“Şekspir denildiği büdür büyük müdür ? # “Behçet Kemal Be yin Şekspir hak- ni a 1” e sebep olmı drdda b Kemal Beyle Loj inivi inlet edebiyat Eb son retim talebe olan 'kadaşı Reşat Hilmi ai bu ir kada birlikt, zısmı bize eder İk fikirs ler tabiatiyle imza sahi; iplerine ait e ” bu yazının ilk kısmını bugün koyu; * İngilterenin ve dünyanın en mızı meydana koyacağız. Bir kerre Şekspirin niçin bizi sarmadığını büyük edip Yakup Kadrinin Moskova edipler kon - siena okuduğu ihatalı Eze tırlarile anlatıp geçelim bi umumi faciaları ve onu takip eden ihtilâlller içinde has - imi hudutları birdenbi- enişlemiş olan insanlara es ki re Je dramların ifa- “yoziteden başka ne kıymeti kal - mıştır?...,, Şekspirden sonsuz hayranlık ve vect duymayan sade biz deği- nü ve Şekspirden bin kat daha âlim olduğunu inkâr edemiyecek- leri Volteri ve koca Tolstoyu an - yetişir sanırız. “Londra mektuplarr,, nda sr . pirden “Kelime cambazı, salaş arası haydudu, ki vazettiği ebeni ya e iliz mahveden m vasıflarla bahsed en yla eserini bir şeyler anla - mak ve zevk almak için salâhiyet ve sabırla defalaica b rae daklarını ir ke- nara atay vie “Şekepren bir şey anlamıyorum alma: yorum, onda bir fevkalâdelik bulmuyorum.,, intibamı mırıldan- makla kalmamış, yazmıştır d. Sonra; son gelen ri birinde, REN meth ii e kulla - nlan yegâne vasfm “engin bir bilgi ve km olduğunu okuduk Çü ekspirin ye - gâne yabana atılamıyacak hari - kulâde tarafı, hiç . esasir bilgi ve kültür sahibi olma: halde vu ge vr derme çatma lümata ruh nefhederek onları e canlandırmış ve bazan da ancak hortlatmış olma” sıdır. Peyğamber Muhammedin «m söyük ve müstesna vasfı üm- ME elinin gibi oŞekspirin de yegâne harikulâde tarafı budur. te yazı uzun ya | lü “Hadi, ve ve “medit,, “kafiyesile ve hayati fenlerde behresi bulun- ” | madığının kabulünden ileri geli - yor. Şekspirde buna benzer te- vil ve tefsirlerle kültüre ve ilme yaklaşan sezişler ve söylenişler, eğer den'ldiği gibi engin bir kül- ” | tür ve bilgiye dayanmış olsaydı; bu bilgi ve kültürün zavallı, sakat ve iptidai ceninleri sayılabilirdi; harikulâde güzel giydirilmiş, cici- li bicili ceninler.. Fakat Şekspirin körü körüne hayranla - (10 aldi il hayır!. ———— Azerbaycanda yeni neşriyat Azerbaycan devlet id musiki şubesi, Azerba; diğer Şark milletleri erik tarafından yapılan 20 eseri neşir etmiştir. Bu eserler arasında şun- lar vardır: Pi Asaf Zenali tarafından beste - lenen altı parça “Çocukluğun s0- Profesör İpolitov İvanov'un tanzim ettiği Azerbaycan, Türk, leri Arap melodilerinden 24 Ban başka bestekâr Alb ından “tanzim edilen Âzer - milli eği Vasilanko- i üç melodi, Hacı Bekofun bestelediği ihtilâl şarkı - ları ve sâire.. Pek yakmda Azerbaycanın es- ki ve milli dansları da neşredile: cektir. f bayan hâ şemmesini veren haslet ve fır - ratını elinden almaya, kendinden nezetmeye bari siz uğraşmayın!.. Bütün İngiliz münekkitleri, e- nun bütün mevzularını eski efsa- nelerden terlerile beraber aldıklarını itiraf etmekte müttefik gibidiler. Yal - nız bunun mezarlıklardan topla - kahramani ri nan iskeletleri sahnede yürütme gibi bir sey olduğunu ileri sürer * ki kahramanların tarihi bir küri - | ler.. deki bazı ölü beyinleri. de sarssın. | Dileriz ki: 'Dabi MeHBaŞ/ bi Şekspirin dehasına dünya de - haları arasında bir mevki vermek ve onun ee tebarüz et- tirmek ve ayni zamanda “Horas- tan daha büyük gorap şeklin - de ve ananastan daha büyük yu- murta nevinden cevherler yu murtlayan bir muarızımızın hem isteğini yerine getirmek, hem mu- kayesesini cerh etmek icin şairn ve dâhinin vasıflarını ele alalım: 1 — Epil 2 — Lirik 3 — Satirik. 4 — Dramatik Şekspirin bu tasnife göre dün- ya dehaları ve meşhurları arasın- da mevkiini tayine çalışalım: Epik sahada dünya otori- telerinden bir kaçınm ismi: ros, Virjil, Firdevsi, Viktor Hügo. Muhayyilesi kuvvetli olmasına tağmen; hiç bir milli ve tarihi kahraman, hiç bir tarihi ve dasta- ni vaka hakkında doğrudan doğ- ruya bir eser, hattâ bir arada beş on beyit bile söylememiş, söyle- mesine tabiati ve istidadı müsait bulunmamış olan Şekspir, bu c>phede bu saydığımız ve daha sayabileceğimiz isimlerden cüce- dir. Hiç biri kendi tarafından i- cat edilmemiş, İtalyan, eski Ziyal ve hattâ eski Acem edebiya Mena e rd ko - harici mem leket yalla yalnız bir cep- il ve. e bir hususiyet göstere- memi Gl Virjilden şu dört satırı okuyalım: Durum et stirpe genus, matos ad flu- mina primum Deferimus, saesgue gelu ys et undis, Venatu invigilant pücri silvasgue Fati- xUt; Flectere ludus eguos, et va ten- (Biz kudretli bir ii a dik. Doğan çocuklarımızı ilk de- fa nehire girik. Oz Orada dal- | galar ve don Ye av avlamak» manlsi bishüzleisi katarlar. V tiririz. la ori virmek ve yaylarına ok germek - tir. Sadeliği ve ulviyeti ile gözleri yaşartan, rl ir terbiye ve te- mü! e engin hususiyetle- rini Pie ksa yazü - rini Şeksper yazamamıştır, yaza” ma e asırların efsanesini ya” | zan Viktor Hügonun epik ve ro- mantik Sli iniz şu feyezanına akmız: İmmobiles, ouvrant Voeil â Nİ s0us les Çüel dicu güel moissonneur be her âte Avait, ens'en allant, si jetâ Cette faucile d'or dans Je champ des z &toiles. Ve onun bütün edebiyat arka- daş ve çıraklarma tekrarladığı şu güşleyi alalım: '— Homeri ve İncili okuyu - nuz!,, Kör gözlerinin perdesinde bir sinema perdesi vuzuhu ile Truva canlandıran oğlunun bir gence nasihatlarını İlyat'tan yeni başta! yunuz. Şekspirin, yalnız ihtiyar ii manlarında değil, aşk uğruni #har eden kahramanlarında bile mısralar rn can çekişen ve eser Y verem bir gö- İdem nra, kuru ve coşkun bir mantık, silik ve tam takır bir be - âgat var. Çünkü Şekspirin de - hası lirik te değildir. Behçst Kemal «Reşat Hilmi ken — Mefâilün — Fâilün '- iT'Her Aruz, kısa ve uzun, 7 heceler vezni değildir edi evvelki yazı geçen perşembe ünü çıkan güzel san' İLLE sayfamız- r.) Ben, bu ölçüye Türk: gözüyle bakıyorum. Bunun doğruluğunu imi sayışız örneklerim yar- dır. Bu yazımda da bunları göste- receğim, Denildiği gibi, aruz, u - zun ve kısa üyelerin vezni ise, ku- ralı bu ise, bu kuralın dışında ka - lan en küçük bir nesnenin bile, uymaması gerek olur. Uyarsa ku - ral yanlıştır. Uzun üyeli olmıyan bin dilin sözleri aruza uymamalidır. O mu- sikiyi yapan uzunluk, kısalık oldu- ğuna göre, böyle bir dilin sözlerin- de aruz musikisi bulunamıyacak demektir. Bir tek sözü bile uyma - malıdır ki kuralın doğru olduğu | anlaşılsın. Türkçede uzun üyeler yoktur, bütün sözlerimiz kısa üyelere en (mısra sözünün sıradan alma- rak Mif'âl kalıbına uydurulduğu- nu düşündüm i el a söy- lüyorum) bakal SUSUNUZİ &endi sesini tatta e enli Bir tek uzun üye yok. Öyle ise bu sıra kurala yapmış. bu mu? Kaç örnek vereyim?”Yüz mü? Beş yüz mü? Bin mi hay; çoğunu gösterebilirim, Şimdilik bir iki tane rağ pi hak Hâ - midin Sefilesi ünde m Ne sia kimin Li > kimse Faperi inden: Var, gez hayal dağda, kırda Ma Sen, ben ei. bd ln dikensiz de bulabilir; yahut gazbilr aruk Nafizden: Pi gölgesi vurmuşken Sildi bir hızla Eyi Pei izli Halit Fahı eği gr ibni ven a altmış beş gece İvefi LE teh: sil Sönlil yi bizimkiler bir Köyün yabancısı bir iri uzak o Cdev- ») olursak böyle Türkçe sö: me zatmadan, olduğu gibi ar 1 mesi, ne güzel bir akış çüye yaklaşır; bugünkü bi, ; Bunu da, burada araşt” dim. Öyle olunca uzayan , ak istedikleri en mül lerden birincisi ni iyetleri etten) Niçin benim nerem ve ge mi, z mıyım? senesinde Köyümde hepsi (şehit) e) amcam, işte dayım. nuncu Ne sandılar heni, bir torba ot pi * i ai akup Ka Köyün çocukları hep cenge gitsin oy- si naşarak Kadın mıdır ki Hasan evde bekleyip bah şk, | de çalışıyor. İste birbiri arkasmdan örme sözlü sıralar. Mealli vr dol nasıl iüiyde bakin Diye baslıvan bütün bir sörin- de bir iki sözden baskası. Türkre- — ne güzel de “Müitefâilün., üsüne uymuştür. Biraz bakacak s5 -İ riyle Sovyet o