veni ba ala | Bir kaç yüz yıllarca dilden di- e , fakat bir türlü kara- İZ olmuyan bir hikâye vardır. niz ri bilirsiniz. Bira I Re ili bir ermiş vardı. WE ermisin bir kaç kızı vardı. içinden en ZE br ka Ke deşleri kıskandılar; yel- yaya attılar.. Adı Bünya- i Ünlü saf Ötkünç'ü Öyle anlatan adamı dinliyen a- | | Bünyamin değil Yusuftu. er Pair doles,, şunları yazıyor: T. ağn Rüştünün Parise yap- yolculuğun sebeblerini Natan birtakım belgeler var - ”* Türkiye İskenderon sanca- a çıkan “Le Couwrri: hin Tür, iyeye bırakılmasını işa başarmak istemektedir. an yapılması için antlaşma « | irk gerek değildir. sebebi teklifin yapılmasının kiri “İrak petrol um,, o Musulan Mi şimalinde yeni kaynaklar ol- nz bildirmiştir. Bu kaynak- e İskenderon vilâyetinde - İlani birini düzeltelim. Tevfik Rüstü Aras Avru <a istemek için gitmiş Ürdi. Bir toprağın nasıl is 2 Gi bilen bir uluşun veki- Böyle bir şey kafasından geçir. Toprak almakta, vermekte denemeler yapmış bir ulus peki antlaşmalardan dı ayı prensip olarak ileri ii ür. *Yurdda barış, acun- , diyoruz. Ve bunun için i— an beri biriken antlaşma ç #ları bizimle savaş arasın - acan bir yangın duva- Bu bir, bundan sonra Musu - batı şimalindeki petrol kay - İL Onun pos bıyıklı ve Ak- Sarılmış suratını bir kez da- yle Buldum. İçirdikten sonra kendisile ettik, ktan sonra o Başkan > Kurban, vi sen İstan- değil mi Evet, d. esi leyen dedi, ” Gazi Antebin kurtuluş günü u- Atatürkün heykelil Türk san'ati ve işçisinin güzel bir eseri Tokat vilâyeti meydanma di- kilmek üzere şehrimizde Türk iş- çiler tarafından hazırlanan Cum- hurreisimiz Atatürk'ün bir hey- keli dün tamamlanmış ve heykelin Tokada gönderilmek üzere amba- lâjı yapılmıştır. Gören mütehas- ve tarafımdan beğenilen heykel iç metre seksen santimetre boyun- da yapılmıştır. Baştanbaşa Türk san'atının ve işçiliğinin eseridir. Heykeli döken Türk işçisi A- nadolulu Yusuf usta diyor ki: Heykel dökmeğe 1929 da tazim 0 (0) Amas- a Atatürk heykelini, Bursa hey- elini ve inkılâb sergisinde göste- rilen kadm heykelini ve daha bir cok büstleri kusursuzca döktüm. Simdi de heykeltraş Bay Nusret kınm bu üc metre seksen san: timetre bovundaki Atatürk vey. kelini döktük, Bütün döküm işini Türk olan çıraklarımla yaptığım gibi, mon - tajmı da hiç bir yabancıya Tüzüm göstermeksizin gene Türk arka - daşlarımla meydana koyduk Kon- va sanayi mektebi mezunuyum, in çalıştım.,, Atatürk heykelini yapan hey- ni şb Bay Nusret Hakkı da, a: ay- üzerinde yanları alar söylemiştir: *— Memlekette, heykel dökü - münde, en güzelisler çıkarmış 0'- İSevgil 3 — KURUN 24 İkincikânun 1934 — seçimi Saylav seçim defterlerinde bir gok yurtdaşların adlarının yazılı bulunmadığı anlaşılmıştır. Defterlerde adlarını göremi - yenler teftiş heyetine giderek iti - raz etmektedirler, Bundan başka mahalle mümessilleri de defter - lerdeki no tamamlat - maktadırlar. Perşembe günü ak - şamına kadar İstanbulun doğruya yakın nufus sayısının alınabilece « ği anlaşılmaktadır. İstanbul saylav seçimi teftiş he- vi v seçimi için esas deftere kendilerini ve Pe Ki ları yazmak le ilmekle ii sin rt oturdukları kaza, mahalle, kaklariyle ad, yaş, iş ve ev numa: ralarmın 5 ikinci kânun 934 akşa- mma kadar belediye saylav seçi- mi teftiş heyetine bildirmeleri, Mohkemelerde isini öldüren hapse mahküm edildi Ayvansarayda çivi fabrikasm- da çalışan sevgilisi Haticeyi öldi ren Arif hakkında ağır ceza m kemesince verilen karar dün bil- dirilmiştir. Arif, kendisini işinden çıkaran ustabaşı Ahmedi öldürmeğe karar verdiği vakit önüne çıkan Hatice- yi öldürmüştür. Arif, on ki yıl altı ay habse, heykelimi, memleketimizde yapı - lan en rai iş olarak kabul ediyo ei Tokat vilâyetine bu - gün gönderiyoruz. Kaidesi mimar Bay Şevkı tarafmdan orada ha - zırlanan heykelimizi hemen dike - cek ve açılma resmini yapacağız. Bundan önce tayyareci Fethi Sa - dık abidesini yaptım. Artvin vi - Tâyetine- Atatürk heykeli yaptım. Bu Tokat heykelinden başka An - karada bircok büstler de ortaya koymuşumdur.,, Heykeltraş Bay Nusret Hakkı güzel sanatlar akademisi eski me- zunl, an tayyareci Fethi Sadık Time üzerinde kazai silini ilerletmeğe gönderilmişti. tıda Halkevinde kutlulanacaktır. dır. Benden var bir selâm et. Böyle söyliyen adamın karşı- sında apışıp kalmıştım, sonra . bunu eşe dosta gülelim diye atmıştım. Bunu biz coğrafya bilmemez- liğin bir örneği sanarak başı A- kelli pos bıyıklı başkana acırdık. bir gün memleketimize mütehass diye gönderilmesi düşünülebilen bir Avrupalının bana Akelli, pos bıyıklı okumaz, yazmaz göçmüş başkanı ile bir izaya gelmesine bilmem ki ne demeli? Ben şimdi, Akelli, pos bıyıklı göçmen başkanından yap: sürçmeden dolayı beni bağışla » istiyorum. bin sir sokulduğu muhafaza a edilmiştir. Şilep ve ha'ı kaçakcılığı suçluları Muhafaza baş müdürlüğü tara- fmdan meydana çıkarılan şilep ve halı kaçakçılığı suçlularının sor- guya çekilmeleri bitirilmi: iş ve emi rakları dün müddeiumumiliğine verilmiştir. Bilindiği üzere bundan bir çılığı olmuştu. Bu işi Pelligrino adında birisinin idare ettiği anla- şılmıştır. Gene bir müddet evvel 25 şile- rük resmi verilmeden Tür ler hakkında takibat yapılmağa gi başlanılmıştı. Bu kaçakçılıklarm muhakeme- sine yakında sekizinci ihtisas mah Kemesinde baslanılacaktır. Terkos şebekesinin düze'tilmesi işi Verilen malümata göre, terkos şebekesinin düze'tilmesi işi tama- men bitmiştir. İstanbula günde 33.000 ton su verilmektedir. Kâ - ğıtane - Edirnekapı ve Karaköy - Kâğitane sifonları inşaatı tamam- anmıştır. Fatih, Çukurbostan, Koca Mus- tafapaşa, Hekimoğlu, Altımermer semtlerindeki tazyık da kuvetlen- rilmiştir. Bakırkövünün 1 da yakm - da temin edilece! Adalara st ei işi de tetkik Sadri Erte sediliyor. Buraya su taşıyaak tank ünakasası yakınd Hukuktaki hadise Talebe üç yüz imzalı bir takrir hazırlıyor Hukuk Fakültesinin birinci sı- nıfında Hâmid Tuğrul adlı bir ta- lebeye üniversite meclisi tarafım- dan bir yıl çıkarma cezası veril- mişti, Duyduğumuza göre hukuk fa- kültesi talebesi arkadaşlarınm af- fr için rektörlüğe verilmek üzere üç yüz ii bir takrir hazırla- maktadır Bu hi etrafında dünkü du- yumlar; göre üniversitenin yeni talim; Ni fakültele- rin salâhiyetleri ancak inzibati tedbir alınması icab eden bir hâ- ise ayini ME tetkik et- mekten ibaretti Bu lil on altıncı maddesine göre talebe inzibati cezayı mucib bir köreket yaptığın- da fakülte dekanı ile üç profesör ve doçentlerden mürekkeb bir tah- kik komisyonu teşkil edilir ve ge- ne bu talimatnamenin on yedinci maddesine göre komisyon mesele- i üniversite heyetinin tetkikine gönderir. Ve bu heyet lüzum gö- rürse suçlu talebeyi dinler ve ce- za verir, Üniversite Emar ceza ver- me derecesi e kat'idir. Yalnız üniversiteden klein çı karma işi vekâletçe lüzum görü- lürse tetkik edilir. Müracaat meselesine gelince; “böyle bir müracaat henüz rektör- lüğe yapılmamıştır. Böyle bir şe- ye ihtimal verilmemektedir. Çünkü söylendiğine göre tale- be üniversite heyeti ve fakülte ko- misyonu önünde söylediği sözün ağırlığını anlamış, sonra rektörlü- ğe kilirek af Gel, bir yıl son- ra devama baş ladığı vakit talimatnameye uygun harekette bulunacağını söylemiş - tir. — an Şüpheli bir ölüm zabıtaca “ araşlırılıyor Zabıta bir ölümün tahkikata elkoymuştur. Vaka şudur: Evvel- ce Yüksek kaldırımda kitabcılık ederken sonradan dükkânını sata- rak boşta gezen yetmiş yaşında 1. sinde Kızılcık sokağında bir evde yalnızca oturmaktadır. Domini- ko evvelki akşam saat yirmi bir- de sokaktan evine gelmiş, biraz sonra komşuları evin içinden bo - ğuk bir ses işitmişlerdir. Bunun üzerine keyfiyet zabıtaya haber verilmiş, memurlar gelerek sokak kapısını açıb içeriye girmişler ve Dominikonun kapının iç tarafında kanlar içinde yattığını görmüşler. Dominikonun sağ gözü pat- Jamış ve sol yanağında derin bir ara bulunuyordu. Kendisinin ev- dır, yara muayene edilince bu hususta etraflı tahkikata lüzum görülmüş, E.minikonun cesedi morga kal - dr ılmıştır. romancı görüyor ve yoruz. dan sonra öptüğüm el!. Araya uzun yıllar girdi. Şimdi de “Putları yıkalım!,, diye bağır- ya o içinde m Hâmi ü ı ikiye böl kara çizgilerle “ibtal, edilmek is. is- tendi. Bu densizlik Hamdullah Sup- hiyi coşturmuş ve onun keskin karşılığında, gençliğin erkek se - si gür rlemi. şti. Cücelerin kendile. Fini k için omuzlarına tırmanacak bir dev aramaları eski ve pek yerinde bir iştir. Yal. nız bu pek yerinde iş o kadar çok. kullanılmış ve yıprandırılmıştır. ki, artık onda hiç kimse en küçük , bir değer bile bulmaz Dün okuduğum bir yazı, ben. de bütün bu acı geçmişi tazeledi. “Öptüğüm el,,adını taşıyordu. En büyük ozanımız Abdülhak Hâ - mid için yazılmıştı. Satırlar a. rasında sezdiğim tok ses, bana bu yeni adda olgun bir arkadaş müjdesi verir gibi oluyor. Onda okumuş, anlamış ve yüksekliğe larından ömrünün son yıllarında nankörlük gören Hâmid, elbette o gısızlıktan derin yaralar almıştı. Bugün onlardan bir ku» güm El, i yazıyor. Bu yazı o ya: ranın sargısıdır. Ve Hâmid, eli. ni öpenlerden bağışlamasını esir. gemez. Yukarda sevindim doğ. ne gençliğin eliyle Mam ol. masıdır. | İkincisi, gene o yazıda e ğ » Hâmidin pi> öükseni beş yaşında ie kanlı olduğuna, nasıl yeni bir pi, yazabildiğini anlatırken ir görüyor, gösteriyor, ozana kültür gerek diyor. Bunu genç ağızlar dan dinlemekle iy bir tat var. E ültürsüz MAZ. li dört yüz elli idi önce: “İlimsiz şiir, temelsiz yapıya benzer,, de- mişti. Hafız, Hayyam, Sadi, Fir- devsi, Doğa ve Batının bugün ya. yalnız birer divan, küçücük mec- mualar ve sonra da Kafdağla - rının şişkinliğiyle karşımıza di- kilen ozânlarımızın o kısırlığına zavallı Şarklılığı sebeb saymıştık. doğru söylüyor, her ozana en aşağı iki dil ve iki bin kitab gerektir. Biz- de herkesin ozan geçinmesi, de- a tepeden inme irem sayık- lama sanılmasınd: n kolay iş sayılmasındandı. Bu edin de- yl midir ki lise siralarında bu- gün bir sürü şair, düzünelerle gülümsiyo- Gezgin Dağcıık klübünde 'erşembe günü saat on yedide Türk Dağcılık klübünde bir kon - ser verilecektir. Konserde Bayan Enise Abud, Bayan Seyfiye Abid, Bayan Samiha, Abid, Bayan Naz- | Gezintiler | “ Putları yıkalım!,, şak sonra gelen bir genç, “Öptü. -