Fikir, Jillayet asrın umdesi “Milliyet” 2 K. SANİ 1931 İDAREHANE — Asikara caddesi No: i09 Telgraf adresi: Milliyet, İs tanbul Telefon numaraları: İstanbul 391, 3912, 3913 ONE, ÜCRETLERİ in Hariç için ik kuruş 800 kuruş 750 1400 1490 2710 evrak geri verilmez İsti geçen nüshalar 10 kuruş Gazete ve matbaaya ait İşler) için müdiri tut, “Bugünkü Ha a enez 3 şir a çokl ni lodas palı olacaktır. Mevkuflar dün sevkedildiler çe bir tespihi hızlı hizlı çeki » Ef. nin sakılmca kend tavrr veriyor. O- idanıyr, in | murıldan İ Ef, nin 16 yaşlardaki babasının eşyası | torunu, büyük nı birer birer getirdi, yanma . Önündeki masada bir şi ge süt ve yarıya kadar gene süt dolu bir bardak duruyordu Şeyh cebinden bir enfiye ku- tusu çıkardı ve biraz çektikten sonra kutuyü gene yanma bırak | &, Kutbülâktap etrafına bakın- dı ve jandarma kumandanına: — Burada mı oturacağız, dı di., Rahatsızım da.. ŞEYHİN OĞLU ALİ HOCA Bu esnada ayrı bir yerde bu lundurulan şeyhin oğlu Ali he-| vapur | yanına ça|“ ca, babasmı soruyordu; memurlarından biri! gırarak şu ricade bulundu: — Bize iyi bir yer temin edi- niz.. Kutbülâktap ile oğlunun hay- H paraları olduğu AK hoca şalvarının cebinden bir büyük para çantası çıkardı ve memura sordu: — Bir birinci kamara, bir i- kinci kamara kaç lira tutuyor €- fendim?.. İki biletin mecmuu kırk hira kadar tütuyordu. Al: hoca der- hal liraları çıkardı ve uzattı — Biletlerimizi alıveriniz sonra biletler temin €- , Kutbülâktap ikin« oz u da Dirğicldl gideceklerdi.. Esat EL ile oğlu ihtilâttan memnu olduklarından biri baş, digeri arka taraf kamaralarda n, edebi Tum. Şimdiye kadar yemek için | giyinmek için, yaşamak için hiç kimseden bir çöp bile alma- dım, Bütün âşıklarım benim-sof ramda Yiyip içiyorlar, benim a- rabamda gezip tozuyorlar, be nim etrafımda şeref ve gurur; buluyorlar. Fakat, ne yapayım ' i, cemiyet beni, benim kendi. bildiğim kadar bilmiyor, ta-, nımıyor; benden iğreneceği, be ni reddedeceği-yerde bana pe- restiş ediyor, — Sensin1.. tir | gözlerine | 9 ine der| anlaşılıyor; | romani 7 İbabasına hazırlattı. Fakat kutbülâktap daha ziya İde rahatını istiyordu. dedi ki: — Söyleseniz de ben birinıci- İye otursam. İ Oğluna haber gönderildi. Ra-| zı olmuştu. Kamaraları değiştir diler. BABA İLE OĞUL GÖRÜŞÜ- YOR Esat E£, oğlnun görmek iste diğini söyledi fakatında Ali önünde secdeye kapanır gibi kere eğildi, sonra yaklaştı | sinin elini öptü, bir daha, bir da ha öptü. Nakşıbendilerde baş | şeyhin eli üç kere öpülürmüş. İŞEYH ESAT EFENDİ MU HARRİRİMİZE NE DİYOR? Ayrıldılar, Ali Ef. kamarası geçer. reg yidinceyi içemem. iyor. Bunu bir faki niz de içse. Baş şeyh yüzüne acınacak bir şekil vermeğe çalışarak, bir müd adet düşünüyor, sonra: B umum, diyor, ne Allahtan hayırlr- oldu bi sr. Esat Ef, elindeki (o tespihini meğe devam ederek dudak- larının arasında da bir şeyler İ İ ALI HOCA PEK KETUM | Nakşibendi şeyhinin oğlu Ali| hoca ise hiç konuşmamaktadır. Yüzü daima asabi hatlarla dolu, gözleri parlak,, 45-50 yaşların- İda bir sarıklıdır. Ne sorulsa ce-| İvap vermiyor. Fakat Ali, zinde| İve kuvvetli mektedir. 16 yaslarında! tina mütemadi- İyen iş gördürüyor, kamarasını, yatağını düzelttiriyor. Bu ho: daha lâkayıt ve düşüncesiz gö- rünmektedir. Bunun da elinde İböyük bir tespih parmaklarının arasmda mütemadiyen “dönü- yor. Vapurda yemek meselesini | Ali öcü ihmal etmemiştir. Ka- | mara bileti almasına rağmen, i-| yemek, francala dolu koca-| man bir sepet yanında durmak- İtadır. | DİGER 7 MEVKUFA GELİNCE | Diger 7 mefkuf ise orta amba İrın üstünde bir köşeye çekilmiş İler sıraile oturuyorlar. Bunlar | birbirile ihtilâttan memnu olma | İdıklarmdan yanyana oturmakta dırlar, Bu yediler hiç konusma- makta, tabakalarından mütema | diyen cigara sarıp içmektedir-! ler. Yanlarında taşıdıkları ek- İmek ve çamasır dolu heybeleri- | ne yaslanarak düşünüyorlar. BÜTÜN MEVKUFLAR SAKALLI Başta Kutbülâktap Esat Ef. olduğu halde mevkuf mürtecile | rin hepsi sakallıdır. Yedi muha icirin üstleri eski bir halded | Etem IZZET vetli para, midesinde kuvbetli lokma, ağzında kuvvetli dis o- lanlar her vakit için sıra ve kud retine göre kuyvetliden daha kuvvetliye doğru bas tâcı edile- ,ceklerdir. İ Eğer hep böyle olmasaydı, | — Gelen paşam, giden | gam... Denmezdi. Bu kusuru, ne bende, ne şunda değil hodgâm fert ahlâkı üzerine kurulan ce- miyette; onun zevk, terbiye, mu hit, maarif, insanlık hüviyyeti İduğu 52 Nakşi tekkesi jdir: İseyin Efendi: İmail Hakkı İEyip, Nişancı Hakiki: Eğri ka- İ bünyesinde bulduğu gün bu me! MILLIYET Mizeatkı, A başında kallâvi bir sarık taş maktadır,. Oğlu Ali hoca da Mei miz geyinmiştir. | Dün İzmire sevkolunan başşeyh Jile oğlu Ali hocan ailelerinden İbazı kadınlar vapura çıkım; rak, vapur hareket edinceye'ka dar rıhtımda beklemişlerdir. Vapur açılıncaya kadar a! larından bakmışlar ve sonra rı! di tımdan uzaklaşmışlardır. Mevkuflar bir çavuş k da sında beş jandarma taraf dan sevkolunmuşlardır. Ar ta vapuru ile bugün saatJ2de İz mire vasıl olmuş olacaklardır. İSTANBULDAKİ NAKŞİ TEKKELERİ Hcoa Esat Efendinin son inkı| lâptan evvel resmen alâkadar ol şunlar. Şahkolu dergâhı; Murat ağa karyesi, Efgani kalenderhanesi: Heykel camii, Efgan kalender- hanesi: Beylerbeyi, Özbekler: Sultan tepesi, Hacı Tahir baba i|Osküdar, Selimiye, Üsküdar, Kapu sıra baba: küdar, Selim baba: Üski Tenbel Hacı Mehmet; Üsküdar | Alaca minare; Üsküdar, Şeyh CU I oturmuş hâlâ gelmeyen kocasi- İdi, ço MERTESİ KANUNUSANI 19$1 Edebiya ame pe bırakmağa hazırlanırken., —Fransızcadan— | ne yalnız kaldı, kendi kendi düşünmeğe başladı: Genç kadın sofranın başma! ine nı bekleyordu. Bu geç kalış bir. — — Evet. Bütün mevcut pa- leri uğru kocasının eve gelmek Ayi tiğini bilmiyordu. “ akşam vaktinde gelir, pek samimi bir surette yemek lerini yerlerdi. Fak; defadır böyle olu arı geviken kocası bi dileyerek eve gelir, çokluğundı den bö: ten işleri mi çoktu?.. ok özür dilemek bir az da şüp e uyandırmaz mı?., Genç kadın eline bir kitap|” okuyamadı. Bir gazete # den bir tarafa b karı, koca €e hayallerile başbaşa bırakma İl, ben de kendimi * kurtarmalı- Sk Genç kadın | rını vermişti, Sabah olur olmâz çıkıp gidecek İti. Kocası bırakacaktı. yapılacak şey yoktu, Kendi muntazam bir kazanç te: € demeyen bu ada: bırakmak hareketti. aldi h: Kalınca, Rumi; Ana- doluhisarı, Bademli; Habip baba: Karağ de; Dolmab Gi Alipaşa, İs Sarmaşık, Emi-| rülbuhariı Sultan Mehmet, Ka-| pıçukadarı, Sait Efendi, Beşik- taş, Yahya Efendi: Beşiktaş, Dülger zade: Beşiktaş, Şehit-| ler: Rumelihisar, Zebuni: Taş- kasap, Peruşan: Yedikule, Bali efendi; Silivri kapı, Mustafa de de: Büyük Karaman, Kalender- | hane; Eyip, Kâşgıri; Karyağdı, Karyağdı: Karya; Hatmi: Eyip, Musaçavuş; Eyip Oluklu bayır: Eyip, Vezir, Eyip, Mus İtafa paşa: Otakçılar, Emir Ah-| medülbuhari: Edirnekapı, Şey-| hülislâm: Eyip Nişancı, Valde sultan: Eğrikapı, Şeyh Murat: pı ,Murat Molla: Çarsamba, Ke | fevi: Salma Tomruk, Samani zade: Otlukçu yokuşu, Darül-| mesnevi: Çarşamba, Ahmedül. buhari: Üsküp! Tahirağa: Haydar, Seydüvilâdet: Âsıkpa-| şa, Mimaryuspf: Aşıkpaşa, Kır- ağaç Mehmetefendi: o Alra Druni: Vezneciler, Elhaç ir ağa: Babıâli, Buhari; Küçük Ayasofya, Emir Buhari: Eğrika pr. İ | | İ İ rr işi ve muhtarlar Köylerde haciz muamelesi ya | İpilirken behemehal o muhtarla- rm bulunması ve haczin bunlar j kuvveti nereden bulabilirdim?. daha muva- çörüyordu. Zaten içindeki sabırsızlık başka türlü yapma- sına mâni değil miydi? Nihayet kapı açıldı.. kocası girdi ilim, diye söze başladı, bilmezsin... Ne iş, ne /b2 iş!.. Hep'seni düşünüyordum. Nasıl?.. Çok mu beklettim?. Kocasının böyle hararetli bir |kadır tavurla özür dilemeğe başlama sr genç kadını artık hiç tatmin| ya yerleştirmeğe basladı. Derin etmeyordu. bir teessür, fakat sarsılmaz bir Bir'ğej Göylmisdi kararla bunu yapıyordu nuş kalmıştı. Kocası br 2 vardı; EOS 1gIğ pyunğ 104 use çıkmasını bekledi. adam kendisine bir çok iş bulmuştu Bir yerlere müracaat eder, kendi urlarından, makinelerind ederdi. Sonra da akşamlar İma İşsiz İçeri kendisine ait olan şeyler- Sanki | n diler, Kocasına ait bir mektup- ti, Zarfı açtı. Okumağa başladı. Okuduğuna inanamıyordu. Pek mühim bir mü sma cevap veriyordu. Onu ortak ola- Yal-İrak alacaktı Sevgilim, dedi. Rahatsız mısın? şünceli görüyorum, Kadın bir şey demedi nız kocasının yüzüne bak devam ederek: oluyor? eni biraz z dü Artık kocasma servet ve mu İvaffakiyet yolu açılmıştı. Genç kadın şimdi * ne yapa- İcaktı?.. Kocasını bırakıp gid Genç kadın gene cevap veri |çek miydi? Genç kadın kendini Bedi. ir kanapeye attı. İçerisinde şid detli bir mücadele vardı. yet mağlüp oldu. Gidemiyordu. Eğer bu mektup geç gelseydi kadını bulamıya- caktı değil mi?. Yüksek mektepler de ilk imtihanlar Âli o mekteplerde imtihanlar — Sen ölmasan, hayatta lâztm olan dedi, -ben cesaret ve Fakat kocası devam etti: — Sen bana daima yardımcı oldun, Benimle evlendin. Mev- cut paranı benim için sarfettin. Ben daima şu veya bu makine- yi icat ederek bir gün meşhur ve zengin bir adam olmak için) İoğraşırken benim delice tecrübe lerim için sarfedilen parayı ba- na temin ettin. birinci yaklaşmış oldu - ğundan hocalar dersleri kesmiş marifetile icrası Dahiliye vekâ- İletince vilâyete tebliğ edilmiş- | tir. l Orman suiistimali Türk dili gaeztesi yazıyor: remitte ahiren bir Suiistimali meydana çıkarılmış | orman fen memuru Halil, mua- melât memuru Mehmet lerle muhafaza orman Efendiler hakkında da tahki kat yapılmaktadır. i hüviyetine mâna veren! ün benzerleri ile bera Fa- sele de ber halledilmiş olacaktır! kat, nerede o gün?. .w# Bu, başanm üçüncü © Haber gönderişi oldu; Budala adam!. Ne yapacak beni?. Nüsret dün akşam; — Belkiys, paşa bugün Şerif | Dedi. Sözünü kestim, — Bana da Avni Efendi ba- ba geldi O, anlatacağı yerde, merak- la benden sord — E.. Ne dedin?.. Omuzlarımı silktim, lâkayt, — Hiz ne diyeceğim. Gele- mem.. dedim. — Fakat, hastaymış?.. gayet İBen, gene lâkayttım. ık ki icat ettiğim! birinde muvaffak e gene bu aktam ın sebebi yeni yap- l bir ser-| e sahibine göstermek için- Bana: lerdir. Bu müddet zarfında tale İbe derslere çalışacaktır. Âli mekteplerin birinci imti- İhanlarma ayın 15 in İcak ve on beş gün devam ede- |cektir. — Düşünel Kâr artiyor cevap veririm dediler Memleketimiz. Bu sözleri o kadar derin bir) gorta şirketlerin teessür içinde söylüyodu ki sa- etine inanmamak kabil şirketleri 027 ser 928 te 6 mi üş, 929 sen Kararını vermiş, kalktı, bu lâkaytliğime İsındakine-bu karar Ta hayret eden halile: anlatmaktan zevk duyanlar gi — Canım efendim bana ney İbi hareket etmekte ve onu iyice | miş olur Mu tartmakta, fikirlerini sonuna ka . İdar öğrenmekte devam ediyor- dum. — Ya ne yapmalı?.. O zaman, — Hah işte şöyle, dinle... Der gibi bir eda ile rahat bir nefes aldı: - Derhal gitmelisin! Lâtfe ile, — Demek sana da fazla gel meye başladım?.. Dediu Arkasından uzun bir kahkaha sahverdim: — Kah.. Kah. Kah!.. Nüsret kıpkırmızı oldu. Ge- ne telâşlr idi: — Hayır.. rum, Düşündüğün gibi anlıyo- sözümü /rum!, maz oldu.-Hem fikrimi . tashih etmek, hem de beni kendi düşü nüğüne sevketmek için kırk-de- reden su getiriyordu: — Yavrucuğum, çıkar akin. dan böyle şeyleri!. . var ki?.. Sayende yiyorum, içi gülüp eğleniyorum. . Bendeki rahatlık ne paşa'da Hayır. Sözlerime | var, ne bey det. € Sabah olunca genç kadın ko çok | Kocası gittikten sonra genç| den en kıymetlilerini bir çanta- | Bu sırada bir mektup getir-| Niha-| Kalacaktı,| ie başlana| bulunan si- 1 geçen se İnelere nisbetle fazladır. Sigorta ne 6 milyon in lira kazanmıs lardır. Bu lyot 56 bin liraya -— Yanlış mâna vermiyo-| Dedim. Artık, yerinde otura- Senin bâna yük olacak neyin yorum, San'at EE O HEME MURNAU'nun JEANNE GAVNOR'ua/ YEN LAR erlerin. şaheser mngili | Bilmecemiz Li 5 $s9101( ve yarın haftanın iyeti FAZI İs. B. Darülbedayi emsilleri İsranayı BELEDİYESİ | ti ili e. olen çocuklar edilen.>. Gişe her gün tibaren bümecemizin katledilmiş gekli s6 7 s9 1011 bio ; e pe Tercüme edi 6 roya k saat hı | Bu akşam ursuma biletlerde 3ilât yar Bugünkü bilmecemiz Sağdan sola ve yukardan aşağı 1 — Kamer (2). Yet (2). 2 — Sersem (7). 4 — Zaman (2). Hicap (2) 5 Ekmek (3). Bir göz rengi (3) 6 Büyük (3). 7 Valde (3). Cet (3) B — Nota (2). Beygir (2)- 10 — Beyazh, siyahı (7)- Nota (2). yama (2) Türkiye Eczacıları € binden; Cemiyetimizin senelik - | günü Beyoğlunda GF, merkezi salomunda toplanaf tır. Muhterem azanın t€$ !câ olunur. Müzakerat ruzf i; Bira ucuzlayacak Bira fiatlerinde tenzilât ye” pılması hakkında lokantacılar cemiyeti ile Bomonti fabrikası arasında çıkan ibtilâf henüz halledilmemiştir. Meseleye tica ret müdüriyeti şirketler komise ri de vaziyet etmiştir. Lokanta- cılar cemiyetinden ve Bomonti fabrikasından birer mümessil i- le şirketler komiseri toplana- İrak ihtilâ alledeceklerdir. Mü “İzakere neticesinde bira fiatleri nin beher şişede 7.5 ve ya 10 kuruş tenzili muhtemeldir. Ihtilâs Tarsus hususi muhasebe mü dürü Telât Efendi zimmetine para geçirdiğinden dolayı işten | el çektirilmiştir. si İ lik mesai raporu. 2 - Hesap fettişlerinin raporu. 3 - İd hey'eti ve hesap müfettişlef tihabı. 4 - Serbest mevzul, Kolonya âmillerinin mi rat inhisar ida: va n şikâyeti vardır. İnhisar j kolonyacılara Mısırdan mış ispirto veriyor. Bu pirto ile yapılan kolon; uzun müddet da yama lenmektedir. Kolonyacılar ! sar idaresinden İistiyorlar. 44400400000094906990000 İTTIHADI MİLLİ orta şirketi Harik ve hayat üzerine sigorta muamelesi icra eyle; Sigortaları halk için müsait geraiti bavidir. Merkezi idaresi: Galatada Unyon Hanınd Acentası bulunmayan şehirlerde acenta aranmaktap Telefon: Boyoğlu —2008 $09 kundum; — Paranın sana lüzı Ne yapacaksın parayı. eksik? . Boynunu büktü, yumu: at acı: — Öyle, prenses Hanım dinin sayelerinde şimdilik yacım yok. Sonra, işi şakaya boğd bu şakanın mütebessim kasına sakladığı fikirleri birer birer söyledi: — İşte paşa ile barışır? daha çok ve daha kolay kabil olur.. Diye dü tüm, e... Devam etti: Yavrucuğum, bak iş, Belki de yarın öb ilecek. Bir saniye durdu. Ne yeceğimi bekledi. Gene “o debdebe, 0 tantananm yarısını bile bürada © yapama?- ken çarçabuk küpele; yüzükler) eridi, Hazırin sonu çabuk geli- yor. Burada Nüsretin sözünü kes"! itim. Fakat; gene alayla” | — Canım. Allah kerimdir. Me raklanma; Elbette bir çaresine bakarız. . — Fakat, orada çare aramaya İlüzüm kalmaz. . Allahın verebil leceği kadar var. Paşanın altm- ilarını, hergün avuçla sokaklara serpsen gene bitmeyecek kadar| çok. — Sen, böyle şeylere aldırma. Ben yasadıkça para benim esi- rimdir. Güldü, kızardı, dudaklarında hafif bir tebessüm dalgalandı — Amenna ve.. Saddakna. Para sizin kadar kıymetli değil| İdir. Fakat, ne de olsa paradır. Kolonyacıların şikâf elerile süvarelesde iyi na - Tiyatro Bu akşiri saat bs | Tol eerağ Reşat Nuri 8 vas ir Eczacılar kongresi /8T€si 13 kânunusani | 93i 7 1 - İdare hey'erinin bir sf 1 1 / Er iz yanlış mâna mat. Diyerek kendisini müdafaa- ya çalışıyordu. Ben ise işin ta- mamen alayında idim. vermeye kalkış-| Hani, pasa seni bu kadar se- viyor, istiyor, onun için gitsen) Gülerek, ilâve etti: fena olmaz. . Demi; — Meselâ, bende olmayan Gene de bu fikrimde musir- şgeyi.- rim, Biraz, istemiye istemiye, do- şey öğrenemeyince: — Paşa ölürse bütün vetin sahibi sen olacal (Biti Diyor! Bu kabahat te bende telâkl inde aramak lâzımdır. değilya!. Dünyanın her hangi Cemiyetin sıkı disiplinci ve bir devrinde « bw sakatlık münkir karakteri bir bölüğün tekrarlanacak ve kesesinde kuv a yn i terbiye ve ayni yetiştirme — Olabilir! — Senin konaktan çıktığın gün. : beri hasta imiş? Bahz ne? ZEYTİN ED rk