me #nesinde Toskanuda Knda doğunuştur. Gençi erece kuvvetliydi. Bi taklarının arasına almca Pek küçük yaşta iken ilme, musiki. Ye ve gramere ve bilhassa resme İkarşı büyük bir istidat göstermişti. Fioranstaki ressam. Verrochio je: i yetiştirdi. Bu ressam tale- İbesine ikmal etmek üzere bir tablo Yaptırdı ve bu tablo hocasının bile ı kadar güzel oldu. He “sw bu muvaffakiyet karşısında bo- Tan eğdi. l Çok geçmeden Leonard de Vinci Nin şöhreti Toskana (hudutlarını testi, Prens Ludovic ismindeki Mi no prensi onun bu şöhretini duy- Muştu, Kendisini tanımak istedi ve kırardı. Çocuk yemini | (Bu sütanlarımızı oku- | Yan küçük bir kariimiz- İ den şu yazıyı aldık. Mem- İn .niyetle dercediyoruz) İ Amerikanın bütün kanunla- | sebeple, her şeyden evvel Mektep çocuklarına (yemin) M kıymeti öğretilmektedir. Yaşı ne kadar küçük olursa "İsun, Amerikan mekteplisi ilk Ytminin basit maddelerini ta- men anlamış bulunur. Birçok Amerikan mektep- tinde talebeye yaptırılan ilk Yemin şudur: İ Yemin ederim: » Ağaçları ve çiçekleri tahrip Memeye; » Küçük kızları himaye et- Neye; * Bana ait şeylere başkaları Nin dokunmaması için benim * başkalarına ait şeylere do- Unmayacağım; * Daima nazikâne söz söyle- e; * Netramvaylara ne sınıfa sokaklara tükürmemeğe; Ağ Öteye beriye ve umumi çelere kâğıt atmamağa. Bir çocuğun eğzmdan na- Ri ğini gördükçe, sözünde dur "ağa çalışacaktır. | i, Amerika daha ilk zamanlar | v, Çocuklarından taahhüt sözü şakla bizzat kendilerine de at telkin etmiş oluyor. Çocukları iyi adam etmenin “tane çaresi budur. Sen Mişel Mektebinden Necat Aziz Huy ve Kalem İasanların huylarını onlemek işin | 5 ürü usuller vardır. Bu usulle- İ laz çok birer nisbet dahilinde i *lilerine tesadüf edilir. Fakat | Yön kalem, insanların mizacını Sa iyi gösteren bir vasıta olarak ş, Mhuştar. Onun çin kurşun kalem çen bir adama dikkat ediniz ve | Kai, inizi şu satırlara göre ve | yitir kurşun kalemi dal keser gi- | Mi yorsa, bu adam azim sahi t ve cömerttir. Ker söyle böyle yontarken kar İN yemin üzerine kurulmuştur. | $ İ emin ucunu kerıyorsa intizamsız bir Milânoya çağırdı. Vinci bizzat imal gümüşten bir filavutayı pren- se hediye etti, Prens kendisine bir saray yaplır- dı, Vinci ressam olduğu kadar da | mühendis ve mimardı. Milânodaki | büyük kiliseyi o ikmal etti. Bir çok 3u kanalları açtı. Az sonra Vincinin hâmisi olan prens Fransa kralı on birinci Luis tarafından bir muharebede mağlüp edildi. Fransa kralı büyük merasim le Milânoya girdi Vinci kralın ne- celbetmek için, ken bi bizatihi müteharrik bir aslan hediye etti. Leonardde Vinci “Jokont,,. ismi Leonard da Vinci “Jokont,, ismi- le maruf olan meşhur tablosunu — ki bu tablo sevgilisi Mona Lisa'nın Dünyanın en küçük şimendi- feri nehededir bilir misiniz? İn gilterede.. Daha istasyondan girdiğiniz zaman kendinizi cü- celer memleketinde zannedersi niz. Rayların arası, bildiğiniz simendifer raylarmın üçte biri kadar dardır. Lokomotifleri gene bildiğiniz lokomotifler gi- İ bidir. Fakat boyu bir adamın | göğsi o İla beraber arkasına on bir adet nü geçmez. Öyle olmak- vagon taktımı alır götürür. Fa kat bu vagonlar da, kendine gö | re, minimini vagonlardır. Ta- | vanları iki metreyi geçmez. O- | nun için yagonlara girenler, ka | pıdan boyunlarını ler. Her vagonda lik iki kompartman vardır. Bu tasviridir ve şimdi Pariste Luvr mü zesindedir— yapmağa başladı. Söy lendiğine göre, bu tablo için dört sene çalıştı ve sevgilisinin dudakla rındaki esrarlı tebessümü aynen tab losunda canlandırdı. Uzun pozlarda inin canı sıkılmasın © deye, Vinci atelyesine holkâbaz ve muzi- kacılar getirmişti. Jokand'un tasvi- ri 1500 senesinde ikmal edildi ve birinci Francois bu tabloyu o zama- liraya sa- nın parası ile on iki bin tm aldı. Francois kendisini Fransaya ça- kırdı. Bir kaç sene otorduğu Roma da, ümit ettiği hüsnü kabulü görme yen Vinci bu daveti kabul etti. Ve Fransaya bir çok eserler birakarak 1519 senesinde Coun şatosunda öl- tren yolcularını deniz sahilin- de, plâjlara götürdüğü için çoktur. Yolcular ya zın üstü açık vagonlarda seya- hat ederler. İngilizler neden böyle küçük simendiferler yapmışlar diye- ceksiniz? Sebebi var. Çünkü trenin geçtiği arazi bataklık tır. Buradan büyük ve ağır bir tren geçmez de ondan. Fakat bu sür'at asrında muhak! se ri bir vasıtai nakliye de lâzım- olduğuna göre, İngilizler böy- le mini mini bir tren yapmak mecburiyetinde kalmışlardır. a a ye me adamdır ve başkalarını. malına kıy- tet vermez. Eğer muntazam ve düzgün kesi- yor, ucunu mükemmel sivriltiyorsa, işlerini düşünmeden yapmaz. Eğer kalemi gayet kisa yontuyor ve kısa bir uç bakıyorsa, bu adam basistir. MİLLİYET SALI y Miza Bir şoför ar'attı: — Nöbet yerinde duruyordum. li iki ecnebi geldi. Ya İn , ya Alman. Dillerinden bilmem söyleyeyim. Gitmek istedik yeri tarif ediyorlardı. Biri, lokomo- tifi taklit eder gibi, kolunu İleri ge ri oynattı ve ağzile de Fış,Fuş,Fuş, Fuş... diye taklidini tamamladı, Ö- | teki Duuuut diye bir ıslık çaldı. Bi- | tasyona götüreceğime, Bakıköyü- ne götürdüm. timarhanenin kapı” sında bıraktım. Birdahasın cüman kullanırlar, ya Türkçe öğre- nirler ya ter — Sonra doktor bey, bazı zaman lar oluyor, kendimden korkuyorum. — Oyleyse aynaya hiç bakmayın hanımefendi. Mahkemede Reis maznuna soruyor: | — Siz bu adamı çalmak için | öldürdünüz. Öyle mi? — Evet reis bej. — Peki, çalsaydınız da öl dürmeseydiniz olmaz mıydı? — Efendim, çok bağırıyor- | du. Bağırmasaydı, ben de sizin fikrinizdeydim. — Bir hesap içih kocanızı gö recektim. | — İzmire gitti efendim. o | — Borcum vardı, verecektim | de. Bu sabah İzmirden geldi | efendim. İ Benzeyiş — Ne zaman seni | Ali aklıma geliyor. İ — Benim Aliye benzer ta rafım yok ki. — Var.. İkiniz de lira borçlusunuz. Konferansta İ Sezai Bey bir konferansta | uyuyordu. Yanındaki arkadaşı | dürttü ve kulağına fısıldadı: — Yahu, Hikmet Beye bak uyuklayor. Sezai Bey cevap verdi: — Be birader, bunu görsem, bana on söyle- mek için mi beni uyandırdın? HAZIKAN lir misin, ne yaptım? İkisini de is- | sinemaya tekrar in küçük başladı. n çocuk rolleri oynuyor. Yukarıki resim- | Tahsili dolayısile bir müddet Fakat şimdi onun yeri: kardeşi ile alınmış resmidir. Sağ daki kardeşidir. Ayni yaşta birbirlerine ne kadar benziyorlar değil mi? Milyoner olsaydım... Fransız sinema artistlerin- den Ren Lefebevre hayatını anlatırken diyor ki: — Ben evvelâ tiyatrodan işe başladım. Bu başlangıç bir şey ifade etmeyordu. 1922 de ko medi deşanzelize tiyatrosuna girdim. Burada da ehemmiyet- siz küçük roller oynuyordum. Hayat müşkildi, şöhrete iriş- mek güçtü. Maamafih şikâyet etmiyordum. Bir gün Marsel Vandal Şanjelizede oynadığım Knock piyesini sinemada tem- sil için bana bir teklifte bulun- du. Sinemaya bu suretle inti- sap ettim. Bu filmden sonra ti- İ yatroyu tamamen bırakmamış- | tım. İlk filmden sonra bana bü yük roller verdiler, Şimdi “Yalnız, ismindeki filmi bitirdim. Fasa gidiyorum. İ Orada “Beş meş'um centil- men,, filmini çevireceğiz bir ay kadar kalacağız. Artık tiyatroya hiç gitmiyo rum. Büyük ler olmazsa sinemaya da gitmiyorum, Ha- İ yatım stodyoda veya kitapla- genlerde Saint lara bile iştirak'ettim, Ah, mil yoner olsaydım. — Ne yöpardınız Sinemayı bırakırdım. Tercüme Bir sinema şirketinin mec idaresinde reis (İngiliz), içti- ma başlarken demiştir ki: — Arkadaşlar, zevcemi kar- | şılamak için istasyona gitmek mecburiyetindeyim, Binaena- leyh riyaseti reis vekiline tevdi ediyorum. Tercüman da bu cümleyi şöy İe tercüme etmiş: — Reis efendi, vazifei zevci yesini ifa için içtimada buluna- ayacağmdan dolayı üzür di- leyor. Avrupaya geliyorlar Norma Shearer ve Joan Crav rd dan sonra diğer bir çok dırzlar da yaz tatillerini Av- geçirmeğe karar ver- mişlerdir. Yakında Bebe Daniels, Ma- rion Da Ben Lyon, Ramon paya geleceklerdir. — Eski mi? Ben de yeni zannet- tüm de ödüm kopmuştu. Helen johnson Novarro ve John Gilbert Avru- | |Yeni kir sinema ahizesi | PARİS,2 —M. Darsonval İfen akademisine M. Hugue- | nard ve M. Magmasa'nın fev- kalâde süratli bir sinema ahize si hakkındaki tetkikini tevdi İ etmiştir. Mumaileyhim böcek- İllerin kanat hareketleri gibi fev | kalâde süratli hareketleri tet- kik için bir makine icadını dü- İ şünmüşler ve saniyede 10,000 İ resim almağa muvaffak olmuş ir. İlk tecrübeler büyük bir sinek üzerinde yapılmış ve ka- nat hareketleri-'n saniyede 90 olduğu görü, zi zu Paramuntun revülerde henüz smi bile malüm olmı- yan figürantlarından biridir. | Fakat yarın mehkur bir yıl- dız olmıyacığı ne malüm? İ bırakmamak için yerine iyileşti, Klara Bov ağır nuscaydı. İren Delroy Mary Pickford'un bir tasavvuru Duğlüs Fairbanks ile zevcesi Mari Pickford'un son Avrupa seyyahati Amerikadaki müte- cessisleri hayli meraka düşür İ müştür. Mary Nevyorktan ge- çerken kendisine sorulan bir j çok suallere cevaben evvelâ Duğlâs ile boşanacağı şayiala- rını tekzip etmiş, sonra yakın — Şöhret kazanan bir artist, halk kendisini artık terketme. den sahcneden çekilmesini bil- Mary iş kadını olduğu için si İ nemadan çekildikten sonra, bü yük bir hüsün müessesesi letmek tasavvurundadır. Yal- jnz sinemayı bıraktıktan sonra, şimdiye kadar çevirdiği bütün filmlerin piyasadan kaldırıla- rak imha edilmesini arzu et- mektedir. Hattâ evelce oynadı ğı filmlerden bir çoğunu şim: iden satın almıştır. Lili damita Fransız yıldızlarından Lili Dami- tanın sahık İspanya kralı Alfaunce tarafından Bordo'da nazarı dilke- ünü celbederek, o sayede yükseldi. İ ğini bir Fransız gazetesinde oku- duk. Bordorlular Lili Damita ile kıra ln © zamanki otomobil gezintileri. ni hâlâ unutmamışlar... Lili Damita şimdi bir sinema ke. dir, ya Alfons? Hatta çevirdiği filmi yarıda bir başkası alınmıştı. Simdi | | j