İstiklal Gy | Büyük Mili Roman 13. Yazan: MAHMUT ATTİLA AYKUT Yiyeceğin çild üzerindeki Nakleden: L,L. mec. | mi şimdi anlıyorum. O zamanlar “Gül,, Makat, feliket orum için heniz “SONA ermiş değildi. O, bü. Zavallıtığenn, o reğimen sakat vi m sergilerine dovams- Kaybettilderinin hasretini da bularak onu bağ © büyütüyor ve kremin Pisi masum simasında iF ailenin bütün bir ist Muhahbetini yaşatarak oma Wi belli olan bir zaafla sarılı t, kış gümü bu sakat ve e. Meat sevgili yavrucuğunu da “Mİ. İlikleri donduran 80 Ve karlı bir günde Ekremi. ir A" İçin bütün bir ömrünü |, miş olan anaların sicak ra kendi elleriyle terketti. e baba bü darbeden sor- abiliin münzevi ve sakin bayat yaşamağa basladı. İki il $isi birkaç tavuk aldı. yı, SÜR onlarla uğraşarak avu- ih, © Söbahleyin erkenden si İavuklarına yem eter “Dİ da alarak yakın kır. | Biderdi, sa Rün tesadüf ohu yavrusu YA Pek çok benzeyen genç yikanir ile karşılaştırdı. â dan dönüyordu. . Evinin ö- Beldiği zaman komşu evle- iç Fide birçok insanlarm i Sıklığını gördü. Kapmın © mahalle halkından (ir kişi duruyordu — Hayrola ne var? diye vi Kemal Beyin annesi rahat. İşi, dediler. O, Kemal Bey kele! da tanmüyordu. Ke, a ğin kapadıktan sonra Adığı komşusunun felâ. kg Yardım etmeği bir insan . kotu bilerek diğer komşuları 4, Satalanan komşusunu ziya. Bitti, iy Pda kendisini karşılayan bie imamını görünce kalbi ii, daha sızladı, İmam efen. ta, “eklerinin zil çalarak ka- yazl, hızlı çıkışanini hiç de bayramını. Rüştü Babanm bna prn karşı nedensa ısın. N bir sevgisi vardı. Ne za. k,Miardan birisinin sık wk i Birip çıkışmı görse, ora. A,, ZSün ölümüne intizar edi- * hastanın varlığını düşü . hdi kendine muazzep o- * Onların, gözyaşı mukabi. hüviyetleri içersinde 1s- tip Yuhunun sönmek bilmeyen İk, “lirasını daima ve nefret. MW, Mardı. Hattâ bir gün bu ğ rn hiderini açığa vur. a çekinmedi. hayir hastalandı ayal Efendi i walyeleri tuta. b / ir tanesini yakaladım, çimi ? “angi millete mensup. —p. b ür Fransız şövalyesiy- taç asilzadelerinden Pan işi ile yol üstünde o- LN ardı. Biz birdenbire Ky ar asıdnan (önlerine May, Yaşırdılar. Türklerin ka uzanacağını » “odan geçirmemişler - iki » : el N Sizi kim gökürdü ora- N N Köylülerden biri... Y, Mağ; el şövalye teme beraber ar. yeliyor, Kk. onu Rüsteme bı. ı eşki birlikte getir. DE. yı sık, sık ziyaretleri osnasinda sabr: ve takati tiirenerek hocaya sükünetini muhafaza ederek #or- muştu: — Hocam bir cenazeden ne İs. tifade edersiniz? Ali Efendi bu suali anlamayın. ca, yani dedi: — Bir ölüden sonra hizmetiniz mukabili ne kazanırsınız? — Eh.. fakru haline ve serve. tine göre değişir bu iş Rüştü Bey. — En fazla ne temin edebilir- siniz? — Arzettim ya efendimiz. İki mecidiyeden tutunuz da beş lira. ya kadar değişir, Rüştü Baba cebindeki bütün nakil mevcudunu üç, beş fazla. sile hocanm önline dökerek: — Kuzum Ali efendi Allahmı seversen bunları al da bir dahe >izim evo uğran Ne yalan söyliyeyim. Sani her gün evimin kapısını çalarken gördükçe yüreğim ağzıma £eli. yor. Çünkü eminim ki, beni tesel i eden sözleriniz altında siz, her gün alâcağımız iskatn ve bahışi - şin bir evvel kesenize girme. sini temenni ediyor muşsunuz gibi geliyor. Allah rızası için bir daha benim kapım: calma ve bana görünme, kalk diye imsm Ali efendiyi evinden kov. | muştu. t Rüştü Babanm bu hareketi muhitte duyulmuş ve hakkında, dinsiz adam. filozof .adam diye O, bugün de imam Ali efendi. nin evden telâşlı, telâşiı çıktığı- nı görünce ona bir gey sormamış, erde bir felâketle kar. şılaşacağını da az, çok tahmin etmişti. Kendisini sofada biri karşıladı. Fakat, Rüştü Baba hayretle ye. rinde mihlenip kalmıştı. Bu deli- kanlı rahmetli Ziya'sına ne ka - dar da benziyordu. göz, boy, renk tıpkı tıpkı oy — Buyurunuz beybabacığım. — Geçmis olsun oğlum, Anne. niz rahatsizlanmış, yanıımıyo - rum ya? Kemal bey her halde siz olacaksmız? Dünya geilesi bi 78 konumuzu komşumuzu unut - turdu. Delikanlı yumuşak ve samimi bir sesle: — Teşekkür ederim beybaba - elğım, diyerek onun elini öpmüş ve misafir odasına almıştı. (Devamı var) muasının intişar sahası çok genişti. Turgut Menekşe, | “Gönül,, omahlası alında mecmuanın âşık okuyucula- rına hakikaten çok faydalı | nasihatler ve güzel tavsiye. | lerde bulunurdu. Hattâ mec- muanın parlak muvaffaki ti en ziyade “gönül işleri, sütununa atfediliyordu. Mez İ kür sütunda her hafta, kalb. leri yabancı bir kuvvetten imdat bekliyen en aşağı o- N kişiye cevaplar yazılıyor hu. Tabii, “Gönül,, imzasında Turgut Menekşenin gizlen. diği bilinmiyordu. Böyle hal lerde, güzide ve âlim şahsi. yetler bir şöhret kazanmak arzusile esrar perdesi altın. da saklanmayı tercih eder. ler. Filvaki B. Menekşenin zevcesi de kocasınm bu hoş ve nazik vazifelerinden ha- berdar değildi. “Gönül,, bu ! bahsi karısına açmaktan sis- tematik surette çekinirdi. Zi. ra sevgili Macidesi biraz kıs. kanç olduğundan, kocasına ! böyle sayısız kadınlar tara. fından mektup gönderilmesi. ni katiyen hazmetmiyeceği ve ona feci kıskançlık sahne. i leri yaratacağı şüphesizdi. Turgut bu fikirde idi. Hat tâ karısı bazan kendisinden “Gönül,, imzası hakkında i malümat koparmağa teşeb. büs ettiği vakit ona mübhem cevaplar vermiye çalışırdı: — Gönül,, mü? Mecmua ektörlüğünün Hinbiyeini | bildirmek istemediği rengiz bir şahsiyet. — Bu adam hoşuma gidi. | yor. Her hafta öğütlerini ta. kip ederim. Hakiketen kes. | kin zekâsına ve ince görüşü. ne hayranım. İnsan kalbinin ! en kuytu ve gizli köşelerine | kadar hulül ederek onu oku. mak maharetini gösteriyor. Bravo bu adama... | o Bu sözler şüphesiz Turgu- | dun gururunu gizlice okşa-| maktan hali kalmazdı. esra « O gün “Gönüle gelen mektup yığmı arasında şu | kâğıt ta vardı: | “Sayın bay “Gönül,, l Gönlü ısurablarla kıvra - | nan benim gibi biçare bir ka- dına halâskâr öğütlerinizi İ esirgemiyeceğinize emin ol i duğum için size başvuruyo - ! rum.Dört yıldanberi evliyim. i Aşkla evlendi i rimin takd — Ben müjde vermek için iki atlı ile beraber hızlı ko. şarak önden geldim, şevket. lim! Esir aldığımız şövalye. nin atı yoktu... kosamıyor. du, Rüstem de biraz rahatsız olduğu için, şövalyenin ipini onun atına bağladık. — Şövaiyeyi tazı gibi, at. ların peşinden koşturuyorsu. nuz öyle mi? — Başka ne yapabiliriz, şevketlim! Onlar bundan da. ha ağır cezalara müstahak. olmuş kimselerdir. Değir. mende yaptıkları cinayetleri bir kere görmüş olsaydınız yüreğiniz sızlardı. — Rüsteme de işkence yap mışlar mt? Sarıca bey, Doğana anlat. tıklarını padişaha da aynen anlattı. Yıldırım bu fecayii duyunca hiddetlenmişti. — Değirmen faciasında, ! çöktü. Bugüne kadar sabret. “Ümitsizlik, nikâhımız - dan altı ay sonra üzerime tim; çünkü başka tarzda da | hareket edemezdim. Sabret- tim, çünkü “müskesna,,yı he. nüz bulmamıştım. “Fakat şimdi buldum. Bun dan beş ay evvel gayet kibar, ince ruhlu, iyi karakterli bir gençle tanıştım. Onan son. | ra sık sık birçok defalar gö- rüştük, biribirimizi takdir et | tik ve seviştik, “Sevgilim, kendisile kaç. mami teklif ediyor. Doğrusu tesirleri nu isterseniz ben de bunu ar. zu ediyorum, Lâkin kocamı da düşünüyorum, tuhaf de. lâzım? Kaçayım mı, yoksa burada mı kalayım? Heye. canla cevabınızı beklerim. İ Size zahmet olmazsa, cevabı ! hususi olarak posta ile “N.N. N. post restant,, remzine | göndermenizi rica ederim,,, B. Menekşe bu mektuhu i- ki defa okuduktan sonra ken di kendine: | — Dünyada ne bedbaht, ve biçare kadınlar var! Bu zavallı, hakiki bir işkence i- çinde yaşıyor! Saadetine ka- vuşmasma yardım etmeli. yim. * Diyerek ona şu cevabı yaz dı “Sayın bayan, Mektubunuzu dikkatle o- kudum. İstırabınızı anlıyo. rum, Ruhunuzu anlamaktan âciz, âdi, belki aptal, ince kadın kalbinin isteklerini his sedemiyen bayağı bir erkek- le evlenmişsiniz. Sonra idea- linize rastlayıp hakiki aşkı hissediyorsunuz. o Saadete doğru yolunuz açılmıştır. O. nu takip ediniz. Dört sene çektikleriniz kâfi değil mi? Gönül,, Zarfın üzerine remizleri yazıp mektubu postaya ver. di: — Sayemde bir kadın dada mesut oluyor! diye mırıl. dandı. B. Turgut akşam geç va. kit evine döndü, Evin karan. lık olması nazarı dikkatini celbetti. Elektriği açıp ta ma sanın üzerinde bir mektup görünce hayreti büsbütün arttı. Zarfı yırttı, içinden iki Yazan: İskender F. SERTELLİ -67. yakaladığınız şövalyenin de parmağı var mıdır? Diye sordu. Sarıca bey: — Türklerden intikam al. mak için, ele geçirdikleri bir kaç zavallıyı buraya kapat. mışlar, dedi, şövalyenin yü. zünü görünce, onun ne gad. dar bir adam olduğunu der. hal anlarsınız, şevketlim! GADDAR ŞÖVALYE, YIL. DIRIMIN HUZURUNDA İki saat sonra Türk akm. cıları kale önüne geldiler. Rüstem ve esir Fransız şö- valyesi de bu kafile ile bir. likte kale önüne gelmişti. ( Şövalyeden başka iki esir daha yakalamışlardı. Bunlar da Macar ordusuna mensup iki zabitti, z Doğan bey yeğenini görün ce gözleri doldu.. Boynuna sarıldı: — Koca aslan... Tanrı se. ni koruumş. Sarıca gitmesey di, taş altında can verecek. tin! Halbuki (o biz seni öldü sanı yorduk. İ ediyorum. Çoktandır i lerini icra etmeği Hiçbir kadın yoktur ki, gü . | zelleşmek ve güzel kalmak ar, zusunu duymasın. Bu uğurda, bütçesinin ve .yaşının müsaade ettiği İmkânları baş vurmasın, “Bütçesinin” diyoruz çünkü: Maalesef tuvalet malzemesi . iyi cinsten seçi re muntazam kul, lanılırsa , oldukça kabarık bir yekün tutuyor. Fakat bütün gü. zeleşme vasıtalarını para ile a. | iman kremlerde, su V ramak doğru değildir. ei EMİ mektup çıkardı. Birini karısı yazmıştı: “Sevgili Turgutçuğum, Seni müteessir edeceğime çok üzülüyorum. Fakat, se- ni aptal yerine koyup alaya almaktansa bu şekli tercih sana karşı aşkım sönmüştür, Ar- tık seni sevmiyorum. Başka- sını seviyorum. Bu kararımı İ vermeden önce çok tereddüt ettim, Nihayet “Gül,,ün “Gö. nül,,ü hatırıma geldi, Ondan bir akıl danışmak istedim. Esasen sen de çok defa bu â- damı bana methetmiştim. “Gönül,,ün cevabını bermu- tat çok doğru bularak öğüt- saadetim için zaruri görüyorum. O. nun cevabını da sana bırakı. yor daha uzun tefsir ve iza- hattan sarfınazar ediyorum. | Allahaısmarladık. | Macide,, B. Menekşe, bundan sonra ikinci mektubu açınca kendi yazısını tanıdı. Onu da oku. İ du. Bir aralık dalgırlığı için de “Gül,, makbasma gidip ' “Gönül,, imzasını kullanan şu alçak herifin gözlerini (oyarak gebert - İ mek istedi. Fakat biraz son. ra “Gönül,,ün bizzat kendisi olduğunu hatırlıyarak fikri- | ni değiştirdi. s Uzun müddet düşünceli Daldr Memi — Üç yıl beni sev- miyordu demek. Ben de ser- seri gibi onun çılgın aşkma inanmıştım. Vallahi bravo, be “Gönül,,! Bir bardak su içtikten son ra zihni monoloğuna devam etti: — En çek kızdığım $ey, bu cevabı göndermek için bir de pul parası vermemdir! A, başka çare yok bundan sonra artık bu “Gönül işl sükununu bıra . Dedi, Rüstem ayakta du. racak halde değildi. Amca. smın elini öptü ve hemen ye. re çökerek: — Dizlerimde derman yok, dedi. Ayakta duramı. yorum. Ordu karargâhında Rüs. temin dönüşü büyük bir se. vinç uyandırmıştı. Rüstemi öldü zannedenler: — Ne talili Tanrı onu yurduna bağışla. miş, Diyerek, kendisini selâm. liyor ve tebrik ediyorlardı. Doğan bey - yeğeni biraz dinlendikten sonra . düşman eline nasıl düştüğünü sora. caktı, Zaten herkes bunu'öğ- Dr içim sabırsızlanıyor- a Yıldırım yeni gelen şöval. yeyi çağırttı.. insanmış... , harcamadan takip edilee ler vardır ki fa; alet izemeleri kadar yüktür. Bu yerek meselesi başında Vİ . ir. Evet yiye. Cildin mide ve 1 bir münasebeti tene sef'iklik ve, sun saman normal asını temin eder. rir, Deri ir halde k geciktirir. oeğin cild üzerinde o kü. der mühim : tesirleri varâm ki, değil o günkü veya bir gün ev. velki hattâ bir hafta, bir ay, bir yıl önceki yediklerinizin bile cil dinizde İyi ve erini bu. abilirsiniz. Çok yağlı zamanla k yorar n yorul. ması cildin sararmasını mucip olur. Baharlı biberli yiyenlerin karaciğer »setikçe, bu, kırmızı rm belirmesine sebep O- da kızarmış >:mekler mideyi Yorar, cildi dönuklaştı. rir. Cildle yiyecek arasındaki daha böyle İnce, münasebeti yapmalı? Eldan if yemekler ye. bol meyvayı, sebzeyi ır İşine tercih etme, e bu derece tesir e. den bu meselenin halli bütçede ufak bir fazlalık vapmak söyle dursun, belki ufak bir ekonomi, yedeöna Bir deli kızın hatıra defteri yaj; Bir genç kızı timarhaneye düşüren esrarengiz ve acıklı bir aşk macerası Yazan İSKENDER F. SERTELLİ Leylâ, hayatının en körpe ve en ateşli çağında birdenbire neden çıldırdı? Leylâ kimin kızıydı? Timarhaneye nasıl düştü? BU GÜN EN SON DAKIKA gazetesi sütunlarmda merak ve heyecanla okuyacaklardır Sorguya çekti, Padişah da, bu şövalyenin birçok Türkleri Macar değir menine niçin allığını ve ora- da ne maksatla bu zavallıla. va işkence yaptığını öğren- mek istiyordu. Fransız şövalyesi dikbaş- hı bir adamdı. Padişahın huzurunda sert bir tavırla duruyordu. Yıldırını sordu: — Türklerden ne zerar gördün? Söyle bakalım. — Ben şahsan hicbir za- rar görmedim. Fakat, hrıs yanlık âlemi mütbiş zarar. İnra uğradı. Hâlâ de uğra: maktadır. Türkler, Avrupa- ya, hristiyanlığı kaldırmak, bütün dünyayı müslüman yapmak için yayılıyordu. Pa paya #öz vermiştim.. Bunun önüne geçmek için her şeyi yapacaktım ve yâptım. (Devamı var)