Tabii çocuk büyüdükçe yanın - daki bu vahşi hayvanlar sürüsü de ri ile dolup taşı * vor hee — lee bah manzarasmı alıyordu. Bir gün i ki artık bu vahşi İsyvanlara hükmeden genç ye Yahşi hayvanlar sürüsünü alara çekildi. dağlara ç b Ky — maksadinı giz sonta dağlarda ken ba başıma yaşıyacağım !,, ei “ Ti'nin bu sözü ziraat p a arato| ng'un Ga bk hapuna ei Kendi kendi Ne — Ne güzel! Bu baş belâsmdan de kurtulmuş olacağım. N. gti. ha a alilii en * Nune rzda düşünmekle af edi * rn. Çünkü dağlarda kendi ba bir ha e bahseden ra * nin bir gün gelip i en hm almak istediğini ii“ ordu. ii Hoang - Ti dağlar ölen bir müddet sonra bir Saray muhafızları ve bekçile Sİ Düyük bir dehşet içinde geldi - * ve haber verdiler ki İmparato sin zannettiği büyük e ger dönmüştü. Hem de sü defa bir vahşi hayvanlar sürü * si ile birlikte değil, büyük bir or ile dönmüştü. Bu ordunun için gla, kaplanlar, filler, yı Dali ve küçük her türlü Ve mühlik hayvanlar vardı. yin de bu defa bu vahşi hayvan Ordusu bir dost değil bir düş Sibi geliyor ve gelirlerken et- Ne ve dehşet havası saçr- k i İl gören saray muhafız raftındaki vezir - Kia hizme çileri kaç - ratorunun sara e e Kalan Unun üzerine Hoang * Ti boş 1 Süraya girdi, İmparatorluk oturdu, Ancak bundan son- 7 ei ken; mi Çin imparatoru ye arılı idareye baş * dağıttık TÜ HÜNLER Yıldırım s süratile Yağalal ses: Hünler geliyor! Fakat Misa - Ti bu süretle dağ| İrini esra bir şey düşünmi | halinden en ki | tedbirli bir hükümdar gi N ket etti. Zamanında Çin e güzel san'atlar pek çok ilerledi. Hoang” Ti bundan sonra icat et” ra tuğlayı icat etti, harp silâhları yaptı. İptida nakliye vasıtalarını kullandı. Bir ir musiki aleti yaptı. Çin a im © kişaf ser unda bir çok k SE © 5 E.E e a ie ARA * Kİ HARP Ötedenberi end üç türlü fet tanırlardı. Bunlar ee biri su basması ikineisi kuraklık, üçün - cüsü Mönlerin akımı ir. “Çinliler bu üç âfetten birinei ile A ma karşı kurban kesmek çaresini bul muşlardı. Fakat üçüncüsü için hiç bir tedbir bulamazlardı. iler esasen Ziraatçi bir mil Yekti, Molar topraktan çıka « rırlardı. Ziraat ile yeka için| köylerde v e a yerleşirlerdi. Toprağı ziraat ederler, mahsul al mak için tü sat mevsimini bekler Terdi. yeri mevs iminden sonra da ertesi se sin li ii üzerinde çalı * şırları bül Mozolslen İpi alyrn İruım Oyle üegiul, VAN at ile değilr çobanlık ile geçin lerdi. Onların köyleri ve eler seyyar çadırlardan teşekkül e di. Hünler m aileleri bugün e da ise yarm başka bir yere gide - bilirlerdi. Sürülerini otlatmak için di. Yaz mev vanlarına, sürülerine en bulahilmek için mıntaka, mmtaka dolaşmaktı. Ça- İ dalardan geri dolan. su bizi göl 5 - KURUN 71211. TEŞRİN 1995 —— Habeşistanın içyüzü © , e Habeş Biber gibi kekin cezalar ! 150 kamçı yiyen babayiğitler - Para ile ağlayan Habeş kadınları - Kol ve bacakları kesilen cezalılar Geçtiğimiz “araziye Burka deniyormuş, eskiden bura - lar meskün imiş, 1890 yılında çı « kan veba buralarımı baştan harabeye çevirmiş. Veba ilk önce Tigrede çıkmış ve az zamanda b tün Habeşistanı sarmış. Bu yıllar. da tifo, çiçek, kolera hastalıkları da vebaya karışmış. Hastalıklar - dan kurtulanlar o kadar zayifle - pigler Mi hiç bir yabani e d bala gelmişler. O > kaplanlar, Habeş köylerine hücum eder, Habeşleri gözönünde parçalar yer lermiş. Bunu görenlerin hiç biri kollarımı kımıldatarak ne kendi lerini ne de sdaşlarımı müda - faa edemezlermiş. Bu yollarda üç saat yürüdükten sonra Derroya geldik. Burada bir telefon merkezi vardır. Harar ve Cibutiye bağlıdır. Burada küçük merkez arasında da telefon var - dır. Bir Riyal ile on bir dakika ko Buşuluyor, Burada telefon kulü - besi iki metre yüksekliğinde dört metre genişliğindedir. Tollo karargâhı yy hareket etmek üzere kalktığımız vakıt etraf müthiş bir sise boğulmuştu. 20 metre önü - müzü göremiyorduk. radan iki saat yokuş aşağı indik . ten sonra Burka ovasma geldik. Saat iki buçukta Maçella denen su| menbaıa varmı . Hayvanlara su içir - dikten sonra Tello tepesine çık - re başladık. Tepeyi bir saatte Burası 2200 metre yüksek iler. Gece müthiş bir yağma: kadar bizi kamçilâdı. n için Hünler ogi at İkna yerlerdi, at sırtında u yurlardı. Bazan atlarmın eğeri ile sırtı arasmda saklanmış bir parça et ile geçinirlerdi. Çek sert bir iklim içinde geçen bu ağır hayat şartları Hünlerin tabiatini yalçın kayalar gibi sert leştirmişti. Bunun için memleket lerinde kuraklık olup da hayvan - larını, sürülerini beslemek için u zaklara gitmek mecburiyetinde| kaldıkları zaman Çin hudutlarını geçmekten hiç çekinmezlerdi. Hün ler hudutları geçip de Çinlilerin tarlalarmı istilâ edince toptakla * rmı ve mahsullerini muhafaza et- mek istiyen Çinliler için bunlarla vuruşmak lâzım gelirdi. Fakat Çinliler harp ve müc: dele hayatına alışmamışlardı. Mü sademelerde hemen daima mağ lüp olurlârdı. Hün akınlarmı önü- ne geçilemez bir âfet olarak te * lâkki ederlerdi. Bu âfet karşısında yapılacak şey sadece e teh likeyi haber a nee ibaretti, "Arkası KE i mur dinmişti. Çadırlarımızı Mile rek yola çıktık, Henüz üç saat ka dar yol ŞAN alaca kedileri an dıran köpek RİNE may munlara rastlad Habeşler bel Vani diyor - lar. Yasin çavuş bir danesini vur- mak istedi. Tüfeği doğrultarak a teş etti.Maymun, çığlıklarla yere yuvarlandı. Fakat düştüğü yer o kadar di ğer b ki, şöklaklani mümkün olm Bunun ii el diğer may- murlar yaygarayı bastılar. Bir çoğu kaçtı, bir kısmı da bizi teh - dit eder gibi ağaçlardan üzerimi. ze doğru yumruklarını ev bağırmakta devam ettiler. Bu or- Saat dört buçukta Her, enen ovaya geldik. da geceledik. Öbür gün e-kenden yolumuza devam etti duk, Birden şiddetli bir yağmur lar. Onların bu haline bakip gü çısı yılan gibi vücudüma sarılmış beni yere yıkmıştı. — ieriig ve yağmur için de geği 23 vir Beddesadan hareket ettik. '6 Haziran Pazar günü Adi » sababaya vardık. Bu yolda gör - üklet rimi kısaca anlatayım: Bed ve güzel sesli kuşlar da #ksik de - ğildir. Bunlar sürü sürü uçarlar. Yolda zincirlere bağlı bir Habeş gördük. Bu efendisinder kaçan bir köle idi. Yakayı'ele vermiş | efendisine götürüyorlardı. Habeşistanda yaralı kayar çektikleri azap çox büyüktü Bunlara bir nevi kuşlar Giy oluyor. tir onu kovalamağa muvaffak olamadığı için kuş üze rine iniyor ve bir parca et kopar- dıktan sonta u . Bü suretle yaralı katırlar didiklene didikle ne can verirler. Kalmso mevkii düzce sayılan bir yerdir. Burada Çirçir adı veri” len bir göl vardır. İçinde su aygır. ları yaşar. Geceleyin gölün &tra - fında Gün zle, gündüzün göle gi rerler, Bu göl “deni: yüzünden “1780 metre yüksekliktedir. / Galahordim, Kantalli, Dattiça Malka volkanik arazilerdir. Balci arazisinde Çirçir valisi A - ğayas Veldoya rastla lık. Kendis Müslüman imiş. Geri dönerken kendisine uğramamızı rica etti Ayrıldıktan sonra ar'attılar. A gayas çok zengin ve kahraman bir adammış. Avda sekiz on fil, m mom öldürmüş iğ trda| a garip bir maymıi söndür ekil dik. keler Bir aralık Şevket Efendi arkala - rından bir silâh attı. Bağrışarak koşuşmağa başladılar. Koşamı - yan yavrular analarının babala » rının omuzlarına atıl:yor o suret- le kaçıyorlardı. ii ayı kadar ei vardı. Mi ü yanımız dan Y ki, bulutlar al çalma; akmağa baş- ladı. ie vaya bir yağ- mur. Yağmur kur ipliğimizi bırakmıyacak kadar lk sonra güneş açtı ve biraz sonra kuruduk. Bir gece Tçefidinsn mevkiinde mola verdik. Gece etrafımızı ya - bani hayvanlar sardı. Sebaha ka dar bağrıştılar. Adisababaya gediğimiz gün çok yorgun olduğum için hemer istirahate çekildik. Sabahleyin u- yandığım vakit sokaxlarda müt hiş bir gürültü vardı. Vih, vih, vih diye bağırıyorlar- baktım, yüzlerce kadın. Sonradan öğrendim ki, bir cenaze varmış. Arkasından giden kadınlar da para ile tatulmuş ağ * layıcılarmış. Burada öldükten sonra mezarin etrafında yarım sa kadar tepinir imişier. , Habeşlerin yemekleri de ga - p — başladı. Ateş yakmağa başlıyan Habesler. verlerinde kala kaldı sd vuç avuç biber katılarak izni 'beşlerin en çok yeneirmeyvesidir. Hattâ leblebi ile kazın döyüran * : lar 'da vardir. Mönelik'in hükümet merkezi olarak kurduğu 'bü yer deniz yü- zünden 3200 metre yükseklikte - dir. Birinci gün Şeyh Mehmet Saidi Yahya beni ziyarete geldi. Kendir si Habeşistanın eski Hükümet merkezi ölan Göndarlıdi. ve e Habeşistanm 'cezâları kırmızı biberleri kadar keikindir. (1) mn kabah: ri, ayakları iplerle bağlanır, vüz koyun kana Dört kayıştarı be biri rini bir w iki kisi 5 çareyi etlerine — baldırlarına vurinak suretiyle işe başlar. Hırsızlık, hiyânat, emişi. | ıyak kesik İ dirilir. Bu ceza büyük resydenakla yapılır. Cezalımın kola veya aya» i ğı kesilmeden önce akrabası ve | mer sahibi biri demir birlevha (| a demir bir tava içinde zeğ- Mimle kızdırır. El ve ayak kesil » / dilkten sonra kanım durması iğin ya demir ile e döle veya zeytin- yağı dökü İta M — iel harbinde Mu- savva civarındaki Habeşler Mal » yanlara asker yazılmışlardı. Bün- tavan Habeşlerin'eline Muharebeden söhta m haini e el» leri ile Burada katilin te zası idamdır, Katili verese isterse ona teslim edilir, verese katili katli nasıl yaptı ise 5yle öldürür. Verese bazan hemen öldürmez esir ga kı ile kılıcını ka indirir. Fakat vurmaz, dam bin defa ölüp dirilir. on sonra yavaş yavaş doğranarak öl- dürülür. (1) Bu cezalar İmparator Me- nelik zamanında tatb'k edilen ce- ardır. Hava rozetleri İ Hava kurumu üyelerine ve - rilmek üzere bakanlıktan gelen rozetler hava kurumu İstanbul Şu besi tarafmdan bütün illere gön - derilmektedir. Ayni zamanda ili - mizde üye olanlara da dünden iti baren rozetler merkez karakolla- Tı tarafından 1 Sağrdimeğin emi Aral