3 Eylül 1941 Tarihli Haber Gazetesi Sayfa 5

3 Eylül 1941 tarihli Haber Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

ga 1D1 — l b"“ t’““ "; ığıı? | "ı%b:? lîıkm;ya. ':;h% lçi nde Yaşa- Ğ;" ence dolu anl '"314 lsh ata. Ş Vorum ân durak- yakıasarak h bir Ses, Slîl yo. mühees- r eden I"'ll!m n ere- m'!ele alâkadar Te olabilir. w aıi- "“'af gayri. e,şmwwn blml zıya Nnuz kar- Meçhul ““Bmağbaş_ Ve tano hi 4 !'.ııî,uhın Pi Bagît ı 'İı—g Bifir DS V lilmın ookfğı“tm_ w dikkat Ğ iğ’ğ?j_şe“â ""'*"Guıb._ “!tu. GYA. İda ——z.,w» ın 'ld va İeçmış Veı-. ad mın tecavü " kendi. se . l“n!lhı.. lP k.v'ı ıı."'“ Rüste tı klâ RUNDA' Uk Milli Roman' Yazan: MAHMUT ATTİLA AYKUT dığımı adı. Maksağmma bir an ıâ:rvel vasil olmak intiyormuş gi- — Sizi üzmiyeyim, dedi, Ben namusunu, faziletini, kaybetmış bir vatandaşım Düne kadar bu iğrenç ve kirli hüviyetin sahibiy- dim, Ama artık o viyeti bugün üzerimdern attım, Ve yanıma daha cok yaklasa | rak kulağ:ma söylüyormuş gibi: — Alçak bir adamın yanından kurtulduğunuza sevininiz Nec. miye hanım, Canip Bey bir ahlâk düşkününden ve satılmış bir a - damdan başka bir şey değildir. Dün2 kadar onun hesabına çalı- şan sefil bir adamdım, Bugün on dan nefret ediyorum. Siz, o nef- reti ne kadar içten duyuyorsanız ben daha fazlasile ondan ifreni yorum Sizi ezen felâket seben. lerini uzaklarda ve başkalarında aramayınız, Bütün onların müsebbibi sade- ce odur. Hattâ size hayatınızın en büyük azabırı çektirten de yi ne odur, Sizi sevdiği için kıskan- mıştır. Kıskandığı için de kendi evinde kendi samimiyetine güve- nerek onâ misafir gelenleri yine kendi yakalatmıştır. O bir casustur Necmiye l'iaı'ıım! Olduğum yere yıkılmamak için tutanacak bir yer aradım. Dilim tutulmuş, çenem kılıtlenmıetı Zangır zangır titriyordum. — Fena oluyorsunuz Necmiye hanrm.-Gidiniz biraz kadınlar yerinde oturunuz.. açılırsınız. Ben de gidıyorum Yine görü, şürüz, Allaharsmarladık, Süratle ve adeta koşarcasına merdivenlerden çıkarak gdıııden kayboldu. Aman yarabbi! Neler duyımış. tüm , neler işitmiştim, Benim bütün — esrarımı bilen bu adam kimdi?. Bana bunları niçin söy- lııııd:u? Yaptığı hareketlerden i h’ zi r:—ıw gmaır!hn 'ııf ; Teyze, benı perişan ve şaşkımn | görünce afalladı: — Yine ne oldunuz, a kızcağı- zım ? kan taşkın bir se! gibi boşandım, Onun üstüste sorduğu suallere | bir türlü cevap veremiyordum. O, küçücük — pencereleri kafesli odada minder üzerinde yayılmış oturuyordum, Hayatta ilk gözya şını babacığım için ben bu oda, da akıttrm, Kemalimi ben bu o. dada sevdım Şimdi de yine bu odada aynı dekor içersinde yine kendim için ve onun için ağlıyo- rum, 'Teyze, hâlâ niçin ağladığımı anlıyamamıştı. Birteviye: — AÂbe kızcağızım, ne oldu sa- na? Peşinden mi kovaladılar. Yalnız başcağızıma ne diye so , kaklara çıkarsım,, dün ebe Fat. ma Hanmım kızı Dürdaneyi de tazı gibi sokaklarda — koşturup durmuşlar! Zavallr hatunun yü- reğine iniyördu_ Eh,, kızcağızım zaman kötü, Hele o eli kamalı beli satırlı cellât herifleri Rab- bim düşümde bana göstermesin, (Devami var) dı. Sarhoşluk onun uykusunu büsbütün ağırlaştıurmıştı. Rüstem uykuya daldıktan sonra sayıklamağa başladı.. Gülbeyaz ilk önce bu sa - yıklamalara - hezeyan diye - ehemmiyet vermemişti. Fa - kat, bu hezeyanlar arasında Gulbeyızı sinirlendiren ve düsşündüren sözler de vardı. İşte... Rüstem uykusunda şunları sayıklıyordu: — Bana, .dünyanın en mecnun adamı kimdir, diye sorsalar, Yıldırım Beyazıdı gösteririm... budala adam! herkesin üzerinde titrediği ve koklamak isteyip de mu- vaffak olamadığı bir kadını, F eyzul!ah gibi bir. serseme » vermiş. Buna delilik demez - ler de ne derler?,, Gülbeyaz bu sözden küş * kulandı. -— Acaba, padişatım Fey - İ | aske ve hü- w PERDEYİ AÇIYORUM — — TALİİN MAKÜS NETİCESİ... Talisizliğin bu derecesi olur muydu? Maçka istasyonunda hboynu bükük kalmıştım. Medihanm hangi — apartımana girdiğini de göremedim, Fakat gözlerinde. bunun bir hi. le olabileceğine dair en küçük bir tşıltı yoktu. Yalnızca taliimle karsı karşıya idim; bu bir tesadüftü, Ya Kâzım, Mustafa ve Zülfikar ne oldular ? Her geyden habersiz maymun - cuklarla apartımanın kapılarmı a- çacaklardı. Yalnız Zeynebin yattığına kani olarak tereddütsüz yukarı çıka « caklar, rahat rahat kapıları aça « caklardı, Şimdi bu zavalldar neredeler a. caba yarabhi??, Nereye gitsem, ne yapsam? Apartrmanm etrafımda dolaş - sam benim de yakalanmak İhti. malim vardı, Farzı muhal yaka « lanmadım, Gecenfın bu saatinde o« İMledü K git MMWW SAİNE Yazan ve oyuryan: nedamet eden meşhur dolandırıcı. Mahmnt Saim ALTINDAĞ Başrollerde: Mediha, Ze_ynep, Mahmut Saim, Komik Hasan efend. Arop,M>-ddah Kâzım vesaire Sarı Mustafa, kimse yok sandığı odada bir kibrit yandığını görünce şaşırmış, ne yapacagını bilememiş; apartıman çığlıklarla bir an içinde ayağa kalkmış... Zülfikarla, Kâzım, Sarı Mustafayı kurtarmak'an vazgeçe. sak yandık, rek çıkar yolun tabana kuvvet kaçmakta olduğunu gormuşler Geceyarısımdan bir sant sonra, ı lup biteni taşlardan mt soracak, onlardan mt öğrenecektim... Boynum bükük evime geldim, Ebedi arkadaşım olan yatağıma girdim, Uyunfak kabil mi?.. Meğer, dün gece, benim için ne kadar da mes'ut bir geceymiş, Arife geçti. Bayram yerine bü. vük bir felâket geldi Sonradan öğrendiklerimi şura - da kısaca anlatmalryım : Mukarrer Ssaatte —apartımanın civarına: gitmişler, Programın ilk perdesini Prisgtineli Hasan oyna « mığ, Apartıman kapıcısı Hüseyini alarak Fatih yolunu tutmuş, İkine ©! perdesine Züfikar, Kâzım, Sart Mustafa dahil olmuşlar... May . muncukla kapıyı açarak apartı - mana girmişler, Zülfikarla Kâzım aşağıda mutfakta — saklanmışlar, Bu tedbiri, Sarr Mustafanım apar- trman merdivenlerinde başka bir kiracıyla karşılaşması ihtimaline karşı almışlar; böyle bir hâdise O« lursa Mustafayı kurtarmak için... Üçüncü perde: Sarr Mustafa' bir f sahip olmak b İ Daimi VAKIT okuyucularına Bir hizmet Bir kolaylık Büyük Vatan Şaliri Namık Kemülin Türk tarihinin şanlı bir sahifesinden derecede halel getirilmiyerek sadeleş: tirilmiştir. Vakıt gazeterinde tefrika edildikten sonra kitap halinde neşre, dilen “Kanije Muhasarası,, 80 kıt'ın daimi — okuyucusu arasına gh- yucuları için gu kolaylık yapılmıştır; VAKIT kuponlarını toplayınız AKIT okuwı:uıarmı. fayda'ı olmak - için bışıık kenarmda her Fün bir îıeiretmeî&ü!r’ '8ö Wapoat mukabil 9 büÜyük formalık bir roman he" diye &dilmektedir. “OLMEZ REİS,, adlı milli, tarihi, aşk ve macörüâ römüs nımndan edinmek ıçin simdiden kuponları biriktirmelisiniz. yarattığı bu çok kıymetl eser, Hakkı İf Tarık ÜUs tarafından aslına en ufak kuruş. tur. Vakıt kuponlarımı toplayarak Va-, renlere, bu eser yüzde elli tenzilâtiş yüni 15 kuruşa verilecektir. Taşra oku- mek istiyenlerin bir yarfla 168 kburuşluk posta pulu göndermeleri kâfidir. Sarih adreslerine derhal bu krymetli eser gönderilecektir Zengin bir kütüphaneye istiyorsanız -— — ;ı Ş Ö:İ'—' bU k“ılv huı la)ırıı __,__,5/' Iı ihkılamıh u> “Kanı'e Muhasarası” kitabnın kapak resmi “Kanije Muhasarası,, eserinden edin. Yazan: İskender F. SERTELLİ - 120 - zullaha verdiği kadın kim - dir? Diye düşünürken, Rüstem uykusunda bilmiyerek bu sır rı da ifşa ediverdi: “— Marta, bir gül gibi na” rin ve zarif bir kızdır. Fey . zullahım elinde o, çok çabuk 'bir paçavraya dönectek. Za - 'vallı Marta.. Sana ne kadar acıyorum bilsen! Bu gece ser ni düşünerek sarhoş olduğu « müu, senin istikbalini gözü . mün Öönüne yelirerı « üzüldü ğümü —nerden bileceksin? Şimdi kimbilir ne kadar se- viniyorsun.. saray esaretin - den kurtuldun diye. Fakat, Feyzullahın elinde de tıpkı bir esire gibi yaşıyacaksın! O, sana, umduğun hüriryeti verecek bir adam değildir. Padişahın seni koca diye ku" cağına attığı bu adamı ben a. hırımda tımarcı olarak kul . lanmann..., Gulbeynz bu sözleri dinler ken, hiddetinden tirtir titri * KAYLMCA LA kedi gibi yukarı çıkmısş, maymun- cukla kapıyı açarak Medihanm dalresine girmiş. Asıl kiyamet dördüncü ve be. şinci perdede kopmuş, Medihanın yatak odası, sokak üstündeki bü. yük odaydı. Mustafaya tarif et - miştik. Mustafa yavasça, kapıyı açmış, Odaya girmiş, Karanlık... Sarı Mustafa, Medihanm o saatte benimle olduğunu bildiği için, Ce daya girer girmez, oda kapısmı kapamış. Odada kimse yok ya? Salma Balma kanapeye doğru — ilerlemiş, Perdeler kapalı. Tam kanapeye oturacağı sırada bir kibrit yan « maz mı?, Arkasmdan bir yavyga. ra, — Rebeka,, Hirsiz var kuzum.. Aman kalkma... Neye uğradığını şaşıran zavallı Mustafa yerinden kalkmaya fırsat bulmadan yerde yapılı yataklar - dan dört beş çocuk birden Tırla- mışlar... Hepsi bir ağızdan: — Hirsiz var!,, « diye basmış- lar yaygarayı... Mustafa, önce bunu Medihanın bir oyunu sanmış, Fakat dışarda diğfer odalarda yatan yahudilerin de bağrışmalarını ve ayak sesle . rini işitince iş değişmiş, Mediha . nm mukabil bir şakasına — değil, ciddi bir tehlikeye düştüğünü an- lamısş, Mustafa çok atik bir tdam- dı. Fakat o anda şaşırmış, Daha oda kapısmı bulmadan yahudile « rin Üzerine —«'lmasile karşılaş. — Hırsız var!, — Hırsız! va.ı“ — Bitişik komgular... Yetişin.. Gürültüyü aşağıdan — Zülfikarla Kâzım da duymuşlar, fakat ne yapsınlar, Bir an içinde bütün a. partıman ayağa kalkmış, Pencere- den: “Hıhsız var!..,, diye bağıran bağırana, Zülfikarm rengi bembheyaz ol - müuş: — Aman mori vallahi Kâzım... « demiş, Apartrmana maymuncuk. la girmek vedi seneye kadar gi. der, Aman be Kâzım, Mustafayı bırak kacalım, Bak düdükler öt - meğe başladı, Vallahi yandık be Kâzım, Bu kaltak yaktı bizi. Tu bre, Kaç be Küâzmn, İkisi birden apartıman kanısm - dan dışarı fırlamışlar, Zavallı Zül. fikar: — Aman moöri Kâzım, Tabana küvvet, Bu iş şakayr geçti mori vallahi, Aparttmandan fırladıklarmı göe | ven halk ve bekçiler: — Hırsızlar kâcıyor... Diye peslerine düşmüşler.., Dan,. Dan, Dan, . Arkalarından kursunlar atı! . mis, Zavallı Arnavut: — Aman be Kâzım, Tutulur - Bekçiyle — polisler ve bazıları Kâzımla Zülfikarın peşine düştük- leri için, Sarı Mustafa da Tırsat bulmuş: — Şimdi yakarım, yaklnısma - yın, Diye elini cebine atımca ötrü- fımı saran yahudiler çil - | yavrusu gibi dağılmiışlar. — Rebeka,.. Sokuülma! canina kıyar ha... Sonra karişmam . Mustafa birinci kata inmiş. Gözüne sofanın arka sokağa bakan pencoeresi ilişmis, Süratle camı kaldırmış, # Kendini sokağa atmış, O da, tabanı arka sokakta kaldırmış, Allaha çok şükür ki, üçü de tı.. tulmrıyarak gecenin karanlıklarma Ikanşm kaçmaya muvadfak oh'mıe- ar Kan ter içinde hepsi de Zül€- karm evinde toplanmıslar.., Sabahleyin alaca karanhkta &Va den orktım, — Nereye gideyim? Nasıl haber alayım?.. Diye düşündüm. . Acaba telofonla sorayım? Ya: — Benim evimi hasmağa hırsız çetesi mi yollamıştm? derse, On- dan sonra bir daha yüz yüze bak. manm imkânı var mrvdı?.. Aklıma geldi: “Zülfikarın evine giderim!,, « dedim Kapıyı çaldım, Kapr açılmadan yukardan ya - vaşça başalr uzandı. Evde olduğu. nu görünce; “Kurtulmus..... - di. ye sevindim, Cünktü Sarr Mustafa da, Meddah Kâzrm da icabmda hapishanede yatmış kimselerdi. Zülfikarı merak edivordüum, Kitrk sene zaptiyede calısşmış olan bu adamm yüzümden — bir'v felâkete Medihaya mt düşmesi benim için büyük bir - . Ürker garlm tmrap olacaktı! İceri girdim, Kâzımla Mustafa- nm da orada olduğunu görünce sevindim , — Kurtuldunuz mu*? dum., — BSeni merak ediyorduk, Tu. tulup da bizi ele vermesin diye sabaha kadar helecan cektik.., - dediler, Zülfikar: — Mori vallahi, . dedi, bizim karmın kilimini satacağım, kür- ban keseceğim, O kadar koştum ki, tabanlarrm patladı moöri val - lahi,.. — Peki, şimdi ne yapalm? — Vallahi moöri Mahmut,.. Bu karı beni korkuttu, Arnavutlukta Zeynel Ağanım bir karısı vardı. Deli Hatice!, Piriştineyi yıldır . mıştı. Fakat bu ondan da yaman çıktı. Şimdi yapacak bir iş var!, — Çabuk söyle, nedir Zülfikar bey?, — İmamm sözünü dinlemek.., Ayasofya camline gidip top kan. dilin altında kırk gün kırk göce Hızır aleyhisselâmi beklemek! Bu geyvtanla ancak o basa cıkabilir!.. (Devamı var) - diye &öT — Demek ki, bu gece dü. ğün evine gelin olarak gelen kadın, padişahın — gözdesi Martaydı. Demek ki, Rüstem düğün evinde onu düşüne . rek sarhos olmuş, onun istik" balini düşünerek üzülmüştü! Dıyordı.ı. Gibeyaz, biran için, bunun bir hakikat oldu- ğuna inanmak istemedi. — Bunlar gerçekten birer hezeyandır, dedi. Padişah biricik gözdesi Marlayı kây. le çamyarması bir adama ve" rebilmesi için « Rüstemin de. diği gibi * mecırun olmalı. Nüstem © gece sabaha ka- dar, uykusunda Müarta ile uğ- raşmış, ve zavallı Gülbeyaz kocasınnı başıucundan ayrıl" mıyarak onu beklemişti. Röstemin bazan: — Marta... Löni pencere a. rartırdan olsüun görmelsi mi? Diye söylenmesi, Gülbeya- zın yeniden şüphe!erini tah * rik etmişse de, bu güplıeler ilk iman ve kanaatini sarsa- cak kadar kuvvetli olmı_dığı için: — Hele uyansın.. aklı ba- şına gelsin de. Ondan sonra konuşuruz. Diyerek, Rüstemin ertesi sabah uyanmasını beklemiş * ti. RÜSTEM HER ŞEYİ İNKÂR EDİYOR Güneş çoktan doğmuştu.. Gülbeyaz hâlâ Rüstemin başında bekliyarcu. , Ruıtem' — Ben uyurken, beni bekle B Dediği için, Gülbeyaz saba ha kadar uyumamı: ve koca. sının basından avrılmamıştı. (Devama 1;(.: )

Bu sayıdan diğer sayfalar: