer uzak değilmiş. Yine dön dük ve ben yine odamda yal- nızım. Dolaşmak.. Düşüp ö- lünceye kadar dolaşmak mec- "kurşun külçe... İ Yürümüyorlar.. Fakat keşke hiç yürümeseler ve şu lütülkâr güneş hiç aşmasa... Güneş yürüyor. Beni kim- se çağırmıyor ve kimse bir şey sormuyor... /Lorevera'nın karşısında Öğleye doğru | süngülü üç bahriye askeri geldi. “Binbaşı ya gideceksiniz!,, dediler. Çık- tık. Sefaretin alt katındaki bü yük salona getirdiler. Bahri- ye binbaşısı askeri üniforma- sile masa başında ve köşede bir papas © oturuyorlar. Salo- İ nun sıcak havası (o ve döşeme tahtalarınm cazip (manzarası İ hemen çömelmek ve uyumak İ arzusu veriyordu. o Loreveran | bu arzuyu evvelden hesap et- miş olacak ki, oturunuz de- memek ve yahut benim birden bire oturmama meydan ver- memek için salonda hiç bir İ sandalye bırakılmamıştı. Ve kaşları o ve kin dolu yüzüme baktı: — Hâdisat © gazetesindeki Kara bir gün yazısını o akşam okudunuz mu? diye sordu . — Evet, dedim, okudum ve imza ettim . — Ve imza ettiniz? Niçin? — Bana verilen vazife odur. Türk noktai nazarma uygun yazıların neşrine (o çalışacak- İtem. | (Devamı var) 'Musahabe Fikirler ve insanlar 1 — Bir şair Her yeni şiir kitabını ümit- “le açarım. Doğrusu ümidim her zaman boşa çıkmaz; bazan güzel bir kıt'a, bir beyit, ace- miliğine rağmen hakiki bir şa- irle karşılaştığımı haber verir. hic olmazsa ilk bakısta insana | tahammül edilebilir gibi gö- züken eserler vücude getirme- leri kabildir . — Fakat girin de fenaa ban mazeret (e vardır: halk böyle eserleri seviyor, para verip a- hyor, Fakat şiir kitabı satıl- maz da! Bunun fenasını ne di- ye yazmalı? Bugün bahyetnek ğim kitap, isminden istedi. sonuna Yanlış anlaşılmış! Nikretilii resmi teb- ligde ne deniliyor? PARİS, 30 A.A. — Franaız Hariciye nezaretinin tebliğinin tam metni: Cenevreden gelen bir telgrafname, mandalar ko- misyonunun Cemiyeti Akvam meclisine vermiş olduğu rapor- daki bir fıkranın orada yanlış anlaşılmış olduğunu © göster- mektedir. Filhakika, bu fıkra- dan Fransanın Surye'deki man dasını terkedeceği münası çıka rılmıştır. Hakiki vaziyet, şu re Surye ve Lübnan'da vuku bulan terakkiyat hakkında, Ce miyeti Akvam mandalar komis yonuna malümat veren Fransa meyi haiz mü iktisadi ve iradi sahalarda elde dilmiş olan pe- ticelerin, hali hazırda manda ahitnamesine tevfikan idare e- dilmekte olan bu memleketler- le Fransa arasındaki münase- betlerin, bu münasebetlerin vâ sıl oldukları tekâmül derecesi» | ne uygun mukalevi bir esasa istinat ettirilmek suretile tesis edilebileceği anı derpiş etmeğe müsait olduğunu bildirmiştir. Bundan başka komisyon, yeni devletin atideki hususatı temi- ni taahhüt eylemesini teklif et- ir. 1 — Irk, lisan ve din itibari- le mevcut ekalliyetlerin filen himayesi; 2 —Ecnebilerin imtiyazları; 3 — Ecnebilerin kapitülas- yonlarla temin edilmemiş olan hukuki ve cezai (o hususattaki menfaatleri, 4 — Vicdan hürriyeti, mez- hepler ahkâmunen ve dini faali- yetlerin serbestçe icrası: 5 — Eski mandaler devlet tarafından deruhte edilmiş ve muntazam surette yerine geti- rilmiş olan mali mükellefiyet- ler. 6 — Manda rejimi esnasında müntazaman kazanılmış olan her nevi hukuk; 7 — Manda rejimi esnasın- da mandater devlet tarafından, idare ettiği memleket namına muvaffakat ve aktedilmiş olan gerek umumi ve gerek hususi beynelmilel mukavelenamele - rin mer'iyetinin muhafazası,bu nevi mukaveleler, natık olduk ları müddet zarfında mer'i ola- cak vebunların feshi tarafeynin ihtiyarıne tabi bulunmak şarti- le mukayyet bulunacaktır. Mandalar komisyonu, yn rıda saraheten zikredilm esaslı taahhütler ni devletin, mukaddema iletir di musavat rejimine tabi olma- sı hasiyetile, muvakkaten Ce- miyeti Akvama dahil devletler hakkında o mütekebil olmak kaydile en ziyade mazharı mü- | saade millet muamelesi yapma ğa muvaffakat etmesinin şaya- nı arzu olduğu mütaleasında- İrak ve Cemiyeti akvam PARİS, 31 A.A. — İngilte- re hükümeti İrakın Cemiyeti Akvam âzalığına kabulünü ni- hayet 1932 senesinde talep e- decektir. Fransa İrakın Cemiyeti Ak- vama dahil olması lehinde rey verecektir. Çünkü Surye ve Lübnan hükümetleri hakkında Fransa tarafından vuku bula- cak bu yolda bir teklife İngilte renin muzaheret göstermesi ta bii ve mukarrer bulunmaktadır. kadar beni hayrete (düşürdü. Kitabın ismi: Yanardağda çağ- layan (1); muherriri: (o Sabri Güzel Bey. Bu isimleri vallahi ben uydurmuyorum, oldukça temiz basılmış bir kitabın üs- tüne ikisi de aynen yazılmış! Yanardağda çağlayan... Bu- Du görünce hatırıma, Louis Forest isminde bir Fransız şa- irinin mizahi (omanzumelrini topladığı kitabın ismi geldi: “La nögresse blonde - Sarışın zenci kadın,,. Sabri Güzel Be- yin tabii ilimlerden hiç mi ha- beri yok? yazılarından bir mu- | allim olduğu, hat çirkin bir (4) Suhület Kütüphanesi, Cenevre Içtimaı Tevfik Bü? Bey ve diger murahhaslar Cenevreye geldiler CENEVRE, 30 A.A Türkiye hari vekili Tevfik panyol murahhaslarının kısmı Cenevreye gelmişlerdir. ROMA,30 AA.—M. Grandi, Cenevre'ye hareket et- miştir, PARIS, 30 A.A. — M. Za- İleski Cenevreye gitmek üzere saat 22,30 da Paristen hareket etmiştir. CENEVRE, 30 A.A. — Al man hariciye nazırı Fon Curti- us ile Rus hariciye komiseri M. Litvinoff ayni zamanda Cenev- reye gelmişlerdir. tetkik komisyonu tarafndan teş kil edilen iktisadi tensik yonunun yarın yapacağı da hazır bulunacağını bildirmiş tir, M. Curtius milletler arasın da elbirliğile çalışma siyasetini takibe azmetmiş olduğunu söy lemiştir . Avrupa birliği tetkik komisyon" CENEVRE, 30 A.A, — Av rupa birliği tetkik komisyonu mesaisini bitirmiş ve hazırla” nan raporu kabul etmiştir . M. Curtias'un beyanatı CENEVRE, 31 A.A. — M. Curtius ve Litvinoff, o buraya birlikte gelmişlerdir. Bazı ga- zetecileri kabul eti sırada M. Curtius bugün içtima ede- cek olan Avrupa etüd komis- yonuna tabi müşterek muave- İ net tali komisyonunun müzake rak edeceklerini söy- Mumaileyh harici siyasette beynelmilel iştirak usulünü ta- kipte musır olduğunu da ilâve | eylemiş ve M. Brüning tarafın dan ve hariçte de fena tefsir e- > olduğunu kaydederek M üning hiç bir zaman Cenev- re'nin takip ettiği (“politikayı değiştirip y“ ins doğrudan doğ ruya bir siyasetin ikamesine ta raftar olduğu (hakkında bir cümle bile söylenmemiştir. Di- yerek hakikat; akıllı ve biribir- lerile mütekabil muavenet esa- sına müstenit bir siyasetin ta- kip edilmesindedir. Demiştir. M. Curtius M. Briand'ın has talığı hasebile Cenevre'deki ih zari içtimalara iştirak edeme- mesine mütesssif olduğunu söy lemiştir. Lord Cecil'in beyanatı CENEVRE, 31 A.A. — A- jans Reuter'in Cenevre'ye git- mekte olan lord Cecil'e refakat eyliyen Reuter ajansının mu- barriri; mumaileyhin beyana! nı neşretmektedi. Lord Ceci tetkik edeceği en mühim ehem miyetli mesele iktısadi vaziye- tin islâhını temin eylemektir. İ ya arasında cereyan eden müza keratın ehemmiyeti mahsusesi olduğunu ve her iki memleket arasında cereyan eden müzake ratın ehemeniyeti mahsusesi ol duğunu ve her iki memleket a- i rasmda susule gelecek itilâfm | Avrupa karışıklıklarmı tenvire büyük mikyasta hizmet edece. ğini ilâve eylemiştir . Fas sultanı dönüyor nı memleketine dönmek üzere dün Marsilyadan hareket etmiştir. garaza kapılarak, (uğramak demek ister, kafiye hatırı için böyle söylüyor) “sıtmalı bir arziyat muallimi © vardır, ona bir sorsa da yanardağlarda çağlayan bulunmadığını öğren se! Hem kendi ismi de ne tu- haf! Sabri Güzel... Güzellik is. minde var diye eserine koyma- ğa lizum görmemiş . Bulduğu teşbihler, istiare- ler de tuhaf. “Mıntaka kongre- si,, isimli bir yazısında: “Cüm- huriyet muallimi galip “gol, unda,, diyor, Yeni bir istiare amma manası yok; zaten bu şairin manalı sözleri de yeni değil: “Dün zulmetler içinde boğulan Vatan, — Bugün nur- Rüştü Bey, M. Schober ve İs- | bir | nazaran Akvam cemiyetinin | | Mumaileyh, Fransa ile Alman | * PARIS, 30 (A.A.) — Fas sulta- | Meçhul Askerin mezarı başında | İ İ AFYONKARAHİSSAR, İ Dumpiupımar merasiminde F: İ ee Fürazetleri Tükdeki vatka eek etmeler dir. ||“ aimrem İleri Bugün dokuzun. » İ özeli m e, Muhterem Bey. larımız söyledik n hepsini “Mehmetçik abirleni” dediğimiz vu taş parçaları temsil ediyor. Mehmetçik, küçük Mehmet, hangi kü İ niyetten Fen ve barakınıylardar. İşte bu eniyetten uzak izden gerileyen ve günü birinde buğ basılan Büyü ve Ünlü milletimiz şu önümüzdeki tn rin temail st Mehmetçiklerin başı seçirdi başka bir şey | kayı İyte ba işi yapan Mehmetçikler çök yölsek, sok bü- yük Mebhmetlerdir. Bu düşüncedir. ki siz leri vatanın her bucağından buraya getir iştir. Sizler, milletin minnetini, hürme- tini bu topraklara yüz göz sürerek ishar ediyorsunuz. Kadirşinaslık gösteriyorum. suz. Eğer bu yüksek millet beni de bir Mehmetçik olarak kabul etmek urfa: buluyoren ben de kalbimin teşekkürlerini sizlere sunarım. Arkadaşlar, Başkumandan muharebesi ismini alan bu muharebeyi size krsaca te krar edeyim? 26 ağustor 1922 gecesi, gürel bir tasa. dük olmuştu. Gökte ay bildi halinde ort sında bir yıldızla görünmüştü beri başaşağı olan Türk ceden itibaren yükseler ya alimetle bersber Türk & m duşınan tabinten Dumlapınar mevzii yerleşmek istiyordu. kumandanlıktan verilen emirle birinci ko” Dumlupunarra hatlarını tehdide başi güncü süvarı kolardunu da se doğru ilerlemir, d kaçacak yolunu kesmişi <ü, altıncı kolordumuz. ise mütemadiyen duyman iri yör ve ona nefer aldr. meyorlardı. Daha şimaldeki kolordumuz İ öse karşesında faik duşman kuvvetleri kö- #örüme çevirmiştir. Bu variyete göre ve bunun verdiği meticeyi derhal anlıyas yük şan, Masmafih Fazıl Ahmet Be- yin bazı şiirlerini andıran par- çalar da var: Bu yıl yağan yağmurlar Mateme eşti mezar Dansediyor İlkbahar “Menejit,, ten korkusuz . Ne yalan söyliyeyim, Oben fena şiirleri okumaktan da bir hâz duyarım; uzun bir müd- det için mizahi yazı aramağa ihtiyacım kalmadı . Sabri Güzel Bey aruzla, hece ile, serbest nazımla da yazıyor, Daha başka eserleri de varmış; bekli onlar güzel- | demiştir. - | düğüm halde bugün burada t 3 | yürüyüş hedefi verdim. Be irad edilen nutuk dak li likipi. mevkide sıkaşıp kalan duş mu darmadağınık etmiş ve bu Zem olarak“ Bu mayı şeref in bulundağım aralarda k duymanın İsmirle sile bir şey uzattı aldığım sey çöyeli beyaz ve küçük bir taş par- idi bunun üzerinde kurşun kalemile yarılmeştar 922, sast 19 da geçilen ve kesilen İzmir demiryolunun balsstendan bir parçadır.) o anda kalbime basteğım op aleyimiz onun müda geriden dövüyordu.Aşkam topçu kumandanı ancak otuz kaldığını haber veadi: Derhal verdim süsasış bir halde bu emri bekleyen atlılarımızın düşman | üzerine bir atslışı vardiki ben de yolu Hazretlerinin ANKARA, 31 A.A. ve hususi gelen tebriklere ayrı ay! Ajansını tavsit buyurmuşlardır. mek üzere giden Ank: sar, Yalovaç, Bayburt, Erzurum, mencik, Dirar, Soma, Bodrum, Sı hiye, Balâ, Bilecik, Bolu, Düzce, Kütahya? Demirci Cizre, ANKARA, 3i A.A. — İmalâ kuruluş yıldö ii münasebetile Zati P günlerden sonra.,, Bun ları inşallah arayım! Siz de o- kuyun; zaten insan her kitabı okumalıdır. Bir kitabı okumak için muhakkak güzel olmasını istemek kendimize pek büyük bir paye vermektir; ni kendimi büyük korusun! 2 — Bir mektup - Burhan Asaf'a - Arim tarihli Hakimi iz milliye'de e “Türkdili,, hakkında söylediklerini hiç doğ ru bulmadım. O yazıda, pole- mik üslâbu ile izah ve müdafaa ettiğin bakımın, bence niçin Dumlupınarda Fahreddin Paşa tarafından rimiz ertesi gün ow) uharebeni olurken e” emiş, kalıştarı geşifi cephane kalmadığı, “kılıca kav len Mehmet, değermiş bı e bunu anlatayım. Arkadaş diye bir da dai Üstüldül öçüm ve özene seralarda eremleketler elimiz: duyman miş ve © güzel yurt için duğunu söyl çik milli istiklülin tadını köle değil Efendi duymuştur. Arkadaşlar, daha böyle gok hatıralar. vardır. Fakat ben ari suştaracak tek yölder. Yaşasın millet) yaşamın vatan, yaşasın Gazi! Büyük Erkânı Harbiye Reisi Fevzi Paşa teşekkürleri — B. E. H. Reisi Müşür Fevzi Paşs Hazretleri zaferin yıldönümü münasebetile ordu namma resmi rı cevap vermek mümkün olms dığırdan bilmukabele samimi teşekkürlerinin iblâğına Anadole Dumlupınardaki heyetlerdöndüle! ANKARA, 31 A.A, — Dumlupmar merasimine iştirak et Kayseri, Sıvas heyetleri bugün saat 18 de şehrimize avdet etmişlerdir. Kayseri Sıvas heyetleri bugüf trenle memleketilerine avdt edeceklerdir. Yenimaarif kadroları ANKARA, 31 (Telefonla) — Yeni maarif kadroları maarif vekili tarafından tastik edilmiştir - Orduya hediye edilen tayyareler ANKARA, 31 ALA. — Dün memleketimizin muhtelif köşele rinde halam teberrüntu ile Tayyare cemiyetinin orduya hediy€ ettiği tayyarelere ad konma merasimi yapılmıştır. Teberruat mik tarı bir tayyare bedelini tutan kasabaların isimleri bu tayyarele" re verilmiş, 37 tayyare bu suretle aşağıdaki isimleri almıştır: Araç, Akşehir, Hayrebolu, Gümüşhacıköy, İskilip, Beyoğle Usküdar, Adalar, Kastamoni, Keşan, Saframbolu, - Şarkikarahi- Nikaer Siverek, Mnevgat, Ger“ ındırgı, Milas, Seferihisar; Fet- Gebze, Gemlik; o Karamürseli İmalâtı Harbiye spor klübünün senei devriyesi tı harbiye spor klübünün altın€' klüp tarafından bir çay ziyafeti verilmiştir. İmalâtı harbiye fabrikalar Umum Müdürü Osmar mıntaka heyeti, fabrikalar arkânı ve spor klüplerini# mümessilleri hazır bulunmuşlardır. yanlış olduğunu sana hususi bir mektupla anlatmak isteyof e fakat sonra düşündüm! bu münakaşada sen de, ben dö yalnız olmadığımız için böyle açık mektup şeklini daha mü" nasip gördüm. Dilimizin zenginleşmesini he yetlerden değil, “ferdiyetçiliğin kölelerin diyorsun; ya biz de size: “ke n kavasları,, diye Yİ ne 6 topu inde ederek ne olur? Belki bizeyeni bir sıfat daha b“ larsun, biz de onun karşılığıf! ararız. Fakat bu, meseleyi bi" adım bile ilerletmez; tıpkı şi

Bu sayıdan diğer sayfalar: