MAYIS — ını güpe ethi Kardeş ! $k, Isturap ve hisromanı -10- i, Hem onların iç Ke namuslu adam- bir alçaklığı nasıl aki), Betirebilirlerdi? Lâkin Ya bakkar, çakkal, onları tw N o menfur o süpleye kler, babasına gülüp istihfaf o etmiyecekler ip O sarışın, kendisi İş düğü, yüzleriniz, hal HK, m, ahlâklarının o biri- a Henkimeyişi simdi gö. mu? Yoksa liği mi7“ Sarıyere crktiği 7a- İni vermişö: Ona | anneşinin namusunu İNME ©den bu korkunc tehlikeyi | istivecekti. Tarık ns | di? En basit hareket, | | | | | | | “ # ki mirası kâbu! etme- baktı. Bu tekeri» miras intikal edecek, işi duy 3 İntikal edecek, işi duy. e Neşe dostada vasiyet- çok ağır şartları ih | Tarrkı mirasa ö | Meran borçlarını ta | MP bir nevi ve fi yolunda * ir yalan v uye |, mümkün olacaktı. |, “Oğru yürürken kardeşini 4, Börmek imkânlarını 2 Arne ve babasma me- u* sokak andan girer nim sesleri de şeliyor” onları miras meselesi bir eğlenti yapmak ğe çağırmış olacaktı. i doğru çıktı. Babasi Kira da aldırmıstı. Şiz. neşeli, Jâubali tavrı olan Cemal kaptan #ttip sarhoş bile olmuştu. 1< şimdi sarhoş denilebi- lâ daha ilk bira barda” MY nişti ve yanakları A perbeleşmiş, oğlu ta. yordu. ü miras haberini aldır dik şaşkınlık geçmiş, ip» bırakmıştı. Elli Artık cebinde görmek” €di gülüşünde, daha R dir sesle konuşuşunda, , ina bakışında, tavır, a * Paran insanlara ver b hissediliyordu. Na hğisini sinirlendiren |, © gürültü, kahkaha ve “Açmak için deniz kena* anelerden — birinde niş olduğuna piş. Yaraladığından emindi. ertesi gün herkesi göz- muayene edecek ve yakaladım. Dün gece te giden adam sensin!” N Yakasına yapışacaktı. vi inin düşman tara v 3 edildiği böyle bir 1 işini bırakıp Rüste” rlirine göz diken adam & olsun, Rüstem onu ai. İç ©. Rüstem kindar, i - k,, Jiğitti. Her işi merdte ip; Bterdi, Eğer bu adamı himaye edecek olursa Onunla da kavgaya tutu - b» ONDAN YARALANAN BİR KAHBE ti ,Bön Rüstem, Doğan De. i aksam, ben yokken © man olmuştu. Şimdi kurdeşine endişesini anlatı ve Onu iği, hattâ buyram bu servetten Vazg nasil davranmak İâzimge, İeceğini düşünüyordu. Bu Tarık için hakikaten zor olacaktı, fa“ kut lâzımdi, annelerinin * şerefi mevzüubahiz ciduğu için tereğ” düt edemezdi. ka” O akşam için paraca fedakâr, | Uktan o çekinilmemiz, tezidi için, Tarıkın mirasın Hlalbu vw ancak sir defa tağabilmieti. İlk same a şişesi patlatıldığı zaman bu patlayısı ağzıy” gam lit eli — Banu bir sih ederim diys güldü. ân daba fesia sinirlen. 2 Du 5 İçmek üzere olan - Raif dolu bardağını masaya koyarak or | du: - Neden? Çoktardmr sıhhatinden dötmelerinden, * devamlı ve se. bepaiz tahatsızlıklardan şikâyet etmekteydi. Doktor cevap verdi: — Çünkü tabanca kurşunu sa na isabet etyiyerek Oo yanından geçebilir. Halbuki rukı“Söllii baş Ömutlaien meidene-imeseletiri — — Sonra” — Sonra mideni yakacak, vümleiasabiyeni (bozacak, devranmı oağırlaştıracak ve se nin naturanda olen herkesi tel. dit eden inmeyi hazırlayacaktır! Eski tuhafiyesinin artmakta olan sarhoşluğu rüzgür altında duman gibi dağılmış görünüyor kan du. Alay edip etmediğini anla” mak için sabit ve endişeli bir bakış'a oğlunu süzdü. e - Çomal kaptan atıldı: — Ah bu doktorlar! Sizler hep höylesinizdir: “Yemeyin, .. içmeyin, sev meyin! Yokse sıhhatinizi harap edersiniz!” Peki ama doktor iş te ben bütün bu yasakları dinle- medim. Fakat görüyorsunuz'ki sapasağlamım ! Faruk sert ve aksi cevap verdi: — zil evvelâ siz babam, dan bünyece daha kuvvetlisiniz. (Devamı ver) vime biri gelmiş. Martayı baştan çıkarmağa çalışırken, kendimi tu tamadım.. Karanlıkta kılıcımı çek im., savurdum. “Ah; vuruldum!” diyen bir ses işillim.. Fakat, yara. hı kaçtı. Onun kim olduğunu anla. mak istiyorum, Dedi. Doğan Beyin cant sıkıldı: — Senin odana giden ve Marta ie gizli gizli konuşan bu alçağı ben de tanımak isterim. Diyârek kılıcmı ' beline taktı. Rüstemle beraber kaleyi dolaşma- ğa başladılar: — Merak etme, Rüstemciğim! Bu soysuz herifi her halde bula - calis. Rüstemle birlikte : kalenin. ber ” | gök bekliy tabanca sesine * “Uzaklar ciz sesleri gelmek. tedir.., — Necip, bö: İde meden bir köşeve çekilmiş oturuyorsun? — Çok yorgumum Vedia.. — Gel dansedelim. — Mazur gör. — Evet anlıyorum, benimle tmiye tenezxii buyurulma, » da ondan! — Bunu du nereden çıkardın yavrum. Çok yorgunum, halim. » — Nereye gidiyosun Me — Azkolsun, neredes iyordum, bir igin mi çıktı? — Yok..Vaktinde geldim.. Şu. raya sü dem, Bakalım #eni ek misin diy ni denemek istedim ahi mi söylüğorsun... — Tabii! — Darılma oma bu har İpek akıllılığa alâmet dı yanda da. böyle mtünaseb İ yapacaksan şimdiden söyle de hiç girmiyelim. i © — Necip pe katı viirekli.adam sın sen! — Müsusdenizle, ben gidiyo, Yum, . 5» Güle güle, Kibirli bey “ay, rılmışlardır., » yoksa düm. * | Vapurda; “—- Muallâ, şu karşıkl adamın gözleri ne güzel değil mi? | “— Ne yapıyorsun Neclâ, ya- vaş söyle, duydu geliba.. — Duyarsa duysun, fena bir sey mi söyledim yal — Belki evlidir. — Evli ise-Alleh sahibine ba. foslasın, ben gözlerinm gözeli. geden bahsediyorum... Allahaşkına sus, dikkat et, — Aman son de bakarsu bak, sm. — “Necip hiddetle. yerinden kalkarken; Saygısızlık ne fena sy: — Aldın mi cevabmı. — Ama sert adam!. “mahcup. fakat asabidir,, — Ne yapıyorsun Nezihe, diz. lerini, dizlerimin üzerinden indir herkes bize bakıyor, görmüyor İ | musun? — ER fakat ka İtme Necip! Şu karşımızdaki sırıtan heriflere güzel bir ders vermek istiyorum, daha yaklaş bana!. — Bu fikrin iyi, tesekkiir ede. rim! Fakat., Bari üstümüzü kurt larla ört, böyle görünmiyelim yahut en iyisi suya girelim. Bük İmayonun düğmesi de çözülmüş. her tarafın meydanda! — Daha iyi ya, Patlasın onlür? — Ah deli, inater kizi, — Ne dersen de, bugün çügir. lığım üzerimde Necip, kırma be, öyle abii a kte kil, Silmis . Sevmeyen Adam- Yazın; CEVAT AALANINMEN ni, seni ne kadar sevdi müyor musun, hain ada, — Yine saçmalara başladın. Hani artık böyle sözleri bıraka. caktın.. Sonra yine darılır, gide. rim. Hem bon tşl t dm. Haydi gidelim, yolda dabu iyi konuşuruz. Zs bava da epey karardı. “dönerler,, ..# — Mefharet onu bana takdim €der misin! — Çok mu istiyorsun Nedret? — Yok, canım,. Ekseriya tra 1 vayda beraber gidiyoruz da... Hem meslek arkadasımız, değil mi?.. en Ha. sahi. Hay: Bunu unutmuş. gel tum !.. yaklasalım “takdim merasimi, konuemalar sonra ayrılırlar,, — Bu Necip bey, re ciddia. dam. Mefharet? . — O hep öyledir... — Acaba birisini mi seviyor? — Bilmem.. Yalnız sönül işle. rine o kadar ehemmiyet vermi, yor. Kitap, müzik ve tablatten beşkasile alâkadar değilr.iş!., — Herhalde pek muamma bir adama benziyor? — Herhalde “yürürler, * g.. — Hanmefendi, sizi çok va, hatsız ediyorum, değil mi? Lüt, fen kölumuzu asacık çeker mİ. siniz?, ENİ hiddetle, Peki be. yefendi!., .#w — Necip, Necip. — “O başımı çevirinde,, Ah ser misin Nebahat, ne arıyorsun bu. rada ?. yurmaz misin. — Geliyorum “pastacıya verler,, O, Sabihe hanrmefendi ds buradalar mış. Ne iyi tesadilf “otururlar, .. — Necip, bak elime, ben tüşan. Yandım. — Sahi mi Nebahat, buna ne çok sevindim, düğünün ne 24, man? — Yakında. — E. artık beni çağırırsın de. ğil mi? — Şüphesiz. — Nıganlını çok seviyor mu, — Ne dedin, vine saçmalıyor. sun galiba, Sevmemiş olsan ev. lenir misin yavrum.. — Beyefendi bana öştk olmuş da onun hatırı için evleniyoruz!. — Nebahat sen büyüdün, ge. linlik | kız oldun, hâlâ şu çocuk, luğu bırakmadın gitti. — Sözlerime © ingnnuyorsan bak. Gönderdiği mektuplar iç KALE İÇİNDE BİR AŞX MACERASI Yazan: İskender F. SERTELLİ Rüstem, Osmanı çok iyi tanırdı. — Ben böyle rüerd bir adam - dan katiyen şüphe edömem. © Diyordu. Değan Bey, Osmanın meydanda olmayışından şüpheye düştü.. Muhafızlara: — Tez Osmanı bulup bara ge. köşesini aradılar. Terkes (işinin. tirin! başında. çalışıyordu. Meydanda olmıyan bir tek adam vardı: Do (pa Bein rjeâ Osman. buğan Bey:*” — Osman meydarida yok, dedi, acaba, versye Giz. Dedi, Muhafızlar kele içine da. İuldılar ve aradan çok geçmeden, Ovmanı bodrum katında bir köşe- ye sinmiş halde kwlup kaldırdılar. Osmanın yarası ardı: Diye bağırdı. Muhafızlar dinle- mediler.. Osmanı kucaklayıp Do” Zan Beyin yanına götürdüler, Rüstem, Doğanm yanında otu ruyordu. Osman, içeriye girince şasmrdr tar. Osmanm elbisesi kan İskele - rile kirlenniişti. Yarasını “birine sardırmıştı: fakat çok ıztırap çeki yordu. Doğan, Osmanı görünce: — Dün akşam nerdeydin? Diye sordu: Osman ayakta de- — Bırakın beni, şurada öleyim, . ramuyordu; bir et ve kemik yığı- hberi şip okum , eler sür rı yı. )i,, Hayır Nesip “acı acı güler, Bak onlar hâlâ ezterimde, İster, sen sana oku yım, dinler misin — “Sabiha, Netibin gına uzanarak,. Onu kurtarıncaya ka. dar neler çektiğimizi bire sorun, o bedavaya kaldı Necip bev.. 'Necip sararan rengi ile hatin saçlar ellerile ok. gn aktadır, o derin derin Necibe t beni ihmal eden, » sen değil .misin takat ne kadar yanı, nü sonradan avla. dım.. Ömrüm heba oldu Necip, beni affet, barışalım. — Artık msanlanmışsın yav. rum, bu mevzubahs olur mu hiç? — Sen peki de, o kadar. — “Necip dalımdır., Peki, dü. şüneyim de sana yazarım.. — Nesip, beni ümitlere düşür. me.. Neyi dilşüneceksin, düşüne. cek me ver ki “Necibin ellerini tutmuş, çıplak dizleri üzerinde sıkmaktadır,, — Ne müşkül viziyette oldu. ğumu bilemezsin Nebahat. Fa. kat bugün için sava kati söz verecek hülde değilim. Nereden gördün beni bugün...? — Yoksa başka birisini mi...? — Sus Nebahat, böyle şeyler. den bahseme., Cevabımı bekle, mutlaka yazacağım, anladın mi yavrum... » olurüyorduk, bu.“ emlahsun. Peki Nesip “aye ritflar. Nebahat dargındır. De. rin derin içini çeker,, — Lâkin bu ne ketr yürekli adam Nebahat? — Acaba kimi seviyor Sabiha, — Zünnetmem, çünkü herkese böyle davranıyormuş. Bütün ar. kadaşlar ona “Sevmiyen adam, diyorlar! — İşte böni teselli eden tek nokta da bu.. Bi Be Odacının uzattığı bir mektabu slah Necip kâğrita şunları oku. du: Bu çiçekler, belki bir gün bizi hatırlatıp gelmenize sebep olur, derin sevgiler “*Selma,, (Necip mektubu buruşturup almış ve çiçeklere el bile sürmemiştir.) “me Necip vazifesinden gıkmış, bü. tün hızile evine dönüyordu. Na, kil vasıtalarile yol uzunluğu ou sıkıyor ve bir an evvel eve vara. bilmek arzusile çırpınıyordu. Ni, , hâyet evine yaklaştı.. Şimdi be. nı halinde yene çöktü; — Dün akşam benim nerede olduğumu Rüstem iyi bilir. — Seni kim vurdu? ? — Onu da Rüsteme sorun... Rüstem: — İşle arkasından yaralanan bir kahbe, Diyerek yerinden lırlatr Doğan Bey Rüstemi tuttu: — Bırak, Rüs bulmeaş. Ağzından kan Neredeyse geberecek. Rüstem bağırdı: — Kimseye zararı dokunmayan bir Kağımı baştan çıkarmak Ve 2" vartmak istiyordu, Kapımda bir gölge gördüm.. Neler söylediğini de duyuyordum. Böyle bir vakaya siz şahit olsaydınız, ne yapardı nız, amca? e eme Deki Dedi. Rüstem cevap verd: ge "iyor, iyii, « ben seni öyle, seviyorum ki Mü, i i N yâz boyalı bir evin önünden geçi. « yordu.. Pencerede onu bekiiy güzelliği en hissiz kalbleri bile altüst edevek kadar sevimli, bir yüz, tatlı bir çift gözle karşılaştı, Her ikisinin ğe kulbi ütreyen bir çarpıyordu. dışarı gık derin $ yürüdü, evine > gin şti.. Yemekten sonra arıştırırken adyoyu 1, Ken mektubu Fakat da dinler giki disine o gün gelen bir uzattılar. Actı ve okudu. sapsarı kezilmiş her tarafı titriyordu.. Mektupta: “Bügün M.. hanım Ş... beyle ken. di evlerinde beraberdiler.. Sonra sokağa çıktılar ve çabuk döndü. ler,, Necip ıztirap ve mtüd boğulacaklı.. Siğarasma-saldırdı Şimdi de durmadan ciğerleriri dumanla dolduruyor, Üfleyor, dumanlar havaya dağılıyor, ba. zan da halkalar hasıl ediyordu.. Düşündü, düşündü. ortalık ağa. rmcaya kadar düşündü. O, buna inanmak istemiyor, bunun bir yalan, bir iftira olduğuna bük. meğiyordu. Fakat kulbindeki de, rin yaranın sızısından dü kar damlıyordu: “.» İmkânr yoktur, onunde. miz viodanı bu lekeyi kaldırmaz diyor!,, fakat “acaba?,, gibi kor. kung şüphe ve düşüncelerde bey” nini kemiriyordu.. Nihayet mek, tubu parçalıyarak sobaya atlı. Azacık ferahladı. Sükünet bul, muştu. Yağıhanesinin başına geç ti. Yazmıya, kalbindeki derin sevgisini dökmiye başladı. Bun. da: “Sen ciddi, temiz, lekesiz bir 5 kusım, sadaketini daima muha, faza ettin. Senin öyle büyük kal, bin, öyle temiz sevgin var ki ve xi Zeyyen.rKemeski sapa nlanla Ya... 2 ratılmış olsaydin, ihsanlar mu, hakkak sana bir mabut gibi ta, pınırlardı., diyordu.. Sevgili yav. rusuna en ufak bir şüphe bile hissettirmedi.. Böylece haftalar geşti.. Bir gün tekrar bir mek. tup aldı. Bu sefer; “M... hanım ile buluştular. .... yere kadar gittiler ve çabuk döndüler, hür. zsetler...., deniyordu. Necip çıldıracşktı.. Kan bey. nine hücum etmiş ve gözleri ka. rarmıştı.. Neden sonra kendine gelebildi.. Yazmıya başladı, çok asabi idi. Bitirdikten sonra ©. kuğu, bir kere daha okudu.. Son... wi rai “Fukat o bunlara tahammül g edemez, yazık olur, iu bahar çi. ; geği sölmasın, günahtır!,. dedi.. Yırtarak attı. Yine sükünet bül, muştu, Fakat araştırmaları, tah. kikleri, gelen mektupları teyit edecek mahiyette idi... O zaman için, için ağladı. “seven kız, cid. di kız bu mu sanki!,, diye ıztırap gekiyordu.. Onum kendisine be. (Lütfen sayfayı çeviriniz) — Ben de irademi kaybetmiş - tim, Kalıcımı çektim.. savurdum. Artık neresine geldiğini bilmiyo - rum Ve kim olduğunu anlıyama- dığım için, bu gece merakımdan sabaha kadar surlarda dolaştım. Günesin doğmasını bekledim. Osman birdenbire fenalaştı. Na sıl olsa öleceğini anlayan kötü ruhlu adam, ölürken'bile etrafm” dakilere fenalık yapmayı düşün müştü. Doğan Beye döndü ve bo. Zuk bir sesle: — Aslanım, dedi, dikkat et: Se- ni içinden vurmağa hazırlanıyor - lr. Ben, Rüstemin evine kötü ınaksatla gitmemiştim. Düşmana casusluk yapan Martayı suç Üs” tünde yakalatmak istiyordum. ğer Rüstem biraz daha genetiş : olsaydı, Maftayı karşımızda casis —Ç—(( olarak görecektinie! ; (Dövme var)