29 Temmuz 1942 Tarihli Haber Gazetesi Sayfa 2

Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.

Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

A 5 -<aa7 A ee e 't aEĞ so ğ amî amâuâmoâ::u I.Pwm_v. — Sehit m__m.m_._:m Hükümetçel gereken yardım yapılacak Ankara, Z8 (ALA,) — Başvekâletten tbliğ edilmiştir: 5 14 temmuz 1942 tarihinde bir kaza netlcesitde batan (Atılay) deniz | a2lte gemimizde şelilt olan 8$ subay, erbaş ve erin isimlerini büyük bir acı Ne dildiririz: Öv, Bnb, Sadettin Gürcan Üv. Yzb. Sebati Taşöz Ov., Tğm Kauf Bayka! Mk, Yzb. Ahmet Türün Mk, Zzb Adnan Erül 5 Subay Atday gemisinde bulunan gedikli erbaşlar: Mk, Gd Sb, Âhmet Atakan İstanbul (159) 1 Gv. Bş. Gd. Hakkı Tercanlı İstanbul (3880/306 5,14 ) Gv. Gd. çavuş Nurettin Güvenç Elâzığ — (936/5019) Mk. bş. Gü, Ziya Lodos Karagümrük (341/10 — 8.76 ) Mk, Bş, Gd, Tahsin Dönmez İstanbul (929/20962 - 8.102) Mk. Gd. Üst çavuş Salâhaddin Nartmam İstanbul 934/2128 8.410)4 Elektrik Bş. Gd, Necmeddin Sunal Eyüp (8341/15 881 ) Mk. Gd. üst çavuş Cemalettin Dinçer — Istanbul (934/2006 8.860) Elektrik Gd. bş. çavuş Fethi Yüceses Ankarır (930/2097 8,198) Elektrikçi Gü. çavuş İsmall Tugay Balıkesir — (935/2045 5.433) $ Elektriksi Güâ, çavuş Sabahattin Yaral K. Eli (9388/5027 8,480) Telsiz baş gedikli Masnm Şen Trabzon (929/2080 — 8.106) Torpido başçavuş Hüseyin Coşkun Alaşahir — (982/2091 — 8.304) Mk, Gd. onbaşı Kemal Dağaşan İstanbul (938/5007 5.519) B Gv. Gd. onbaşı Hasun Şentuna İstanbul — (941/5080) Mk, Gd, onbaşı Ali Rıza Beykuş Sivas — (941/Ö082) Eletrikçi Gü. onbaşı Agâh Pirinay İstanbul — (941/5022) Telsiz Gd. onbaşı İsmall İşgil İstanbul — (941/3ö020) - 18 öerbaş ' Atıday dönizaltı gemisinde bulunan erat: 989/1876 Samsunlu Mehmet Dilşat Güverte onbaşı | 9809/1728 Vakfıkebirli Hasan Cemal makine « , 989/1942 Oflu Salih Mehmet ç — 940/2229 — Gebzeli Adem Hüseyin L er 940/2944 — Kandıralı Emin Eyüp Güverte —» O41/811 — Erdekli Ahmet Hasan YAK & 941/1190 Rizeli Hüseyin İbrahim ha » 941/1826 Burhaniveli Osman Mustafa Makine », gt1/1445 Sürmeneli Mustafa Temel Na z 941/3676 Bizeli Ali Kıza Enver Güverte ” 941/4948 Tirebolulu Şaban Halil e “ 941/43820 Ayanerkir İsmall İlyas - ” 941/4182 Tekirdaflı Cemlil İsmall di “ ->9411/3804 - Göreleli Halll Mehmet Makine » 941/4965 Bartınlı Hüseyin Halll ” " 941/1516 Vakfıkebirli Temel Yenigün - - (Ba ştarafı Incide) Kapı kaşaları ile pervazlar iki sandala yüklenmiş ve sandallar Üçer dakika fasrla ile Kalamışa hareket etmişlerdir. O gün havanın biraz rüzgârlı ol . masma rağmen ikl - sandaldan biri bir iki saat sonra Kalamışa varmış ve yükünü boşaltmıştır. Fakat “Tay. fum,, adir gandal, bu sabaha — kadar, yâani aradan üç gün ve Üç gece geç. tiği halde hâlâ Kalamışa gitmediği gibi araştırmalara rağmen hiçbir yer de izine de rastlanmamıştır. Bu sandalda kıymeti 400 lira ka. dar tutan 100 kadar kapı kasasile pervaz vardı ve Mehmet adınmda Ye. nikapıda mesleğinin ehli olarak ta. nimamış bir sandalor ile bir de yardım er bulunuyordu. Pazartesi günü sandallardan biri. | * nin yükünü Kalamışa götürmediğini haber alaâan marangoz Celâl Ceğit ile sandalın sahibi, havanm biraz rüz. gârir olmasından dolayı sandalın el varda bir yere iltica etmek mecburi. yetinde kalmış veya batmiş olması ihtimallerini düşünerek araşltırmaya çıkmışlar, bütün adalarla — Anadolu banliyösü sahillerini araştırıp BOrüş. turdukları halde ne bir haber alabil. mişler ne de sandalm izine — rastla. mışlardır. Bunun üzerine — keyfiyet zabıtaya haber verilmiş ve araştır. malara başlanmıştır. Kalamışa yükünü boşaltmış olan sandalemın söylediğine göre, iki san. dal Yenikapıdan hareket — ettikten sonra Ahırkapı açıklarma kadar be. raberce gitmişlerdir. Buradan itiba. ren önde giden sandal arkadan gel . mekte olan “Tayfun,, u gözden kay. betmiştir, Bu vaziyet karşısında — “Tayfun, un içindeki iki kişi ve yükile bera. ber batmış olduğuna — veyahut iki sandalemın sandaldaki kapı kasala. rile pervazla: rmrıp satmak sev . dasma kapıldıklarına ihtimal veril . mektedir. Fakat mütehassıs denizci. lerin ve sandalcıların söylediklerine göre böyle yüz kadar tahtadan ya . pilmış kapı kasa ve pervazlarile be. raber sandal batmış olsa bile, tahta. lar denize yayılacağından mutlaka bir vapur veyag — motör tarafımdan görülmesi veya bunların bir — sahile vurması icap etmektedir, Bu itibarla Şehit olaunların allelecrine hükümetçe kanuni yardım yapılacaktır. Atıilay denizaltı gemis?! subayları: komutan — (1578) 2. nci komutan — (1697) Stajyer - (1808) Başçarkçı — (1908) İkineci çarkçı — (1960) Marmarada esrarlı bir hâdise sandalın batmış olması ihtimali hay: MN zayıf görülmektedir. Fakat diğer taraftan kapı kasa ve pervazları da sandalcıların kolayca öÖnlerine gelen adama satamıyacakları cinsten bir maldır. Çünkü bu kapı — çerçeveleri Kalamışta Fuadin inşa ettirdiği bi . nanm kapılarına göre ölçü Üzerine yapılmış olduğundan her binaya uy. maz ve bu iltibarla bir gramofon ve. ya dikiş makinesi gibi herkese ko. laylıkla satamaz, Hulâs#a “Tayfün,, adir — sandalm içindeki iki kişi ile beraber üç güm. denberi nerede olduğu kalın bir esrar perdesile örtülü bulunuyor. Emniyet müdürlüğü sandalı aramakta ve bu esrar perdesini yırtmağa çalışmak. tadır. m.____m_ mmısm_ bırakılan mallar lik günerde piyasada kararsızlık başgös'erdi Tacirler aralarında toplantılar yapıyorlar Ticaret Vekâletinin şimdiye küs dar el konulmuş ve fiyatı — tesbit edilmiş maddelerin satış ve fiyat- # |larını serbest bıirakması Üzerile piyasada ilk günler bir kararsızlık huüsüsle gelmiştir. Bu arada bazı tacirlerin çekinerek satış yapma- dıkları, bazılarının da yüksek fi « yatlar istemeğe kalktıkları görül- : müştür, İstanbul tacirleri bu halin res- mi makamların müdahalesini cele betmöden aralarında halli için top  gon ve İokomotif ain.now | lantılar yapmağa başlamışlardır. | İlk olarak zeytinyağt toptancı | ve müstahsilleri bir içtima yapa - | rak bugünün viyasa icahblarmı tete 'kik etmiş ve bir asidli ekstra; yağe | larr 130 kuruştan fazla fiyatla satmamağa karar vermişlerdir. Ev« velce konulmuş olan Tesmi fiyat W |123 kuruştu. Difer yağlar derece- ierine göre bundan aşağı fiyat « " larla satılacaktır. B Diğer tacirler de zümre zümre toplanrp kendi aralarında kararlar $ | vereceklerdir, >_=_m__<m ile 19 milyonluk muka- vele mucibince ü Almanyadan 12 İokomotif ile 165 vagon geldi Ankaradan haber verildiğine gö N | re, Almanyadan demiryolu ve de-“ bizyolu Mmalzemesi almak üzere _rnğ yaptıktan sonra dönen # heyetimizle Alman hükümeti âarar | smda 19 milyon liralık bir muka « | vele imzalanmıştır. Bunun 8,5 milyon birası ile â.ı geriye kalan kızmı ile de muhtelif yedek aksam ile tamir tezgâhları vesai- re eşya alınacaktır. Diğer taraftan aldığım malümnta göre 20 haziran cumartesi köprüle. rin işletmeye açıldığı gündenberi Al. manyadan 12lokoömotif, Gotoray, 10 furgon, 165 vagon, 5 romork gelmiş. tir. Bu malzömenin bir krsmt âski si. , parişlerdendir. Bir kıstm dâa en son yapılan anlaşma esastlarma göre gön derilmiş bulunmaktadır. Bu partiyi diğer paârtilerin takip edeceği - bildi- rilmektedir. e Beden terbiyesi ve spor öğretmenleri için kurs Maarif Vekilliği bu yıl lise ve öorta okullarda vazife görmekte - lan beden terbiyesi ve sopt öğret- menlerini bir tekâmül kursunda toplryacaktır. Kurs 10 ağustosta Haydarpaşa meli ve nazari olacaktır, Öğretmen lere muvaffakrıyetleri derecesinde ' Jisşanslar verilecektir. Fakat Daladye de buna cevaben, çok haklı olarak, milleti altı ay daha seferi vaziyette tulmıya, o psikolojik gerginlik içinde yaşat . mıya İmkân olmadığı gibi altı ay- bk sahte bir sükünet devresinden sonra tekrar cepheye göndermeğe de iİmkân olmryacağını söyliyecek. tir. Almanyaya 1939 da bir kere daba boyun eğemek, Fıransa ile Avrupayı 1940 da eli kolu hağlı 0- larak Hitlere teslim etmekten fark x bir Sey olmazdı. Biz bövle şaşlımca ihtimaller - den ve terbiyelerden sakınmalıyız, “Bu adam gerçekten sulh veya harb tarafdarı mıydı? Yüreğinin bütün açıkIröryla sülhü muhafaza . ya mı, yoksa harbi körüklemeye mi çalısryordu?” İşte imar sahiblerine bir kera daha söyliyelim ki Tanrıyı ilgilen diren esas mesele, yecâne me. sele budur, Bu noktayı istisnti di yebilecefimiz vaziyetlerle karsılaş tırdığımız zamanlarda da gözden uzak bulundurmamalıyız. Yani ka- ti bir mahkümiyet kararı verme. mek için kendimizi zorla tuttuğu- muz hallerde bile: Meselâ -Game. Hn gibi. sulba olan derin bağlılık. ları, bir mazeret olarak, iletiye sü rüldüğü zaman meslekleri !tibarlle 'gülünç vaziyete düşenler (çünkü bu derece sulh taraftarı bir iİnsan nihayet baş kumandan a'mağa mecbur değildir); yahut da, Süncü AV â_sqz_zw Yazan: m JUL ROMEN Leopold gibi, klâsik bir vahamet arzadön ve halkın hissiyatını ayak landıracak mahiyetteki nihai hare ketlerile muharebenin en Nazik bir safhasında müt. tefiklerine hiyane tederek. kendi . lerinden her türlü müsamaha im kânlarımı selbedenler, hattâ eski harketleri üzerinde de süphe uyan drranlar için olduğu gibhi, Fafkat, okurlarım her halde far kına varmışlardır ki ben sırasında, bir Ribbentropta demiveyim am - ma, bir Abetzde bile hüsnü niyet emmareleri araştırmaktan çekin- memişimdir, Hem niçin çekineyim ? İnsan dünyayı karanlık görmek is temezse, bilâkis her an böyle araş- :—.—:n_n_.nn bulmmağa hazır olma hdır, Bütün iyilerin bir tarafta ve bütün kötülerin de diğer tarafta bulundukları iddia edilemez, Bu- nunla beraber bazı “sistem” lerin haddi zatmda menfur aldutlarımı kabul etmek lözmdır, Çünkü on - Jar bir başka sistemin zararsız bir bale koyacağı basit megalomanları azılı birer deli, wnuâ.:ı_a: itibarile lisesinde başlıyacak, tedrisat a « | ——i * ’raxâ uoumum._ * ww ._.ME_EGN — ..GAN aa Şişman, kerli ferij bir adamdır, Hemen her mahkemede kendisine tesadüf edilir. Müdafaa yapan maz ununa söz alan avukata dudak hü- ker, yanındakinin kulağma eğilir: — Ne gaf yarabbim, ne gak. Adam hapı yuttu, Görürsün bak, en aşağı kafadan 12 seneyi yiye- cek! Mahkemeden — sonra da, ke ridorda etrafma. bir sürü haik toplar ve onlara konferans verir gibi anlatır durur: — Maznun hiç !âf edemedi, İn- sa mahkemede bir şey söylemiye- cek, kimseyi düşünüp de terlemi- yöcek.... Serbest serbest derdini anlatacak, Fakat neredeeee ... Gel, gelelim avukat da hiç iyi bir mü- dafan yapamadı, Halbuki, söylenecek ne iâflar, ne su götürür püf yerleri vardı. Yazık oldu maznuna,., Ve parmağını tükürüklüyeres dı- vara sürer: — Nah şuraya yazıyorum, Eğer 12 sene yemezse yalarım, bunu, Ah, ah, asıl avukat olacak adam —_o:. misim! Ne çâre ki, akıl yaşlandık- ca gelişirmiş.. L Boyuna bosuna, konuşmasına ba- karak kendisini müh!m bir adam sa- nan yaşlı kadımlar, nüfus kâğıdın« da “cahil,, yazanlar, hayran hay- ran onu dinlerlerdi. O da anlatır, anlatır ve hiç yorulmazdı, Sadece tombul — yanaklarımdan — damla damla terler süratle boynuna doğ- ru yuvarlanır, giderdi, Nihayet bir gün yine kendisini bir mahkemede gördüm, Amma- bu sefer maznünü, ğ Mmütldela- munüyi, hele hâkimi tenkid cde- cek vaziyette değlidi. Zira suçlu kendisi idi, Şişman yanakları, kıpkırmızı k - silmiş habire terliyor ve dili dola- şa dolasa suçunu tevile calışıyor: du. Mahkemeyi dinladikten sonra İ- şi anladım, İşsiz gücsüz, sâdece mahkeme dinleyerek vakit geçlir - mek İçin adliye merdivenlerini a- gındıran, mahkeme kapılarını iki Kisflük vücudile kesen birisj san- sandığım bu muhterem zât, meğer meşbur bir. dolandırıcı değil mi imiş!. Her hangi bir mahkemeyi müte- akip etrafma toplananlara, konfe- ransmı merakla, hayretle, takdirle dinlettikten sonra, kendisin! ağzı açık dinleyen zavallı bir ihtiyar kadıma , meselâ söyle bir sütal sa- — Hanrm nine senin ne derdin var bakayım, ki, ta buralara ka- dar gelmissin ? — Hiç evlâdım, İcrada bir ala- cak işimiz var da;. | disini müdafan için bir avukat tut- — Ya.. İste bak icra İşlerini be- nim kadar iyi bilen, iyi takip eden yoktur, Kadım sevinirmiş: — Evlâdm, ne olur, ben'm şuü işimi yapıver bari! — Ne demek hanım nine, bakalım, benimle şöyle... Ve kadımı kalabalıktan çeker, koridorun bir ucuna götürerek kendisile konuşmağa başlarmış: — Bu işin olur amma, bana 150 lira vereceksin, — Çok defğil mi evlâdım? — Değil, değil, 150 lira verecek- sin amma, işini bir çırpıda çıkarıve reteğim, — Eh, ne yapalım hayırlısı ol- sun, — Benim yazıhanem şu köşe gel getir de vekâletnameyi hazırlıya * lım, hemen İşe başlayalım, — Berhüdar ol oğlum! Ertesi günü yaşlı kadın avucun- da sımsıkı tuttuğu para ile, şişman adamm gösterdiği ..în.—_bhnwn ge- Jirken, kendİsini, -bilhassa bekledi- Bi köşeden a__S_.wF güya — tosadü- fen karşılaşmış gibi şişman adam karsılarmış: — Haaa, geldin mi; diye acele acele sorarmiış, ver bakalım parayı bana, Sen de su daktilolü kapıyı | gördün mü? Git orada beni bekle, Ben nöütere gidip şu vekâletnameyi hazırlryayrım, Kadıncağız da hiç bir şeyden | haber: olmadan, daktilaonun dükkâ - nımda bir iskemleye çöker, beller- | —:—ı TU bökrer, Vahi TülARİR Tabif bizim kahraman görünürler- de yokmuş. ... Fakat tilkinin dönüp dolaşıp geleceği yer mülüm, İste şimdi bu da adaletin pençesine düşmüs, ha- bire çırpınıp duruyordu, Fakat ya rabbim, o hiç bir avukatı beğenme- yen, hiç bir müdafaayı yerinde bul- mayan ve asıl avukat olacak adam diye kend'sinden baskasını görme- yen zavallr şişman, kendini o kar Gar fena müdafaa etti, o kadar pot- lar kırdı kj, mütealip celsede ken- mak mecburiyetinde kaldı, Nihat Şazi. * Fener nahiye — müdürlüğüne mülkiye — mezunlarından Feridün, Heybeli nahiye miüdürlüğüne — gene mülkiye mezunlarından İhsan Almç tayin edilmişlerdir, * Anadoludan küliyetli miktarda pirinç gelmeğe başlamıştır. Pirinçler Tosya malıdır ve fiyat 90.95 kuruş. tur, Piyasada 80.85 kuruşa — kadar pirinç satılmaktadır. g a_u__________._____a_____a______________ğ YUAMMAS LUÜUTFI AY doğruya ve iyiye meyyal fnsanla- rı da fenalığın kölesi haline getiri yorlar. Bu hakikati her hangi bir so. fizm, her hangi bir mürai cemile - kârlıkla örtbas etmemek Jâzımdır. Faşizm ve onun arkasmdan na- zizm Avrupada, her yerleştikleri yerde, tahrijkâr bir prensip vazet- mişlerdir. (Bu sayede bazı saha- larda muvaffak olunmuş, meselâ hükümetlerin iş görme kabiliyetle ri, kollektif çalışma randımanı ar- tırılabilmiş, politika hasta'ığınm memleketi kemirmesin'n önüne ge. çilebilmişse de elde edilen bu ta. rakkiler uğradığımız zararları telâ fi etöekten uzaktır). Bu tahrip - kâr prensip, fertlerle milletler ara. sımdaki — münasebetlerde tekrar kuvvete müracant usulünü ikame etmiştir; o usul ki, 18-18 tecrtihe sinden, ve beşerivyetin evrensel bir ahlâka doğru en az Üü yüz yıil hk bir meklemesinden sonra bir emeklemesinden sonra bir daha ar tık tatbiki İmkânsız sayıdırdı. Bu E—Ğw».—. E.ona_. E—. mede niyetin uzviyettine bir kere bulaş tı mı artık orada meşum bir seyir takib ederek gelişiyor. Biyoloji bi- ze bu hususta bir cok örnekler ver mektedir. Ne kanser, ne de mikrük bik bi hastalık kendiliğinden ve 7a bucak geçmiyor; bu hastalıklara karşı, mukavemet - kabiliyetlerine göre, karşı nmmîn—n_.mn katlı mü. dahalelerde bulunmak _g_u ediyor, Harbi takbih etmek şöyle darsun, prensip itibariyle tehcil eden ve mesela 0 Marinetti budalasmım ağ zt ile -d'Anammcio'nun il cretinn fosforescento dİye tavsif ettiği a. dam. “harbin — milletler İçin sıhhi bir Tüzum” olduğunu iİlâna kalkışan ideolojilerle Trejimlerin, sonunda harbden başka bir neticeve var Mıyacakları ve bu cereyanların ö Nüne geçilmezse kendilerile bera. ber bütün dünyayı da kana boya- yacakları muhakkakitr, Böyle olduğu halde s«ulhe bağlı iyi niyetli insanlar fenalığın önlü- nü alacak kanlı bir ameliyattan, âkibetlerine aykırı düştüğü İcin, kaçımmakta marzurdular, Fakat tarihin biç umulmıyan seyri, ta- mamiyle mukadderata atfolunabi- lecek tesadüflerle, belki de bir başmdadır. Yarın paranın yarısımı | =>e.w=mz m S MARI ÖE.:G =m== ?—. dotanrıdıcılık Evve'â kendisine hayret etliriyor, sonra saflığını gözlerinden okuduğu zavallı- ları ko'aycacık kandırıveriyormuş... n_uwâ—u Rusyaya saldırabilir mi ? E zamandanberi vakit vakit söyleniyor: Japonya Rusya - ya saldıracaktır. Bunu da A!man.- lar Volgaya vardıkları zaman ya. pactaklardır, Bu falcılıkta ö kadar ileri gidi. yorlar ki, tecavüzün ağustosun ba- — şında, en çok haftasırda olacağını da i'âve edenler var, Acaba bu kaznat neye dayası: yor? Japonya, Polonya ile Alman. ya arasında harb olurken Rusya - nn yaptığını mı yapacak? Fran - sanın Almanya tarafımdan yere se- rileceği kati olarak anlaşıldığı va. kit İtalyanın yaptığı gibi mi hare- ket edecek? Japonya Rusyadan ne istiyehi- lir? Sibiryanın çorak topraklarını mı? Dünyanm en zengin yerlerini tlde etti; tıika basa doydu; artık'i. yice toktur; kauçuk kalay, çay, kahve, altın, pirinç, şeker kamışı ve diğer en değerli şeylerle süslü bir softranm başma ihtişamla çük - tükten sonra komsunun miısır ek- mğinde gözü olur mu? Göz çok ar. sız bir seydir; mide doysa bile göz doymaz; fakat bu söz pek akıllı o- lanlar için değildir; Japonlar bir a sırdanberi pek akıllıca hareket e - diyorlar, Jopanya Rusyaya sa'dıracak mı? Saldırabilir. mi? Bu yeni bir dava değildir. Dokuz sene evvel Pariste çıkan Lezannal isimli mec muada Andre Dübesko isminde ta nınmış bir. muharrir “Rus Japon | barbi ilk baharda patıyabilir mi?” başlığı altında bir makale yazmış- tı, Diyordu ki: “Hiç kimse buna ihtimal ver. miyro, Bet de İnanmryorum, Çün.- kü evvelâ Japnolar harbi ka- zanacaklarına yüzde yüz inanma - dıkça kıpırdıyamazlar, Bugün Jda- ponya böyle büyük bir hatbi kaza. nacak vaziyette bulunmuyor, da - ponya Uzak Şarkta böyle bir mace raya girerse Ruslarla karşı karşı - aa kalacağına emin olmak İster. Halbulâ bugün hiç kimse bir Rus Japon harbine Amerikanm karış- Aamıyacağı İddiasını iİleri süremez. - BDir harh olursa dahilde karşılaca. ğt büiyük zorluklara mani olmak i. çin zayif düşmemeye mecbur olan Rosyanm Japonlara protestolar yağdırarak Vilâdivostok havaltstni boşaltacağını tahmin etmiyen yok tur, Bundan başka Japonyanın ma li vaziyeti fenadır, Geçen sene de- Luz frank olan Yen bugün beş franktır, Adım atarken ince, uzun hesab eden, ölçüp biçen, hiç bir İşi tesadüfe bırakmıyan — Japonyanım Rusyaya sa!'dırmayacağına 'nanm - mak lâzımdır,” Bu yazıda doğru ve tuhaf taraf lar var; vaziyet de çok değişmiş - tir, Amerika Uzak Sarktan atılmış tır. Rusyanım dahili vaziyeti sağ- lam olduğu sabittir ve Vilâdivos . tok havalisini harbsiz boşaltması as ü beklenemez. Japonyanm gayet hesablı hareket ettiği yolundaki hüküm- dosdoğrudur; bunun bir çok misallerin!i son altı yedi ay i- çinde bol bol gördük, Her halde Kuslara saldırmak Jeponlara mü - him bir şey kazandırmaz, Kadircan KAFLI Kızılayın güzel bir s%____â__ _ Yurt dışında _u.—_ğu-..—ıh istediğimiz şahıis hakkında malümat alabileceğiz Haber aldığımıza göre Kızılay, yurd dışmda akrabası, bildiği, ya- kınları bulunan vatandaşlara ko « laylık olmak Üzere bir “Kızılay haber bürosu” ihdasımna karar Vere miştir. Büro kadrosu hazırlandık - tan sonra gazetelere ilân verile « cek faaliyete geçildiği haber verje lecektir. Bürodan yalnız isgâl al « tındaki memleketlere şamil olmak' üzere yurd dışmda bulunan istenis len gahıs hakkımda malümat dir « :ı.._o:monî:. Bunu temin içia de ve bu beyannameye yalnız yirmi beş kuruşluk bir Kızılay pulu ya» pıştırmak kâfidir. “Kızılay haber bürosu” sorulan şahıs Türk tebas asmdan olmasa dahi ktsa bir zas manda cevap âwa çalışacak » tır. damla kan akıtmadan, bir hamle.- dede be tahrititür akideyi orta. dan kaldırmak fırsatmı kendileri - ne bahşettiği zaman, bu fırsatı ka | çırmıyarak, sevingle, enerjiyle ona sarılmaları lâzım no_Bon qu.âu * Bigada yağan Yağmurlar ssna. sında Çanpazarköy civarıma, kaz yumutası büyüklüğünde — dolu düş. / müş, bazı köylerde bu yüzden bir çok “tavuk â % |

Bu sayıdan diğer sayfalar: