Tezahürat-ı Milliye Geçirdiğimiz şu nazik ve mühlik demlerde millet azm ve vahdetini en bariz bur suretde izhar etti. Ezcümle: Hayat ve mematımızdan bahsedilen şu sırada: bir kısım payitaht matbuatını hain bir fikr-i kin, mel'un bir hiss-i garazla milletin vahdet ve tesanüdünü dahi lekeliyecek müfteriyat ve tasni'atlarının her tarafdan şiddetle protesto edilmesi, Kilis kasabasında medeniyet (!) ve adaletin (!) naşiri vazife-i mukaddese(!!)sini ifa!! eden bir Fransız kumandanının sokaklara ta'lik ettiği zulm-i destani dolayısıyla ruhu milletde husule gelen derin infi'al ve inkisar ve intibahın i'tilaf mümessilerine ve makamat-ı aliye iblağı; Londra gazetelerinden bazılarını İstanbul'un beynelmilel olacağı ihtimalinden bahs itmeleri Peygamber-i zişanın fatihlerini medh ü sena ettiği bu belde-i tayyibenin etrafında bütün milletin ölmeye azim eylediğinin yine i'tilaf devletleri mümessilerine ve bütün aleme karşı i'lam ve ilanı; İzmir'in yortu münasebetiyle Yunaniler ve yerli Rumlar tarafından ilhak idileceği rivayetine karşı büyük bir nefret ve hiddetle her tarafdan azm-ı millinin haykırılması; meb'uslardan bazılarının istifa idecekleri rivayetine karşı yine her tarafdan şiddetli ve kat'i kararların kendilerine yazılması; Ve sairedir… Hukuk-ı vatan ve millete menafi' küçük bir hareket ve havadis-i vatanın her bucağında derin teyakkuz ve intibahlarla karşılanmakda ve metin ve rasin azm-ı milliyeden doğan kararlar dakika fevt etmeksizin cihana bildirilmekdedir. Filhakika… Şu saydığımız ve daha bazı mesa'il hakkında mukarrerat ve şikayetleri havi telgrafların birer sütunları da gazetemize gönderilmiştir. Hacmimizin ufaklığı ve mündericatın kesreti bir kısım ekserini neşre imkan bırakmamıştır. Bazılarını ber-vech-i zir derc-i sütun-u iftihar idiyoruz. ∼∼∼∼∼∼∼∼∼∼∼ Muhterem Heyet-i Temsiliyenin Telgrafı Ankara'dan : İngiltere hükumeti birinci Nazırı Lloyd George'un İstanbul ve boğazların beynelmilel bir hale ifrağına Fransız ve İngiltere'nin müttefikan buralarda haiz-i rüchan bir suretde icra-yı hükm ideceğini ve Türk hükumetinin yeni merkezinin Anadolu'da olacağını ve İstanbul'un yalnız makarr-ı hilafet ve payitaht-ı dini olarak kalacağına dair Sulh Konferansı'na teklifatda bulunacağını gazetelerde gördük. Hakk'ın zulüm ve kuvvete galebe ideceğine emin olan milletimiz Erzurum ve Sivas'da in'ikad kongreler mukarreratı ve 11 Eylül sene 335 tarihli beyannameler mukadderat-ı müstakbelesinin hutut-ı esasiyesini çizmiş ve bunu istihsal eylemeye güya azim eylemiş. Bulunduğu arz ile sulh ve müsalemet-i umumiyeye su-i tesir icra ideceği şübhesiz bulunan tasavvurat-ı vakayı şiddetle protesto iyleriz. Anadolu ve Rumeli Mudafaa-i Hukuki Cemiyeti Heyet-i Temsiliyesi namına Mustafa Kemal ——————— Dersa'adet'te Düvel-i İtilafiye Mümessillerine Kilis kasabasını haksız yere işgal eden Fransız kıta-i askeriyesi kumandanı tarafından orada bulunan din ve ırkdaşlarımıza hitaben neşr idilen beyannameyi görünce Fransız adalet ve medeniyeti hakkında mevcud olan kanaatimiz sarsıldı. Bu asırda akvam-ı vahşiyeye bile tatbikine reva görülmesine vicdan-ı beşerin kail olamayacağı bu tedaver-i zalimaneyi bin üç yüz senelik cihanşümul bir medeniyet-i İslamiyesi olan bir millete tatbik edilmek istenildiğine hayret ettik. Vatanımızın ecza-yı la-yenfekinde hiçbir hak ve selahiyeti olmayan ve mütareke ahkamından istifade için bir sebeb-i maddi ve manevi bulunmayan ecza-yı vatana haksız yere işgal eden bir kuvve-i işgaliye kumandanının bu kadar bariz tedabiri zalimaneye tevessülünü Avrupa'da bulunan ırk ve dindaşlarımızın mevcudiyetini imhaya matuf olduğunu anladık. Adalet ve insaniyetin medeniyet ve beşeriyetin gözü önünde takip idilen bu imha siyasetine hiçbir zaman layık bir millet olmadığımı altı asırlık mevcudiyetimiz tarih şahiddir. Hakkımız kuvvetle gasb edilmek istenirken mevcudiyetimizin imhasına yeltenilirken sulh ve sükutu muhafaza itmemizi beklemek abesdir. Bu gibi tedabir-i zerciyet ile imhamıza insaniyetden nasibini almış milletlerinizin bu imha siyasetine rıza göstermeyeceğine eminiz. Vatan ve milletimize reva görülen bu haksızlıkları şiddetle protesto ider ve beşeriyetin yeni kan ve ateş sahasına sevk idecek tedabir-i zalimaneye nihayet vermesini insaniyet namına bekleriz. Sivas Heyet-i Merkeziyesi Reisi Mehmet Rauf ∼∼∼∼∼∼∼∼∼ Dersa'adet'te Düvel-i İtilafiye Mümessillerine Beş senelik cihan harbine mütareke ile nihayet veren milletimiz harbin tevlid eylediği mesa'ibi huzur ve sükunun hululiyle ancak izale edebileceğine kani' olduğu için vakur bir i'tidali demle sulhun akdine intizar idiyor. Taraf taraf gösterilen çılgınlıklara, taşkınlıklara niye sükunetle mukabele eyliyordu. Bu sırada Anadolu'nun kalbi Türk ve Müslüman aleminin göz bebeği olan sevgili İzmir'imizin her türlü asayiş ve sükunetini ihlal idecek hiçbir sebeb mevcud olmadan te'min-i asayiş bahanesiyle ve düvel-i i'tilafiye namına haksız yere Yunan işgaline müsa'ade olundu. Orada bulunan din ve ırkdaşlarımızın ve bütün milletimizin feryad ve figanına rağmen yapılan mezalim ve fecayi'a göz yumuldu. Yunan işgalinin mu'telifin tahkik heyetlerinin i'tirafı vech ile yağma, harik-i ta'arruz, katli'am, hetk-i ırzdan ibaret netayic-i vahşiyaneyi istihdaf eylediği tahakkuk etmiş iken ve el'an bütün şiddetiyle devam iderken adaletinden intizar eylediğimiz düvel-i mutelifenin kalbleri parçalayan vicdan-ı beşeri müteellim eden bu manzara-i vahşet ve feca'at karşısında ebkem ve samit kaldığını görmekle dil-hatır milletimizin hayat-ı tarihiyesinde tesadüf itmediği ve edvar-ı vahşetde bile emsali mesbuk olmadığı muhakkak olan bu tecavüz ve hakaret-i caniyaneye karşı beka-yı hak kanuna ittiba eden milletimiz reva görülen mezalimi nihayet vermek üzere meşru' mücadeleye mecbur oldu. Yirminci asr-ı medeniyetde ve alem-i insaniyetin gözü önünde olanca vahşet ve şiddetle devam eden Yunan mezaliminin gayr-i kafi olduğuna kanaat etmiş olmalılar ki yapılan haksızlıklar ve canavarlıklara bir zamime teşkil etmek üzere sevgili İzmir'imizin Yunanistan'a ilhak için ihzaratda bulunuyorlar. Gayr-ı me'mul ve muntazır şu haksızlığın tahkiki halinde milletimizin düvel-i i'tilafiyeden ve alem-i insaniyetden beklediği adaletin beyhude bir zehab olduğu bütün vuzuhuyla tahakkuk idecek ve artık sabır ve tahammülü kalmayan milletimiz ihkak-ı hak için her türlü vesaite tevessül eyleyecekdir. Düvel-i i'tilafiyenin huzur ve sükun-ı cihanı tehlikeye ilka idecek bu vaziyete meydan vermemeleri için ancak ve ancak haksız ve zalimane olan Yunan işgalinin hemen ref'iyle mümkün olabilir. Sekiz aydır her türlü vahşet ve hunharlıkla daire-i işgalini tevsi'a ve mekasıd-ı vahşiyanesini açıkça ika'a muvaffak olan işgalin bir de anavatanda la-yenfek olan İzmir'imizi Yunanistan'a ilhak itmeye yeltenirse artık Türk ve Müslüman milletinin yaşamasına bir ma'na ve her türlü fedakarlığı ihtiyar itmemesine bir mani' kalmaz. Anadolu'da ikinci bir mülk-i dünya ihzarı demek olan şu tasavvurun hiz-i kıble husulü bir Müslüman ve Türk kalmamasına mütevakkıfdır. Bir senelik mütareke hayatında bütün cihanca bir asr-ı sulh ve müsalemet olduğumuz gösterdiğimiz i'tidal-i demle sabettir. Bir milletin yapılan la-yuad haksız işgallere vicdan-ı beşeri kanadacak bunca mezalim ve vahşete bundan fazla tahammüle imkan bu kadar netayic itibariyle tevlid idecek mes'uliyet doğrudan doğruya işgali tertib ve takrir eyleyenlere raci' kalacağını asil ve necib bildiğimiz milletlerinize şimdeden iblağını rica ider Yunan işgal-i vahşiyanesini hemen ref' edilmediği takdirde hiçbir mes'uliyet kabul itmeyeceğimizi bütün cihana ilan iyleriz. Sivas Heyet-i Merkeziyesi Reisi Mehmet Rauf ∼∼∼∼∼∼∼∼∼∼ Dersa'adet'te Düvel-i İtilafiye Mümessilerine Memleketimizin asayiş-i mükemmelesine rağmen sükunet-i tamme ile sulhumuza munzar bulunduğumuz bir surede asayişsizliği vesile ittihaz iderek öz ana yurdumuza merbut İzmir'imizi işgal ile Müslüman kitlelerinin Yunanlılar tarafından ancak Yunanlılara mahsus bir vahşetle kanlar içinde yüzdürüb mal ve mülklerini yağma-i ihrak ve tahrib ettikleri enzar-ı amme-i insaniyede ve bilhassa iddia-yı adalet feryadında bulunan hükumet-i ulviyetkaranelerinizden mersul heyeti tahkikiyeliriniz raporlarıyla tahakkuk ve te'yid etmiş olduğu malum-ı devletleridir. İnsaniyetin titrediği bu elvah-ı fecayi' ve fezayihin karşısında ağmaz-ı ayn iderek sevgili İzmir'imizin muvakkaten işgaline karar verildiğine razı olmadığımız halde bu def'a da mütevatiren teraşşuh eden rivayete nazaran İzmirimizin Yunanistan'a ilhak hazırlığnda bulunduğu haberi ye's-averini kemal-i nefretle işettik. Hiçbir insani adalet gayesine ma'tuf olmayan bu ilhak ihzaratını şiddetle protesto ideriz. Ma'mafih sırf ictima-ı milliyemizin ve esasat-ı zatiyemizin imhası kasdıyla uğraşıldığı efkar-ı umumiyemizde temerküz ettiği mütarekeyi müte'akib birçok haksızlıklara ma'ruz kaldığımız hadisat tavzih ettirmiştir. Puşide-i medeniyete bürünen bu ilhak kararını sehab-ı keyfiyeti artık her çe-bad-ı abad erbab-ı hun ile dağıtmaya Avrupa'ya kanlı gövdeleriyle bir abide-i bedeliye ve vataniye nümunesi göstermek mecburiyeti karşısında bulunduğumuzu icra-yı memleketimizin ve Wilson Prensipleri dahilinde muhafazasına ri'ayet edilmesini nısfet-i adaletle neşe-yab-ı alicenab hükumetlerinize iblağına tavassut buyurulmasını rica ideriz. Kangal Müdafa'a-i Hukuk-ı Milliye Heyeti Reisi Hilmi ∼∼∼∼∼∼∼∼∼∼∼ İstanbul'da Osmanlı Matbuat Cemiyet-i Muhteremesine İsimleri, meslekleri, maksadları sahib-i imtiyazlarının, müdür-i mes'ullerinin, muharrirlerinin şahsiyetleri herkesçe malum olan iki üç gazetenin hayat ve memat mücadelesinde bulunduğumuz şu an-ı mühimde bütün millet-i necibe-i Osmaniye'yi vahdet dairesinde harekete davet ve memleketi kurtarmak için umuma nesayih-i vatanperanede bulunacakları yerde sükutu ihlal, sade-dilanı iğfal, ahlak-ı umumiyeyi ifsad idecek neşriyat-ı nifak-cuyanede bulunduklarını görüyor ve işidiyoruz. Memleketimizi düşmanlar taksime çalışırken onlara manen, maddeten yardım eden memleketin bu hayırsız evladlarını kadın kalbiyle tel'in idiyoruz. Bu gazetelerde yazılanlarla, yazanlardan nefret itmeyen hakiki bir Türk, Müslüman tasavvur idemeyiz. Bu efendiler acaba ne istiyorlar. Memleketimizin en mühim, en güzel aksamının işgal altında, dindaşlarımızın zulüm ve istibdad içinde inlediğini bilmiyorlar mı? Bu efendiler ağraz-ı şahsiyet ile uğraşacaklarına; ortalığa, nifak, fesad tohumu saçacaklarına memleketin uğradığı şu felakete karşı bir tedbirleri varsa onu söylesinler. Yok ise memleketi bu badireden kurtarmak isteyen birtakım erbab-ı hamiyeti şu İttihadçı imiş; diğeri İtilafçı imiş diye şaibedar etmekde memlekete hatta kendilerine ne fayda olduğunu bir türlü anlayamıyoruz. Yalnız anladığımız, bildiğimiz bir şey var ise biz bu İttihadçıdır, şu İtilafçıdır propagandalarını artık dinlemiyoruz. Ve dinlemeyeceğiz. İttihadçı da, İtilafçı da bu memleketin evladıdır. Elverir ki bunlar memleketini sevsin ve bu memleketin evladı olduğunu unutmasın, vicdanını milyonlar bahasına satmasın, iyi bilmelidir ki birkaç alçak İttihadçı için memleketin bütün güzide evladları lekelenemez. Bugün Anadolu ahalisi kadın erkek cümlemiz fırka isminden bile nefret idiyoruz. Çünkü: artık tefessüh etti. Bizler fırka filan istemediğimiz gibi birkaç kişinin fırka kavgasına da memleketimizi feda idemeyiz. Anadolu fırka istemiyor ve istemeyecek. Fakat evvelce fırkalara mensub olan namuslu vatandaşlarını da İttihadçıdır, İtilafçıdır diye feda idemez. Biz bugün bütün Anadolu'nun müdafa'a-i hukuku namına toplanmış kadın ve erkekden mürekkeb bir kitle halinde memleketimizin, müdafi'leriyiz. Bunu bilsinler. Eğer bu efendilerin maksadları her teşebbüs-i hayri akamete mahkum eylemek, memleketde hiç namuslu adam bulunmadığını ilan etmekten ibaret ise irtikab ettikleri şu hal millet, memleket namına bir cinayettir. Tarihden korksunlar. Avrupalılar bir memleketde intişar eden gazete o memleket ahalisinin efkar-ı umumiyesini temsil ider i'tikadındadırlar. İşte bağırarak söylüyoruz ki bu efendilerin neşriyatı Anadolu efkar-ı umumiyesine kat'iyen temas bile idemez. Anadolu'nun nezih, saf muhitine bu paçavralar tercüman olamaz. Onların bedhahane neşriyatını bütün kalbimizle protesto idiyoruz. Millet-i Osmaniye'nin kitle-i vahide halinde memleketlerini kurtarmak için çalışmasını istiyoruz. Harbde en ziyade felaket çeken biz zavallı Anadolu kadınlarıyız. Beş senedir bu harbe evladlarımızı,