ş i en. öteki solunda, her ÜPHE İŞk, İsftırap ve hisromanı 2 pm — Affedersiniz Şükran hanım. a söylediğimi bilmem! akynd. A Fakat epey balık tutmuşsu. » İlç erkek ; leriyle oynaştıkları sepete Bözle ma Salladı. Sonra: ora; Sok değil, üç veya dört tn- * zana döndü: | Ya #en Tarık? a. Üesinden beş yaş küçük, © vi İz — Nakleden: FETHİ KARDEŞ yatın en büyük astarabını, vak - tiyle ailesinin, kendisini bahriye mektebine verip bir bahriyeli ye. tistirmemiş olmaması teşkili edi » yordu, Bu sebeple Adanadaki bü. yök Luhsfiyo mağazası hayatımın son yıllarında kendisini ve ailesini orta halli geçindirebilecek kadar mütevnat bir servet temin eder'et mez işlerini tasfiye etmiş ve İs « tanbula gelip Sarıyerde bir yalı satmalmış, ailece yerleşmişti, Bir do bilyük aandal yaptırmıştı, gim- Gi işi gile safakla berabar deni. ze çıkıp balık tutmaktan ibaretti, Ailelerinin İstanbulda yerleş - mesi Farukla Tarık için de iyl ol. muştu, Babalarını (o Boğasiçinden uzaklaştırmağa muvaffak olama - dıkları ve sabah aksam mekteplo- rine gidip gelmeleri de pek zor olduğu için gene eskisi gibi pan- siyonlarda kalmağa devam etmek. le beraber haftada bir olsun Sar. yere gittiklerinden anne ve baba- Iarmı ark sık görebiliyorlar, tatil. lerini ise Serverde 'geçiriyorlar » dı, Tarıktan beş yaş büyük olan Faruk Hsöden çıkınca kendisinde biribiri peşine omuhlelif me» loklor için büyük bir istidat his - settiğinden hemen hemen yarım düzüne kadar meslek değiştirmiş. en sonunda doktorlukta karar kı- Söyrek saattenberi, gözleri i ülkili, hareketsiz durarak 28 an o'tasını hafifçe çekip A Ralf birdenbire sinirli bir ve n kıç tarafında, iw belik deniz gerintisine davet e Va m Sfikranm yannda u» i, Ralfin kersı Leylâ iste- Plemiye gözlerini açtı: > Ne var boy? No oldun? Adam hiddetle cevap ver- il — olacak? Oltaya hiç balık « Santlerdenberi bir tek la Zaten ber bi - Bi Ya, balik avma yalnıt er börabar çıkmalı, kadm - mn ge Mhadet parmağına dolanımş SİX titan oğulları, Farukla Kilmeye başladılar. Tarik taz am karşı nazik de. Yaptığı gafın farkma va « © utandı ve özür diledi: | te böyleyimdir. Deniz ve ba oldu mu kendimden Up tıb fakültesine girmiş, bunda sebat göstermiş ve şaşilacek bir calışkanlıkla tb tahsilini tamam. Jayıp nihayet doktor Zeki, hayalperest, şıpsevdi, fakat ayri zamanda inatçıydı. Kardesi esmer olduğu kadar sarışm, aoeleci olduğu kadar sa - kin, kinci olduğu' kadar mülâyim tabiatli olan Tarıksa hususi lise. de hir'smıf atlamış, sonra hukuk fakültesine girip ikmal etmiş, a - Eabeysi doktor diploması aldığı 8; ruân o Ön staj müddetini tamam- ! lamıstı, Şimdi her ikisi de aileleri ars. smda dinleniyor ve İstanbulda ven ! ayenehane ve açmağı kuruyordu, Fakat müptem bir kıskançlık, bazan kardesler arasında hemen hemen görünmet bir şekilde bü. yüyüp mes'ut bir evlenme veya in ki kardeşten birine tesadüf eden ne uyanmış, mah- Mahmur denize ve karşı sahi. Kocasma bitap ot » tarafından yan balıkların, can çekişme bakarak Obaşmı hayr Sen kaç tano tuttun doktor? “lan büyük oğlu Faruk ce « yazıhane 68 surışm. olan Tarık gü- olmustu, | | yürüdüğünü Ispanyol masalı Vaktiyle Madritte gayet” kıs, kanç bir adamı vardı. Bu adam, kendisinin evde bulunmadığı zamanlar, karısının ne yaptığı. mi anlamak için can atıyordü. Birkaç defa hizmetçi kadmı sor guya çekmek - istemiş. Fakat, kadın ya aptallığından ya kas" ten daima uydurma cevaplar vermeşti, Adam, yün tücarıydı; ve sık sik seyahat ederdi. Kadm, &o, evden uzak bulunduğu vakit, o. yalanmak için sabahtan akşama kadar ev işiyle uğraştığı halde * yine can sıkıntısından adelâ” bunaldığını ilrei sürerdi. Bu id“ diasmı kuvvetlendirmek” için de adamın boynuna sarılarak — Ah kocacığım! Sen saya” hata çıktığın yakit, şarki günel - gin bir daha doğmamak * üzere dünyamızdan ayrıldığını sani. yorum - dedi. Bir gün, yün tüccari Barse, londa, parmağınm üzerinde mi. kemmel bir beyaz papağan de- laştıran bir adama rastladı. Adam, ikide birde, avazı çik- tığı kadar bağırıyordu: — Papağanlar kralı dan yok mu ?.. On dörusa, satıyorum. Papağanım elinden 'çikarsa mahvolmuş bir insandanfarkm! kalmıyacak. Konuşuyor; ötüyor; ağlayor, her şeyi görüyor) ve herşeyi söylüyor. Papağanlar kralını isteyon yök #7; ” Madritli, adamın yanma yak laşarak sordu: — Bu kuş hakikaten gördük. krinin hepsini anlatır mr? — Tecrübesi bedava. Papa ğanl. Dün akşamdanberi gör, düzlerini anlat bakalım... ben ka razıyım. Satın alaca gh, On döroyu adamm sayarak papağanı aldı. Yolda, mütemadiyen hayvan, lâ konuşuyor; ve böyle eşsiz bir hayvana Sahip oluşundan dola. vi kendisini adetâ mesut addedi- yordu. Tüçcar, tenha bir sokağa girer girmez: “Haydi başla!” iledimi papağan, bildiklerini söy iüyor; ve bir çok seyyar satıcı. farm. taklitlerini yapıyordu. Mağrite yaklaşınca, adam, hay- vana şunları söyledi: Papağan!,. Beni. dinle, Şimdi seni evime götüreceğim. Gözlerini ve kulaklarımı iyi aç; her akşam olan biteni bana anla. tacaksın. Papağan, efendisinden hiç bir seyi gizlemiyeceğine söz verdi. 'Tücarın karısi, hayvanı büyük bir sevinçle karşıladı. Adam, hayvanı Karıma verdi; kadın da tesekklir etti. Bir üralık'adam. daha seyâhat yorgunluğunu gi, dermeden #cele birdisi olduğu" nu; ve'biraz geç döneceğini söy“ Hiyerek çıkıp giti, 'Tücarın. kartsı cpeyce tenbel. di. Boğazını severdi. Biraz da cilveliydi. sevdirmekte asla güçlük çekme. Mmişti. Kadının sözlerine taks“ tak olsak: Koskoca Maüğritte kendisi kadar işküzar, muktesit; Ye iyi kalbli bir kadını 'madığına inanmamız in il Adamcağız, papağanın 'ağzm. dan, karısınm meziyetlerini or, taya koyan-eümleler çıkmasını cok istiyordir. Akşam -eve.dönünde.. hayva: avucuna — Dün gece, eve geç geldir. Çok patırdı yaptm; ve Beni w* yandırdın. Şamdanı yaktığın zaman İki tarafa yalpa, vurarak gördüm: - Hatti sarhoş olduğun geceler ağzmdan hiç de eksilmeyen küfürleri tek. rarladın. — Bayım!.. Bu sözleri pek de —Bavrm!: Sen kapfyı e yek kaplamaz, katin: - “Güle, güle, dedi;.. inşaallah burnunu. kırarsm.,, Sonra, “Lo iza'-Deiza!....-diyerek «hizmet. çiyi çağırdı. ve “bana büyük bir fincanda çikolata yap; bir tabak ta bol bisküvi'getir!.... emrini verid. o hemen Faruk kadar: i İn tane! N in “v ©n büyük merakıydı, Has (Devamı var) işime yarayacak aranılan aptal ten döndü Bu akşam seninle Karnmı iyice doyurduktan - (Lütfen sayfayı çeviriniz) 2 Sa Hemdeş Adet edinmişti, hep ğa giktikça babalar - im yalanı söylüyorlar bareket ihuyar adamı pek pi e edu, Ho rakarmezı W kavuşturarak: Babahm ik saati geçti mi Mtmaktan ümidi kosmeli, de iş en bu kstayı yapmam, İYice yükselince kâfirler > Uykusu yapıyorlar! , memmunane, setm aldi. den hoşnut bir yes “dasiyle bakıyordu. Ds. dolamıştı. genç kadının yanına «0. » umundan (yapılmış Veren güzel ellerini, (sert SUN içine aldı ve sıktı: NS tahminimden dâha zenç, bir kadınmışıın, Luk- tan Murat seni bir gül iy, Bİbi, incitmeden, yıpratma” ti koktamış, Hiç o solmamışsın! vücut... bu ne tetir İ Seni görüp de deli olma» pnesini kaybetmemek in gece taşkınlık göster beni mazur gör, Lukroçya! nin için çıldmıyordum... s8 sevmiştim ki... nerede gördündü? N Beni ae saraya | gelmiştim... mn geçerken, s1 yanıma sokuldu: gi Şt yeni açılmış bir gül Zaktan olsun bak da için, fk YAçılsa. gözlerin mrrlamem!,, ala Tazı ölsün o araptan. 0 Sen hes mai dikkate almaymız. Hakikaten dün akşam, arkadaşlaria birtik. te biraz kafaları çektik. Haydi Devam et bakalım. — Elbise ile yattm; ve derhal uyudun. Bu sabah uyanınca, İ benden tarafu bakarak: “Baka ri bu sevzilerinden üstündü. ım, dedin. Bugünbir aptali Tarik doğduğu zaman'beş ye. | Tastlayıp şu ihtiyar papağanı gmân olan Foruk, ana ve babası | yüklüce bir rakama satabilöcek nm kucdklarında birdenbire görü- ! miyim? nlip onların kendisine olan #evgi- — Bayım; affediniz, aptal ke. sinden bir kismi çalan bu gürül. | İlmesini kat'iyen ağzıma almıs tücü mahllika, rahatr kaçmış bir | değilim. Daha doğrusu, zengin kedi husumeti ile bakmıştı, Kar - | ve yabancı bir müşteriyi kas. deşine karşı kıskançlığı 4â o za - | detim. mandan başlıyordu. — Pekâlâ!.. dedi. Bu papağan bir saadet dolayısiyle birdenbire patlak veren sinsi kıskançlıklar - dan biri, onları, açığa ovürulmi- yan, zararsız bir husumet havası içinde yasanmıştı. Bununla bera - ber biribirlerini sevmodikleri söy isaemezdi, Ancak kıskançlık hisle. deki havuzun başında oturuyor dun.. Saçlarını omuzlarına dök- müştün! Gözlerim, güneşe bakmış «ibi birden kamaştı.. dizlerim titre meğe, kalbim çarpmağa (başladı. Seni ilk görüşümde (sevmiştim. Valde sultanın yanına. çıktığım za» man, ilk İsim, seni kendisinden istemek oldu. — Beni sana vaadetti miydi? — Evet. Padişah görmeden, 88 ni bana vermek istedi. Zaten sen onun cariyelerinden değil miydin? Ben na güvenerek seni ondan istemiştim. Valde sultan o zaman benim her dediğimi (o yapardı. Bu ricemı da kabul etti, Seni bara çr rağ eyledi. Ve hemen ( nikâhımız kıyıldı. Hattâ şu gördüğün eşya» ları da hep o göndermişti. Fakat, sonrâ ne oldu, bilmem. Sultan Murat seni bahçede görmüş. be» yalancı şahitle fetva (çıkarttılar. ben de o gündenberi mücadele «e diyor ve seni elde etmeğe çalış” yordum. — Demek ki, beni o gündenberi seviyorsun, öyle mi? — Eyet, Hasbahçedeki havuzun başında saçlarımı döktüğün o gün denberi... Lukreçya, . Recebin kadehini doldurdu: — Haydi, içiniz öyleyte... Ben sizi ilk defa görüyoruf. Çok se” m vimli, mert ve fedakâr bir örkeke Seni benden boş düşürdüler. İşte . Birküvilerin hepsini yedi. Ba, na kırıntılarından medi. olsun — Karnın açmıydı ki... — Hayır; âç değildim. Fakat © böyle bir harekette bulunsay- dı şüphe yok ki çok sevinecek. tim. Bak sen beni hiç unutuy musun? — Peki, devam et bakalım... — Sonra, bahçeye bakan oda” açarak 201 aci “Anrikita! Anrikita!” Arasi gök geçmeden buraya genç bir kadın geldi; ve karın “İnanır mism şe Tun “penceresini bağım: ona dedi-ki: ver # Papağan gidemiyeceğim. Barselondan ye ni geldi. O kadar yorgun ki, beni gezmeğe bile götürmek niyetin de değil. Sonra, hediye olarsk da bana şu mendebur papağanı getirmiş.” Tabii mendebur hayvan ben, dim, İkisi birden bana yakından baktılar. Dilimi çok siyah; göz“ lerimi de yuvarlak ildular. Anrikita: — Ne çirkin hayvan!..“dedi Karm da: — Ne kadar çirkin olursa ol sım herhalde kocam olacak ih. tiyar maymundan dâha güzeldir, dedi 'Tabii maymun âa sensin, — Mutalaa istemem. devam et. — Öyle ise.. Biraz oturduktan sonra sokağa çıktılar. Fakat, çabuk döndüler. Gayet nefis yi- yecek şeyler getirmişlerdi. Ye, mekten sonra kahvelerini içer. ken, ihtiyar bir kadın çıka geldi; ve dedi ki: — Size gayet nadide bir yüzük getirdim. Yüz rübiyeye bırakı” rım. Sakm bu fırsatı kaçırmayı. ruz, Karın: — Şimdi yüzük alacak vazt yette değilim , dedi. Çünkü, ko cam olacak adam izin vermiyor Param da yok. — Düşündülğüniz şeye bakm. Ben size krodi yaparım. Zaten bana elli doroda borcunuz var, Uzun süren bir pazarlıktan sonra karın yüzüğü satın aldı. — Kârımm yüzüğü aldığma emin misin?.. — Tabü; hattâ yüzüğü tuva. let masasının çekmecesine koy” du; ve korken de; “Kocam apta” ima bile gelmez. dedi. — Pekâlâ.. devam et, — İhtiyar kadından “ sonia Anrikita da gitti Karın gayet güzel bir elbise giydi. Sonra, üzerine bir koku sürdü. Bu yüz. den az kaldı tıkanıp ölecektim. Tuvaletini bitirince, kendi kem dine mırıldandı; “Akşam İzeri olduğuna göre Puzeöde birçok kavalye olsa ge rek. Acaba onların dikkatini çe. xsosk kadar şik mıyum?.” Böyle mırıldandıktan sonra saçlarının arasına zarif bir çi çek sıkıştırdı. Loizaya da döne, rek: "— Eğer bay gelirse. dedi. kendisine kiliseye gitiğimi söy. tersin? — Peki.. Sonra ne oldu?. —Ne olacak?.. Hiç. Şarkı söyliye söyliye eve geldi; güzel elbisesini çıkardı. Sonra sen geldin. Yün tüccarı, hayvanı kafesi- kerim ?.. Aptal kocam seyahat. ne koydu. LUKRE EU) siniz! Allah bundan sonra sazde- timizi, ağzımızın tadını bozmasın! (elieiN EÇYA Birlikte içmeğe Başladılar. Ertesi gün. Recep reis evden çıkmadı. Mahalle kahvesinde bekliyen are kadaşları merak ettiler.. Eve geldi- ler... Recebin hatırmı sordular; — Hiç görlinmedir, Recep reisi nasılsm... hoş musun? Röğsp reis arkadaşlarına “bire şerbet ikram ettiz —Çek iyiyim... Akşam “şarap çekdi buğün öğlene kâdat uyi» muşum. Birkâç gün evden dışarı hf çıkmıyacağım. dedi, Böylece aradan birkaç gün geçti. Recep, saadeti su gibi içi- yor ve dünyada kendisinden daha. Mesut bir kimse tasavvur etmiyor. du. MESUT ADAM NASIL ÖLDÜ? Aradan on gün geçmişti. Bir akşam gene başbaşa icki K çerek eğleniyorlardı. Lukreçya: — Bu gere hava çok sıcak. çimds bir sıkıntı var. diyordu. Recep reis ie kadeh» leri dolduruyordu: — İçkinin girdiği yerde sıkmtı kalmaz. Neşön şimdi o neredeyse gelir! haydi içelim... ğ Ve kadehleri sık sık boşsitiyor- Terdı, * aş a Recep pest * — Dünyada bizden mesut insan var mıdır, Lukreoya ? diyordu - is Çeviren: CEVAT TEVFİK ENSON sonra karımın yanma giti. Kadın bir koltuğa gömülmüştü. Rengi soluktu. Onu görünce: — Demek rihayet gelebildin benim sevgili kocacığım, dedi. Bugün bilsen ne kadar çalıştım * O kadar yoruldum ii, ne yedim ne içtim ve ne de sokağa çıktım Tüccar, cevap verdi: — Öyle mi.. Bayan, dedi, Aptal kocanızm evde bulunma. yışından istifade ederek Anriki, ta ile mükemmel bir surette kar- amı doyurmadınız mr? Sonra, madem ki sokağa çıkmadınız. O güzel kavalyelere nerede, rastladımız?. Senin de onların daAllah canmızı alsın!. o Utan maz kadm. O gece, tücarm evinde hatırı sayılır kavgalar oldu. Karr koca bir hayli münakaşa etiler. Ka. dın kocasını teskin etmek için elinden göleni yaptı. Fakat her şeye rağmen kocasının şüphele. rini izaleye muvaffak olamadı Ertesi günü, genç kadın hiz“ metçisine sordu: — Evde olup biteni dün koca” ma neden anlattım”. Sana bu hakkı kim verdi ?.. Bir daha seni sorguya çekecek olursa sakm ce. vap vereyim deme!.. Böyle bir haraketten seni menederim. . — Hiç bir şey söylemedim. Size yemin de edebilirim; diye hizmetçi kadın cevapverdi. —Sus yalancı! Bu sana bir ders olur da. Belki bir daha dilini tutmağı öğrenirsin. Kolza, bayanından bir çift to, kat yedi, ve akşama kadar ağ“ ladr Hidiseyi takip eden iki gün içinde yün tücarınm karısı mü- temadiyen ev işlerile uğraştı; ve sokağa çıkmadı. Üçüncü gür. pazara tesadüf ediyordu. TWecar sabahleyin isine gitti. Karısını geldi. Pasta yeyip geveze'ik et. tiler. Akşam, tüccar papağanı sorgu. ya çekti, Ve evde olan bitenden haberdar olduğunu göstermek için karısının nasıl vakit geçirdi” ğini bol bol anlattı. Karısı, şöyle cevap verdi: — Evet, haklısmız; Anrik'ta geldi. Hediye olarak ta birkaç tane pasta getirdi. Kadın en küçük bir hareketin. den bile kocasının haber aldığı. nı düşündükçe adetâ kuduruyor du. Ertesi günü, tekrar hizmetçi- yi çağırıyordu: — Söyle bakalım!.. Bu evde senden başka, kocama ne İle va. kit geçirdiğimi anlatacak kimse var mı?. — Rayanl... Sakın şu Barse. londan başımıza belâ gelen pa” pağan gevezelik etmesin! Bay her akşam onunla konuşuyor... — Eğer bunları yapan papa ğan ise. OAğzm kapatmasını Sen beni seviyorsun.. ben de se ni seviyorum. Saadetimizi bundan #önra hiçbir kuvvet sarsamaz. Biz, biribirimiz için yaratılmıştık... Bi- ribimizi bulduk... ve biribirimizle birleştik. Lukreçya bir kadeh içerse, iki kadeh üstüste Recabe veriyordu. Gece yarısı olmadan Recep sar- hoş olmuştu. Ö gece Recebin ihtiyar annesi alt kattaki odasında yalnız yatı yordu. Evde üçünden başka kimse yoktu. İçtiler.. içtiler... Durmadan içtiler... Çatlaymcaya kadar içtiler. ve sızdılar Lukroçva bir aralık başmı kal- dırdı.. Recebe baktı. — İyice sızmış... şimdiye kadar bu geceki gibi çok içmemişti. dedi, Dizlerinin üstünde duramı» yordu. (Devamı var)