z PNT HOKT j ! Tgüyle hulâsa edilebilir: * sözü yaratmaktan | ASRIN UMDESİ *MİLLİYET,TİR 25 ŞUBAT 1929 * BUGÜNKÜ HAVA l İ Dün en fazla hararet zait üç, t buçuk dereceydi. havanın Todos ve açık ESER, DAİMA ESER.. | — Dil ve gönül üstadı (H.F.) tatlı bir Iltifatla karışık tatlı Obir itiraz serdediyor, geçen ünkü bir yazıma alt olan yarım itiraz ve tam fikir Has ürkçe ice yaratılmış olup da he- — müz bize varmamış olanları Öyerli yerinde kullanmağa îıİıııkılım. Çünkü bu iş epice | korkuludur. Bence ikisi de bir gayretle “güdülmelidir. Şu kadar ki — bu emek yolunda ( fabrika- osyon) fikri, gafleti hâkim ,olmımılı. Ben o yazıyı bir örnek yazı olsun için yaz- , Miştim, onun eğrisi doğrusu Celabilir, fakat atalar sözü- Odür: Kız, demişler, kocan ğıe kadar çirkin.. Anamın Ce üde oda yoktu ya demiş. — Ben bu gibi mubahase | ve münakaşalara hiç iştirak etmemişimdir, çünkü bilgi “ye küdretim dahilinde de- %ğıldlr. Sadece bambasit bir Ofikrim vardır, yirmi sene - Mizah, Hilkaye, MRMomrmumn Ti MİLLİYET, PAZARTESİ 25 192Y DÜŞÜNDÜKLERİMİZ; | NE ZAMAN ANLAYACAKLAR Cevel (yeni lisan) mes'elesi | #rtaya çıktığı zaman: © Nazariyeyi vazediniz, üs- Of ide israr etmeyiniz, bira- Okkluz bunu eser yapsın, — Demiştim, bütün nazari- Öyeler İlkbahar seli gibi aktı p, fakat 6 gündenberi g d Hisan değil ama has T rkçenin has eserleri mey- / dana geldi. — Hatta milli vezin - arzu Üişi de eserle hallölup - bit- ştir. Bunu da (Söz kitabı)na ğı*e güzel yazıcılara bıraka- lum, diyorum. Şüphesiz bi- ;llrlı ki milli — dilin de bir midesi vardır, hazmetme- liği kelimeleri derhal lade | Ceder, meselâ (tayyare) sözü yvatanın en bilinmez bucak- larında bile hazmolunmuş- | ',;g_ıı. ve bu bakıma göre are has Türkçe sözdür. — Motör, otomobil, vesika, cephe, darülfünun v. s. hep Türkçedir. Ne Arapça ne ğllnnkçe ile bir alâka ve — ç münasebeti yoktur, tasta- m on doküz senedir ki (tünaydın) 1 bir yerde ve bir ?ıın Ikameye muvaffak ola- mamışızdır. Fikrimi tekrar eği faydalı görürüm: Has in büyük sevkulceyş plâ- tektir ve Zafer şu istika- te Inkişaf edecektir: Sözkitabı ve eser... | Bu hareketi salâhiyettar. dara birakalım. | Milliyetin tefrikası 16 Seyyah mevsimi yinefbaşladı. Her hafta sabih şehir gibi bir vapur şehrimize Amerikalı sey- yah getirmektedir . Bu seyyah- ların çehrimize gelmesi niçin ikinci kânua ve şubat aylarını İntihap ettiklerine merak ediyor- | dük . Dün görüştüğümüz bir seyyah bu husustaki merakımızı tatının etti . — Çüakü, dedi , biz Ameri- | kada bu mevsimin soğuklurından kaçmak İsteriz. Biz burada hiç kar yağma- dığını zannediyorduk. — Kânunu sani ve şubat aylarını haziran ayı kador sıcak zanne- diyorduk, Yağmurdan kaçarken dolu- ya tutulan ü şaşkın seyyahı gülerek dalerkea diğer bir. lar kım sey;ahların : — Köpekler neredet Fesler merede ? ölye — soruştuklarıı hat ladık. Sey yaâh devam et - Size bir şey söyilyeceğim «ma gülmeyiniz. Vapurumuz — Timana demir attıktan sonra da — yerdeki karların beyaz kum — olduğunu lddla edenler bulundu. Dışarı çıkıp ta elimizle temas etmeyin- ©e gördüğümüz şeylerin kar ol duğuna inanmadık. Amerikalıların memleketimiz hakkındaki ceheletleri yalnız bu kara ve soğoğa münhasır değii- dir. — Fakat doğrüyü görmek ve anlamak için her Amerikalı- nin buraya gelmesi ve hakikata eyice temas etmesi lâzım geli- yörsa vay bizim de onların €a halinet Maruf Amerikalı Nlozot G mes Harvey Robisaon- kitapl rının birinde şöyle söyliyor tu: Amerika leklerile alâkadar olmiyan mes- elelerde yirmi beş yaşına kadar öğrendiklerini bellerler ve bu yaştan sonra yeni bir şey öğ- Tenemezler. Fes nerede? köpekler neredef diyen Amerikalılar bize Robla- sonum kendi milletdaşlarını çok iyi anladığinı gösteriyor. Bu şeralt altında öyle görünüyor ki Amerikalıların bizl anlamaları için, bu anlamak kabiliyetini kaybeden — yirmi beş yaşını geçmiş adamların — ölmelerini beklemek lâzımı geliyor. “FELEK Doğru imiş ! İnsanın da hava gibi sıcağı ve soğuğu vardır. Bir arkada- şımla dün Babialiyi çıkarken , uzaktan, pek hoşa gitmiyecek | birinin bize doğru geldiğini gördük arkadaşım dedi ki : Demek ki — gazetelerin verdiği haber doğru imiş ! — Ne gibi ? Soğuk dalğası - geliyor diyorlardı ya! Tam- o sırada kaşıdan gelen * serin âşina , da geldi çattı 132 Saat söz! İşte tıraş diye buna derler . Geçenlerde gazeteler garip bir | müsabakadan bahsettiler. Ame- rikada tertip edilmiş olan bu müsabaka en fazla söylemek keyfiyeli idi. Ben 0 zaman bunun - her halde - biraz. üstü 'S$ÖNEN IŞIK Yazan —MEBRURE HURŞİT a ziyade güzelleşen bu mini DİNİ parçasına bakmakla doya- aamış, gözlerinc, şimdiye kadar ç bir zaman malik - olmadık- Harı melekt bir güzellik > veren, yazkâr bir bakışla Allaha kü- ük Neyramn hayat denilen çetin iyolde saidet bulması için yal- İkarmıştı — Onü uyandırmamak için mu- habbetli — itinalarla — karşısındaki yi adama uzattığı zaman kalbi- kopanlır gibi acıdığını duv - Keşke çucuğunu, ölünceye ka- dar, daha munda biraksalardı.. y T Küçük” Neyran yememeye Kâmı onun diye ba söylemese — bile diye yaşaran gözlerine nasti kabilrdit. Hadbinlik etmiyecek ölüme kavuşmadan Neyranı yeni zengin — hayatına — göhdermek feragatini gösterecekti! İşte güzel Namığın siyah, geniş paltosunun arasında annesinden ayrıldığını hissetme- den uzaklaştığı zaman — zavalh Kâmranın da yorgun başı yastığa düşmüş ve bütün gayretine rağ- men Zapta müvalifak olamadiğı gözyaşlarıyle islanan kavruk du daklarında, pek büyük, pek ulvt bir kahramanlıkta bulunan mert, Saçım..... yayrusu, fedakâr askerlerir Tazan me hazırlanmıştı yüzünü aydın- » müsterih tebessüimle ölü- bizde | lar kendi mes- | | meğe Tuzum görmemiş, Neyran! açık mevzular intihap etmek lâzım geleceğini tahmin etmiş- tim . Son pelen gazeteler bu müsabakanın 132 saat müte- madiyen söylemiş olan bir ka- dın - tarafından — kazanıldığım yazıyor. Bu kadın 'det yari beş buçuk gün zarfında kocasının — yaptıklarını dökmüş fakat hakem hey'etinin | daha fazla dinlemeye tal mülü katmadığından bu sükütl (1!) madam sözlerini tamam- dıyamamış. Artık bunu işittikten sonra halâ erkeklerin berberlik elmelerine şaşarım haniya etekliğiniz? Bu süali yanlışlıkla eteklik- sız sokağa çıkmış bir hanıma hitaben söylediğimi zannetme- yiniz. Bunu Emanetin tensibile çamurlu havalarda eteklik giy- - | meleri tensip edilen otomobil- lerdir. Artık haspalar çamurlu karı - buldülar ya - ver yansın ediyorlar zifozu. Dün görem bir kocaman otomobil bir za- bitat belediye “ memtruna “bir zifoz atlı ki görmeyin, adeta ada cın rengi değişti. Ben de dahil “olduğum —halde - bunu gören bir kaç kişi bakalım ne yapacak diye baktık. Belediyeci Mütevekkilâne güldü ve yanın- dakine dedi ki : — Şimdi “şu dersin ? Darül'aceze ve artistler ! Bir - garip ve acıklı şey öğrendim Darütbedayi artistleri Darüraceze müdürüne mura- caat ederek artistlerden aciz ve Muhtaç düşenlerin Darül- € kabulunu reca etmişler, Evelâ bite müracaat fecidir . San'at namına faciadır. Fakat ne çare ki her yerde olduğu gibi bizde de sun'at - sahibini pek nadir olarak zengin eder, bazen - geçindirir, eder, ve muhakkak aç bırakır. — Bunü — gö sonra halâ bu malihulyai mes- deke sülük edenlere üşıkışüride araramaA < rapaDeDaR ei G şakaya ne ÜNÜ diye acınmaktan başka ne yu- | pilir. Şimdi bu tıraşlar ber taraf, Darül'aceze müdürü aciz | kalan artistleri kabul ederr yeceğini söylemiş, İşte bu hep- sinden fecidir. Çünkü o mü- irat enbalarından biri de * Temaşalar şdır. Sağ ve sağlam iken yardım ettiği hayır müessisesinden de hayır görmezlerse bu biçareler nereye giderler. İki gün evel sokaklar- daki dilenciler toplanıp - kat yonla Darür'acezeye nakledili- yordu . Oraya girebilmek için mutlaka sokükta avüç açmak | mi lâzım ? essisenin FELEK TEMAJA HAYATI Madame Pitrat'nın Temsilleri Comedile - Föançalse — san'atkürla rmdan Mime Pidrat bir kaç günden beri Istanbulda balunuyor. Simdiye- kadar oynadığı piyesler şunlanlardıre La Rafale, Le Cotur partage, Les Marionnettes, Plödre. Bu bafta içinde Monna Vanna, Aimer, P'al tut e tekrar La Rafale 1 oyniyacaktır. rüyorsunuz ki un da repertan (Phedre i istisna ediyorum) zevk sahiplerini - tatinın etmek için tertip edilmiş bir reperysar değil Senelerderi beri Şark memleketlerine gelei Mime Pi pl türneler, sanki mensup ârı memleketin ir fikir seviyesi haki mümkün olduğu kad alar bırakmaya hark ve da - seyircilerine amüsakt inti etmiş bulunu- yorlar Filhakil fransız trüelerinin bu türnelerin - bilhassa pübliklerine gösterdikleri te: neleri. haylı - kö ederler, diye mizır Pariste görünüz ) istedikleri şeyi el ancak Cen büyük yüksek ookmakerclet ve borsacı Ne yazık ki bunun bildiğimiz - halde ktifa etmiyoc, bu zevksix yabancıların gettidiği o sahte n aaların eçebi kisvesine Merilekccimizde merikalılar, terziler, aldatıcı onların. mesine göz yumtuyoruz. Eğer ecne- bilerden bizde olmayan bir şeyi alacaksak istifade bu gün, hayret kadar bir edebi hazine karşısında bulumu- bir hazine ki bizde müstesna edelim: verecek zengin yoruz . Öyle bazılarının *remaşa edebiyatı,. diye- have: döküntülerin — yeri yoktur. Skakspesre, Marivavix, | B. Shavw vari ettikleri n tiyacron Kistemaekers ve &; rın — eserlerile kurmak irfanıma karşı bir cüzüm, hatti T milletine karşı bir cürüm hayret bir derecede ze fikir işlerinde de her hangi bir me- deni bey'eti içtimalye kadaı küdretini hi karşı en mukaddes - vazilelerimizden biri bugün açımış bulunan —irfen ve hars cidalinin eçcişbi edebiyatına taallak eden cephesinde de ona en ni va güzelini, en yükseğini gös- 'e öğrermektir onun ehemmiyeti matsandur; bir ehemmiyet eebermesi kabil / ve lazımdır. — Bu sen Gznü itina ve dikkat sarlet- memiz İcap ediyor. Bo işi, bir tek şahis, zevk sahibi olmak — şanlle, görebilir. Mmc Pitrat türnesi münzsebetile bu fikirleri dermeyan edişime v bu gibi türnelerin oynadılı derin sandt ve edebi; alâk inde haşıl olanı yanlış talakkiler ir.. Bugün bizlen temaşa edebiyatı miz) teşkil mahur İ ç: en o kötü reportuan tration we ilâvelerile İşte bu hataları tamir etmek zcma geldiğine kani olduğum içindir Ki k: neatımı söylemeye Cesaret ettim mukabil , tur yumuz. Buna oyuncualı terettüp eden bir v memleketimize geli Alman olsun, bBüyük sanatkârlardan örnek almaktır. Onlar sanatın hudutlarına vasıl! olmuşlardır. o kar k Recnstein gibi, Kistemaceker adamlar muvaflakıyetli anı medyundu nbulda temsill, ir iki refikinin her kesten ziyade oyuncularımızı alâkadar ötme- son şanal lerde İ Pidrat edil leri lagımdır. R. N LÂTIFELERİ Eski tuluatçılar Darül'acezede toplanıyorr (sazeteler) — Buyrun Hüseyin-. hepsi burada uk N hazin” evden çıkarken kapıyı payan Kümlle ne kadar harap hanımın elinde cebinde para varsa vermiş, sonra kucağın- da kiymecli yükü içlüikle bit araba bülup könaga dönmüş tü Zaten şafak — sökmek Üüzere olduğu için dadısına haber ver- kendi demir karyolasına yatırmıştı. Mini mini kızın — başucunda | geçirdiği © azaplı, tereddürlü 'da- | kikaları onutmasına İmkân idit İşte Kâmran, en ufak — bir | öksürüğünü işittiği zaman bile yüreğini sızlatan Kâmran © selil odada ölüyordu. Bütün bu acıla- rm Müsehbibi 0, O mel'un saadet düşmanı idi Namık — yerinde N uyandırmak duramıyor, | yranı korkusunu | gürültülü | da unutarak — gizli, adimlarla dolaşıyordu. Acaba o adama ne yapsa ki- nini- “teskin - edebilirdi? Gidip fendim . buyrun ! Haydi- Kütip Salih | unurabilirdit Darül'acze kapısı öktör Fakat bu Kâm mü öldürmek vardi kâli mi di Önün kanı, Ki emniyetli mes'ut gün lerini geri getirir ml İdit Hem zaten onun evladını alıp bakmağı kabul edecek kadar xaf gösteren bir ahmak böyle şeyler yapabilir- mi idi? Nasti, nasıl büyük yükü Nasıl oldu da bir an için olsun Neyranın, kendi felâketini kuran bir canı oldu. da; Namık bu ymuzlarına aldı? adamın — çoçuğu — oldüğünü Zaten Kümrana da acıması budalalık değil miydif O meş'um mektubun — iğrenç - yazıları onun dimağından — doğmamış mt — idif Namık bunları nasıl unütabiliyor- Daha bir kaç vaar karısını, — ince kelime altında du? evel celeri inletmeği tasarladığı bu odaya 'nasıl ölüp da Şimdi onun piçini getirmiş, nice delalar ara- sında — leryat hıçkırıklarını boğduğu — yorganı onün üstüne ve büyük Ismail , kavuklu küçük çekerken incitmemek, suyandır- mamak için gösterdiği dikkat ve itinaya yaralı kalbi nasıl isyan etmemişti? Pencereye yaklaştı..Dışarda so- luk bir gün doğüyordu. Kar çok- tatdır. dinmişe.. Rüzgârın altında larını eğen lardan ara sıra kar taneleri uçu- şuyordu. Namık birdenbire titredi.Küçüük “Peki, sayıkla- Neyran - kımıldanmış ve: anneciğim, Peki.,, diye Namık yanan ainini dayadı. Belki bu Kâmran — artık , iztiraplarından kurtulmuştu. Kim bilir, belki de demin, Neyranı “Peki anneciğim..., diye sayıklatan güzel Tüya evladinı son bir defa öpmeğe gelen ona yeni babacığının sözünü din- leyip uslu olmasını tenbih eden müteellim bir ana ruhu idL soğuk cama esnada ve tcmyiz | milletine * | | | | kaldı. zat yatro | Sebepsiz şey olmaz İhriyar peder böyle söyledi ebepsiz şey olmaz. Kış genç kari keç babadar bir gecesi mangal — başında lü ihtiyar bir. hikâye, bir atıra, istediler. İhtiyar -Ç söze başi vakanın üsi masal, iklar iyi geçininiz diye m inden otmz beş, kirk geçmişdr. — Bugünkü batırımda. Cemil ile vişip evlendilerdi. Düğünden bir hafta sonra bir sabah uyandıkları zaman- Cemili a sene gibi Meliha se- rdiven parmak shrlar, Bu sebepsiz kalmacı. Çün kü binairlerini o kadar istemiş akadar sevmiş olan ba - karı b izdivaçlarının naftasında Cemilin bü ıntiharına ne mana verilebilirdi Kimse bu feci vegarip — ölü sebebini keşfe demedi, halledemedi. Aradan mın din n sene geç bü oön ölümüne poçhul Sete zarfında Cemilin sebep olan şey tamamen ve adliyenin yaptığı tahkikat hiç bir nerice vermedi. nç dul kadında bü matem içinde geçirdi. Y seneyi Bu hadiseden on sene Meliha da öldi sonra bir tren Cemilin yanına akat Melihanın ölümü C milin sebebi intiharını bize ifşa etti. Nasıl diyeceksiniz değil mi? Pek baslt. Melihanın — hacıra defterlerinden birinin ifşaatı bu merakımızı . halle | n hatıra defterindi | receğini soylemi; Ha öğrendiğimiz şey şudur: Evlendiklerinden —bir — hafta yani “Cemilin ölümünden bir gedc evel urularında bir muhave sonra, söyle ormusun Cemll? — Seni aldatmadığmdan emin misın? Tabi — O halde sen bir aptalısn! Cc: Hitiz bir çocuktu. Bu namus ve. haysiyetin çok manasız Tatife- öldü çirkin ve mur Cemil kendisini ve mutül: ten olduğunu libaya bunu söy mevcut düşüne kendisini merdiven başına İhtiyar baba tütün kutusundan bir cigara sardı ve yaktı İyi geçininiz çocuklar dedi onlar seviştiler anlaşamadılar. evlendiler Takat slümüne s yoktu sebepsiz şev olür Selâmi Birahanesile Ankarada AÇILDI Bir örelde asrın en g bir şekllde tatmin ermek istiyenlerin D İsupu kemmülsunı görüek havassi ralkayı en wi leri mercudür Asiç «( DA Vakıf paralar Müdürlüğü Bahçe kapıda dördüncü vakıf hanın ikinci katında 17,18 Kanlük ve cahvilte mukabili gayec müsait şecair ve azami sohületle ödünç para verir ve şerefli yerlerdeki kürgir emlâkin üçte birini vehim No: olarak kabul eder. Muktedir ve faal bir muhasebeci araniyor Taliplerin tercümei Aahval ve şimdiye kadar çalışmış oldukları yerlerdeki — vesikalarının kopyeleriyle Konya da alâti Zirsiye ve sinaiye şirketine mektupla müracaatları Armerikanın rekabet kabul etmez Anadolunum müteaddit şehirlerinde vekâlet aranılmak- satışı İçin irinci Sınıf yazı makinasının tadir. Bu hususta kabiliyeti ve arzusu olan sermayedar- ve tanınmış değildi! merolu kutu adresine muraci - 155 Neyran, hiç açlık ve sefalet çekmeği balde - bu, bir tarah kilitli büyük evde uzun Zaman mes'ut olamadı. Hele Sabahtan sabaha — yüzünü gördügü — çatık kaşlı sert babasına — blr türlü alışamadı. O biliyordu! Buraya gelmeden evel başka bir oda, başka küçük bir ev görmüştü. ÜOrada, ona yanık ninniler söyleyen öksürük- li zerif bir kadın Vardi — Onun göz'erince, görmediği ne bir bakış Gima — yaşlı — yeşi bu evde kimsede güzel, ne okşayıtı vardı. Bu kadın Mini minl dimağı önüne çektiği perdeyi kaldırmak, kalbine bü- yük bir sevgi aşıladıktan sonra birdenbire kaybolan “o hayali tanımak İstiyordu. kimdi? senelerin — Habeş dadının, karanlıkta pek seçilemiyen esmer vüzü ona Dolddi mücsseselerin ( ihtisas sahibi olması moraocah isede meşrut (Makine) rumuzile tahriren İstanbul postabanesi 178 nü olunması bu İsmi buldartmuştau. * — Geçe anneciğim, sana bir Şey soracağim. Senin annen var- mi idit — Elbette vardı, neye sordun! — Peki Gece anneciğim, her- kesin bir annesi var mıdır? Hayırdır. işallah, buda ner. den çika... anasız insan olur mut — öyle diyorsun uma, işte benim annem yokmüş.. habam öyle söyüyor. İktiyar dadı, küçük Neyranın bir çok defalar, böyle ciddi tehlikeli svallere - giriştiğini dükçe gör Şimdi sen onu birak v gel benim helva - kavuruşuma bak.. Sana öğleye gene neler hazırladım.. Neler... Gibi bir ce Yapla oyalamak- İsterdi. * Neyran “Çok seneler. hep bu muammayı halle çalıştı. (Bitmedi )