Lily. Anlatıyorlar: Der Istanbulda yıl li ıldız kızkardeşler Lilyan tezini koruyuşta, sözünü irdiz — Sözlü film, dil hususunda da tiyatrodaki gibi tabiilikle mu - .vaffakryet (gösteremedikten baş- ka, temsil ve harekettede söz - süz filmin kâbma varamadı! — Anlatışmıza göre, sizce söz- Tü film, devekuşudur. Ne deve, ne de kuş! İki mi bu benzetiş o kadar hoşlarma ( gitti, ki bol bol e öğ Bu sefer e sözü Ear e in öteki! Ne ii ne vd sözsüz film! zi a rası, melez bir şey! eki, ya ileride? İlerisi için dü eniz nedir? Lilyan, buna cevap verişte kız- Kardeşinden evvel davrandı: — Bizce sinemanm istikl iş e. ——— ——— ve .— böylelikle örer? ruhlu Se v” - den olduğu gibi... — Demek söz hiç yok, ses ola - rak da... — Eskiden olduğu gibi, musiki ! Bir farkla ki müzik, eskisi gibi pi- yano, ahut orkestra diy. Tim,.... bunların dışardan katılma - kilmiş bul nizde Topkapı SER bir film çevirmek arzusu liğımı söy - lemiştiniz. Bugün film sahasmda #anliyeli bulunmasanız da, burada uzunca bir müddet” ka - I Kpr. Lilyanın bu sorgu ile öğrenil - mek istenilen şeye cevap vermesi" ne, bu kadar fay — Demin, Topkapı sarayını ge- zerken sell böyle birarzu rüzgârmın vie İç söyle - miştim. Daha doğrusu bu bir arzu- dan ziyade, kei Ke Pek Belki de hu bir Lilyan birdenbire şöyle hir bak- bu rek, filmler yapmıyorsunuz? an Ve Doroti Giş —— Bur ada Siz Film Yapınız! — y Vestin yolda yürüye - Fi- nansel ve endüstriyel cihetler, ni - il halledilebilir. Ve yapaca - ğmız filmler, her halde memleke- konuştuğumuz dan daha yerli olur. Size ait filmlerin Amerikada a- lâka ile karşılanacağı yolundaki tahminimize, yukarıda işaret ettik. Bunları sizin yapmanız, bu alâka- yı bir kat daha artırabilir. Yalnız, filmlerinizin söz kısmının lisanı - nızı bilmiyenlerce anlaşılamıya - cağını gözönünde tutmak, fayda- sız olmaz. Bun az yer ayırıp, musikiye, harekete ve de- kora kuvvet vermelidir. Temsil ve reji noktalarının kuvvetli olması- nın gözden e ymm da, el bette lüzum! İki yıl gazeteci dl Buradaki bilmek fa - aliyetini oOöğrenmek h sorgu üstüne sorgu sıralıyor! Da ları dikkatle dinliyorlardı. e nunda söyledikleri, şu oldu: — Yal aşi gerek Bu iş, hiç yılgmlığa gelmiyen bir kiti Eğer yılgınlığa uğ - anılmazsa, sistematik çalışılırsa, pire ün birinde burada da bir Noy- ! babelsberg, bir Elstri, bir Holivud se yol açtı: — Fakat, siz kendiniz neden Süksesi/ kurulabilir. Bugünün o hayal çok defa yarınm e Bu dilden düşmiyen söz, çok defa doğru çıkar! pa bu yeni Doroti , üçüncü cigarasmı eledi. Bici dudakları arasına m alar tırdığı ucuna yakın yer! linciye kadar çeken ile; ikinci. 1. Ve ü- yetiştirilen kibritin alevi, yalnız kendi çöpünü yakmakla kıvranı yordu! — Siz kendi aranızdan filmle - riniz için bol bol yıldız bulabilir * siniz. İstanbul sokaklarında do - laştığımız şu kısa müddet içerisin- birçok mânâlı okadın tipine rastladık. Bunlar, ayni zamanda Ne kadınlardı. o Zaten mânâlı olmak demek, güzel (demektir. m olan, çirkindir. Lilyan Giş'in bu eren Do - roti Giş şu sözler — İstanbula ba seferki gelişi - mizde, kadınlar: les üzülü akm- ak, uzun ie ko - vaşak isterdik, Ne yazık, ki bu- üzüldüğünü söyliyerek, şöyle de - di: ırıcı ve keskin görüşlü YİN rejisör için, İstanbul defineler SE sualle, buradan Amerikaya atladık: — Amerikada seyircilerin sine- Yanda ve aşağıdaki birleşik! da, Akropolde semeri Kendi- ii Bu seyahat “Ku- ş tehiler ö - $ g nkü in rs lada si sinemaya ka alâka, yş göylümdiz ki Benleri çok kuvvetlidir. | Ancak son xa - manlarda, gerek. yedi erleri işsiz kriz, ge- rek sözlü filmin hâlâ mekanik bir oyuncak mahiyetinde (kalması, zde sinemaya ka an kuv - vetli bağlılığı nisbeten gevşetti. de ahal ekn oyuncak ile oynamaktan yoruldu. o Şimdi “Miki Mavs,, ve “Silli se se- yapmak icap ederse, ün için düny m Ane başka memleketlerinde, sinemaya karşı temayül daha adır. (o Hülâsa, nisbi bir eksilişle bir artış! — Alâkanın derecesi ne olursa olsun, yerli ve ecnebi ne tarzda filmlere rağbet vardır — Ecnebi filmlerinden, Ameri- kada Alman filmleri popülerdir. Bu tercihte de Almanların teknik nk a mükemmelliği (oOve ü filmde bile, imelein nisbetin- © biç değil | liği gözetişi rol oynar, Doroti, İngilterede de Alman filmlerinin beğenildiğini, bilhas - sa sözsüz olarak çevirdiği (“Son gülüş,, filmi kusursuz bri Emil Jannings'in orada bugün de be - nimsendiğini söylediler sonra, ni gene sö ikilemi. Yok Dizni'nin “Mik Mi ve “Silli Sinfoni,, se- rileri, geniş sahada tesir bırakış- Ta seyircileri sürüklüyor. Çünkü üthiş ka, bunları uyandırdığı! ai ve kataliz filmleri de orada me - rakla takip edilir. Yıldızlar arasında sizin sev- gilileriniz? Galiba Greta Garbo' - duğu gibi, o sizin de Miki avs... t, başta gelen ( sevgili - miz! Fakat, yalnız o değil. Bir de Halil Siyret se parça parça tabii- yı ye Templ... Bu atı yaşmdaki ız, bir hârikadır, Bütün Ameri - e ona hayrandır. — Büyük yıldızlardan? Lilyan, bir ân duruksadı. Anla- şılan hesaplı cevap vermesi lâzım- len, nazik bi; ile karşı - laşmıştı. Ea Kroford, bazı iddiaları hilâfma, gözden düşmemiştir. Bir de Mey Vest var ki sahiden bir sükse yap- çok bahsedilen bir yıldızdır. Mey Vest de, edindiği'yüksek mevkii muhafaza Fia biliyor. Biz o- nu hem tiy: a, hem sinemada zevkle psi e zlü film karşı- sındaki menfi (o intibaımıza rağ « men, kendisini zi de takdir- le gördük. nuşuşun layla sıra dol- sülük; zayıflık ve güzellik bah - sine gelmiş oluyordu. Madem ki dızlarla konuşmamız, o şimdi ey Vest'in ismi etrai dönü» d bu tehlikeli bir sualdi. beraber, tehlikeyi göze aldırdık. Dolambaçlı bir tarzda, Mey Ves- tin dolgunluğu bahsinde ne dü - Giş, vaziyeti şöyle gözden geçir « iz — Güzel, ne tipte olursa olsun, flamıya çalışmala» rı ve kendiliğinden zayıf olanla - rın zoraki dolgunlaşmıya çalış-- maları! Bizce her ikisi de yersiz- ge (Lütfen sayfayı çeviriniz) Mehmet Selim