Atlaşma yapmağa karar vermişti. D Bu $et İ Si Man Tdiler, Hitler — Kari Dönitz 14 ö — AM 0 10 MAYIS — 1042 -— GUNUN ADAMLARI KarlDönil uharebeyi binalariı göklere deden Amerikanın kapılarına kadar ——— . .—. —— —— ç— HARFR E'—"“'—'R_, TT Te n Pittası götüren adam '““Mu muhafazakârlar kulübü ,_ kadar bu kadar şiddetli — bir | hî:;k&ııyı sahne olmamıştı. Kısa Te * Kırmızı yüzlü bir adam kolla. ! Allaya sallaya haykırıyor: Ü denizaltıları âz kalsın Bin Piyetimize — sebep olacaklardı. d, “ Siz bu anlaşmayı imazlamakla b, “Tiyorsunuz, Bu gülünç bir İştir, » " yanlış söyledim, bu bir cinayet. * Yaka 1985 de geçiyordu. İngilte- Myıhnqmıdmwuı | aya göre Almanya İngiliz dün üçte biri kadar gemi yap. denı, Üğer bir maddesi de Almanlara y . “ü yapma hakkını vererek Ver. Ü, tahedesinin hükümlerini nakzer . muahedeye şiddetle hü. Ş “derek yukarıya — kaydettiğimiz #özleri söyliyen adam da bugün bir EElliz başvekili Çörçilden başka Yaşlarında zayıf yüzlü çok Tsuha, FÖZlÜ sert yürüyüşlü bir deniz Tüler | Biriyordu. Bu adamla Führerin kaş ç AONuştuğu Mmalüm değildir. Fa- İhiz Fi Dönitz isminde olan bu de- 'uh“h oradan çıktıktan sonra Âl- Bürine tr filosunun inşa işini Ü ,. bir zaman sonra bütün Alman Büm, — Tİ Dönitze tahtelbahir babası de, şimdiye kadar olan hiz- lan ordu ve donanmasınmım büyük | h':_l"t'ert bir nevi esrar perdesi için. ! lâr. Aile hayatları, itiyatları, yAt . Yüşar Tevkleri, kusürları kimsece ma- Üa “Üudir_ Bunlarım tercümelhaline Jı e;'k*den bir muharrir babasına ve g Selne &İt asalet unvanlarından ve | Urtya a birşey En tine gifiş tarihlerinden baş bülamaz, Dönitz de bu kal' Ni odi K . ğ u asamakta bir gevi gurur düyar ç. Mansa gölgede ee i Ü olduğunu düşünür. ÖSi « kadar en yakın dostları müz- Ütrap Olmak Üzere birçok kimseler İsrar Dönitzin adını bile işitmemiş. Do M . 1918 harbi başlarken kari deç ” Breslay Alman — KTuvazörün Subayı iği, “Bu gemi ilk dünya Smb:nde Türk filosunda bulunduğu ımv%“lmm ismini Tarkan filoya mensuptu. Harp baş , Happı PU filo Akdenizde bulunuyordu. eı,, Başladığı haberini alır almaz Cezayir Umanlarmı topa tuttu, müttefik filolar arasın- Bibi ıryrılı.mlk kaçtı, Ça. boğazmı geçerek — İstanbula İki sene Türk bahriyesi bizme. tı, sonra denizaltı amıfıma Ve U 39 denizaltısma kumandan "qu:“ tarihte Alman denizaltıları mesafelere kadar gidemi denizinde ve İngilterenin da çalışıyorlardı. — Kari Yyavaş hareket sahaları kıydarına, Cebelüttarık Beçerek Akdenize kadar Stniş bir hareket sahası ka başlıyorlardı. Bu tahtelba de teğmen Dönitzin li altında bulunan U 265 de a âîm;f tok cüretkâr bir deniz k d'?üdımt şansı cüreti kadar % h'll&— .© Şaptığı işleri şu şe- Üüşm ediyordu: «“U 25 le üç n gemisine hücum ettim. ,qb“hlttrdım. ikincisinde tor. ettiremedim, üçüncüsün- gemisi benim denizaltım! “Eğer her '“hı., komutanı Dönitz gibi olsa Mhr%maa denizaltı kalmı. yöu c tümlesiyle bahsetti.,, ı:.“m'hnı_— Alman ordusunda denizajtı Biş 'îlu: Döndtz deniz yüzüne çık îî'ı Hîüo:u Müuhtelif gemilerde ça mevkliine geçtik- Üönn_z ıq’ Emden kruvazörüne Üai Ç Sldu, ğü“n Dönitze şöhref temir ""hı,a dar Bötürebilmiş olmasından Sap, Mürt tafslt , d Ka tçıkı,ınu ğ sLât veriyordu: Ter İf FEfFf f Ü l'lva., T fu aa —P ağfan * “Wq;h Âmirim , benden:! denizine Amerika kıyı. &, Filorida varımadasın 'y"quâ: 'ı"m?.lnde. İngiliz Güyan! İr Bün içinde 17 İngiliz h ÂAlman denizaltılarının Alman resmi tebliği ve Amerikan gemisi batırılmıştır. Bu : torpillenme hâdiselerinden bir tanesi kıyıya o kadar yakın yapılmıştı ki, geminin battığını sahildekiler görmüş. | ler ve tankurtaran sandalları gönder- | mişlerdi. Anavatan üslerinden çok uzaklara kadar götürülen bu deniz harekâtını Öörten esrar perdesinin bir kenarını Stefani ajansı kaldırrvermişti. Bu a jans bir tebliğinde şunları — yazıyoar, “Denizaltılarının hârekâtını İdare et- mek üzere deniz üzerinde insanlardan, makinelerden, işaretlerden, mühim | mat ve petrolden mürekkep koca bir alem çalışıyor, Dünya bir gün bu teş” | kilâtı tamamiyle öğrendiği vakit in sanlık şaşırıp kalacaktır.,, Ajansın verdiği tafsilâttan bir kısmı da şuüdür: #Alman denizaltıları hasara uğra- dıkları aykit bu hasarı bu denizleri terketmeden evvel tamir edecek im. kânlara maliktirler. Mütemadiyen dolan yiyecek ,mühimmat ve tamir depolarımız var., Bu depolar keşfolun:- ması mümkün olmıyan yerlerdedir.,, Stefaninin rivayetine göre keşfi ha Hinde bütün dünyayı şaşırtacak olan bu teşkilât amiral Dönitzin eseridir. Bir Amerikalı denizcilik mütehassı sı Fleçer Prat 22 şubat 1942 le Deyli Meyl gazetesinde bir makale yazarak Almanyanın elinde bugün 225 tahtel. bahir olluğunu ileri sürdü ve buna 100 de İtalyan tahtelbahiri ilâve et- melidir dedi, Denizcilikte eski bir kaide — vardır. hareket sahasında bulunan tahtelba hirler üslerinde bulunan tahtelbo.hıı: lerin üçte biridir. Şu halde bugün aşa ğı yukarı 100 Alman — denizaltısının açık denizlerde dolaştığı kabul edile- bilir. F * Harbin başlangıcında Almanyanm denizlerde 25 denizaltısı hareket ha 70 © çıktı, Bugm 225 dir , Deniz mütehassısı makalesinde bu miktarm önümüzdeki yaz mevsiminde iki misline çıkacağını söylüyor. O hal de mesele şu oluyor: Alman denizaltı. ları ilâ gayri nihaye Çoğalabilir mi? Harbin başlangıcında Amerikanm üç denizaltısı tezgâhi vardı, bu tez gâhlar senede 34 denizaltı gemisi ya, pabilirdi, fakat 1939 da Almanlar Danziği aldıktan sonra buradaki bil. tün gemi tezgâhlarımnı denizaltı tez- gühları haline koydular.Denizcilik mu. harririnin fikrine göre Almanyayı da na çok denizaltı yapmaktan meneden iki sebep vardır! Mütehassıs tayfa bulmakta güçlük ve kurşun yokluğu, İngilizler ve Amerikalılar Alman denizaltılarına karşı müeasir bir mü. | cadele açmak için avcı gemileri yap- mak işine hız vermişlerdir, Bir taraf tan da batan gemilerin yerierine kor yacakları nakliye vapurlarını yapma., ga çalışıyorlar. Yani Amiral Dönitz de İngiliz ve Amerikan deniz inşaat tezgâhları korkunç bir yarışa giriş mişlerdir. İnşaat —tezgâhları inşaat işini hızlaştırmak için seri halinde inşaata başlamışlardır. Yeni yapılan vapurlar biribirinin tamamiyle eşidir. Amerikanım nakliye gemileri iğin kabul ettiği tip 7500 tonluk gemiler dir. İki fort otomobili biribirine ne'ka. L N V — AA TCT ' DÜNYADAN GÖRUÜŞLER eylân mektubu 16 Marttanberi Seylânda dansedilmiyor Seylânın kömutanı Sır fofrey dünyanın en şansit adamlarındaan biridir Bütün dünyanm Hint denizinde cereyan eden hâdiselerle çok meşgul olduğu bugünlerde bir Fransız gazetesi Japonlar tarafın: dan geçenlerde bombardıman edi len Seylan adasımndan yazılmış bir Mmektubu neşretmektedir. Seylan adasımın merkezi olan Kolombodan nisan ayı içerisinde yazılan bu mektubu tercüme edivoruz, * Harp Seylan adasma yaklağti. 16 marttan beri artık büyük otel lerin salonlarında dansedilmiyor, Fakat at yarışları devam ediyor ve futbol maçalrı yapılryor? Vali Mmart içerisinde bir beyanname | neşrederek “Seylan adası bugün" den itibaren tam mânasiyle cephe Üzerindedir.,, demişti. Japon tay yareleri bu sözün doğru olduğunu isbat ettiler, Kolombo üç yüzlü bir şehirdir. Şehrin kenarında Avrupalrların o, tusduğu modern sayfiyeler — bulu" nur. Sehrin ortası ticaret ve iş merkezidir. Yerli ahali güneş gör miyen daracık sokaklarda ve pis evlerde oturur, ) Yerlilerin oturduğu mahalleler askerlerin eğlence yeridir, Haki dar benzerse bu gemiler de birihirine © kadar benziyordu. İngilizlerse pet. Tol gemileri için 12.000 ton, ve yük gemileri için de 10.000 toğu esas ka: bul etmişlerdir. Yalnız buna mukabil bu gemilerin süratli olmasına çok e. hemmiyet veriliyor. gortlu ve gömlekli, kolları sıvalı askerler bu mahallenin bitip tü kenmek bilmiyen sokaklarında do" laşır düurur.ar, Yerlilerin bindik- leri öküz arabalarınm dingilleri iyi yağlanmamış, tekerleklernden çı, kan gıcırtıyı musiki niyetine din” lerler. Zira Kolomboda eğlence yerleri yoktur, Burası Avustraya ve Uzak Şark yolu üzerinde büyük bir'iskele olmasımna rağmen ve Singapur gibi bir Ayvrupa şehri manzarası ınetmez. Kolomboda hayat pahalıdır. Av. rupalılar Cin ve Kolonya bulamı - yorlar, Yerliler pirinç ve buğday yokluğundan şikâyet ediyor, Vali istifçilere ve gizli arlş veriş yapan. lara karşı şiddetli cezalar tatbikine karar verdi Ve bu kararını tatbik etti ama bunun hayatı ucuzlatmak hususunda bir faydası görülmedi. Seylân adasında oturan yerliler çocuk gibi insanlardır. Neş'eleri. ni kaybetmezler, Oyunları, göze çarpan renkleri, süslenmeyi pek severler. Daima rcuratı asık duran Hintlilerin zıddma olarak durup dinlenmeden kahkaha savururlar, Fakat bu gü'eç yüzlerinden hakiki hislerini okumak çok güçtür,. İngiltere Seylân adasma 125 yıl- dan beri idare etmektedir. Ahali İngilizlerden memnundur, Adadaki İngiliz mahfilleri Japonlarm bura- da kolay kolay besşinci kol teşkilâtı yapamıyacaklarma kanidir. 'İngiliz askeri makamları adalı. (Dünkü nüshadan devam) Şehre vâüsl olunca bâvülünü bir ötele birakıp doğrüca mezarlığa gitti Bekcçilere bir gey sormamağı münasip bularak mezarlıkta uzun müddet dolaştı ve nihayet genece ral Varvikin mezarmı buldu, Bu keşif onun heyecanını artır- dı, Demek fena bir şakanın kurba. nı değildi. Allah vere de mezar taşındaki yazılar zamanla silinme-_ Mektubu yazan yalan söyleme « mişti. taşlardan birinin üstünde Con Lavrens ismi okunmaktaydı. de |Taşm üstünde bu isimden başka iki sattr halinde birtakım harfler Ve rakamlar vardı. Kole bunları dikkatle defterine not etti ve bir Yere oturarak elindeki anahtarla Sifreyi çözmeğe çalıştı. ; ÂAyağa kalktığı zaman alnında h?" damlaları belirmişti. Defterin lı:; Sayfasma yazmış olduğu satirs ..]ğ”' kere daha okudu: e _u?f'tası. Stanhoptan altı mil Iîm-dal bğaırbide Durham yolunda Üü oevlî Hnan bir evin bahçesin « ü ağacının dibinde iki met Fe yerin altmda gömülüdür.., Ertesi S-aba:; N a kısa bir seyahati mığtğ;;]ğ St:î.;ılc meden defineye doğm v bile ye. Hızlı hizli. yürüyor Ve günlük uykusuzluğa rağmen yor - günlüğünü — bile hiSBetmiyor &u Birkaç köy ve mMüteaddit Gciftlik geçtikten sonra yoldan yüz met- birkaç Üre kadar mesafede münzeyvi a ev nazarı dikkatini celbetti. Tari. fe nazaran define busada olmalı i. di, Binaya yaklaştı. Bahçenin par, maklıklı kapısından baktı ve evin kanısının tam karşısında bir ceviz ağacı bulunduğunu görmeğe an - cak vakit bulabildi, İçerden iki bü- yük kurt köpeği havl atıl - mışlardı, Âğ Bu ıstikbal hiç de cesaret Verİ» tici değildi. Filip Kole oradan u- zaklaşmaktan başka çare göreme. di, Ciyarda bir otel veya han bu- 'arak münasin bir fırsat daha bek Üvecekti, Üzi kilometre mesafede bir har da oda kiraladı ve ayni gece Be-- ne defineli evin etrafmda dolaş « mağa başladı. Fakat ah mel'un tönekler! Adamcağız daha birkac vüz metre mesafedeyken kudur - imuş gibi havlamağa koyulmuşlar. »i Köpeklere zehir verip duvar - dan atlryarak alelâcele bu ceviz a- Saemmm dihin! kazsa ve defineyi O B Te AAAT ARLARL RERE l O l l T lasenaki” el'asıar ! Nakleden: Melekzat Kardeş çıkarsa ? ... ğ Bu projeyi pek tehlikeli bulb- du, Bahçede hırsız zannedilerek vurulabilir veya' hırsızlık suçu İle tevkif edilebilirdi, Elli bin ingiliz altımiı mühim bir servetse de ölüe mü veya hapishaneyi göze almağa değmezdi, Bu servete daha musli- hâne yollardan sahip olmak çare. lerini araştırmalıydı, « Fakat bu muslihane çareler ne kli? Etraftan şüpheyi celbetmeden tahkikat yaptı: evin sahibi, İrlan- dalr eski bir gemiciydi. Zalim, vahşi tabiatli. hattâ biraz çılgınca tir adam olarak tanmmıştı. Bah- çesinde ceviz çalarken yakaladığı küçük bir çocuğu öldürmüş olma « sından bile şüphe ediliyordu, Fa- kat bu sadece dedikodudan iba « retti ve zabıta tahkikat yapma, mıştı, Filip Kole Fransaya — dönmeği düsündü, Bu da imkânsız bir hal şekliydi. Parlak istikbal rüyaları gördükten sonra eski mütevazı hayatma dön- mek ona pek ağır gelecekti. Ma - dam Düviviye ne diyecekti? Ka" Gincağız onun herhangi bir tica - Tet işinde muüuvaffak olamadığını zannedecek ve Filip Ko'e günün birinde dul kadımnm mücevheratç: ile nisanlandığmı haber alacaktı. i giln hiebir geye karar vere" medikten sonra Filin Kole bir sas ğğğ;î&ey'e yatağmımdan kalktı, En daha A) ceresini nasıl olmuş da haran ev:;î: dü'finemem*sti? aaRLaN fçî i bir binsi idi İrlandal Filip Kolî î:ik bAra istw'_vcnı;_'zdı: istediği gibi tğîıîx:ı alnıî:a definâvl na Çokarabilirdi. F ni af Stanhopta bir. — noter ' müzakerelerine giristi, Bşatîıaîıîîı müzakereler daha başlamadan ka sildi. İrlandalı evini satmağa razı olmuyardüu. Filin Kolc, cesaretini kaybetmi- verek noter; İsrarda — bulunmağfa memur etti. Noter iki gün sonra haber getirdi: sahık gemici, avini satmağı birkaç defa reddettikten sanva nihavet bir telrlifda Hülrye Ev mağa razı olmuştu, Evi üç bin in- giliz lirasıma veriyordu. Fakat bu son ve kat'i teklifi idi, pazarlık kabul etmiyordu, - Bu rakam F'ilip Koleyi yerinden. sıçrattı. O harap bina için bu pa" ra birkaç misli değerli demekti ve Bdamcag;rzm mütdvazı servetinin tam üçte biriydi. t başka çare olmadığı için Filip Kole kabul ete ti, Noferi satmalma muamelesini hazırlamağa memur etti ve kendis si tahvilât satıp nakit para teda, rik etmek üzere Fransaya döndü. Birkaç gün sonra da mukaveleyi imzalamak ve tapuyu almak Üüzere tekrar İngiltereye gitti. Nihayet her türlü muamele ta- mamlandı, Filip Kole defineli eve sahip oldu, Ev yakından görülünce nekadar harap olduğu daha iyi anlaşılı - yordu. Çatlak duvarları mütecad - diâ noktalarda delinmiş bir çatıyı ancak bir müclez eseri olarak tu" tüyordu. Filip Kole evde yalnız kalmca müfhiş bir korkuya kapıldı, Fakat bu korküsunü yenmeğa muvaffak da oldu, Y Mul e Defineyi geceleyin meydana çis karacaktı, Gündüzün, yoldan ge « çenlerin tonrağı kazdığını görme . ' lerini istemiyordu. Karanlık bastn- ea işe başladı. Yorgun ve bitkin tam sekiz saat toprağı kazdı, Bey hude zahmet! Hicbir sey bulamı Nihayet şafak sökerken ner ve sevinela bir gığlık kopaurdı. Ellerje le hüyük bir tası kaldırmağa çalı* girken parmağı bir kafatasınm za« manla sivrilesmis cene kemiğine garnayak kesilmisti, Con Lavrens'in sadık — usağının kafatasmı bu'mustu, Bu kadar fe. dakârlığı basa gitmemisti. Kafatasmı, servetini muhafaza eden kasayı eline aldı. Çürümüş olan kafatası parmaklarile şiddet, le bastırmca parçalandı. Boştu! Kendisinden evvel, daha talili birisi defineyi bulmuş olacaktı. Yn'rı—""*': '.'Ffıf"'ıf'qeî karerimda Ham letin sorduğu gibi yaşamak veya- hut yaşamamak lüzumunu kendisi ne sordu. Uğradığı sukutu hayal o kadar büyüktü ki eğer birden- bire düşünp bayılmasaydı 0 anda hiç şüphesiz uıı;tıııı.: ederdi, Oksfond — caddesinde mükellef bir yazılanede direktör zile baş- tı, Kapı açıldı ve bir memur hür. metkârana direktöre yaklaştı, Masa üstünde on kadar eski ciltk kitap vardı. — Dosyayı getirdiniz mi? — Evet patron, Memur dosyayı açtı. İçinden ü- zerleri rengi kaçmış, silik bir mü»m rekkeple yazılmış yazılarla dolu sararmış mektuplar çıkardı. Bun. lar, Con Lavrensin vasiyetnamesi- Ne pek benziyordu. Direktör bunları birer birer Ö- nündeki kitaplarım yırtılmış kap- ları arasma koydu, Sonra memura dönerek: — Şu üç kitap Parise gönderi" lecek. Şuradakı iki kitabı Roma - ya, şunu Berline gönderin, Öteki»- leri İngiltere kitapçılarmma satarız. — Peki efendim, — Kafatası buldunuz mu? — Evet, Bir trb talebesinden satmaldım, — Mükemmel, Fizpatrik gelm'ş öyle mi? — Evet, Emrinizi bekliyor. — Gelsit. ü Memur, içeriye Filip Kolenin vahsşi könekli İrlandalısmı getir . di Direktör sordu: — Ne var ne yok? Son vazifen- de müuvaffak oldun mu? — Evet, — Satma'an kimdi? — Bir Fransız.,, On beş günde kıvamına geldi, ' — Fiat?, — Üç bin ingiliz lirası, — İyi iş yarmışsın Her zaman ki komisvonunu alacaksın. Yola çıkmafa hazır mrsm? — Evet. — İskoşyada bir kulübe mi, yoksa İrlandada bir kulübe mi e. tersin?, — Benim için ikisi de bir... — İrlandaya Sit örleyse,., Mü- amafih orada cok kalacağını zan" netmiyorum. Biz her seyi hazmlu- dık, — Patron, siz bir dâhisiniz! mDiu—ktör memnunane gülün &e - — Eski ve haran evleri herlrcs 3atmalabi'ir, mesele onları değer letinin birkaç mis'ine satabilmek: tedir! (SON) lardan işçi toplamıya çalışıyorlar, Fakat Seylânlılar çok 'tenbe| ol- Gukları için burada isşgi bulmak ga- yet güç bır İş oluyor. 16 marttanberi Seylân askeri bir kumandanrtı idaresi altındadır, İn. giliz kumandanı yakışıklı bir adam dır. Gümüş saçlarınım altmdaki göz lerinde tatlı bir zekâ ışığı yanar, Adı Sir Jofrey Laytondur, 57 ya- gindadır. Amiraldir, kasketini da- ima yan giyer, Amiralin en büyük şöhreti iyi bir koca olması ve yıl- lardanberi beraber yaşadığı sadık eşine hiç ihanet etmemiş bulun- masıdır, Diğer taraftan çok şanslı bir kumandan olmakla tanmmıştır. hsmm kaptanı idi., Oradan Sey- lân komutanlığıma getirildi Eğer bu suüretle memuriyeti değiştiril. memiş olsaydı belki de yerine ge- len Amiral Tom Filips gibi deni- zin dibinde bulunacaktı, İngilizler Malezyada yaptıkları hatayı Seylânda tekrarlamak iste. memişlerdir. —Malezyadaki İngiliz ordusunun bir komutanı, tayyare kuvvetlerinin başka bir komutanı, deniz kuvvetlerinin de ayrı bir ko- mutanı vardı; bu üç komutan bir- biri ile pek İyi uyuşamadılar, ve bundan bozgun doğdu. Amiral Layton Seylânda bulu « nan kara, deniz ve hava kuvvet- lerinin komutanıdır. Adadaki ka- ra kuvvetlerine komut veren tuğ- genera| Enskip Amiraldan yaşlı ve kıdemli olduğu halde Amiralin ko- mutası altındadır. Eğer Japonlar Seylâna hücum ederlerse Sir Jofreyin veazifesi ko- lay olmıyacaktır. Sulh zamanmda- Seylânda pek az asşker vardı. Buradaki garnizon gayet iyi giydirilmiş, iyi beslen. miş, fakat talim ve terbiyesi nok- san erlerden teşekkül ediyordu, Seylân artasında 500 kilometre uzunluğa ve 250 kilometre genişli- ğe malik olan büyük bir adadır. Sah'lleri alçak, batak'ıklardır. Bu sahillerde bol bol Hindistan cgl- zi ağaçları vardır. Bu ağaçlar a. danm mühim servetini ve ahalisi- nin en esaslı grdasmı teşkil eder. Seylânda çok güzel yollar var. dır, Yalnız bu güzel yollar yapılır. ken her şey düşünülmüş fakat a- danınm müdafaası aslâ hesaba ka- tılmamıştır. Adanm üçde ikleini kaplayan sık ormanlar Malezya ormanlarından daha korkunç ve daha geçi'mezdir. Adanın ortasma doğru sarp dağlar vardır. Adanm ekilebilen topraklarında pirinç, ve kauçuk yetişif, Fakat adanm en mühim mahsulü Seylân adiyle ta- rılan güzel kokulu çayıdır, Seylân adasmı Hindistan krta « sından ayırmak mümkün deği dir, Zira adayı kıtadan ayrran boğaz hic derin değildir ve ötesinde berisin- de mercan kayalıkları vardır. Bü- vük gemiler bu boğaza giremezler, bu hal adanım müdafaasmda İn- giılizler lehine bir nokta olarak kay dedilebilir. İngilizler bu boğazda seyrüsefer etmek için altı düz gemiler yap- tirm'slardır. Bu itibarla Japonlar Ülint denizine tamamen hâkim ol salar bile İngilizlerin geceleri Hin- distandan taekviye kuvvet eri al- masma mani olemryacaklardır, Seylân adasımın en ehemmiyetli stratejik noktası Trenkomal!i'dir. Dünyada bundan güzel bif liman voktur. İngilizler Uzaksark yolu- na giden gemileri koruyacak bil- yük taeniz Üssünü burada yapmış slenlardı daha isabetli hareket &- lerlerdi, Onlar Singapuru — biraz laha sarkıta olduğu için tercih et- tler, Fakat Singapur yapılırker bile Trenkomaliyi ikmal etmemek 'âzım geldiğini söyliyen den'z mü- tehaseisları vardı, İnsilizler vaktile yanmadıklar: nr biygün vaymıya uğraşıyorlar, Deyli Meyl pazetesinin hususi mu- habirinin yazdığı gibi burada çe- Ukten ve betondan zantedilmez bir 'tale vapılmaktadır, Bir acrk denizin ortatında Seç. lân eşi bulunmaz bir hücum mer- kezidir, L—' - — -