Anadolu ve Rumeli Müdafa'a-i Hukuk Cemiyeti Tarafından Neşrolunan Beyanname Harici ve dahili felaketlerin tehdidi altında hukuk-u tabi'iyesiyle mukaddesatının mahfuziyetini te'min gayesi etrafında toplanan büyük milletimiz, bu güne kadar hakimiyet-i milliyeyi ayaklar altına alan birkaç şahsın husumet-i hainanesi karşısında kalmıştı. Millete istinad idememek itibariyle hadd-ı zatında hiç bir kuvvet ve ehemmiyeti olmayan eşhas-ı mezkurenin her nasılsa eskaza gelmiş bir hükümet şeklinde olması bu mahiyetinden bir ehemmiyet-i resmiye olmasını intac idiyordu. Bu sebeble şimdiye kadar milletin vahdet-i ma'neviyesi noksansız olmakla beraber hükümet-i merkeziyenin bu vahdet-i milliyeye dahil olmamış bulunması yar ve ağyara karşı milletin değil fakat devletin vahdet-i umumiyesini na-tamam olarak gösteriyordu. Lakin bugün Cenab-ı Hakk'a ve kendi hakkına istinad eden büyük milletimizin gösterdiği iman-ı mutlak karşısında hainler sükut edip nihayet aynı gaye-i istihlas etrafında devletimizin de vahdet-i umumiyesi tamam oldu. Bu muvaffakiyet-i milliye iki safhada tecelli etti: Bunların birincisi milletin amal-i meşru'asına kesb-i ıttıla' eden Hilafetpenah Efendimizin Ferid Paşa kabinesini derhal iskatıyla ve ikincisi de Ali Rıza Paşa hazretleri riyasetinde teşekkül eden yeni heyet-i vükela tarafından amal-i milliyemizin meşru'iyeti ve kuva-yı milliyenin hakimiyeti esasını kabul iderek milletle hükümet arasında bir i'tilaf-ı tam olmasıyla tahakkuk etti. Bu i'tilafa binaen bugünden itibaren bütün teşkilat-ı milliye ve heyet-i temsiliyemize her iki tarafça müşterek ve bütün milletçe müstelzem nukat-ı nazarımızın te'miniyle amal-i milliyemizin istihsalinde yeni heyet-i vükelaya muzahir ve mu'avin olacak ve muhaberat-ı resmiye üzerine mevzu' olan memnuniyeti ref' idecekdir. Bu vazifenin ifasında teşkilatımız hiçbir yerde hiçbir kimse tarafından hükümetin vazaif ve icraat-ı kanuniyesine karşı hiçbir müdahaleye kat'iyen meydan vermeyecek ve bu suretle teşkilat-ı milliyenin bütün hedef-i mesa'i ve fa'aliyeti vatanın istihlasında mütemerkiz kalacakdır. Bu istihlasın istihsalinde hükümetin vazaif-i resmiyesine mukabil milletin de pek büyük ve pek mühim vazife-i milliyesi olduğunu nazar-ı itibara alan cem'iyetimiz, hükümetçe musaddak olan nizamnamesi ahkamına tevfikan teşkilat-ı umumiyesini ta'azzuv ettirerek vazaif-i milliyenin intizam-ı ifasını te'min itmeyi elzem add etmekdedir. Ve esasen bu büyük ve milli gayede başlıca hiçbir maksad takip itmeyen heyetimiz, her türlü menafi'-i şahsiyeden ve fırka ihtirasatından da münezzeh olduğundan ilan etmiş olduğu esasat-ı milliyeden hiçbir sebeb ve bahaneyle hiçbir zaman inhiraf itmeyecek ve en büyük hisse-i fa'aliyetini kuva-yı milliyenin şimdiye kadar olduğu gibi bundan sonra da asayiş ve sükun-u tam içinde tevzinine hasr idecekdir. En mühlik şerait-i tarihiye altında bile vakar-ı millisinden ve herkesin hukukuna ri'ayetdeki hasail-i mevrusesinden zerre kadar ayrılmamış olan milletimizin bundan sonra da aynı tarz-ı hareketde sabit kalacağında ve bu suretle bu mübarek topraklara sahib olmakdaki liyakat-ı medeniyesini bütün cihana tasdik ettireceğinden şübhe yokdur. Anadolu ve Rumeli Müdafa'a-ı Hukuk Cemiyeti Hey'et-i Temsiliyesi Namına Mustafa Kemal Yenigün Gazatesi'nin Sivas'ta bulunan muhaberinin gazetesi namına icra ettiği bir mülakat olub aynen derc olundu. Bugün öğleden sonra Mustafa Kemal Paşa hazretleriyle mülakat ettim; Paşa heyeti temsiliye ile beraber Sivas'ın en büyük binalarından birinde ikamet etmekdedir. Mülakat esnasında heyet-i temsiliye a'zasından birkaçı da yanında idi; simasında ve hassaten gözlerinde büyük bir eser-i azm iltima eden Mustafa Kemal Paşa, pek mütevazı' ve necibane bir tavır ile bütün suallerime cevab verdiler. Muhaveremizi harfiyyen tebliğ idiyorum: S- Anadolu ve Rumeli Müdafa'a-ı Hukuk Cemiyeti teşkilatının kuvvet ve derece-i şümulü nedir? C- Mütarekeden sonra millet iki büyük felaket altında kalmıştı: Bunların birincisi vatan ve milletin duçar olduğu hakşiken mu'ameleler ve ikincisi de hükumet-i sabıkanın bu ta'arruzat esnasında adeta düşmanlarımızla teşrik-i mesa'i iderek hareket itmesidir; bu iki büyük sebeb memleketin her tarafında bir galeyan ve intibah vucuda getirdi. Memleketimizin her kısmında icra-yı tesir etmiş olan aynı esbabı aynı maksad uğrunda her yerde teşkilat-ı milliye vücuda getirilmesini intaç etmiş ve nihayet bütün bu müteferrik teşkilat ittihad iderek bütün memlekete şamil olmuştur. S- Teşkilat-ı milliyenin ittihadçı tahrikatı olduğuna dair bir rivayet var, bu hususdaki mütala'a-i devletleri ne merkezdedir? C- Teşkilatımızın ne gibi avamil-i milliyeden doğduğunu izah ettim: Binaenaleyh esas maksadımız vatan ve milleti kurtarmak olduğuna göre karşımızda iki muhasım zümre bulunması pek tabi'idi: Bunların biri menafi'-i şahsiyesine menafi'-i umumiyeyi feda eden hükumet-i sakıta, ikincisi de inkırazımızı bekleyen bir takım dahili düşmanlarımızdı. Bunlar cihan nazarında harekat-ı milliyeyi kirletmek ve kendilerini kurtarmak için zaman icabı kuvvetli bir silaha maliktiler: Bu silah ise ittihadçılık iftirasıydı! Fakat gerek fa'aliyat-ı milliyemiz ve gerekse hükümetin tebeddülünde gösterdiğimiz bi-taraflık cihan efkar-ı umumiyesinde ihtirasat-ı sefileden ne kadar münezzeh olduğumuzu isbat etti; bize ittihadçı diyenler unutuyorlar ki harekat-ı milliye bütün millet tarafından icra edilmekdedir: Eğer işin içinde ittihadçılık olmak lazım gelse bütün milleti ittihadçılıkla itham edilmiş olurlar! Fazla olarak; gerek şimdiye kadar neşr ettiğimiz beyannamelerle ve gerekse umumi kongrede kabul idilen yemin suretiyle hiçbir fırkaya mensub olmadığımızı ve ittihadçılıkla alakamız bulunmadığını kainata ilan ettik; hatta zat-ı şahane bile beyanname-i hümayunlarında teşkilat-ı milliyenin munhasıran esbab-ı milliyeden mütevellid olduğunu ilan buyurmuşlardı; fakat Ferid Paşa hükumeti yalnız milleti değil, padişahı da tekzib iderek Tan Gazetesi muhabirine Anadolu harekatının "ittihatçı tahrikatından mütevellid olduğunu" söyledi: Artık böyle bir iddi'aya nasıl ehemmiyet verilebilir. Hatda son zamanda bolşevikliği de aleyhimize bir silah gibi kullanmak isteyen Ferid Paşa, Trabzon ve Samsun'dan Anadolu'ya akın akın bolşevikler geldiğini de vilayetlere resmi telgraflarla tebliğ iderek ilan etmek garabetinde bulunmuştu! S- Teşkilat-ı milliyenin anasır-ı gayr-ı Müslime aleyhinde bir takım temayülatı olduğuna dair de bir rivayet var; bu hususdaki fikr-i devletleri nedir? C- Ve teşkilatın anasır-ı gayr-ı Müslime aleyhinde hiçbir fikr-i muzmarı yokdur; filvaki' bir takım gayr-ı müslim anasırın devlet ve milletimiz aleyhinde bazı tahrikat ve teşebbüsata girişecek kadar temayülat-ı muzırra besledikleri vekayi' ile sabit olmuşsa da, hakk-ı meşru'una istinad eden milletimizin sükun ve vahdeti karşısında hiçbir netice elde idemeyeceklerini hiss itmeye başladıkları me'mul add olunabilir. Bu takdirde arada hiçbir sebeb-i zıddıyet kalmayacağından her türlü hukuk-u tabi'iyelerini tamamıyla te'min iderek beynel anasır bir muvazenet ve aheng ihyasını makasıd-ı esasiyemizden add ideceğiz. Harekat-ı milliyenin bidayetinden bugüne kadar memleketin hiçbir tarafında beyne'l anasır hiçbir hadise zuhur itmemiş ve binaenaleyh asayiş-i umumi bugün her zamankinden daha mükemmel bir şekle girmiştir. Bu halin karşısında asayişsizlikden bahs edilmesinin maksadı, yok yerden bir vesile-i müdahale ihdas etmek ve bin-netice tıpkı ittihadçılık ithamında olduğu gbi harekat-i milliyemizi kirletmekdir. Fakat bu kadar büyük bir hakikat hiçbir zaman geri kalamayacağından, nihayet i'tilaf devletleri bile evvelce asayişsizlik var zannıyla işgal etmiş oldukları Merzifon ve Samsun kasabalarını ahiren tahliye iderek müfterilerimizi pek müşkil bir mevkide bırakdılar. Bu vaziyet o kadar açıktır ki Anadolu'nun muhtelif yerlerindeki cema'at-i gayr-ı müslime rüesasından bile hergün birçok teşekkür telgrafları alıyoruz. Bunların bir kısmını size de gösterebilirim. (Bunun üzerine Paşa hazretleri filvaki bana bir telgraf uzatdılar. Bunlar Ankara ve Adapazarı vesaire metrepolidlerinin memnunen gönderdikleri teşekkürnamelerdi.) S- Ecnebilerle münasebetiniz nasıldır? C- Şimdiye kadar gerek tesadüfen ve gerekse Anadolu ahvalini tetkik için memuren bu havaliye gelen muhtelif milletlere mensub ecnebilerden birçoklarıyla temas idildi: Bunların bize söyledikleri ilk ihtisasat, uzakdan müdhiş bir heyula gibi tasavvur ettikleri Anadolu'yu bilakis en şayan-ı dikkat bir sükun ve asayiş içinde görmekten mütevellid hayretlerine dair oluyordu; bilhassa teşkilat-ı milliyenin vüs'at ve ehemmiyetiyle milletin vahdet-i azimkaranesini gözleriyle görüb metalib-i umumiyemizi etrafıyla tedkik ettiklerinden amali milliyemizin