Tefrika No: 16, BUYUK DENİZ ROMANI | | Yazan: İshak FERDİ e Res, bu Kadar meri bir alam Almak istemeli. Yağı-urganı (nl. üverteye döğlü yü- | MMicilay. gil Rey li oştu.. in İk, Sondan yakaladı. Ve ge- 1 |. Söğsünder iterek: Diye Yakın > herifi roj Yağlı urganin ucuna wp. ürk, tasn Kemal Reis.. d ©is, Akça Hüseyinin ö- WE ç dur va affediyorum, Hüseyin! Z üzerinde & içimizden müjdelemişti .. a rini! haberi / alınca ç ki; Kemal Reisten ben de bun l dum, dedi. Akça Hüseyin i N bir dun değidir. Na - f ymuş,. Bir arm. ne bir a- iyiliğe koşar ve etra- karşı insanca davra Mahiye müd, Akça Hüseyinin am ime EN Reis üzeri- diz 2 Kara Mabmul de- iler $ da ne YARİM, » ona alg kl eli senden isi memiş miydi?. Hü, an da, Kemal Reis de i affetmişti.. Ve ara- - Büphe düşmüştüz ! li birinde kendisin - a kalkışırsa ne yapa- vpn > bileklerinden kendini na - iğ ardi a mu görünce: ) ? dümene koş! Kalkı - : yi emiri şeksinler.. : iler Am dümene koştu. k kasaraya iz e başladıla direklere arman al “ın bacakları zincir - ii “İh *K,, Zeminin arka güver- / *mal R, esle Küsümyari a sj Nk rinin duran tepesin . bir gemici ciler . birden sevindi - vafı.. üz Göyeilrii direğe dolamış; MA GM Gİ si Ne cesaret!.. nu tanımadın. — — Bir kuş kadâr meni Ta- nımak kabil mi?. emal Reis başmı ( sallıyarak güldü: — Ölümden kurtulan gemici. — Sahi mi?1.. —-Bakınız, şimdi direğin tepe- sinden armaları üstüne doğru yılanı gibi süzülüyor. bukasım ve parmağını ağzma götürere! — İnanma, reis, İnanma! Dedi, Boynundan yağlı urganı çıkaralı on dakika olmadı.. Azrailin elin » den yeni kurtulan bir adam, kuv « vet ve cesaretini bu kadar çabuk toplayamaz!. — Affedilmeği değer bir mah - lük, değil mi?. — Endülüste böyle çetin ve me- tn bir adam ele geçirseydik İstan- bula kadar gelmezdi — Umarım ki bu iyiliğime karşı ez kiz yata yeni doğmuş de - geli Eailü, Suhan Bündan yıl önce benii Üni cezasına çarptırmı ti. Kendisini cellâtların eline tes- lim etti. laşıldı.. Cellâd bo; vak herkese iyilik yapmağa başla" dı. Eskiden karısını gözü gör“ mezken, Allah ona bir sevgi ver * di.. Karısına ve çocuklarına sarıl- dı. simi gibi, bambaşka oldu... Akça Hüseyin de, umduğunuzdan çok e gösterdiğiniz un | büyüklüğü fedakârlıklarla ödeye- cektir.. #4 Demirleri çektiler. Yelkenleri şişirdile Beşer beşer lilere adadan ayrıldılar. Rüzgâr gittikçe artıyordu. Hava güneşliydi.. Fakat, akşa - öğru fırtımanm artacağı ve beyaz bulutların kararacağı söy - leniyordu.. anı kıç kasaranın altina in - m Kara Mahmud amiral gemisi - nin dümeninde sağa sola sallanı - yordu. Akça Hüseyin gene a işinin; yelkenlerin başında a — elmilikirin. sü € im si Takas işleri Takas suiistimali eks fezlekesinin İsi ümrükleri başmüdürlüğüne Mi birkaç | gün daha gecer Bu gecik - menin e ırmanın bazı noktalar İN keş derinleş - er ve fezlekeye de bazı ilâ- velerin yapılmasıdır. Fakat, li olduğu'an «| Çocuklara sorgularının cevabı verilmelidir “Neden yapmıyayım?,, veya - hud “neden olmaz?,, elemi her gün herçocuk annesine sorar. Birçok anneler, çocuklarına bi şeyi menettikleri zaman bu sual - ler karşısmda kalınca onlara ce - vab vermeyi hatırlarına bile ge - tirmezler. Bı ler de: — Ben bir şey emredersem sen itaat etmeğe mecbursun, sual s0: mağa değil!,, gersii verirler ve- yahud sadece — “Sen aa ?” demekle ka- naat ederler. Çocuk, sualine cevab olmayan sert sözler üzerine suratmı a » sar ve çok defa bir köşeye çekile- rek ağlamağa başlar. Çocuktaki surat asma bir itiyad değil» dir, 6 bir terbiye kusurundan ileri gelir. Surat eden çocuklarm anne- leri lerini ihmal eden, işin kolay, tara- fini tutarak çocuklarına “sen ita- | şanını: at etmeğe mecbursun!,, demekle geçen annelerdir. Bu anneler ço - cuklarından körü körüne, itaat is- temekle e hallettiklerine kail olurlar Çuhllimen lâzımgelen talik tı vermeğe üşenen, çocuklarını aydınlanmadan mahrum eden an- neler de bu sınıfa girerler. Bü an- neler düşünmezler ki yaşını başı- ni almış olan bir insana taallük e- | den bir tedbir hakkında o insana nasıl izahat vermek lâzımgeliyor- sa küçük çocuk dahi bir şeyden menedildiği zaman ayni suretle izahat istemek ve almak hakkına maliktir. Çocuk * tasual sorar ve suale cevab simay bekler. Çocuk bir Ahisi sebebini çok defa Galin yaptığı hatânm nerelere. kadar vardığını takdirden m Onun in çocuğu tenvi disine karşı bir ceza tertib edilmiş se bunun neden ileri geldiğni ta - mamen anlatmak lâzımdır. Bundan başka çocuğa kendisi- : “daf t & hakkı d. bağış- lanmialıdır. İzahat, esnasmda ço « cuk kendi aklıma göre mukabeled. bulunursa ona: — “Sus, ağzını açma! Yaptığın yetişmiyormuş gibi bir de küstah- lığa kalkışıyorsun!,, denmemeli « dir. Kendisine karşı alman dry. ve tayin edilen cezanın haklı olduğunu verilen izahat üze- rine anlayan li EY, hiç bir za- man suratını â z. Yalnız ii olur ve kendisinin nin bir an evvel af- fedilmesini dört gözle bekler, ce « zaya karsı isyankâr bir tavır ta - kınmaz. Halbuki susturulan ve iza hat verilmeyen çocuk cezaya kar- şı isyan da eder, çünkü haksız ©- larak cezaya çarpıldığını zanne - d iü Çocuğun surat asması inatçılığı- WE muhaddemesidir. ahi çi Yi Terlik karşı düşman Ve silirler. Yurddaş; Yurdunun İnsana sağlık akı - tan portakallarını, mandalinala - rını bolbol yer ve çoluk çocuğuna yedirirsen hem kendi sağlığına ve mahsullerinin sürümüne hizmet etmiş olursun. M.l.veT.C. dai - 8 ŞUBAT 1935 mem KURUN KURUN Yedi Başlı Ejderha Balkanlar ve Balkünle Milletler efa çocuklarının terbiye- | peratoru Vükelâ geç vakit mabeyinden çıkıp gitmek üzere oldukları sira- da acele Viyanaya hususi bir tren hazırlanmasını kumpanyaya em - reder, Şakir Paşayı yanma çağırıp urya İmparatoru Fransova Jozefe “Hânedanı Âli Osman,, ni- şanından murâssa bir kıt'asını he- diye eylediğini ve yemekten sonra hususi trenle Viyanaya gideceği - nitalik merasiminin icrasına d& kendisini memur ve gine? Şakir Paşanın Viya vardı- ğı gün İstanbul Di Tarafı Eşrefi Padişahiden” Avusturya im Fransova Jozef Hazret - İerine “Hânedant Âli Osman,, ni- n murassa kıt'ası ihda edil - diğini yazdılar. Şakir Paşa nişari talik merasi - minde İmparatordan hususi mülâ- kat ister, Sultan Hamidden aldığı direktife göre Rumeli meselesini ki ir, İmparator Hariciye Na- zırını çağirıp Şakir Paşanın önün- e: — Ajan sivilimize hemen yaz; Ajan siviller meclisinde menfaati. mizi bozacak hiç bir şey müzakere ye koymasınlar!,, emrini verir. O vakit işittiğime göre vükelâ arasinda Sadrâzam Ferid Paşa ile önün taraftarları lâyihamda söyle- diklerimi uygun görenlerdenmiş. İşte suretle Rumelide Rus olduğu kadar önüne men ve “| Bulgar komitelerine de durgunluk gelmişti. i lar Rumelideki ıslahat şeklinin değiştirilmesini icab ettiriyor. İstenilen ıslahat paraya bağlı idi. Zaten Avrupa de vet leri her ne kadar R li işl Rusya ile Avusturyayı <riaeyn göstermiş iseler de sonra bu fikirden vazgeç- mişler, iile aldığı şekiller itibarile işi Kiye meselesi haline koymuşlardı. Bu münase - betle jandarma wlahatma İtalya - dan Çorços Paşa memur edildiği gibi Rumeli maliye işlerinin ıslahı ie de altı devlet delegelerinden Rumeli tslahatt Maliye kamyon teşkilâtı hükümetçe ka bul edilmişti Bu suretle Rumelinin üç vilâye- ti çelünii, Manastır, Kosva) ida- ri ve mali olarak ecnebi kontrolü wi: »B nos muahe- desi hükümlerinin tatbikını, Bü - yük Bulgaristanın teşekkülünü is. tiyorlardı. Ruslar da buna yardım ediyorlardı, fakat Balkanlarda müvazeneyi bozacak olan bu suret daha Berlin muahedesinde nazarı dila, | A ve ahedesi tadil edilmiş olduğu için umelide Bulgaristan lehine bir ola değişiklik Avrupanın hoşu- tmediği gibi Yunanistan, Sır- Salan Karadağ, ve Romanya hü- kümetleri de bu ahvale muariz idi. Balkanlardaki karışıklığın önüne geçmek o günün siyasi icabatı ola ettiler; idari kısımda müfettişi u- Tevfik maz Imparatora | nişan! Viyanaya gönderilen Şakir Paşa Fransuva Jozefle ne konuştu ? mumi Hilmi Paşa ile yalnız Rus- ya ve Avusturya Ajan sivilleri mü- zakerelerde bulunurlardı. Mali ıslahat komisyonunda Hilmi Pa-- şanın reisliği altımda Ajan siville- rin de dahil olduğu halde İngilte- eder, her seans için bir prose ver- bal tanzim edilirdi. Mali ıslahat komisyonunda la giliz delegesi, . Hardi sonra M. Grebris, İtalya delegesi M. Maysa, Alman delegesi M, Okman Fransız delegesi M .İisteğ Osman- kr azası Cemal Bey, sonra Atâ Bey- Malt ıslahat muhtelit komisyonu nun teşekkülünden sonra Rumeli ıslahatı daha doğrusu Makedonya. da islahat tatbikatı ilerledi. Tafsilâtı Şemsi Paşa vukuatın- yazılacağı üzerelpekte haberim olmaksrzin birkaç defa suikasde mâruz kalmışım isabet olmamış, 5 adi defasında benim i yerime —— D. 5 ğe gelmiş olan bir Musevi Ne “ dildi, bu yüzden Şale kabilesi re- islerinin himayesi altında Selâni- ğe geldiğim sırada mali ıslahat Korhisyonu teşekkül etmişti. Hilmi Paşaya İpeğe kat'iyyen dönmeyeceğimi söyledim, bunun üzerine memuriyetim tü: mu - haberlerin temini için komisyonun türkçe tahrirat ie nakle- dildi. (Arkas var) Certahi Cemiyetinin aylık toplantisinda Türk Cerrahi Cemiyeti aylık toplantısını Ahmed Kemalin baş- kanlığında Beyoğlu hastanesinde yapmıştır: Operatör Sadreddin bir felçten olma - pie vakası, profesör Salâhaddin iki mide volvüls'ü vak” ası takdim etmişlerdir. Röntgenci Tarık Temel Safrataşı teşhisinde iki vaziyette radiogrâfimin ehem- miyeti hakkında tebligat yapmış, münakşaya Kemal, Fahri, Bürha - neddin iştirak etmişlerdir. Tarık Temel nadir bir rie kyste hydatiği göstermiş, Kemal ve Fah ri fikirlerini söylemişlerdir. Tarık Temelin isna aşer karhalarında ayakta ve yatakta yapılan muaye- nelerin ehemmiyeti kkındaki eebilkini münakâsasına Gö Fikret. Fikret. iştirak etmiştir. gissssasıasaı Bu gece serum; Nöbetçi eczaneler im da: Rıdvan, Fenerde: A- Zekknimeli Giözmeddin, Ka Kal. vii Zafiropulos, Şiş“ Jide Hamamda; Hı Yeni Turan, e eee Yeni Türkiye