Wstik) dir. Burası, bütün İs - | “Yüzünün en açık göz insan - “lduklarını yaşayışları ile | *nen eski in rim rı kurun bozulmuş, günlere deni. o ki her Kadıköyüne Yazan; Niyazi Ahmed Okan Tefrika No. ai Kuruluşu donya,, ya, “Haliçten | » mânasına gelen Prokera - k derlerdi. Haliçten ve İstan - ş Kuruluşundan önce kimi di. Çok sonraları bile tâbi bir diköy semti kıymetini hü - arlar devrinde bile muhafa - Bulgurlu dağları, Çamlı- Peleri hükümdarların sayfiye Yerleri idi. Mdiki Modanm eski | ismi, *İ boğazıma hâkim bir ticaret *i idi, Kalkedonyalılar, bu- Yolları düşen her tüccar ge - wen, vergi alırlardı. > köşesine rine “körler,, dendği hal - Siki aç, susuz kendilerini dağ- Atmışlardır. Bunlar da, isti - radıkları kurun olmuştur . “Sonyalılar, ilk sarsıntıyı Vin idaresinde gelen muha- görmüşlerdir. burada yerleştikten sor- » Vilâyeti haline girince or - k e mlm istilâ ederek i, X*ih, Kadıköyünün bu hal- öyle anlatıyor: (İran ci- 3 g r v Z ği s z bi Siğnedi. En sonunda Jül - i ta, eski eserlerin sonu - le bir mahvediş etti, ki İ Gürününda İraniler tekrar Tarihte büyük kiymetler alan oraya gelince harab edecek birşey | amadılar. KALAMIŞ: Eski adı sazlık ve kamışlık mânasına gelen Kala - iman, Futrope i. Bu wp imparator Arkad- yusun veziri Akağa Ötroptan ötü - rü verilmiştir. o Ötrop, imparato- riçe Evdoksiya tarafından bu kör- fezin kenarında idam ettirilmiş » Bu liman Ötroptan başka impa- rator Moris ile çocuklarının oda kanını emmiştir. Bir o ihtilâlda Moris kayıkla kaçarken yakalan » mış, Fokas onu çocu#lariyle bera - ber burada idam ettirmişti. İmpa- | mi rator, ilkönce sonra bi - rer birer çocuklarınm kesildiğini gördükten'sonra kendisi de başı - nı cellâdın satırına uzatarak göz - lerini yummuştu. FENERBAHÇE: Bizans dev- rinin mühim semtlerinden biri idi. Burada, Jüstinyen karısı impara - toriçe Teodoraya mahsus bir sara; ile üç hamam ve güzel ( bir kilise yaptırmıştı. Teodor bütün yaz - larmı burada geçirirdi. Güzel bir liman yaptırılmıştı. Ahırkapıdaki saraylardan süslü kayıklarla bu - raya gelinir, eğlenilirdi. * eski o ismi eryon'dur. Burada Jönön Feneri diye bir de fener yanardı. Jüstiyen'in yaptırmış olduğu saraylar harap olduktan sonra di- ğer imparatorlar bunları yenile - diler. Fakat, Jüstiyen kurunundaki ehem miyeti veremediler.. Jüstiyen, se - ferlere çıkacağı vakit Haydarpa - şada toplanan orduyu uğurlamak (1) Seyit Battal Gazinin bura- Fenerbahçeden bir görünüş için ilk önce bu saraya gelir, de - niz hamamlarında, bahçelerinde günlerce eğlenirdi. Eizansın fatih tarafından fet - hinden sonra bu semtin “Kadı- köy,, ismi almasına gelince, bu, bir çak e görüşüne göre 7 liya Çi Seyit Battal Ga - 2 buralara hâkim olduğunu, onun için bu semte evvelâ “Gazi,, köyü sonra (Kadıköy) dendiğini kaydediyor. Fakat bu diğer vesi - kalar karşısında kıymet bulmı - yor (1). ğ Diğer vesika şudur: Birinci Ah met kurununda burada Babussa - de ağası, Osman ağa bir cami yaptırmıştır. Bu camiin ya - pıldığı yerde, daha evvelleri, Ka- dı Hıdır Ahmet adımda hayrı se" ver bir kadı otururmuş. Kadı Meh | (J8” met, burada herkese elinden gelen yardımı yapmış, kendini yalnız bu semte değil, bu köye civar olan bü- tün köylere, hattâ İstanbula sev - dirmiş ve Kadılığını da semte isim olarak armağan bırakarak yer yü- zünden göçmüş. Hadikatülcevami adlı kitap şun- arı yazıyor: ği 7 — KURUN 18 Birinci Kânun 1934 smmm ii — Italya Uluslar Kurumu- na nota verdi mütearrızları püskürttüğü ilâve olunmaktadır. Bu püskürtme ha - reketine tayyare ve tanklar da iş - tirak etmiştir. alyan hükümeti, Adisababa hükümeti nezdinde teşebbüsatta bulunarak tarziye ve tazminat is - temiştir. Bu notaya göre Habeş hükü - meti, meseleyi 1928 muahedesi mucibince hakem mahkemesine tevdi etmek talebinde bulunmuş ise de İtalya hükümeti buna ce - vab vererek ortada hakemin hal - ledeceği bir mesele bulunmadığı - nı söylemiştir. İtalya hükümeti, bu cevabında hâdisenin çok sarih şartlar altın - da vukua gelmiş ve mahiyeti hak- kında kuşkuya mahal olmadığını ilâve eylemiştir. oma hükümeti, İncirin ve taz- minat lk bunun süratle ln İN eylemektedir. Mogadiscio, 17 (A.A.) — Ulu- al'daki çarpışma hakkında alı- nan en son ve kati malümat şu- Habeşlerden 110 ölü vardır. Bundan başka Ulual ile Ado ara- sındaki saha ölü ve yaralı dolu - dur. Savaş meydanında 105 tüfek, 8000 fişek, 70 baş mekkâre, 98 kaltak, 125 çadır, 400 çuval er- zak, bir de kamyon bulunmuş- tur. (Baş tarafı 1 inci sayıfada) Napoli, 17 (A.A.) — Adisaba- badaki İtalyan elçisi Bay Vinci, buraya gelmiş ve hemen Romaya hareket etmiştir. Her ne kadar resmi bir beyanat yoksa da bu se- yahatin Valval mıntakasında İtal- yanlarla Habeşliler arasında geç- miş olan vakalarla alâkadar ol- luğu zannedilmektedir. Bir ingiliz miralayına göre ilk hücumu yapan italyanlar e gazetelerinin yazdıkla- rına gör abeş — İtalyan kuv- vetleri Meda Somalı müstem- ekeleri hududları üzerinde geçen kanlı çarpışmalar sırasında bura- da bulunan İngiliz — Habeş ko- misyonu İngiliz azası miralay Clifford, İngiltere hükümetine bir rapor göndermiştir. Miralay, raporunda denlerin hdpli liği ilke ücumun onlar tarafından yapıl- dığmı bildirmektedir. i Bu rapor Musolini ile Habeş imparatoru arasında olacak gö- rüşmelerde mühim bir yer ala - İngiliz miralayının raporu ma- lüm olduktan sonra Romada va- ziyet gayet ağır telâkki edilmiş- usolininin Habeş impara- oruna gönderdiği notada Habeş- ilin çarpışma sahasında İtal. yan bayrağını askeri Sagra selâmlamalarmı istemiş olması, vaziyetin gerginliğini ye arttırmıştır. : (Baş tarafı 1 inci sayıfada) Bu suiistimali müfettiş bay İsma- il Hakkının bir raporu ile bildiri mişti. Bay Şerefin muhakemesi devam ederken, Bay Şerefin tev” kifini icap ettiren raporu veren, müfettiş Bay İsmail Hakkı imza - siyle ikinci bir rapor gönderilmiş, bunda ilk tahkikatın doğru olma- dığı, Bay Şerefin suiistimali bu * lunmadığı bildirilmişti. Raporu. veren kim? unun üzerine mevkuf bulu nan Bay Seref serbest bırakılmış. ii duyduk ki, bu iş çok dik * kate değer bir mahiyet almıştır. Bay Şeref serbest bırakıldıktan bir müddet sonra, Bay İsmail Hak- kı, mahkemeye gelerek, kendisi - nin ikinci bir rapor vermediğini, raporun verildiği vakit, kendisi - nin Anadoluda bulunduğunu bil - “Bu camii şerifin yerinde ipti - dadan Kadı Mehmet Efendi nam bir sahibi hayrin mescidi şerifi o " lup hâlâ karyei mezburenin şöh- reti kadıi müşarünileyhin şöhre - tile meşhurdur. (Devamı var) lardaki maceralarmı “Üsküdar,, semtini anlatırken yazacağız. İstanbul e birinci ticaret mahkemesinden Aşağı yukarı 34115 kilo ağırlı - ğında 30 dane ceviz kütüğü açık artırma ile yerme 3 aa almak inizenlrin 22.12.1934 cumartesi t 9,30 De Haydamaşada dev - dirmiştir, Bunun üzerini ref yeniden tevkif edilerek hapse" dilmiştir. Bay Şerefin eski muhakemesi daha bitmemiş olduğundan şim - dilik, müfettiş Bay İsmail Hakkı- nm imzasını benzeterek ikinci ra” porun kimin va verildiği sahtekâr da let d demir lerin konduğu yerde bulunmaları ilân olunur. (348) meydana lella sonra mu - hakeme devam edecektir ik Yor, hırçınlaşıyor. Fakat hk, cılar arasında daha i lacak ve bu ve iyileş” İki, Yardım edecek. Doktorun | İtme kendisi de doğru bul- & ulu özlediğini söyledi. * bu sefer yalnız gidecek ildi. İyi bir tesadüf ol - di ğı ball siz » in kış sonunda hep be- in ölüme göğsünü ve » ) ime ci ile kolu * i u çetin harp adamı ve ölümden N “İçin didinip duruvor. Çocuğunu, peri bütün sevgileri - ni unutmuş gi iderken ik yılların birik. tirdiği beraberlik sevgileri kaynr yan bir yuvadan ayrılmış gibi de- gil, bir kaç gün misafir (kaldığı bir dost evinden uzaklaşır gibi is- teksiz, telâşsız, elimizi tutmayı bi” le unutai iii arkasına bile bakma- dan gitti o m bir hafta sonra geldiği zaman onu gene askeri hastaha - nenin (İntaniye) kovuşuna yatır dıklarını haber verdi. Artık de - ğişmiyen tedavi o şekilleri gene başlamış. Manisadaki aile doktorumuz o- nu trene bindirdiğimiz ogün eve dönerken: — Bu hastalık para hastalığı" dır, dedi. İyi bir (o sanatoryumda dört ay bakılsa kendini kurtarır. n manasını tersine cevi - rince şu oluyor: anato; tedavisi gör - medikçe kendini kurtaramaz. Dünyada hiç bir acı bu kadar katı ve bu kadar sürekli olamaz. Felâket güler, ei eder gibi arma dolaşıyo: gün sonra ve RS gelmeğe beled sa, kuru bir kaç satır. Hemen hepsinin sonunda: — Manisadaki gibiyim! Diye klişe haline gelmiş bir sa” tır var. Merak etmeğe başldım. astahane de senden fena bakacak değil ya, (doktoru var, emşiresi var. Ne merak ediyor - sun, Biraz kendini düşün daha i- gideceğimi hissetti. Annemi, hattâ beni yalnız gön” Aİ EN için ısrar eden baba - mı dinlem Gülüdeğii ai Babe vermeden bir gün trene atladım. İstanbula eldim. İstanbula bu ikinci Artık yabancı değilim Bir ziyaret günü İntaniye pa - viyonunda yanına girdiğim za * man uyuyordu. Yüzünün rengi değişmiş, can- lanmıştı. *Uyanımcaya kadar bekledim. Gözlerini açıp beni karşısında görünce yataktan sıçradı, kucak- ladr. Eski neşesi, iyi gelmiş gelişim.. gibi. Her halde Manisada oldu * ğundan çok iyi. Halbuki mektup- larmda bu değişiklikten hiç bah- setmiyordu. Diye fikirlerimi çelmek istiyor. Cünkü onu görmek için İstanbula Bunu sordum: — İyileştiğini ik İm bize yazmadın çok değiştiğini ke büktü. Biraz ev * velki sevinci sönmüş gibi: asıl yazayım, dedi. Bu ka- çıncı iyilik.. — kN iyiliği. ne güvenilir m öyleme Ergin, dok - torlar iyi yerim her hastanın şi- fa bulacağını söylemiyorlar mı? Bak*iyi, devamlı bir tedavi az za- manda rengini nasıl değiştirmiş. Buna devam etmek lâzım. Her * şeyden evvel kendi kendinin dok- toru olmalısın. Sinirlenmiyecek - sin. Çok meşğul olmıyacaksın, is” tirahat, hava, gıda... Bunlar pek olmıyacak şeyler değil ki! Başı önünde dinliyordu. X Devamı var )