20 Mayıs 1931 Tarihli Milliyet Gazetesi Sayfa 5

20 Mayıs 1931 tarihli Milliyet Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Lis Kabataş lisesi ne zaman tesis edildi ? yirmi dördüncü idrak eden mek mesi üzerine Şubat 323 tari- ve Nisan i mehari İdadi olarak bilfül irfan yatına girmiştir. İlk müdür san Tahsin Zey ve rüfekasının Yimmetlerile anla ve nak- sn alınmak ve bütün sınıflar *enesine kadar Kabalaş mezun ları B,13,2,1,3 gibi küçük re- amlar iras etmekte ve ekseri- üç yüzle üç yüz seksen arasında tehalüf eylemekte idi. Talebs miktarı da bazı sene- ler üç kâdar yükselmiştir. 4 Teşrinisani 329 tarihinde teş- kilâti değiştirilen mektep bazı © vilâyet merkezlerinde326 tari- i inde vücuds getirilen on iki senelik sultani (Lise) | halini kismi da teşekkül etmiştir. 335 senesine kadar nehari bir sulta- Di (Lise) olmakta devam etmiş olan Kahataş mektebi 8 Eylül İ 339 taririnde Kabataş resmi İ kuyudata nazaran talebe mev- 28 olan müderris Ayni zade Ha-| Tavşan kardeş tüneli nasıl elerimiz - | | Aşiret mektebinin lâğvedil | icat etti? 4 Li eee Şarap içen keçi udu 198 i iptidai ve 154 ü ta- Wi olmak üzere 352 ve mezun a- dedi iki idi. Bunların 120 kada- rı leyli bulunuyordu. O vakit- ler mülga Aşiret mektebi için I3LI tarihinde inşa edilmiş o- mabeyinciİzzet yaptırılmış olan küçük bina ve teferrüatı ve bahçenin leyli bir mektep için gayri kâfi olması- İ na rağmen 1339-1340 1923 - | bunlar arasında alenişter ki bu suretle iptidai | tözük Sanık oyun oynuyor 1924 senesi zarfında Tali tale- be miktarında 50, iptidaide 13, leyli adedinde otuzdan Fazla te- zayüt kaydedilmiştir. Şimdiye kadar feyzalmış o- lan mezunin adedine ae üç yüz elliyi mütecaviz olup laa bir çok Doktor lar, Avukatlar, o Mühendisler, yüksek memurin ile ticaretle meşgül olanlar ve halen otuzu mütecaviz Avrupada muhtelif branşlerda tahsilde £ bulunan gençler vardır. Bu sene mezun olacak talebe miktarı, cümlesi muvaffak olduğu takdirde, elli kadardır. ” | i i i e Ai Irfan Efendi küçük bir lo- kantaya girmiş, başka otura- cak yer kalmadığı için peykede çorbasmı içiyordu. Tam bu sı- rada açık pencereden içeriye bir küçük top girdi ve (Cup!) doğru çorba kâsesinin içine! Çorbanın bütün sul. Efendinin yüzüne gözüne, üs- tüne başına döküldü. Adamca ğızın her taraf: yağlandı. İrfan Efendi güzelim elbise- sinin bu suretle Jekelenmesine: çok kızdı. Ah, şu topu atanı bir yakalasa! Topu tenise çok merak eden küçük Cemil yanlışlıkla atmış- tı. Aklınca mesafe rekoru yapa- caktı. kuyordu.O sırada tanıdığı kom şulardan Cabi Efendinin geldi ğini gördü ve yakardı: — Cabi Bey amca, kuzum Cabi Bey amca! Sizden bir şey İİ rica edeceğim. — Söyle bakayım yavrum.. — Demin top oynayordum. Top yanlışlıkla şu lokantadan | içeriye kaçtı, Ben istersem, bel ki vermez. Ne olur, şu topumu alıverin, — Peki yavrum, Ssn burada bekle, Ben gidip alırım. Cabi Efendi iyiliği seven saf bir adamdı. Onun için kü komşusunu memnun etmek is- yunlarını seyretmesini severdi. Doğru lokantaya gitti ve ka pıdan içeriye 'girdi. Nihayet Cabi Efendi çıktı. Çıktı amma ne çıkış! Zavallı tü, başı, ne yüzü bur- me ili okantada üstüne çorba döki müşteri, topu Cabi Efendinin pencereden at- tığını zannederek, derhal üze- rine yürümüş ve lokantacı ile beraber biçareyi adam akıllı dövmüşlerdi. Hayatta sksi tesadüfleri da- ima hesaba katmalıdır. ğ yang ÜS i Şimdi topsuz ne yapsın? Lo | kantaya gidip aramağa da kor. | ( Kadın ) Güzelleşmek te güçleşti Yirminei asırda bir saç tuvaleti nasıl yapilır? i ze hakikaten elini t ne r gi dı İm e rüçleşse de le katlanır. “Bugün Avru- pada büsün müesseseleri, alelâde bir berber dükkânı olmaktan çıkmıştır. Buraları geniş salonları, bin türlü karışık makineleri ve aletlerile ata- yip bir atelyeye benziyor. Fen, bu zamanda olduğu kadar hiç bir vakit kadın güzelliğine bu derece yardım güz ir saç İrezesii, ateşte set mış basit bir maşa ile o yapılmıyor. Bin türlü çapraşık aletler bu vazi- İ eyi yapıyorlar. Bir işkence aleti manzarası gösteren bu nevicat ma- kinelerin altında uzun uzadıya bek- nasıl geçtiğini farketmiyor. . . Filha. kika hüsün sarayına gir len sonra, çok başkalaşmış ve Şek güzdileşmiş bir halde çıkıyor. Asri kadın berber- Tiği hakkında bir fikir;vermek üzere son sistem bir saç freğe makinesinin resmini yukarıya koyduk. —aneei— Terbiyeli tavuk Tavuğu perçalayıp yağda kızartmalı, Yüz dirhem m nayı haşlamalı. Tepsiyi yağla- yıp makarnanın yarısmı tepsi- ye dizmeli, Tavuğun tavada artan yağının bir kısmını ma- karnanın üstüne başlamalı ve üzerine bir az rendelenmiş ka- şer peyniri Tavuk parçalarını makarnanın üstüne dizdikten sonra, makarnanın diğer yarısını tavuğun üzerine dökmeli ve tavada kalan ya'ın diğer kısmını makaraanm üz tüne haşlamalı. Ayrıca bir tencerede iki çor ba kaşığı un kavurup yarım okka sütle koyu bir terbiye o- luncaya kadar pişirmeli. Sonra çalkanmış üç yumurtayı bu ten cereye içirmeli. Terbiyeyi ma- makarnalı tavuğun üzerine dö kerek fırına salmalı. Terbiye pembe pembe kızartıldıktan sonra çıkarmalı, Lacivert kumaştan iki akşam tuvaleti. Kollar dörtte üç beyaz linondan ve kısa kollu b uzla assorli olacak tarzda yapilacaktır. zelleşmek için en çetin müş) Apollonia Yeni bir artist değil, Pola Negri nin eski ismidir. Bir kaç zamandır sinemadan çekilen Bolanegrinin, Londra- da temsiller verirken, mukave- lesinin hitamında Hollywood'a giderek tekrar film çevirmeğe başlayacağı söyleniyordu. Bu suretle sinema âleminde, yeni yıldızlarla meşgul olup ta Po- İanegriyi unutanlar, şimdi on- dan bahsetmeğe başladılar. Polanegri 1895 te; Lehistan da, Varşova civarında Lipno da doğmuştur. Babası Georges Ckalupes Macardır, anası Ele- onor bir hâkimin kızı idi. Apollonin Charlupez'— Po: lanegrinin asıl ismi — alti ya şında iken babasını kaybetti, İki sene sonra Pola Varşova Milli tiyatrosundaki balet mek tebine kabul edildi. Kendisi Neğri ismini o tarihte kabul et ti. Sebebi de Ada Negri ismin. deki İtalyan şairinin şiirlerini son derece sevmiş olmasıydı. On beş yaşında dansta gös- öle Sinema semasında yeni bir yıldız: Liliyan Bonet terdiği kabiliyetle istikbal hak kında iyi ümitler vermeğe baş- lamıştı, Fakat O Pola o zaman dram san'atıma oheves etti. 11912 eylülünde Varşavadaki i küçük tiyatroda temsillere baş- | adı. Pola ilk filmini 1915 te çe- virmiştir. Yavaş yavaş teves- süe başlayan sinema san'atına o zaman derin bir hevesle bağ- lanmıştı. sanaryosunu kendi i yazdığı “Aşk ve hırs, filmini | bizzat çevirdi. Fakat beğenme ve filmi bir kaç rubleye sat- , Halbuki satım alan adam, filmin bütün kusurlarına rağ- men hayli istifade temin etti, | Pola 1917 de Ufa şirketi ta- rafından angaje edilmişti. Po- lanin yıldızı irdiği “Leh dansözü,, ismindeki . fil. minden sonra parladı. Propaganda için | Viktor Yonson,Medy Chris il beraber “Kocanın bah settiği kadın,, isminde bir film çevirmektedir. İ Ufa Alman film şirketi, ken İdi Almlerini propaganda için İNevyorkta büyük © bir jJ salonu açacaktır. Bu şirketin burda da bi rsinema salonu a- çacağı söylenmektedir. Yeni filmler Esteher Kiso şimdi zayıfla mek için sıkı bir rejim takip et | mektedir. On beş günde ancak yirmi gram kaybetmesine cant | sıkılıyor. Çünkü mukavelesi mucibince bir ay içinde beş ki lo eksilmesi lâzım gelmekte. dir. Andre Luget Andre Luget Parise gelmiş- tir. Eylülde tekrar Hollivooda Metro Goldvin yıldızlarından sarışın Anita Page'in e» son resimlerinden biri . Duglas Yazı Londrada geçirecek Duglas Fairbanks Londraya geldiği zaman, oradaki ikame- tinin ilk gününü harrisi ile geçirmişti. Diyor ki: — Londrayı severim. Onun için zevcem Mary Pickford ge- lince, her şeyi ve her rahatlığı hazır bulsun isterim. Bu yazı dinlenmek için Londrada geçi. receğiz. İki gün koştuktı ra tam istediğim buldum. On sekizinci kalma eski bir ev.. yır, bırakacak değilim. Şimdilik muvakkaten çekiliyo. rum. Hattâ ileride çevireceğim filmin senaryosunu da hazırla. dım, Fransız filmleri Amerikan filmleri Avrupa- nın her yerinede hoşa gidiyor. Halbuki meselâ Fransız filmle rinden Amerikalılar zevk alma yorlar. Bunun sebebi bir Fran- sız rejisöründen soran gazeteci şu cevabı alıyor: — Sevmüllür > Çinli biz filmlerimizi tiyatro oynatır gi- bi çeviriyoruz. Tabit film için tiyatro , taklit edilemezse, bu fena bir taklit oluyor. Ortaya ne bir sinema, he bir tiyatro çıkıyor. Alelacayip şeyler yapı yoruz. Filmde muhavereleri mümkün olduğu kadar kısalt. malıyız, gidecek, Warner stüdyoları he sabına film çevirecektir. Bir harp filmi İki milyon dolara mal oldu İ Amerikada “Cehennem me İ lekleri,, isminde yeni bir harp | filmi çevrilmiştir. Filmin reji- sörü Hovord Hughes sahnele- re hakiki harp manzarasını ve rebilmek endişesile, bu nokta- da çok titiz davranmıştır. Bu filmde görülen (tayyarelerin İ hepsi 1918 de yapılan tayyare lerdir ve Hovard yeni tayyare kullanmamıştır. Bu film, azim bir masrafle meydana geldiği için Ameri kan gazetelerinde sık sık mev jzuu bahsolmaktadır. Filme sek | sen yedi avcı tayyaresile çift motörlü büyük bir Guta bom. bardman tayyaresi ve bir d zeplin iştirak etmiştir. Tayya reler Kaliforniyada San Fer nando vadisinde toplanmış, ze linlerin Londra hücumu ile tay yare muharebeleri burada çev- rilmiştir. Yalnız bu sahneler i çin yarım milyon dolardan faz İla para sarfedilmiştir. o Ayrıcı iki filoya ayrılan elli parçadar mürekkep harp tayyarelerinir bulutlar üzerindeki musademe- leri de filme alınmıştır. Filmir heyeti umumiyesi iki milyor dolara mal olmuştur. Rejisö böyle muazzam bir eseri mey. dana getirebilmek için 100 piloi yüz elli mekanisyen istihdam etmiş ve emri altında yirmi peratör çalışmıştır. —.— Ödünç artist Noney Caroll, Sokak Manz' raları filmini oçevirmek içir müttehit artistler şirketinde ödünç artist almıştır. Ameri kada bir firmaya mensup ar tistleri, bazan başka firmalar & dünç alırlar.

Bu sayıdan diğer sayfalar: