Yman Kanuni Hızıra: Tefrika No. — 52 — Barbarosun vakfiyesi ei iz And DACAğIZ?. ie re sorunca, erya — Dorya'yı ne gür bir sesle hay- | —I min o herifin sözü mü o- dorg nn ben onu arr MN“ O benden k, E 3 ha gi e ç em elaliel havaya u i burada: iğ sen ed Meg ih ayr oğlus çin se- pi, min ik sonra İSKİ | a in. dedi. Ve; ve oldaşlarmı al al tersanemi is- in gibi kullan, ele e m lâyık olan işi kendi - gil ansız korsanı, ancak gemilerini | bii namusunu temizleye - bildi. ri Seçerek Kastello Anne sila — eki İce Geri sc Hayreddin o Reis, Türkoğlu İri at yakarak, yıkarak RK Türktü. Her vakit Türkün bü - yüklüğünü dünyaya salan Hay - reddin, vasiyetnamesinde: “Yat er yerden vatanı hu- susumun, yani denizin ii işitmek isterim.,, demişi Hayreddin Reis, w enini - yülevvel 935 . 4 emmuz 1546) da kısa bir hastalıktan sonra seksen e ekime işkence et- ih ie rün kurununda diğer hü Mİ rleri burunlarını, lar Beri öldürdükleri - e, bütün hükümetlere e >” gönderdi; biji. > buji işi daha iyi yapması- sülbahr,, ölümüne tarih düşmüş - tür. KE Yed”, Bu insanlığa ya - Yan arkad onları Öldüğü vakit airiirin sesini Asiri, uyacak bir yer: din, Cenevizlere, Venedik- siyet ettiğinden Beyli tüp - i çaid ne kadar ada varsa esine gömüldü. Büyük bir ser - İn bi Üç günde Girid sa- | vet bırakmıştı. Yüz karye ve kasabayı Hâsan Bey adımda bir tek oğlu ie ME varr. Oğluna bıraktığı mallar Medin, en sonunda An. | ve Boğaziçindeki sarayından ba Şe ka Rüstem Paşaya210.000; yeğeni Müstafaya 10.000, Beşiktaşta yap- İ li cami için 30.000 sekin bi- . Ön beş yaşından yukarı ei ni azad etti. Sekiz yüz e - sirle otuz silâhlı galeri padişaha hediye etti. Türbesinin üzerinde ere ya» zılıdır: “Haza türbei fatih Cezayir ve e Tul nus merhum Gazi Kaptanı derya HayreddinPaşa rahmetullahı a- eçir” çok ii Mi, a kuvvet çok iz altmış iki para , kadirga, Ni furkate ka kal'ta “ta nevinden İ Para tekne idi. ni düşman karşı karşıya derya Doryanm kor - ası, Barbarosun ar - ma eridi. Alslepizin Kartlara. €rtesi gün hükümet ko- il çıkmak lâzımdı. 7 ölüm haline gelen bir dan tarih kitapları rakamı 935 olarak yazdıkları o halde çok yazık ki türbede de yanlış olarak 948 vazılmıstr. Rarbarosun tür - Ni e İşe başladım.. , Solmayı ıunutmak mümkün de- .. Bunu Li için ka - Heme içini, gözlerimi, kanımı, etimi, her şeyimi atmak, onlarm yerine henüz yaşamağa başlayan yenilerini koymak lâzımdı. Ancak hiç olmazsa avunabilir - dim.. Eczacı Sami Bey akşama doğru ana geldi: hepsi de > şifa, ize güzel bir ev buldum.. bam umuyorlardı.. hafif bir surette döşeriz.. Ham; a kim iri verecek- | rat bir kadın da buluruz.. Gin, - düzleri gelir, yemeklerini yapar, İn artk hiç bir ilâcm fay - nin €ceği bir ihtiyar, rakı - Yurmasından aklını e bir deli. tn dam kil “andan, yalvarışları var İM Zene kadınla o zavallı m RM yaşmak | amma eski doktorumuz da © sizin gibi genc ve iyi bir zattı.. Dedi - bum er şa bir uyan- | im gibi yapmıştı da rahat etmiş - ti. Otelde rahatsız olursunz.. Ihlamur köşkü besi çok ihmal görmüştür. Burada tarihi kıymetini çok değerli bul - uğumuz Hayreddin Reisn viasi - yetnamesinin bir kısmını yazıyo - Tuz? “1 — Beşiktaşta lebi deryada raktığı yirmi cild zası 2 — Kabrinin baş ve ayak cunda her gece iki kandil yanma- 1 3 — Türbesinin dört tarafımda evlâtlarından. üteka ve ütekası ev- lâd ve ahfadından başka kimse - hin gömülmemesi, Lunların yapıl akfeylediği emlâk (ki Kama hepsi hududu vakfiyede ması için vi yılmaktadır.) ; ii — « Zeyrek yokuşunun üst ba- la inşa ettirdiği - ve kendi tabi - eçhile - (Çifte çinili hamam sela eylediğim) iki hamam, 2 — Gene Ze; yokuşun alt başında biribirine bitişik bir bab mülk fırın ve bir bab mülk değirmen; 3 — Kapandakik dahilinde vaki İbni medaris Rin lesinde biribirine muttasıl mülk altı ada menzil. h 4— Balat kapısı dahilinde Parmakkapı nam mahalde vaki Uhri mahallesinde biriirie biti. şik üç hak mülke menzil! bab mülk ir (Arkasr var) Dedi... Dediği gibi yaptı Sabahları Ik ışıklar pencereme vuruyor, uyanıyorum.. (Uzakta mavi den'z, çölde bir serab — gibi görünüyor, bazan buğulu bir ay - na gibi parlıyor. Aşağıda Göksu, mevsim mev - sim değişen, ağ ve mavi ve yeş'le ariyle akıyor, bazan taşıyor ve deni bazan da alçalıyor ve daralıyor. Ben de onun gibi, fakat ne ren- gimi, ne de halimi değiştirmeden, gürültüsüz, arzusuz, yosunlu bir su gibi sanki yaşıyordum. Büyük memurlarla memleketin zeng'nleri sık sık aralarında top - lanırlar, kışın evlerde, yazın bah- çelerde ve bağlarda içki âlemleri yaparlarmış. .Kaç defa bana: med - resedeki darülhadis odasma bı- kitabım - isim- leri vakfiyede yazılıdır. - muhafa- ye Y ugoslav saltanat aaibinle bayat YI ugoslavyada heykel- traşlık san'ati ileridir Prens Pol Oksfordda san'at tarihi. okomuş, Galtbraşını Yö pestili ğ Son gelen (Rövü dü dö M sıkı amaa anlatıyor. Mu - harrir di FirapakA mm. oğlu olan Kral A- Prens Pol Jorj ile Aleksandr kavga ettikçe | makta devam ediyordu. Pol Kora jerpeviç hiç karışmaz, Kral Aleksandr ile prens Pol maamöfih bu kavga da maddi ta- | evlendikleri zaman da münase - betleri Moğll bilkâsiz iki ai leye de intikal ederek daha sami mi olmuştu. Prens Pol bir edip, zevki seli- minde isabetli bir sana't heveskâ - rı olarak şöhret almıştı. Belgradın ortasında gayet iyi tanzim edilmiş bir bahçe içinde bulunan eski bir Sırb evinde çok zarif bir müze vü- cude getirmişti. Belgarada giden her ecnebi bu- rasmı ziyaret etmekten kendini a- tiyle iki kardeşi, (o Jorj ile Alek- sandr Rusyaya götürmek için Ba- hukçiç ile bir diğer Sırb tayin edil- rinden iki prensi bir odaya kapa - mıslardı. Bir müddet sonra gelip odaya girince ie ikisinin de yüzlerini kan içinde gördüler.. Vakia Kral Aleksandr o kardeşinden iki yaş küçüktü, fakat ümid edilmez bir cesarete, kendi in karşı tıraşlığa aid eierkei, iyi Milis dürdite şiddetli bir duyguya rr iştir. Kral Aleksandr daha rai bir | (Vakia bu eserler em pek muhtelif ise de en ince tatmin edecek ve gene bir pay - tahtta takdire > görülecek bir hazine teşkil ediyo: eni usalryann heykel - trk bu müzede hususi- yeti haiz bir tarzda Gül iiişkbei çocuk iken birgün mektepten ağla yarak gelmişti. - Babası sebebini sorunca bir “büyü dayak yediğini anlatti.. kik sordu — Hiç bir şey yapmadım, unun üzerine ü raki yanağına PU bir tokat indi, ve babası hiddet! heykeltrraşı Meştroviç'in şaheserleri bulun - maktadır. Prens Pol bana diyordu ki: — Bi ressamdan ziyade iyi heykeltraş vardır. Bunun s€- bebi heykeltmaşlığın daha iptidai olması değil midir?. Şüphesiz böy- le olacak... Çünkü şahısları ve şey- leri olduğu gibi, bütün hacimleri ile en iyi bir şekilde gösteren bu san'attır. Belkide henüz resim swrrina daha sirmedik.., — İnsai maş etmeden kendisine Kücüm edilmesine mü - Diye bağırdı Prens Jorj ile Aleksandr tahsil. lerini yapmak için Rusyaya gön- derildikleri zaman ene Pol Bel. grad lisesinde okuyo! Daha sonra Okstozi One git yi mezun im Bu ln zarfında amca oğluvla minssehette bulun- mektuplara da cevab yazamıyo - rum.. Eğer bunu yaparsam bura - daki sessizliğim bozulacaktı. İkisi de aşkımdan habersizdi » ler.. Neden bu gurbete çıktığımı anlamamışlardı. Bunun sebebini yalnız Profesör “Vaysman, : tım. Beni tâ buralara kadar kova- lıyan onun mektubuna oldukça u- zun bir cevab yazdım ve artık be- nim için her şeyin bittiğini, “ İbti- — Sen de gel, başka türlü vakit geçmez burada.. Dediler. Gill ii zaman. bir. elinde bir marpuç, bir elinde nargile ile gezen abani sarıklı, şalvarlı, gö - bekli, kırmızı kuşaklı bir tüccar ilâve etti: — Hele Sami Beyin tamburuna doyum olmaz.. (Bir dinlesen bir daha ayrılamazsın!.. Bu dertsiz insanların aralarına | 929» oktora,, , “Parlak istik- karışmaktan bayağı yor - | bal,, gibi sözlerin hiç olduklarını dum... İçimde, rahat ölmek i için | anlattım.. Verdiği cevapta: “Sen kendi kendini öldürüyor - ıssız bir köşeye m Pepe ve aralı bir kalb ça ıktr m on ne son! dört günlüğü birden gelen e - bul gazetelerini okumuyorum bile: Dayımdan pek seyrek de olsa gelen annemden O selâm getiren ma hakkı olmıyan, bitkin insan - larm yapcağı şeydir... Sende her şey var... Kadın aşkının da, et ve 4 Arkası var ) sum. Bu, enerjisi kalmıyan, yaşa « j i deği ek