Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.
- Bundan sonr. — rin bir tsak ve bir hizmetçiden i. Heeç Çi Tarihin Düyük davalar! — 'H —- Biyanka nun ölümü Kapello- Venedikte Kapello sarayının balkonunda baslıyan a, macerası tarihin ve adaletin esrarını çözemediği bir e ei ölümle neticelendi Toplıyan: Muzaffer Esen Bu tatihte Grandükle Biyan, kanın sıhhatleri pek İyi olmamak la beraber hastalıkları uzun za man tahamül olunan hastalıklar dandı, Onuün İçin bütün zihinlerde bir zekirlenme şüphesi doğdu. Ki bar, asil, güzel sanatleri seven Ve san'atkârları himaye eden Me' dicti allesinin cinayet karsısında derin bir nefret duymadığı herke sin bildiği bir hakikattir. Ve biz' yat Kardinal, aile ferüleri tara, fından bir çok cinayetlerin işlen” diğine şahit olmuştur, Bunun için sarayda hastalığın soğukalmadan ileri gelmiş habis bir humma ola rak ilân edilmesine rağmen bu işte Ferdinanddan şüphe — edile” bilir. Kardinalm Floransa tahtı, Kh aöi Barfİini, böras alka Da” buk getirmek için kardeşini ve Biyankayı zehirlemiş olması müm l kündür. - Bir müverrih, Biyankanın ölü , müne dair bir romancının bile kolay kolay düşünemiyeceği garip tafsilât veriyor ve tarih inanılmı. yacak şekilde —masallaşıyor. İşte bu müverrihin iddlası: Biyanka, Kardinalden nefret — diyordu ve onu zehirlemeğe karar vermişti. Kayım biraderini Pogyo sarayının güzel salonunda yemek yerken Kardinale çok sevdiği ye. mekler ikram edildi. Kardinalin parmağında — esranengiz taşlı bir şüzük vardır. Bu yüzük taşının berhangi bir zehire yaklaşmca renginin değişmesidir. Biyankanın yenilmesi için mrar ettiği yemeğe elini yaklaştırınca yüzüğün renci değişti. Karısının işrarı Ve kardeşinin kabul etme , , mesi karşıstnda gran dük birzat bu tabaktan yemek istedi. Biyan. ka Kardinalde daha fazla şüphe uyandırmamak icin kocasmın bu yemekten yemesine mân; olamadı, Aşıkının — evinden ! dönüp de babasının saray kapısını | kapalı görünce verdiği âni karar | gibi bir karar verdi, zehirli yemek | ten kendisi de vedi, Bu iddiayı masallaştıran nokta KardinaP'n parmağındaki esraren - giz yüzüktür. Fakat biz. müverri . | bin anlattığından buü naktayı | kolay cıkarabiliriz. Kardinal hây” le bir fexcalâde yüzüğün yardımı na muhtaç kalmadan da bir yeme Bin zehirli olduğunu sezebilir, Hi- kâyenin bundan sonrasımın tamas miyle doğrua almasınn Wehir mâni kalmaz. Bü iddiamezı teyit eden hirta . kim deliller vardır. Toskana sara” yının haz'ne! evrakında Gran dük Fransuvanın hehis hummadlan öl, düğü yazılıdır. Fakat Biyankanın ölümüne dair resmi ve kayli ga , rip Şu vesikaya rastgelivoruz: “Gran dük hazretlerinin emir . berj Üüzerine kurulan Tev'calâde mahkememiz, altese bir saikast hazırlayan Riyanka Kapello ismin deki kadının muhakemesin! bitir « miştir, Suçlu kadın daha evvel ök müş olduğu için Mahkemede bulur | sarılan ceset geceleyin meçlini bir ımı It ve anlaşılmaz hir ölüm hifs lmmm Ve annesinin o zamanlarda âdet olduğu gibi bir takım işkencelerden sonra ağızla. rından zorla fırlamış fikirler halin de mi? Bu suâllere hiçbir cevap vere - miyoruz, Biyankanın ölümünün hakiki sebebi ne olursa olsüun, ister kayın | Liraderi tarafından zehirlensin, İsterte Kardinap — Ferdinand için hazırladığı zehiri içmek mecburi - yetinde kalsın, muhakkak olan bir nokta var: Ferdinandın Biyanka, ya karşı olan kini ölümünden soön- ra da devam etmiştir. Dostunun daha cenazesi Pogyo şatosunun sa lonunda dururken yapılan mah « keme bunun delili olduğu gibi kar. | deşi için muhteşem bir cenaze ala yı yaptırarak, cesedini Medicilerin Sen Loren aâaile Mmezarlığına nak , lettirdiği halde, belki verilmiş mah keme kararı vesilesile kinini kul - | Tanarak Biyankayı cenaze alayın dan mahrum etti, âdi bir kelene mezarlığa gömlüldü, Hayatları çok parlak geçen bir « cok — İnsanlar gibi bugün güzel Biyankadan elde kalan ha. tıralar çok mahdutlur. — Tas'ın bi gBüzel kadm hakkmdaki silirleri, Bronzinon'un oneti, Tisiyen fırça, sile yapılmış iki tablosu, Çıkmaz sokağın | esrarı , 1908 senesinde bütün Avrupayı , &iğkadar eden, bütün dünya ya - zetelerinde sayfalar dolduran ka disesinin bütün teferrvatiını “TA. RİHİN BÜYÜK DAVALARI" seri- sinde okuyacaksınız, Bütün dünyaca tanınmış bir ret. ölümünden başlıvyan bu hâdise, ressammı ku” rsmi tam bir sene suçlu yerinde etüurduktan sonra... Vakanımn bundan aşağısını yarın “HABER”' sütunlarında okuyunuz, namamıştı, Fakat mahkema alte, sin mektubunu oknduektan ve sır , kastte kadınım suç ortağı olsn Ve- hedikli hizmetçis; Rosa Borinio ve uşağı Edmondo Baridinin itiraf - larını dinledikten snnra kararmı Vermiştir: “Biyanka Kapelilo, Rosa Böorini Ve Edmondo Burid; ölüm cezasına mahkâüm — edilmişlerdir. Biyanka _lişpello_dn.hı evvel ölmüş olduğu için hakkmdaki idam hükmü yeri. ne getirilemiyecektir, Ancak cena Ze alayımndan malıram edilecek ve hatrrası birakılmıyacak, mezartaşı Gikilmiyecek, eşyası yakılacaktır,” Biyankanm daha cesedi ortâda duruürceri verilmiş olan bu mah , keme kararı yükarda bahsettiği | miz iddianın doğru olduğunu teyit ediyor, Kararda suikastin ne su - Fetle hazırlandığına dair hicbir sa» rahat olmamakla beraber yardım. et olarak iİdama mahküm edlenler b"el:ilîm bunun bir zehirlen , mektedir, D DEĞeLRDİ: ea Y - Bu hözmetet ile uşak ne — oldu, idam edildiler ml? İtiraflarımı ne suretle yaptılar? Mahkeme heuzu- runda ferbest mi? Yoksa & Memurlara ve müstahdemle. re manifatura satılacak Yüzde e'lisi ticaret ofisi emrin. üe tutulan mensucat evvelce yaz- dtğimiz gibi Yerli Mallar Pazarlatı, İzmir tacirleri, manifatura şirketi ve manifatura ithalâtçıları şirketi arasında taks'mi yaprmağa baş * lanm'ş ve ilk partji olarak 200 bin Lralık mal verilmiştir. | Bunların mühim kısmı Japon malıdır, Bütün bu mensucat de « vair Ve müesseseler —memurlarile müstahdemlerine tevzi olunacak « Ür, — Ne zaman geldin Bağdada ? l — Bu sabah. . — © halde haremde sana — bir oda Sayırsınlar da git, İstirahat, et! — Benim odam vardı., ne oldu? —  kaızım., saraydan bir kadın bu kadar uzun zaman ayrılır da odası kalır mı? Seni herkes öldü sanıyor, du. — Ne dediniz... demek ben — öldüm şimdi*! — Öyle ya, Adını bile anan yok, — Ya halife?. , — O da çoktanberi andığı yoktur. “Haser ölmüş olmalı, Hlc — bir haber alamadık.,, diyip düruyordu. Hacer birdenbire irkildi: — O halde ben kocamın yanına dö. neyim. — Ne 0? Evlendin mi” — Eibette, Bu kadar uzun ve tehli, keli bir seyahati benim gibi güzel bir kâadın tek beşina — yapabilir miydi? Kendime bir eş bulmafa möcburdum, — Kocan nerede şimdi * | — Şehirde Bir hana misafir oldu. — O halde saraya girmen — doğru olmaz. Git, dinlen, yarın. — öbürgün halifeyi ziyarete gelir ve gerdiğin yer lerde gördüklerin| anlatırsım! | 1 1 HAABER — Akşam Postası' Hüusral - Ete ve Balığa dair b STANBUL halkı geçen yıl bir hâayij et Sıkıntıisı çekti.Bu hayvan azıığından ziyade kasapların — dalaverelerinden, vurgunculuk hevesile piyasada çevirdikleri dolaplardan ileri gelmişti, Kasapların namtısları Üzerine söz vermelerine rağmen, eti ateş pahasına yedik, Maaleosf, yiyemiyenler, yiyenlerden üç dört misli çoktu, Buğün et pahalı değil midir? Geçen yıla nisbeten biraz ucuzca, fakat bura aevinmek doğru değil, önümüz kiş, hele bir karlar yağ. maya bLaşıâsıı, o zaman görürsünüz, aiz.., Geçen sene de, soğuk ay, larda yükselmedi ml fiyatlar?.. Eğer şimdiden tedbir alınmazsa, pi rinç, zeylınyağı vurguncuları gibi, o soğuk günlerde, kasapların fa. alıyete geçeceklerine şüphe etmemelidir. Oniar fasilyete geçmeden, soygunculuğa başlamadan evvel, ted- birler almak gerektir, Meselâ, bu tedbirlerin biri gu olabilır; Balık, cılığa eh irmüyet, vermek! Balık, elimizde geniş bir et menbardır, Fakat buna râğmen piliyasa da bol bank bulmak kabil olmuyor. Bunun sebebi de şudur: İhmal- cilik ve iş bilmemezlik!., Dör; târafı denizle çevrilmiş ve denizlerde her çeşit balığın bu, lunduğu bir şelirde balığın “zümrüdü anka,, kuşu vaziyetine düşmesi cidden atıklı bir şeydir, Geçen umumi harpte, Almanya, denizij &z ol. maşma rağmen bütün et ihtiyacını deniz ve nehir balıklarile temin et- mişti, Bugün dahi ayni sistemle hareket ederek, et ihtiyacmı karşılr. yor, Biz geçen umuml! harpte de balıklarımızdan İstifade edemedik. Bugün, çok şüzür, harbin dışında kaldığımız halde, bu mühim menba, dan faydalsnamıyoruz, Eskiden yirmi paraya, hatA bazan yüzlercesi beş kuruşa satılan palamu'lar, bugyün 60.86 kuruşa satılıyor. İtibarlı balıkların — bar, buünyanın, lüferin, levreğin ve ilh, . fiyatlarını sormayın.: Dört yüz, beş yüzden mşağı değil. karidesin kilosu (1000) küruş,. (Çürçur) bile revaçta, Balık fjyatınm böyle yüksek oluşundandır ki, fukara haik bu.ta, bil ve bol kaynaktan marum kalıyor, et ihtiyacmı temin edemiyor, Memleketimizde balıkçılar ve balıkçılık sanati istihsal ihtiyacını karşılamıya fazlasile kâüfidir. Bundan lstifada etmek lâzımdır. Bu iİşte lik evver yapılacak şey keçi balıkları avlamaktır. Pala mut, üuskuraru vesalire gibi. Bunlar, mevsimlere göre vakit vakit açık denizlerder geljrler, Boğazdan ve Marmaradan geçerler, Balıkçılar, bunlara “muhacir balık,, derler, Ötekilerden önce bunları aylamalıdır. Çürkü as.l ve istihsatAt bunlardan olur. (Alamana) ile, (Ççapari) ile tüutulan bu beliklar, İstanbuluün eş ihtiyacını daima karşılarlar, Mer. can, berbunya, kaya, gelincik ve emsalj balıklar, sabit yaşadıkları için bunlar dalma avlanabilir. Gazetelerde okuduğumuza göre, münakalât vekâleti, bol balık temini içıti tedbirler a!lacakmış, Geç kalmış bir teşebbüs olmakla be. raser gene alkışlamak lAzımdır. Ancak, hemen harekete geçmek ge. rektir. Çünkü palamut mevsimi çoktan başladı. Balıklar Boğazdan geği, Marmaranın öbür ucuna bile vardılar. İstanbulda - satılanlar, orada (utulup geliyor. Bu işe hemen başlanmaz, bir ay daha geçerse bütün balk sitrü'eri, İstanbulun önünden geçmiş bulunacaklar, Münukalât vekâleti bu işi, vakit geçirmeden gözönüne alarak a meli bir tarzda işe başlamalıdır. İstanbuldaki etsizliğin ancak bu su- ralle önünae geçilebilir. Tara bozan yerumuz, Ahça dutmaz elumuz, Hapsi haluk olmasa, Nice olür ti halumuzi , LAEDRIİ İki karne kaçakçısı yakalandı Emniyet kaçakçılık bilrosu me“ murları yeniden iki mühim karne kaçakçılığı hâdisesini meydana * karmışlar, suçluları — yakalryarak milli korunma mahkemesine ver- miş erdir, ' Bunlardan Yenişshirde Köse İstanbulun eylül ihracatı 18 milyon lirayı buldu İstanbuldan ihracat rekoru, şim diye kadar görü'memiş bir yüksek likte olmak üzere geçen eylül ayı içinde kırılmıştır, Filhakika eylül 1942 aymda şehrimizden yapılan ibracat mâiktarı 18 milyon 700 bin litayı bulmuştur. Şimdiye kadar ihracat rekorunu 1938 senesi ma bakkal sokafğında balrkal Foti Me- te ile Sıraselvilerde 117 numara. da bakkal Yorgidir, Foti, bir dükkânetdan 80 adet kâarne satın almış ve bunlar'a te, min ettiği ekmekleri birçok kim - teye yüksek fiyatlarla satmıştır. Bakkal Yorgi de ismin! henüz yısında 11 milyon İira olarak İs- | tenbul muhafaza ediyordu, Harı* ten evvel İstanbulun aylık ihra - | cat vasatisi d mi'yon liraydı, Amerikada giyecek tasarrufu Harp zaruretleri yüzünden, İn, gilterede, kumaş israfının önül e g#eçmiye lüzum — görülmüş. — buna dair birtakım l:.lim:ılrı:ımeler. neş- rediIerek tasarrıla Dilfill — Luşla, | mışlardı, Bu cereyan şimdi de Amerika:la * başladı, Amerikalılar, gömlek yar kasını ve caket aslarını İlüzumsuz ı görerik yavaş yavaş kaldırıyorlar. söylemediği bir veya birkaç kişi den 85 Kraya 20 adet karne ted: * rik etmiş ve aynı suretle bu ek- mek'eri muhtelif kimselere hergün yüksek fiyatlarla satmıştır, Suçlular hakkınmnda milli korun: ma kanununa göre şiddetle taki « bat yapılmaktadır, (A RİHİ ROMAN * BAA .42. YAZAN: Hacer, Hnlifeyi görmekte israr et. | medi, o, vezirin kendisine karsı gös. terdiği bu soğuk hareketi Adeta on - dan —&liyor gibiydi. Ertesi gün tek. rar gelmek Üüzere saraydan ayrıldı. Vezir hahçeye dönerkes kendi ken , dine homurdanıyordu: — Şu fettan kadımı saraydan urak. laştırıncaya kadar neler çekmiştim. Gebermeden dönüşü bir — mucizedir. | Aklını baştna topla Reşit! Bu kadım senin saltanatını yıkabilir. Ona fırsat vermemeğe çalış! " İSKENDER F. SERTELLİ Hacer ertesi gün sokakta saraya , Mensup ağalardan — kenalsini çok 1. yi tanıyan — birine rast'adı. Arka . sından seslendi; — Cafer,, beni tanıryamadın mı? İhtiyar haremağası Haceri görün | ce şüşırdı: — Aman sitti, sen nerden çıktın ? — Türkistandan yenl geldim.. — Biz seni öldü sanryorduk. — Ne dedin. Öldü mü sanıyordu . nuz? — Öyle ya, Vezir hazretleri haber almıştı. Bize söyleyince çok Üzüldük, — Görüyorsun ki ölmeden geldim,Fa kat beni haljfenin yanma çıkarmadı. lar, Ne olur, benim — mırvaffakijyetle döndüğümü — Reşit — duymadan — halifeye söyliyemez misin * İKİ CAMBAZ BİR İPTE,, Hacer, vezirin kendisine karsı besle. diği duyguların farkında — değildi. O sadece biliyordu ki, Reşit onun dö | nüşünden memnun kalmamıştı. Sovyet Rusyanın son mühimmat | ikmali yolları ve 300,000 kürek mahkümlu yol “GİLKTEŞRİN —- 1942 Bir ecnebi gazetesinde gördüğümüz bu meraklı ve dikka te lâyık yazıyı, okuyucularımızın istifadesi için aynen Başlangıç, Kürk yolu idi. Otto, ondan sonra geldi, Ondan evvel, Behreng — boğazı üzerinde bulunan Anadir koyun dan hareket eden port tuzakçıları Rusyanın göbeğine gelebilmek i gin, aylarca yürümiye Mecbur bu lunuyorlardı. Bunlar, Samur, Ka kim ve beyaz tilki derilerile yüklü kızaklarını sürerek, geniş — kutup tundraları İçinden geçiyorlardı, Ço ğu, uzak şimalin felâketi olan so ğuk ve açlık yüzünden, birer buz heykeline dönerek, yolda can veri yorlardı, a Otto Şmit gelince her şey de Bişti, Kürk yolunda, bugün, tayyare ler işli'yor, Oltto Şmit, Volga muhtar cüm buriyeti halkından bir Alman dır (*). Bu zat Leningrad üniver sitesinde profesördü, Stalin, onu, şimali Sibiryayı kıymetlendirmek için teşkil edilen komiteye reis yaptı. OTTO ŞMİT ŞARK YOLUNU AÇIYOR Bu, koyun postundan geniş ko cuklu, tilki derisinden — kalpaklı, mujik sakallı, kutup okyanusu Zi bi berrak ve solgun gözlü iri gü bekli dev gibi adam, Sovyet Rus yaya, başlıca silâh ve cephane ge tirme yollarını açtı. Şarıta olduğu gibi garpta da, şimal buz olk.yanu sundaki seyrüsefari tanzim ött Ve meşhur. sşimalişarzi geçidini de ilk olarak, o, zorladı. Stalin, 1925 senesindenberi, buz okyanusu yolu ile alâkadar bulü nuyordu, Bir harp halinde, malı bur bir kale haline gelecek olan Sövyet Rusyanın, hariçten yardım görebilmek için, Murmansk ve Viâdivostoka muhtaç olacağını bili yordu, Bu da kâfi gelecekti, Güç lükler arzetmesine rağmen, Sov yet Rusyanm tamamiyla kontrolü Altında bulunmak gibi bir fayda yı balz olan garp yolunu kullan manin çaresini de aramak İcap e diyordu, Kızıl diktatörün emellerini ta hakkuk ettirmiye Otto Şmit me mur oldu. Ondan para da, adam da esirgenmedi. Milyonlarca ruble sarfedildi. U rak sima'de Ceniz seferlerini mey dana getirmek için 300,000 kürek mahkümu ile siyasi menfi kulla ruldı. y Otto Şmit, emirler verdiği ve tetl!'k seyahatleri yaparak yürüt tüğü bu işi, şu dört esasu dayan dırmişti, (*) “Muhtar Volga Alman Cümhuriyeti" aşağı Volga etrafın da, ix! asır evvel, büyük Katerina ni yeni zaptettiği bu nraziyi islet mek için kendilerine mühim imti yazlar vaadi'e celbettiği Alman muhecirler'le meskün bir yerdir, Mesahâs' 27,152 kilömetre murab bat, nufusu, yüzde sekseni Alman nimpk üzere, 820.000 dir, Bu Al manlar, vüz vetmiş beş seneden heri, © mmtakayı İmar” ettiler. Harp hosladığı vakıt, pek bilyük ekseriyeti, Sibiryaya nakledildi. Mütercim Verzirle arası hiç de İyl otmryan Ca- ferin gözleri ışıldadı: — Hay bay, hemen gid'p söylerim Halife hazretleri kimhbilir ne — kadar sevinecek senin dönüşüne .. Hacer han odasında Kobonla bera ber oturuyordu. Hacer harem ağasile görüştükten sonra hana döndü., Ho | bon sordu: — Kardeşini gördün mü? — Hayır, Bir vazife Ve ciyardak! şeylerden birini görmeğe — gitmiş bu. gün yarın dönmesi muhtemelmiş, Ge lince buraya haber verecekler, — Büuğdat gerçekten — metbhettiğla kadar güzel bir şebir imiş. İnsan bu ranım sokaklarında gerzdilüçe İçi açı. iyor,. Herkesin yüzü gülüyor. Sokak ta oynryan çocuklar bile neşeli. — Ben sana söylemiştini; - Koban! Burası dünyanın en güzel aşk belde | lerinden birldir. Burada eu - karanlık yürekler pek çabuk neşelenir, Buru- nın gecesi gündüzünden güzeldir. Buğ datta insan geceyi dört gözle bekler. Halbuki Tebrizde akşam güneşi ba . tarken — ortalık kararmağa başlayın- oA « lalma kir barkı girerdi . İPevamı var) naklediyoruz. 1 — Üsler, limanlar, telsiz telg raf istasyonları, iaşe merkezleri vücude getirmek, $ — Buzlarla boğulmuş nokta larda kanallar açmak, 3 — Tayyare limanları, tayya re meydanları, hava rasatları ve sema tetkikatı için merkezler teş kil etmek, 4 — Mühim bir buz kıran gemi &i filosu inşa eylemek, Müşkülât, pek büyüktü, Buz Ok | yanusunda, seyrüsefer, stnenin, temmuzdan birinciteşrinine kadar ancak Üç ay mümkündü, Sibirya sahilleri ile tutup buz kütlesi ara sındaki gemi geçebilen deniz kıs mr pek dardı ve ekseriyetle buz parçalarile tikanryordu, Şimalişar ki yolunu aşabilmek için liman lar tesis edildi. Bu limanlar, ter cihan, Sibirya nehirlerinin ağızla rında, bazan da epeyce uzaklar daki karalar arasında bulunuyor lardı, Bu limanlardan biri, Venisey ile Goöbi arasında bulunan Dikson H manı, Söon Zamanlarda, büyük bir ehemmiyet kazanmak istidadını gösteriyor. Nihayet, 1925 genesinde, 100 ge milik birinci kafile, Murmansk li manmdan sarka doğru bareket et ti. Bunlardan yalnız 14 ü, Behrent bozğazını geçebildi. Yukarda keşif tayyareleri v önlerinde buzkıranlar bulunan b gemiler, yavaş yavaş ilerliyorl. dı, Bunlar vasati olarak, bir me simde, yanlız birer defa gidip, | tabildiler , 1937 senesinde, müstesna ol rak 160 gemi, şınaljsarki yolu tattip ett'ler Bunun İçin de, B yanmm bütün buzkauranlarını ve p çok kesif tayyaresini işe sokm düzımczeldi. BUZ KAYASININ ÜSTÜNDE 959 GÜN Ruslar, maksada varabilmek $ üÜniversite takbesi ile genç i! adamları arasında, hakiki bir “ mal mistğz” uyandırmıslardı. bin kişi, Portonavlavski, Navi Pr İzarka, Yakulsk ve ÂAnmlir g! Sibiryanım uzun sahilj boyüm kaybolup zitmiş olan limanlar yerleşmeyi kabul etti, Kostantin Badijin isminde b #lm, 1938 senesinde, bir keşif * vahatji esnasında, 4 arkadaşı : birlikte, binmiş oldukları “Gada ismindeki remilerinin buzlar a sına sikeişmasile buz okyanusun' ertasında kaldı, Gemt, 949 gün * hilden uzak ttalrlı, Bu yüzden, R vyada, bu sevkiyat vüzünden b yük gürültüler koptu, Her gün, (enni tetkiklere gir şen gemi mürettebalı, en buy_ tehlikeletle karşılaşıyorlardı, Yi ceklerinin büyük bir. kısmımı kr betmek yüzünden, müthiş malurı miyetler içinde kalryorlardı. ' beş tetkikei ile gemiciler, gemi rinin batacağmı tahmin eder erzaklarımı huz kayalarına oika mıslardı. Bu erzak — yığınmı, | gün, hararet derecesi nalusın n tenda T dereceye yükselince, vek gelen bir cöküntü srrasın da bit lara gömülüp gitti. Kafileyi tesk eden 14 kisi, tam kaırk saat, dur maksız'n nğraştılar ve erzaklarmır birazımı buzların arasından çıka rabildiler. Sedev gemisi, 2 mart 1959 * gimal deniz seviyesi'nin 86 nor ( recesine varmıva “muvaffak ol Bu, hicbir geminin gidemediği b noktadır, Ancak. ertesi 15 birinc" kânunda, İyan Papanin ismönd ti kâsif'n kumandası altında b lunan Jozef Stalin buzkıranı, L zazedelerin imdadıma gitmedi il: - te, Murmansek. limanından hare" etti. Buzluran, 5 sonkânun (i da, söon buz seferlerini de dinm le Attıktan sonra Sedav gemisi yanastığı zaman. kazazedelerih Wrdeyerzak tamina yalnız ! bisküyi kbutuları kalmıştı; fa hepsi de Skorbüte tutplmusalrd BOMLALAR ALTINDAKİ MURMANSK Otto Şmit, Simalisarki istikt tinde, seyrisefain! tanzim eü ken, şimalirarbi istikamet'r Hesaret üsleri tekemmül ettirii ti. Bu istikametteki deniz seyr Terinde, simalişarkideki müsl! yoktu, Got? Sir'm, biltün «& (Karşı sayfaya geçi B “eyfk, j j