“NAKLEDEN; Fethi Kardeş isk, Isiırap ve hisromanı ig vir salonu ve denize bakan Yar bir yemek odası olan ya bir daireydi, vi İnak bahsini kon uşunca ak kirasını pesin vermel cebindi <a güzel dairenin bir aylık vermeğe bi ğ va babasından ( İstemeğe Wi mânid tı sin içinde geleceğini söy pey bile vermeden orr- a, Saklaştı. daha beş bile olmamıştı. Taksim ırslardan bi det Za *İE, ıztırap halini almaktı * bitkinlikle ezgin kaldı Bilimi tar p babasının Sin öyle, fakat ssiziikten v: m şimdiki tirap duymaksızın, Akşam saatleri unda dolaşmıs Bezintisine çi atı dostuyla çene 9 âvare dolaşmıştı. Ni indi tahammül naza” geçir. kai i at birdenbir ,, Gatamülü kabil olmayan, ki bir yaşayıs tarzı öluver, Pir saatini beklemeden bir 4 dile atlayıp eve dönmeği İÜ. Pakt parasını idare et Mecburdu, Otomobille Sa- gitmek onun için bir Birden, otuz yaşımı goc &dam iç sıra anne, ra bozara birkaç lira mecbur 4 EY olduğunu #yağmı yere vurarak kalınanın ne düşündü. İ Param olsaydı! Sinin konduğu miras iç, Snine takıldı. Fakat o ğa kapılmak istemedi fikir üzerinde dur da çocuklar oyn mn bir tekme, Büy, Si ı büyük bir dilek; 4 “ bir tavırla, * Yapıyor! kumdan Yatta en makül hareki mahlüklardan birkaç Yaya getirmek ve onla, Yüşlerile alâkadar ok Miydi? Böylece evlen Ona birdenbire mi i. Yalnız olma kendisini ümitsiz his, VUYtigi wi ii İrdenbire sasaladı: ann kızı da ki ler söylüyorsun, Mar ea Ne a 3 bir tavırla basi- Mi Mirada uzandığı yer- VU, başını duvara da- in . ka söylüyorsun, Mar- a e bir rüyamı gördün * Ne rüya gördüm. Ne orsun, be- Be. se yapacan du. Marta birdenbire setmezdi. anlarmda bir adma * mekt? Istırap sen! diye hitap gok bir teselli faydası vardı. Kadınları düşünmeğe bi İ bayatındayke pek mahdut sladı, kadın Bımünla beraber pek iyi, pek müşfik, teselli veri ci kadmlar mevcut olmak Annesi babe ocağınm gi değil miydi? ik bir kadınla tanısı kadar İsterdi! » dön Şük » gitmek ra, birdenbire dü ve cevabı. nedi ran Tarıkı kendisine tercih & ? Faruk sevmekle mebarebr © den daha aşağı gö de kaçmmıyordu O halde nasıl vakit geçirecek, nereye gidecekti? Kendisinde şimdi mak ve teselli olunm. hissetmekteydi. Han; teselli edilecekti? Bunu kat'i o « kestiremiyordu. Fakat, bir kadın mevcudiyetinin, bir kadın okşayışmın, bir el tutuşunun, tatlı bir bakışının kalbe lüzumlu göründüğü 2 arından biri kucaklar, ihtiyacı geldi. Bu kizin çalıştığı a nede bir iki bardak bira içmek karariyle kalktı. Onunla ne konu i pbhesiz havadan Su dan! Ne ehemmiyeti vardı? Bir iki saniye elini tutacaktı, Bu kız ondan hos iyor gibiydi. O hal de onu sanki niçin daha sık gör, müyordu? Kizi hemen hemen bomboş © lan birahanenin bir köşesinde | sandalye üzerinde uyuklar buk du. Daha akşamecıların saati gel, mediği ancak üç müşteri vardı, Patron İl ra üzerinde horul horul uyuyor du. Kız onu görür görmez yanma geldi. Tatlı bir Rum şivesiyle konuştu — Hoş geldiniz. Nasılsmız? (Devamı var) — Seni zehirliyen biri var mı ? Ben gece surlarda sabaha nin aşkınla, seni düşün- rın kavuşacağımız mesut kadar koklamam, Bu- bilirsin! — Kale içinde böyle bir kız yok tur, Sana izin veriyorum: o Yarın çık, gez, istediğine sor. Eğer kales de böyle bir kız varsa. Marta güldü Jermeğe lüzum (yok. Onu da benim gibi bir deliğe kapatmı şımdır. — İyl ama, kim uydurdu bu ya lanları sana? — Nereden, kimden duydun? —Sokaktan geçenlerden. — Rerlen mi bahsediyorlardı? — Evet, — Yalan söylüyorsun, Marta! edebil- | a dert dökmekte az i kararıy ! Bu ka | i derdi için | HABER — Atişim posts N amusumla yaşamak istedim / Yazan: Nezihe Muhittin adliye koridorlarında Mübaşirin bii başını Ww Bir kü ndan âhuti bir tenor haşme j tile bağırdı — ismet Çetintaşşsş!... yanında duran him bir adamın kolunu dürterek salonunu gösterdi: ığırılan kendisi değil bütün çizgileri Okıreri e beraber aşağı doğru açıklı ve komik mseme yaladı. Sonra yurtık pırtık eski elbiselerile rüz gârdan bir korkuluk ir, Mübaşir asınn önü, Bir polis, bil mahket Sanki « ünü sallanan İsmet Çetintaş! — Bu ce bir gurur acsiyle söyledi — — Yaşın? vabı biden altmış altmış altıbu- yi de lütfen siz l yerinde bir nükle söylemiş gibi samilere doğru bakarak gülümsedi — Bu cevaptan biraz hiddetlenen, biraz da gülümser gidi olan hâkim hemen kaşlarını kaldırıp ağzmı sağ tarafa çar prtarak: Uzatma! - Efendim ruminden Efrenci' se çuk çıkarınız. — Pe dedi. Babanın adı? — Sabık atlamataşı mahalle İ sinin, meseidinde kayyumusani merhum. ve mağfur Hacı Tahir | efendi . han? — Arzettiğim gibi elyevm Sa- Atlamataşı mahallesinde k dendemle, fakirhanenin etmekte | — Ikametgi bodrumunda ikamet yim. — Kısa ocvap ver!... — Bendeniz zaten uzı hazzetmem. Fakat ne turuplu konuşurum nlar tuz nezare l Fa ığı ifa eylemiz dı şmez kalkmaz bir Allah. — Küf kâfir. Saban var mı? Düşlündü. Yutkundu dü: — Var deset desem yalan | Öksür- muhâlif.. Yok #p etmiş olaca — Demek var? — Efendim arzedeyim. — Hacet yok!,. Bakkal Yorgi mun dükkünmdan bir sişe Üzüm kızı aşırmışsın ne di. | yorsun buna? Mazanun avucuyla bıyıklarını aşağ doğru osıvarken bö gini ve sırtım mümkün olduğu kadar yukarıya kaldırdı: — Ne diyeyim?.. “İftira de sem gene olmaz. Bu benim kade, rimin zulmü!., Evet evet iyi bul- dun kaderimin zulmü., — Bu sözlerin bir itiraf mektir. — Haşa! Bön namuslu mak istedim reis bey!... — İstedin ama olmadı deği mi? — Olamadıysa kabahat benim « Herkes alnının yazısmı iş lar, Levhi mahfuzda. — Gene uzatmağa başla Şuna kısaca cevap ver: Evet mi hayır mı? — İmkânı yok bu kadar kısa cevap veremem!.. Müsaade bu- yurunuz da bir benzecik hayatı zanemden bahsedeyim: Da. miz.. — Mahkeme kimsenin tercü meihalini dinlemez. - Rica ederim istisna buyuru. nuz, bir nebzecik olsun bahsede- yim... Söyle ki: Merhüm pöder be- ni ber sabah önüne alır. Oğlum. adın gibi namuslu ol! Açlıktan ölsen harama el uzatma! Acı Hanı ekmeğine katık et velâkin el malında gözün olmasın zinhar! derdi... Bu sözler hâlâ kulağımda küpedir... Uzatmıyalım.. Yedinci sali hayatıma girmiş bir gönde i- ken beni mahalle mektebine ver- diler: Hakkın verdiği “keskin zekâ İle Ammeyi çatır çatır “ökmeye başladım. Merhume valideciğim. fesim3 bir Malaşşah yazdırıp dik- me papucu büyüğün mü. muskasiyle beraber bir de yasa, cik çöreotu koymağı şeytan bir tüç . Mektep ar mahalle çocuklar a vorgan iğnesi kon ita takarak ha divit ni, şekerlerini yesin ar. Kahahaeli aranınca, ortada, hiç suni t en halde ben kar. taakaya rı hocanın a yarlar, sarığına valardırırlar, birbirinin olduğu & için diş h hattâ bu sıkmtdan ans âltımı ıslatır, birde üstün merhum validem ri maşa ile dağlayıverirdi. Jâli heş olsun. Hâkimler pohlayarak o kımılde dılar.. Reis gene gür bir sesle il» tar etti: — Yetişir! Sadede gel! — Geliyorum Bay Rels.. Mü. saade buyurun da kelâmımın sey- He. KALE İÇİNDE BİR AŞK MACERASI Yazan: İskender F. SERTELLİ Gerçek, herkes benden bahsediyor ama, benim fedakrlığımdan, yarar lıklarımdan ve gece sabahlara ka dar uykusuz geçirdiğim < geceler- den. Marta işi azıştırmak istemedi. Osmanın adını vermemeğe yemin etmişti. Zaten bunu söylemek işie ne gelmezdi. Zira, Osman oru ka» çırımağı vaadetm Osmanın a» dını nasıl verebilirdi? Ristem düşündü. düşündü. Martanm bu kskançlığına bir mas na veremedi. Başını yavaşça yas tığa koydu: — Seni nasıl sevdiğimi o Allah görüyor. Başkasının o görmeşine lüzum yok, dedi, O kadar yorgun ve uyku- suzd: -. başmı dayar dayamaz uyudu. Mattanm sinirleri bozulmuştu. Rüstemin başma iğildi: — Çarçabuk uyudun, değil mi? Elbette uyuyacaksın! OHer gece öteki sevgilinle sabahlayıp, yor- gün bir halde benim yanıma geli. yor ve yatıyotsun.. o Horul horul Otel yapılmaya elverışlı kıralık bina Ankara ozddesinin er m.wteber yerinde fevkalâde nazaretii ba vadar ve aydınlık bir bina kiraifktir, Vakit gazetesi idarehmesine müracaat, rini tâkip edeyim.. Efendiceğizim.. Nihayet bir gün bıçak kemiğe di yarxlı. Bir defa da haklı a girmek istedim.. hocanın altına koca bir çu dikine sapladım.. Hoca elendinin gözlerinden ateş fırladı.. Arkadas. lar otrafımı aldılar. Beni başi olarak biir öösaret geldi. El birliğiyle sas | lak ve aptal bir çocuğu suçlu gös i terdik.. Oldu bitti. Gelgelelim pe- | der muttasıl kulağıma du.. Nemuslu ol, nanın ki, namusumla tiyordum bay reis. peder vefat elti rafından bi tuz Mezaretine çirağ buyurüular... Ayda mal gibi üç g Item vardı. Allah si: ni girmiş ter bi yıklı bir şabremreddim.. Nemu sulu işime devam ediyor, ö lerimin tahin ve takdirini kar nıyordum, Gelgel rahat bırakır mr? Mahallenin kız ları etrafımı aldı. Kafes arkası. hiş pis derken benim gönlüm de bir vosmaya skıverdi. Düğün der» nek derdoş derken masral kapı sı büyüyünce bendeniz de erbalı mesalihe & wi arkadan açma- ta başladım. Te beş avucum boş kapanmıyotdu. Gül gibi geğine vorduk., Ama Allah şahit merhum pederi; cevahir gibi sözleri kula. ğımda ber daim küpe gibi sallanı- yordu. Oruçlar tutuyor, nafile ne mazlar kılıyor, zühtü tekvaya ria- yet etmek suretiyle günahlarımı- zın şilaatini diley erek yaşayorduk. Çoluk çöcuğa ortaya"hürriyeti adalet, çıktı. belimin ortasına bir tekme yedim. Düştük... Keder ve kahır dan refika cariyeniz hastalandı Nereye baş vurdumsa yüzüme sapıları kapadılar.. Birçokları — Efendim teşebbüsü şahsi! te nümde bir havi: Nihayet bazı iğvakâ birtakım tesebbüsü şah: tik? G yarısından sonra uzak ma hallelerde iş zrama miz Sara görmeğe baş Allah sahittir.. Sahiple, evierder öle beri asiremenö ye pa&rxen hak ve adalete aykırı hic bir şeye el sürmedim, En... Şöyle nafskav Soğrultacak kadar.. Ka naat bu.ya! Bir de merhum pede ımda küpe olan cevahir Sözleri beni daima haktar avr madı!, Benim ruzu mahşerde sor masm! fakat talih yok. İste ilk sabıkalarım bu esnada vaki oldu Benderiz içerde çile doldururken tefekküte daldım. uyarak lere giris» uvv Bia Rğs* ? sar Uyudu. Gözlerini açtığı zaman Marta varmaz yoktu. Rüstem: — Marta neredesin? diye ses» lendi. Marta yemek pişiriyordu. Rüs tem yerinden fırladı, sevgilisinin yanına koştu: — Buğün sana izin veriyorum. Marta! kale içinde arabacının kı Zını arayacaksın, değil mi? Marta sükünet bulmuştu. — Hayır, dedi, ben şaka yapmış tım. Akşam seni biraz telâşlı gör- müş, şüpheye düşmüştüm. Bu ka- dar kıskanmak hakkim değil mi? Marta, Rüstemin asabi bir 3- dam olduğunu biliyordu. Meseleyi uzatrsanın kendi aleyhine netice veredeğinden emindi. Yemek pişi» rirken şen türküler söyldi.. Rüs tmi avuttu. Rilstem o aksam © “evgilisinden gür ! aldızı | HABER gazetesi idaresinden BUYUK Teslim müddetini uzatıyoruz Birak okuyucularımız, bal va. rakaları o bazırlıyamndıklarından bahsrderek teslim hddetinin w- satdmasını istediler, Onlarm be arsalarını yerine getirebilmek için müddeti, mayın 15 inci günüme kudar temdit ediyorur. > 15 mayıs 1941 teslim gününün sonudur kör şeytan | Bürimet Senet Mtrtrens Doktor Nuri Beller Sinir ve finb Hastatıkları Ankara Usddesi Numars: 5) Yunyene saatleri kadar 16 dan 6 ye sizleri ömür refika cariyeniz vefat etti, Çocuklardan ikisi de bir bir ardı «ıra iftihali darıbeka eyledi” ler.. Küçük kerimeyle dari dünya da yapayalnız kaldık.. Refika has ta yatarken evi terhin eylemiş tim., Büyük vangın bizi büsbütür kül östünde bıraktı. Kerime cariyeniz büyümüştü. Bir gün eve dönlince kendisini bur lamadım. Aradık, taradık.. Niha. yet mezburenin karşı tarafta bir haneye kapılandığını duydum. Utancımdan yerlerin dibine gir- âlm.. Bu efkârla o zikkıma aliş tım. Kafavı çekmeyince bana dünyâ #indan kesilmeğe başladı. Halbuki bendeniz avuç açmağa 8- lışık değilim. Namusumla yaşa- mağa ahdetmiş bir harabatiyim Bay Reis!,. Neyiiyeyim talib yok! Kaderim mahküzs... Levhi mahfuz. Hâkimler pohladı. Reisin sabır tası vir bomba gibi infil — Kes!,, Vakayı anlat!, Mazatunun hırpani vücudünde bir hattı münkesir dolaştı: Bar parmağı ile damağımı kaldırdık tan sonra: Baş üstüne Bay hâkim. A. man sözü nerede bırakmıştım? Ha Levhi mahfuz. — diye ke adı — ben daha faz la bekliyemedim. salondan dışarı çıktım züi İnşallah yakında ordunuzun geldiği haberini getirirsin, Röw tem! bu kalenin içinde ruhum Ka» rardı artık. — Günün birinde aydınlığa çi- kacağız, Marta! her gecenin bir sa bahı vardır. Yıldırım Beyazıt ber halde bizi kurtarmağa gelecek.. © zaman büyük şenlikler yapacağız. Morta herzünkü gibi o Rüstemi uğurladı: — Allah kuvvet, tahamanül ver- sin, uslanım! Sen müsterih ol... ü- zülme. Ben, ölünceye kadar senin yanından ayrılmıyacağım. KARANLIKTA BİR KILIÇ PARILDADI.. Osman, Martaya âşık olmuştu. Ona kavuşmak için, onu (kaç mak lâzımde. Arka kapıdaki nöbet çi ile uzlaşmıştı. Bir gece Marta ile buradan çıkıp gidecekti. (Devam war)