Üzücit NediİFr. — Zengin değilim engin olacağım . —— İ var? — Hayır,. piyanko 'ar, — Camdakiler nedir? — Saat efendim. — Ya., saat ne işe yarar? — Nasıl gösterir? Saatçi uzun uzun izaha Vermiş, santi anlatmış, öğret Miş, — Yirmi dört kere de kutarsınız, demiş. imi? — Sabahları. — Çünkü akşamları sarhoş Sunuz da ondan! Kolay Tahta bacak Mehmet karı- sından ayrıldıktan sonra, karı- 181 eskiden beri münasebette bu lunduğu Ahmet Beye vardı. 'Bir hafta sonra kadının hami- ile olduğu tahakkuk etti. Ah- met Bey Tahta bacak Mehmet — Mirasım beklediğiniz biri biletim Ayyaşinden bir zatı muhte. Tem, ismi Jâzım değil, akşam a :Ş’Ü. bir saatçı dükkânına git — Zamanı gösterir etendim saatte bir — Akşamları mı, sabahları — Neden akşamları değil? Beye: dedi, souk kanlılıkla cevap verdi — Eğer bir bacağı tahta dir , NE YAPSIN? On beş gün hasta yattık sonra öldü . a | doktorlardan biri: amm birden tedavi ediyordu, dedi Selâmi İzzet içini çekti: karşr nasıl dayanabilirdi? TAKLİT dığını söyledi | Perdi Bey: Öyleyse biraz bekliyeyi vip içeri girdi . | karşısına almış, babasının t: İlidini yapıyor, hizmetçiye v diği emirleri tekrar ediyord. t — İyi amma, çocuk kimin? Tahta bacak Mehmet Bey ğarsa benim, doğmazsa senin- Kendisine bakan İnez Sıkı tedaviye rağmen kur- tulamadı. Halbuki üç doktor “— Biçare adam, üç kişiye Ferdi Bey gelince, Nuri Be- İyin oğlu, babasının evde olma- | Nuri Beyin oğlu, hizmetçiyi edikten son- do- tan im, ak- 'er- u7 |Bir çok şeyle n . traşçıyı dinleyi HÜKÜMET Şair olmak k, şair olmak cinnettir. ve etti: kat et ha, Nuri Bey gelirse beni evde yok de... O istememek ah- — Gözün neden çürüdü?. .. 9 taş bağlamıştım. TALİH Geçenlerde bir gün, dolandı- Cılığı ile meşhur bir zat Milli- ttin gevimli müdürüne Şu ektubu yazdı: "Muhterem efendim, *Bendenize 25 lira ödünç ve- T misiniz? Siz öyle talihli bir adamsı- & m YALAN On ikinci Lui, Aragan kralı 'trdinanttan şikâyet ediyor: — Beni iki kere aldattı! di- Ormuş . Berdinanta söylemişler. — — Yalan söylüyor, demiş, M on kere aldattım . ÜamaeneserergenesasermanekaneneeEnAEEAnE BLAnE İstek... X, Müşteri neden bir şey ah di>. Ne istedi? K ,Yarın akşama beni istedi Kem. ——— , beliki bu parayı iade ede- ; — Sağılırken kuyuruğunu sallâmasın diye, ineğin kuyuruğu- KADIN istemezdi. Henüz — jeneralken, meçliste Madam dö Stael, | tenkide kümetin icraatım başladı. Söz arasında ta döndü: — Hakkım yok mu jene- ral? — Dinlemedim, — Neden?.. — Kadınların siyasiyatlâ meşgul olmalarına taraftar değilim de ondan. Madam dö Stael güldü: | — Haklısınız, yalnız ka- | dınların kafası kesilen bir memlekette, kadınlar elbet bunun sebebini anlamak is- Bonapar- |Lterler. ŞÖHRET Viktor Hügo şöyle bir mek- tup almış: C «Zamanın en büyük şairine» Hügo zarfı açmadan Lamar- tin'e yollamış. .. Zarfın hangi- V gi tarafından açıldığı —meçhul UZUN ÖMÜR sadüf ottiler. Biri: : — Çok ihtiyarlamışsın! dedi Öteki güldü: — ei — Uzun ömürlü olmak içir yegâne çare ihtiyarlamaktr Bonapart kadınların — si- yasetle meşgul olmalarım bir siyasi bir mevzua temas et- ti ve muhtelif tırkaların, hü- || İki yaşlı zat biribirlerine te- — Vaktile babam sokağa lala ile çıkarmış!. | | | Şşmanlıh başa belâ! l : | Akşam , Yağmur. Soüuk, — Acırım size , İnsan hayat- | bugünden tezi yok ... Yolumun üstündeki lokıntı—!h yüz dirhemi yuvarlamalı. lardan birine girdim. Etrafa | Pastırmalı yumurta, ızgara su- şöyle bir göz gezdirdim, bir ma | cük, midye dolması, lâhna tur- sada, yalnız oturan ensesi kat- şüusüu, çiğer kebabr. merli, göbeği müdevver bir be- | '" St siğer kebabı, cana can ka- "|yin yanına oturdum . MiT Bey önündeki elli dirhemlik şişeyi garsona gösterdi: yim . Yemeği beraber yiyelim. Davetlimsiniz. Garsonu çağırdım: — Beye patatis püresi ile maden suyu getir . Bana da elli dirhem rakı, midye dolması, pastırmalı yumurta, sucuk, lâh- — Acizleri bu saydıklarını- zın lezzetini ömrümde “tatma- dım, Patates Püresi, ispanak — Boşaldı bu, yenisini - tir. lt n ge haşlaması, rafadan yumurta, ina turşusu, mayonezli levrek, süt, yoğurt ve madensuyu ile,| ciğer kebabr... Ben de emrettim: beslenirim ... ş ae Yemekler geldi, O patates — Bir küçük şişe maden su-| — Aman Allâh!.. |püresini yerken ben rakımı içip yu. Yan gözle, dudak büküp şiş- man adama baktım. O da gü- lümseyerek beni süzdü . karnımı tıkabasa doldurmağa — Midye deniz süsüdür. Pas- | yo a dım: tırma öküz etidir , .. Öküzü se- verim, yememek şartile, mid- yeye bayılırım, kayalarda gör- düğüm zaman. Şu şişmanlığı- nıza bakın , Böyle yiyip içmek- tedevam ederseniz, bir gün fücceten gidersiniz.. .. Bu işten vazgeçiniz . , , .. | — Bakm, diyordum, nasıl iğ- renç bir adam oluyorum ... Ben ona acıyordum. O be- nimle alây ediyordu. Ben sus- tum, o dayanamadı: Bitaz sonra sui hazme uğra- mış gibi yerimden kalktım, Ya- lan! Hiç bir şeyim yoktu. Fa- |kat şişman zata sihhat dersini bedavaya veremezdim ya... — Bu maden süyunüu içiyor- |sunuz amma acaba filtrelenmiş | |midir?,, Midenizi bozmasın?1. Şişman zat birar düşündü. Göbeğini sıvazladı, sarhoş ka- fasında ölüm gözü tesirini yap- mışti.. — Bendenizin, midem sağ- lamdır . Sıhhatimi ölünciye ka- dar muhafaza etmek azminde- yim . Bunun için az yer, hiç iç- ki içmem , İ idi... Esasen lokantaya girip yanı- na oturduğum zaman, bunu ev- velden tasarlamıştım , — Vazgeçtim, dedi, hem de Flçabukluğu marifet amma... o »»Bardaktira — bar könot bösle döküfür.. <.Burnumu sıksan oitın Şapkadan lira böyle « Vay anasını oda kirae — Şu halde sizi tecrübe ede- |' Yemek paralarını da o vermeli | Musamaha j Fransızça Milliyetin çok muh terem bir tahrir müdürü vardır. |Reşat Nuri Bey çok kibar, çok zarif bir arkadaştır ve fevkalâ- de müsamahakârdır. Bir gün matbaada hâdemeye seslendi: — Ahmet. — Efendim. — Ne yapıyorsun? — Bir şey yapmıyorum , — Sen Mehmet? — Ahmede yardım - ediyo- rum — Bitirince bana bir kahve söyleyin , CEVAP — Hanımefendi — nere if2, Yeni mahalledeki sakanın karısı komşusu bekçinin karısı Kanarya Hanımı hiç çekemez- di. Bir gün yolda karşılaşınca sakanın karısı sordu: — Hangi kuş eşine ihanet eder?... — Tabii Saka! HÇ yi teş | — Gözümün gördüğü yeri. | — Benim gözüm - sizi görik yor.. Siz de gözünüzün gördü-. ğü yere gidin... İ İ l SONRADAN GÖRME Sonradan görmüşün biri, hiz- metçisinin eline bakmış: — Ay,demiş, senin de mi elin debenimki gibi beş parmak var? Ve gözlerine saymış! Kısaca , Bizim sevimli ve nüktedan | Felek, dili hayli uzunlardan.; dır. Çekilir kâfir . Tabii me- . cazi manasında. Yoksa sa- hiden dilini çekmeğe kalk- Sanız isirir . Geçenlerde matbaaya bir hademe alındı. Akşam Fe- lek kapısının önünde — yeni biz çehre görünce sordu: — Sen kimsin? inanamayıp | AKILLI KİM? — Bir akıl koruma cemiyeti | teşekkül ediyormı — Çok iyi; fal İcemiyetin at acaba bu | | | | üessisleri - hangi i dünyann — insanlarından ola- | y çapa Pa. hademeyim cak? efendim . — Senin ismin ne? Ü* —Ah... Ah... Ahme..| YAŞAMAK! Ah,.met,. elt... en... dim... — Ne iş görürsün? Felek şakağını kaşıdı: — İyi, dedi, iyi amma ben seni kısaca Ahmet diye ça- ararım . — Hiç. — Nasıl yaşıyorsun? — Hiçlik içinde , — Şu balde tiyatronuzu biraz büyültün... 2 SATINIZ Salamon Etfendinin karısı Bebeka İzmire gitti. Anne- si hasta idi , Salamon Eten- dinin işleri olduğundan, İs- tanbulda kaldı. Bir hafta sonra Rebeka- nın, Kordonboyundan ge- çerken, denize düşüp boğul- duğunu haber aldı . Ağlayıp sıkıldı , Hele karısının cese- dini bulamadıkları için çok müteessir oldu . Zaman geç- ti . Günün birinde İzmirden şöyle bir telgraf aldı: | MUHAVERE Beyle uşak arasında: İ — Karın ölmeden evvel haf- * tada bir iki kere içiyordun, şim- - GÜZEL Bir adama: mişler . — Kendi münasebetsizlikle- || rimi görmek kâfi geliyor, de- miş. «Karınızın cesedi bulundu. Bütün vücudü midye tut- muş . Ne yapalım?n Salamon Etendi verdi: cevap Sonrası... «Midyeleri hesabıma sa- tın, cesedi defnedin!e İSTİDAT Kızı artistliğe heves etmişti. —İlla artist olacağım!diyor- du. Paristeki tiyatrolardan biri- ne figürant olarak girdi. Annesi bir gün — tiyatronun İdi her gün sarhoşsun, Derhal müdirine müracaat etti: (wlen. — Sizden çok — rica eenm( — Müusaade edin efendim, bir iki ay daha matemimin keyfini dedi; kızımın sahiden - istidadı | var mı? Eğer cidden istidıdıl süreyim, yoksa namuslu kalmasımı ter- — Hem adam öldürdüm di- | yorsun, hem de burada üç gün kalacağını söylüyorsun ... Üç gün sonra idam edil çıkar.. çıkar,.. SIRI Rasil vereceğim?.. v*îılı ederim. ceğim .