| Piyangomuz Birinci sahifeden geçen yazılar | Kur'aya iştirak edecek olanların fiş numaralarını neşrediyoruz istanbuldan ve taşradan piyango müsabakamıza iştirak eden karile- eimizin adreslerile kur'aya dahil edilecek fiş numaralarını bugünden iti baron derce başlıyoruz. 2 Kasımpaşa Kâhya mahallesi Yakup Ağa sokağı 6 No. Hulki B. 3 Fatih tramvay tevakkuf mahalli kasap Nazım elendi dükkân ös tünde 2 numara Alâettin B., 4 Aksaray tramvay depoşy müdürü Giyaşettin B., 5 İstanbul telgraf memurlarından İsmail Refik B., 6 Bayazıt Soğan Ağa mahallesi 38 numara Emine Hi 7 Müâskirat İnhisarında Saffet B., 8 Hapishanci umumide Nazmi B.; ç 9 42 inci ilk mektep talebesinden Tacettin B.,X. 10 Sultanahmet Akbıyık Oyuncu çıkmazı 2 numara Kenan B., 11 Kadıköy Altıyol postahanesi karşısında 30 mumara Hasip B., 12 Usküdar Anadolu klübü Zahit Müştak B., 13 Maçka garajı Mösyö (Grappo), 14 Şillerği B. Şehremini Alibaba sokak 9 numara 15 Şişli Halâskâr caddesi 302 numara Menekşe aparumanı kat WPe- ridun B., 16 Fatih Dervişali mahalesi bestekâr Server sokak 3 numara Sebihli., 17 Gülcami vakıf mektep sokak 7 numarada Necati B 13 Fahri B. Galata Doyçe Oryent Bankta, 19 Sen Mişel mektebi tnlebesinden Necati Aziz B. 20 Tahriri musakkafat komisyonu kâtibi Mehmet Ragıp B., 21 Ortaköyde Portakal sokak 10 numara Nuredin Bey, 22 Yalova Standari acentası Tahsin Bey mahdumu İsmasi ey, 23 Büyükada Nizam caddesi Hamlesi sokak numara 5 Mösyö Keres teciyan. 24 Yazıcı sokak 3 numara İzidor B., 25 Büyükada Nizam caddesi Salâhattin D:, 25 Beyoğlu Tarlabaşı Yağhane sokak 43 numara Hekir B., 27 Lâleli tayyare apartımanları 4 üncü dairede 30 numarada Nesrin Nafiz H. 28 Fatih Şekerci sokak 301 numan Rıdvan B., 30 Kuruçeşme Ziyaettin B. yalısı mumara 103 Str: Kümil B. 31 Şark şimendifer yolları hareket dairesinde Halil B., 32 Çengelköy Mustafa Mazlöm B., 33 Etyenirz tramvay caddesi numara 126 Ahmet Halâk B., 34 Göztepe birinci orta sökak doktor Iffet Kâmil Beyin köşkü numarı 109 Şaynur H., 35 Fatihte doktor Nuri B., ( Devamı var ) Istanbul Evkaf Mü- dürlüğünden: (| sandaldır. Günün birinde Mikdarı 10000 kile 800 çeki Cinsi mangal kömürü Odun Gureba hastanesi için lüzumu olan balâda muharrer iki kalem mabrukat İl temmuz 931 tarihinden itibaren aleni münakasaya vazedilerek dödüncü günü saat On altıda ihaleleri icra ir. Talip olanların şeraiti anla- mak Üzere her gün levazım idaresine ve ihale günü de idare encümenine müracaatları. “ istanbul Evkaf Mü- dürlüğünden: Mıktarı cinsi teminat akçesi Lira 300 ton (Kok kömürü 507 500 ,, © Krıple maden kömürü 615 Guraba hastanesi için lüzumu olan balâda muharrer iki kalem mahrukat İl temmuz 931 tarihinden itibaren kapalı zari usulile münakasaya konulmuştur. Ağustosun dördüncü salı günü saat on altıda ibaleleri icra edileceğinden talip olanların şeraiti anlamak özre ber gün levazım idaresine ve ihale günüde teminat akçesi ve teklif mektuplarını müstas- ben idare encümenine müracaatları, Istanbul kız muallim mektebi mezunlarına İstanbul Kız Muallim mektebinden eski ve yeni çıkanlar- dan (bu senekiler de hahil ) İstanbulda bulunanların 15 temmuz çarşamba günü mektebe gelmeleri. . Milliyet'in tefrikası 75 : p ediyordu. Bir az şöyle otu p rahat etti. Başında fena bir orgunluk hissediyordu. Saray çok sıcaktı. Akşama kadar evin de uyumağa çalışacak, uyandı- Jİ ğı zaman arkadaşlarını davet e- dip son ve kat'i talimatını vere ekti, Akşama kadar!... Abdül- İhamit te kendisine akşam zama İnından bahsetmişti. Yusuf Pa- İşa bu telmihten dolayı müp- İhem bir endişe duyuyordu, A- We yabacı da arabayı ne hızlı sürü- ordu. Yusuf Paşa arabacıya seslen mek istedi, takat dili çok ağır. | aşmıştı. Ağzından lâkırdı çık- İmıyordu. Eve yaklaştığı zaman kadan yaklaşan keskin bir al sesi dikkatini celbetti, Nal leri sokağın gürültüsünü bastırıyordu. Vücudünü zorluk | la geriye çevirdi. Peşi sıra bir alay asker geliyordu. Sadra- zam perişan bir halde arabadan indi. Selâmlık kapısından içeri girerken evin etrafı askerle ku- satılmıştı. Artık buradan kür- tulmak ümidi kalmamıştı. Fettah saraydan çıktığ za- man derdinden kurtulmuş gibi idi. Fakat ruhu mücrim olduğu için, yolda her tesadüf ettiği adamı saraydan kendisini taras sut altnda bulundurmak ve yaptıklarını Padişaha haber vermek için gönderilmiş bir ha» fiye zannediyordu. Nihayet pe şinde kimse olmadığına kanaat hâsıl ettikten sonra bir cami av lusumn gölgesinde oturup dü- şünmeğe başladı. Vaziyeti dü- şündükçe tuttuğu hattı hare: ketin isabstine kanaat hâsıl Aşka dair ne düşü- nüyorsunuz? (Başı 1 inci sahifede) yakıt sevmeğe özenir. Bu imanı hakiki ile imanı tak lidi gibidir. Hakiki Mümin, Allahın büyüklüğüne inanana derler Mukallit Mümin ise, adı üs- | tünde bir mukallittir. Ve tabii, her şeyin taklidi gibi aşkın tak- lidi de kalp akçe kadar kıymet- —Devamlı aşka inanır mısı- mz? — Ne mümkün!., Ayağımı- zın altındkaâi toprak bile dönü- yor ve değişiyor. Hislerimiz mi bir kararda kalacak? Niçin seversiniz? Ha,, Bak, bu tuhaftır. Bilir. misiniz ben sevmeği neye benze tirim? Dinle!.. Hayat, bir denizse, insan bir sıkı bir fırtına, yelkeni © parçalar, zorlu bir dalga kürekleri kırar, dümeni koparır ve zavallı san- dal, suların çalkantısı içinde yelkensiz, küreksiz ve dümen- sizkalır. Artık o, suların keyfi- ne, cereyanın emrine tabidir. Sahilden: —Ey sandal, nereye gidiyor sun? Diye seslenseniz, size ce- vap verebilir mi? Aşk ta böyledir. Günün birin de kalbe işleyen bir bakış, 8i- çak bir gülüş, insanı sakin ra- hat köşesinden alır, Girenin de pişman, girmeyenin de pişman olduğu, bir rivayete göre Cen- netin ve bir rivayete göre ce- hennemin içine atar. Artık siz isterseniz sorumuz! — Niçin seversiniz ? Bakalım, dalgalar içinde bo- calayan küreksin ve dü iz sağul e cevap verebilecek mi? «Binnaz» Şairinin bütün söy liyecekleri bu imiş. Sordum: — Pek kısa olmadımı? — Kısa oldu ise, bir başka gün gelirsin, tamamlarız... gg Aprlarken arkamdan seslen: : — Amma, mutlak agel... Ol- maz mı? Biraz derli toplu bir şey olsun... — Gelirim, gelirim. . Ne dersiniz, hâlâ gideceğim... Fakat bana kalsa böylesi da. ha iyi olurdu.. M. Salâhaddin Dok'or Hafız Cemal Dahi hastalıklar tedavihanesi cumadan maade her gün öğleden sonra saat 2 den 4'de kadar ec İİ kek, kadın ve çocukların dahiliye hastalıkların Divanyolunda 118 mumacılı husust kabinesinde de- davi eder Telefon İstanbul: 99398 Dr. İhsan Sami ISTAFILOKOK AŞISI stafilokoklardan mütevellit ( ergenlik, kan çıbanı, kok tuk altı çıbanı, arpacık) ve bütün cilt hastalıklarına kar- se pek tesirli bir aşıdır. Divanyolu No. 1 şayan görüyordu. Fasıl 17 AŞKLA GAYZ ARASINVUA Fettah padişaha doğrudan doğruya vaki olan ihbarı üze- rine Yusuf Paşanın gazep ve nikbete uğrayacağını artık gö- zü ile görmüş gibi biliyordu. Arap kendi teşebüsü ile efendi- si tarafından çevrilen intirika- ların Padişahça malâm olma- sından ve bu suretle efendisi- nin idbar ve felâketini hazır- lamış olmasından dolayı âdetâ gurur hissediyordu. Şimdi yalnız Kerime Hanım in Kadri B. işi kalıyordu. Arap ilelebet nasibedar olamıyacağı zevk ve saadetlerin iki sevdaze- | de tarafından tatılmasını asla | tahammül edemiyordu. Binaen aleyh onların saadetini de mah | İ vetmek lâzmdi. Onun için! İ biç vakit kaybetmeden Kerime İ Hanımla Kadri Beyi bulmak icap ediyordu. Onların İstan- Meclisin tarihi celsesi (Başı 1 inci sahifede) biklere maruz kaldığı zamanda tevlit edeceği felâket, intaç edeceği mazar ratlar o nisbette büyük ve müessir olur. Matbuat bir müessesedir, hür- riyet bir hak her hangi bir serse yi umuma sit bir müesseseyi ve hak kı eline alıp şahsi menfaati, şahsi hir 8 ve muzmarı için istediği gibi kul- Innabilir mi? Buna müssade edilen memlekette ne müessesenin, me de hakkın mâna ve mahiyeti anlaşılma yarş demek olur. Kantrol sozâ Arkadaşlar; Istanbul tramvayla rma menafii umumiye ile e dır diye konteöl vazediyoruz da on şahsiyetleri malüm bir kaç setseri, «line hak ve hürriyet mal edilen keskin bir silâh gibi: “haktr,, diye tamamen kayıtsız ve kontrölsüz olarak hangi zihniyetle bı rakabliriz. Bizim memleketimizde bilhassa bu nokta çok şayanı dikkat tir. Bütün medeni muasır memleket lerde kont hiç bir kalem işleye mez. En hürriyetperver me deniyenin kusvanına kadar yüksel- miş memleketlerden misal almak is- terseniz oralarda gazeteler mühale- kak ya büyük şirketlerin, ya cemiyet lerin veya fırkaların elindedir. Ve | bu gazetelerde çalışan muharrirlerin kalemi bu müesseseler, ve bu fıarkalar kontrölü altındadır. Ve bizatihi bu fırkalar, cemiyetler şirketler de hükümetin kontrölüne tabidir. Bizde nasıl oluyor da bir tek adamın eline bütün bir milletin me- nafii ile alâkadar olan matbuat mü essesesi konteğlsüz kayıtur şartsız bırakılabiliyor. Hükümetten bunu bu husustaki hoktai nazarını soruyo ruz. Arkadaşlar; nihayet hürriyeti mat bunt, serbest mü fikir ve ne- gir hürriyeti istimal ediyoruz diye, külnatı fosada, velveleye yaygaraya veren, ellerindeki bak denen, hürri yet denilen bu mukaddes mefhumla- rı millet, inkalâp, cömburiyet aleyhi | ne sul İstimalden bir an feragat ct- meyen betbahtlar bilmelidir ki, baş- kaşınm cebine elini solan bir yanke sicinin kolunu tutan polise o yanke- slelnin “efendim benim masuniyet ve hürriyeti şalşiyem var ve © mü- kaddestir., demesine ne kadar hak verilirse şunun, bunun namuskâr in- sanların şeref ve haysiyetine kalem uzatan haysiyet düşkünü küstahların da kalemleri kırılırken “rize tah rir ve hürriyeti mul iy, id Hnlerene e kdar Hit olunur, o ka dar hak verilebilir!.... (Şiddetli alkış lar, bravo sesleri). ütün mütefekkir beşeriyetin tah- u oğan olan bir hakikati ifade ediyorum, bu hakkın ve hürryetin Sal istimalcileri pek iyi bilmelidirler ki, her yerde ve bilhassa cümhuriyet Yaran, hü etkmelini lenir olen ka- nundur. (Allaşlsr). Mümkün olsay- memlekette bu günlü rejimi, shanire başünkü Türk münevve- e im, evin ie ralınalı, ondan sonra bunlara imti- yaz ve neşir hakları. ii Fakat filiyat ve tatbikat bellci bunu mümkün kılmaya bilir. Son söz Efendiler son söz olarak şunu ar- setmeliyim ki: Bilbasın hükümetin nazarı dikkatine vezetmeliyim ki, mutlak hak ve mutlak hürriyet diye ameli hiç bir erip yoktur, mev- & olamaz... Alman milletini yetişti Ten büyük adamlardan bi bulda uzun müddet kalmış ol- malarsihtimli varit değildi. Hat ta belki de hiç İstanbula gelme mişlerdi. Akşam lekesiz semada altın diyordu. İlki saat üsbütün kararmış un, için © akşam Büyük adaya gidip dönmğe ve kit yoktu - Fettah bunları düşünerek kalkıp cami avlusundan dışarı çıktı. Küçük Hanım ile âşukı. | nın nerede bulunabileceğini tah mine çalışıyordu. Her halde onları bulmadıkça-içi rahat et- miy, yü sadan kaçtıklarını herkes öğ- İ renmişti ve bunu kendileri de | pek âlâ biliyorlardı. Kerime Hanımın nerede olduğunu bir öğrenebilse Kdri Beyi bulmuş olacaktı. Çünkü o sırada deli- kanlının sevgilisini bir an bile yalnız bırakmıyacağı aşikârdı. Kadri B. Istabula gelir gel- İmez Kerime H. mı, önceden cemiyetler | Hürriyet bağlılıktır, mes'uliyettir, vazifedir ve müşterek duygudur di- yor. Bu, çok doğrudur. ve bu ilmi, bu yüksek menfaatin icabatıdır ki kendisinde vazife mes'uliyeti hissi olmayan, bu günün müşterek duygu su demek olan ve istiklâl prensiple- rini benimsemeyen insanların bür ol maları değil, zabıta nezareti altında yaşamaları bizatihi hak ve hürriye- tin mahfuziyeti içim hir vecibe, şaritedir... Binaenaleyh hükümetimi- zin bu cihetleri ve bu yüksek esas- e alarak uzun uza- lirmelerine istimal ile onları sui isti- mal eden düşman matbuatın bozgun cu, fesatçı ruhuna karşı mâni olacak kat'i tedbirler alsın. . Talebimiz bu. dur. (Bravo sesleri, alkışlar). Mazhar Müfit Beyin beyanatı Mazhar Müfit B. (Denizli) — Ar- kadaşlarım, kanunu esasi ile idare © lunan ekseri devletlerde olduğu gibi bizim de teşkilât esasiye kanunu. vardır ki, o maddede (matbuat ka- nun dairesinde serbesttir). der. Efen diler, bu meselede en nazik olan ci- bet işte o kanunun sureti tanzimin- dedir. Bu kanun ne suretle tanzim e- dilmelidir? Biliriz ki, bu kanun üç şekli ihtiva eder. Üç suretle tanzim olunabilir. Birincisi; kanun mefkut- tur, denecek bi ili Neden? (Başı 1 inci sahitede) Halbuki mukadderat buna müsâ- ade etmemiş ve merhumenin bu sene Bebekte ansızın denecek bir surette irtihali vadi incaza imkân bırakma» mmuşiter, Prens Abdülmüminin mirastan mahrum kalmasının sebebi budur. Validei Hidivinin cenazesi kaldırı- ırken prens Abdülmümin babasını barışmak için teşebbüs vuku bulmuş fakat Hidiv buna sureti kat'iyyede razı olmamış, oğlunu gördüğü tak- dirde onu en fona şekilde karşılaya- cağını söylemştir. Bunun neticesi olarak Prens Ab- 'dülmümün, babasına görünmeden va pura atlamış ve bir kamarada giz- İ lenmiştir. Bu gizlenme Pire limanına kadar devam etmiştir, Çünkü Abbas Hilmi Paja da ayni vapurla seyahat etmiştir. Genç prens bütün bu müd- det zarfında pederine görünmemek için kamarada âdeta mahpus kalmış babasının Pire limanına çıkmasından sonra kamarayı terkederek nefes a- Babilmiştir. Validei Hidivinin mirasından isti fade edecek bütün evlât ve ahfat ve ensali çin koştuğu şart, bunlar için- de hiç bir erkek veya kadmın gayri müslimle evlenmemesidir. Alınan er kek veya kadının islâmiyete girmesi de kâfi değildir. Mutlaka ana ve ba- basmın müslüman olmaları şarttır. Şayet veresoden veya veresnin ev. lât ve ahfadından herhangisi bu şar ta münafi şekilde hareket edecek 0- cektir. Henüz malüm olmayan nokta Va Fide Paşanın İstanbul ve Misırdaki saraylarile mevcut nakdini kimlere bıraktığıdır. Fakat Mısırda sarayla- rn Mehmet Aliye, İstanbuldaki sa- rayların: Hdiv Abbas Paşaya birak- tığı rivayet olunmaktader. muzda matbuata ait olan bir madde | dursa derhal mirastan mahrum edile- | Deniz lisesi bir müsamere verdi (Başı 1 inci sahifede) | | Yarışlar tam sant 10,30 da Deniz orkestrasının istiklâl marşımızı çal- masile başlandı, Programın birinci numarasını Deniz lisesi talebeleri a rasmdaki 100 metre yüzme yarışı teşkil ediyordu. Bunu Deniz lisesi talebelerinden Cemal Ahmet Ef. 1/29 5/10 da birin ci ve gene ayni mektepten Hasan Na ci Efendi ikinci olarak kazandılar. Orta mektepler arasında olan ay- ni mesafe üzerindeki yarışı G.5. dan Necdet EK, 1,44 8/10 da biri Ameli Hayattan Fethi Ete ikinci olarak kazandılar. Kulüpler arasında olan bu mesafe nin üçüncü yarışını gayri federe olan Heybeli kulübünden Ihsan birinci ve GS. dan Mehti ikinci olarak ka- sandılar. Programın üçüncü numarasmı teş il eden 400 m yüzmeyi Deniz liss- sinden Cemal; Ahmet EK, 5,39 da | de Kasımpaşa - Anadolu ma- çından bir enstantane birinci olarak ve Hakkı Ef, ikinci o- İ dan Mehti 5/41 5/10da birimci ve G. 5. Necdet ikinci olnrak kazanmış lardır. Kulüplerden Heybeli spordan İh- san 6,23 4/10 da birinci ve G.S. Mehti ikinci olarak kazanmıştır. Arka üstü yüzmeyi Deniz lisesin- den Rami EK 2,11 8/10 da birinci ve Muzaffer Efendi ikinci olarak ka zanmıştar. Orta mektenlerde Kolejden Mem- duh 2,24 3/4 de birinci ve Feyzi Ati den Kamal ikinci olarak kazanmış- tar, Kulüplerde Heybeli spordan Beh- zat 2,18 1/10 da birinci ve ayni ku lüpten Mihal ikinci olarak kazanmış lardır, 200 metre serbest yüzme müsaba kasını Deniz lisesinden Ali İsmail Et, 312 4/10 birinci ve Hüseyin Hil mi Efendi de ikinci olarak kazandı- lar, Mektepler arasında Mecdi G.S. 3,35 5/10 da birinci ve Ameli Hayat tan Fethi Efendi ikinci olarak kazan Kulüpler arasında yalnız Heybeli Spordan İhsan iştirak etmiş ve ka- zanmıştar. Bu müsabakalardan sonra 800 m mesafede padılbot yarışı yapılmış ve G. 5. Ahmet 6, 3 birinci ve liseden Cemal Ahmet 6, ile ikinci gelmiş» lerdir. Bunu mütcakıp kulüpler arasında ve 1200 metre mesafede tek çifte fi ta yarışı olmuş ve Galatasaray birim- Gi ve yegâne rakibi Haliç idman ku lübü ikinci gelmiştir. Be; çifte filika yarışını Deniz harp mektebi ve Deniz lisesi lisesi iştirak etmiş ve neticede Deniz harp mektebi 10 dakika 30 saniyede birim ci gelmiştir. Bundan sonra iki çifte kulüp fıta- ları yarışı yapıldı ve Haliçlilre rakip leri G.S. hıları çok açarak birinci geldiler, Üç çifte Geta yarışma G. 5. Haliç girdi ve G. 8. arayı çok fazla açarak birinci geldi. Bu yarıştan sonra bir sant yemek tatili verildi bu suretle müsamere | min birinci kasını bitmiş oldu. İkinci kısın üç yüz metre üzerin. den altı çifte filikalar yarıştı. Bu mil sabakaya Deniz lisesi ile Harp mek- tebi girdi Neticede lise kazandı. Ordek yarışı ayrı ya- pıldı ve sırasile liseden Hasan Hil- mi, orta mekteplerden Fethi ve ku- Höplerden Behzat birinci oldular. Dipten uzun yüzme yarışı lise- den Mehmet 41 de 44,15 m. yüzmek suretile kazandı, ikinci Emin. Orta mekteplerden Feyzi Atiden Hızır 23 de 20,75 yüzerek birinci Osman 28 de 24, 15 yüzerek ikinci ancak bu ikincilik saniye üzerine ve rilmiştir. Yoksa mesafeden birinci idi, Kulüplerden yalnız Behzat gürmiş ve 12 de 13,80 yüzerek birinci ol- muştur. Atlamaları bu üç katagori karışık Yönel id nel kağ || den 9 puvanla Avni ikinci liseden 8 puvanla Tayyip üçüncü Hseden 6 pu vanla muzaffer. Son yarış, yani mes telye yarışı havanın müsandesizliği yüzünden yapılamamıştır. Bunu müteakıp hakem heyetine ve bazı zevata bir çay verilmiş ve ba gözel deniz günü bitmiş oldu. Futbol Kasımpaşa (0), Ana- dolu (1) Ikinci küme şampiyonu Kasımpa- şa kulübü ile birinci küme sonuncu” su Anadolu takımı dün stadyomda karşılaştılar. Oyun başladığı zaman Kasımpaşa lılar faik O oynadıların da © çok gol fırsatı kaçırdılar, Hattâ bir pen- altıyı Anadolu kalecisinin kucağına | attılar, Anadolulular daha müdafaa sistemini takip ediyorlardı. Birinci | haftaym Kasımpaşanm Gol fersatı ka çirmasile bitti, oyun çok sert oldu. Hakem daima oyunu durdurmak mecburiyetinde kalıyordu. İkinci | devre başladığı zaman bu asabiyet son haddini bulmuştu. Hakem mecburen çok hatalı oyna yan iki Kasımpaşalı ile iki Anadolu- yu oyundan çıkardı. Bu aralık Ka. sımpaşaya bir firikik olda ve Anado lulular yegâne sayılarını bundan is tifade ederek yaptılar. Bu golün üze rine oyun çığırından çıktı ve Kasım paşa 1 - © mağlüp oldu. MO g Çaris Baker tarafından bücra semtlerin birinde ÇarlsBakerta rafından tutulup hazırlanan kü çük bir eve götürülmüştü. Ka- pıyı yaşlı bir hizmetçi açmış, Kerime ile Kadriyi evin arka- ( sında etrafı yüksek bir duvar- | çevliri bahçeye | götürmüş- tü. Hizmetçi Çarls Bakerden bahsederek: — Çelebi sizin geleceğinizi söyledi . ara: tediğiniz kadar ka | dar kalabilisiniz. Ben içeride- yim. Bir şey lâzım olursa beni çağırınız... Kadın bu sözleri söyleyip çe- kildi: Kadri Bey kısa bir sükünet- ten sonra: — Canım, dedi, seni bir iki saat burada yalnız bırakaca- ğım. Öyle lâzım geliyor » Fakat bu sözleri söyler söyle mez Kerimenin ince parmakla» rı ellerine sarıldı. “Gidiyor musun,Kadri? Ba şına bir felâket gelecek diye o kadar korkuyorum ki... Gitme. reket ederim, Her halde git- mem lâzım, çünkü Çarls Baker le konuşulacak çok (| şeylerim var. Çok kalmam. — Ah Kadri? düşmnaların o kadar çok ki... Babam, kocam hattâ harem ağımız Fettah bile sana düşman oldu? Sebebi | i bir türlü O anlıyamıyorum. | Hattâ diyebilirim ki düşmanla- rm en tehlikelisi bu Arap... Be- nim evden kaçtığımı haber alır almaz İbrahim Beyi derhal pe- şimize düşürmüştür. — Kokrma ,güzelim... İbra: him Bey hâlâ İstanbuldadır. İs | tanbulda bir hafta kadar kala- câğmı kendisi sonra söylemiş- ti, değil mi? — Fakat evden kaçtığım an- laşıldıktan sonra orası alt ü olmuştur. Evin hali gözümün önüne geldikçe bayağı tüyle- rm ürperiyor . —Sus güzelim! yirmi dört saat sonra Bakerin gemileri! den birinde olacağız. Gemi bizi Büyükada açıklramda bekliyor. se Müni öise iktpeliz kes). Kendimizi bir kere vapura at tek mi artık ondan sonra bir korkumuz kalmaz . Kadri Bey Kerimenin * sok | gun yanaklarından öpüp gitti. Kerime Hanım bahçede kendi kendine kaldı. Bu sırada bir gü | vercin gelip bahçedeki bir kirez | ağacınm üstüne kondu. Hafif bir rüzgâr Kerimenin altında durduğu nar ağacının al çiçek- lerini kımıldatıyordu.Have çok sıcaktı, Kerime bizar serinlen- mek için evin içine girdi. Bu sırada sokaktan geçen bit çingenenin çığırtan sesi duyul. luyordu: — Falcüüii.... Fal bakar.. Fal. Gü, ? Kerime Hanım isitkbalinden | endişe ediyordu. İstikbalini öğ renip endişelerini teskin etme ğe ihtiyacı vardı. Onun için. kafesin arkasından kadına 508- lendi: