iliyeti Asrın umdesi “Milliyet” tir 10 K. EVVEL 1930 1g İDAREHANE — Ankara cad. © No: 100 Telgraf adresi: Milliyet, İs- tanbul, Telefon mumaraları: İstanbul 3917, 3912, 3913 © Gelen evrak geri verilmez Müddeti geçen nüshalar 10 kuruş Bugünkü hava Düh hararet en çok 15 enaz (0 derece idi Bugün ruzgir lodos esecek hava bulutlu olacaktır. Darülbedayie dair “| Son günlerde Türk gözünü, Türk kulağını, Türk zevkini 'her akşam, her akşam tırmala- yan eşsiz ve başsızbir ocakla karşı ıyayız: Darülbedayi, © Burada Türk münekkidinin haysiyetine taarruz edilir, bura- da Türk gazetecisinin meslek ve insanlık ine tecavüz edi- ; burada Türk münevverinin fikir, vicdan ve şuur zevklerine — tasallut edilir.Bu salgıntasallut > her gün biraz daha aşarak ta “rak sahneden on kuruşa seyirci- Jerin eline tutuşturulan bir mec mua taslağına, oradan tekrar sahneye bir nehir gibi akıpduru yor. Bu mecmuada ve bu sahne- de güh bir serhoşun hezeyanları ma: — Muharrirlerin yazısı gibi... Dendiğini; gâh mecmua sütun larında: — Akşam gazetesinin cehale- | Fikir, Çifte nişan! Vakıâ kanun Türkiyede tead- "İİ düdü zevecatı men'etti.. Şimden | sonra kimse-nikâhla-birden faz la kadın alamaz, Lâkin çifte ni- şanlanmaya kayıt olmadığı için bazı açık gözler şimdi bunu tat ABONE ÜCRETLERİ (bike diyorlar. Sizi bu tertip çif- a için Hariş işin | te nişanlananlardan birinin bir b ? aylığı ©» e kuruş | hikâyesini anlatayim: e Va Beyoğlunda bir Rum genci kez zengince zir ailenin kizile nişan lanır vebir nişanlı kız alaca- ğı aileden ne gibi istifade temin edebilirse eder, fakat diger ta- raftan diger bir ailenin kızile de ikinci bir nişari yapmağı da ih- mal etmez, Tabit' ora ile de alış verişi uydurur. Bu hal belki ev- lenme tarihi yaklaşmadan nişanlılardan birinden keder tenin her hangi bir şekilde dilgir tdi- lerek tek kadınla kalmak netice sine vardirilabilirdi. Lâkin, biri- birinden haberi olmıyarak ayni adama nişanlanan kızlar er- kek kardeşleri ahbaptırlar, Bir ve hayretle anlıyorlar ki kız kar deşleri ayni adama nişanlaımış. Hâdiseyi hiç kimseye açmadan, nişanlı kızlardan birinin evinde bir çay ziyafeti tertip ediyorlar ve tabii nişanlı erkeği çağırdık- ları gibi öteki kızr da davet edi- yorlar. Tam herkes geldiği za- man evin kızı nişanlısını davet- Tilere ve bu arada diger kıza da takdim ediyor, halbuki davetli İkiz bunu işidince şaşırıyor ve onun kendi nişanlısı olduğunu dia ediyor, nihayet pek zah- met çekmeksizin hakikat mey- dana çıkıyor, iki taraf ta Rum delikanlısının üstüne çullanıp bir temiz pataklıvorlar, İki nişa nm da bozulduğunu söylemeyi zait addederim. Bu vak'ayı çifte nişan “me- raklılarına bilhassa arzediyo- rum, eğer bövle bir şey yapar- larsa; EN Deye bağırıldığı; gâh bir mü '»ekkit ve ya müellife'en bayağı ve düşkün şekillerile taarruz e- dildiğini görürsünüz! Tenkit haktır, fakat terbiye. sizlik ayıptır!.. San'at hürriyeti yönlerin > kat tasallutu çirkindir.!.. Zevkin hudutsuzluğu yerin. dedir, fakat küstahlığı taham- mülsüzdür!., Halbuki, bütün bu çirkin ve “bayağı olan şeyler san'at, ten- ve zevk namına yapılıyor. İlle de ne ile ve kimin parası 'ile yapılıyor kir bütçesinden büyük bir fazi- let ve feragatle ayrılan para ile. İstanbul umumi meclisi bu o parayı Türk irfanının ve Türk — temaşa san'atının üzerinde bir > “ur gibi tesbit etsin ve yer yapsın deye değil halkın m ruh, at, zevk terbiyel 4 Yy i Ee Sesleri yükseliyordu. Galiba, yine içlerinde en sağlam kafalı benle Tahsindik ki, — Ne yapıyorsunuz - kuzum.! Gardenbara gideceğiniz. yere “galiba polis karakolunu boylar! © yacaksımız. . Dedik. Şekip te biraz akıl M— ru, . Doğru,. Aksibir i 2 iliriz. . Sokakta kalabalıkla ld. . Dedi, kestirme kapıcıya s€s- (Mülliget)in edebi romarı: 50 Beş hasta var! 1 — Erkek kardesi olanlarla nişanlanmamalı. 2 — Kızları ayrı ayrı şehirler den, hiç değilse ayrı ayrı semt- lerden seçmeli. 3 — Bir ziyafete, davetli olan ların isimlerini öğrenmeden git memeli, Fakirizm ! Dün gazetede arkadaşlarla birlikte oturuyorduk, Herkes ö- nündeki gazeteyi karıştırıyordu. İçimizden biri gülerek deki ki ! — Şehzade başına biri gelmiş fakirizm hünerleri yapıyormuş, ne dersiniz? arkadaşlardan Hi- Mü. hemen atıldı... — Aman o hünere para veri- yorlarsa müracaat edeyim, faki- rizmde bana cikışacak kimse yoktur, bir çayla geçirdiğim gü- ler var! FELEK | gam ŞI sun.. diye veriyor Eğer, hizmeti bu hizmetkâr. lar böyle kabul ediyorlarsa, aşk olsun onlara!. Etem İZZET akar, Tokatlıyandan çıkış ta (ömür oldu. Yirmi otuz kişi bir- den kapıya yığılınca Şefik: — Ne oluyor! Diye gelmi; #igörünce, — Haydi damat bey sen de... Diye tutturdular, Şefik: 77 Yapmayın canım... Misa- firlerimden, Ayıp olur. Nazan'ın da haberi yok, Diye sızlanıyordu. — Olmaz. : Olmaz.. Biz se nin şerefine eğleni)dmie izimikiler Şefi- L Tasaruf veyerli malı haftası— Tasarruf Meşrutiyet olur, Cümhuri- yet olur, ve daha ne kadar k*- İmale ermiş idare şekilleri varsa hepsi olur. Fakat bir idare şek- linden diğerine geçmekle zen- gin olamayız. Zengin olmamız için tasarruf lâzımdır. Tasarruf bütün kazancı ye- memektir. Şarkta bütün kazan- dığını yemek adettir. Yarma Allah kerim deriz. Garpta yarı- nı bugünden temin etmeli diyor lar. Orada kazanç bölünüyor, ay rılıyor, tasarruf sandıklarına ve- riliyor. Gerçi (Ak akça kara gün i- çindir) gibi akıllıca geçirdiği- miz asırlarda bazı sözler çıkmış amma, o sözlerin bugünkü yok suzlukta kıymeti hiç, deyenler var. Bugün, parayı ne diye sak- layalım diyoruz, Bugünüm par- İak mr ki, yarını düşüneceğim diye soruyoruz. Hayır, akıllıca geçirdiğimiz asırların değimli sözlerine geri dönmeliyiz. Hakikat o sözlerde dir. Gün ne olursa olsun yarm düşünülmelidir, Gün kısadır, u- zün olan yarındır da onun için.. Türk milleti kuvvetli bir mil- ettir, Türk dili o millete uygun kuvvetli bir dildir. Bu dil tesa- düfr tekamlll etmiş değildir. Duygulu bir izdihamın bir canlı dili olarak olgun bir hale gel- miştir. Para saklanmalıdır, ya- rinin refahma, yarınm günleri uğruna tasarruf edilmelidir. Dememelidir ki, damladan ne çıkar, Damladan göl çıktığı- nı, duygulu ecdat telkin ediyor. Garbm beğendiğimiz milletle, bizim tasasızca köşede bıraktı- ğımız bu derin hayat umdeleri- ni kullana kullana, tatbik ede ede bolluğa erişmişlerdir. Biz de ata yoluna dönelim. Biz de bu duygulu sözleri kulla nalım, tatbik edelim? Bolluğa ancak böyle erişeceğiz. Cümhu- riyetin de teşvikile ve yardımile çabükrefah yüzü göreceğiz. Nizamettin Ali ! Mekte pliler müsabakası: 83 üncü haftanın beşinciliğini| kazanan Galatasaray lisesi tale besinden 118 numaralı İlhami! Esat Beyin yazısı şudur: Haftanin en mühim haberini “M. Musolini” nin beyanatı teş- kil ediyor. İtalya Başvekili Türk meb- usları kabul ederek memleketi- mizle İtalya arasında mevcut ki: |dostluktan bahsetti, ve beyana: tmı şu cümlelerle bitirdi: “İstikbal iki memleketin ik- tisadi ve siyasi sahada birlikte yapacağı işler vardır,sözleri- min yakında filiyata intikal et- tiğini göreceksiniz.” dedi. Avrupa matbuatı bunu muh- telif şekillerde tefsir etmekte- dirler. Bu beyanat hemen hemen İkomşu denilecek iki devletin sa imimiyetini takviye etmesi iti- barile çok mühimdir. Bunun ayni zamanda İsmet Paşa hükümetinin sulhperver dim. Deyince, — Haydi... Diye Şefiği de kargatulumba ederek otomobile aldılar. Za- vallı Şefik, — Yahu, Nazan küplere bine- cek... — Daha ilk geceden beni bı- raktı gitti. Diyecek!. — Vallâhi benimle kavga €- der.. Diye, sağına soluna söylenip duruyordu. İçimden: — Aptal. Sen onu - bırakma- dın, o seni bıraktı. Yukarıya çı- kaydın daş odana bakaydır.... Dedim ve.. Cavidanla uzun u zun göz göze kaldık: Paşanm ida da Senli böyle cümbür camaat dedikleri gibi Gardenbara geldi İğimden haberi yoktu. Herhalde salonda fırıl fırıl beni arayacak itı, Fakat, umurumda bile değil- di. Gardenbara bir frtma, bir Diye, Şetiğin bütün Kiramları na aldirmadılar bile, Hizm Beyanat | Jbir: CUMA 19 İnşa, iymar, nefis sanatler ve ... tasarruf! —— (Baş tarafı | inci sahifede) nacaktır. Türkiyenin her tara- fında paramıza göre, fakat hiç olmazsa asgari itişa ve imar ya- pılmadığını bir gün görmek bizi ağır bir hüzün içinde bırakmalı- dır. Medeni. memleket ve cemi- yetlerle aramızdaki yüzlerce se ne arayı, : ancak,. çaresizlikler içinde çare yaratan ihtilâlci me todlara başvurarak, hamle üs- hamle, ancak böyle yene- a Türkiyenin manzarası, artık içinde olduğumüz o Avrupa'nın en geri manzarası olmaktan az zamanda çıkmalıdır. Kaç sene- denberi Türk mülletinin hı 3 kılığına delil sayılan büyük iş- ler, şarklı tasarrufun sarığı ile boğulmamalıdır. Tasarruf mantığı ile biz mü- him ve ehemmiyetsiz işler yarı şma çıkılır, vergiler ona. göre indirilmek istenilir, bütçe ond göre uydurulursa, bunun sonu gelmez. Yapmak imkânlarını da, yal-| yarı nız, mutlak yapmak isteyen ve yapmaktan vazgeçmeyen insan ların yaratıcı idaresi bulur, Falih RIFKI Bilmecemiz 19 8 458 678091011 pi KÂNUNUEV VEL 1930 Mizah, Edebiyat, San'at mare ma) ALEMDAR Sinemasında ÖrümüzüğLi Pazar gününden itibaren AURICE CHEVALIER « JEANNETTE MAC DONALI ŞI ilânları İstanbul Konservatuvarı mü- dürlüğünden: 50 çift fotin s0 dahili ayakkabı 100 -adet firenk gömleği 100 ,, yün fanile s0 , kasket 50, resmi pantolon. Şehir bandosu için lüzum o- İan yukarıda cins ve miktarı ya- zılan eşya mübayaa edileceğin- den alâkadaranın 20/12/930 ta İrihine kadar her gün Beşiktaş da ii bandosuna müracaat- istanbul Belediyesindöni Be. deli keşfi 2528 lira 89 kuruş. o- lan itfaiyeye tahsis edilen Kadı- köy halinin şimal kısmı pazar- lıkla tamir ettirilecektir. Talip- lerin şartname ve keşif evrakını görmek için her gün pazarlik için de 15/12/930 tarihinde 190 vazım müdürlüğüne müracaat- ları. M0 Eminönü Beldiye şubesi mü- dürlüğünden: Mahmut paşada | Rastıkçı sokağı başında mevcut eski belediye kulübesi ankazı hedim ve nakil masrafr alıcıya İİ! ait olmak yüzere pazarlık sure- tile satılacağından almak iste- yenlerin ihale günü olan15/12/ 930 pazartesi günü . saat 14 te| daire encümeninde hazır bulun. | maları ilân olunur. >Dr.A. Kutiel Cile, . Frengi, Belsoğukluğu. ve ademi iktidar muayene vs elektrik tedavihanesi. Karaköy Börekçi fırını tialinde No. 34 Yeni neşriyat © TÜRKSPOR Güzellik Kraliçeleri nasıl spor Soldan sağa ve yukardan aşağı! 1 — Remil (3). İhtiyar (2). 2 — İyi (3). Şart edatı (3). 3 — Nota (2). Kirli (3). Şart edatı (2). 4— Kırmızı (2). İsyan eden! (3). Genişlik (2). 5 — Pilâvın sulusu (4). Koku lu bir nebat (4). 6 — Mesih (3). Garaz (3). 7 — Keği (4). Geçmiş gün- İler (4). 8 — Duman ickesi (2). cum (3). Kurmuzı (2). 9—Nota (2). Valide (3) No- ta (2). 10 — Ben değil, o değil (3). Tavlataşı (3). 1 Ben (3). Rabıt edatı (3 bir delil olarak ta göstere- Ya- — 00001... Çekmekten kendisini alama- dı. Hepimizi ayrı ayrı tanıyor. Fakat, hiç bir zaman böyle to-| pumuzu bir arada görmemişti. Hem de ne haldeydik. Daha, kapıdan içeriye girer girmez Jale ile Nusret içerden taşan vals'in coşgun ahengine kendi- lerini kaptırdılar ve koridorda| oynamaya başladılar. Ötekiler! de açlıktan kurtulan kıtlık düş- manları gibi salonâ âdeta hü-, cum ettiler. İçerde beş on kişi ancak vardı. Localar da pek ten) ha idi. Muzik susmak üzere idi. Biz, kapıdan içeriye bölye boşalı ve rince tekrar bütün hızı ile ' ha- rekete geldi. Salon yıkılacak gibi idi. Cazbant durmadan ça- lıyor, hepimiz durmadan, çılgın casma, serhoş.. Kelimesinin ifa de cttiği manânın bütün husu- siyetile dans ediyorduk, Öm- sağnak gibi girdik. Kapıcı Arap ırdı ve.. Beyaz iyii rümde bukadar e taşgm ve serhoğ © Jmanı hatırlamıyorum! Ve. yapıyorlar? Bu haftada güzel resim ve kiymetli yazılarla çıkan Tütk sporda bilhassa bu yazıyı oku- yun. Güzellik Kraliçemizin spor kıyaletile zellerle terini 6 Busyizıdan fıkralar, spor tefrika dava lik maçı kupon ve saire, Teessür ve taziyet İlk Hanım doktorlarımızdan Nahide Edip hanimin vefatı mü nasebetile tıp talebe (o cemiyeti tarafından gazetemize gönderi- len bir mektupta beyanı teessi seyretmek için ne- şe, çılgınlık, lâubali kayıtsızlığı muz adeta sari idi. Salondaki ya- bancrlar ve artistler de hep bir- den bize uymağa mecbur oldu lar. Ve bir evin, bir ailenin ta- nışığı çocuklar gibi her türlü yabancılık, sakınganlık hisleri- ni atarak göğüs göğüse, dudak dudağa, kucak kucağa veripGâr denbarı inletiyor, boyuna şam- panya patlatıyorduk. Hele ora daki bu ib Dedikçe 545 — Garson, şampanya. .. Diye haykırıyorlar, sahiden bu geceden sonrası yokmuş gi- bi kendilerini tamamile çılgın- ığa kaptırmış son vitesle gi- diyorlardı. Bizim de onlardan aşağı kalır halimiz yoktu. Neler yapmadık?. Hele artist kadmlar şampanyaya gözlerini. doyurduktan sonra ne çapkın, akm gili numaralar yapma- İstanbul —« lira teminat akçesile beraber le-| 2 İ Eretiment Behzadın “ Yolcu ,, -.... refindan eyi en güzel ve en müke: Bugün MELE K Bugün ELHAM JAN KI BRIGITTE HELM ile I Tiyatro İs. B. Darülbedayi temsilleri İ vü in Bugün matine nemi: saat 2130 da ve düvare sanı 15,30da Bolu- nun pazarı... Komedi 3perde y 'azanlar: B.de Ke: ve de İl Cruisset Nakl edenleri Bedia H. ve LL Riza KAM ea Dİ” çaki İG Süreyya Sineması AŞK VALSI Vili Firiç tarafından sesli şarkılı film TÜRK AKADEMİ TIYATROSU T. A. T. Şehzadebaşı “ Hilal ,, tiyat- rosunda 16 kânunuevvel Salı ak- £ 9 da ilk temsik 4 mindeki fantaz! muzikalı, 2 Eşber ,in saray faslı, 3 Ertuğrul o Sadettinin “ Bravo Rejisör ,, isimli groteski, 4 | Mayri muhittinin “Ateş içinde,, facıası, Her salı: gece“ Umuma,, Bütün hususiyetlerini, benlik ve hüviyetlerini ortaya saçıp döktüler. Kendi kendile- rine ve kendileri gibilerle kal- dıkları zaman öyle tatlı, öyle iç; li ve hoş oluyorlar ki.. Her şey tist det önce ölçüsüz bir samimiyet leri var. Bunu ne sahnede, Ne! ve ne de bar locasın- da görmeye imkân yok. Eğer Şefiğin. ısrarar ve.. Nerima- nn: — Kuzum kocalarımız bizi öl dürecekler .. : Artık gidelim... | Diye ikide bir söylenmesi zor, laması olmasaydı, belki de er- tesi günü öğleye kadar bura-| dan çıkacağımız yoktu. Hele vals ve tangoda cazla! beraber sâlonu dolduranların hep birden söylemesi insana öy Je tatı bir baş dönmesi ve... Ken| dini kaybediş veriyordu ki, bu-| nun zevki anlatılamaz. Hem, o sıralarda ihtimal yabancı ve sa kin bir kulak için: — Aman bu ne havra gürül- l RESM GERiDi Dün akşam Dolores Del Rio ve Charles Farrel'in temsil ettikleri filimini göernlere sorunuz. Bunlar mevsimin söyleyecekler **90Bu gün ASRI Sinamada WILLY FRITSCH” ilĞ beraber fevkalâde bir surette temsil ettikleri Müessir ve ahenkdar filmini görünüz. Saat 10,45 te tenzilâtlı matine Dünyanın en şayanı hayret lirik tenoru c KUN Hatikulâde filmindeki gözel şarkılanı, nefis musiki parçaları herkesi Gelbetmektedir. Bugün saat 10,445 de tenzilârln matine JAMAA AA AAA AA AAA AAAAAA AAAAAS” | hiç farkında değildim. Kimi. yaptığını, neolduğunu nasıl si j RAKS mmel filimi olduğunu FOX film$$ <a K Sinamasında in DİTA PARLO RA Sinemasında EPURA beraber temsil ettikleri BELDE SİNEMASINDA GARP CEPHESİ 4 piyadeler Tamamile FRANSIZCA sözlü İlâvetsu: Sözlü iki kısım komik MAURİCE CHEVALIER Pek — yakında PARAMOUNT REvÜsÜ ilminde tekrar sizi cadam edecekti ETUAL sinemasında LEON MATHOT ve SİMONE VAUDRY tarafından temsil edilen PEMBE KÖŞKÜN ESRARI Fransızca sözlü filmi kemali muvaflakiyetie yor. Matineler birden itibüren devam edi Gülhane müsamereler! Gülhane hastahanesinin sen€ lik müsamerelerinin dördüncü” den söyleyiş bize âdetâ dünya nın en mükemmel ve seğiki bir koro hey'eti: yin” iy N den farksız geliyordu. Ge ar tistlerinin nefesleri kesiliyö”. kolları yoruluyor, fakat, biz bö” yuna birer şampanya kad: zatıp bir vals veya bir tanı ismini bağırıyorduk.. Bu ge“ Bin çılglınlığını;' bali yısızlığını doğrusu ömrümü sonuna kadar unutanıyan | Fakat, bu gece yine paşa ile d€ ilk defa aramızı iyice açtı. Kimi pıl dığı da bilmiyorum. tekrar Tokatlıyana döner bah oluyordu. Anlaşlan de üç saat kadar kalmışız. katlıyan biraz tenhalaşmı$t z, hepimiz, yorgun, bitkin, Y* yemiyen, fakat, sürükler” birer hayalet gibi biribirimiz tuituna tutuma içeriye girdik şin farkmda e ime ş in en yp TR dehi si Gardef ğe