illiyet e Asrın umdesi “Milliyet” tir & 18 HAZİRAN 1930 İDAREHANE — Ankara caddesi 100 Telgraf adresi: Milliyet, İe- Telefon numaralı: Istanbul 3911, 3912, 3913 ABONE ÜCRETLERİ G Türkiye için Hariç için 400 kuruş 800 kuruş “ BUGÜNKÜ HAVA Dün bararet en çok 20enaz GİS. derece ML Bugün rüzgir Bir hayli gezdim ve içkiye bk düşkün halkı olan memle- ler gördüm. Hiç birinde iç- bizdeki gibi insana in- ğını kaybettırdiğine şahit” . Oralarda, insanlar ek- işteha ve süküneti ruh için Bizde kâfir şey hemen * verir ve derhal taban- , tüfek, kama ve bıçağa, son- a kama, cinayete kadar u- Her kesi eğlendiren, dinlen n bü zıkkımm — bizdeki bu irinden her zaman mütedeh- | çak taşımak yasakmış. Şimdi bö! hinde idi, Ve enkaz altından çı-| bahsedeceğim: Mehlika H: » Eşim, Çok muhtemel ki bu bir | yle olup olmadığını bilmem am | kan yanık cesette yer yer bıçak | henüz o zaman çok küçüktü ve| ik; ser meselesidir, lâkin içile mi, içenin mi bilemem! Bir sen, bir ben! > Müzah, Türk - Yunan itilâtı... 57 inci hafta 4 üüncülüğünü Kabataş Lisesinden 814 Sait B. | kazanmıştır. Yazısı şudur: Türk — Yunan ihtilâfnın iti lâfla neticelenmesini bu hafta| |, nm en mühim haberi addedi.j Ağırceza mahkemesi huzuru- na genç'bir kadın getirdiler ve! maznun mevkiine oturttular. Evrakı davaya nazaran cürmü çok büyüktü ve akla havsalaya "orum. Çünkü: İtilâfperver Türkiye Cümhuriyeti bütün komşularile pürüssüz olarak geçinmeği pre- nsip ittihaz etti; ve bu prensibi- nin tahakkuku için bir çok de- vletlerle dostluk muahedeleri ak | İ tederek muallâ (o mesaili halle muvaffak oldu. Yunan hükümetile mübadele meselesi hakkındaki ihtilâf, bü- İ tün itilâfperverliğimize rağmen halledilememişti.. Bunun başlı- ca sebebi ise Venizelos hükü- sığmıyacak derecede fecidi. Fakat bu genç kadının ma- sum çehresine, ve gözlerinin berrak yeşiline bakanlar imkân yok onun hunharca bir cinayeti ihfa için kasten yangın çıkardı- ğına ve bu yangın alevleri i- çinde evvelce bıçakla (delik deşik ettiği kocasını ( yaktı- ğma ihtimal veremezlerdi... metinin müyesvis direktifleri! idi. Bir çok senelerin koynunda nema bulan bu ihtilâf, iki hükü-| met arasında gerginlik husule getirebilir.. Türk feragati Türk sabrını coşdurabilirdi. Lâkin kıymettar Başvekili-| İmizin direktifleri, ve güzide ha izin dirayetleri sa pazar günü saat 13“ te sefir Polihronyadis tara- fından nihayet imza edilebildi. Niçin, niçin kocasmı öldür- müştü? Bu korkunç cinayet her —bir ağaç gibi— gittikçe neşvü balde çilgmca bir aşkın neticesi |malüm hâdise vuku bulmuştur. olmalıydı ni seviyo Demek o başka biri- Ve bunun için ara getirmekten çekinmemişti. Fakat kimi seviyordu?... Bu- rası meçhuldü: Kadının. hoppa mizacını bilenler bile bunu kat- iyetle kestirip atamıyorlardı.. İşte koca ağırceza salonunu dolduran yüzlerce halk ayni he İddianame ! İmiş ve bu şuretle ölmüştür. Ya hut Kadri Bey her hangi bir te essürle intihar etmek istemiş ve üzerindeki cerihalar bu şekilde hâsıl olmuştur. Ve yahut ne o ne debu... Maktul, bir ka- zaya kurban olmuş ve: yangın- dan kaçmağa teşebbüs ederken üzerine katı bazı ecsam düşmüş tür, Şurası muhakkaktır ki, mü- vekkilim, o meş'üm gece kocası nı hiç görmemiş ve Kadri Bey yedinde bulunan bir anahtarla, zevcesi uykuda iken evine dahil İolmuş ve mutfakta devrilen bir İgazocağından yangın çıkarak Edebiyat, Sa | Yunan meclisinde irinci © sahifeden mabat Venizelos nutkunun sonun- da itilâfnamenin fevaidini ta- dat, siyasi fırkalar (o rüesasmı kabul ve tasdike davet etti. Venizelostan sonra söz alan siyasi fırkalar rüosasından Ka- fandaris, Çaldaris ve Kondilis ve Zaviçanos itilâfname aley- hinde rey vereceklerini beyan ettiler, M. Venizelos (siyasi | &rkalar rüesasırım bu beyana- Bu FOX Harik, hayat, kaza ve Türkiyede bilâf, akşamdan tından sonra büyük bir asi yet içinde söz alarak dedi ki: — Muhalifleri, bu hattı ha- reketinin tevlit edeceği ava- kipten mes'ul addederim. Her hangi bir fırka omuhacirlerin manasız metalbini (kendisine malettiği takdirde itilâfname- nin tasdikinden evvel yeni inti- habat yaptıracağımı kemali ka- tiyet ve resmiyetle beyan ede- rim, M. Venizelosun bu şiddetli lisanı matlüp tesiri Ohâsılet | Kadri Beyin o gece saat on iki- İye kadar Beyoğlunda bir lokan- İdaki engeli bir yığın kül haline tada içtiği ve sonra kendini bil- İmez bir halde sokağa çıktığ müteaddit şühudun şahadetile sabittir. İtfaiye neferleri de mü vekkilimi üst kattan merdiven kurarak kurtarmışlardır. Halbu bi, yangın alt kattan çıkmış ve | Kadri Bey de bu facianın kı Türk azmi nede muvaffak ol-| yecan ve ayni dikkatle neticeyi! banı olmuştur. madı kibir Yunan (itilâfmda muvaffak olamasın. daasmı tatlıya bağlamış, Spora ait nükteler Eskiden şehir dahili de br- ma erbabı merakın bıçaksız gez mediği her günkü polis vak'ala rında bıçağın ismi fazlaca £eç-| ve hatta, hizmetçisine de gün-|um bir gece evlerinden yangın bekliyorlar ve mazmun parmak lığının içinde hınçkıra hınçkıra »'ağlıyan ve inliyen bu genç ve)|delâil de müvekkilimin lehinde güzel kadını mütemadiyen sü- züyorlardı. Eldeki delâil yüzde yüz aley- izleri görülmüştü. O gece kadı nın kocasile evde yalnız olduğu İ Kmanetin çıkmıyacak dava- | mesinden anlaşılıyor... Uzatmı-| düzden izin verdiği sabitti. 1 havale ettiği ve bu müna- ibetle gazetecilere lât eylediği bir oavukatı ır, İsmini söylemeğe lüzum , Ona sorarsanız arap harf- zamanında nasılsa yaptığı bilmece ile cevap verir: “Baş harami”. Dinleyen söyleyen- ârif gerek. Gazeteciler be- ettikten sonra bu zat bir a- S$hık “Milliyet” e gelmiş, ben *ıkarda çalışırken yüksek sesle tayor: — Eğer ben olmasam halleri “raptı,Şehremini Beyi davadan Ön feragat ettirdim... (S8 Tam bu sözle beraber ben içe- girince beriki devam etti: — Bir de Felek... ikimiz tik!,.. Bana bu vak'a şu rayı hatırlattı: Tabansız birisi kabadayılık a na her kesten korktuğu için ye karşı tosunluk edemez Nihayet arzusumu teskini bir gün tarlaya çıkmış ve olmadığını görünce şöyle şi elini ensesine götürerek ge- ve: 2 iğ kabadayı var mı?... & Diye bağırmış.. Aksi buya men orada ağacm dibinde bi- yatıyormuş, bağırtıyı işidince nmış ve öksürmüş. Bizim ka dayı bunu görünce derhal, - bir de sen! diyerek ilk id- “Milliyet,,inedebi romanı: 124 Gi n incilerinden mürekkep za - bir şeydi. Arkasından küçük pırlanta ile tutturulan bu in dizisi bilhassa Hâlenin nefis danında harikulâde görünü- du. Aksi gibi Cevdet Beyin " bir zamanma tesadüf et Zi için iş adamı bunu derhal a- sıkılıyordu. Bereket ihendis Alâeddin tam zama- da gelmiş, Nusret Beyin yar ile hükümetten bir taksit iha koparabilmişti. Idığı paranm hepsini inşa- verse bunu alamıyacaktı. iten başka istiyenlerde var- Hele Ahmet Sami haber al- ve kendisinin alacağını anla- & nefes aldırmadan gelir, bir da paraları sayar, kaldırır det Bey bu ihtimalleri dü İ yalım, bu bıçak yasağı sırasında | ramış ve koskoca bir yatağan | bulmuşlar. Ases başı sormuş: — Ulan bu ne bu? — Ağam, ben kâtibim de yan | bunu parlak müdafaasında uzun | nerede bir ateş görse hemen nö- İuzadıya izah ediyor ve diyordu (bet ve buhran “Eeçirir bir hale| ışları hakketmek için taşıyo- rum... l — Bire nabekâr, bununla yan ış kazmır mı? | — Vallaha ağam öyle yanlış- lar var ki bu bile ufak geliyor... Bizim spor muharriri arkada | İsrmız, arasıra kendisine tevcih ettiğim lâtifeleri nükte diye vas federek bana bazı serzenişlerde | bulunuyor, İâkin ( aldanıyor...| | Spor işleri de trokr yataganla kazmacak yanlışlar gibi öyle ka Imlaştı ki onda nükte aramak yangınlarda terkos muslukla- | İ olur. Refikrmın benim bitaraflı- po iphe edecekleri hak- daki ihtarma teşekkür ede- rim. Maahaza ben ötedenberi taragirlik tehlükesine düşmek- ten kaçtığım içindir ki, kimse- nin tam dostu olamadım. Feleğin bazısına kavun bazı- sma kelek yedirmiş olmasma ge lince temin ederim ki, ben kim seye tevziat yapmış değilim, her kes Feleğin tarlasmda canınm çektiğini yiyor... Bu benim işim değil bir iştiha işidir. Fi ELEK | 7 EE: > Bürhan Cahit şünerek üzülürken seksen bin İira hızır gibi imdada yetişmiş ti. Yazıhaneden eve, öğle yeme ğine dönerken derhal kuyumcu ya uğradı. İnci bütün haşmetile siyah kadife mahfazasmda bekliyor- du. Cevdet Bey derhal orada çeki doldurdu. Otuz bin lira bir tek kâğıt üstünde kuyumcunun ka- sasına girdi ve inci Cevdet Be- yin eline intikal etti, Beklediği ve yahut ummiadı- ğı bir hediyeyi metresine götür mek heyecanlı bir saadettir. İnsan karısma hediye alırken haz duymaz değil Fakat met-| resine verilecek hediye için ya-! pılan fedakârlık" duyulan zevk ive heyecan kadar büyük değil- dir. Binaenaleyh bu cinayeti her Bursada | nasrisa birinin üstünü başını 4-| halde bu kadın işlemişti. Fakat sebep ne idi?.. Bu henüz anlaşılamamiştı. Maznunun müdafaa vekili de ki; “— Efendim farzı muhal, mü vekkilim bu müthiş cinayeti ir- tikâp etmişse sebep nedir?.. Ni çin durup dururken kocasmı öl dürmi .. Buna ben hiç ihti- mal veremiyorum. Çünkü maz- nun sandalyasında oturan bu bi günah kadıncağız bundanon sene evvel kocası Kadri Beyle sevişerek evlenmişler, hatta Mehlika Hanım, ailesinin mu- halefetine rağmen evini, barkını | yuvasını terkederek sevgilisi- nin yanına kaçmıştır. Son za- dasma düşmüş, fakat bilâ is rında su aramak kadar beyhude | manlara, hatta bu meş'um vak'a ,ecesine kadar, aralarında hiç bi sızıltı, gürültü olmamıştır. Buna civardaki bütün komşula- tışahit olarak gösterebilirim. “Peki üzerindeki bıçak yarala- rı neden hâsıl olmuştur?. Diye bir sual varit olabilir, Brçakla- rın muhakkak müvekkilim tara fından yapıldığı ne malümdur?. Maktul o gece eve sarhoş o- larak gelmiştir. Belki yolda bir karmanyolaya maruz kalmış ve cerihaları bu suretle almıştır. İSonra eve geldiği zaman aksi bir tesadüf olarak yangın çık- Karısı insanım kendisidir. Kendinden fedakârlık yapılır. Metres ancak maddi vasıtalar- la mümkündür. Bunun neticesi şudur ki karısına hediye almak bir angariye nihayet bir âdet, fakat metrese hediye götürmek bir vazifedir. Cevdet Beyle Hâlenin arala- rındaki rabıtaların en kuvvetlisi şüphe yok ki bu incecik, nazik inci dizisinden ibaret olacaktı, Genç kadın hediyeye mem- nun oldu. Tatlı bir tebessüm, Cevdet Beyin ellinci yılına gi- ren ömrünün en İeziz ziyafeti oldu. ... Tıka basa dolu çantalarını bir yere ve kimseye emniyet etmi- yerek mühendis Alâeddin Be- yin kamarasma yerleştiren To- sun vapur kalktığı halde yine oralardan ayrılmıyordu. Delikanlı bütün yaz kazandı- ğını, aldığı bahışışları, yeme miş, biriktirmiş, bunun yarısile Ayşeye hediyeler almıştı. İşte muhterem reis Bey, bü- İüin bu'delâile rağmen, manev dir. Bu münasebetle size, bun- dan yirmi sene evvel hâdis 9l muş çok feci bir vak'adan daha İ xn tahminen on iki yaşlarında var- |dı. Bir gece, gene böyle meş” İ çıkmış ve zavallı valdesi, uyku arasında akur alevlerin hücu- muna maruz kalarak pek feci bir şekilde terki hayat etmiştir. Müvekkilim bundan sonra artık yangından dehşetli . ürkmüş ve| giriftar olmuştur. Valdesinin bu müthiş akıbeti onda çok derin ve. korkunç te- sirler hâsıl etmiş ve Mehlika Hanım, adeta yarı çılgın ol-| muştur. Neden sonra bir sü tedbirlerle eski halini kismen idrak edebilmiş ve kendini bu| hevilnak marazın zalim pençe-| sinden bir havale halinde kur- tarabilmiştir. Binaenaleyh, ba- şından böyle bir facia geçen bir kimsenin, ateşten bu kadar kor kan bir kimsenin, ve bahusus bir kadının böyle bir cinayeti ir| tikâp etmesine, ve hele ettikten sonra da kasten yangın çıkar- masma imkân ve ihtimal yok-| iü | Bütün bunların nazarı dikka- te alınarak müvekkilim hakkın- da beraet kararı vermesini hey” eti celilenizin adaletinden te- menni ederim.,, Vekilin bu sözleri salonda de rin bir heyecan ve alâka uyan- dırmıştı. Mahkeme hey'eti mü- zakereye çekildi ve bir saat son ra avdet ederek beract kararı! verdi. Davadan sonra bir avukat için bir şey vermişti. Ferda, modası geçmiş elbiselerini ver- miş, ayrıca bir de çamaşır hedi- ye etmişti. Bey bir top basma bir top patiska vermişti. Yazı- haneye nümuünelik gelen tuva- let sabunlarından am dan paket paket, şişe çan- tasına yerleştirmişlerdi. Cevdet Bey yalnız bir maaş fazla ikramiye vermekle iktifa etti. Bütün bu hediyeler atasında Tosunun en kıymetli şeyleri Ferda Hanımın verdiği bir yazı takımı idi. Okuyup yazmayı on dan öğrenen delikanlı bunu çan tasma yerleştirirken: — Her gün sana mektup ya- zacağım Ferda Hanım diyordu. Sonra gider gitmez Ayşeye ya-| zı öğreteceğim. Bakalım kaç haftada #ğeesecik, Ferda : — Ayşe öğrensin, o da bana mektup yazsın. Dedi. | Mühendis Alâeddin Ayşenin! resmini çekmiş, evvelki seya- hatlerinde İstanbula getirmi İtevdi olunacaktır. Encümenin) “İmeyi tatbike karar vermiş oldu miş ve siyasi fırkalar riâsası, İitilâtnamenin rum mühacirleri- i tazminat vermek Yunanistana tah | mil etmedi bık kalmışlardır M. Venizelos siyasi fırkalar rüesasının bu 'ati yeni inti- habat yaptırmak tehdidini geri almıştır, Hariciye encümeninin bu ka- rarı üzerine itilâfname tasdik in bu akşam parlâmentoya!| içtimamdan sonra M. Venize- los Ankara Yunan sefirine bir telgraf çekerek Yunan hüküme tinin mübadil emlâkin mahsu- bunu kabul ettiğini bildirmiştir Türkiye ile diğer itilâfname lerin akti için derhal müzake- rata başlanacaktır. M. Venizelos Teşrinievvel- | de Ankaraya gidecektir. | Muhacir meb'uslar itilâfna- | mealeyhinde parlâmentoya bir | takrir vereceklerdir. İ ATİNA, 16 A.A. — Muhte- lit parlâmento o komisyonu M. Venizelostun Ankarada imza e-| dilmiş olan itilâfname hakkın daki izahatını dinlemiştir, M.| Venizelos, hükümetin sırf ken| di mes'uliyeti altında itilâfna- | ğunu ve bundan sonra Türki- ye ile daha bir takım itilâflar aktedileceğini beyan etmiştir. Yunan Başvekili sözüne de- vamla demiştir ki: — Eğer hükümet muhalefe- te maruz kalacak olursa Mec- lisi feshedecek ve yeni intiha- bata tevessül eyliyecektir.,, M. Kafandaris, M,. Çaldaris ve Kondili: âfname aleyhin- de rey vermişlerdir. zmunun vekiline yaptığı par lak ve şaheser müdafaadan do-| layı beyanı takdirat ediyor ve diyordu ki: — Doğrusu yamansın! Hele annesinin başından geçen faci- ayı iyi ki söyledim. Kuzum Alla tunı seversen bunu bu kadar taf| silâtla nereden öğrendin: Maznunun vekili hayretle sor du: — Sahi böyle bir vak'a var mı idi?. MÜMTAZ FAİK Telefon : Beş ii ei Buyünku yem bilmecemiz. SOLDAN SAĞA: 1 — Asker çadırlarının kuruldu” ğu yer (7). 3 — Köpek (4).Kurşun işlemes (4 $— Bir nevi şeker (5). 6 — Nida (2). Büyük (3). Lâ- bim (2). 7 — Bir nevi vasıtal naktiye (5). 8 — Arkadaş (2). Meyan (3). İs- tifham (2). 9 — Damarda dolaşan (3). Edatı Birinci Ticaret mahkemesinden: Memaliki Şarkiye Fransız Ban- kasının İstanbul'da Erzurum Hanın da 20 numarada Panayot ve /Saran- tis efendiler şirkedi Zimmednde ale- cağı olan alı bin iki yüz kırk ala (6246) lira yetmiş (70) kuruşun te mini İstifası İçin Bankayı merhun bulunan esham ve tahvilâtin satılma # hakkındaki talebine rahibin itirası varı görülmiyerek reddedilmiş ve merhunun 24 haziran 980 tarihine müsadit salı günü saat 14 te esbsm ve tahvilit borsasında satılması mu- katrer bulunmuş olmakla tarihi teb- liğden itibaren Gç gün (zarfında da- yinl mahkemeye celp eylemek sure- le rahin tarafından itiraz edilmedi- Bi takdirde kararın Kesbi Kat'iyet edeceğini mutazammın riyaset karası borçlunun ikametgâbını terk eylemiş olduğu mübaşiri tarafından şerh ve- tilerek bili tebliğ fade kılınması ha- sebile sureti mahkeme divanhanesine talik kılınmış ve tebilğ makamına kaim olmak üzre keyfiyet gazetelere le de ilân olunur. Jandarma imalâıhane müdürtyetinden: 4031 takım kışlık elbise ve 4140 adet serpuş ve 6150 çift dolak biçki ve imâliyesi ile 2969 takım kışlık elbise ve 2860 adet serpuş ve 830 çift dolak nevakısının ikmili kapalı zarfi: münakasaya konuldu. Müne- kasa 28-6-930 cumartesi günü saat 14 de Gadil? paşada Jandarma ima- itrhanesinde yapılacaktır. Şartnsme imelâthaneden verilir. Teklifsamenin tarzı, İmlâsı şartnamede yazılıdır. TİS İZİ İNEMİFTAJL İl) sma zaf mat hibaen MELEK SİNEMASINDA ÇILGINLIKLAR REVÜSÜ FOLLIE temamile şarkılı, danslı ve zözlü film otomobil sigortalarınızı Culutada Ünyon hanında kin ÜNYON SİGORTASINA © Yaptırınız. la icrayı muamele etmekte olan ÜNYON kumpanyasına bir kere uğramadan sigorta yaptırmayınız. yoğlu - 2002 “Milliyet” in eğlenceleri El mia AMIN LAŞNI DEMİ LİR İİ İLAJLIŞAKLAJ Dünkü bilmecemizin halledilmiş gekli YUKARDAN AŞAĞI: 1 — Bağlamak (8). 3 — Yaşa (2). 4 — Nihayet (3). Biyani ça). 4 — Kaçan (6), 8 — Petrol (3). ismi (4). — Istifham (2). Bir eski kuma; mastar (3) $ — Yemin gtmek (8), Niçin Punktal gözlük camlarını istimal ediyorum Punktal gözlük camlarını istimal tumiş olan vakkatı sa dabi seki ln mal etse eski calar ile yenileri atö- sındaki farkı derhal hisseder. İbmal veya edemi maldinat sebe- biyle gözlerine eski camları takanla- nn mahram oldukları fevaldi azime- yi takdir eder, Gözleriniz için daha iyi cam te- savvur ödilmez.. ZEİSS PUMKTAL dan ve gayet açık bir surette her urefı görebilir. 305 numaralı renkli PUNKTAL kataloğu Mümeselli; İş- tanbul EĞ DİELMANN ve BİLL müessesesinden '“-sinİz. sevimli Ziğana yavrusunu pek beğenmişlerdi. Ferda, bu resimlerden birinin başını küçük bir altın madalya- ya koydurup Tosuna vermiş: — Bunu Ziğanaya kadar aç- mıyacaksın, Ayşenin başına ye- min eder misin. Demişti, Tosun onun zaten hiç bir sözünden çık mazdı, Yemin etti, — Bü madalyeyi Ayşeyle bu- luştuğunuz ilk gece açacaksın. yerlerde çift mânia koymak su retile ikmal etmek fikrinde idi. Fakat ana d:varlara konması lâzım bağlamalar ahşap olduk- tan sonra ne yapılsa faidesizdi. En sade bir düşünce suile te- mas eden ahşap her cismin şil kinlik göstereceğini bilirdi. Mühendis Alâeddin bu mah- zurü kısmen olsun bertaraf et- mek İçin bütün seyahat müdde- tince düşündü. Patronun otuz bin lirayı bu iş- Şimdi Tosun ince kordonile ten alıp kendi arzusuna ayırma bunu da göğsünde taşıyor, ara-| sı muhim ve büyük bir tesisatı ih sıra elini bağrma atıp düşüp)male uğramasına sebep olurdu. düşmediğine bakıyordu. Maamafih genç mühendis bü Vapurda Alâeddin Bey kama-İ noksanı telâfi için bütün zekâ- rasından pek az çıktı. Genç mül sını, mesleğinin, fennin bütün hendis mütemadiyen hesapla|inceliklerini sarfederken vicda- meşguldü. nf bir mes'uliyet altında kalma- Fenni helarm emrettiği demir)|dığını zannediyordu. potrellerden o mahrum olarak| Samsunda, ihtiyacı olduğu le bende tam bir metanet verebil-| vazımı, (Potrellerden mada) te mek için eldeki para ile müm-)darik etti. Ve iki gün zarfında kün olanı yapmak lâzımdı. Ziğanaya vardılar. Otuz kırk bin lirahk bir fark) Tosunun köye girişi bir mu- büyük san'at eserini zaif bırakı-| zaffer Roma kralmın harpdö- yordu. Genç mühendis bu eksi-İnüşünden farksızdı. Samsunda Ve yazıhanede herkes Ayşe Gerek Ferda, gerek Nuri Bey ği tazyikın en şiddetli . olduğu) kaldıkları müddetçe onlardan evvel köye dönenler mühendis le Tosunun geleceğini habef vermişlerdi. Bütün köy halkı yola döküldüler, Babası, kayın babası ön safta lardı. Genç mühendisle Tosun şiş-İbu alâym içinde kayboldular. Onları öpüyor, omuzluyor, ço” cuklar pek sevdikleri mühendi- se yaşa! Diye bağırıyorlardı.. Bu geliş köy için hususi bir şenlik oldu. Tosunun kıymetli yol çanta” larmı arkadaşları omuzlamışlaf dı. Onun arkasmda bir heyb& ile çıktığı köye altı ay içindö böyle koca yüklerle dönüşü ar” kadaşlarmı kıskandırmıştı, A” lay Ayşenin evinin önünden gö çerken çit arasından allı, yeşilli gölgeler kımıldandı, mor tül bende sarılı bir baş çitin üstün” de göründü. , Kalabalık burada durur gibi oldu. Tosun kayın babasını? elini öpüyordu. ” — Sağlıcakla kal baba, dedi Eve varayım, bir doleşir, geli rim, (Bitmedi) a mm li j : “ l İ j J bl . İ «l : pd