7 — KURUN 25 İkincikânun 1934 —& Niyazi Ahmed Okan Hasan Tevfik Paşa: Harbiye- “den erkânr harb olarak çıktı. Er- kânr harp reisi iken 1886 da öldü. Halil pi Paşa: Bordur- ludur, Babası gümrükçü Hacı Mus tafa Efendidir. “Kâtiplikten sıra - tiyle reisülküttab, tersane emini, sadrazam, Cidde valisi oldu. 1784- de öldü. Fenne maraklı ve İdi. Davud Paşa iskelesinde >» Babıâlide bir sebil yaptır - Rasih Mehmed Efendi: OHat- attı. Hacı Tahir Ahmed Efendi: Müneccimdi. Riyaziyede çok bil - ii vardı. Maarif meclisi reisi ol- İsmail Rahmi Paşa: (Tepede - enli Ali Paşanm oğludur. Tepe - İclenli Ali Paşa öldükten sonra deri Selim Paşa ile İstanbula tetirildi. me de kapıcıbaşı, sırasiyle urhal mutasarrıfı, Trabzon, E - > Yanya, Cezair, Haleb, Si - #ire, Selânik, Girit, ikinci — astamonu, Bursa, P: valiliklerinde v Sarayı / İ9evlet, muhakematı cezaiye reis - iklerinde bulundu. Valiiklrin: bir kaç defa azledilmişti. 1875 öldü. BESARLE İzzet Ahmet Paşa: Hakkı Pa - ğludur. Paşa ile sya harbinde bulundu. ( 1837- Tefrika No, —13— EM kuruluşu Üsküdarda Kavak şarayı meclisi reisi oldu. 1843 de şey- hislâm oldu. 1871 de öldü. pi 1 3 3E 4 k3 ler vardır. uni dur: Gaküar Alim şehir,, gelen sopolis mi İranlıların eya sonra pe gelip ha: kurmala - ından miki M7 yen - dikleri ve buraya çevre olan yer - lerden aldıkları vergileri bu şehir- 1 İml Mk gelen ya oradan i. Ali Riza Paşaya Kıbrıs muhefızlı - İZ JE EE g5 p 3 i Trabzon, Şam, (Sonya Hü: rağ valiiklerin. # “bulundu. 187 ba ullah ili li ala iken öldü.. ina ensuptu. gölikim Mehmed Efendi: Şair- iye Önen ile Eyüp arası dondu- de üstünde bir kimse geldi dedi tarihini | ni altmış sekizde derd ben - deniz geçtim, lin Ömer me Se- eleri verildi. 1857 de maarif “A hi Hrisopolis dendi.. Bundan başka, güneş batarken bu şehire Hrt sn renkten do layı da bu m ri dendiğini deri ye vardır. Tabii bunların hepsi birer riva- yettir. Doğru ray te daha çok inan veren hakikat (Aga - un e” Hrisiti in bu . kurduğu, yahut, Hrisis'in bu ivarda mezarı bulunmasıdr sküdar, Hrisopolis adını ta - e küçük bir kasa- ba idi. ünkü vapur iskele - sinin önü Kadıköyüne (ait birli- mandı. Kadıköylüler (o buraya uğrayan gemilerden vergi alırlardı.. Kadı - köylülerin (o buradaki buyrukları METEM 3 Gİ ERER lar. Üsküdar limanınm adı, öküz mânasına (gelen Damalis'di, ki şimdi bile buraya (Öküz limanı) denmektedir. Bu liman, boğazm rüzgârdan saklı yerlerinden biri iken, 1708 de yeni Valde camiinin, daha ön- <e 1548 de Mihrimah camiinin ya- pılması ile dolmuştur. Üsküdar, Hrisopolis o adından sonra on birinci yüz yılda Skutarı adımı aldı. Bu adı sebe - bi, bu rada Üskutarı adı askeri bir ordunun bulunması ol- duğu kaydedilmektedir. verilen Uskutaryon askeri in - lunduğu Üsküdarda, ayni adı ta- i yı da bulun - Üsküdar tarihte büyük istilâla- Milâttan 508 yıl önce Dârâ orduları burala- rı doldurmuşlardı.. Gene Milâttan önce 410 yılmda Alsibyad Sizik deniz savaşmı kazandıktan sonra buraya geldi, yerleşti. imandan geçen her gemiden, taşıdığı yükün (onda biri kadar bac almağa başladı. Milâttan ön- ce 400 yılında gelen (on binler) - in döküntüleri, bir hafta kaldık - ları halde semti karıştırıp dağıl - dılar. o Bunlar, Asyada topladık- ları gana'ıni burada satmak istedi ler. Bir hafta da bu işlerini başar- dılar. o Bu Milâttan önce Üskü- d li Zat 1 ra uğramış bir semttir. tedir. X Devamıvar) * Dilimizin geçmişi Ganturalı Masalı Dede Gorkud kitabından Yazan: Kastamonu Saylavı Veled izbudak Ganturalı geldi. Gara şabgalu teküre selâm virdi. Tekür (aley- ke) aldı. Ele galı döşediler. Otur- du. Tekür eyitdi: yiğit nereden gelürsin? turalı yirinden duru gel - di. Ahul ahul yörüdü. Ağalnını rai imi ği sığadı. Eyit - Gazi yatan gara dağunu aş- mağa gelmişem, e suyunu giçmeğe gelmişem. Dar eteğüne sözü yuğrük, eğer hüneri varise - didi. Tekür iyder: Bu yiğidi anadan lo; soyun. Soydular. Ganturalı Da in- ce keten bizini biline sardı. G. turalıyı alub meydana KELLE Ganturalı cemalükemal ayası (1 yiğid idi. Uğuzda (2) dörd yiğid nrkabla (3) gezerdi. Biri Gantu- ralı, biri gara çeğür, biri gırg go- mug, biri boz a; ir beyrek. nıkabın serpdi. Giz köşkden bakardı. Daraklığı boşal- dı (4) kedisi mavladı (5) usal (6) gönlüne rah- met eylese, kebin kesüle meni ol yiğide virse. Bunun gibi yiğid hayf ola ki canavarlar elinde helâk ola. Dedi. Bu mahalde demür zen- cirle buğayı getürdiler, Buğa dizin Buynuzuyla mermer daşı göl yoğurdu. Piynir gibi diddi. Kâfir. 1 ler o Bizlere yiğidi atar yıkar. Serde rtaz (7) yıkılsun uğuz il- leri (8) gırg yiğid birleğ rin bir gızdan ötürü ölmek nolur. Didiler. Bunı işidicek gırg yi- gid ağlaşdılar. Ga: ğa bak dı, gırg yiğidin ağlar gordü. So- luna bakdılar iyle (9) gördü. İy- der: Hey gırg eşüm, gırg ğa neye ağlaşursız. Golça puzum getürün öğün meni - didi, Burada gırg ii Ganturalıyı öğ“ müşler. vi Sulta a Besa Galkube- ilin urmadun mu. Yilisi gara gadlug (10) atun binmedün mü, erkobili (11) ele (12) dağı avlıayuben guşlamadun mu (3) ire agban (13) işiğinde inek sağar görmedin mi Buğa buğa didikleri gara inek e bakar. Kime baksa aşkıla oda ya- ka. Ganturalı sarı donlu gız aşgı na bir (hu) didi. Mere. Buğanu- zu goyuvirün, gelsün! - dedi. nun zencirin aldılar, salı- virdiler. Boynuzu almas ada gibi, Ganturalının üzerine sürdü. Ganturalı adr görklü Muham- yiye salevat getürdi. mağa başladı. Ağzı köpüklendi. alı eyder: Bu dünyayı e- renler aklıla bulmuşlardır. Bunun önünden mir ne hünerim varsa göstereyim, dedi. Adr görk- lü Muhammede Salevat re Buğanun önünden savu! ğa e üzerine dikildi, X Devamı var ) (1) Aya > Sahib, malik: Bağaya" sr. İlmayası. (2) Uğuzda — didiği Anadolunun şark vilâyetlerine geçen Uğuz boylarında. (3) Nıkab — Yüze ir. Türkde eskidenberi bazı Zatler nikabla gezermiş. ir Şemsi Tebrizi gibi. T: 0 kekler peçelidir. (4) H serin gaş- olmak — Sözünden knyelir (5) Buda yide Vi Şab hastalığına oğra” emek. (7) Bu terkib red ri erdaz — nağme 1. Zevkimize ba! Bi vanlı) gibi bir şey olacak. a FİTRE — ZEKÂT Bu ayda Tayyare by & vinize zarf bırakacal itre ve zekâtınızı bunun içerisine ko - * yunuz, adınızı, sanınızı yazıp ge- ri veriniz. b İ k bu işi E Sen İstan- İ Na git.. Biz de Manisaya döne - ; Siz üye evvel senin sağ - . arın öbür gün alaşım belki de eski x bulmak güç olur. diyor.. Yazın Me - çok israr etsem, belki gü- ' ü bu ir © i | öğrendim artıl y üne düşülürse een Manisada söyledi - 9 i a e h ii la gitmesini bakılacak halden kal - mi efendim... Gidelim Efendim, le yl ie içi- siz de!.. Gene böyle bir er görmek- ten o kadar korkuyorum ki! Bu sırada iyi bir tesadüf oldu.. Ergin için bu haber bayı du. Şimdi İstanbula gitmeği isti- — Onlar yerleşsinler.. Biz de gideriz... Belki İstanbulda bir iş bul kabil olur. Ben de endişeden laca - hızla ilerliyor.. ken yetmiş beş kilo kazanan, hat- tâ ilk nişanlı devrindeki sağlığını hatırlatan bu adam şimdi gözleri - min önünde âdeta bir gibi eriyor... (Menemen) in boğucu sıcakla” balmumu rı bir alev gibi onun o ince, narin vücudunu kavuruyor.. OBütüno kilolar sanki yalanmış gibi... Koca adam havası tükenmiş ( bir lâstik gibi porsuyor. abam İstanbula gitti... Orta - “köyde bir ev tutmuşlar.. de göçebeliğe alışkındır.. eşyalarını Mahmurelere b gittiler. em Fazla EF mıyacağını kendi de anladı. Neş'e, iştah her şey bitti.. Buna doktorlar dört nala gidiş diyorlar. Bu gidişi yavaşlatma ve dur - durmak için daha fazla bekleye - mezdik... Çözüleli daha yılı olma- yan denklerimizi gene bağlıyo - ruz. Portatif takımlar kapanıyor ve öl ai İstanbul yolunu tu- N tele dört tarafı açık bir ev tutmuşlar. : K (Ergin) artık duramadı. Dura - eski zaman usulü yan pencereli bir odayı bize ayırmışlar. Yolcu- luk, İstanbulun erken başlıyan rü- tubetli kışı (Engin) i daha gelir gelmez yatağa düşürdü. Artık rendiğim tedavi usullerini elifi e- lifine yapıyorum... Fakat uğursuz, hain hastalık durmuyor. Birkaç doktor getirdik. Baktı - öyle kuvvet ilâçları İnsaflı bir Türk doktor: Kabi ilse gene sanatoryoma yatırınız. Dedi... KA Kendisi de sanatoryomu iyor Fakat oraya girmek o kadar ki!... Geçen sefer şimdi Kakiele olan bir silâh arkadaşının kendi - ni ileri atarak israr etmesi sayesin- de enğyigi Şimdi kime baş vura- ale kışını ilk ei görüyo- ruz, Biz sine fi£ geçen kış öğ-|P larma alışmışız. Bu rütubetli kış he bezlerle kapadım... Köşede koca- man bir kömür sobası (o yanıyor... öyle iken on yediden yukarı sı - caklık yapamıyor.. (Eski zaman evi. « Kar, kar.... (Ergin) in ilâçları- nı yaptırmak için eczahaneye gi - derken kaç kere karlara saplan « dım... Böyle kışa göre korunacak elbisemiz bile yok.. | İlâc, doktor parası vermekten kendimizi nasi ars inde ; am Manisaya telaraf çekti.. bir ay izin- k Teni bitti, yenileme - diler. Ji Yerine başi tayin YY yi disi