25 Ağustos 1942 Tarihli Haber Gazetesi Sayfa 2

Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.

Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

KAS —las A E I IT ai GEKİNETTE T ÇA T T Ş ni ü DB SAC TI bi EKMESINİ_ bir avuç zümrer- nin belkemiğine vuran kâğıt — bühranı karşısında, bu acı darbe - yi en fazla tatanlardan birisi oldu. ğıı için, bunun neden çıktığını, böy le bir buhranm karşılanması imkâ- nı olup olmadığını araştırmak, ar- ük çalışmıyan kalemim, işsiz ka- Tan kollarım için bir meşgale oldu. Tarihe olan delice iptilâm zih - nimde hemen bir muadele kurdur. — dü: Tarih 4 kâğıt! Biraz daha düşününce, bilhassa biz Türklerde, kâğıdın tarih ile sıkı n'lâkasını he mMen sezdim. Çin kaynaklarma göre, kâğıdın “ ilk jcat edildiği yer, bugünkü (Baya ' kal) gölü ve havalisidir, Demek ki kâğıt Türk toprağımın, Türk elleri- yün bir mahsulüdür, M Yine bu kaynaklar bize Milâdi asırların başlangıcında en güzel Ve en mükemmel kâğıtları imal e- den yeri Türkistan olarat göste . | rirler, (Semerkand)ın kâğıt ima - lâthaneleri, bütün Çinin rağbetini üzerine çeken, parlak. ince, zarif |kâğıtları vücude getirirdi. Burale, Ş ırmm şimdi bizim buhranını hissetti. ğimiz mürekkeplerinin bütün dün” yada bir misaline tesadüf et. mek mümkün olamazdı. - GÂlim Aürel Stdin, 1900 ses Nesinde burada yapılmış kâğıtları buldu. Asırlarca su altında kalmış olmalarma rağmen, kâğıt hâlâ mü kemmel, üzerindeki mürcükap ye. — Kısı da okunacak bir halde duru - Err ee — — İ w yordu, () B Araplar kâğıterlığı Türkistandan ,"’ — bilhassa Semerkanddan alarak ül - < kelerine getirdiler, ; Demek isterim ki, kâğıtçılık Tür ığ_ kün öz <ter!, öz sanatıdır, Böyle ol 'ğ — duğu için kendi mal ve hünerimi » xin yeklağu sıkmtisı içinde buln- mamız garip değil midir? * Biz Osmanlı saltanatımm iptida. lırı:ııda, Türklerim bu öz sanatlarr ni ihmal ettiklerini hattâ büsbütün - —umuttuklarını görürüz! Arap ve a. cem tesiri altmda “ulema'"nm Hind Ve Acem kâğıtları kullanmaları ve bunları diğer kâğıtlara —tercih etmeleri, en ziyade Venediklileri sevindirmiş, kâğıt Venedik gemi - lerinim başlıca Hcaret emtialarım- Bu gemiler Avrupada yapılan kâğıtları “Hind makdır!" diye İs . o tanbula getirirler, rakipsiz bir pa- © zarda, akla, hayale gelmiyecek — Yyilksek bir kârla devrederlerdi. Eç Tarihin “sefih” dediği, fTakat C hahkikatte Osmanlı saltanatının en büyük bir sadrazamı olan Damıad İbrahim Paşa, zaten Türkün asır. lardanberi öz malr olan matbaacr - hiğı Türkiyelde' yeniden ihya ettik. ten sonra, bu küğrt işine de bir e“ humııyet vermemesi mümkün ölr. mazdı, Her ne kadar ulemanm gönlünü hoş etmek — için İlk matbaada / Kur'an vesaire gibi ıhııîı_uerlcrııı ı;_bıı- şart — komulmuş vowylaee ” almabilmiş idiy Be %mm (a ?AB. .7 arıİı ve kagıt Yazan: R.C. dihi ve âşikârdı,. Küçük bir kâğıt- hane ihdası ihmal edilmedi. Fa . kat İbrahim Paşanın feci âkıbeti üzerine bu himmet de onunla be « raker öldü, a Bunu görerek artık kâğıt getir” miyen Venedikliler, sonraları de, ha fazla bir kâr lemm etmek ve tam bir ihtikâr yapabilmek İç'n İs- tanbul piyasasmı kâğıtsız bıraktır lar, Müthiş bir buhran haşladı, Birinci Mahmut bunu önlemek icin küğıthanede bir kâğıthane kur. durdü, Fakat bundan bir fayda te- min etmek şöyle dursun, aksine 0 larak büyük zararlar da görüldü. İht'kâr büvüdükce büyüdü, Buhran şiddetlendikçe şiddetlendi. Bu sa- yede Kâğıthanenin en küçük me « murları bile, Boğazicinde — yalılar kurdarmak kerametini gösterdiler,. Birinci Abdülhamit, bir hattı hü”- mayu ile matbaa ve kâğıt İşlerini ıslah ve tanzim etmek İstetdi. Bu işleri beylikçi Rasit Efendi ile Ah, Met Vasıf Efendi idatesine. verdi. Bir nebze ıslah etmek mümkün o, Tabildiyse tam mânasile derde deva 0'abilmek yolları bulunamadı, Çün kü işin içine “iyi saatte olsunlar" karıştı, İstanbulda yasıyan kücük maruf bir ekalliyet “el çabukluğu nmrıfııtl" diyerek bu işe de par- ınnğını soktu! Buhran ve ihtikâr yakayı brrakmadı! Üscüncü Selim, bu işi katiyetle halletmeğe karar verdi. Hal için bir seye iİhtiyac vardı: Tek bir a. Hemen Tarabyanın karşısında (Sultançayırı) denen yerde bir kâ- ğithane — kurdürdü, Bu işi, ehlini Ketirip iş basma koymak şartiyle Bedi Efendiye - tevdi “İngiliz” lâkâabiyle maruf (Selim Ağa)yı kâğıthane ağalığına tayin etti. Bu doğru, namuslu, çalışkan adamm himmetiyle İstanbul © ka- dar fazla, o kadar mütenevvi ucuz | kâğıtlarla doldu ki... kalem erbabı senelerin acısını doya doya çıkar" dilar!,. (2) Butçün cümhuriyetin himmetiyle vücude yetirilmiş mükemmel bir fabrikamız — var; Bu— müessesenin - verdiği izahata bakılırsa buhran tabil bir. hal!,, Fakat acaha öyle | mi? Tarihin ibret sayfalarını gözü. nünde tutup da Üçüncü Selim gibi hareket etsek bunları tekzit eder miyiz? Ben, bunları bilr>;xyorum, Bildi - ğim kitaplarım zorlukla — tabedil - meleri, bu yüzden bir avuç münev. Vver zümürenin cektiği sıkmtıdır. İste tarihin kâğıt ile olan mü - nasebeti- ve bize kâğıt hakkmda gösterdiği yollar. Demek istiyoruz ki, milesseselere sahip olmadan ev * Vel, onları jidare edecek elemanla- ra malik olalım, R. C | 1) Will Durant; Histtoire de la civiksation: IH, ' 2) A, De Jucheran: Revolu- Hon de Constantinönle, İstanbul Müttülüğünden: — — M A w 942 Perşembe günü ' Şabam aymm on dördüne müsadif olmakla önümüzdeki — Perşembe ' günü akgamı (Cuma gecesi) leylei e- Orman umum MTNĞ“ teşki- — Ödtmde 'istihdam e mesaha * “ memürlürma fâzla mîkmrda“ihti' yaç olduğundan | mtmı:kte!-“ <ve, Gaha fazla tahsil . görmüş olan!ar. arasında bir M imtihanı & takarrür emîm:- - İmtihanın - vilâyet huuısmda yey* - Mütm eekıândâxıpıimw tatmür | — etmiştir. İm imuvaffâk'o « lanlâr 10 Krafasli mıa.ştan"îüba- ren bamwmıecek]m dereoe- fakat (yapacaklları iş»şubesinde ye- tistirilmeleri için hn' ldet muh- telif orman . mın stâj )4 göreceklerdir. Bu müsabaka imtihanmı kaza « — teklerdir. AŞ - e Bir kız otel odasında Hiğecarı so / yaprlarak yeni memurlar alınma- | lere göre derha) tayin edilecek, | Mekteplerde —HRK " Kayıt vekabul * eylül içinde yapılacak Maarif Vekâleti, mekteplerde yeni kayıt ve kabul: ranameleleri « ne engel olmaması için,bu sene er“ iken başlaması münasip görülen (sınıf bütünleme, lise bitirm:, ele- ,me Ve olgunluk “imtihanlarınm 1 _e *itihâren başlıyarak eylül lloışmıhdu ikmal için emir ver- imiştir, ) İkmal olan talebelerin smıf bü- tünleme imtihanları b uay zarfm- ,da yapılacaktır. Birçok ortame!ı— 'tep ve liseler ağustosun son lerine bu imtihanları koymuşlar - dir, Örtamektep eleme imtihanları ekseriyetle eylülün ilk haftasm - da.n sonra yapılacaktır. Lise bitir. ilime imtihanlerımı Hazı Hseler eylül İSBaşmdan itibaren koymusş olmakla ,beraber ekseriyetle yine eylülün 'ilk 'kaftasından sonra yapılacak « l ttr Olgunluk jmtihanları eylülün İs könci nmfma brrakılmıştır. Her se- De 'olduğu gibi vine olgunluk imti- hanları muhtelif mektenlerde müş terek yapılacaktır, Liselerde kayıt ve kabul yapıla- cak şeyltii sonruna kadar devam & Gecektir. Lise ve orta mektepler - etti. O da, | .|.Barip — bulüuyorum. Sıgurtacılar Yarın Üniversitede imtihan edilecekler İmtihanı kaza- | namıyanlar sigortacılık yapamayacak Ticaret Vekâletinin sigorta pro» Gdöktörlüğünü yapanlar için yapmış olduğu yeni talimatname iktiza « s'ndan olarak bütün sigorta pro - döktörlerinin imtihanı yarıün üni: versite konferans salncunda- saat 10 da yaptlacaktır. Bu ımtıhana, 936 senesındekı imtihana girmiş o- lan sigortacılar da dahi! olduğu halde, her siyörtacı girmeğe mecs hurdur_ Büunun için de ilk gart tütk çe yazma ve okumağı mükemmelen bilmek Ve 500 Jiralık banka kela» eti ibraz etmektir, Türk tabiiye « tinden- olmryanlar ve bu imtihan- da muvaffak olamıyanlar Türkiyek de sigortacılık yapamıyacaktır, Ticaret Vekâleti ehemmiyet ver- Giği bu imtiban için Ssigortalar müdürü Âkil PBimrahr gehrimize göndermiş ve vekâlet baş müşavir ri Muhsin Nalm, vekâlet muame » lât müdürü, milli reasürans umum müdür muavininden mürekkep bir heyet teskil etmiştir. Memurlara manifa- iura eşyası dağıtılacak Sümerbank yerli mallar mücasesea, si, manifaturacılar ithalât birligince kendı emrine verjlen- jithalât eşyası - nin bir. kısmını memur ı.ılelerlnın is. ura.desino arzetmeği — düşünmüştür, Yerli mallar müecssesesi, bu maksatla bu it;halat oıyn.ım resmi daireler me, murlârma bedeli ödenmek — suretile tevzijni kararlaştırmıştır, Devlet teşkilâtma dahil memurlar. Gan ihtiyaçları olanlara, dajre âmürle. rinin tensip ve muvafakatile poplin, renkl; keten, beyaz dril makara, pa. mukaki, nakış makarası — ve yumak verilecektir. Bedeller, dajre müutemet- lerj vasıtasile 15 gün zarfında müces. Besöye yatiırrlacaktır, ! Üniversite 'tnlebesı için daimi kamp yeri Şehrimizde bülünan maarif veklli. *Ha.se.n Âli Yücel tetkiklerine devam etmektgdir. Dün maarif müdürlüğün. de vekilin başkanlığında bir toplantı yapılmıştır. —Toplantıda İstanbulün okul jihtiyacı ve muhtelif maarif işle. Ti görüşülmüştür. Öğleden sonra vekli, yanında Üüni - vergjte rektörü Cemil Bilsel, İstanbul komutanı olduğu halde Ayazağa çift. liğine gitmişlerdir. Ayazağa, çiftliğin. kamp yer; yapılması düşünülmekte « dir. grafla yanmış maddeleri de üÜniversite talebesi için daltmi bir |. imtihanlar başlıyor | Bunların döğru olmasını candan istiyorum, En ehemmivetl" — olan nokta da bizim Fransaya çok miktarda av tayyaresi gönderme- wüzdir. Bu tayyareleri göndere" mezsek havadan — bombardıman e- dilen ve mitralyöz ateşine tutulan Fransız Aaskerlerinde manev'vat namma bir sey kalmıyacak, Möz neğri üzerinde bir gedik acılması tesir 'yapmış, — Onları Alman tek- niğinin üstünlüğüne İnandıwmış, Birçok askerler bilhassa subaylar dehi gibi olmuşlar ve — kacmışlar. Röno bu ak$am radyoda söylediği nutukta daha emin gibi görünü” yor. Pariste panik var mi? Sokaklar her günkünden daha baş, Harbiye Nezaretindeki sözcü albayın Rens” den ve Eperreden bahselmeyisini Hesaba göre matörlü Alman kuvvetleri herhal- 'de buralara kadar gelmiş olacak” lar, Eğer böyle ise düşman ordu" su Paris dolaylarmda demektir. '?urnal gazetesinde askeri muhar" rir “Seneral Deval bunu itiraf eder Bibi oluyor. Ehemmiyetsiz bir şey “söylüyormuş gibi Alman motörlü kollarınımn Fransız orddsunun içer” lerine doğru ilerlediğini yazıyor. Generalin buna ehemmiyet ver” mMmez gibi görünmesi doğru mu? Acaba Almanlar bu İşi yalnız gü” Ç hai ÇA T e L L G h GYK ü İ A K YEŞ Ka N M T 1 birinci teşrinde açılacaktır. Tel mamzaralar 'fürmst içtin mi Fransız orduları üzerinde fena bir 325 AGUSTOS — 1942 Kundakçıları meydana çıkaran Yeni MERİKADA, evvelce, öyle adamlar vardı ki, biraz pa- ra mukabilinde, bir müzsseseyi &- teşleyip kül haline getirmekten çekinmiyor ve addletin pencesin « den kurtulmak imkânmı da bulu « yorlardı; çünkü polis, anvak mah- dud çarelere başvurmakla yangın tahkikatını yapabiliyordu, Şimdi, bu tahkikat, yavaş yavas inkişaf eden fenni tsuller sayesinde, öyle kati hükümler verebilecek hale gel di Ki, bugün, bir yangının tesadü- fi mi, yoksa kasten mi yapıldığı- ni, hiç şasmadan meydana çıkar, mak kabildir. Tahkikata memur olatların, ilk ele aldıkları şey, ateşin bıraktığı izlerdir. Mütehassıslar, büniarı tet kikle, 0 yerde yanan şeyin ne ol. duğunu yahut tuğlanın üzerinde alevlerin biraktığı izlerin kaç dee recelik bir hararetle vücude geldi- ğini tayin edebiliyorlar. Meselâ bir şeker deposunda zu- hür €det yangının bazı yerlerde bıraktığı izler 500 derecenin iev « kinde bir hararet mahsulü ise, bu. rada, Şeker de başka bir şeyin de yandığı anlaşmdabiliyor, — Meseli benzin, Şekerden iki defa fazla ha. raret hbasnle getiriyor ve diğer iz- ler birakiyor, Mütehassıslar, bir bakışta, bir yerde, yangım tabii bir hal arze. dip etmediğini ve burada şüpheli ve hususi mahiyette bi rmalzeme kullanılıp kullanılmadığını anliya* biliyorlar, Bir gün, bir ecza deposunda bir yangm zuhur etmişti. Mütehassıs- lar, tetkik neticesinde, bunun kas, ten yakıldığımı meydana çıkardı « lar; çünkü bazı taşlar pek şiddetli bir hararetin tesiri ile erimişti. Bu ise, hususi bir maddenin orada yanmasiyle kabil olabilirdi. Tah - kikat bu yoldan yürütülerek bu ec- za deposu sahihinin, hakikatenı birinden bu maddeyı satın aldığı, fakat verdiği cevaplarda, bunları ne için aldığını ve ne yaptığını is- bat edemedi, Bu suretle Kasten, kendisi tatafindan meyda- na getınldıği anlaşıldı. Mütehassıslarım kullandiıkları, :. ki usul daha vardır. Bunlar da Söyle tatbik edilmişlerdir: Büyük bir mağaza yanmıştı, Ma. ğaza sahibi, yangımda, büyük mik- tarda gümüsi renkte tilki kürkü « nün yandığını iddia etti, Lâbora- tuvarlarda tecrübe görmüş olan po- lis memurları, gümüşt bir tilki pos tunun, yandıktan sonra, duvarlar, da veyahut küller arasmda, etrafı beyaz siyah "bir iz brraktığııı bili « yorlardı. Polisler bir fotonükro - tetkik tttiler, mağaryza sahibinin göster « Öiği yerde, yalnız tavşan dğrileri - nİn brrakabileceği koyu renkte kül- den başka bir şey göremediler, Bu SUTetle mağaza sahibinin dolandı. rrcikik teşebbüsü meytdana çıkarıldı, İkinci vaka da, ıı’ngıgnıu kur nazca bir hareketi ile TMmeydana gelıtdığı bir nnımıh. Kimyager mmt:. Bu madde ı!ıulîâıl:rha tummştukı,msıı.hmyıw yapıyorlar? Maryon hüviyet vara«- kasını almak için polise giderken Sen kıyıları kenarmda resim ya- pan güzel sanatlar akademisi tn- - Cuma 17 mayıs . Bıı gece Sene ve DAFE bakmak Üzere pencereme. Aylı, yildızlı, sakin bir ge g% son” ra şark tarafmdan * uzaktan kor- birkaç top sesi işittim. Bu sesleri bir sessizlik takip cetti, Gece rahat uyudum, Fakâat uyku arasında kamyon seszlerine benzeyen birta- kım gürültüler işitir gibi oldum. Subahleyin hizmetci kadm bu gü- rültüyü şarfa doğru giden tank” larm çıkardığımı söyledi. Ve bana güzetemi getirirken Üümitli bir tavırla sordu: — '.Tl ü olduklarmı iddia eden üç şahıs ae | 14 usül bucak kül etmişt!; fakat tesadüfen bir direk parçası yanmamıştı, Bu- numn elyafı arasına girmiş mağnez- yüm zerreleri bulundu; fakat mik- toskop, bu maddeleri görmiye mu vaffak olamadı, Yalnız, spektres « kop hakikati meydana çıkardı, Bu fenni uüsüllerle, kundakçıla, rm kullandıkları birtakım garleri de meydana çıkarmak kabildir. Gazlerin borularm içinde, duvar yarıklarında kalan en küçük 'zleri | aranıp bulunuyor ve hangi gazla yangm çıkarıldığı anlaşılabiliyor. Aşağıdaki misal, bir mikrüsko - bun, bir yangınm sebohhıı meyda. ba çıkarmaktaki kudretine delit « dir: Bir adamdan, kundaktı olduğu süphe edilmisti, Bu üadamın pân- tolonunun bir farışığı içinde biraz ermwacı harer bulundu, Bu harc tah. lll edildi. Bu harcın yüzde 36 zer, resi siyah. 12 zerresi beyaz, 26 zerresi kırmızı ve 26 zerresi de esmerdi. Halbuki binada böyle bir harçtan yapılmıştı. Bu, kundakçe mol, binaya ateş verdiğini meyda- na çıkardı, Bu tecrübe ve faaliyeti, fenni tahkikatm tekemmül ettiğine, bir anda ÂAmerikan zihniyetine uya - rak delil tutan Amerika 2azetesi, binalara kundağım nasıl kouuldu » ğunu vesajire baklımda da müsbet yollar bulunduğunu ileri sürüyor, Bu şekle göre, kadın kumdakçıla. #ai büyük kibrit paketleri yahut petrol kullandıkları — anlaşılmış; çünkü kadınlar asabi imiş ve bir kilo petrol kâfi gelen yere on kilo petrol döküyoralrmış., Hattâ öyle kurnaz kundakcılar varmış ki, de, mir tellerden bir cihaz meydana getiriyorlarmış, bir yayla ve bir saat makinesi hareketiyle yangın yapıyorlarmış ve bu kurnazlık, tet müş, - Bir mecmua sahipleri Bozkurt - mecmuasmın — sahipleri ralarmda çıkan ihtilâf üzerine hes saplarını taslfiye etmek için bir - birlerini mahkemelere vermişler « dir. Milk Korunma müahkemesine aekseden dava da gazetenin eski sahinleri olan Oğuz Türkkan ve Nüurullah Barıman aleyhine actığı davadır. İldia edildiğine göre, iki eski sahip a&kere giderleriren mec muayı muvakkaten Nurullaha dev- retmişlerdir. Fakat Nurullah kâk Eitlara el koyma kararıma rağmen mcemuanın her baskısı için veris len i5 ton kâğıdınm ufak bir kıte minr meemuaya harcamış, diğer kismmı “Çağlayan” mecmuası ile “Parlez * Vous Franzais" mecmuar Ema fazla fiyatla satmrstır. Bu su- retle Millit Korunma knnunqnn mu halif harekette buülunan suçlula « rm devalarma dün başlanmıştır. Duruşma, bazı hususların mata buat umüm mülürlüğünden sorule ması için batka bir güne bırakıl « mışt'r. 'linde değildi; kik neticesinde meydana çıkıyor * | Mustafa Kozılsunun yeni sahip - HAMGELER —'I'AIZ ELİ Vazilenin küçüğü büyüğü yoktur ! SmNı:mımm bir dalrede vazijfe görmüştü; zeki, çalışkan, be, verikli bir adamdı, Dalirenin âmir) öl. dü ve bu memur orada ümir vekillği. he tayjn olundu, Kendisine bu sırada denjimiş ki: — Hele şimdilik vekil olarak çalış; bir müddet sonra asil olarak — tayin edeceğiz; derecen bu vazjifeye muadil değil ama bir kaç ay #onra bunun di çaresini buluruz! Bu zaş mevkjini yükseltmeyi pek ister; istemlyen var mı acaba? Bunun için de daha büyük bir hevesle çalış. tı; muvaffak oldu, Fakat bir kaç ay sonra daire Âmijrliğine yirmi beş sene hizmette bulunmuş olan başka — biri geldi; onu daha yüksek makam tayin etntişti; ettirmemek, çalışkan ve genç memura vâadde bulünan makamın e. o da üzüldü, Fakat ne yapabilir, Teselli verdi ve yanlışlığın tamir edileceğini süyledi. Lâkin genç memur kırılmıştı; istifasını yazdı ve gönderdi; üstelik jistifa kâğıdına yeni gelen ve kendisi kadar kabiliyetli ve çalışkan olmryan âmirin emrinde ça. Hışamıyacağını Tlüâve etti. Kabiliyet ve çalışkanlığın hakkı verilmelidir; lâ. kin birtakım formüller vrdir ki onla. rı bozmak fena örnek ölur, Genç memur demeliydi kij: — Vazifenin küçüğü büyüğü yok - tur; benjm âmirim de şu veya bu de. ğil vledanımdır, — vazjifemdir. —Amir meyklinde kim olursa olsun! Asıl fedakâr insanlar bu şekilde ha, reket edenlerdir, 1600 senelerinde Türk ordusu Mu. caristan ovalarında Avusturyaya kar. gı harp yapıyordu; Kanije kalesi zap- tolunmuştu, Sadrazam İbrahim paşa bamiyetli bir adamdı ve bu sırada Bu. din beylerbeyliğinde meşhur Tiryaki Hasan paşa valdı. Kanijenin büyük e. hemmiyetini takdir eden bir adamdı. Hemen kendi yerine defterdar Mangır kuşu Mehmet, efendiyi bıraktı; İbra, him paşaya koştu; Kanije kumandan. lığını istedi; yalvardı. İbrahim paşa bu işe şaştı; günkü Budinin iyi mahsul veren, geliri çok olan büyük bir vilâ. yetti; Kanije ise üç dört köyü olan bir sancaktı; budut boyunda olduğu için H de vardı; hayatı tehlikedeydi. Ha - san paşayı fikrinden vazgeçirmek |- çin çalıştı. Şu covabı aldı; . — Ben mevkij ve servet istemem; dileğim devlete hizmettir; Kanijede olacağım da senin gibi Yiğitler böyle ıssız bir yerin Muühafazası — icin can mt verecek ? Hasan paşa Kanijede M 9. siz hlizmetler yaptı. Kadircan KAF Ll Sandalda göbek atmanın sonu! Kâzım ve Naci admda ilki genç ev. velki gün Filoryaya gitmişler, burada iki genç kadınla tanışarak — sandala binmişlerdir. Çiftler rakı ve meze a.lmk sandal- eoşup çiftetelli öoynamak isteyince de | sandalr devirmişlerdir. Erkeklerle kadımnlar, — feryatlarmma yetişenler tarafından boğulmak üÜze, reyken kurtarılmışlardır. * — Bugün haberler Geğil mi? — Evet, evet, çok daha iyi. Eıhtım üzerinde eski kitapçılar vlükkânlarımı açmışlar, Almanlar- Parisi bombardıman etmiyorlar. Bu bıuuı çok kötü bir havadis gîhı "çok —kolny alacaklarından emiıı ol masalardı. herhalde bomlardıman ederlerdi, : Lafayet Ssokağmdaki Rum To- kantasmda tanıdığım bir beyaz Rusla, Liyosa ile yemek yedim. Bu adam tam mânasiyle bir dal - kavuk. Her rasgelişimde — benden 100 frank koparacağını — bildiğim helde yanmdan ayrılamam, Rus - yadan “ayrılmadan evvel Petroz- rat könservatuvarında keman öğ- Yenmiş .Büyük bir kemancı değil fakat parasız kaldığı zamanlarda, polis tarafmdan yakalanmayı gö- ze afarak, kahvelerde keman çalmp ' daha iyi birkaç frank toplayabiliyor, Glu-_ de 4 frank mukabilinde pis bir - dada yatıyor. İlk mulhnceret za- manlarmda Berlinde tramvay al- tında kaldığı için topallıyor, “Ni- çin çalışmıyorsun?” diyenlere ina” mılır bir sebep gösterebilmek için topallıktan istifade ediyor, Zaval- h Liyoşa vaktini felsefe kitapları *Ö - okumakla geçiriyor. Aynı zaman * da büyük bir felsefe eseri yazde ğint ve günün Bbirinde kitahı ba- sılırsa çok meşhur bir adam ola" cağinı söylüyor, Bugün de bir sij « lâh fabrikasımnda çalışmaya bas- İyacağını anlatıyordu, Bu — Rus günün hâdiselerini çok sükünetle karşılıyor, Bana şunları söyledi: — Siz psikoloji namma bir Şey bilmiyorsunuz, Ben psikolojiyi iyi bilirim, Onüun için bu Bör.lemı can külağiyle dinleyiniz, Fransiız- Jar .dejenere bir millettir, tama- miyle dejenere. Hepsi deli, Hepsi sön deretede sinirli. Böyle bir millet dövüşmez, Bunu ben. söylü- Şoram, İli defa timarhaneye gir misş çıkmış olan ben, Deliliğin psi" kolajisini tecrübeyle bilen ben, Bu sözlerden sonra Dostayevs" kiden Dbahsetti. Ve bana Doöste- Yevskinin romanları cinsinden bir roman Yazmakta olduğunu söyle- di. Ve sonra ilâve etti : — Henüz banü yazmak İicin vaktim var, Bilirsiniz ki Sofokl 104 yaşmda ölmüş ve Ödipini 98 mdıyıımıtu 'nıvımım) v | da içmeğe başlamışlar ve bir aralık — «

Bu sayıdan diğer sayfalar: