Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.
——— —- SA S” n | S ER. li çer HAFTA SOHBETİI Tamburacı Osman Pehlivan —İi— (*) 50 yıl Sar çulan sanâtkâr — İkinci Abdülhamit devrinin paşaları, miras, yedlleri — Habe: haber üsztüne, fakat giden kim? — Bü meclis birakilir mı? — Udi Nevres — Gözlüklü Ali bey — Gait Haljm paşa — Filozof Rı zi Tevfik — Mimicüâmek — Abdürrahman ÂAdilin bir makalesi — İttihad ve Terakkinin şubesi — Toplu İğne ne diyor? — Osman pöhlivanm beğendiği VO SEVGİĞİ sanatkürlar — Sanâat peygamberleri — Tanburi! Cemille tanışma Yazan: Münir Süleyman Çapanoğlu sman Pehlivan çalgılı gazino, larda birtakim eğlence yerle ' ade saz çalıp türkü söylemek is. iLmediği gibi, üyle herkese de ça. p okumazdı, O gecesini — sevkle Laçirmek, birkaç kadeh — takının verdiği neşe ila saz dinlemek isti. yenlerden hoşhnmedığı icin onlar Hü nt davetille ne tütrkü & iyler, ne de saz çalıniı Sazdaun, " üzel havalardan, insatiin itini <8 srün Anadolü türkülerinden an, Dyanlara, bünlâar; vecd ve heye van İçinde dinliyenlere — şalmak, Ve onu sevenler, bilenler, evle. Fine düvet edönler hep bt âyarda ınsanlar olduğu için, davetlerine | Söville sevine koşür, coşa cöşa ça" 'ar ve ökurdu, Alümiş sekiz yillik Ümrünün &İk beş yılımı saz cal. makla geçiren bu büyük Türk ço. suğu, hep böyle yaşadı; kendisini Ve sanatını takdir edenlerle dü « Şüp katktı. İkinej Abdülhamit devrinin bir çok paşaları, mirasyedileri, paşa zadeleri onu dinlemek için haber babtr üstünet yolladıklafi, bol pa' Talat Vnüdettikleri halda, konak - latınü, köşldetine, yallarma git. medi, Hiçbir maddi teklifi kabul etmedii, Hiçbir tehdidi, gelecek bes lâyı, hapisi, sürgünü ümurlama - dı, Vicdanının, kafasının göster diği yoldan yürüdü, Sılantı çektiği, parasız kaldığı günler cok oldu, O zaman, üârüaha. cılık yaptı, berberlik yaptı, kah, Vecilik yaptı, Göztepedeki evinin balçesina karptz — ekti, kimseye minnettar olmaudan, boyun eğme” — Üen yaşadı, Na temiz, Ne aslii, na aslİyet. porver bör ruhü vardı. Büerjinin, Tağilelin ümsak ölan Ösmün Peh. Bvanın, “sazı, bağı, çoluğu ve ço, Güğü ve dostları arasın Beten üpüztü bir hayat içinde önün, ne maddi, ne de mühnevi anlamile &€ ğildiğîm gören olmumiştır. Bütün bu ba'ım'ardan yüzde yüz bir < balk cacufu idi.” -. * &* B İR gün Kartelda, bizim köşk. ta İtemetişdej Vasil, tanbürt Gürcü Ramiz Püda zade Ali Bey, okuyucu Nafın KXezaretinin ileri Helen örlüindan Kasıyarık Hü . Bariotin, #di Nevres, gümmrük moe, nüA se.dah üi (ı'ılıp Misirli Tar İ Huf tti yeti ştırmelenndeıı ve BĞ Va köriplninten sesinin gü - S LETİ f'.:.: &<üna Sihi — İstanalu küetklizta Yean İbratlm, posta « HNe HemuüsAaltindin Pevlerbeyili 2'. Şya Dazlzıla Lemöni Tatyostan mü S Sar — BN AFT F . Ğım i Babamla Ahmet Büşim, | :ııı' belâ gelmediğine şasıp kaldı . BAA O yŞüpyor Tiye babamın ıet #f '_'" DBi süz heyetitlin arasın” da Örten Peklitân da çalıyortlu, Ravatun dökülün nüğtieler, yal. He Ülalzenleri değil ker.dısını de bv niş, o da — ötekiler gibi #ğshrt ı—' İi <© lu Kâhvn Osman, bab>, mik ı"ıı'—'ı gelerek Lulnı,ııuı bir stylar sözledi. Ralimetli babam, O Tahmetli üstadım Ahmet Rmınıml TLı"n büker, üstad, yetinden kalk tı, Hatmmiş vüatima gitti, bir şey” lev kohüsştülar, Sonra Âhmet Ra. , Lanburacıya seslendi: — Phhlıvm, dedi. Senin bura. üa olduğunu haber almişlar, Meh, met Alj Bey —rüsümüt —azasın dahn ve maarif nüziti Hüşim Paşa, a2in #krabüsindân hatırl! Ve Süra. Ya mensuptü— Seni — istiyoramiş, Adamını yollamış, Pehi'van, Sazını içli içli konus. fafurkan oevap vetdi: — Bir yere gitmem... Bu mer Hs brrakilır mr? Vasil birakilir mı? - Nediti Bey brrakılır tü? Beni $e, venleri bıraktp nasil giderim, işte Bir olamar, Mehmet Ali Beyin adamı geri döndü, tabii Fehlivansiz., Günlerce kortüu içinde z,aşadık hbaşımıza İstibdad devrinde, saraya mensüp ve gözde bir adamın, hüy. le bir muâmeleye maâruz .u—'ıhgı hülde bir fenaliık yapmaması cid' — Wlön şaşılacak şeydi, Hem de mim, Tiilerden olduğu, evinde — içtimalar alevhinde 'IEfıenddıd jurnallar vorildiği hal. : d (*) Butldafi evveİki yazılar 18, Ve 20 Birincitesrin tarihi sâyı Arıtmızda oıkmıştır. Babamın Mmiml; ölmasının sebe., Li şuydü: Büyük babamı, — Şürayı Devlet Tanzimat dairesi reisi (küz. lüklü Alj Bey, evvelce, Rümelih', sarındaki — yalımızda — ötürürken, Rotmada öldürülen Sadlrazam Sait ilalim Paşa ile ahbablık ediyorlar: dı, Snit Halim Paşa bizim yalıya gelir gider, haftada bir iki kere toplanırlarmış, Bu toplantılara Fi lozof Riza Tevfik, dava vekili Ab. duürrrahman Adil Beylerle, şimdi adlarını hatırlamadığım — kimseler de iştirak ederlermiş: (İttihat ve Teraktiynin bir şubsei, bu sırada bizim yalıda kuürülmüş 1) Tabii bu düyülmüş, tahkikat, — tetkikat, sorgu, cevap, büyük — babam güç hâlle yakayı kürtürmiş, İste, büy. le bir babanın #ğlü olüşüundandır ki, babamı mimlemişler, 'l'ophntılam gelince, bunlar, hep eğlence — toplantılatıydı, Her gün, har akşam, Saz ve $atkı set. leri, köstün penserelerinden ta - şAr, etrafta sonsüz nkisler bıra . kırdı. Şurasını da işaret edeyim ki, İstibdadın kanlı ve korkunç pençesinin yakam!za yapışmama. sında, o zamanlar Kartâal kâyme, tami ölan Münyasi Zâade Refik |Beyin Aakrabalarından Necip ve jandarm akumandanı — Hüseyin Beaylerin çok dahli olmustür, On” ların tezkiyeleri, babami sürgün . leri boylamaktan kurtarmıştır. İki sine de Tanrmıdan rahmet dilerim, #& ANBURACI Osman Pehli. vanin, bazı kimselere saz çalmak istemediğini üstad. Nuret tin Artam (Topluiğne) de söylt. yor. “Bazı insanların yanında Pehli- vVan Baz çalmak istemezdi. Önâ 16 rar ederlerdi: — Kuzum - Pelilivan: bir kaşık havası! — Canım Pöhlivan, blr Tuna türküsü ! — Ne ölursun pehlivancığm, bir harmandalı zeybek! O zamân o, torbt itinde durââ #âazını gösterir: — Sazım bozuk! derdi, — Değildir, sen mshsus söylü » yorsüf. O zaman Osman Pehlivan iri parmaklari'e pola bıyıklarmı bir | Sivazlar ve vemin ederdi: — Val'ahi, billâki bozuk! Hid bozulluğu olmryan bu sazın bözüuk olduğuna yemiti ederken Fehiivafi yalân söylemiş olmazdı. Çün'süt elindeki sâz “bozüuk" deni. len hevidendi." ... Ona sorduğum suallerden birisi de şuydüu: — Çalanlardan ve okuyanlar * dun kimleri beğenrirsi'n ? Hameti cevâp — verthedi. düsündü'iten sotira: (Devamı 5 inoj sayfaday (1) Bu bâhse dair, üstad Abdur- rabman Adil'in (Azim) gazetc. sinde bir makalesi intişaf etmiş” itr, Tatihini hatirlamıyorum, fa, Biraz kat yılr 327 veya 328 dir, Senarında otlar üzerine oturduk, Bir demet gelincik — topladık, Biz oradüyken üzerimizde iki üç tay, yara üçtu, Acaba bizimkiler mi* Büyük bir kilisesi ve hatıralar Sütân dükkünlüri bülünan — büyük bir şehirde Sant üe durduk, İn, sün burüda kendisini ideaf bir sayfiyeda raühediyor; hattâ ye, mek yediğimiz ötel bile bir plâjdâs ki âile pansiyontna henziyor, De, niz kenamında değiliz, fakat deniz uzakta değil, Sent ile Rosel nta , sımda kilomatreler yöktür, —Alle pünsiyonu çok kalabalık, Buradn. Ki yölcuların ekseriyetin İpansi, yöünerler teşkil eder. Bumların â, rosında paralı DBDelciktali mühacir ler da eksik değil, Tatlı Bördo sürabiyle Filzel bir tahi'dot iyedik. Yihe Bordoya doğru yolu kö | yulduk, Gök gürültüleri ve şim, teklerle Kahışik gökte iri bulutlar toplanmağa Başlâdı, Büunü yağ, mur takip etti. Yağmur otomoli«. Tn camlarını kamcılayor, Büyük yola cıktığımız vakit yağmür çök siddetlenmişti. Bu yol da gettiği, miz yollar: hatırlatıyor, Otobüsler, tdenklerle yüklü Paris ötomobil , Valiler. toplantısı Dahiliye Vekilinin başkanlığındaki toplantıya buyün de devam edilecek Anlkıaradan bildirildiğine güre, Ankarü valisi ile beraber vilâyet" lerin tütlü iş'eri etrafında alâka , dar vekâletlerile temaslar yapmak üzere Ankaraya giden — İstanbul, nu valileri, Ankara — valisinin de iştirakile Dahiliye Vekllinin baz. katjlığında dün — toplanmıslardır. Toplantılara bu gün de devam e“ dilecektir. Konuşulan — meselenin, buü vilâyetlerimizin iaşe işleri ol düğü anlaşılmaktadır. Memurların maaşları Cümhüriyet bayramından evvel verilecek Ankaradan bildirildiğine göre, hükümet, memurlarm maaşlarını Cümhuriyet bayramından evvel vermeği hararlasttrmıştir. Mâaliye Vekâlati, bu husüsta defterdarliık.- lara lâzmmgelen hazırlığı yapma * ları, ve mâfışların 26 « 27 teşrini evvelde tediyesi için emir vermiş. tir, Kasımpaşada esrarlı bir olnayet Evvelki gece Kasımpaşada bir ecinayet işlenmiş, Salih adında bir motör kaptanı, Ali Riza isminde bir çuvaâaler tarafından karnına bıçak saplanmak suretile öldürül müştür, t Salih kaptanla üç arhdnşı, ev « velki akşam Viyana birahanesin. de fazlaca içmişler ve kendisi ve arkadaşları orada içerlerken baş- ka bir masa başında içen çuvalcı Alji Rıza, bunlar birahaneden çı kınca peslerine takılmıştır ve Ka. &mpaşada Değirmenarkası deni. len yerdeki karşılaşmada, Salih kaptan kan içersinde yere seril “ dikten ön dakika sonra can ver. miştir, Cinayet Sebebine gelince, çuvaler Ali Rrzanm Sa'ih kaptan- la arkadaslarını oldukça paralı görerek soymafı tasatladığı içki tesirile dört kişi ile birden başa çıkmağı göze aldırdığı ve tetiha yere gelince Üzerlerine — atıldığı sanılmaktadır, Katil yakalanmı” « Ü“e, -0 Yakacak olisi yakacağı evve lâ memur, dül, yetlim ve mütekaitlere verecek Yakacak Ofisi, kazalardaki hâl Kkitı odun ihtiyacı etrafinda tetkik. lerde buülünmkatadır. Ofis, memur, dül, yetim ve mütekaitlere ödün kömür tevzi ettiktet sonrâ halka öa odun kömür satmak icini hazır. liklar vapılmaktadir. Odun, hâajka depolarda teslim edilecektir. İzmir, Bursa, Eskişehir, Kastamo- | 'li t ydek Mürvetin evi birdenbire uarışmışı 3 vdayı nasıl öldürmüşler ! T AAT —w İN aa A . Bi adai w1 21 ILRTEŞRİN — 194. “Tazmina ttan vazğeçtim hâkim bey, emsaline örnek olması için sadecs cezalardırılmasını istiyorum. ,, — Mürvet abla, Mürvot abla, koş Sevdayı öldürdüler!,, Küçük komşu çocuğunun giırtla, ğını yırtarcasına böyle bağırması. ür Müteakip, Bakırköydeki Bâyan | — Ne Sevdayı mı öldürdüler? — ÂAÂman dostlar, yetişin, — Ay ben de ölüyorüm, — Sevdasız nasıl yaşarım, — Allahım acaba hakikaten öl. dü mü? — Nerede, nerede ücaba? Çığlıkları ayyüka çikmağa baş” lamıştır, Bayân Mürvet pür heyecan ve telâşla kendisini bülteye atmiiş ve akabinde de: — Ayyyy.. Sevdüa,, Sevda,, Ne öoldü sanâ böyle? diye bağırarak yere düşüp bayılmıştır. Sevda henüz ölmemiştir. Bahçe. tüin ortâsinda, çimerletin üzerin. Ö âci âcı bağırarak kivranmak . tâdır, Sol gözü kanlar içindedir, Kanlar toprağa da karişarak sü - râtihı böyamış ve kendisini feci bir vaziyete sokmuştur, Evdeki diğer kadmlar Sevda ile mi yoksa Mürvet ile mi uğraşa, caklarinı Şaşırmışlar, öftayâ bü . taya koşuşmağa başlamışlardır. Nihâyet Mürveti sular, kölon « şülâr Gökerek ayıltmışlarsa dı, bâstaneye kaldirilân Sevda kürtür lamamiş ölmüştür. Kendisini Mürvetin — komşusu Hatite adındaki kadın öldürmüş - tür, Başma iri bit küya fırlâtmış, gözünü parçalamıştır. Kafatası da çatlıyan Sevda bütün — tedâviye rağmen kurtarılamamıştir. y & * Ş , — Bay hükkü tazminattan vaz geçtim, emsâline örnek olması i . çin sadece cezalandırılmasını iSti. yorum, — Pekâlâ oturun, Mübasir efen di, bif daha Hatiöeyi ıqıınıı. Belkı gelmiştir. — Haâticecece!., — Yok elendim, Halbuki suçlu Haticeye tebliğat yapılmıştı. Hâkim, suçlu gelmedir Bi itin kendisine yenidean tebliğat yapılmasına karar vererek müha - kemeyi başka bir güne bıraktı, Hâkim kararı yazdimrırken Mürvet, mütemadiyan: — Ah Sevdamı öldürdü, Söv - damr, şimdi öonsuk hayat bana zim dan olduü, Diye söyleniyordu, Birçok kimseler gibi ben de, mü hakeme olmadığı İçin hâdisenin mâühiyetini ânlryamamış bir hayli meraklarımıştım, Mürvet dışarı ç kar çıkmaz etrafıni sürmrverenlere karıştim, Mürvete süal yğümürü — Çocuğunuzu âcabüa nasıl ölL dürdü? — Çok mu küşüktü yavrunuz” — Vay vicdansız kadın vay., demek tâşla gözünü çıkarıp öldür dü, ha? — Pekâlâ kendisini yakalıya . Yazanı Aleksander Veri Ş%m büu arabaların hapsi — âynt istikamete gidiyor, Bordodan birkac kilometre u, zakta buülünan büyük köprü üasker, lerin &tlu bir nezareti altında, bt rada bütün yolcuların lılğıılım muayetle odı'ü Nihayet Bördodayız, Lekeli ve donük' sokaklardan geçtikten son. ra Garöon nelhrina ulaştık, Nehire de çok vüpür var, Belediye dalta * sme kadâr Müaresal Liyotey rıhtı - mından iletledik (Ba borgun gün lerinde bu isim ne kadnr büyük görünüyor) dilberla ben Rüstvündi. yeyl ve ötekileri bir kahvedea birm tarak keşfe cıktık. İstihbarat nar zırlığı ve sansürü valinin binastna yalın bir binada (hiç olmazsa na”” Zari olarak) yerleşmiş bulduk; bel ki da bu bina bizzat vilâyet binüsi idi, fakat şimd; iyice hatırlamıya, rüm, nazari olarak yerleşmiş diyö rüm, zira bu dairelerle anlaşılma: sna imkân olmiyan bir karışıklık hüküm sürüyor. Muhtelif dairele * rin nerede olduğunu hiç tümse bil miyor, Burüda Milyükölüun gazete, Bi olan Poledniyanovesti. gazetesi: ne meclis havadisleri yazan ©Z" ismindeki Rüşla karşılaştım, ce -« süreti kırilmiş, endisşeli bir yüzü ver: Bana! “Rürada herkes kö * lüimser dedi, “Dün akşam Liber: te Hazetesinde Çön endişe verici bir vyozı vardı, Bu yazıyı Sotan maddar mt henüz? ! — Tevkif edilmesi de lâzım de. Zi lmi? k Mürvet, bütün bunların hepsine | karşı başını saliryor, Takat sorgu ve sunlden kurtulup bir ttirlü bir şey söyleyemlyordu. KKdğik Nihayet: — Şey... diyebildi. Sevda ber Him çok sevdiğim bir kedi idi, — Nef! — iyet. dok cici bir lıediyıîî. Kadım kaskançlığından — öldürdü omtu. — Demek bir kedi içtin burala. ra kadar geldiniz. ha?, — Hey gidi dünya hey,,, Hanrm hanmm senin bu dünyada başka derdin yök mü? Ve Mürvetin etrafımda bir İki yufka yürekli kadımla benden baş ka İlinmise kalmamışti. Bu kadınlar da Mürvet gibi bü. yük bir teesslire kapılmıslardı. Başlarımı sallıya sallıya — Müryeti dinliyor : — Vah zavallıcık vah, cok mu aet çekti acaba? Diye söyleniyorlardı, — Çaoook, çocok hep — Kendini yerden yere tatı zavallı, Neymiş, kadmmın tavuklarını yiyecekmiş.. Ayol, benim Setvdam kibar kedi idi kibar, Önüne ciğer koyardım, da ben ye demeden yemezdi, Hiç böyle asil bir kedi, âlemin cılız ta, vuklarını mı yer, — Yemez kardeş yemer... — Tabii yemez, Fakat İşte kıs” kançlık bul Kaldırmış koca tası indirmiş başma, Hayvan haştane. sinde o kadar uğraştılar, didin” diler, bir türlü kurtarımtdılar, Zatvallrı yavracüğüm, o güzel tek gözünü de kapadı, gitti. ÂAh bit görseydiniz ne güzeldi. Ne gürel, Kadınlar bu şekilde daha ne ka dıı' koııııtıılıı' bilmem, fakat ben bir başka mu. ) hıhıınıyı dinlemek Üzere cürmü - meşhut mahkemesine girdim, NİHAT ŞAZİ Taksilerde dolmuş usulü kabul edildi Bir müddet evvel kaldırılmış olan tüksilerde dolmuüş üsülüntin yehiden tatbiki hakkında şoförler cemiyeti târafimndan — yaprlan müks Tacdât, eminiyet altıncr şube mü. dGürlüğünce mMmuvafık görülmüş ve keyfiyet belediye reisliğine teklif edilmleatir. Nakil vasıtalarında gö“ rülen darlıği Önlmek üzere kabüul edilmiş ve süratle tatbikı karar | lastırılmıştır. Diğer taraftân ot tüsçüler de, otobüs Ücretlerine yüzde 75 zam yapılmasımı istemek tedirler, Müracaat makul görül . müş, zam —miktarmın ne olacağı etrfafımda tetkiklere başlanmıtatır. yazdırmışa benziyor, Bu — yazmiın şeklinden Fransanın teslim ola . cüğı seziliyor, Z bana bt yazıyı da gösterdi, yazı hakikâten — heyecan verrcek Şekilde, Ne yapacağını sordum, Ümitsiz bir şekilde omuz larmı silkti Ve gözlerine yaşlar döldü, Fransanın bü — yıkaılışt bile beraber. serbest Rusyanın doğaca- ğı hakkındaki son ümitte mahvor lüyor, Milyukofun etrafında birik miş Rus kberallerinin artık he Ü. midi kalabilir? Bunlar Liberal, nâ- zizme üleyhtar Mmsanlardır, gnze” telerinin kültür ve edebiyata bağlı güzel bir ananesi var, Dost Fran sa foprakları üzerinde kend'lerine müahsus klüçük fakat çok medeni bir eemiyet, yirmi sene devam © « den bir eemiyet kurmuslardı. Riz- züat Milyokof Ve etrafinda gene ve ibtiyar toplanan bri sürü münav * ver, kıymetli Rus zekâsı için yük. sek bir delildi, Fransızların büğün, yârm te“ « llm olacağı düşüncesi inanılmıya- cük kadar korkünctü, bününla be" rüber hüdiseler bir âydanberi bu uğursuz seyri takip etmiyor miy. dr? Paris elden çıktıktan sonra so '-HADİŞELER AR 4Hi Asri iollıllıı- * G 1639 senesi şubatında, söğük bir kış gecesinin sabahında, Dör- düncü Sultan Murad ârtık ölmüş. tü, “Şehrin ufukları, Bultanların “| camilerinin minarelerinde oku. nan salâ haykırışlarile çinlıyordu. Bu Dördüncü Muradın ölümünü İstanbul halkma bildirmek içindi. Bu salâ bağırışlarını bir çeşit kur” tüluş sesi zannedernler vardı, Fa « kat Sultân Muradm yerine geçen âe onun kadar zalim ve belkki ön. dan fazla olarak akıl ve muhake” meden mahrum, bit deli idi; hâülk ne hakkına ne de hürriyetine sa hipti, Yine saray istibdadla salta ., natını devam ettirecek, yine hâalk açlık ve sefalet içinde bütün zur lümlara, bütün ikatillere, bütün idamlara boyuün eğecekti,” “İstanülda bir değişiklik, bit nese vardı, hemen bütün sokak lardâ nzüktan ürzağa, - tellâlharın > . * i y du; : “— Devlet ve memleket 'Sultafi İbrahim'indir!” Yalnıri bir padiğak ölüp de ye nisi çıktığı zaman değil, halka bir şey ilân edilmek lâzım gelince de tellâllar bağıra bağıra sokakları gezerlerdi. şımdı tellâllâar tarihe — karışmış buunuyorlar, Son zamatilara kâ- gar onların yerini duvar ilânlari, gazeteler almıştı; şimdi hepsini. den kudretli yeni tellâjlar türedi: Radyo spikerleri.., En kuvvetli insan sesi birkaç yüz metre ileri gidemez; Tfakat İnsan zekâsı o ses#i aynı zamanda dünyanm her tarafma gönderme" nin kolaymı buldu, Ankara radyo İidaresinin &p kerlerde aradığı ön ült; şart mü hasebetile İstanbulda iki muhar - fır karşılıklı fikirlerini — yazdılar, Bünilardan ikincisi diyor ki!: “Bana kalırsa ârabaya naza « ran ötömlobil Neyse Mmatbaâya nâ, zgaran radyo odür, muhar” rire kıyasla spiker de arabacıya kıyasla göförün farkını ister iste mez gösterecektir.” Ben bu benzetişleri yerinde bulmadığımı söylersem arkadasım kızmasm! Spikerler eskiden tel lâlların yaptıklarını yapmıyorlar mi? Onlar sadece bir yazıyı yahut verilen talimatı okuyan kimsaeler" dir, Okumak, güzel ve temiz oltik mak da sanattır. Fakat mühârrir. le kıyas edilince spiker ancak mürettip olabilir,. Çünkü onun kar fası işlemez; bir şey yaratmış ol muyor, Muharrirle #spiker, fotoğrafla tâb'o arastındaki farkı göstermez ti? Eski tellâllar arabacıya ben, zetilirte asri tellâlları da şoföre benzetmek icap eder, Spiker mur /| harrirden üstünse Tradyoda könfe» ransgları spikerler tarafındân oku . nan değer'i ilim, edebiyat ve ga" nat âadamlarının değeri dahâ az elmak lâzımgelir, En iyisi, benzet- meğe kalkışmamak ve herkese kendi meslefinin hududu içinde not vermektir, Taş, yıı-lııdı ığı'g_ dır! KADİRCAN KAFU 30 tramvay daha sefere çıkarıldı Röomarıyâdan gelen 200 bandaj sayesinde yeniden 30 araba sefe re çıkarılmıştır. İdare, tramvay t« rabalrama fazla yolcu binmemesi icni tedbirler almaktadir. Tram, vay #Frabalarının motörleri, bifen fazla yöltulâr yüzünden dayatıa" mıyarak yânmaktadır. —Raslesle.. Tahminlere dayanan bu | bir şehir ta-nhlllda muhakkak ki hare . ketsiz Olllllkhrı için 101584 ev bur. landuğünü biliyoruz da, kaç nüfu. #a bir ev düştüğünü hesıp ötmer iniz Jâzimeseldiği zamân 6, 8 nüfu. sa demek zarüretinde — kalıyoruz, Nedeön yalrırz altı nüfusa veya ne” den yalnız 8 nüfusa değil de, 68 hüfusa, Galiba her şeyden evvel yapıla. tak iş, kaç kişi olduğumuzu katir yetle tayindir, ıul;ı. veya B&iİr zor. önlemek için tutacağı. Mız salim yolüu bize bu rakam Kösterecektir. Bürhan Burçak