ET —— 6 — KURUN 18 Birinci Kânun 1 ÜLKEMİZDEKİ Bir kişi öldü, iki kişi ağırca yaralı! Eflâni'de bir tarlaya sahib çıkanlar, dört karış toprak iiçin bi biribirine girdiler” : Eflâni, (Hususi) — Eflâni yar Bağı: Mülâyim köyünde bir kişinin ölümü ve iki şahsın da ağır surette yaralanması ile eme ğe bir cinayet olmu: tur; vaka şı ,Mülâyim ii Çakıroğlu Nuri oğlu; Muharrem s5 > tarla üzerinde Se eli LE iddia ediyor, Nuriye tarlanın iki im ye bölünmesini teklif ediyor, Nuri bu isteğe si verdiği cevapta diyor ki: e kadar eniştelerine güve” Grek hiç mim olmadığı halde elim - den zorla iki tarlamı aldın. Bu bölmeğe kalktığın bu tarlada hakkın yoktur. Çünkü burası babadan kalma değil, tarafımdan satm alınmış ve tes - gil ettirilmiş bir tarladır. Zaten bul tar - ladan başka çocuklarımın o maişetlerini m edecek bir vasıta da kalmadı, tarlayı bölemem! Köyde ötedenberi serkeşliği ile ta - nınmış eniştesi Hamide güvenen Mu - harreı cevabı alır alm Hamidin yanına giderek işi anlatıyor. na Süleyman baş oğlu Hü - Hamid yi yin MER bir şahısla Molla oğlu A - ii isminde başka birisini alarak ei çift sürmekte olduğu tarlaya gidiyor lar, Nuriye çifti ei söylüyor » lar. O esnada Kadrini: izı Nezihe ile karısı da tarlaya Selis byler ği da çıkan âhkilâf büyüyor, her iki ta ze ta bıçaklarını çekerek * birbirlerine hücum ediyorlar. Neticede Molla oğlu bir şekle sokulmaları için Büyük Millet Meclisine bir kanun lâyihası vermişti; kei 2311 numaar ile çıkan bu ka” na göre her idarı mea isini i i taraf ara” ni erazi ihtilâfından çıkacak hâdi - ar Mez ra hâkim gibi tetkik ederek bağlıyacak ve karar neticesinde ii zi çan taraf Kanla, müra * caatte muhtar kalacak İşte nir çok yerinde bir dü- şünce ile meriyet anti in iğ bu kanun maâlesef Eflâni er tat bik edilmemektedir. Üç ma eden bu kanuna göre bir e elinde bulunan gayri menkulü; başkası tara” fından tecavüze uğrayınca mütecavizin müdahalesi menedilecek ve bu karar razi oli üze devam eden kimse hakkında hapis veya para cezası tatbik edilecektir. Nahiye müdürlüğüne bu hususta ee atlar, eğe çevelediği şekiller içinde halledilse ve ve kale da bu kanundan isti- fade etmek yollarını görseydi hâklı ta raf hükümete müracaatla işi lüzumu gi” bi hallederdi. Halbuki yukarıda da yaz” dığım veçhile Eflâni müdürlüğüne şim" edilse ve halk ta bu kanundan isti - dalar cevapsız kaldığı için halk but ka* yük faideleri kav- nunun temin ettiği rıyamamıştır. Celâl Salih Düğün evi yıkıldı > Mudanşaya balğı Tirilye nah yesinde bir düğün eğlentisi çok / Dokuz yıl önceki cinayet Kaçak ölüm mahkümu işi nasıl anlatıyor ? Bundan dokuz sene evvel Sey- diköyünde Giritli Mehmed karısı Sıdıkayı parasını almak için öl- dürmekle suçlu Salih isminde bi- ri gıyaben idama mahküm mişti, Bu adamın anlaş sc la nması Arin ağır cez. muhakemeye iş ba lanmış, maznun Mal vakayi şöyle EE atmıştır: Ben o zaman in küçüktüm, bel- ki de on iki yaşında idim. Ba- bamla kavgalı olduğum için Sey- diköyüne gittim. Mehmedden iş istedim. Beni hizmekârlığa aldı, bütün gün kargı kesmemi söy - edi ledi. Yaşım küçük loduğu için, is- tediği kadar kargı kesememiş o- lacağım ki bilâhare ev işleriyle ti yemeği yakındı, odaya girdim. Şimdi mavzer olduğunu anla- dığım bir silâh duvarda asılı idi. Bunu elime almıştım, kurcalıyor- dum. Ölen Sıdıka nine mutbakta yemek pişirmekle meşguldü. Ben silâhı kurcalarken o ateş aldığını hayretle gördüm ve ninenin: dım Diye feryad ettiğini işittim. dan enza önleneisiene. kaçtım. şimdiye kadar ve — kalbi > rastlayan bir ei acıklı bir surette neticelenmiştir. Ben kaçarken maktulün eği arbesile derhal ölüyor, ü ni sını almadım. Esasen ölüp olme- ei da ağır surette yaralasıyor! Yüzden fazla kadın düğünde dilini de bih rün i i ğlenti için toplandıkları evin dö iğ e PALM yifyet nahiyeye ve nahiyeden de | “5 emi Iç P) 0- VE one iddei umumiliğe aksetmiş, vaka ma - | şemesi çökmüş, bunlardan sekiz me ğa Mi e halline gelen doktorla müddei umumi | kadın ağırca yaralanarak Bursa evvel dinlenen. ae hâdiseye el. Teiaş tahkikata başla - | hastanesine gönderilmiştir. hidlerinin celbine karar vermiş, mış, vakada anların hepsini tev - muhakeme başka güne bırakıl- kif etmiştir. ia iki biribirlerile | MyyyifMiyuyyınMU yy uy mıştır. Km karışıp vuruştuğu için katil 7 ılı e ai 5 2 Şi ei Yurttaş! Samsunda bir otomobili tesbit edilememiştir. Ulusal ökonomi ve tutum yedi Dört adımlık bir tarla yüzünden bir tısı, yarın yi ndan Bafraya giden bir kişinin ölümüne ve iki şahsın da ölmi üzere bulunmasına sebep teşkil eden hâdiseyi şu suretle tahlil etmek lâzım gelir. Hükümet 932 senesinde bazı iktısa- di zaruretler neticesi olarak nahiyeler- de bulunan sulh elerini lâğvet - miş, fakat köylümüz — eksilmi - yen erazi ihtilâf v göz ma önüne alarak bu gibi işlerin idare halledi! ve kumbara alma müsabakaları artık sonuna yaklaşıyor. Koş kumbaranı boşalt, kumbaran yok- sa AR kumbara al. Müsaba- acaklar ara- sında an pek ie sevine- ceksin. M.İ. ia een 2 uz atina Samsut iz otomobiline beş çapulcu ta- arruz etmiştir. Bunlar yolcuların paraları, palto ve çantalarını almışlardır. Vaka duyulunca jandarma der- hal tahkikata başlamış, failler - den olduğu sanılan dört kişi ya- kalanmıştır. Şoför bunların tanımıştır. Yol- cular tanıyamamıştır. Tahkikat kamlarmeca ilmesi ve şu suret” le çıkacak hâdiselerin kanunen makul yy Lg Men devam ediyor. Dilimiz üzerinde Divan - Kurultay! Osmanlıcada Divanı Humayun, Divanı Baki, Devavini şüra, Divan efendisi, Divanı temyiz gibi ter- kib ve tabirlerden başka bugün karşılığı aranmakta olan Divanı harb ve bir de Divanı muhasebat tabirleri vardır. Yazımız bu s0- ul “Divanı muhasebat,, üze- rilecek emirleri dinlemek için a- yak üzere durmağa divan dur- mak ve fevkalâde hallerde acele- den kurulan meclise ayak divanı denilmektedir. Fransızcada kullanılan van,, sözü de Divan Babıali, meslici bildiğimiz Baki, Nedim gibi şair- lerin şiir mecmuaları ve kanape, minder ve sedir anlamınadır. «Di. Farsça, arabça, Osmanlıca ve Fransızcadaki . divan sözünün Türkçe anlamı büyük veya yük- sek meclis olduğu anlaşıldıktan sonra meclisin tam karşılığı olan kurultay sözüne gelelim Lügatte kurultay; Meclis, Şü- ra, Encümen, Divan karşılığı - dır. Bu güzel söz Osmanlıcada kullanılmamış ve unutulmuştur. Fransızcadaki “Cour,, sözü Os - ri çevrilirken tam karşı- lığı olan kurultay yerine kökü Mg Fars ve arabca olan Divan sözü Fransızca Cour ve Türkç e TE rultayın söz benzerliğinden an- lam bakımma geçelim Kurultay sözünün anlamı; dik- mek, kurmak, (o toplanmaktır. Meclis kuruldu, divan kuruldu, Fransızcada “Cour,, un iki tür- lü anlamı vardır. Birincisi; hü- kümdar sarayı, saray heyeti, sa- ray âdet ve merasimi, saray hal- kı, devlet ve mecazi anlamdan ta” zimat ve tekrimattır. Türkçe: mına olduğu gibi Türkçe kı sözü, bina, tesis, tertib, ski he yet demektir. e kuruluş azamet İmei Çadır, Ordu ve sairenin ku- rulduğu yer heyet... Nitekim, rakur özü Cengiz Hanın hü m ş yeti ve orada yaşayan halkı, Cen- giz hanın devleti hanların, ha - lamlan prenslerin, veb fevkalâde hallerde toplar" yer anlamınadır. Kurultay; kuruluş, 3 leriyle Eran (Coin | nün anlam bakımından bU İ yakınlığına bakarak Tür kçe dur; iç kuşak demektir / sızcada Cour taalükatıny “Courroje,, nın anlamı d8 ve bağdır. ! posta neferidir. Fransızcada (Cour) un? anlamı da; avlu, iki tar8 z kapı bulunan sokak, divan kemei aliyedir. , çatmak, Bundan başka mek yerine komak, ihne koymak mektir. toplamak, zi ardak, bir yapi ve iki taraflarında kap! bik sokak, dört işe işe Melis iğ diyet le bir kurgudur. Meselâ: Tüdişi tabur al doğrusu tabkurdur. va lamı; biribirine vi , 4 diziden şekli 4 köşe top demektir. . Türkçe kur, kurcü kurulmak, kürmak, KEİ o rum sözleriyle Frm courrier, courrole söZ zler? da söyleyiş ve Mi çok yakın bir benzarE İ lık vardır. Muhasebe sözünü" bey ağ anlamı saY 1, sakıcı, sakışçi olarak güner Şu hale ii N bat,, ın Türkçe kai ması da ei An yl in ş m an KURUN'un Milli Romanı: 44 8 han ,Cahit | Kö öroğlu disi'de bildiği için çok telâş etti. imiz üstüne enin (Grip) in çi ibtilât yapmaması için Manisanın bütün üz haftalarca uğraştılar. Fiyevri, humma nöbetleri, iş ” erzlik. Bütün bunlarla çarpışı- yorduk. Hararet yemek yedirmi * “yor. Gıdasız hk onu iten dik yor, Te hlikeyi kendi de diği için huysuzlanıyor, titizleni * r. bil - vg 3 astalık onun bünyesinde ta - bii hükümlerini yaptı. Fakat be - ni ve hepimizi de kırdı, geçirdi. Bereket bu sırada ral) ı ana mektebine vermiştik. Evin i “ çinde bir de onunla uğraşacak va- ziyette değildim. Bizi korkutan bir çok buhran h günlerden sonra tehlikenin geç” tiğini doktorlar haber verdiler. imdi çok sinirli bir nekahat e başlarnıştı. ir yudum kuvvet kazan - meki > ben harap olup gidi - yordum. Başımda aklar, karaları bastırıyor. İskelet haline geldim. Annem bi kurtarayım derken kendin ii ceksin Dizde: İ ar mr. Erğin hastalığı kızıştıkça bütün hınemı benden alıyor. Bir gün” — Bana biraz keman çal, has - taları şimdi musiki ile tedavi edi- yorlar. ç edi. Ne zamandan beri kutusunda uyuyan kemanı çıkardım. Pa maklarım durmuş, benim çalışım artık bir gıcırtıdan ibaret. Biraz : gezindim. Onu neşelendirmek i - çin İzmir türkülerinden bir kaçı nı çaldım Birden bire elini kaldırdı: — Bırak! ni kuracağınız (yuvayı şenlen hmik için egzersiz yapı © yorsunuz galiba. Bu ne oynak ha- va Ve başımı yastığa gömerek ilâ- ve — Bu kadarı da saygısızlık ar” tık! Elimde yayla keman taş gibi Birden bire keskin ve sürekli bir öksürük koptu. Her şeyi unutarak ona koştum. an, Omuzlarına sarılıp çevirdim. e örtüler ka” Daha gripten yeBi ken bu aksenin gelişi, idi. Annem, hizmet$ öy olm 7 mn ir sia hasmda "olduğu ladığım a Bize”