10 Haziran 1941 Tarihli Haber Gazetesi Sayfa 5

Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.

Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

10 HAZİRAN—İ9İ - 'BiR KAÇ TEKERLEME DAHA... Geçenlerde bu sütunlarda Mus- tafa Nedim efendi adlı bir zattan bahsetmiş, birkaç arkadaşile seya« bate gıktıkları zaman yolda nasıl vakit geçirdiklerini yazmıştım, Karilerimden Şevket Kocada»- yı imzasiyle aldığım bir mektupta, Mustafa Nedim efendinin teker- lemelerini nereden naklettiğimi soruyor ve yine bazı parçalar nak" letmekliğimi istiyor. Bugün, saym okuyucumun, di- leklerini yerine getiriyorum: Ben, o tekerlemeleri, eski bir Mecmuadan almıştım, Bu mecmu- ada, bunları (Tuhfetülnedim) den aldığını söylüyor. Bu eser, yukar- da sözü geçen (Mustafa Nedim) efendinindir. Ve Fatihte Millet kütüphanesinde iki nüsha olarak Mevcuttur, Kitapta birçok tekerlemelerden başka arapça, farsça darbımesel. ler, muammalar, luğazlar, çeşit çe- $İt beyitler vardır, Geçen yazımda da söylediğim gibi — folklor bakı- Mmmdan krymetli bir eserdir, Bugün de (Tuhfetülnedim) den ata — sözü —naklediyorum. Bunlar pek bilinmiyen, ata sözle- Ti tdtaplarımda bulunmıyan şey- r: AÂcr doyur, yalıncığı giydir Beye inanma, soya dayanma, Âtm ürkeği, yiğitin korkağı, Ahtapot balığı dövdükçe semirir. Erik ağacından kopuz olmaz. Basrada bir ramazan tutanı Mahşer yerinde parmakla göste- Tirler, Boeye verme paşaya ver, eğere v_îî"î. haşaya ver. Aza “nereye gidersin?,, demisş. ler, “çoğa giderim” demiş, Et yiyecek kuş var, etin yİye « cek kuş var. ç Atalar aşalım demiş, koşalım dememiş. Bülbülü bilmiyen serce sanır, billüru görmeyen sırça s<nır! İşte bir iki tekerleme daha: Sad ile nereden geliyorsun? Samsundan ! Nereye gidiyorsun? Samakova! Neye binersin? Sala, sandala, sakar eşeğe! Yükün ne? Sof, sedef! Ne yersin? Soğan, sarmsak! Ne içersin? Safi su! Ne takarsın? Sarı gül! Kafla nereden gelirsin? Kastamonudan! Nereye gidersin? Kayseriye! Yükün nedir? Kavun, kabak! Ne yersin? Karpuz! Ne içersin? Kahve! Ne takmıyorsun? Karanfil, kahkaha, kadife çiçe- Zi! Nernâmedir bu ki hüsnübeyan un- vanl! Eder küşade dil ve tab'ı mestmen. 'danı! LAEDRİ L Mmevsimi , Memleketimizde tam hasat imi başlamış bulunuyor, bu lünasebetle dünya memleketle, Tinü> ne vakit hasat yapıldığını bir cetvel halinde : hazırlarken, Yeryüzünde buğday biçilmiyen tk bir ay olmadığı meydana çır çiyi .'_MaYIS ayında; Orta Asya, İran 'h, Japonya, Florida. Haziran ayında; Şimali Afrika Âkdeniz kıyıları, Birleşik Ameri. E kanın cenup memleketleri. | *mmuzda; Cenubi Rusya,mer - kezi Avrupa, İngiltere, Amerika Merkez memleketleri. k Ağustosta; Polonya, Danimar.. &, Belçika, Holanda, Amerika M simal memleketleri. Eylül ve birinci teşrinde; İs- Oeya, Norveç, Finlândiya. İkinci teşrin ayında ise hasaf, Snubi yarrm kürresine geçer ve tl% eder, n k inciteşrin; Cenubi Afrika ve A"Jântinde Santafe mıntakası. , Birincikânun; Arjantin ve A- ya, — ; Subat aymda hasat tekrar ş$i. — Y icerisinde şarki Hindistan ve — “ükarı Misirda buğday biçilir. d ve nisan ayları ise orta ve garbi Hindistanın t n . F diı'_ 'Bira içme rekoru | '_ Hmmanmda Easan gşehrinde 4 m'%o ve Hans isminde iki yaşlı | tğuendifer isçisi oturur. Bunlar İ hîr Alman gibi birayı fazla Serler. Bü iki bira meraklısı, bir tatil işler, | e Aaralarında bir bahse R*îaı- sabahtan akşama ' 352 duble bira içmişlerdir. k %h Ugo 170 duble bira içebildiği *Mm—“üsabaıka.yı kaybetmiş, 182 e. © bira içen Hans bahsi ka. Çı ir, Lâğım sularından havagazi. Stuttgart havagazı fabrikası şehrin muazzam kanalizasyon boruları içerisinde bir havagazı' istihsal merkezi teşkil etmiştir. Bu fabrika bu süretle istihsal edeceği — havagazı için iptidai ; madde olarak maden kömürü ye, rine lâğımsuyu kullanmaktadır. Kanalizasyondan elde edilen havağazı 200 hava tazyiki al. tında şişelere, doldurularak satıl, maktadır. Okuyucularımızı şaşırtmamak için şurasını da ilâve edelim ki Avrupanım bir çok şehirlerinde evlerinde havagazı tesisatr' olma, yan kimseler hususi sişeler ice, risinde havagazı alırlar ve şişe- lerin lâstik borularını havağgazı sobalarma veya ocaklarına ta, karak yakarlar. Cıgara içme rekoru Harp insanlarr yeni yeni zevkler aramağa mecbur etti. Son günlerde Avrupada olsun, Amerikada olsun bir çok şehir. lerde tütün ve emaraya dair mü, sabakalar açıldığını, rekorlar te- sis edildiğini okuyoruz. Bu cüm. leden evvel, geçen nisan ayı içe, risinde Amerikada Boston şeh. rinde “durup dinlenmeden cışa. ra içme” müsabakası açılmış ve bu müsabakayı Şarl Dalton is, minde bir Fransız kazanmıştır. Bu Fransız durup dinlenmeden 12 saat, 12 dakika cıgara içebil- Dalton bu on iki saat icerisin. de yemek yemediği gibi su da içmemiştir. Müsabaka devam et, tiği müddet zarfında hakemler 34 yaşında olan bu şanlı tiryaki- nin yanından bir dakika bile Rekor kıran bu tiryakilik gampiyonuna hediye olarak ne verilmiştir bilir misiniz? Beher saat için 1000 yaprak cığarası. Yani 12 saat için 12000 cıgara. — R - 7 — - HABER — Akşam postası imlâ Kılavuzu hakkı tarık us'un buna dair düşünceleri - 13 « ( ) işaretine lüzum gösteren yerler “ öz adlarını, soy adlarmı, yer adlarını ! kendilerinden sonra gelen eklerden bir Üy işaretile ayırmak, kılavuzun yeni tesis ettiği kaidelerdendir. üstad halid ziya, bu bahiste bu adlarım yabancı adları olmasını şart koşüyor. ben bu kaidenin başka bir bakımdan kayıd altma alımması fikrindeyim: bü kabil adlarım majüskülle yazıle masını istiyenler, onlara bir teşrifat « büyüklüğü gösterme için şuurları altında saklanmış bir meylin elinde hareket etmiyorlarsa, yazılan adın İ« barede, göze çarpmasını iltizam edi. yorlar demektir. yazımız bu iltizamı da, bir işaretle gösterebilmelidir. bu lüzumu tasdik ediyorum, nitce kim, kılavuzda kural'ı koyan fıkrada, bu adları ( “” , () işaretleri içine almanın yeni yazı sistemimize Uuymüs dığını) söyliyerek bu işaretin tırnak veya paranteze gördürülmek istenilen vazifeye memur olduğunu anlatmıştır. bü ihtiyacın bir zamanlar kelimenin altını veya üstünü çizmek — suretinde giderildiğini görmüşüzdür. o halde, kılavuz, bu kaideyi umumi ve mecburi değil, tamamile ihtiyari olmalıdır. yani yazı yazan, öyle bir 'kelimeyi husust bir dikkat altına âla mak niyetinde veya -kelimenin yenili. ğini yabancılığımı tebarüz ettirmek ihtiyacında ise onu ekinden (') işarte " tile ayırmalıdır. ben yukarıda Kural kelimesinden sönra () yı bu maksatla koydum. el« le veya baskıda bunu daha irice yazaâ« rak ayırabilirdim. gazetelerde hergün böyle yapılır olduğunu anlatan örneke ler buluruz. yalnız bu örneklerin bize bir lüzumsuz.tekerrür gösterdiği de vardır: kelime hem büyük puntolarla metinden ayrılıyor, hem böyle ayrılan bir kelime ile eki arasında gene bir () işareti bırakılıyor. işte bu fazla bir şeydir. bunu fazla bulmakta bir. leşiyorsak öz adlardan sonra « o aü yerlinin olsun, yabancının olsun e bir koma işareti- kullanmanın hakiki sc« bebi kelimenin yapısı veya terkibin bir hususiyeti icabı olmadığı, bunun tali bir maksada hizmet için konuldüm ğu da anlaşılmış olur. bu takdirde onu (zaruret miktarı i, le tahdit) doğru olur. hattâ eğer bü kaide umumileşecekse bu bakımdan, üstad halid ziya'nın yalnız yabancı adlardan sonra koma: konulması teke lifi. muktazaya daha uygun düşer, fakat ben tali bir maksadı kelimte nin kendi bünyesi üzerinde hâkim kila maya taraftar olmadığım için, nasil majüskülle yazmayı fazla buluyore sam, oönü bir de mutlak olarak, '(c. kinden (Y ile ayırmayı kabul edemi«s yorum. bundan evvel arzetmiştim ki bu İm şaret meselâ (mebde') gibi kelimelere de,-kendi yapısını ikmal eden bir Na sur olarak kullanıtmak lâzımdır. © takdirde buna benzer bir kelimenin « özel veya değil « bir de ekinden Kü ma işaretile ayrılması tedahüle ,yol ıqa:,.tereddüt. husule getirir; bu take | dirde üstad 'halid ziya'nın (') yerine (.) işareti kullanmak .teklifi daha ele verign,görumk- xt * kıdavuz, buralara (') işareti koymas yı bir kere (tali bir maksat) ile take yid ettikten, bunun ümuümi ve Mele burt olmadığını bildirdikten sonra gözden kaçırılmış bir başka noktayı tetkik etmeli ve koma, işaretini ken. disini 'daha şiddetle duyuran bir ihtim yaç karşısında vazifelendirmelidir. bu ihtiyaç kelimenin bir sesli harf veya (y), (s), (n) gibi bir sessiz harf. le bittiği zaman kendini gösterir; kelimemiz (küme) dir veya (met«e reydir. böyle kelimeleri eklerle tarif etmek bir izafet — terkibi — içine âle mak “icap —edince, — eklerin ilk (5), Kn): veya — (Y) harfleri« ni kelimenin aslında olan bir harf sanmak mümkündür. meselâ — (fener kümesi bözuldu) diyorum, maksadım (kümes) mi, küme mi? (metresi var mı?) diyorum. (met. res) mi demek iatiyor_um. (metre) mi? (darla'nın sözü) diyorum, asıl Ke« lime (darla) mrı, (darlan) mı? işte bu kabil yerlerdedir ki asıl (') işareti ile ekler ayrılmalıdır. kdavuzun (') vermesi zaruri olan esaslı bir vazife budur. şurasını tasrihde acele etmiyelim ki iteriye sürdüğüm lüzum bir majüskül, bir tırnak veya parantez gibi mulhü« tabı tenbih etmek bakımından veya bir süs, bir teşrifat icabımndan düğe muş tali veya zald bir mahiyette de. gildir; sözün, sesin aslında mündemiç bir icapdır; pek iyi farkederiz ki bu i. şaretler kelimede son sesli harfe vere diğimiz vurgu'yu karşılar:(vurgus'un) demekle (vurgu'nun) demek arasında gösterdiğimiz farkda olduğu gibi... (arkası var) 'nin tebliği: İngiliz tayyareleri Breste yeni- den hücum ettiler —H Holanda sahili açıklarında da İki iaşe gemisi ateşe verildi Londra, 9 (A.A,) — Hava nezareti, Cumartesi Bündüz. bombardıman «etvisine Mensup tayyarelerimiz düşe man vapurlarını bombardıman etmişe Terdir. Cumartesi günü neşredilen tebe liğde de bildirildiği veçhile Holanda sahili açıklarında düşman iâaşe gemie lerinden müteşekkil bir kafileye hü. cum edilerek iki iâşe gemisine ateş verilmiş ve muhtemel olarak tahrip edilmiştir. Bu kafileye dahil bulunan diğer vapurlar hasara uğratılmıştır. Aynı gün daha geç vakit Norveç #a« hili açıklarında himaye altında bulüs pan bi'r iaşe gemisl ile Holanda açıkla rında diğer bir kafileye dahil vapurea lara bomba ve mitralyözle hücum €« dilmiştir. Hava dafi gemlileri ile mu, hat büyük bir geminin yanımda demir atmış vaziyetle bulunan bir kurtarma vapuru hombardıman edilmiş ve vVüs pura ateş verilmiştir. Tayyarelerimiz dönerken düşman avcrlarının şiddetli bir hüçumuna üğe ramış ve avcılardan biri ağır ağır düâs ireler çizerek siyah bir duman Sütltü« nu çÇıkarırken görülmüştür. Avcı servisine mensup tayyareleri, miz tumartesi günü Pa dö Kale ile işgal altındaki arazi üzerinde taarruzi keşif hareketleri yapmışlardır. Büu gündüz harekâtmdan üç bombar dıman, bir de avcı tayyaresi dönme. miştir. Cumartesiyi pazara bağlıyan gece, Almanlarmım Brest hava üssü bombaras dıman edilmiştir. Deniz iüzerindeki sis dolayısile neticelerin tesbiti zor olmuş sa da hücum muvaffakiyetle — televa vüç etmiştir. Havuzlara birçok bome ba salvoları atılmıştır. Sahil servisine mensüp tayyareler aynı gece Zarfında Bergendeki havuz ları ve gemileri bombardıman etmiş. lerdir. Bu harekâlta hiçbir kaybolmamıştır. tayyaremiz (aya bakıyor) diyorum, baktığı (ay) mı, (a) mı? Bekir Sıtkı Kunt'un | Hihâyeleri HERKES KENDİ HAYA- TINI YAŞAR — İyiler içinde bir kötü — Baha ] ve kızı — Kanca — Yaldız — Daire Fiyatı 50 Kuruş | Havacılık bahisleri Büyük Harpten sonradır ki, İ« talyan tayyareciliği zırhlı krtala» rın ve tankların hareket edemi- yeceği sahalardâ piyadenin yölüs nu açacak bir çeşit tayyare inşa- sımı ve orduya alımmasını düşüh - müşlerdi, İtalyanların hücum - tayyareleri dedikleri bu tip hava silâhı çap, sürat ve hareket kabiliyeti bakie mından av tayyarelerine çok ya « km evsafta olacaktı, Tek motörlü, çift veya tek sa- tıhlı ve ekseriyetle bir kişilik olaâs cak hücum tayyareleri üzerinde iki, dört makinelitüfek ve ellişer kilodan iki bomba veya yüz kiloe luk bir bomba yükü bulunacaktı. Fiat tayyare fabrikaları tarafın - dan hazırlanan hücum tayyareleri orduya girdikten bir müddet Sönes ra Habeş harekâtı başladı. Bu harp sahnesi hücum tayyareleri « nin kullanılmasına imkân verecek çok uygun bir cephe olacaktı. Çünkü, arazi vaziyeti hem piya « deye müşkülât arzetmekte ve hem de zırhliı vasıtaların manevra kas biliyetleri, - hareket imkânlarmı felce uğratacak vaziyetteydi. İlk olarak Habeşistanda tecrüe be edilen hücum tayyareleri Ha - beş kıtaları üzerinde mücssir bir surette çalştı. Piyadenin yolunu açtı. Ricat eden Habeş ordularma taarruzlar yaparak topluluklarmı dağıttı. Çok defalar ricati hezime te çevirdi. Ve harbin devammca hücum - tayyarelerinin orduya a « temin etti. Bu tecrübe tayyarenin silâh bas kımından uygunluğunu da ortaya çıkarmış oldu, Yalniz bomba yükü az görülmüştü, Siıklet iki misline kadar çıkarıldı. İşte bu smralarda İspanya dahHli harbi başladı. Fakat İspanya ha « rekâtımda bombardıman tayyarca ciliği hücum tayyareciliğinden çok daha verimli işler başardı. Umumi olarak edinilen kanaatlere göre hücum tayyareciliğinin ordularda- ki mevcudu fazladır. Bunların ye- rine daha kudretli silâhlar geti « rilmelidir, yetsizlikle btraktığı hücum tayya- reciliğini Alman havacıları daha geniş mikyasta kullanmak fırsatla le pike bombardıman tayyareleri- le hücum tayyareleri arasmda pek az farklarm — bulunuşu ve pike mikyasta harekât sahası bulabil « meleri, Alman havacılarımı pike ve hücum işlerini birden yapacak olan bu silâha doğru çekmiştir. Umumi kanaatin tam bir mu- vaffakryet vaadetmediğinde Israr ettiği hücum- tayyareciliği nihayet kalıp ve çeşit değiştirerek pikeci olarak meydana çıktı, Almanların elinde bulunan Yünkers 87 ve Yünkers 88 tayyarelerile Haynkel 123 ler ve İtalyanların elinde bu- lunan Fiat pike bombardıman taye İspanya harekâtmin muvaffakı« ; nr elde etmişlerdir. Evsaf itibarle | bombardımancıların daha geniş . itmmasından beklenen — hususları | Almanların pike, italyanla- rın hücum tayyareleri Yazan: A, ŞARKLI yareleri, tecrübe devresini geçir« miş olan pikeci tayyarelerdir. Balkan harekâtımda piyadenin yolunu açan Alman pikecilerine kargılık İtalyan pikecilerinin daha yavan İş başarmış olması, henüz hücum tayyareciliğinden kurtula - mamış bulunmasına atfedilebilir. Balkanları müteakip pike bom- bardımancıların muvaffakıyetli u- çuşlarımı Girit adası üzerinde gör- dük, Kırk beş derece ile altmış | derecelik meyillerle bombardıman yapan bu tayyareler sıhhatli isa« betler almakta güçlük çekmiyor- lardı. Esaslı pikelerin doksan de- recelik zaviyeler altında yanpıldı. ğı düşünülürse ve tayyarenin di « kiliş nispetine göre isabetler kay- dedildiği nazarı itibara —almırsa, Alman tayyareleri kadar Alman pikeci pilotların da iyi yetişmiş &e lemanlardan müteşekkil oldukla « rmı meydana çıkarır. Artık öyle tahmin edilebilir ki; kurulması - düşünülen bir hücum tayyareciliği smrfr kalmamıştır. Ancak bunun vazifelerini fazlasile basşarabilen bir pike bombardrman tayyareciliği vardır, Ve bu tayya- recilik istikbal harplerinin de en müessir silâhı olarak kalaçaktır. fok sayısı göğaltılabilir. " Netice bücüm tayyareciliğinden pike bom bardımancılığa geçilmiş olduğunu gösterir, A, ŞARKLI Mucizeler doktoru Yarın başlıyor VAKİT SUTUNLARINDA Baştan başa heyecanla olu bu romanı mutlaka okuyunuz t SABAH OLUYOR Yazan: Nezihe Muhiddin Karışık bir mühitten yetişti. ği halde iyi tahsil ve terbiye görmüş, dejenere ve gayri &ü mimi bir hayatı kuvvetli irade ve ışıklı irfanile değiştirmek hususundaki kudretini gösteren BİR TÜRK KIZININ mücadelesini ve muvaffakiye, tini tetkik eden remanı Yakında gazetemizde VAKİT Kitabevi Iı

Bu sayıdan diğer sayfalar: