Tehlike Karşısındayız Müslümanlar Gözünüzü Açınız Acıklı hadiseler, zulümler, i'tisaflar, cinayetler, lekeler karşısında bulunuyoruz.. İslam ufuklarını kara bulutlar bürümüştür. Bugün dünyada Müslümanlarla meskun hiçbir kıta-i arz yok ki kan ve ateş içinde bulunmasın.. Avrupa'nın muhteris ve korkunç pençeleri bütün İslam alemini yırtmak, boğmak, mahvetmek istiyor.. Hadisat meydanda… İşte Türkiye, işte Arabistan, işte Mısır.. Bilahare… Bugün nerede Müslüman varsa orada kan ve ateş var… Avrupa'nın medeniyeti, bugün takriben her saatde kendi vatanında 100-200 Müslüman'ı öldürürken, zavallı Müslümanlar yine barbarlıkla itham oluyor, yapılan zulümler yetişmiyormuş gibi her dakika yeni fecialar ihdas idiliyor, bir tarafda Müslümanlığın imhasına maddeten çalışılırken, diğer tarafdan da gazetelerle, kitablarla, propagandalar yapılıyor; bir kısım ma'sum ve münevver efkar da bu suretle zehirleniyor ve nihayet, Türkler ve Müslümanlar barbarlıkla, zalimlikle itham olunuyor. Saltanat ve istiklal va'dleriyle dindaşlarına, halifelerine karşı gelen Arabların bugünkü hali hakikaten acınacak derecededir. Hırs-ı saltanatla Avrupa'da çalmadık kapı bırakmayan (Emir Faysal) bugün Müslüman vatanını Fransa ile taksim etmek mecburiyetinde bulunuyor. Heyhat bugünkü tecrübe yapılan fenalıkları ta'mire kafi değildir.. Türk boyunduruğundan kurtulmak sebebiyle dökülen kanların heder olduğu artık Arablarca da tahakkuk etmiştir. Bugün onlar da anlamışlardır ki, Avrupa –medeniyet-i hazıra- yalnız Türklerin değil bütün alem-i İslam'ın düşmanıdır. Frenk siyaseti öyle gayr-ı medeni safhalar gösteriyor ki.. Kardeşi kardeşe öldürtüyor. Temin-i asayiş için Beyrut'a sevk olunan Arab efrad-ı askeriyesine Beyrutluların halifeye isyan ettiklerinden onları te'dibe memur idildikleri söyleniyor. Zavallı saf ve ma'sum Müslümanlar!.. Şu kahbece siyasetlerle Müslümanları yekdiğerine öldürten kudret-i medeniyet karşısında yine Müslümanlar barbar.. yine Müslümanlar gaddar.. Bakınız bir Yunan gazetesi Türklerin İstanbul'dan ihracından bahsederken şu sözleri söylemekten çekinmiyor. [Acaba Türk barbarlığı Avrupa medeniyetini telvis etmekten artık fariğ olacak mı?.. Beş asır sonra Hristiyanlığa ve Avrupa medeniyetine savlet etmiş olan (Muhammed)in sürüleri nokta-i huruclarına sürülüyor, cereyan etmiş olan müdhiş muherebenin en büyük lütfu budur.] Zalim ve barbar Yunanilerin Müslümanlar hakkında reva gördükleri fecayi' ve mezalim ortada dururken Balkanlar'da, Arnavudluk'da ve en nihayet Trakya ve İzmir'de Müslüman kasablığı yapan gaddar ve hunhar Yunanlıların zulüm ve cinayetleri bugün Avrupaca dahi teslim olunmuşken.. savurulan şu türrehatı emin olalım ki yine Avrupa dinliyor. Neden? Çünkü Müslümanlık aleyhindedir. Alem-i İslamiyet'in son istinadgahı olan makam-ı mukaddesi hilafete karşı vuku' bulan muhacemat; tek bir İslam hükumeti olan Osmanlı İmparatorluğu'nun imha ve istilası hakkında beslenen emeller hiç şübhe yok ki Müslüman aleyhdarlığının en büyük buhranlarıdır. En büyük ehl-i salib ordularıyla alem-i İslam'ı mahvetmek için Asya'yı ve Arabistan'ı kanlara boğan eski Avrupa bile İslamiyet aleyhinde bu kadar gaddarane hareket etmiş değildir.. Bugünkü ehl-i salib ordusu maddeten ve ma'nen eskilerine pek faiktir.. Muhammed ümmetine akur-ane hücum eden kuvvet müdhiş ve mühliktir.. Tarih şimdiye kadar bugünkü kadar mücehhez ve maddi, manevi vesaita malik bir ehl-i salib kaydetmemiştir.. İmdi: ey Müslümanlar; gözünüzü açınız. Tehlike büyükdür.. Avrupa'nın Müslümanlar hakkında bugünkü tatbik ettiği siyaset bir hilal ve salib mücadelesinden başka bir şey değildir. Onlar istiyorlar ki: İstiklal ve istikbal ümiti kalmasın. Onlar arzu idiyorlar ki Müslümanlar mesela bir Avustralyalı gibi kendilerine muti' ve esir olsun.. Onlar istiyorlar ki bütün Müslümanlar.. Cezayir ve Fas'taki dindaşlarımız gibi ellerinde taşıdıkları tesbih için hazinelerine vergiler versün. Medeniyet-i hazıranın taşıdığı maske altında ne garib ne ibret-nüma safhalar vardır. Bugünkü siyaset öyle bir sahne-i feca'at olmuştur ki: Tarih şu bulunduğumuz dakikaların hadisatını istikrah ile kaydedecekdir. Hak ile kuvvetin çarpıştığı zamanda düşmanlarını yenmek için beşeriyeti ikna' idecek insani düsturları ortaya atarak maksadına vasıl olan kuvvet-i galibenin bugünkü keskin siyaseti acaba nasıl bir maksada haml edilmek lazım gelir. Diyebilirim ki.. Galib Avrupa'nın dört beş senelik safahat-ı siyasiyesi düşünülecek olursa.. Öldürücü zehirlerini saçarak düşmana salvet ettikden sonra kuvvetini kırılmaya başladığını hissederek dört tarafa melekler kadar samimi bir lisan ile yalvarmaya başlayan ve nihayet kazandığı yardımcılar vasıtasıyla düşmana galib oldukdan sonra aslına rücu' eden zehirli bir yılan tahayyül idilir.. Şimdi bu zehirli yılan İslam alemine sarılmıştır, iğrenç dişlerini kalbgahına sokmak istiyor. Fakat: bilmelidir ki tarih bu alemde kuvvetini, galibiyetini ilelebet muhafaza etmiş bir heyet-i beşeriye kaydetmemiştir, bugün galibiyetin perde-i ihtirası altında beşeriyetin alam ve ızdırabını anlamayan, anlamak istemeyen heyetlerin de yarın ne olacağı malum değildir… Biz hakkın kuvvete galib geldigine mu'tekidiz. Binaenaleyh bizi ifnaya uğraşanların nihayet zebun ve sefil olacaklarına eminiz, şu kadar ki.. Hadisatın cereyanına karşı gözlerimiz açık bulunmalıdır. “Zulmün topu var güllesi var kal'ası varsa Hakkın da bükülmez kolu dönmez yüzü vardır” H. L. Müslümanlar Maraş'a İmdat!... Maraş Muhabirimizden: Vaziyetde fevkal'ade bir tebeddül yokdur. Kuva-yı Milliye ta'arruza geçerek Kümbet Kilisesi'ni iskat etmiştir. Kilise civarındaki hanelere iltica eden düşmanla müsademede serdaran-ı mücahidinden Evliya Efendizade Evliya Efendi ma'iyetiyle düşmanı mütehassın oldukları mevaki'i muhasara iderek muvaffakiyetle ta'arruz harekatına devam etmekde iken kendisi ve birkaç mücahit şehid olmuştur. Evliya Efendi'nin şehadeti büyük zayi'atdandır. Bütün efrad-ı İslamiyenin şehid-i mağfurun ruhuna fatiha ithaf itmelerini rica ideriz. Taarruza şiddetle devam edilmekdedir. Divaniye, Kanlıdere, Çarşıbaşı mahallelerinde düşman tarafından İslam haneleri yakdırılmakda ve birçok binalar muhterik olmakdadır. Maraş'taki din ve ırkdaşlarımıza reva görülen mezalim ve hunharlığa nihayet vermek üzere civarına koşan Kuva-yı Milliye'ye sarf edilmek için teberru idilen mebaliğin mikdarı zirde münderiçdir. 800.000 kuruş ma'deni para Elbistan. 110.000 kuruş ma'deni para 800 kud buğday Darende 112.000 kuruş ma'deni para Gürün 100.000 kuruş evrak-ı nakdiye Kastamonu vilayetinden kabul ve irsal edilmiş olduğu ve Sivas vilayetinin bu hususda milli bir sandık vücuda getirerek her türlü sarfiyat ve sevkiyatı der'uhde eylediği ve bütün mülhakatın bu hususda, hummalı fa'aliyetle çalışmakda oldukları maa'l-mesar haber alınmıştır. Alem-i medeniyet ve beşeriyet için ebedi bir şeyn-i hacalet ıtlakına seza Maraş fecayi'inin ser-zede-i zuhuru esbabı umum milletçe malumdur. Bu babda Maraş Müdafa'a-i Hukuk Merkeziyesinden alınan telgraf sureti aynen zirde nakledilmiştir: “Fransız Generali Kerret'in umur-ı hükumete müdahalesi, eşraf-ı belde ile rüesa- yı hükumeti tevfik, Müslümanları Ermeni çeteleriyle ittifak iderek katli'ama kıyamı üzerine namus-ı millisini muhafazaya azmeden ahali derhal silahlarına sarılarak on beş gündür fedakarane mukavemet etmekdedir. Din kardeşlerimize karşı ibzal buyurulan hamiyetkarane mu'avenetlere teşekkürler olunur. Düşman kuvvetlerinin faikiyet ve kesretine rağmen Allah'a istinaden yakın vakitde düşmanın imha idileceği muhakkak ve hak ve hukukumuzu düşmanlara tanıtacağımızı arz ve tebşir ideriz.”