ri. | j az illiyet wmdeşi “Miliyettr” MAYIS 1931 işten müştekidir. Muhakemesi ve ir#desi tam olmadığı muhak kak olan Zaro ağayı İstismar edenler kimlerse hiç bir suale maruz kalmayacaklar m? FELEK NE — Ankara onddesi 'olgraf neresi; Mülliyet, Te- Neşriyat Hay ü em mar 311 — 4312 — 24313 VONE ÜCRETLERİ İngilterede neşredi- / len mühim eserler Türkiye için Hariç için kuruş 800 İcuruş 7 400 ga” 2702 ajrak geri verilmez esen müshalar 10 kuruş , le Mürmenat edi Bugünkü Hava b eninzlü hararet 92 enar di. Bügün mzgir mürehivvil İngilterede yeni neşredilen eserler arasında en mühümlerin den birini intihap etmek lâzım İ gelse acaba hangisini intihap İ etmeli?. Böyle bir intihap müş İ kül olduğu kadar, neşredilen İ yeni eserlerin tamamile isim- lânların mesuliyetini Jerinden bile haberdar olmadı- İ gımız için böyle bir intihabın ) imkân: da olmadığı kendiliğin İ den meydana çıkar. İngilizler J için en.mühim. olan bir eser hiç şüphesiz kendilerine taal- İ kük eden, kendi memlektinden İ bahsederek mütalâa yürüten İ bir eser olmak lâzımgelir. Bil- | hassa bu eser etraflı bir tetkik İ mahsulü ise . Fransanm ma- nu, İngilterede yapılan eşya- nm maliyet fiati böyle yüksel- diği için cihan piyasasında baş ka rakiplerle möcadelenin zor okkuğuu söylemektedir. Fa- kat buna rağmen İngiltere hiç bir zaman mayişet seviyesi denilen mikyası indirerek işçi- nin ücretini azaltmak cihetine gitmeyecektir. Onun için mese lâ bir milyon işsize ilâ nihayet devlet hazinesinden yardım et meğe razkdır da ücretleri indir meğe razı deği Hülânsa İngilizler bol para barcetmeğe alışmış adamlar- | dir. Franeız muharririnin İngi- lizlerde bulunduğu ( ve daima | tekrar ettiği birkusurda zihnen | benden uyuşuk (olmalarıdır. j Bü uyuşukluk her yeni şeyi ka bul etmemelerinde kendini gös | terir.Ruhen,zihnen sakin olan İngiliz çok düşünmeği sev- mez. Kendisine bu zihni ve ru- hi sükün temin eden kanaatları üzerinde münakaşayı hiç iste- | mez. İ İngilizin bir kusuru da ifra ta varan spor merakıdır. Bir Oyunun neticesi (osanki iKÂYE Aşk mektubu mu. İş mektubu mu? — Frasızcadan— İki kadının arasında yaş iti- | yüteceğim. Senin de reyimi al- barile pek büyük bir tezat var- | mak istediğim noktalar var. dı. Birisi yirmi beş yaşında ö-| © — Teşekkiir ederim. Fakat © altmış beş yaşındaydı. | ne gibi reyim olacak?.. Belki de böyle bir yaş farkın — Genç bir mühendis lâ- İ İ dan doğar alda ım. Tanrdıklarımızdan biri İrtişa ve evrakı nak! Hafize Suzan Hun diye tahkikatı bitti (Başı 1 inci sahifede) yâzihanesine gidip — gelirmiş, (Cemal Nas) ın kardeşi (Sala- mon Nas) ifadesinde: — Tevfik Beyi gördüm. Fa- kat, hüviyyetini bilmem. Demektedir. Bir aralık (Ce- mal den “Marko Naim,. Eefendi de ayni ifadede bulunmustur. koca | ük bir samimiyet yerleşmiyordu. İ İhtiyar kadın hastalanmış, ya- İtağından kalkmayordu. Genç İ kadın belki de artık ölüm zama ! a: gelmiş ölan bu ihtiyar kadı- | na bakmağı bir vazife bildiği | için yatağınin başında ona dai- İ ma tescili kelimeleri bulup söY | liyordu: — Bugün dünden daha iyi- | İ siniz... Hekimin — verdiği yeni | ilâç tesirini gösterdi. Bugün renginiz söhük değil!.. Umuiyar kadın meyus bir te- | bessümle güldü: yok mu?.. Düşünsenc.. Düşündüm. Kimseyi hatırla yamadım. Böyle işlere &arış- mayacağımı kocama söyledim. Bu hâdise aramızda böyle ka- pandı. Kocamın aradığı mühen disi bulup bulmadığını merak etmedim. Fakat iki gün sonra bir aşk mektubu daha'geldi, Bunda be- ni çıldırasıya sevdiğini tekrar ilâve ediyordu. Zihnimden bir şimşek geçti, Her şeyi anlamıştım.: Bu genç âşık benim kocamın. işleri iyi Evrakı nakdiyenin tedbilin- de yapılmış ölan Düyunu umu- miye sui istimaline ait tahki- kat dosyası da tekemmül etti İrilerek dosya Ankara müddei İ umumiliğine verilmiştir. Evrak üzerinde Şurayı Devlette tet- mülga Maliye nezareti muame lâtı nakdiye müdürü Kâzım Zı- ya Bey hakkındaki noktai na- zarında meselede müruru 2a- | sustaki hukuku umumiye da kikat yapmış ve maznunlardan | man mevcut olduğundan bu hu | izi bulundu Ri —— © © (Başı 1 inci sahifede) polisçe izlerinin keşfedilmek üzere bulunduğunu ve an bean yakalana- şınca, cumartesi günü, Haydarpaşadan trene binerek Anka itmi , Fazil Bey ile Su- üpte evinde misafir kaldıkları akrabalarından Necip B, dün kendisile görüşen hir muharriri mize bu macera hakkında şu malü- 45) m yazihanesinde bir | ihtilğfın hallinde hâkemlik e- | — Fazıl Bey ile Suzan Hanım ya nında küçük çocuğu olduğu halde çarşamba günü İzmirden evime ge, mişler ve bendehanede misafir kak İ mışlardır. Suzan Hanım gazeteleri! neşriyatından fevkalâde müteessir dir. Suzan Hanım ile Fazıl Bey, bu iş hakkında trene binerek Ankaraya gitmişlerdir. Suzan Hanım, Eyüp elgrafhanesinden İzmire çektiği bir telgrafla annesi Ayşe Hanımı, İstan bula davet eylemiştir. Ayşe Hanım, bir iki güne kadar İsmirden buraya gtlecek've o zamana kadar Ankara İ dan dönmesi beklenen Suzan Ham- ma mülâki olacaktır. Fazıl Bey, Su zan Hanımı zevci M. Gi'ye götüre cektir. Maamafih Suzan Hanım Ankarâ- ya giderken: “Ben kocama yazdım. İstanbula gelecektir. Kendisini İstan nılda bekleyeceğim, demişti memlektin istikbal ve mukad- | İ deratı kadar halkı meşgul &-| İl — Beni teselli etmeğe çalı- | gittiğini takip ediyor, benim | vası sukut etmiştir. Diye be | ruf bir iktisat mütehassısı olan | Kiler) ei i KEEP Ş a Tele m elin İİ emi üz e ea t ; o a 1 iy l Hi sü lag aranlıkta İla ı İl evoğlunda her salş, “veya hayata Çi saate istediği ka- Yapar. Buna kimse » saz. Hani şu Beledi- da gece seat 10 dan ) Ye kadar halkı ral'rt * 5 gürültü etmek ya- kimsenin dinle $K Jettiği yoktur. Bu- Lu vi kar T olmamasıdır, Böy #denleri menedecek —p m dâkarışlır mu ya? ıhakkaktır. Tabii le olunca saygısı herif halkı rahatsız e: ikimse buna karış- İ gece sabaha karşı ge- İtat bir sürü sarhoş ö- ındıracak vaveylâlar- “mahalleyi rahatsiz et garalin saygısız bir ai Motöre egzos oyla tangolar, foks- ipi” Ben de yatağım — DE vi siltü meselesini * yazıyorum. Be- 1 başın Vilâyetin bir BY adam bizim me leru, vazifesini tergforr, Şuna bunu dirmgmiyor. Beni da tsız eden şey len tı amazlıktır. Al temiyi7 Olsun! da tx ağa tinde ii Yatı çi taraftan alâka zeitan istihzasını ağa âdeti ailesi- lâ oldu. Amerika- £ bırakmak istemedi “Aşuk asik adamm ide 'Amerika emsalsiz ir.,, Demesinden anla- Bir taraftan artık olşin Ve bir acâip şey gi çöeyrettirilen bu daki ailesi de bu elim, dedi, bune iBizin sebebini an- yim? Affedersi e taniyamadım. w öyle kendisile — ns'bi konuşmasından vayet erime fazla söz nm; 1 görmeden penne bir genç kız iz im sizi rahatsız dif 3m. Her halde beni burada edecek mü- olmak ge rım.. Hem de böy- umefendi olarak guacık şaşırttı. Pa söyli- M. Siegfride İngiltereye “dair | der. e Y | | bir eser yazmış, şimdi bu ese- |. işte Fransız o müellifinin / rin Eng'and's Erisis,, ismile İn | İngilterede pek büyük bir alâ şıyorsunuz. Teşekkür ederim. Fakat eğer bâna hir iyilik et- mek isterseniz şu yatağımın al tındaki anahtarları alınız, Kon solun üstgüzünü ağınız. Orada gönlümü elde ederek kendisi- İ nemühüm bir iş bulmak istiyor | du. | Bunları yakalım ki“ben öldük- gilterede neşredilen tercümesi | a ile okunan kitabından bazı | Ingiliz neşriyat âleminin en | mühim noktalar, Bunlarda bel- İ J&i mübalâga yok değildir. Fa- kat eser ciddi bir tetkik mahsu | mühim eserlerinden birini teş- kil etmektedir. ufak bir çekmece vardır. Bana | ten sonra bunlar: bulanlar: İni mütalea edilmiştir. Bu mese lede 16 şabıs mazmun mevkiin dedir. İ — İştetbu mektuplar onlardır. | Bunların bir kısmı Rum ve Ermenidir. Bazıları da Avrupa | onu getiriniz. M. Andre Siegiried evvelce | tüdür. «Mi bu kanunu tetbi- | Yolanın vazı kanun- | yap-! | Amerikaya, İngiltereye dair e- | serler neşretmişti. Anglosak- son âlemine dair senelerce tah kikatta bulundüğ için neşretti- ği kitaplar daima ehemmiyetle karşılanmıştır. Müellif İngiltere | hakkın da verdiği hükümlerde pek şid detli davranıyor. Her halde bundan da anlaşılabilir ki M, | Siegiried'in kitabı İngilterede İ hoşa gitiği için değil, bir | acı hakikatleri ihtiva ettiği in bu kadar ehemmiyetle kar- İ şılanmıştı. Adal olan İngiliz kendinden başka herkesi, hat- tâ komşusu olan Avrupalıları kendinden aşağı görür. Kendi- ni beğendiği için maziye çok | merbuttur. Maziye bu merbuti yeti dolayisile yenilikten hoş- lanmaz, Onun için her şeyi es kidir. Mühim bir sarayi mem- leketi olduğu halde makineleri İikullandığı vesait eski zaman- dan kalmadır. İngiltere anane- İ sine bağlı olduğu için yetiştir- İdiği gençlerde her şeyden ev- İ vel seciyeye ehemmiyet Verir. | Meselâ bir Ingiliz mürebbisi İ ile konuşulurken daima şu söz İ işidilir; — Biz kibar adam yetiştir- mek isteriz.., Seciye her şeyin | fevkindedir. Mahir bir iş ada- İsmi olmaktan, hattâ ilim ve fen adamı olmaktan daha mühim şey seviye adamı olmaktır. İş- te İngiliz buna inanmış ve bu | kanaatındani ayrılmamıştır. M.Andre Siegfried e nazaran İngiliz iş âlemindeki vukuf ve | maharet itibarile diğer millet- İlerdeki daha mahir ve vakıf ra- kipler tarafından geride bıra- | kılmaktadır. | Fransız müellifi İngiltere- | nin bugün şikâyet ettiği iktisa İ di buhranı tahlil ederken ame- İle ücretlerinin pahalı olduğu- Bu satırlara nihayet verir- İken şunuda ilâve etmeği unut- İmayalım: Fransız o wüellifi İngiliz (o milletinin o küusur- larmı gösterdikten (o son- ra bu. milletin ne büyük bir hayat kabiliyti olduğunu, onun için bugünkü müşkilâttar sıyrı nutmamıştır. Yeni neşriyat © Düseldoref canisi KURTEN Birinci forması bugün çıktı Müteakip formalar her pazar tesi, persembe günleri münta- zaman neştedilecektir. Fiati 5 kuruş BİR ÂLİCENAPLIK Ben Amar Sirki Müdüriyeti tera. fından Darülaceze müessesesine 500 Türk lirası teberru edildiği memnu- niyetle istihbar edilmi Şayanı takdir olan bu alicenaplığın müte berlin tevazmuna rağmen — sökürla geçilemiyerek bilâkis: bir mümunel imtisal olmuğu şıyan bir hareker addeyleriz. KISMET Alman operederinden eti mükteli we en ibelisidir. Mizanseniş KICHARD AÜBER İn Masiiisi: SPOLLANSKY'nin Bu film dün MAJK TL AKİNDA büyük muvaffakiyetler kazanmış» ve. HÜGO SCHRADER ve GEORGİA LIND rollerini fev- kalkde oynamaktadır. Mükemmel İabileceğini de kaydetmeği w- | | « Genç kadın hastanın dediği gibi yaptı.. ; Çekmeceden bir İçok kâğıtlar çıkardı ihtiyar İ kadın dedi ki: —O da'çirkinliğine rağmen | kocasma hiyanet etmiş! Demesinler değil mi?, Bilmecemiz — Bunların hepsini yakmak İzm gelecek. İ Bunlar eski bir takım mek- tuplardı. Her kadının böyle İ mektupları vardı. Onun için ih tiyar haştanm mektuplarını ne olabilirdi? yirmi beş yaşmdaki kadına: — Şimdi, dedi, sizin hatırı- niza Şu sual gelebi Bu ka- dın vaktile güzel miydi?.. Har yır. İtiraf edeyimki ben gençliğimde de güzel değil- dim, Hiç bit cazibem © yoktu. Tam manâsile çirkindim. Hiç bir erkektön iltifat görmiyor- dum. Fakat bir gün kendimde şaştım: Baliz bir erkekten bir aşk mektubu gelimişti!.. Tanı- dığım bir delikanlıdan geliyor beni seveceğine” hiç imkân ve ihtimal vermemiştim, Şunu da söylemeği — unutmayayım ki ben evli Bir kadmdım. Fakat kocamdas çılgın bir muhabbet beklemeğe hakkım yoktu. Ara mızda samimiyet vardı. Fazla, ne olabilirdi?. Düşünüyor, bulamıyordum : Bu delikanlı niçin bana bü mek tubu yazmıştı?. Hem de uzun bir ; Bana neler söyle- di, onun hâyatı, ü- i imişim! Hayreti- izale edemiyor- yakmak istemesi kadar tabii | du. Fakat ben bu delikanlınm | © maşlardan baska ne olabilir?. i dum. Bir taraftan da delikanlı- İnn aşk mektupları gelmekte İ devam ediyordu. Ben bir türlü | bunu anlayamıyordum. Fakat kocam bana bir gün birdenbire dedi ki: — Benim işlerim çok mü- kemmel gidiyor. Fabri şarkılar - Canlı danslar . Rent siki, n öf mükemmel pdisdır Gİ Yeni moda kumaşlar nasıl şey | ler ikızım?... Lökin Kerime tabi sade ta- | dan çıkmaya- şey gayet mü ui bir kere daha an söylemeden | vür ile beraber babasmın kar- kşısında pek ciddi olmak hü- 5 ; İ zumunu unutmamıştı. Pek cid- | Kerimenin cesareti daha art | di bir tavurla babasına şu ceva latmak ister gibi her kelimesi- nin üzerinde durarak dedi ki: — Bizini düğünümüz ne va- > iii zel > iz<i—j» 1 — Ayak (4). Şart edatı (3). 2 Bir edut (2). Küstah (4). 3 — Kolay (4). 4 — Sedir (4). Denir (5). 5 — Nota (2). Nota (2). 4 — Beyaz (2). Berri (3). Dabi (2) Kunduranın kenar dikişi(4) Sol tnrafını kullanan adam g 10 — Bağışlama (2). (6). hi — Ser (4). Zaman (2). Kırmı im mümkün olduğu kadar yakın İ bir zamanda olacağını söyleme İ miş miydiniz pederciğim?. Diye sordu, Kızmı inkisarı hayale uğratmamak için miy- di, kimbilir, Yusuf Paşa tered- düt etmeksiz iki İ izdivacımızın. | | | tr. Babasına biraz daha yakla. | şarak devam etti: | ! Yeğâne Hanım bir kaç gün ev- vel bize gelmişti, Yusuf Paşa kızınm ne de- mek istediğini anlamış mı idi? Kadri Beyin kız kardeşinden bahsedilirken bittabi Paşanın damadı olmak isteyen Kadri Fakat Paşa gayet tabii bir | vaziyette dinledi. Sonra güle- — Kimbilir ikiniz neler ko- nuştunuz değil İki hanım kızm konuşacağı şeyler elmas- tan, yeni modadan, güzel ku- bı verdi: — Efendim biz kumaştan | dı. Yusuf Paşa kızının ciddi | tavrunu görünce Kerime ile daha ziyade şakalaşmak arzu- sundan kendini alamadı, Hem gülüyor, hem de basın: iki ta- rafa sallayarak: — Vah, vah, kızım.. Güzel çiçekler, güzel kokular #rymet li mücevherat, güzel kumaşlar dururken siz acaba ne gibi mü him mesailden bahsettiniz?. Kerime ayni eiddiyeti muha faza etti. Babasının karşısında kit olacak? | — Evet, | İda bulunuyorlar, 1906 numara- İh kanunun dördüncü maddesi mucibince mesele şimdi kara müddeimum eti rak üzerinde tetkikata maştır. basla- i4 Mayıs Taksim Talima era edilecektir. 8 saatlik Perşembe 12 ye ve öğleden sonra saat de Hayvanatı ziyaret r. Müddelumumilik ev- | UNUTMAYINIZ Kİ: © Ben Amar Sirkının RESMİ KÜŞADI mühim ve Bileder 14 Mayıs perşembe günü öğleden evel Davet Kılıçali Paşa askerlik şube sinde kayıtIr bilâmum malölin ve şehit ailelerile öytam ve e- Tamile 031 senesine ait tütün ikramiyesi verilmek üzere yet lerinde bulunan maaş cüzdanla rı senedi resmi ve üç kıt'a toğraflarile birlikte 21 mayıs 931 akşamma kadar Kılıçat Paşa askerlik şubesine müraca atları, fo akşamı tam saat Oda ne Meydanında bir temaşa & 10 dan lerin eğlenceli 2 den itibaren cedarik edilebilecektir vahşiye terbiyehanesi her gün sabah saat 10 dan akşam 10 a kadar edilebilir. o ipe | ANADOLU # o SİGORTA ŞİRKETİ Türkiye Iş Bankası tarafından teşkil edilmiştir Adres: 4 ünet Vakıt han İstanbul Telefon: İstanbul — 591 Telgraf” İmtiyaz Epe dLEEEREER EKA REREAARARLI yağı: 1 — Yas yazılır (4). İlk tasâv- yur (6). 2 — Hicap (2). Sonuna bir (p) gelince uluhiyet iddia eder (2). Neta (2). $ — Nota (2). Bir insanı mem- nün etmek için verilen eşya 46). şamak ferace ile babasını cid- di bir vaziyet alarak ziyaret et | mekten maksadı bunu kararlaş İ trmak değil miydi?. | Fakat şimdi genç kızın kur duğu hayal yıkılmıştı, Şimdi biraz evvelki cösaretini bulamı | İ yordu. Babasının yüğüne baktı. De — Kızmm, bazı kararlar var- sen bilmez değilsin. Paşa daha katı bir sesle şü- nu da ilâve etti: — Senin düğününden evvel yapılması elzem olan pek mü- him işler vardır kizim. — Fakat pederciğim, kısını- m” cüretini mazur gi GENİZ arzedeyim ki benim izdivacım pek evvelder kararlaştırılmış- tr. Genç kız hunü ciddi, kati bir tavurla söylemişti. Sonra ar- İ kararmden vazgeçmiyecekti. Buraya niçin gelmişti?.. Söy- elini tutarak dudaklarına gö- törünsen İğim vait leğişmemiştir. — Pederciğim, sizi rahatsiz | mücevheratta o bahsetmedik. | dır ki hemen tatbik edilemez. | Ben verdiğim sözde duran bir gdişimin sebebini arzedeyim: | Daha mühim meseleler var- | Her şeyin hir zamani olduğunu | adamım kızım Kadri Bey be - gnim damadım olacaktır. Buna / hiç şüphe etmemeli. Fakat o | da, sen de daha bir müddet bekleyeceksiniz... * Sen şimdi git.. Bundan gene bahsederiz kızım, haydi git, Kerime babasından kat'i bir söz alamadı. Paşa vadinde dur duğunu tekrar ediyordu. Fakat Kerimenin maksadı bir an ev- vel bu izdivacın tarihini karar- laştırmak değil miydi?.. Artık kendisinin bir hanımefendi ol- kil etmek zamanı geldiğini ba kosma anlavnak için böyle ya ma baktılatan soncu bir kere da-' İ minki gibi şakalaşan adamın İ tebessümü yerine şimdi soğuk İbir adamın çelresi vardı. Pa- İ şa biraz evvel bıraktığı İ tekrar mesgul olmağa başladı. İ Kalemini kâğıdını aldı. Tek- İrar yazmağa başladı. Kerime kendisi için babasmız karşısın da daha fazla durabilmek “ar- İ gır kapıya doğru ilerledi. Ora- İda biraz bekledi. Belki habası- İnin onu giderken görünce sen bir söz olarak ümit ve emniyet verici bir şey söyleyeceğini dü şündü. Fakat genç kızm bu in tan bir heyecan ile babasının | mek sevdiği adamla bir aile teş | tizarı beyhude oldu. Çünkü ba- 4 — Genişlik (2). Katiyen (4). 5 — Nota (2). 6 — Beyaz (2). Çehre (4). 7 — Su (2). Nota (2). Yuva(2) 8 — Baston (3). Büyük bir ode (8). 9 — Ahşap (5). Orta (3). 10 — İkinci (4). Siyak (4). | Mi — Beyaz (2). Bir renk (2) N saçsiz (3 ha tekrar isile meşgul olmağa başladı. Paşanın çehresindeki soğukluk daha artmıştı. Genç kız buradan © çıkmadan evvel bir kere daha babasına sormâ- ga karar verdi ve dedi ki: — Daha ne kâdar bekleye- İ ceğim?.. Bu genç kızın bir isyanı miy. dı. Her halde Kerime babası- nın karşısından çıkmadan €v- vel son defa böyle birsnal da- ha sorması sevdiği adamın ona verdiği cesaretle oluyordu. Kızının bu sualine Paşa lâ- kayıt kalmadı. Kerimeden ba ka evlâdı olmayan Yusuf P; tak imkânsızdı. Kerime ağir 2- l nın kalbinde babalık hissi dini göstermekte gecikmemiz ti. Kaşlarını çatarak haşin bir çehre göstermedi. Bilâkis çeh resinde hafif bir tebessüm oldu ğu halde başmi sallayarak de- diki: — Kızım bu meseleyi akşa- bası gözlerini kaldırarak kızı- ma konuşuruz olmaz mı? «< Bitmedi)