di; vi Keser de “katarakt, olurmuş, ya rceğini pa cen söyleyince, daki, Aradan üç ay daba geçmiş, fakat 2 yla İnen kter ve kitap, gazete okuyucu olarak genç Markinin in kalan Lidiya Venturi, aile ilk ziyaretinde, Markizin ü- ek iyi bir tesir bırakmadığını sm Fakat doktor, şifa ümidinden, İm yaptığı bu ii ww doktor latanlıkla itham ediyord ikanlıya gelince, o, arık talihine Öle Birdenbir nesinden ayrılmak, ona güzelliğinin ver « ai Sa ii ndukları başka karanlıkları da ruhu- na indirmişti. o karanlıklardan, mormal gözlere sahip olanlar, etrafı ihata eden Fakat o! “ayata karşı gözüzdü. Şimdi ölüme NE ii m: Gemi daha sırlak, daha soğuk, daha koyu karanlık - kin sayılamazdı. Güzel ve tam manasiyle güzel bir kadm da, kim bilir, belki felâ- ln, sunuz yere nzabe sokmuş olmuyacak zap smiz? Birden nereden geldiğini bilmediği son. derece tatlr br ses, hoş bir iyamış gibi, içerisinde ak gifte Jogluğu aydmlat- ir in Haye” Yele mıştı. K de aldatabilirdi. günden imes ği doktorluk vazifemden saydım, — sonra, izdivaç kararlaştırılmıştı. Düğün Markisin matemi denp eteği Mta > de. Bil, daha ehemmiyetli viçdant bir mesele karşısında bulunuyoruz. disine di methetmşti. Zeki, münevver, nazik, ve iyi kalpli olduğunu, kendisine gellilerden anlıyordu. Markiz, Lidiyayı hizmetine aliğ zaman annelik hissinin verdiği bir hodbinlikle, oğlunun golli bulmasını hog göreceğini ihsas otmiğ, lerine kapanıp “beni akaimayin Sa ağladığı , büyük bir merhamet ve ofkat. hissiyle, kondini ona hasretmişti. — gehre Ne güzel sayılamazdı, Beşi agyr LR AA ye rak yapılacaktı. Evlenme ii çeri ea SY birdenbire Lidyaya doktor Doktor Falçi, müstehzi bir tebesöümle, söyle dei — Bu ziyaretim de belki geçen sefer- i i Fakat 1 Bilâkis? Eöyle derken, Lidiya gayri ihtiyari kı. zarmış tor, : — Benir ilme vakfeden Doktor Falçi devam etmesine meydan »rakmadı. ii ii Eeni dinleyiniz, bu, benim için bir şeref nl Eğer Marki Kliniğime gelirse, orada fennin yapabileceği bütün ihtimamı. rna Menfaat kaygısından tama- do olarak psi bu telif kar. Fiş artık Markiyi görmeme mani ol « mazsmız, sanırım, Lidiya, birdenbire ayağa kalkmış. gelirse, fikrimce gayet nadir bir vaka o- Dü Zu ederseniz, izdivacmızdan evvel bilhssa, mağmum e ile e bir tezat di kil ediyordı i kendisi de anlıyor, Silviyonun usanmadan rini aldım da, yaptı. Doktor, devam etti: pi Lidiya, mağrur bir bakışla Falçinin gözlerinin ta içerisino baktı: nu ben söylemeliyim! & Be zamanlar aynasının karşısında Markinin dan konulan “glaucome,, teşbisi ve pek Evet! 5 Doktor omuzların silkti ve gülümse « di; ? ki o muhayyel şahsım ağımdan çıkıyordu. bütün vücudünü kaplıyor ve Gi karsı duyduğu merhametten dolayı kı di kendinindi ettiğini farkediyordu. tarladı izl i Yirim! neleyici sözlerden sinirlenen Lidiyo, sert- Doktorun bu zahiri âlicenaplığı karsı ge: sında me kesilen Liğiya, heyecan merhamet, mevklini aşka terketmek üze- dığmı pek iyi hatırladığımdan... &ini yüzüne yaklaştırmasma, ellerini tut « masına müsaade ediyordu. Lidiya için bir karar yermek zamani lağım bence... — Doğru; bana söylemiştiniz. Yalnız bana! e yapabilirdi. Kimseye hesap ver- meğo mecbur değildi. Diğer taraftan her- eid istediğini ve daha birçok geyler öyliyebilirdi berek kör bir adamı müşfik bakımlardan lirdi? Bu; kendisi için büyük bir ganstı; ve kanidi, Çünkü seviyordu. Onu açıkça i söyliyebilmek, ona ruhünu ve O, bütüz ei e n ona e ar mia düşünel medi k kğ için istarabının ii ay icin, kani mi söylememiş olmanızdır. Anlıyorum, aşk başlaymen... Fakat, affinizi dilerim, a sik b dereco siddetle arzu ediyorsunuz! Lâdi ğ âı nım mümkün olmadığını kestirmişti. Fa - kat, il künetle sordü: — Demek tedaviniz sayesinde Marki- ilerinizde hâlâ sabiisiniz? iz gibi her şeye kadir ği Gen i ve Mark bir defa muayene ettim. “a i dan kısılmış bir sesle, “hayır, diye e yol gösterdi Silviya be Borgi, odasında sabırsızlık-. bekliyordu. lettik, Hatırlıyor musun; ilk — Evet, doktor, bunu pek iyi hatırlı. yorum. — Fakat bilmediğin bir gey varsa, an- e zannedildiği şekilde'olmadığını, vi ihtimali bulunduğunu söylemişti. Doktor ai EN o zaman benim sas mile bana aitsin! Fakat, ona kendisini Kin o, kördü; ona bir kalp kendininkine teceğini sanıyorum. Fakat ikinci muaye ».