Akşehir'den: İzmir'in suret-i malumede devam eden fecayi'le işgalini protesto iderek o mübarek gayr-ı kabil-i tefrik cüz'-i vatana ebediyen malik olmak, dini, yurdunu izzetini kurtarmak ve yaşamak için hiçbir fedakarlıkdan çekinmeyeceği, işgale seri bir suretde nihayet verilerek yeni fecayi' zuhuruna mümana'at olunması mukaddes halife ve padişahlarına, hükümetle ve suretleri mümessellilere münasib tarzda bütün medeniyet-i aleme arz ve ilan etmek maksadıyla bugün daire-i belediye önünde toplanub halkın hicranlar içinde ittihaz ettikleri mukarrarat bir heyet tarafından ba-telgraf aliyye-i seniyeye ve makamat-ı saireye arz edilmiştir. Niğde'den: Mutasarrıf vekaletinden dahiliye nezaretine keşide olunan telgraf sureti Osmanlıların mezaya-yı fıtriye-i aliyesini ve yaşamak ve vatan-ı mukaddeslerini yaşatdırmak hususundaki azm ve cezm-i kat'ilerini idrake ve bu babda lehimize bir meyil ve cereyan-ı hakperesti göstermeye başlayan Avrupa matbuatı ile efkar-ı umumiyesini ihlal ve teşviş ve aleyhimize i'male ettirmek maksad-ı hainanesi ile bazı metabi' tarafından Anadolu'da ni'met-i asayiş mefkud ve sekene-i Hıristiyaniye ile ecanibin hayatları mehleke ma'ruz bulunduğuna dair neşriyat ve müraca'at-ı kazibanede bulunduğu istihbar kılındı. Te'min-i selamet-i memleket ve muhafaza-i hukuk ve istiklal-i millet ve devlet gaye-i necibanesi ile teşekkül eden Müdafa'a-i Hukuk-ı Milliye Cemiyeti'nin nüfuz-ı irşad-karisinin cari olduğu bütün aksam-ı vatanda olduğu gibi 8 Teşrin-i Evvel 335 tarihli telgrafname-i çakeri ile dahi arz kılındığı üzre vekaletde bulunduğum Niğde Livası dahilinde emn ve asayiş ve anasır-ı muhtelife meyanında hüsn-i mu'aşeret ve amizeş ve vifak ve ittihad-ı millet şimdiye kadar tebliği gayr-ı mesbuk bir derece-i kemalde ve her ferd-i Osmani mal, hayat ve ırzından emin ve buna dahi bizzat milel-i gayr-ı Müslime şahit bulunduğu kemal-i şükran ve mefharetle arz ve serapa pinhan ve kizb-i mahz ve mahsul-ı şeytanet ve hıyanet olan neşriyat ve muraca'at-ı vakıa-ı bedhahanenin suret-i kat'iyede ve vesait-i lazime ile tekzib buyurulması istirham olunur. Eruh'dan: Si'ird mümessili Cemil Efendi ile lütfen irsal buyurulan emirname ve mukarrerat vasıl-ı dest-i tebcil oldu. Mucibince teşkilat-ı lazımeye mübaşeret ettim ve bütün aşiret ve mensubumla Hilafet-i Osmaniyeye rabıtamızı muhafaza emrinde mal ve hayatımızı fedaya amade olduğumuzu arz ile ellerinizden takbil iderim. Jilan Aşiret Reisi Rasul. --------------------------- Sonbahar At Yarışı Sivas 19.10.335 Sivas'ın Kabakyazısı'nda 17 Teşrin-i Evvel 1335 Cuma günü icra idilen at yarışları ilkbahar yarışlarında olduğu gibi mufavvakiyetle icra edilmiş ve hasılat-ı safiyesinden memleket hastahanesine i'ta idileceği mukarrer olduğundan bu emr-i hayra Sivas'ın muhterem ahalisi pek çok rağbet göstermiştir. Sivas muhiti eski zamanlardan beri hayvan yarışlarına rağbet ettikleri ve bu rağbetin Sivas sinesinde el-an sönmediği ve sönmeyeceği bu yarışı seyr ve temaşa için gösterdikleri rağbetden anlaşılmakdadır. [Atiyen bu gibi sporların muntazaman cereyan itmesi için Sivas'da bir spor klübü açılmak üzere teşebbüsatda bulunulmakdadır] Yarış heyet-i fa'alesi umum Sivaslılara arz-ı teşekkürü vecibe add ve mevkilerin iyi tefrik idilememesinden dolayı vaki' olan zaruri rahatsızlıklardan dolayı beyan-ı i'tizar ider. Birinci yarış zabıtana mahsus olub mani'li ve mesafesi de üçbin metre idi. Bu yarışa üç hayvan girmiş ve birinciliği kolordu erkan-ı harbiyesinden Yüzbaşı Ahmed Nuri Efendi'nin mal-ı zatisi olub rakib olduğu Tango ismindeki Macar hayvanı kazanmıştır. Ka-i makam Mehmet Bey'in Komat ismindeki Arab kır hayvanı ikinci gelmiştir. Topçu mülazımı Hakkı Efendi'nin rakib olduğu hayvan duvar mani'ini atlarken ön ayaklarını duvara çarpdığından süvarisi düşmüş ve ahalinin oldukça heyacanını mucib olmuş ise de civardaki hastaneye nakl idilerek müdavat-ı ibtidaiyesi yapılmış ve oniki sa'at sonra hastaneden salimen çıkmıştır. Hakem heyeti reisi olan vali Reşid Paşa hazretleri ile aile-i muhteremeleri mumaileyhi hastanede ziyaret iderek hatırlarını istifsar etmiş bu suretle büyüklüklerini göstermiştir. Birinciye bir kat elbiselik kumaş bir dürbün, ikinciye bir kol sa'ati mükafat verilmiştir. İkinci yarış zabıtana mahsus olub düz ve beşbin metre mesafeli idi. Bu yarışa dört hayvan dahil olub birinciliği süvari mülazımı Celal Efendi'nin rakib olduğu Yıldırım ismindeki hayvan kazanmıştır. İkinciliği topcu mülazımı Rıza Efendi'nin rakib olduğu Sülün ismindeki Arab atı kazanmıştır. Birinciye bir kat elbiselik kumaş bir dürbün, ikinciye bir kol sa'ati mükafat verilmiştir. Üçüncü yarış sivillere ve halisü'd-dem Arab hayvanlarına mahsus olub düz ve beşbin metre mesafeli idi. Bu yarışa dört hayvan dahil olmuş ve birinciliği Feyzi Beyzade Mahmud Bey'in malı olub Yağanzade Battal çavuşun rakib olduğu Ceylan ismindeki arab doru atı kazanmıştır. İkinciliği Mihrali Beyzade Rüştü Bey mahdumu Nureddin Bey'in malı olub Mehmed Çavuş'un rakib olduğu Tayyar ismindeki atı kazanmıştır. Birinciye elli, ikinciye otuz lira mükafat verilmiştir. Dördüncü yarış sivillere ve her cins hayvanlara mahsus olub dörtbin metre mesafe ve düz idi. Buna yalnız iki hayvan dahil olmuş birinciliği Baytarzade Hakkı Bey'in malı olub Karslı Medet Efendi'nin rakib olduğu Ümid ismindeki kıratı, ikinciliği Nalbantzade Ali Efendi'nin malı olub Mirza Bey'in rakib olduğu Şahin ismindeki atı kazanmıştır. Birinciye kırk, ikinciye yirmibeş lira mükafat verilmiştir. Beşinci yarış küçük zabıtana mahsus olub düz ve ikibin metre mesafeli idi. Bu yarışa sekiz hayvan dahil olmuştur. Birinciliği kıdemli küçük zabit Celal Efendi'nin rakib olduğu Yıldırım ismindeki hayvan ve ikinciliği onbaşı İbrahim oğlu Hacı'nın rakib olduğu Ceylan ismindeki hayvan ve üçüncülüğü üçüncü süvari alayından Ali oğlu Kamil Çavuş'un rakib olduğu Derviş ismindeki hayvan kazanmıştır. Bunların da sırasıyla birinci, ikinci, üçüncü gelenlerine münasib ikramiyeler verilerek teşvikat yapılmıştır. Bunlardan sonra meşhur pehlivanlar tarafından güreşler icra idilerek mükafatları tevzi' edilmiştir. Bu yarışın umum hasılatı dörtyüz lira kadar olub yarış mükafatları te'min idildikden sonra mütebaki hasılatı memleket hastanesine terk edilmiştir İzmir Fecayi'i İzmir fecayi'ine dair resmi raporlardan bazıları: [Maba'd] 3-15-5-19 öğleden evvel karaya çıkan Yunan kıta'atı sa'at onbirden itibaren büyük bir Yunan bayrağı takılı uzun bir sırık omuzunda komitacılarla yerli Rumlardan müteşekkil bir cemm-i gafir kolbaşı ile kolun yanlarını ihata iderek alkışlar, Zito Venizelos sadalarıyla kışlanın önünden murura başladı. Kışladaki bil'umum kolordu ahz-ı asker ve fırka ellialtı süvari alayı ve müteferrik kıta'at ve müessesatın zabıtan ve efradı vazifeleri başında kışla tepeleri.. kışla cebhesini kamilen ve ona mülasık dükkan ve gazinoları geçerek sağa tramvay yoluna döndükden biraz sonra Rumlardan biri tarafından olması pek muhtemel bir rovelver endahtını müteakib Yunan askeri derhal kışlaya karşı mevzi' alarak kışla cebhesini mütemadiyen ve la yenkatı' olmak üzere ateşe tutmuş ve yine kışla karşısına vaz' edilmiş bir hafif makineli tüfeği ateşlerine iştirak ettirmişlerdir. Sükun ile işleri ile meşgul bulunan heyet-i zabıtan, bu nagihani hale karşı evvela duçar-ı hayret olmuş ba'dehu ateşden pek de müteessir olmayan kışlanın koridorlarında ictima etmiştir. Vak'anın kasdi olduğuna tamamen kani' olduğum cihetle ba-luzum sefk-i dimaya mani' olmak içün vesait-i mümkinenin kaffesi isti'mal idildiği halde mütezayid bir suretde ateşin devamı maksadın hainane ve adeta şu vesile ile bütün umur-u idariyenin imhasına sa'i olması fikriyle ihtira idildiğini ihsas eylediğinden bu hale ancak her ne suretle olursa olsun ateşi kesdirmekle belki çare bulunacağı teferrüs edilmekle hemen büyük bir sırığa rabt idilen bir muhabere bayrağı alarak üzerlerine doğru yürünmesi üzerine başlarında zabitları bulunan müteheyyiç askerin süngülerle üzerimize yürümekde olduklarını gördüm. Ve zaten maksad kat'iyyen mukabele edilmediğini ve hiç şübheye mahal kalmamak için ben ve ma'iyetimin (şifresi hall idilememiştir) olmalarından ibaret bulunmuş olduğundan orada tevakkuf ettim. Bu halin en intizamsız orduya bile tesiri muhakkak iken bir müddet daha ateşin devamı mucib olmuşsa da nihayet kesilmiştir. 4. Nizamiye kapısına çıkıldığı andan itibaren haysiyet ve şeref ve namus-ı hükümet ve askeriyeyi paymal eden ve şimdiye kadar tarihin kayd itmediği cinayet ve fecayi' ve hakaret başlamıştır. Bizzat bendeniz de dahil olduğum halde en ağır mu'amelelere ma'ruz kalınmış ve zabıtanın süngü ve dipçik darbeleri altında tahribatı yapılmış ve kalpakları alınarak yırtılmış ve çiğnenmiştir. Bir kısmı da süngülere takılmış ve üzerlerinde bulunan para, sa'at ve yüzük sigara tabakası mendil her türlü levazım ve teçhizatı tamamen gasb ve yağma edilmiş ve en ağır elfaz-ı müstehcene ile tahkir ve darb idilerek ve şekl-i kıyafetleri acib ve çeteci kisandan mürekkeb efrad tarafından bil-ihata heyet-i umumiye tahrik edilmiş ve buna karşı Yunan zabıtanının ef'al ve harekatı yalnız ihmal ve tesamuh değil, bilakis evza ve etvar-ı behimane ile etrafımızı ihata eden güruh-ı rezileyi teşvik ve tergib mahiyetinde bulunmuştur. 5. Bu esnada gayr-ı kabil-i tasavvur ve en ibtidai vahşetin bile kabul idemeyeceği cinayat ve fecayi' irtikab edilmiştir. Hey'et-i zabıtan ve efradın güzergahında tarafeyne toplanmış olan Yunan kuva-yı işgaliyesi ve tamamen rovelverle müsellah Rumlar tarafından kafile üzerine mütemadiyen endahat edilmiş ve efrad-ı ahali tarafından her türlü vesait ile sabiyan-ı efrad darb ve işkence edilmiştir. Ve en galiz elfaz ile muhkir ve tezlil rıhtımda bulunan her Yunan vapurundan rıhtımdaki bil'umum apartman mağaza ve hanelerin balkonlarından cadde üzerindeki müctemi' Yunan askeri ve Rum ahali bu fecayia her türlü vesait-i cina'iye ile iştirak etmişlerdir. Kafileye elleri yukarda olduğu halde "Zito" bağırtılmıştır. Pek çok zabıtan ve efrad caniyane şehid ve mecruh edilmiştir. Burada pek ziyade ateşe Yunan'ın Anadolu Bankası'yla bir Yunan torpidosundan ma'ruz kalınmıştır. Bütün bu fecayi' ve cinayatın resmi ve gayr-ı resmi bil'umum ecanib ve limandaki düvel-i mu'telife sefainini zabıtan ve efradı tamamen ve aynen şahidi olmuşlardır. Zayi'atın henüz medar-ı hakikisi tebyin ve tesbit idilememiş olmakla beraber zabıtan ve efraddan otuz, kırkı mütecaviz şehid ve altmışı mütecaviz ağır ve hafif mecruh olmuştur. Ezcümle şehid ve mecruhin arasında kolordu ahz-ı asker heyeti Süleyman Fethi, erkan-ı harb miralaylarından Ali ve Kolordu Sertabibi ka-imakam Şükrü, Erkan-ı Harbiye Reisi Binbaşı Abdülhamid beyler dahildir. 6. Vapurda mikdarı her halde otuzu mütecaviz Yunan efzunlarından mürekkeb taharri memurlarının icra ettikleri fecayi', hakaret, gasb tezyif ve işkence zabıtan ve efradın cidden izzet-i nefs-i haysiyet ve vakarlarını tamamen kesr ve mahv etmiş ve kendilerini şayan-ı tarahhum sefalet ve mezellete ilka etmiştir. 7. Acizleri de dahil olduğum halde bil'umum zabıtan ve efrad bidayetde vapurun en alt ambarlarından ihrac edilmek üzere olan hayavanatın yanlarında ahz ve tevkif idildik. Altı yedi sa'at kadar devam eden fecayi-i ma'ruzeden sonra ma'iyetimde Erkan-ı Harbiye Reisi Abdulhamid ve fırka ellialtı kumandanı ka-imakam Hurrem Beylerle beraber iki sa'at zarfında İzmir'in terk ve tahliyesi zımnında tedabir-i lazımenin ihzarı vazifesiyle kışlaya çıkarılarak tevkif idildik. 8. Vapurda kalanlara yüzbaşı rütbesine kadar olan mafevk zabıtan ve yekdiğerini müte'akib birer ikişer sa'at fasıla ile diğer zabıtan da vapurun ikinci sınıf kamaralarına nakl edilmiştir. A'zami otuziki yataklık olan mezkur kamaraya la-ekall yüzelliyi mütecaviz zabıtan iskan edilmiş ve dışarıdan tevkif edilmiş olan polis memurlarıyla memurin-i mülkiyeden ve efrad-ı ahaleden bazıları da yine aynı kamaraya idhal edilmiştir. - Maba'dı var - [Sivas: Vilayet Matba'ası]