-En Büyük Tehlike - Garib bir mesele-i ruhiyedir ki bütün bir cihan bir alem-i beşeriyet, senelerden beri yekdiğerini öldürüyor, boğuyor, kanlar akıtıyor; tufanlar yapıyor da şu hale, şu felaketlere bir saik aramak bir sebeb bulmak kimsenin hatırından geçmiyor.. Şimdi bu heyet-i beşeriye haricinde bir mevcudiyet bulunsa da bize sorsa ki: -Nedir ey insanlar; birbirinizi niçin boğub, öldürüyorsunuz?.. Buna ne cevab vereceğiz?.. Hiç.. Filhakika dünyada beşeriyeti yekdiğerine düşman gösteren: yeşil masaların üzerinde verdikleri kararlarla insanları birbirine boğduran siyasiler o vicdanlarında zerre kadar terahhüm bulunmayan gaddar ve pür ihtiras insanların her biri buna kendi menafi' ve siyasetine göre cevab vermek arzusunu gösterirler. Mesela: Fransa der ki ben Alzas-Loren (Alsace-Lorraine) için harb ettim. İngiltere der ki medeniyet için bu cidale giriştim, öteki beriki her biri bir lisan ile kendini haklı göstermek ister.. Biz bu gayr-ı hakiki ve insani neferatı her gün bir başvekilin lisanından işitiyoruz. Hakikat, hangisini dinleseniz onun takip ettiği yol bir hak yoludur, dersiniz ve inanırsınız. Zavallı beşeriyet işte bu inanmakdır ki seni ezib mahv etmekdedir. Bir kere o heyetden mesela Fransa'ya sorunuz. Madem ki: maksadın Alzas-Loren idi artık emeline nail oldun bugünkü dökdüğün kanların, yaptığın cinayetlerin sebebi nedir? Memleketini düşman istilasından kurtardın, şimdi Adana'da ne işin var, Maraş'da niye cinayetler yapıyorsun, Suriye'de neler koymayıp çıkarıyorsun? Buna ne cevab verecek.. Tabii uzunu kısaya uydurarak yine hareketini farklı göstermeye çalışacakdır. Fakat artık meselenin iç yüzü bütün cihan-ı medeniyetçe anlaşılmıştır. İşte menfa'at, istila ve gasb ve garetden başka bir gaye takip idilmiyor. Kezalik İngiltere'ye ve buna teb'an harb eden hükumat-ı medeniyeye sorunuz. Madem ki sizin maksadınız hakkın zulme galebesi medeniyetin i'tilası idi.. düşman-ı medeniyet saydığınız kuvveti öldürdünüz artık insanlardan ne istiyorsunuz. Bu da aynı suretle kendini haklı göstermeye çalışacak ve uzun uzun hikayelerle kendini kandıracakdır, lakin netice yine aynıdır. Gasb-ı hukuk, katl-i nüfus, tevsi'-i istila ve teksir-i misal işte gaye bu.. En büyük kuvvetlerin başında beşeriyeti adat ve ananat-ı ferdiye muhalif hareketlere sevk eden bu adamlar, işte bu siyasiler, bu gaddarlardır ki insanların başına bin türlü felaketler getirmişler ve getireceklerdir.. Dünyada hiçbir din ve meslek yokdur ki mesela hırsızlığı mübah görsün. Dünyada hiçbir kanun yok ki cinayeti, zulmü, gasb ve gareti helal göstersin.. İmdi: kavanin-i ictimaiyeye ve edyan-ı umumiyenin beşeriyete ferden ferda tahrim ettiği bütün bu harekat-ı şena'atkaraneyi bütün cinayat ve vahşiyatı cidden ve kahren insanlara yaptıran haris ve gaddar kuvvetlerdir ki dünyada en büyük la'netlere müstehak olmalıdır. İşte: bir tarafdan medeniyet için harb ettiğini ve küçük milletlerin muhafaza-i hukuku gayesini takip ettiğini ilan iderken yanı başındaki küçük ada halkını, İrlandalıları kasablar gibi boğazlayan İngiltere, işte istila ve istikbal va'dleriyle beraber sabık-ı şerifin hazinesini altınlarla dolduran halifesine isyan ettiren ve maksadına nail oldukdan sonra memleketini istilaya koşan ve en nihayet Anadolu'nun ma'sum halkına kanlar ve ateşler püskürerek hücum eden Fransa. İşte daha Balkanlar'da yaptığı cinayetlerden ellerinin kanı kurumamış olduğu halde guya temeddin gayesiyle güzel vatanımızı istilaya uğraşan gaddar ve hunhar Yunan hükumetleri hiç şübhe itmeyelim ki, bu hükumetleri teşkil eden milletleri istiklalsizliğe kavanin-i ictimaiye hilafında harekete sevk eden, başlarında bulunan haris ve pür-emel siyasiler, Lloyd Georgeler, Clemenceaular(Georges Clemenceau), Venizeloslar dır.. Demek ki beşeriyet kendi düşmanını kendisi doğurmuştur. Binaenaleyh efkar-ı umumiyeye karşı zehirler saçarak medeniyetin üç büyük tehlike karşısında bulunduğunu ve bunlardan birini ezmek için diğerleriyle hoş geçinmek lazım geldiğini söyleyen Tan gazetesi bilmelidir ki milletler ma'sumdur... Tan'ın tehlikeleri; Bolşevizm, Rus milliyetperverleri, Türk ve Müslüman milliyetperverleridir.. Onu fikrince Bolşevikleri imha etmek için diğerleriyle uyuşmak lazım imiş. Demek ki: Avrupa, kendi işini görebilmek için tehlikeli saydığı mevcudiyetlere bile elini uzatacak. Demek ki: birinci tehlike ber-taraf oldukdan sonra nöbet diğerlerine gelecek ve nihayet zavallı ve ma'sum memleketler birer birer Avrupa'nın zehrin siyasetinin kurbanı olacakdır. Ey gettiği yolu bilmeyen hemcinsini tanımayan hodbin insanlar.. Biliniz ki fıtrat herkesi bir şekl ü hilkatde yaratmıştır. Biliniz ki milletler tehlike değildir.. Onları tehlike haline sokan ve tehlikeli suretde idare eden yine sizin gibi hodbin ve muhteris siyasetçilerdir. Artık insanları birbirine boğdurmaktan vaz geçiniz ve uyanınız ki en büyük tehlike başınızdaki yılanlardır. H. L. ———⇝⇜——— İstanbul Türklere Kalıyor İstanbul Muhabirimizden: İstanbul'un sahib-i aslilerine bırakılması için Londra Konferansı'nda karar verildiği Bab-ı Ali mehafilinde te'min edilmekdedir. ∼∼∼∼∼∼∼∼∼ Sevgili Maraş'ımız Kurtuldu Geçen günkü ilavemizde dindaşlarımıza tebşir ettiğimiz üzere Maraş'ımızı Kuva-yı Milliye mücahidin-i muhteremesi Fransız ve Ermenilerin eyadi-i zulm ve fecayi'inden kurtarmıştır. Düşmanlarımıza ebedi bir şem-i hacalet ve bize şanlı ve şeref-bahş bir hediye olarak kaydedilen bu kurtuluş başlangıcı umum milletimize tebşir ideriz. Şurasını teessüf ve teessürle kaydederiz ki şehrin üçde ikisi Fransız ve Ermenilerin top ve mitralyöz ateşleri kasdi harikleriyle mahv-ı harab ve ahali-i ma'sumesi sefil ve perişan olmuştur. Bunların sefalet-i maddiyelerine nihayet vermek üzere mu'avenet etmek hiç şübhesiz bütün Müslümanların üzerine farzdır. ∼∼∼∼∼∼∼∼∼ Maraş'dan firar eden Fransız kuvvetleri Maraş-Islahiye yolu üzerinde yol peykarına muvasalatlarında Kuva-yı Milliye'nin yandan taarruzuna uğramışlar ve elliyi mütecaviz maktul bırakmışlardır. Maraş'da mebani-i muhtelifeye tahassun eden Ermeniler teslim alınmış ve silahları derc u cem' edilmekde bulunmuştur. Kuva-yı Milliye tarafından Ermenilerin hayat ve malları zerre kadar mutazarrır edilmemiştir. Bugün Maraş'da yaşayan Ermeniler bize vahşet ve barbarlık isnad edenlere ne bariz sille-i tekzibdir. “Hakkın Tezahürü” Telgraf Sureti 1. Fransızlar cebren bazı hane ve kiliselerimizi zapt ve işgal eylediler. 2- Ermeni gençlerinden bazılarını zor ve tehdid ile teslih iderek İslam aleyhine teşvik eylediler. 3- Türkler'e karşı hissiyat-ı dostanelerini izhar edenleri tehdid ve habseylediler ve bir kısmını da beraber alıb götürdüler. 4- Memleketi ateşe yakarak binlerce Ermenilerin vefatına sebeb oldukdan sonra def olub gettiler. 5- Asırlardan beri olduğu gibi vatan-ı müşterekimizde Türk vatandaşlarımızla beraber yaşamak arzusunda olduğumuzu beyan ve ecnebi paralarıyla ikna' edilmiş olan Ermenileri tel'in ideriz. Fransızların ric'atinden sonra gerek can ve mal ve namus hususunda hiçbir guna katli'am vuku' bulmadığı gibi her bir guna taht-ı te'minatda bulunmadığımızı ilaveten tasdik ideriz. Bedrus Dıragobayan Ermeni Katolik Murahhası Avdis Solakyan Ermeni Murahhası Hacadur Ohannes Muradyan Serrahib Kiyadyan Soren Doktor Avdis Azbiyan Kalpakyan Agop Kılıçyan Dacavulyan Doktor Suyan İrade-i Milliye Doğrusu ne inanmak ve ne de inanmamak istiyoruz?! İnanmak istemediğimiz: Ermeni milletinin Osmanlılığın nezih ve saf ağuşunda gün-beyün yükselen ve terakki eden varlıklarını