MISR ATLAPDAN ENA | Gidiş o gidiş değil ş ogıdış değ i Suriyedeki harekât hakkmda lerden başka birer Çift piştev, en, ğ gelen haberlerden o öğrendiğimizc osun kesesi, pals veya klıç taşıma, göre, müttefikler Şamı ihata e, . ları tenbih edildi.” mişler, sahil boyunda ilerliyen Şan! zade tarihinde de bu bah kuvvetler Beyrula yaklaşmışlar . se temas eden satırlar vardır ve e, © dır. Bir tareftan da, kan dökülme, sasen Cevdet Paşa da ondan al , © sine mini olmak için Vişi kuman. mıştır. Bir kaç satır da Şani zade. danlarile müzakereler oluyormus. o den dkuyalım: ” “Kan dökmemek için müzake . “Hocaların sırtlarında bol yenli re...” cidden sevinilecek bir ha - (kirk, başlarında çatal sarık, belle. ber bu, Fakat bundan müsbet bir rinde tabanca, hançer ve kılıç ol, netice alınıp almamıyacağı biline, duğu halde alma salma gezmeleri Wer, Ve esasen, savaşın siklet Otemasaya değer bir sahne idi merkezi, o mmtaka değildir. Son Halk da birsz sonra onları takli - ker, ne zemzemekir, vakur ve c€. de girişti, Herkes seferi kıyafete sur akan sahillerde, ne de binbir girdi, ,Bu arada birtakım genç ço. Xik oyunları içinde, sonsuz uzayan o cuklurın, tacir ve bezirgim evlâdı. çöllerde oynanacaktır. ön alhşer arsın çuhadan İnce işt temeli şalvarlar, sırmalı fermene. lor (1), belde ve başta lâhuri sal. lar, gümüşlü silâhlarla - henüz hi. tan ameliyesi yapılmış çocuklar gi bi , birer elleriyle şallarını kaldıra- vak sokuldarda dolaştıfları görü , lürdü, Zenginlerden, büyük rüt - be ve mesmet sahibi olanlardan bir kısmı abanoz parçası ve fahri oy. ması hançer kabzası yaplırıp üzer lerine elmas, yakut, zümrütler diz diriyorlar, ve bu uğurda biner, bin beşör yüzer lira harcıyorlardı. “Bu xilâhşörlerin talim maksa, dile yaptıkları oyunlar da gülünç. tü, Sadrazım başta olmak üzere devlet ricali Babiâlideki kum mey danındı atlara binip / dolaşıyorlar, asılı keçelere kılıç sallıyorlar, gürz ve mızrak hünerleri gösteriyorlar. dı” Istanbul böyle (hazırlanırken, Mora ihtilâli büyümüş, mukadder ükibet olmuş, bazirlanmanm bir faydası olmamıştır. , Bugün, dünya milletlerinin ha, zırlanıslarile, birim Mora ihtilâl - Ee karşı hazırlanmamız urnaında bir benzerlik ver, Ver nma, bizim, ki gibi gülünç değil, Burada, yal, mız tarihin tekerrür ettiğini görü yoruz, Yoksa, hazırlık o hâzırlık, glliş o gidiş değil... Bu gidiş arbede cuyane gidiş ! LAEDRİ Harp başka ülkelerde bitecek, faka neticeye kadar da, bir takım Zimahsız mileitlerin başmı yiye - eek, bircok gözel dünya köşeleri | yakılıp yıkılacaktır, Tevekkeli de. /İ memisler; kurunun yanında yaş da yanar” «Bu hakikat, dünyanın üzerine çözen kâbasun dehşeti harbin dı, “eda kalanları bile kor'tutmaştar; i bârp cephelerine uzak, yakım, de. nizaşrı, hemudet milletler bile ekildi 5 Ouuiyet tedbirleri almaya mec . | Yer oluyorlar, Ve bu teğbirleri İİ ünden güne artırıyorlar. Bütün willet si'âhlanıyor, balk Üstünde “âh taşıyor, evinde tüfek ve bom ba bulunduruyor, 1820 yılmdaydı. Mora ihtilâli, İstanbulda fens akisler -bırakımış, balk Adeta paniğe tutulmuştu. Hal kin âzabı gerilmiş bir haldeydi. Bundan başka şehirde düzensizlik M5 vardi, Büyük Türk âllmi Ahmet Cev . det Paşa, şehrin o devirdeki hali. Mİ. anlatırken, şunları yazıyor: “Thüyari bir tedbir almak üzere V Pütün memurlerm belle . mmm el ed o #veleg Nine bir hançer takmaları emrolum Naş üni sleii Cartize çuktdığen Bu tedbirler kâfi görülmedi. “34 taramın, şeyhkalirım, kazaske, "MİS, biüün hocalarm, Bahöli me » GÜ makmnl eki karli sineme Askeri Tedkikler Paraşütçüler Nasıl yetiştiriliyorlar ? İnsanlar, gökyüzüne yükselmeye muvaffak olduktan sonra ibtimalki bu hüyük zeferin verdiği sarhoşluk arasında, yere inmek çârelerini uzun müddet #hmal ettiler. Onlar: alıp gök” yüzüne uçuran tayyare, metörünün bozulması, pervanesinin kopmas gibi tesadüfün çıkaracağı tehlikeler esna. smda korkunç bir sukuta ve içindeki iler feci bir ölüme maruz bulunuyor" lardı. Seneler geçti ve nihayet, tayyare ile gökyüsüne çıkan (insanlar, yere inmek için tayyareden begka bir va. sta daha bulmaya muvaffak oldular, Bu itibarla, paraştt, teyyarsye naza” ran gok yenidir we bübassa tekamür linü ahcsk son senelerde kazanabil miştir, Bugünkü harple paraşttçülerin bü yük bir yol oynadıklarını görüyoruz. Tayyareden paraşütle bir düşman &# razisine yapılan asker indirme hârt keti her ne kadar dalma muvaffaki- yetle netiesleniyorsa bir teşebbüs nok- tai nazarındın bu hâreketin askeri #henimiyeti olduğu muhakkaktır. Ka. raya indirilen paraşitçülerin muvaf- #akiyetleri, evvelâ, çok miktarda ol maslrma, sonra arazitin o paraşülçü fastiyetino müaait bulunmasa ve ni. hayet karşi tarafın onları imha #ğe- miyecek kadar gâyıf olmasına bağl dır. Ru fena şerait mevcut bulundu. Bu zaman paraşüiçünün muvaffak ol mss kolaylaşır ve Linrruza uğrayan memleket aleykine bir Tol oynaması mümkün olur, Bununla beraber, bu barple, AK manların perâşüt kıtaları De büyük muvallakiyetler kazandıkları iddia Gunamaz. Almanya, ilk pareşiit kıtde larını Hollanda harekâtında kullandı. Küçük bir millet idâlalarına rağmen memleketlerini cahlâ başlı müdafas için çarpışmayı göze alan Holiandalı Isr Alman paraşütgiilerine büyük za yiat verdirdiler, Halbuki, düz bir mem tehet olan Hollanda, parsşütçülerin yere yere Trtalar; yerex “sieğârek toplu barekâta geçmeleri için en mü. anit bir yerd. Zira, paragliteiilörin muvatlakiyeti için, evveli, Arımasız rasındar. İstiyenin gönülü yazılabile- ceğini ân ettiği zaman heniz pek gerilerde değildir. Buna rağmen, bu. gün Amerikan ordusunda yüzlerce pa: raşü'çü kıtaları bululumukladır. Paraşütçü olacak gençler 2i ile 32 yaş arasındakilerden intihap olunuyor. Bunların, &YBi Zamanda, gayet sh hatif, zeki ve bekâr olmaları da lâsım gelmektedir. Pareyütçülerin, her bangi bir tsy- yareciden dha fazla, paraşlitle atls- ma tecrübesi yapmaları icap ediyor. ANKARA HAYVANAT BAHÇE- SİNDE KÜÇÜK BiR DOLAŞMA Yazan: Sabih Alaçam Klimik kitaplar, İnsanı hayvan. dan “nÂtık” olmak ile ayrır. Belki, bu tek sebepten doğan bir yakınlıkla, ben konuşmayan benzerlerimize karşı pek muhab - betliyimdir. , Orun için, Ankaraya gider git . mez, ilk işim Orman Çiftliğindeki hayvanat bahçesini görmek oldu, Ziraat Vekili Muhlis Erkmen, burası hakkında: — Bu, bir başlangıçtır, mlikem. meli için bir çekirdektir, diyor, Mütevazı bir izah... kurulmuş, ekinok Gilimlerini adış. tarıyor, Daha küçükleri de, tora , manlarını taklitle meşgul! Ne ya- zik ki bunlara bal Ikram etmemiş. lor, Muhafızlars, böyle bir ikrama imkân olup olmadığını sordum. Ga yet sert bir tavırla; — Yasak! dedi. , Sırası gelmişken (o söyliyeyim: Hayvanat bahçesinde fotoğraf çek mek de yasak. Halbuki, Ayrapa ve Amerikadaki hayvanat bahçe , lerinde bu memnrniyet serisi yok. tur. Oralarda hem resim çekilebi. ür, hem do meselâ maymunlar” fındıkla beslenir! Bu iki yasağın hikmelini anlıya, madım? Ayiların karşısında maymunla - rım kâşanelöri var. Bunlardan bir dişi pek komik! Salmcağma kurul, muş, boyuna Kolan vuruyor! Erke, ği de onu seyredip duruyor. Maa. mafih, bir ara o da canbazlığa ni. yetlendi, Bu sevdadan vazgeçince do yarışa heveslendi. “Artık, karı koca, kafesin içinde sonu gölmez bir kovalamaca oyununa başismız lardı. Diğer bir maymun kafesine yak, laştım, Bermutat menu olmasma rağmen, belki kâtipliğe heveelidir, düşüncesile maymunlardan birine elimdeki kurşun kalemini izattrm, Bir kapış kaptı ki ben bile şaşala. dm! Sağ tarafta tavşan ve koboylar var. En güzelleri Ankara tavşan. ları... Soldaki kefeste poholar görünü yor, Sabit, derin hakışları ile hare kotsiz ve asil duruyorlar. Dahs Seride bir velvele ki sor, mayın: Cine elns horozlar, tavuk - Bahçenin yirmi dokuz kısmı var, Bunları; sira ile gezelim: Evvelâ, yırlıcı kuşlarım, işi sunt kayalıklarla süslü kafesi göze çar. pıyor,. Bakınız, şahin keskin ba kışlarile karşımızda, Az ötede, çay lâk "duruyor. Telin diğer bir ücun- da da doğan... Yerde, kosaman ko Gaman ciğer parçaları var, Üç ka, fadar, karmlarını doyurmuş, keyif çatıyorlar! i Onların “karşı sırasında kartal ve akbabalar mevcut, Bunlar, kil. çük yırtıcı kuşlardan daha obur, Boyuna, yiyeceklerine saldırıyor - Jar! Pençeleri, kan içinde, Arada bir de seyircilere sert sert bakı. Zira, tayyareciler, paraşütle atlama aw usülünü öğrendikten ve bir İki tec rübe yaplıklan sonra, bunu daima takrara lüzüm görmezler, “icabmda yapmaya mecbur kalacağımız bir şa. yi niçin dima ve lüzüm yoktan tek- rar edelim, diye düşünürler Hakikaten, bir tayyareci, mecbur kaldı ve tehlikeyi pek yakında gör düğü zaman, kendisini boşluğa star ve srkasmdaki paraşütü açılarak, ye. re inmeye başlar, Bu, icap ettiği za- man, yapılması zaruri olan bir bâre kettir. Püraşütçüler ise, dalma (O paraşütle atlama tecrübeleri yaparak kendileri. ni bu işe alıştırmaya ve her seferinde gök boşluğura atılmayı kendilerine biraz önhe alışık bir i$ yapmaya Çalı şerlar, Bir tayyareci e bir paraşütçürnün stlamaları arasmda da fark vardır. Umumiyetle, tayyareciler 600 — 400 metreden daha ölçeaktan oRtlamayı tehlikeli sayarlar, Zira, bu kadar ya Kın mesafeden, yere ininceye kadar parazitin açılmaması tehikosi vardır Halbuki paraştçüi işte bu tehlikeye karşı kendisini stmak mecburiyetin. dedir. Yere ne kadar yakın bir mesa” feden atrtıraa kendisi için başka bir oktadın o kadar iyidir: Zira, tayya” reden silay:p yere inincey» kadar w zun bir mesafe katodecek olursa bu müddet zarfında, düşman tarafım tü- fek veya mitralyök o ateşinin imadet ihtimsi fazladır, Onun için, paraşlıt” eler unumiyetir d0 — $00, tiğtrölin İleriye doğru yürüyelim : Karşılıklı kafeslerde kimler kimler? İşte çakallar! Ama, her nödense burada olumuyorlar! Ne. rede onların, insana haşyet veren Ya kurtlar? Mütemadiyen kafes lerö saldırıyorlar, Belli ki gözleri kaçmakta, Bir dakika bile, durup dinlenmiyorlar, Boyuna koşuyor, dönüyor, sısrıyorlar? Yavruları da lar, Ki geyikler, Mürlarmn resmi kıyafetlerini be. Hikıp yaltız biniş giyip, çatal sa "ik sarmaları, bellerinde hançer « (1) Harçin işlenmiş dar, yuvar Ink yenli yelek. Çocuk ruhiyatı Hülyacı Çocuklar Yazan : HALİS ÖZGÜ “İs Bu tipten olan bir çocuk üç yeti uzun sürmüyor, yorgunl Yaşmdanberi Otâm menasiyle farla elverişli e Tarari bir diyarda yasiyor; kafa. | ve devamlı bir cehitte bulhunamı, #inda yarattığı bir memleketin | yor, kuvvetten çabuk il , Aodutlarını çiziyor, burada #iyâ- | Bu gibi zamanlarda le M içtimal teşkilâtlar o yapıyor. | bir durum aliyor, etrafmda olup bitenlere karşı alâkasızlık gös - 2 ramağa eri bir orğ y umağa elverişli Sir ordu | teriyor, sorulan suallere düşün dan getiriyor. Çocuğun bü | meden iu, orta saçma sapan bir #ekilde cevap veriyor, o herşey i her kes bütün manzara ve güzel- likler girkinleşiyor, ruhunda bü. tün âleme mütetveceih bir nef - i ret ve istikrah yükseliyor. Yolda sokaklarda, yalnız kaldığı kendi kendine konuşuyor, ia : ğ ; 3 , sıhhatli, kuvvetli asker ye- tiştirmektir." Sokakta Socük hiç bir sey duymayan, kendisine söylenen kelimeleri i. #itmiyen, tam manasiyle bambaş- kabir âlemde yasıyan hülyaer bir varlıktır, dha pek küçük is dan itibaren e körgi bü iler gösteriyor, roman- bee mâhsus bam baka orijinal bir dünya yaratıyor. Bu, » Müşahede altına konulan €0 - | na hürmet etmi: ğ e imei Kayi me mz lar,galipler mağlupları esaret al: “mal böbr Eudde! TE, uy. | EA alıyorlar, müstemlekeler ku. Bun ame dıklar De Birliği gs ruyorlar, ilh.... Manda İ yel kma İ Bu dünyada da büyük şehirler Diğer bir çocukta da ayni ru-| ©v dağlar vardır. Binlerce hi karışıklıklara raslanıyor , Ken | YÜkS€İ & gok” bü: gabümek üzere birbirlerini bermek Vds edir, Amın için, paraşülçülerin yetişli- rilmesinde en fazla dikkat edilen nok- talardan biri, onların tayyareden ay ni zamanda atlaması ve yere mim kün olduğu kadar hep beraber ve ay ni zamanda inmesini öğrenmeleridir. Paraşütle atlamak şüphesiz ki, her tayyarecinin bilmesi JAzım gelen bir şeydir. Tehlike ânmda, teyyaresini değilse bile, hiç olmazım kendisini kurtarmak için, paraşllt bir tayyares cinin en sön çaresi ve hayatı mevzuu bahis olduğu için en kıymetli aiâhr dır, Fakat, düşman örazisine psraştt. ie inip harekâtta bulunmayı kendisi” ne vazife olarak kabul eden askerle” rin bilmeleri izm gelen daha birçok geyler vardır ki, bunları paraşütle at. İayan ber hangi bir tayyarociden ayr" ran ve (paraşltçü) ismini almalarma sebop olan başlıca hususiyetleri, bu bilgilerle yetiştirilmiş olmalarıdır. İngiltere; ile Amerika, sökeri tay” yare ingaamda, Almanyadan çok #0. ra başları olmalarını rağmen, 200 senelerde, hattâ son aylarda diyebili- tiz, çok büyük muvaffakiyetler elde etmekte ve bu husustaki gayretlerini vardı, Bugün bu rakamı nızıftan dis ba yukarı çıkmış olarak kabul edebi Hriz, Özlümüzdeki aylarda ise ymüsa- bir yere kolaylikla ve tahiicenizce im- mek, #onrn da, toplu bir hâlde çarpı paraşülsüz olarak yere 85 saniyede düşer. Puragütçilerin arkasında bir! cans, diğeri yelek olmak Üzere iki paraşlit vardır. Boşluğa attldıktan 1,5 saniye sonra, gizli bir düğme va” taziyie parışlt kendi kendine açi kr. Eğer bir bozukluk olur da bu ote matik parâşüt açılmazsa sizin derbal yedek paraşütün düğmesine dokun manız ve onu açmanız lâzımdır ki bu da 4 seniye ister, Düğreyi harekete getirdikten Yar rım saniye sonra paraşüt açıl. Bu hesapla, evvelâ 1,5 saniye esas para" gütün sçlmesını “beklemekle, sonra 4,5 aaniye da yedek paraşütün açıl ması ile geçtiğine göre, yere düşme niz için 2,5 saniye yâni 70 — S0 meb r9 kalmıştır. Eğer paraşüt açılmıyar cak olurum 25 saniye sonra Ölümle Tandavımuz var demektir. Fakat pe. yaşıt açılırsa yavaş yavap inmeye başlarımız ve 40 — 50 saniye sonrs yere ayak basaranız, Teyyareden atlayan bir paraşütçü, yere ayak tastığı zaman, yalnız yük" sekten inmiş değil, ayni mamanda, gi den biz şeyden atlamış bir kimme va. ziyetlaledir. Zira paraşüt, gerek rüz Xürn tesiriyle, gerek tayyareden & tıldığı ramrs aldığı hızla, bir istika. mete doğru gider, Onun için, para güle yere inen bir kimse, saatte 15 — 30 kilometre süratle giden bir otomsbilden atlamış birisine benzer, şeisiyesinin keyfine berakmak değil- dir. Bilâkir, kendisinin onu idare ete mesi lâzındir. Bir paraşlit yelken gi bi idare edilebilir, Paraglitçii, başının üzerindeki şenisiyenin iplerin! istediği , | tarafa gelerek ona bir istikamet ve- rebilir. Yalnız, havanm Ve hava core. « | yanlarının tazyiki güphesiz ki bu işi hayli zorlaştırır. Paraşütçülere bütün bunlar evvelâ nazari olarak öğretildikten sonra tat- bikata geçiliyor, Bir paraşütçü, bir büçnle aylık nazari ders o gördükten #onra bu işin tatbikatma © başlar ve paraşütle iyi bir şekilde atlaması düşe kalka nihayet öğrenir. Müptediler için ilkatlama İrtifar 500 metredir. Saatte 140 — 150 kile" metre süratle giden bir tayyaredn kat dünyasından büsbütün uzak. i bu irtifada peraşitçü Kendisini boş. Taşıyor, (Sonu var) #a birakır. 500 metre atlamak için m —— m —C€F€5 Hele karacalar pek munis, Fe. kat, ceylânlarm güzelliğine diye - eek yok — Bunlar kağmaz mı? Kİ Maamafih, güzellik şampiyon . ii ini lart tavuslar.,, Hele erkekleri, kuy ruklarını yelpaze gibi açıp dolaş yorlar, Bu çapkinlar, tam bir ba. rem hayatı sürüyor, Hepeinin tam dört tane dişisi var! İlerideki havuzun içi ve kenarı civil civil: Turnalar, leylekler, ye. $il başlı ördekler hep orada... Bahçenin diğer bir köşesi, her yerden daha gürültülü, Bir gakırtı dır gidiyor. Rukır senfonisine, muhabbet kuşları geflik etmekte; kanarya, saka, floryalar da po tutmakta. er Kafeslerinde pek üzülen hay - vanlardan biri Ankara kedileri, Mütemadiyen miyavlayıp duruyor lar, ama feryatlarına kulak asan olmuyor, Tesan sahneler tilki kardeşlerin bulunduğu yerde geçiyor. Bir mi, sal, Tilkicik, diğer bir kafese ge - gerek bir nesne aşırdı, Yavaşça ge ri döndü, Toprağı . eşeleği, “malı mesruku” orsya yerleştirdi, Bunu müteakip, ganimetin üstünü yine toprakla örtmeğe başladı, Arada #trada, mahfuz mahalle, burnu ile çeki düzen veriyordu. Bu iş bittik. ven sonra, taze toprağın üstüne küçük bir kabahat yaptı! Yanımda bulunan nüktedan bir zat, ne dese beğenirsiniz? — Işaret koydu! Bilâhıra, ara, diğinr, koku ile bulacak! Daha ileride syı dayılar vardı! Bir tanesi pek kocaman, Uzunlu - Bu 2 metreden fazla, Azametle Meamafik, bahçenin bir yerin. den bazan müthiş saytalar duyu , Tuyor, O zaman, herices, bu kor - kunç bâralarla siçrıyor. Hakları ds yok değil! Zira, gazaba gelen, göllerin padişahı olan arslandır! Her no kadar tel kafesin içinde ise de, azametinden yine bir şey kaybetmemiş! Yuvasınm önüne, tabtma kurulan bir hükümdar gi. bi, uzanmış? Onu biraz seyrettim ve hayva . nat bahçesinden pabuçsuz kaçtım! tehlikesiz bir irtifa olduğundan acemi paraşlıtçü eğer paraşüt kendi kendi Be açılmıyacak olursa, yere ininceye kadar yedek paraşlltü harekete geti recek kadar kâfi bir zaman bulabilir. Parâşülle fik: alama | tecriibeleri Darlanın yeni emirlerinden bundan sonra duyduğu bis de, âdeta | Bozguncu memurlar denize düşmüş gibi olmaktır. Bütün şid vücudünüzü kaplayan hava ve bantun detle içinde sukuttan hasıl olan cereyan si cezalandırılacak Vişi, 14 (A.A.) — Amiral Darlan