ai © miş, bir feryatır kop: İ » Fikir, alliyet | Asrın umdesi “Milliyet” tir 22 AĞUSTOS 1930 IDAREHANE — Ankara caddesi No: 100 Telgraf adresi: Milliyet, İs tanbul. Telefon rumarak: İstanbul 3911, 3912, 3913 ABONE ÜCRETLERİ G Türkiye için Hariç için 3 aylığı © 400 kuruş 800 kuruş 5. 750 1400 ız 1400 2700 Gelen evrak geri verilmez. | Müddeti geçen mashalar 10 kuruş | tur. Gazete ve matbaaya ait işler işin 'müdüriyete müracaat edilir. Ga ilânların mes'uliyetini etmez. Bugünkü hava Dün hararet en çok 26 enaz 18 derece idi Bugün hava açık olacak rüzgâr poyraz esccektir Gere | FELEK Elini sıkıyor.. Dün vapurdan çıkarken bir bâdiseye şahit oldum. Bir temiz pak güzel ve şık gencin eli, va- purdan çıkarken yanma tesadüf eden, şu ayak takımınm dolaştı ğı yerlerde çok görülen pis cin- diyetini kaybetmiş yüzlü bakkam boyalı ağzmda sakız ve ayağm- da topukları kaçmış iskarpinli dişilerden birinin eline rasgel- — Vay edepsiz vey, elimi sık trl Utanmaz, hayasız... Genç evvelâ bu hcumun ken- dine olduğunu zanmetmiyerek arkasma dönüp lâflarm muhata benı aradı, (Kadm demiyelim, kadınlara haksızlık etmiş olu-| ruz) dişi atıldı: | — Ne arkana bakıyorsun sa| 'na söylüyorum! | Genç cevap verdi: — Ben senin eline dokunma- dım! # — A a a bir de inkâr ediyor! © Burada bir polis yok mu? | si O sıra iskeleye çıkıldı ve bir| polis göründü. Dişi vak'ar dile-| diği gibi polise nakletti. Polis | gene sordu: — Ne dersiniz? — Vallaha! Hanımm şu gü- zel kılığı terbiyesi, nezaketi, o © kadar hoşuma gitti ki dayana- “madım elini sıktım. Siz, benim bu sözlerime ve onun iddialarr- » ma inanıyorsanız . hakkımda lâ-| “ zımgelen şeyi yapın! Polis tarafeyne baktı ve dişi | ye, ri Haydi, haydi bakalım çek a rabanı! dedi ve genci selâmlıya rak uzaklaştı. Bazan zevahirin mantığı ne kuvvetlidir. Girmek ister mi Gazeteler şöyle bir anket aç- *alar ne şekil arzeder? — Borca — Derde — Belâya — Müsabakaya, - — Gerdeğe, — Mektebe; — Denize; — Münakasaya iz? “Milliyle,, in edebi romanı : i —Ne tuhaf söylüyorsun, Ra- h! — Tuhaf mı buluyorsun ?Ga-; yet tabit bulmalıydın. — Sen kıskanç değil misin? — Seni kaybetmek istemiyo! je © — Ferhunde, başını kaldırâr, “Kollarını uzattı, Rasih Nevresin boynuna doladı, onun. başını iğsü üzerine çeketi, kokladı: “— Hayır. Böyle söyleme. Beni kıskanmanı - istiyorum.. mma, çok, pek çok kıskanma «. Gözün kararıp çılgına dön- weni, vurup vuruşacak kadar #skanmanı istiyorum.. mi — Rasih Nevres, Ferhundenin| İsiyaseti hakkında karilerine mücmel | bakkında siyasi fırkalar kadar kana Politika Bulgaristan: ziyarete giden gaze- teciler heyeti arasnda bulunduğum- dan iki haftadır bu icmali yazama-| dım, Bunun işin muhterem karilerim den özür dilerim. Bu icmale her haf- ta, ancak cihan siyasetini yakından alâkadar cdecek faaliyete sahne olan memleketleri mevzu iltihaz ediyorum. Bu itibarla hudutları içine çekilmiş! sekin sakin çalışmakta olan Bulg. tan bu sütunların bahsi haricinde kal- | mak lâzımdır. Fakat on günlük tet-) İ kik seye atinden avdet eden bir ga zeteci bu komşu memleketin harici malimat vermek arzusuna mukave- met edemez. Bulgaristanın dahili siyaset cere-| yanlarını ancak politika ile Bulgarlar anlıyabilir, Sağ, ol fırka- lar var. Demokratlar, sosyalistler var. Makedonyalılar var.... Her siyasi ren: | kte firka vardır. Liyapçef kabinesi | sonbaharda düşecek — diyenler var. Kalacağını iddia edenler var. Kabine- de tadilât yapılacağını - söyliyenler var, Bulgaristanda kabinenin akıbeti meşgul at vardır. Fakat, ben bütün Bulgar ları iki noktada müttefik buldum: 1 — Bulgaristan bugünkü hudut | lar: Bulgar milletince kabul edilemez. 2 — Bu hudutların tadili bir harp ile yapılmamalı. İşte Bulgar hariei siyasetinin iki ana hâttr budur. Bulgarlar, dört kom şularından ancak Türklerden arazi is- temiyorlar. Romanya Dobrfceyi al. miştir. Varüa ve havalisini dolaştığı" nız zaman, size, Dobrice Bulgaristan. da iken, bu mimtakanın refah ve se-| adetinden, sanki eski © masallardaki hayali hayattan bahsederler gibi söz| söylerler. Bu Bulgaristanın şimalin- de bir çıbandır. Fakat bundan daha âcrkir Makedonya meselesi — vardır. | Bu da Yugoslavya ile olan münase- betlerile alâkadardır. Sonra nisbeten daha hafif olan bir şikâyet te Bul- garistanın adalar denizine mabreci meselesidir ki, bu hak sulh muahe- desi ile de tanımmıştir. Bu © üçüncü mesele ile de Yunanistan alâkadar. dır. Fakat Bulgaristan harpten o ka-| dar yılmıştır ki harici siyasetinin bu hedeflerine varmak için silâh kuvve. tine müracaatı düşünmüyor Bizim “sabır ile koruk helva olur" darbımeselinde mündemiç hakik, bizden ziyade iman etmiş bir te, Avrupada umumi siyasi vaz gayelerini istihsâle müsait bir cere- | yan almasını bekliyorlar. s .. Almanya hudutlarının tadili için Bulgaristanın gösterdiği sabır ve te- vekkülü gösteremiyor. Geçen hafta nazırlardan Herr İreviranus tarafın dan irat edilen bir nutuk Avrupada heyecan uyandırdı. Herr İreviranus, Almanyanın şark hudutlarını tadil | etmek ve Versay Muahedesile Belçi- kaya verilen Eupen ve — Malmedyyi geri almak ve Saar'ı da tahliye ettir mek istiyor. Şimdiye kadar bu arzu- lar izhar edilmedi değil. Hatta Lokac- no mukavelesi aktedilirken Sterese- man, Almanyanın şark tarafında şim diki vaziyeti kabul ——m arm — Müzayedeye; — Yeni fırkaya, | Girmek ister misiniz? FELEK Mahmut Yesari | titriye titriye sımsikı tuttuğu başmı, onu incitmeden ağır a- gır, hafifçe kurtardı, doğrul- du: —Ben, seni düşmanım zan- netmiyordum. — Düşmanın mıyım ?. — Sözlerinden o, anlaşılıyor) — Beni çıldırtmak için ne gü| zel bahaneler, sözler söy sun! — Senin istediğin şekilde! bir adam olmak, evvelâ basit bir adam olmak demektir. Mer si! Hayır, o manaya söyleme tim. — Peki; geçelim. e| Briandın Avrupa ittihadı, içti -| ziyade meşgu 1, | cak edemiyeceğini m Haftalık icmal sarih surette söylemişti. Fakat Herr İreviranuun bu defaki nutlunda da- ha sarih bir ifade var. Zaman geçtikce Avrupa şunu an- yor ki Almanyadan arazi koparıp ta memleketlerine ilhak eden devlet- lerin bu araziyi kolay kolay hazmet- melerine imkân yoktur. Bu araz: haz medileceği yerde, her gün midede ba diri bir halde hissediliyor. Ve yal- nız alâkadar devletleri sui hazma maruz bitakmakla kalmıyor bütün Avrupa sistemini tehdit ediyor Alman nazırin nutku, tabit akis. lerini Fransa ve Lehistanda göster- miştir. Fransız matbuatı ateş püskü rüyor. Fakat Alsas Lorenden de bah- sedilmediğinden için için bir memnu niyet hissedilmiyor değil. İreviranus un son nutku Pransayr doğrudan doğ tüya yalnız Saar meselesi dolayısile | alâkadar ediyor. Bu da dala değil ine, nihâyet 1935 senesinde bit miş olacaktır. Eupen ve Malmedyye — gelince; herkes biliyor ki Belçika bunu ergeç Almanyaya iade edecektir. Belçikalı- ların da buna razı ve ha: ldukları malümdur Fakat en müşkül mesele Lehistan meselesidir. Bu mesele iki safhalıdır (1) Şarki Prusyayi Almanyadan ayıran koridor (2) Almanyanın Lehiatandan iste- diği Almanlarla meskün arazi. Birincisinin halli nisbeten . kolay görünüyor. Şimdiden koridor üzerin de bir Almam koridorundan bahsedi- liyor. Fakat ergeç bu koridorun kâ: milen kalkarak Şarki Prusyanın Al manya ile birleşmesi — beklenebilir. Almanyanın diğer metalebatma ge- lince; Lehliler sulhtanberi buralarda öyle şiddetli bir temsil siyaseti takip etmişlerdir ki; Almanlar akalliyette kalmışlardır. Buralar vaktile * Lehti. Almanlar şiddetli bir Almanlaştırma bareketile Alman yapmışlardı. Sulh- tan sonra Lehliler daha şiddetli bir Lehlileştirme siyaseti ile Leh yaptı- lar. Şimdi buranın tekrar bir Alman laştırma hareketine tahammülü var | Şe mı? .. Cemiyeti Akvamın eytâl » içtimar için hazırlık başladı. Öyle anlaşılıyor ki, ruzmamede olmamasına — rağmen, edecek bir mesele c Başve Me. Sonra içti Fakat içtimada İngil kili bulunmuyacak. İngilt Henderson temsil edcc ma tam Alman intihabatır tesadüf heyetinden kat'i eyi arifesine Alman olması pek beklenemez. Bu itibarlı müzakerelerin Briandın meşhur nota. «x ve notaya verilen cevapların hudut ve çerçivesini aşması beklenemez. Yalnız son zamanlarda Avrupa Bir- liği projesinin daha ziyade Cemiy Akvam teşkilâtı içine © sıkıştırılması lehinde bir cereyan hissediliyor. Şim- diden anlaşılıyor ki proje © belkide gün yüzü görmiyecek. Fakat görse bile Cemiyeti Akvamın bir * Ayrupa devletleri şubesi gibi bir şey olacak. Fakat Cemiyeti Akamın ruzna dahil olan mühim bir mesele vardır; Cemiyet misakına Kellogg misakile hemahenk bir şekil vermek. Bunun manası şudur: Kellogg mi kı malümdür ki, harbi ilga ediyor. Halbuki Cemiyeti Akvam misakında — Hayır, söyle. . Rasih Nevres, genç kızm el- lerini okşuyördu: — Sev; yük gibi ağır gelmeğe başladı, galiba?. Ferhundenin gözleri donu— vermişti, şiddetle kirpiklerini oynatt — Sus!, Sözlerin bana azap veriyor. — Kızma, yavrum.. Kıska- nırsam, sen, benden kaçarsın. Seni kışkansam bile, bunu belli etmemeğe çalışırım. © Çünkü, demin de söyledim, seni kaybet mek istemiyorum!. o Bundan İbaşka, gülünç olmak ta istemilaçık alınla gezinenlerden daha yorum. Görüyor musun?. Ne kâdar korkunç, tehlikeli iht maller var. Sevgimiz, â Tüyor| Hayattan fazla şey stemiyelim,| muhabbet, samimiyet dilenir- | Sonra bu şımarıklığımızın ceza Sını çekeriz. — Hep sevgimiz, sevgimiz. diyorsun. Bir kere bile aşkımız demedin ?. Rasih Nevres, gözlerini uf kum bir kaç sönük yıldız delin- miş koyu karanlığına dikmişti: 22 AĞUSTOS 1930 Mizah, Edebiyat, 67891011 | Kendisini ümumü harpte as- kerlik ederken tanımıştım. Har pte tesis edilen dostluklarde vamlı oluyor. O yaşça benden küçüktü, Pek gençti. Onun için| hayatı ve onun müşkil safhaları nı henüz bilmiyordu. Arkadaşla İrr kendisile eğleniyorlardı. Fa- kat o bunlara kızmazdı. Onun kibar, iyi kalpli bir genç olduğu çabguk anlaşıldı. Malimatı da Ğİ genişti. Onun için anlatacak çok jşeyleri vardı. Gitgide onunla eğ İlenmek değil, ona karşı bir de İsevgi uyanmıştı. Onu dinlemek ten lezzet alıyorduk. Fakat o, hâlâ saf bir çocuktu ki anlattığı| hikâyelerle bunu gösteriyordu. | Bize daima aşk maceralarını | anlatıyordu, Pek çok kadın ta-| neniştr. Fakat bu kadmlar dai-! ma başkaları tarafından aldatıl-| muş bedbaht olmuş, sonra tesel-| lilerini onun — kolları arasında İbulmaktan başka çare bulama mış kadınlardı. Bu hikâyeleri bize hararetle, emniyetle anlatıyordu. Biz de onu dinledikçe zavalir! İsaf çocuğun tanıdığı kadınlar- |dan dinlediği bu bedbaht, meyus Jaşk maceralarma inandığı gö- İrüir, acırdık, Fakat onu bu ka- naatinden çevirmek imkânsız ol duğunu tecrübe etmiştik | Bir kere izin vermişlerdi. Pa| rise dönmüştük. O gün genç arkadaşımızı bir genç kızla gör dük. Sonra bunu anlattr. Yetim zavallı bir kız. Bir dükânda ça- lışryormuş. İlk sevdiği adam ta ratmdan aldatılmış bir zavalir... Arkadaşımız bu o maceralarda hep âşık oluyordu. Onun için biz de kendisinden artık “i kinci,, diye bahsetmeğe başla- dık, Harp biti. Askerlik bitti. Fa- kat senelerdenberi beh onunla dostum ve biribirimize hemen her vakit tesadüf ederiz. Aske: lik hayatımızm hatıralarmı bi birimze anlatmaktan zevk di rız. Bir gün kendisini genç b kadınla gördüm. Sonra bana an lattı; — Bu da bir betbaht ki bana tesadüf edince gözyaşlarını zap tedemiyordu. Bir müddet bera-| İber yaşadım. Nihayet kendisin- den ayrılmak isteyince gene göz İyaşlarile bana yalvardı. Benden ayrılmak istemediğini göz yaşla rile anlattı, Dostum bulduğu, yaşadığı ka| Dünkü bilmecemizin halledilmiş şekli 891011 - i | Bugünkü bilmecemiz Soldan sağ 1 — Siyali (4): Sü taşıyan (4)- | 2— Orta (3). Kayık (3). 3 — Mey (4). Sert (4). 4 — Büyük bir hayvan (3). 5 — Zengin değil (5) 6 — İnce ve zarif adam (5). En- dişe (5) 7 — Körfez (5). 8 — Geyiği ile meşhur bir nehir (8). 9 — Sinirler (4). Nakit (4) 10 — Tabaka (3). Suryalı (3) | 41 — Sersem (4). içinde © parâ saklanır (4). ——— ve Yukardan aşağı: Istanbul ikinci icra dairesinden: Bir borçean dolayı mahçuz bulu nan 2 teneke yağı , 18 de ini; Yayla caddesi No 17 dük' Avm önünde açık sreerma ile satılacağından cilip olanlann vakti | müayyende mahalli mezküsda daire mizin 930/121 numarasile Metnür umuza "leri lin 2 d mürac, a olunur — m — barp kabul edildiği gibi, bazı gerait altında devletler için harp etmek bir mecburiyettir. Kellogg misakile Ce İ miyeti Akvamı misakr arasmdaki tena İkuz çok sarihtir. İşte bu defaki içti. mada Cemiyeti Akvam misakının ta- diline çalışılacaktır. vasını söylemek lâzumdır ki be ynelmilel münasebatta devletlerin gi- iştikleri mütenakız taahhütler oObu tek bir noktaya münhasır (değildir. Meselâ harp Kellogg mütakile lâğve- İdildiği halde, Londra konferansile si- İâhların mevcudiyeti kabul ediliyor. Mantikt olmak için harple beraber silâhında ilgası lâzımgelir. Fakat po- litika âleminde hakim olan düstur şu- dur bir hale getiren âşıklardan de-| Kildi. Beni evine çağırdı. Gitti- ğim zaman genç kadınla beni bırakarak fevkalâde bir işi çıktı Eımdan bahisle gitti. Bu hale alışmıştım. Nihayet kadınla sa-| mimi olmuştuk. Kadına 8or- “Askeri ve bahri kuvvet ve kudre- timize dokunulmamak şartile sulh ve müsalemet yolunda her nevi teviye tarzi kabule ve azami mantıki fia etmeğe mm İ —Bu,banadaha sar dua is-| liyor da. . İteme, karşilrk bekleme. Nasıl Birden fikrini değiştirmiş gi) evinin, odanın kapısını kilitli-| yor, sürmeliyorsan, bu dostluk emek istedikleri muhabet, samimiyet hırsizla- unutturuyordun. Sen, bil- rma da kalbini kilitle; emniyet| meden - etrafında yer yer yan- tertibat al.. Dostluk vadeden-| gınlar çıkarıyorsun. Hislerin- | lerin, - senin hayatından - belki de samimi olabilirsin, Fakat (en kıymetli bir parçayı çalmak insanlar ne oldukları gibi görü- istediklerini daha aklında tut. nürler, ne de göründükleri gi- Bir an gaflet edersen, mahvol- bidirler. Evvelâ şunu bilmeli-'duğun gündür. sin, insanlar iki kısımdır: Ya Ferhunde, yarı sersemle- İhirsız., yahut dilencidirler, 'miş bir halde dinliyordu: Hapishanelerde pinekliyen hır, — Ne demek istiyorsun?. sızlar, sokakları dolduran di- | - — Belma ile dostluğun na- lenciler, aramızda serbest ve sıl?. Rasih Nevresin bu ani ve bek çok namusludurlar. Muhtaç, lenmiyen süali Ferhundeyi şa | hasta, harap zamanlarında 80- | şırtımş, sersemletmişti, dişle- İkulurlar, dostluk, arkadaşlık,'rini srkarak: — Seni, benden çalmak isti ler. Bunlar, düşkün ve yor yor, değil mi?. gün ruhlulardır. Öbürleri dost — Nasıl keşfettin?. luğumuzu, muhabbetimi. a — Ben, onu #hna soracak- İmimiyetimizi çalarlar. İnsan- |tım. İlara daima bu gözle bak.. Kali o— Ne diye?. İbini bolkeseden harcetme. Sada, — Belma sana kur mu yapı- kayı israf edersen, kalbin ça- yor?. ibuk boşalır. Pek muztar kalır.) o — Niyeti var, sanırım. | — Asil söyl İmi İles00 çift kunduralarda ıkıncı — Fransızcadan — Ii Bu kaçıncı âşıkinızdır?. Kadın bu sualime güldü: — Ben bu genci sevdim.| Kendisinden ayrılmak istemiyo- rum, Çok geçmedi. Bir gün dostü| ma rasgeldiğim zaman bana mü | him bir haber verdi: — Onu bıraktım dedi, baş- ka birini buldum, Ondan kurtul- 'duğuma bilsen ne kadar memnu) num... Aradan bir müddet geçti. Kendisini göremez oldum, Aca- ba ne yapıyordu. Nihayet gene buluştuk. Bu sefer gene başka bir kadınla beraberdi. Fakat farkediyordum dostum ihti-! yarlamış görünüyordu. Beni ya- nmdaki kadına takdim etti. Ya vaşça bana: — Bunun ilk âşıkıyım, dedi. Anladım. Dostum yaşlandıkça artık “ikinci,, olmağı istemiyor, yaşlandıkça kendini muzaffer göstermek ihtiyacını . duyuyor-| du... Malâllere tevziat komisyonundan: Malül gazilerle yetimlerine ve şe hit yetimlerine verilecek paranın tev zi günlerile mika askerlik şubeleri isimleri aşağıda gös terilmiştir. Alâka ü müracaat etmeleri FATİH 23 «8 - 930 Cumartesi 930 Pazar SÜLEYMANİE -930 Pazartesi - 930 Salı KOCAMUSTAPAŞI 27 - 8 « 930 Çarşamba 28 - 8 - 930 Perşembe SULTANAHMET 30 - 8 - 930 Cumartesi EYiP 1-9 - 930 Pazartesi 2-9 -930 Salı FATİH 3-9 - 930 Çarşamba 4 «9 - 930 Perşembe SÜLEYMANİYE ; 6 - 9 - 930 Cumartesi 7-9 - 930 Pazar KOCAMUSTAPAŞA B - 9 - 930 Pazartesi 9-9 - 930 Salı SULTANAHMET 10 - 9 - 930 Çarşamba 11 9 - 930 Perşembe AKSARAY 13 - 9 - 930 Cumartesi BALLI marka ân olunur, vosair Yüzd ile eldi 5040 ve 30 tenzilât ee B. PAÇİKAKIS Beyoğlu İstiklâl caddesi Ferhunde, Rasih Nevresin ellerini yakaladı, ağzına gire- cek gibi sokuldu: — Söyle. . Belma, ne yaptı?. — Rasih Nevres, merhamet- le bakıyordu: — Daha bir şey Hissettim, o kadar!, Ferhunde, Rasih Nevresi sarstı; — Peki, sen?, Senin de niye tin var mı?, — Niyetim olsaydı, sana, bu nu açar mıydım?. — Nasıl hissettin?. — Kadın olsun, erkek olsun, en budalası, en ahmağı bu me selelerde zekileşirler. Perliunde, başımı Rasih Nev resin göğstine bıraktı: — Beni aldatmıyacaksın, de gil mi?, — Hayır, çocuğum. Peki, ya sen?. — Sus! Diyorum, , Bunu bir daha tekrar etme. yapmadı! Rasih Nevres, gütmek iste - | ğer bütün İyazmışsa, Nevre! di, gülemedi, bir şey söylemek istedi, söyliyemedi, Ferhunde nin çenesini tuttu, dudaklarını miştir İyazılarla zenginleştirilmiştir. Bİ MUHASİP 8-930 tarihine müsadif çarşunbı dan pek ümidim yok. Zincirini sinirli sinirli € vakit vakit topuklarmı ruyordu; şekkür ederim. dare ettim, o kadı niz?, tı, ellerini oynattı: babanın romanların. kini bile okumuş | # üslübünden . haberim yer tekniğinden... Dün nebze öğrenir gibi arm ”'at Yeni neşriyat Resimli Uyanış Resimli Uyanışın son müsbaf Bu nüsha Tevfik Fikre başka Reşat Feyzi Beyin O yif | Fecri ati hatıraları bu sayida bii tir. Mehmet Selim, Reşat Peysi ip Naşit Beylerin şiirleri ile Enis Beyin hikâyesi vardır. İLÂN Osmanlı Bankasının i devsiri; # Azul el bayr: m 30 bulunacaktır, mwünascbetile uncu cumartesi günü in LÜKS sun'i ipekten maf Mi mbeların şel mühafaza edef| onlatı. * # misli fi > | il ii Fransizca İngilizce kA Almanca bilir matı çok geniş bi etmiş iş yuşür, Adres İsti kutusu 556. Kadıköy Sall icrasından Bir deyin mahkümu bi mahcuz mavi ve kırmızı çiçi ade: Jile halısı, ki adet halı denin açık arttırma suretile tarihine mâsadif salı günü saat İğ Kadıköy pazar mahallinde #30! ekli e ân olun z Istanbul 3 ncü ir Mahcuz Fiyar mark, ii bilim birlaci artırmasındı. eg mokadder kıymeti bulunmadığ' iğ. ikinci ve kati arturma ve saf a saat 14 de carjoda sandal vel nında yapılacağındana talipleri ve vakti mezkörde 9020/1731 A sile mahallinde bulunacak me dan bir ol < Dr. Horhoruf No onun dudaklarma yi 14-5 — Rasih, benim bu roi ç ye Rasih Nevres, müsteh tehzi gülüyordu: — Neden'iamcacığın?: Hürrem Hakkı Bey, si çiy yer? dık. — Gece seni, aradık. x Lürfünüz€ — Biliyorum, Lüt kırdılar” — Romandan neye ür” kolların” “ — Bırak boş lâl İ Hürrem Haktkı, terseri» dan bİF yel eğilim pil dum: F aa böy hi — Doğrusunu is! dı romanlar ,s Vacidin