18 Şubat 1929 Tarihli Milliyet Gazetesi Sayfa 5

18 Şubat 1929 tarihli Milliyet Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

BİLDİKLERİM . _9_ Bu arada Dir kaç prantez , açınak Zarvretindeyiz? Olimpiyat seyahatine iştirak edecek gençlerin isimleri meydana çıkınca bir çok taraflardan itirazlar oldu. Meselâ — Süleymaniye — kulübünden Hüsnü - beyin aruk tekaüt olmak ü kalileye ithalini Federasyon dan Süleymaniye - kulübü Tüisi Orhan' beyin tesirine atfedenler oldu. Bu atira neticesinde başka bir ceryan karşısında kaldık. Bazı Mmtaka ve kulüpler masraflari kendi tarafından tesviye edilmek üzre bazi Oyuncuların kafileye kabulünü iste- Esasen — masrafı - Olimpiyat butçesine —bahil — olmamak şartile istedikleri idmancıyı kafileye almak salâhiyeti Federasyonlara verilmişti, ancak seyahat masarifinin def'aten tahsil edilmesi de Şartidi. Bu paralı seyahat teklifleri arasında, Anıkaradan Nafiz, Izmirden Danyal, Ankara Çân- kaya kulübünden Şevkı, Fener Bahçe kulübünden Sabih beylerin masrafları mensup oldukları r üp- ler tarafından edilmek üzre kafileye”ithal edildiler. Bundan- başka Alaettin Deyin sı da Belgrada kadar ve ©h ndisine ait olmak üzre kafile efakat — edecekti . Fakaş — bütün . bu- kendi.. parasile hareket cdenlerin içinde zannederim » Şovki madasını — parası alınmadi fakat — bu ; oOyuncular. —I7 nisanda Praga doğru yola çıkan kafile ile hareket etmişlerdi. Zagrepten tamşvara harcket edilirken Şeref beyin bir ve bütün seyahat esnasında yaz- dığı bu raporun bize öğrettiği esaslı Üzre i ve diler. aka veya'ku tesviye 3eyden *Şey Alâettin beyin refikasını Belgrada bırakmayup - Zagrebe “götürdüğü ve oradan da Tamşyara götürmek niye- tinde olduğu idi. Halbüoki bütün fe- derasyonlar kafileye hiç bir kadın alınmamasını büyük bir isabetle karar- laştırmışlardı,'bu karara ve kendisinin eyelce — verdiği — söze — isünaden, Aüettin Beyin refikâsının icap ederse Alâettin Bevle birlikte derhal - iade- i fla bildirdik, bir kaç gün haremile birlikte rta Alâettin bev Istanbula döndü. Jen bü azimet avdetlerin mücddi olduğu masrafların alâkadar- Ve Muharriri : Burhanettin para istemek ye ya göndermek hak: kındaki - telgraflardan başka hiç bir ittibat kalmadı, kafile reisi Praga ayak basar basmaz, Türkiyede mev- cut bir Federasyonun memuru oldu- gunu garip bir israr ile unuttu, © kı-ı dar ki biz: başta Federasyon telsi Muvaffak Bey olduğu halde bütün Federasyön azası takımın macerasını gazı lerdeki telgraf ve mektuplardan takip ediyorduk. Şeref bey Istânbul ile alökasını © kadar kat'etmiş idi ki ârtık İstan- buldaki Federasyonun Pragdaki Takım ve -onun idaresi üzerinde hiç bir tesir ve nüfuzu kalmadı, bu çok şayanı “teessüf ve endişe idi. Alelhusus. bizim takım daha Praga varmadan — evel bir kısmı Galatasaraylı, bir kısmı Fenerli olan ve Istanbulun muhtelif gazetelerine muhabirlik eden oyuncu lar üçüncü maçtan sonra bir birleri aleyhine neşriyata başladılar. Bu neş- Tiyatın efkârı ümümiyemiz üzerinde- ki tesiri Ççok bedbaht idi. Biz yani Istanbuldaki EKederasyon azası, her kesin, matbuatın, efradın, dostun ve basmın muahazesine maruz iken, ka- ile riyaseti sükütu ihtıyarda ısrar ediyordu. Halbuki biçare Muvaffak bey Şeref beye her gün yazdığı tel- graf ve mektuplarda bizi vukuaattan haberdar etmesini reca ediyorsa da bu recalar bir türlü is'af edilmiyordu. Kafile Praga vardıktan ve Muvaffak Bey ikinci kafileyi orâya götürüp avdet ettikten sonra gazetelerdeki dedi kodular başladı. ve Pragda birer gün fasıla ile o marul “Prag maglu- biyetleri,, serisi bir çorap söküğü gibi başlayınca dedi kodu da azami dereceye vardı. Artık bir taraftan gazeteler burada bize hücum ediyor, diğer — taraftan oyuncular —muhtelif gazetelerde bir biri aleyhine çirkin neşriyat yapıyorlardı. Bu hücymlara bütün kabahatı Pragdaki idareye bı- rakarak iştirak etmek ve cephe de- ğiştirerek bundan ' kurtulmak — vardı. Fakat biz bunu namerdane bulduk, bizim. gönderdiğimiz adamı sonuna kadar müdafaayı kendimize iş edindik, sırasına göre Muvaffak bey, / Den: ve diğer rüfeka gazete- lerde vaz'iyeti tenvir için beyanatta buhımî_ulg. Lâkin efkln_nmumîye, her lar tarafından tesviye: edilip adilmi- yeceğini anlamak üzrte bu paralar Fenrbahçe Kulübünün “tesviye edip etmeyeceğini o kulübün kaptanı Zeki beyden sordüm, bana — kulübün - bu maşraflarla alâkadar olmadığını söy- ledi, bu sü reis Muvalffak Beye tekrar ederek, benim para ve hesap işlerinde İeykalâde, titiz. ve fena huylu olduğumu söyledim, kendine has mutmain - tebessümile, -paraları; tahsil edeceğini ve merak- etmememi söyledi, fakat bu tahmin ve ümidinde maal'esel aldandı çünkü bunları alâ- kadarlar tesvive etmiyerek Muvaffak beyin süal altında kalmasına sebep oldular. Nisanın - 17 sinde » Futbolun ikinek, kafilesi de hareket etti. Zekinin ayağı halâ iyileşmediğin- den, bu- kafile ile de gidemedi. Bu ikinci -kafile — ile “seyahat - edeceği tahmin edilen - Orhan Bey gideme- diği için çocukları reis; Muvaffak bey Prağa kadar götürmüştü. Kafilenin P: amuvasalatile beraber gazete- lerde oyuncuların birbiri aleyhindeki mektupları intişara Sbaşladı. Muvaf- fak Bey, avdet — öttiği —- zeman bize — yazıyetin —şayanı — endişe olmadığını ve *işleri” hallettiğini söy- Jedi, Onun avdetinden bir kaç gün sonra Şetef Beyden bir mektup al- dım. Şeref Bey bu mektubunda Fener bahçeli oyunculardan şikâyet ediyor ve Muvaffak Beyin Prağa gelmesi iyeti büsbütün Aşkal eniğini ve nerlilerin başma İsmet Beyin kap- tan intihap etmesi üzerine- mumai- ileyhin daha ziyade kafa tutmağa başladığını makamı şekvada yazıyor- düu. Bü mektubu kendi — aleyhinde olmasına rağmen Federasyon reisine göstremek ıztırarında kaldım. Çünkü le reis vekilinin yazdığı şey hepi- mizi alâkadar eden bir şeydi. Muvaf- fak bey bDu mektubu dikkatle ökudu daima olduğu gibi emin bir tebessümle : —Ne dehir ? Dedi. İşin garibi işlerinin ziyadeliğinden dolayı bir tek rapor yazamayan Şeref Bey bu bana yazdığı mektubun - birer aynını Orhan ve Abtullah Beylere de gön- dermiş ve tabit Federasyon reisini bu vyaziyetten haberdar etmiyordu . Şeref Beyin Alâattin Bey hakkında Yazmış olduğu rapor ve Muvaffak ve ;Beyin de Prağ seyakatından - sonra / İstanbulda Furbol gün Prağ larile ora- daki — vaz'iyeti ©- dadar fena gör- mekte idi ki bizim arasıra vaki olan bu müdahalelerimiz kendi üzerimize söz getirmekten başka Şeye yaramadı. Bu ciheti izah ederken kafile reisi Ankarada Merkezi umumtye verdiği izahatında Federasyona her Zeman rapurlar göndermek bizi olan bitenden haberdar etmekte olduğunu söyledi - gini ve bu raporlara nazaren hattıhare- Ket tanzim ötmesi lâzım gelen Fede- rasyonun İstantuldan hiç/bir emirver- mediğini iddia ettiğini, Merkezi umumi- nin de kimseden bir şey sormudan “Şeref Beyin bu hususta vazilesini yapmış ve taksiratın —Istanbulda bulunan - Fes derasyon, azasına ait olduğuna Kkarar verişi Merkezi umümit için şayanı hayret bir gaflet ve kafile reisi için de sonuna kadar unu muhafazaya çalış- mış olan arkadaşlarına karşı şayanı dikkat bir hareketi minnettaranedir. Mabadi var Önümüzdeki 20 Şubat Çarşamba akşamından itibaren ALHAMRA Sinemasında Kadın peşinde aşkın ihtirasat ile mücadelesi ve bilhassa kadınların oğradığı şan- tajı, asri ve lüks hayatı hakikiyeyi musavvir muazzam dram. Mümessilleri: Gabriyel Gabrio ve Helga Br- ink. Her akşam KARA GÖZ oyunları. 16006 Şampanya Mümessileri - bü: yük İngiliz yıldızı BETTİ BALFUR Maria Korda | Son temsilinde Şehremaneti ilânatı Üsküdar Dairei Belediyesinden: Salacak mahallesi Sultan çeşmesi sokağına ait kaldırımların 268 lira 11 kuruş üzerinden münakasaya vaz edilmiştir. Talip olanların ihale günü olan martın 9 uncn cumartesi günü saat On dörtte daire encümenine - müracaatları ilân olunur. Ü AÇ Bİn 4 GÖRDÜĞÜM. GİBİ ANLADIĞIM GİBİ Geçen haftaki spor sahilemiz- de atletizm işlerinde ismi maruf bir arkadaşım olan Adil Girayın antrenör Her Abrahâmın ismi etrafında yazılan yazılara bir cevabı vardır, Unutulduğundan mı, yoksa yazı tam sütunu do durup imza sığmadığından mı, her neyse, yazının altımda çıkması icap Adil Ciray imzası araya kaynadı gitti. Ertesi gün görüştüğüm Galatasaray atletizm kaptanı Besim Ömere söz arasın- da bu yazının kimin tarafından yazıldığını söylemiştim. Böyle Olmasına rağmen evelki - gün Akşam gazetesinde intişar eden bir yazısında — seyimli çikolata atletimizin pek haklı olarak © yazıyı bana atfettiğini gördüm. Haş bir kurnazlıklâ isimlerimizi birbirine mezceden Besim, pek te istemediğim halde, beni de bu münakaşanın içine sürüklenmek mecburiyetinde braktı. Mamafi, antrenör her Abrahamın Türki- yeye celbedileceğini öğrendiğim zaman hakkinda etraflı malümat alarak bu muallimin mezayasinı ilk olarak ' ““Milliyet,, 'te - ileriye süren ben olduğum için muma- ileyhin lehine satırın bana — atfedilmesini de takabbül edebileceğimi çekinme: den söyleyebilirim. Zannedersem.ilk aylar zarfında Abrahamın ismini dilinden düşür- meyen, bir gölge gibi onun ya- nından ayrılmayan ve her önüne gelene — Abrahamın liyakatinden bahseden kiymetli rekortmeni- mizin şimdi ayni antrenöre bul- düğü - ve her kese de telkin etmek istediği iki kabahat vardır. Çalışdırmasını — bilmemek — ve atletlerin izzeti nefsini Tencide eden etmek. haklı fikirlerini istediği zaman “Milliyet., te neşrettirebilmiş olan Besim — bizi bu Tikrine — muarız görmekle — canını — sıkmamalıdır. Haklı olduğu zamanlar ayni yol- da yürüyebiliriz. Olimpiyaba gidecek bir Alman Her Abrahamın İstanbula geldiği günden bir hatıra i millt takımını çalıştıran, senelerce Alman atletlerinden bir çuğunu yetiştirmiş olan, maruf bir hey- keltraşa “cerit atan atlet, heykeli için poz vermiş bulunan ve ni- hayet bedeni terbiyeye ait neşr- ettiği iki kitabı Almanyada eller- de dolaşan bir abama”çalıştırmasını bilmiyor, —demek bir az garip olmaz mı? Bana kalırsa bundan daha garibi atletlerimizden biri- sinin Almanyaya gidip Abraha- mın çalıştırdığı adamlara antre- nörlük yapabilmek iddiası kalır. Atletlerin izzeti nefsini rencide etmek mes'elesine gelince hiç bir muâllimin talebesiyle yüz — göz olması beklenmemelidir. Hatta bir muallimin bazı icap eden zamanlarda talebesine karşı sert davranması bile icap eder. Fakat hiç bir zaman ümit etmem; hatta hatirıma — getirmem ki elinden yüzlerce talebe geçmiş bir mu- allim karşısındakinin izzeti nelfsini rencide edecek şekilde hareket etsin. Farzı muhal olarak böyle bir şeyin vukuunu habul €tmek lâzım helse, buna karşı yapılacak en eyi Pareket “biz bu adamla çalışmayız, demek — ve bu fikir etrafında neşriyat yapmak değil, ir olabilecek alâkadar kim- yazılan beş on * Geçen spor sahifelerimizden birinde, llkmaçlatının birinci devresinde en başta gelen dört futbol takımı arasında bayram günlerinde bir turnuya tertip edilmesi fikrinin Mmevcudiyetin- den bahsetmiştik. Spor ve - bil- hassa başta gelen futbol faali- .yetinin hemen hemen sıfıra mu:ıı:er olduğu bu sıralarda , verdiğimiz bu haber:, öğrendi- gimize göre , spor ;ııeı:îklılın arasında büyük bir memhnuniyet uyandırmıştır. En Son haber aldığımıza göre bu turnuvaya dahil- olacak dört kulüpten Galatasaray , Fencrh'ıhçe ve Beşiktaş müsabakalara girmeği - prensip itibariyle kabul” etmiş- lerdir. Geriye kalân Vefa kulü- bünün de turnuyayı memnuni- yetle kabul edeceğine- şüphe edilmez. Esasen dört kulüp mu- rahhaslarının şu bir iki zarfında bir araya gelerek kat'i kararlarını vermeleri v& turnu- vanın bütün teferrüatını tespit etmeleri mukarrerdir. MİLLİYETİN Her fırsatta spor ve sporcu- ları teşvikten geri kalmıyan “Milliyet, mevkii fiyle çıkmak üzere olan bu turuvayı gine bir teşvik vesilesi ittihaz etmek fik- riyle ortaya bir kupa ksytrakta- dir. “Milliyet, kupasını turnuva- yı kazanacak olan Galataseray Beşiktaş, Fenerbüliçe. Vefa ta- kımlarından biri alacaktır. «Miliyet» ve diği ve bundan DÖRTLER KUPASI da «Milliyetin Dörtler kupası » namını veriyoruz. Turnuvanın bütün teferrilatı- soera da vereceği spor mükâü- fatlarının kulüplerin tarihlerinde yekdiğerine karışmamasını temin için kendisine izafe edilişinden mâdda ayırıcı bir isimler de tevsimini muvalık görmkteedri. Geçen sene Üüçüncü takımlar arasındati turnuva galibine ver- diğimiz kupaya « Milliyetin kü- çükler kupası » dediğimiz gibi bayramda vereceğimiz kupaya- G.S-F.B maçlarından bir hatıra STT v Vefa takımı bir maça başlamadan evel nın tespiti dört kulüp murah- haslarile Stadyom idaresine ait olacaktır. Gazetemiz bu hususta karışmıyarak isimleri bidayette taaykün edecek olan bu mu- rahhasların nihat kararına göre kupayı galibine tevdi cdecektir. Diğer taraftan öğrendiğimize söre turnuvanın şu şekilde ter- tip edilmesi düşünülmektedir . Bayramın ilk günü Fenerbâhçe e Beşiktaş ve Galatasarayla Vefa takımlarının, üçüncü günüde iki galibina karşılaşması . Filltakika bu turauvanın ala- bileceği en cazıp şekildir. Zira , malumdurki likmaçlarının birinci devresinde Fenerbahçe Beşiktaşa lap olmuş . Gal ayda Vefa ile berabere kalmıştı . Bu Ş okilde yapılacak maçlak o bek- ienmemiş netayici yaralan mü- sabakaların birer rövanşı mahi- yetinde olacektır . Bakalım “ Miliyetin Dörtler kupası,vı dört kuvvetli takımdan hatıgisi alacak ?. l G.S-F.B maçlarırdan bir hatıra Şarki Avrupa Kupası Merkezi Ayrupa kupası Hey'eti futbolun daha fazlâ terakki ve inkişafını - temin ctmek- maksüa- diyle- Türkiye,» Romanya, Yu- goslayya, -Bulgaristan Yuna- nistanin iştirakiyle ( Şarki Avrupa — Kupası ) maçları tertibine öonayak. Olmayı düşün- müş; hatta icap. ederes bu maç: ları himaye Ve muavenetine de mazhar etmeği - kararlaştırmıştır. Fikirleri — istimzaç - edilenlerden Yugoslavya ile Yunanistan esas itibariyle turnuvyayı kabul etmiş- lerdir. Kati bir karar için Mer- kezt Avrupa kupası: - Hey'etile ve bir yokarda - isimlerini — yazdığımız memleketlerden beş mürahhas Mayıs- ortasında - Madrit ve ya Cenevrede bir könferns akdetme- leri takarrür: etmiştir. . Mevsukan aldığımız — bir — habere — göre futbol federasyonu — sabik - reisi Yusüf Ziya * Beyin merkezi Av- rüpa- Kkupası, hey'etinden — aldığı bir, mektupta, ya kendisinin ve yahut ta. tensip edeceği zatın bu a İKıyametten-m sonra Meşhuk Rejisör Herbert Brenonsin büyük eseri H. B. VARNER. ANNA NILSONUN Muazzam 'Hlimlcri... Babaların evlâtlara ve evlatların vazifelerini gösteren mükemmel film. ulâkadar edecek ve heleçaha getirecek bir filimdir. Bu eser her kesi Kkonferansa iştirxki rita edilmek- | tedir. Yol masralıni;hey'et deruhte etmektedir. Her iki kupa etra- fında gelecek spor sahifelerimiz- de daha fazla malumat vereceği seler vasıtasıyle Dü hareketin önüne geçmektir. “Biz kendi başımıza da rekör kırabiliriz,, ve “ Biz — eskilerden fazla rekor kırdık,, gibi. sözler gelişi güzel söyleniyermiş cümle- lerdit. Besim arkadaşım, yapılan derecelerden çoğunun çalışmaktan ziyade hak vergisi kuvvetü gay- retle olduğunu kabul edecek kedar makul tanınmıştır. Hatta dünyada her şeyin bir tekemmüle tabi olduğunu bile - reddetmez zannederim. Bahusus ki? göster: diğimiz tekemmül sâdece kendi mazimize nazarandır. Yoksa mu- allimlerinden daha bilgiç davran- mıyanlarla aramızdaki fark henüz istisgar edilecek bir şekilde değildir. Pek yakında her Abramın ça- Lştrmasinı pek âlâ bildiğine ait bazı canlı vak'aları 'bu sütünlar: da Besim arkadaşımla - beraber bütün ateletlere atzedeceğim. Sözümü bitirmeden evel gine bana atfedilerek: “Sadun - Galibin zannettiği gibi atletlerimiz çay- larda dolaşmakla meşgul değildir., cümlesini de - cevapsız, bırakmak istemem.Sabahladıktan sonra daha mâahmurluk bozmadan yüz metre koşanları,sahada bir taraftan fosur fosur siğara içerken diğer taraftan | müsabakalara girenleri, Çal SAAT TUT için girdikleri her hangi lıir; kamptan S*Belvu, de sabahlıyanları, mü: sabakada — keçirilecek — helecanlı dakkalara ihtizaren tatli. hikaye- Jerle inşzım avutacak, bir Hanım kızı daima beraberlerinde gezdir- meği unutmıyanları benim kadar belki, Besim de ğörmüştür. veya akşam Üstü sıvışıp ta duymüştür. Eğer görmemiş veya duymamışs Ve ya a gine de görmemesini düymümüasını — temenni ederim, zira olabilir ki bu kiy- metli atletimizin atletizm . uğrunda sarlettiği şeyku gayret kırılır. Ben, amatör sporcuların bazı bu gibi hallerine göz yumulma- sını muhik bulduğum için mes- küt geçmeği tercih ederim. Fakat iş, marul bir muallim hakkında “Biz bu adamla çalışmayız.. şek- linden “Bu adamla çalışmayınız., * fikrinin neşrine dökülürse ve bu da tabif tekâmüllere, gelişi güzel cümlelere istinat ettirilirse d: namam, hulâsa olarak ta derim lit Yüzde - sekseni dadihak, — bü günkü — dereceleri, , yapabilccek *yüzlerce atlete malik olsak çok iyi - olur. Fakat.. — Bilmediğini bilen ye, öğrenmek — isteyen, ve - öğretmek isteyenleri de. hürmetle , karşılayanların — taaddüdü — çok OÖnümüzdeki Ça rşa Alkazar NİLS ASTER- babalara karşı müÜ matine olarak , m D a sinemasında Servantesin meşhur romanindan naklen Düztaban ve Bastibacak Çarın Harikulâde Filminde hüyllk efvelden tedarik edilebilir. LÜCİYANO MAHİR ŞÖFÖRLER 3 kısımlık daha iyi olur. — Sadun Galip Önümüzdeki 20 Şubat 1920 Çarşamba akşamı Melek sineması İvan Mosjukine . en büyük eseri san'atı olan muhterem temaşagperana takdim edecektir. Yerler bugünden itibaren tüyleri ürperten müithiş FECİ DAKİKA filminde temaşakiranı teshir etmektedir. İlâveten gösterilmekte olan Her akşam zengin varyete programı . Kişot Yaveri gala suvaresi olarak (e) L y e e aa . SRİ SİNEMADA Elyevm artistlerin en mahiri ve en cazibi ALBERTİNİ kömedi salonu şenlendirmektedir, İK K e aK < K K K K L <| Pa A a |

Bu sayıdan diğer sayfalar: