Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.
Üai MAYIS — MNT “Acıhı A rat da serince midir?,, HWWWM lar da, mihayet bu cereyana ka « _onermmdndeğnhu- pılacak mı?.. Siddet sitemini, acı ve acıklı w'e—ıııı_iu- .T—thı görmemiş ülkelerde İarm hâkimiyet ve hürriyetlerine donmuş bir titreme dolaştırıyor. tecavüz edildiği gün, İstiklâllerini çocuklarının — dudakla- # korumak için silâha sardacakları — Şida dalma bir kahkahanın musi- * muhakkaklır. O zaman dövüşmek — sini işitmeğe alışmışızdır. Bu- — bir vatan borcudur. Fakat, bugün —ıhrbinbir vahşet olduğunu henüz böyle bir tehdide ' maruz da anladıklarmı ve her- kalmıyan milletler, dikkatle, basi- —“Ghnber retle vaziyetin İnkişafmır bekliye « “ Oh, kanlr ve ateşli günler rek, a'rafta kalmayı tercih ediyor. fabuk geciniz! lar ki, bu en müdebbirane bir si - n"mderhıı duüyuyoruz, S ine N U ae tir. Lâtife lâzmm ya, yazımı imzala- madan size bir fıkra anlatayım: Edirne valisi Erzincanlı Hacı İz. zet paşaya bir gün sorarlar: — Cehennemin çok &ıcak oldu- ğunu hocalar rivayet ederler., A- caba a'raf da serince mkdlir? Paşa düşünmeden cevap verir: — Huzuru âlinizde burası hile serinleşiyor. Size benzer milyon - larca jinsanm toplanacağı a'raf, el. bette soğuk olur, Yarab beni duzahta bırak cennete - Dünyanın ölleği, çocukların — bu e daasımda toplanır. Fa- 'f__ kat İllışmyor ki bu kolay kolay | Feeek. Ordularla — ordularım, eıini mahvedinceye kadar, —Nllerhıo “pes!” — dedirtinceye nıütterls bir. savletle hbe- _ h_'lmı seyredeceğiz, Çünkü, Almanların Avrupaya ve —. dlıyuyı hâkim olmak iste - Çıktığına ve bunu da İngilte. — Teti hoş görmiyeceğine bakar - O Sak bu neticeye kolaylıkla varar bi — Bunlardan biri arzı - teslimiyet Bokma, Me kadar, dünyanm hali ne Cennet eğer a'rafa — tahavvül "—lk? Şimdilik kan ve ateş edecekse! içine girmiyen ulus- LÂEDRİ Amerikada İkamet müddetlerini geçiren İtalyanlar tevkif ediliyor Nevyork, 10 (A.A.) — İkamet tez. kerelerinde yazılr ikamet müddetlari. ni geçirmiş olmak suçu ile birçok İ. k Hamburg Bremen Çok şiddetli malar yapıldığı öğrenilmiştir. — Çar- _Ş—VIİBOMÖalandl şamba günü de 160 Alman denizcisi tevkif edilmiştir. Amerıkada mahsul Bu sene çok bol olacık Vaşıngton, 10 (A.A.) — ziraat nezareti bu — sene mıhmuunun mükamtnel olacağmı tahmin etmekte. dir. Bu tahminlere göre bu sene malı, sulü 653.105.000 kile olacaktır. Geçen sene mahsulü 589,151.000 kile, 1930 ile 1959 seneleri arasındaki — senevi vasati mahsul ise 569.417.000 kile idi. | Onbinlerce yangın — Ve İnfilâk bombaları atıldı hzmııdra, 10 (A. A.) — İngiliz % nezareti istihbarat bürosü İ Seoe Hamburg ve Bremen'e İ yaprlan hava akmlarının işliği hakkında şu malümatı S'ndıyekadar olduğundan çok ir., Bu hücum esnasında on “ce yangın bombası ve yüz- Bd ton yüksek kudretli infi, bombaları atılmıştır. ve Bremen'in üstü duman tabakasıyla örtü- - Çıkan yangınlar o ka. ve şiddetli bir hal al- ?ff — Üç arkadaş, nişan tahtasına altışar ok attılar. Ali 200, Ahmet 220. Hasan 240 sayı kazandı. Her ok kaça rastlamıştır.? îf et yi dövülmüş ve alev hali, 'ği;ü?nişür Ay ışığı ve gü yardım etmiştir. ne kadar dün sabah Al. P, tayyare hücum filoları- dağm:klarmı iddia etmiş. de İngiliz tayyareleri ne iî ff; et.ıyle karşılaşmlşîar iki şehir üzerinde daimi halinde uçarak bütün hedefler üzerine at- r.İ“îli!ı- müthiş İnfilâklar vu. u haber — vermişler- biri o kadar Dilenci vapuru Vapur bütün adaları dolaşa. rak, A dan B ye gelecektir. Geçtiiğ yolu yalnız bir. defa kesebilir. Yolu çiziniz! y Ohnuştur ki üç bin metre an hissedilmiştir. Esasen İ Surette yanmakta olan erın ortasma yeniden bombalar atılmıştir. 'm% 10 (AA) — DN.B: » AYis gecesi yapılan İngiliz hıü!lunu neticesinde Ham. SİVil halkmdan 94 kişi öl- İt Fakat ölüler miktarının w olalarak daha ziyade larda bulunan Amerika gazete. tirak eden tyayarelerin miktarı ve hücumların genisliği, İngil. terenin bombardıman tayyaresi bakrmından kudretinin Alman. küdretine yaklaşmakta ol. S p, Sacağı sanılmaktadır. Çün lenuz bulunamryan 35 kişi Vvvetlerinin. Hamburg leri ve radyoları, bu akınlara iş. | yanın duğunu gösterir gibidir, demok. tedirler, » _ı_f_-.ı.—.—' ; vf len döne dün geçe yaplığı a. alar bakkm_.da mütalea. ! ti Ka G lt ç ZN D l ü EIBE*R—MW Türk dil kurumunun bir eseri Yeni imlâ kılavuzu üzerine öntasar Harflerimiz ve harflerimizin yazılış ve okunuşları 1 — İmlâ kıdavuzunun bu ilk bahsi harflerimiz üzerindedir. Kudavuz 3 ikinciteşrin 1928 tarihli kananla kabul edilmiş olan 29 harf« Ük alfabesine hiçbir Hâve — taraftarı değildir; nsdmi da alfabe olarak bıra, kıyor; burada deniliyor ki: “Harflerimizin listesine alfabe ye« rine abece denilmesi yolunda bir ö. nerge vardır. Ançak bütün Batr kül. türünde ortak olan ve bizde de on Üç yıldanberi yerleşmiş bulunan bu sözü değiştirmeğe gereklik görülmemiştir. Bumun Elen alfabesinde ilk harfin adı alfa ve ikincisinin beta olmasından geldiği bilinen bir şeydir. Şu kadar ki bu harflere a ve be adları veren Fran. Bızcada ve alfa ve beta demiyen İn, giliz, Altman, İtalyan, İspanyol... dile lerinde de hep bu alfabe sözü bir te« rim olarak yaşamaktadır. 9 uncu sayıda görülen harfe “okuna maz ge,, İemi verilmesi, bunuün, $ 3 te gösterildiği üzere, kendinden önce ge« len sesliyi kapantılı bir — uzatmaya Uuğrattığını göstermek içindir.,, 2 — Gene bu kılavuz sesli harfleri, müzi de kâfi buluyor. 38 — BSessiz harflere ait satırlar ae rasında (g.g) için tesbit edilen kural. da kaide şuduür: “Bunlardan (okunmaz g) adı verl«a len () harfi ancak bir sesi) harften sonra veya İki sesli harf arasında ge- Hir ve sesli harfin okunuşunu kapan. tılr olarak uzatma rolünü oynar: (dağ, bağ, yağ, ağlamak, ağa, büe Baz, uğur, iğreti, eğer, sığar....) kelie melerinde olduğu gibi.,, Sessiz harflerin (sert) olarak â&yea rılan sekiz tanesi için konulan küural da şudur: “Sert barfler: (ç, p. © k, 8, 4 h) harfleridir. Bunlardan ilk dördü, keta dilerinden sonra bir sesli harf geldiği zaman, bazı kere, yumuşıyarak (©, b, Ü, gZ « veya g) harflerine — değişirler. Son dört harf ise hiç değişmez. mıı barfler: (bi d, © 8. 4 L m, n, r, V, V. Z) harfleridir.., Kuılavuz diyor ki: “BSessiz harflerin türlü ayrımları ü« râsşında en çok önemli olan — bu sert ve yümuşak ayrımdır. Sert harflerden dördü değişebilen sert harflerdir. Bun lar ©, p, ©, k harfleridir ki, burada ve $ 8 ve Ş 16 da gösterildiği gibi, yüs muşak takımda eşleri olan e, b d, £8 veya & ile değişmeler yaparlar. Öteki dördü ise değişmez sort harflerdir ki bunlar da T, h, s, ş, dir.,, BÜYÜK HARFLERİN KULLANILIŞI 4 — Büyük harflerin yerler sunlardır: 1 Herhangi bir yazmın başında ve« ya müstakil cümlenin başlangtemda bulunan kelimenin ilk harfi büyük 0« larak yazılır. Müstakil cümle, kendi. sinden önce gelen cümleden ayrı olan ve kendisinden önce (,) ve (;) gibi işaretler kanmayıp (.) konulan cülme Kkullanıldığı | lelerdir. Bu cümleler bir rakamla ve« ya bir işaretle başlryorsa onun arkane smdan gelen harf biüyük yazılmaz (:) işaretinden sonra gelen cümle« ler, satır başı olacak önemde iİse, bım. larım ve (.) gibli bir işaretle kesllen cümleden sonra ayrıca yzılan etimlee nin, (!) ve (7) işaretlerindön sonra başlıyan cümle İle hitap yerinde kula landan (,) den sonra gatır başına güe çildiği zaman yazdan ilk kelimenin ilk harfleri gene büyük olur. Parane tez. veya tırnak içinde bir yerden nak, tedilen sözün ilk harfi de büyük yatle lır. H. Manzumelerde ayrıca her mrısra« n HÜk bazfi de büyük yazılır. HL Bütün özel ad gösteren kelimte lerin ilk harfleri büyük yazılır. Eğer özel ad birden çok kelimeden yapılmış ise her kelimenin ilk harfi büyük O« lur. — Özel ad gösteren kelimelerin başlıcaları şunlardır: a) İnsanlarım öz adları ve soy ada ları ile bazı hayvanlara ve vüz: şoye lere verilen öz adlar; b) İnsan adlarma katılan ve rütbe, makam, Ünvan veya saygı gösteren kellmeler; e) Yerlere verilen özel adlar; d) Allaha verilen adlar He mitolüe jide geçen şahısların adları; €) Gün, ay, mevsim, yıl, günü ve özel günler adları; (Kıdavuz burada şü mütaleayı kâye dediyoar: Burada gösterilen gün, ay, mevsim ve yıl adlarmın büyük harfle yazılıp yazılmamasında düşünceler ayrılmaka tadır, Fransız yoluna fazla bağlılık gösterenler bunlara gmm görıne- bayram 'Lmektedlrıer. Alman yazısşmda ise büe Ha GUa _w.w_._l— ua A ______L'_-__f,.'_':_' tün kamul adlar (cins isimleri) dahi büyük harfle başlamaktadır. Bu kak darı da bize göre fazladır. İngilizlerin tuttuğu yol bize en orta ve en uygun görünmüştür. Çarşamba, yahut Eyiti adımın Âhmet, yahut Karadere kadar özel'ad olduğunda ise şüphe yoktur, ganıyoruz. Yazımızda büyük harf kullanılma. sınım büsbütün kaldırılması, Harf İn. kdabmdanberi sayım — arkadaşımız Hakkı Tarık Us'un ileri sürdüğü bir düşüncedir. Anmncak, bütün varlığımız. la içine girdiğimiz Batı — kültüründe genel olan bu alışkanlığı bütün büe tün kaldırmak da bize fazla göründü. Hele bunun bir takım özel adları, yâs zıda bir olan kamul adlardan ayırmak yolundaki faydasma da değer vermek gerektir.) £) Güneş, ay, yıldır, burç, gök vare lıkları adları; Güneş, ay, yer... gibi sözler bir gök varlığının özel adr olarak kullanılma«- dığı yzamanlarda büyük harfle başla. mazlar. Eg) Krta, ülke, devlet, millet, din ve dil adları; h) Makam, memuriyet, müessese, ticaret evi, fabrika, çiftlik... adları; IV. Cümle içinde ayrıca belirtmek istenflan bir sözün veya kendisine özel bir değer verilen kelimenin bütün harf leri veya yalmız Hk harfi büyük yazt. labilir. V. Kitap ve dergi kaplarında, yazı başlıklarımda, Hünlarda, miücassese veo mağaza isim ve ünvanlarında ve bağa ka benzerlerinde süs için kelimelerin bütün barflerini, yahat bir — kısmını büyük olarak yazmak, yahuat bu gibi başlıklarda edat ve zarf mahiyetinde. ki kelimelerden başkın. kelimelerin Hlk barflerini büyük yazmak calzdir. 5 — Yanında insan adr bulunmryan rütbe, ünvan ve saygı sözleriyle ya. nmda Üz adı olmryan yersel sözler ve Öözellik anlatmıyan yer, makam, memuriyet, mücssese, tHenret evi, fabea rika, ciftlik sözleri, millet İsimlerin. den yapdan başka kelimeler ve özel ad değerinde olmıyan sörzler, ayrı bir gereklik olmadıkça, büyük harfle yüâ« zırmazlar. Ancak “Türk,, adından gelen kelime ne olursa olsun, Hilk harfi büyük yazıe bir, (Kuüavuzun burada ilâve ettiği bir mütalea da sudur: Türk kelimesine karşı gösterilen bu Öözel saygıyı arkadaşrmız Nurettin Ar, tam'ın bir önergesine uyarak bürüs Ya koymuş bulunuyoruz, 'Türk'ün Ööz sezgisi bu işi yazıda yapmakta olduğundan böylece kurala kaştırmakta fayda gördük. — İnkılâp, istiklâl, cümhuriyet gibi sözler, Hls zim kendi ulusal vartıklarımızım özel adları olarak kullanıldığı zamanlar, gene büyük hağfte başlamak yolündae ki önerğe de bize yerinde görünmek, tedir.) 6 — ÜÖz adları, söy adları, yer âda İarı, ük harfleri büyük olarak yazıl. dıktan başka, kendilerinden sonra gü« len eklerden bir (') işareti ile de ay« rdır. Ancak bu işaretle ayrılma, dilin âhenk kanunlarımı bozmaz, Bımun için bu işaretten sonra gelen ekler, $ 16 ve $ 16 gösterilen değişmelere uğrı, yacakları gibi, bu işaretten — önceki kelimenin son harfinde de $ 8 de göse terilen değişmeler olabilir. (Gene kılavuz bu noktada şu izaha ta bulunuyor: Öz asdlardan, hele yabancı öz adlâ« rünmektedir. Bunları ( ) veya “” içine ması, cpeyce kullanılmış ve kuraflaşe tırılması pek çok yerden istehmiş bir iştir. Gerçektensöz adlarım eklerinden Ayırt edilmesi gok#yerde gerekli gö rünmektedir. Bunları () veya *" içine almak, yeni yazı siştemimize uymü. Mmaktadır. Bunun için öz adlardan Son« ra bu işaretin konulması kurallaştı. rıilmıştır. Kamul adlardan sonra da bazı bene zeşmelere karşı gelmek üzere bazan () konulmast yolunda değerli arkü« daşimız Avni Başman'ın ileri sürdü. ğü önergeyi mübalâğalı bulduk, Çüne kü sözün geliğinden — anlaşılabilecek benzerlikler dilimizde pek — çoktur. Halbuki kelime ile eki biribirinden a. yırmak söz yapısındaki ana dil kuras irmız olan bitişkenliğe uymauaz, Öz adlardan sonra konulan (') işâs retinin bu adlarm yazılışında ve bun. ların sön harfleri ile eklerin ilk harf« lerindeki — değişmelerde genel imlâ kurallarımı bözmaması gerekli görül, dü. Çünkü yazımızın söyleyişe uymas j Ak LT S K u ü 5 Enderunu İıamayu nun zülüflü ağaları Yazan: Mister Ricant 350 SENE EVVEL İNGİLTERENİN İSTANBUL SEFARETİ MÜSTEŞARI “Osmanlı padişahı, nazırlarını seçerken onların ne menşelerine, ne de servetlerine bakar, istediği, aradığı meziyet, kendımne tam bir sadakat gösterilmesidir. Bunun İi« çin sarayında birçok çocuklar ye- tiştirir. Onları besleyip büyütür, okutur, fazilet ve kabiliyetlerine göre de muhtelif hizmetlerinde kullanır, İmparatorluğun en mühim mev. kilerini işgal edecek olan bu ço cuklara Türkler içoğlanı diyorlar. Bımlar umumiyetle hristiyan ço « cuklarıdır; ya harplerde — tutulk- muşlardır ,yahut da çok uzaklare dan getirilip satılmışlardır. Za « manla, ilk cocukluk intibaları sili. nir, analarma, babalarma karşı şahlarma hizmet etmek ve padi. şahlarını her hususta hoşnut et « mek gayesi kaim oluyor, Saraya alman bu çocukların yüz ve vücut yapıları bakımından feva kalâde güzel olmasma dikkat © « diliyor, Türkler, güzel bir insan yapısında kötü bir ruhun asla bü«s hlunamıyacağmı söylerler, Ben yalnız sarayda değil, ileri gelen zevatım konaklarında da he men daima vücutları güzel, yüzle«e ri lâtif/ mütevazı ve efendilerine fevkalâde hürmetkâr gengler ve çocuklardan mürekkep bir kala « balıkla karşılaştım, Bir paşa ya - hut bir ağa, yahut bir sipahi so « kağa çıktı mı, yanlarmda çalâk, yakışıklı gemçıerden bir. maiyyet halkı görülür. Bunların kalabalığı, efendilerinin mevkiüi ile mütena « siptir. Gördüğüm bütün hristiyan hü « kümdarların sarayları bu ihtişa ) ma, hattâ —yaklaşamaz bile., ço-cuklar biraz yetiştiler mi, efen- dileri tarafımdan padisaha tıithı edilirler. O da, arzusuna göre on- larr ya Beyoğlundaki saraya (Güe latasarayma), yahut Edirne &arâs yma, yahut da İstanbuldaki bü « yük saraya (Topkapı sarayma) gönderir. Bu saraylar, çocukların yetişti - rildiği üç kolejdir. Büyük saraya almanlar, en güzideleridir, en mü« him devlet ricali de onların ara « sından yetişir. Burada, çocuklar, kapuagaamm emrine verıl.ır Kas puağası bir ak hadımdır. Bu ak kadımlar cocuklara çok sert nru - amele ederler, En ufak bir hata«s larmı şiddetle cezalandırırlar, Zi« ra bütün hadımlar zalimdir, Bil « hassa ak hadımlar, bu güzel, can- K, yakışıklı çocuklan kıskanırlar... Alelâde cezaları, çotukların cp « lak ayaklarmın t&bmmıa sopa VurTe mak, onları uzun zaman aç birake mık. uzun zaman uyutmamaktır. IHamn da daha ağır cezalar verir- er, Çocuklar bu saraylarda muhte« lif dereceleri katederek her Yore göğüs gerebilecek bir me tanet, harikulâde bir basiret ve tecrübe sahibi olurlar, Sarayda ço cukların bulimduklarr yerde, sa - ray kollejinin smıflarma “oda” diyorlar, Bu odalara verilirlerken, çocuklarm bilhassa yaşları nazarr dikkate almır, Padisşah saraymdaki — çocuklara günde 4«5 akçe bir para veriyor, Gündeliklerini yılda dört taksit ce larak alryorlar, Sarayda biri büyük oda, diğeri küçük oda denilen iki oda vardır, Büyük odada dört yüz, küçük oda- da da iki yüz ile iki yüz elli çocuk bulunuyom Bu iki odanm, gördüke leri dersler bakımmdan hiçbir farkr yoktur. Birinde — gösterilen, diğerinde de gösterilir. Bu odalarda iç oğlanlarma itina ile talim edilen noktalar şunlar « dır: Mutlak bir sessizlik, hürmet tevazu ve itaattir, Çocuklar bü - yüklerinin ve âmirlerinin karşı « sında daima elpendçe dururlar, Ho caları, bu çocukları büyük bir itie na ile okuturlar,. Din âdâbı ile Türk dili, mükemmel bir şekilde öğretilir. Bu derslerde biraz iler- besledikleri sevginin yerine padi- | Padişahlar devlet ricalini kimlerin arasından se- çerlerdi - Zülüflü ağalar ve ak hadımlar - Saray çocuklarına verilen cezalar - Zülüflü ağcların ci- rit talimleri - Zülüflü ağaların saray hizmetleri leyince arapta ve farisice öğrenire ler, Bü saray çacuklnrı çok — güzel Baş yemekleri et ve pilâvdır, Çocuklarım bütün — hareketleri, ak hadımlar tarafımdan — dikkatle takip olunur, Bilhassa bu çocukla«. riın arasında samimiyetler tecg « süs etmemesine bakarlar, En ta « bit Şihtiyaclarmı gidecekleri za ve hamama — girdikleri zaman bile bir hadım — peşleri sıra gider, Kapuağası izin vermmeden bu gocuklara kimse M kö « nuşamaz, Yattıkları dalar, büyük ve uzün koğuşlardır. Buralarda sabaha kadar ışık yanar, Çocukla- Beş altı yatak arasında da bir ha dım yatar. Bu hadrmın yatağı Öye l& yapılmıştır ki cocuklarm hem bütün hareketlerini görür, hem de konuştuklarını işitir. Aralarında u« tandırmer geyler konuşmamalarına ve biribirlerine kargı kötü ve ayıp gşakalar, oyunlar — yapmamalarıma dikkat ederler, Saray çocukları büyüyüp serpi lince, güçlü kuvvetli birer deli « kanlı olunca, cirit, ok ve yay ta « limleri görürler, Her gün birkaç saat bu talimlerle meşgul olurlar. İhmalkârlık edenleri, hadiım ağa »- lar, şiddetle cezalandırır. Bu ©o - cuklara ve gençlere gösterilen bir şey de biniciliktir. Hep&i çok usta bir binici olarak — yetiştirirler, Dört nala at sürerlerken sağa, so0- la, öne ve geriye ok atarlar, Bu görülecek bir geydir, harikulâde güzeldir,, Hele atlı cirit oyunlarl. Padişah zel delikanlılarla sarayın zenci harem ağaları arasında müsabaka lar şiddetli olur. Adetâ, beyaz ve kara ırklar arasında çetin bir cenk manzarast ahr. Saraydaki ço cuklara ayrıca bazı sanatlar da öğretilir. Meselâ: — terzilik, sırma işlemecilik, saraçlık gibi. Bundan başka sariık sarmak, sarık katla - yıp dürmek, esvap katlayıp topla« mak da mühim bir ihtisas işidir. Hattâ padişaha hamamda hizmet etmek için bu çocuklara ayrıca dellâklık da öğretilir. Bir kusmı köpek bakmakta, bir kısmı İsuşbaz likta meharet sahibi olurlar, Bir kismi da müsiki İle iştigal eder, Bu işlerde fevkalâde bir ihtisas ekdle edenler, padişahm bitfill hiz- metinde bulunurlar, O zaman gün delikleri 9 akçeye kadar artar. Yukarda bir aralık, işaret ttti« ğim gihi, bu saray çocukları ara- sında bazan biribirlerine karşi â. şikane temayüller görülür, öyle ki, ölüm cezasmın bile bu gibi te- mayülleri önliyemediği olur; bu gibi uygunsuz gençlerin saraydan hakaretle koğulmak mecoburiyeti hâsıl olur. Saraydan koğular ©0 « cuklarm ve gençlerin hakaret kas tiyle esvapları yırtılır. Kabahati daha fazla olanlar adalara sürü « kir, Daha ağır olanlar idam olu « nur, Sarayın en büyük memuürlüs rı, simaları arasında da bu çocük-e lar hakkında kötü arzular besali - yenler bulunur; gözdelerini, odala rımm pencerelerinde, camie gider. lerken, hamamda yıkanırlarken, bir vesile bluup bir iş havala & « derler, kıymetli hediyeler sunar « lar, okştyarak iltifat ederler, Bir kısım rical de, hizmetlerindeki gocukları evlâtlık edinirler ve on- larr bütün servet ve emlâkinin varisi olarak bırakırlar.., Nakleden: R. E. KOÇU St prensipi, öz adm tek bir türlü yü« zılması düşüncesinden çok daha üstün ve önemli bir esastır. Eklerin sesli de. gişmeleri gösterilen yerlerde — sessiz değişmelerinin gösterilmemesine başe kâca uygun bir sebeb de yoktur. Yabancı öz adlarının yazılışı hak, kındaki kural ayrıca gösterilmiştir) Dünkü Milli Küme maçları Ankara, (Hususi) — Dün Ân« karada milli küme maçlarma de«- vam edilmiş, günün birinci karşle laşmasında Harbiye İdman « Eski- gehir Demirspor takrmları — Ü- berabere kalmışlardır,. İkinci mü - sabakada da Genelerbirliği Mi kesporu 10 mağlüb etmistir, 55