Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.
P l'mı üe a-nlan aA Z SAA L A L « —- he LAİ PZ ş & P la dan ha ae a < a © İtle Hötin SÜ Mduğunu ü h AAA AA Fd F - £Z q — ? TER biyü Âmerika Sek birrlkîu.ia bir mevki işg biramamak elde deği- eti biğa ça F | Sanm eg , Bimdi M çahti lı:î;;ğüten 'e y OSTASI | ."'l..“”q'ivu: Müdürü DARE güN Rasim Us ha RLE Evg istanl Ha YY telekonu z 23272 ı."“ : - * 24310 KU Hd e 20335 ÖSK LA Ai * '——.. Eaati & isa * 0Tt : tü * . , n * 0 : A deniz genelkur- Sterling'in Ünited Mmakalesini bahis Kara radyoğu ga- Samki nesriyatımda zZaman coök ylük. a| etmiş olan bir mütalealarını Mütalca 1918 yı- kkaanan yç y Etdan ancak bir büğünün maddi ha- bü.miytn bir. adamın Ş “üYdi belki yadırgamn- dı,m;_îür W?ln Zât hakikatlardan ı%ğ İçin kmise kendisinj uyan- azlar ACca diyelim ki: Mükavelesine —göre “_]'-mln devletlerin €ri yalnız sıhhi olarak boğazlar- . Eğer bugün bu N İstifade edilemi- Hiyetin palttda herhangi bir l hi &r ÇötleigiiDa büğünky İ selmektedir et Unmasından değil, denizlerin em. günde, Karade. donanması hasım - dnm“kayese kabül et- ! Üstün bir durumda- bugünkü ihtiyaç - © zirhh veya tor- Iyoruz, Rhval eski harp- “Bindan bahse — Şimdiki —ahval, Biİbi Gdeğildir ve Olursa olsun, u'hrâ;u“hama Mesuliyet mevki - Tla bunu danışabi - | | %r&a&m harbe Ka e— HAVACILIK BAHİISLERI ŞözEz- Uzun menzilli bombardıman tayyareciliği taarruz tabiyesinin en müessir silâhıdır... Hava gemileri ve uçan kaleler bu sınıfa dahil devleridirle. ü hava Bombardıman tayyareciliği ta, arruz maksadile harekete geçen bir silâhtır... EKara ve demniz muharehe- lerinde olduğu gibi hava muhare, belerinde de evvelâ hareket sar. bestilği ve ondan sonra da kuüvvet üstünlüğü elde edilmek düşünce. gile devamlı aolarak taarruzi hare ket edilir, İşt, bombardıman tay. yarelerinin vasıf mümeyyizi olan taarruz kabiliyeti, hava hâkimiye. tinin kuruluğunda âmil olan başlıca gebep olarak güösterilir, Şark İ kurulan hava hâkimiyeti, Alman tayyareciliğinin baskm bombardımanları neticesin. Gündüz gözile muvaffak oluna. mıyacak ve şiddetli müdafaası o. lan hedefler üzerinde — gece taar. ruzlarmın muhakkak ki tesirleri vardır, Yakın hedefler ya gündüz veyahut da vaziyeti icabı gece bas kını altında bulundurularak hırpa. lanabilirler, Fakat hareket üsle. rindan çok uzaklarda bulunan bazı ehemmiyetli hedeflerin bombardı. manı için mutlak surette büyük çapta ve uzun müddet havada ka. larak uzaklara kadar gidip döne. bilecek 'tayyarelerin mevcudiyetine ihtiyaç vardır. Uzak mesafelerden gelerek he. deflerini bombardıman eden tay. yareler için ne dereceye kadar korku ve *tehlike varsa, taarruza | uğrıyan taraf için de benzer kor. | ku ve tehlikenin bulunduğu mu. hakkaktır. Kısa mesafelerden kal. karak veya en fazla ikij müdafaa hattmı aşarak her zaman için düş. man taarruzlarını bekliyen bir mınmtakayı bombardrmanla, uzak. lardan yorgun gelen ve hedefine kadar bircçok vasrtalarile carpısa. rak kendine yol açmıva çalışan ve bin müşkülâtla hedefine varan bir taarruz arasmda fark olacağı ta. bildir. Düşman üslerinden üç, dört bin kilometre —mesafelerde — bulunan ve taarruza uğramak şöyle dursun uzun zaman üstünde kesşif maksa. üile bile hasrm tayyarelerinin uc. Çeviren: H. D. büyük bir gansı olmasa gerektir. Zira Almanyanın denizlerdeki müş kül vaziyetimi ıslah için ortaya at. tığı projeler bütün casus dünyası. ni heyecan we şiddetli boğuşma. iara sevkettifi halde bu projele. tinden hemen hiç birisi tahakkuk edememiştir. Bugüp deniz casus. ları, derülebilir ki, her zamankin. den daha büyük bir faaliyettedir. Zira Almanların İngiltereye karşı deniz meselesini nasıl halledecek. leri, ne gibi vasıtalar İcat ettikleri veya icat edebilecekleri şiddetle takip olunmakta, bu meselenin er geç ne şekild. hallolunacağı bütün tutmaktadır. Filvaki Alman harp gemileri İn. Jevsa hazırlanmattta olan bir * H A B E R — Alsam posam ge 415 "Vlin D a p sĞL a tuğunu görmiyen bir sanayi mın. takasına yapılacak baskım -büyük bir şaşkımlık ve panik uyandırabhi. lir. Beklenen bir tehlikenin doğu. racağı tesir ile, beklenmiyen bir A. ŞARKLI ğ kazanm meydana getireceği heye, canı mukayese etmek hiç de güç değildir, Harbin başlamasından cok za. man sonra İngiliz tayyarelerinin Danzigi — bombardrmanları büyük bür tesir yapmıştı. Burası Londradan üç bin iki yüz kilemetre uzakta ve herhangi hbir bombardıman taarruzunun yapıl. ması jihtimali çok zayıf olduğundan Alman müdafaa tertibatı pek de kuvvetli değildi Bombardıman ta arruzu az sayıda tayyare ile yapil. dığı halde zayiat vermeden ve çok, muvaffak olarak başarıldı. Yine böyle uzak mesafeden ya. pılan ve yapilacak bhombardıman baskınmlarınm brrakacağı âni tesiri gösterecek bir Taranto baskını vardır, Taranto muvaffakiyeti Bri. tanya havaciılğmm Üüslerine uzak ve fakat Yunan üslerinden yaptığı bir akındır. İtalyanlar, İngiliz tayyareleri. nin Tarantoya kadar geleceklerini tasarlarlar ve fakat. ihtimal ver. mezlerdi. Bu baskmım muvaffak neticesi muhakkak ki büyük Bri. tanya İmparatorluk tayyarecileri. kHin programlı ve bilgili sevk ve İdaresile umulmıyan bir zamanda taarruz edilmiş olmasındadır. Eğer İtalyanlar, -0 zaman için İngiliz tayyarecilerinin Tarantodaki do. nanmalarma uzaklardan sokularak bir baskım yapacaklarmı kabul et. miş olsalardı. bu baskm hareketi hiç de bu derece yıpratıcı olmazdı, İşte uzak mesafelerden ve umul madik bir zamanda herhangi bir hedefe taarruz mutlak Surette tesirli metice alır ve fakat, birçok gilterenin şimalinde, İzlanda we Groegnland civarımda bazı esraren. giz ve münferit içıkışlar ve Manev. ralar yapmaktadırlar, Görünürde hiç manasız gibi gü. rünen bu tehlikeli çıkışların he. defi bugün hâlâ meçhuldür, Bazı deniz casuslarının ifşaatına göre Almanlar, Amerikadan geki. nen Japon donanmasına emniyet vermek için yeni bir deniz tepunu tecrübe etmektedirler, Holanda — deniz — casuslarından meşhur Avillan Henn'in bu husus taki ifşaatı hayli heyecan uyan. dirdı. Hexn'e göre Almanlar yalnız büyük zırhlıların taşıyabileceği büyük çapta ve yeni sistemde bir deniz topu inşasma çalışmakta - dırlar. Bu topun endaht ettiği mermi en büyük dritnavtı bir saniyede imha edecekmiş, Almanlar Japon donanmasında- ki büyük zırhlıları da 'bu toplar . a teçhiz ettikleri takdirde Ame- rikan ve İngiliz donanmaları bü . ğğîliz bozm tayya Bi 'l. lı resi müdafaa hatlarınım aşılması mec. buriyeti taarruz filosunu hırpalıya bilir.., Uzak mesafelerden tevcih edile. bilecek baskınlar yanında, bir ta. arruz bekliyen ve her an için ha. zırlıklı bulunan hedeflere karşı çok daha besif tevcih edilecek ta. arruzlarm mneticesi daha verimsiz | olmaktadır. İşte, Alman tayyare. cilerinin büyük Britanya adasma karşı yaptıkları kesif ve devamiı bombardrman taarruzlarmın ham. leleri açıkça bunu izah etmektedir. Çünkü bütün üsleri İngiltere he. deflerine yakm ve buralarda her an için bir taarruz vukuu gözlen. mektedir. İngiliz havaetları İse lüzumu ha. * linde çok uzaklara kadar giderek tesir edecek hedefler bulabilirler, Bilhassa uçan kalelerle işe başlı. yan büyük Britanya imparatorluk hava kuvvetleri, şimdiye kadar korkusuz oturan uzak mesafeler. deki hedefleri tehdit altma almış bulunmaktadır, Bu Buretle hedeflerin müdafaa kayetları birçok malzemeyi sadece Berlin ve Londra arasmdakj ara. ziye dağıtmaktan ziyad. büyük mikyastaki geniş bir #ahaya yay. mak mecburiyetini meydana getir mektadir, Bu takdirde de müdafaa sistemi İkuvvetinden kaybederek malzemenin dağılması kadar mu. ikabelenin <de dağılacağı aşikârdır. İşte bu zamanda da taarruz tay. yareciliği için yüzde bir nisbetinde bü, olsa bBir. emniyet şansr mey. dana gelir, 'Uzaklara ve memleketin en l hücra köşelerine kadar uçmak ve mesafesi ne olursa olsun herhangi ehemmiyetli bir hedefi daima teh. Git altında bulundurmak imkânına malik olan Britanya tayyarecileri hava üÜstünlüklerini bütün hasrm muntakalarma hissettirecek olur. sa maneviyat bozmak noktasından da kıymetli ibir kazant lde etmiş olurlar, Ve uzak mesafelerden ya. pilacak bombardıman taarruzları. nm umulmadık tesiri de daha ziya. de kendini burada gösterir. yük bir tehlikeye maruz kalacak « Daliş, Henn-en yeni Alman zırhlıları « mm bu topları tecrübe etmek için İngiltere adaları civarma acılışlar yaptıklarını we İngilizlerin en bü. yük dritnavtlarile karşılaşmak is- tediklerini Japonlara karşsşı bu yeni tonun tesirini ispata çalış *tıklarını iddia etmistir. Henn'in bu iddiası bütün deniz casuslarını bu noktavya hücum €te tirmiş bulunuyor, Fakat şimdiye kadar Hennm'in iddialarmı teyit <- decek hiçbir taraftan hicbir te . zahür olmamıştır. j Bundan dolayı Hennin iddiaları bugün için bir hayal mahsulü ola. rak telâkki edilmektadir, Bununla beraber, büyük çapta deniz casusları her gün, her saat böyle bir sürpriz bekledikleri i - cin Avrupa deniz sanayi ve ida- resi mahfillerinde korkunç bir ca sus mücadelesine — girişmişlerdir. Danimarkada cereyan eden bir hâ dise bu hususta insana dehset ve. recek bir mahiyettedir, — BİR PLAKANIN DÜŞÜNDÜRTTÜĞÜ İşte gazelte havadisleri arasında insanı ister iste - mez, üzerinde durduran bir cümle; “*d0 yolcu alan oto- büsün plâkası sökülecek,, Önce: “ bu reva değil mu- hakkak bir yanlışlık var... plâkası sökülmek şöyle dur. sun, bu otobüse, plâkası bü. yüklüğünde bir madalya vrilmek yakışır...., - diye düşündük. Sonra da şunda karar kıldık: “Plâka ihtimal müzeye götürülecek ve altına şu cümle yazılacaktır :,, “194d1 senesinde, bu plâ. kayı taşıyan otobüs, 18 ki- şilik yerine tam dÜ kişi sığ - dırmak mucizesini göster - miş ve rekor Sarmuaştır.) KEŞKEKÇİNİN Bir gazetede şöyle bir cümle gördük: “Daima iyi ettiğini zan - nettiğimizi birkaç kere'kay- dettiğimiz.. V.s.,, Herhalde “akrabanın ak. rabaya akreb etmez ettiğin,, le “keşhkekhçinin, keşkeklen. miş keşkek kepçesi...,, ne bir nezire yapılmak tsten - mMiş... hani ya pek de mu - vaffak olunmamış sayıla!'« maz; tebrik ederiz. R Gazetelerdeki ilânlar ünasebetile MÜREBBİYENİN VASIFLARI Gazetelerde bazan göyle ilüm- | lara rastlarız: "“Beş yaşmda bir çocufa bakmak üzere Türk veya | ecnebi bir mürebbiyeye (!) ihti- yaç vardır. Üsteklilerin. ” “Fran, sızca, almanca, ingilizce Jisanla., | rından birini iyice bilen (!) bir mürebbiyeye ihtiyaç vardır.. ,, “Fransızca, ingilizceyi îevka-l lâde güzel konuşan Avrupalı genç bir mürebbiye ()) iş arı. Birçok sebeplerden dolayı (mo- da, eğlenceler, ilâh .. Bunların | başında gelirler) bazı anneler , dünyaya getirdikleri yavruları- nm terbiyelerini başkâlarına, ya. bancilara terkederler, Eğer bu anneler ilk çovukluğa ait terbi- yenin ne kadar mühim olduğu- n, ingtanların bütün ömürleri terdiğini ve hayattaki muvaffa- - 'kryetinde büyük bir rol olyadı- . ğanı bilmiş olsalar şüphesiz ki asırlardanberi devamedegelmek. te olan bu fena âdetten vazgeçer- lerdi ve tâbiatın kendilerine ver- J diği bu asil ve önemilli işe dört elle sarılırlardı. Bizde mürebbiye secimi mese. lesi pek az 'bir yeküna erişen di- leler istisna edilirlerse tamamiy-' le göreneğe bağlıdır ve hiç bir esasa dayanmamaktadır, Derme çatma bhir fransızcaya malik olmakla, iki üc almanca kelime bilmekle kırık dökük bir az ingilizce cümle söylemekle hiç bir kimse mürebbiye ola-| maz, Mürebhiye üzerine aldığı işin ehemmiyet ve nezaketi hasebiyle bircçok vasıflara malik olmak zorundadır. Bu vasıflar ise gun- , lardır: I — Maddi vasıflar, H — Manevi vasıflar, Birincisi ikincisinin >yanında daha az ehemmiyetli olmakla beraber her an tesirini göster- mekten de uzak kalamaz, Mü- rebbiye hergeyden önce sıhhatli olmalıdır, vücudunda sakat!ık, sağırlık gaşılık. kekemelik gibi hususlar bulunmamalıdır; iyi ve Bade giyinmelidir; temizlife faz. da itina göstermelidir. Manevi vasıfların cocuk ter. Fransa harbini müteakip Dani « markada küçük bir şehirde üstü başı pejmürde bir adam elinde ga yet sağlam şekilde kapalı bir can tayla küçük motörlü sandallar i, mal veden fabrikalara girip çıkı « yordu. Böyle pejmürde kıyafetli bir adamın — motör fabrikalarma girip çıkması henüz bu gehirlere yerleşmekte olan gestapo teşkilâ- tının derhal dikkatini celbetti. Es rarengiz Danimarkalımıın arkasma hemen en azılı iki casus memur e Bunlar pejmürde adamı takip edecekler ve hakiki —maksadını öğrenecekler, lüzum görülürse bir tuzağa düsürülecekti, Azılr casuslar pejmürde krya « fetli Danimarkalının arkasmdan sonuncu Zziyaret ettiğfi fabrikaya girip fabrika direktörüne hüvi - yetlerini bildirdiler Ve pejmürde adamm fabrikaya niçin geldiğini sordular, Dinel : ' : (Devama var ) Yazan :.HALİS ÜZGÜ biyesindeki rolleriszanmedildiğin- den çok daha büyüktür. Manevi vasıfları da ikiye ayırabiliriz, I — Ahlâki vasıflar, II — Bilgi yahut mesleki va- sıflar, Mürebiye mazbut karakterli, ciddi, sabırlı, azimkâr olmalıdır; kararları ve hareketleri dâaima aynı durumlarını muhafaza et. melidirler, Mesleki vasıflara gelince, her mürebbiye vazifesinde muvaffak olabilmesi için bir takım bilgi- lerle mücehhez olması lâzmmdır. Bir defa basit bir gekilde ölan da onun çocuk terbiyesinin ana hatlarımı bilmesi, gocuk ruhunun ne elduğunu, bunun zamanla ve muhtelif yaşlara göre aldığı ma. hiyeti öğrenmesi, gocuk hrfzzerl hasını tanıması, biyoloji we 14 ziyolojiye'dalt esaslr malümat © dinmesi zaruridir. Mürebbiye — cec0cuk ruhiyatıma İt vve bilhassa çocuklarda muh. telif anlarda zuhur eden ihtiyacr: larlabunların doğurdukları we terbiyenin manivelâları olan a. lâkaları, çocuk ruhunun gelişme esnasında. geçirdiği buhranlı saf- haları (sütten kesilme, ilâh) ve bunlarımn mahiyetleriyle almma. sI İcabeden tedbirleri bilmek mecburiyetindedir. Zişa bu ipli- idal ve zaruri bilgilerden mahrum bir mürebbiye Yaydalr olamaz, bilâkis alacasğı yarilış kararlar ve durumlarla zararlı ve hattü teklikeli öolur, Meselâ bebekleri vaktinden evvel sütten kesmmek ve yürümeğe icbar etmenin «do- ğuracafı akibetlerden haberdar olmryan bir mürebbiye yarına ve meklerden nefret eden, daimuı hazım güçlükleriyle karşilaşan, her türlü çalışmadan azap dur yan tam manasiyle bir tenbel, tufeyli bir mahlük hazırlayahi. lir. Yine çoöcük rühiyatını bilmi- yen 'bir mürebbiye büyüttürfü yavruyu korkak, miskin, veya müstebit, merhametsiz, kibirli bir insan yapabilir. k Bütün ibunlar mürebbiye inti hap edilirken bizi çok ihtiyatlı yapacak şeylerdir, Fakat ne yazıkki bir gaklarır mız bunları gözönünde bulun- durmayız ve bu mühim işi gelişi güzel yaparız, * » Ekseriya mürebbiyeler tama- miyle anne ve babalara tabidir. ler. Onun için istedikleri gibi hareket edemezler, Bu hal bu- | gün için fazla zararlr değildir, Çünkü umumiyetle ebeveyinlar mürebbiyelerden daha görgülü. bilgili ve tecrübelidirler, Fakat her zaman anne ve babaların işe | müdaheleleri — doğru değildir. Mürebbiyenin tam müânasiyle e. İğ beveynine bağlı olduğunu gören cocuk artık onu dinlemez, sözle rine külak asmaz ve kendisi de ona hâkim olmak ister, Bu du. ruma düşen mürebbiye hic bak lemeden bulunduğu evden uzak. l alan bir mürebbiye zamanınmı bir Fenelon'u olabilmelidir. Aka halde mevcudiyetinin hiç bir mânası kalmaz. (Devamı 6 mada) Çocuğun terbiyesini üzenimi gAÇ SĞ Ş — eee e —