12 NİSAN — yar simi HA EY AY potas Darüşşefakanın altmış sekizinci dönüm yılı ilk teşebbüs - Hlekten ne zaman açıldı ? - Riyaziye üstadı Salih Zeki - iki şair KARAR MUNASEBETİLE Hükümetimizin hassasiyetle ele Böruk dilN bakımdan kat. aldığı, halline çalıştığı milli büyük okmmasnı terine çalışmaktır, E- davalsrm yanımda küylüyü korü-“üükesi'd hükümet bunu çoklan o- mak, rolaha ulastırmak de almiş bulunmaktadır. om ön plânda çolmektelir, Hagüs © Son bir iki sia içine. hüküme pe kadar köylerimizde yaşıma 6c- timizla yapağı İşini ele alıp, satr viyosini yükselmek için çok işler mi derocöde önem verilmiştir, Fa- İzdilerie mücadele edilmiş, bunla- rın viodansizen hareketleri önlem miştir, Bütün bunlar, köylerdeki, güneş kadar sşikâr kalkma hareketle. rino rağmen, köylülerimlin tam ölçüde bir konlera, bir rofaha ka- vuştuğu iddin edilemez, Fakat e sırlarca süren ihmallerin, erğile- rim, dervbeylik ruhunun kuranı 0 lan köylüyü, bütün ssaraplarından sihirli bir elle bir anda kurlarınk İankâınsızdır, Heason, bos, on yıl gibi kwa bir zamana inhisar eden köylüyü yükseltmek çalışmaların - da önhn fazlasını İstemek cidden tehaf olur, Kısa yıllarda ancak bu kader İşler başarılabilirdi. S İ Şihndi her şeyden evvel, yapıl ması lâzmgelen şey, köylülerimizin Ev Ansikiopedisi Nasıra karşı en müessir ilâç Nasır insanı en fazla iz'aç eden ârtzalardan biridir. Ayağı. nızda bir nasır yüzünden gezin tilerinizin nasıl bir cehennem â. i de aksi tak, dirde tedaviden a metieyii ç ede va TURKİYE SERBEST GÜREŞCÇİLİK SEÇİMİ BUĞGUN MELEK SiNEMASINDA Büyük Bir Aşkın Kahramanı, Kudsi Bir Vazifenin Kurbanı Hatırası »sia unutulmıyncak bir şaheser MUKADDES VAZİFE Bas Rollerde : Lew Ayres - Lynn Harvey - Lionel Barrymore Şa fiat koymus, köylünün itsadi menfaatini korumak esasına daya. man bir tedbirden başka bir şey doğr, , Topruklarımız. zengindir, köylü. derlik ettiktea sonra. yenilmiyecek bir kuvvet, önüne geçilmiyecek bir engel yoktur, bükümetimizi yeni kararından do- lar tebrik etmek, hepimize düşen ölümünün yıldönümü Bugün, şairilzam Abâdiknk Hâmi, din ölümünün yıldönümüdür. Maarif vekâleti yalrin her beş senede bir ih. tfalinin yapılmaanıa kârar verdiğin. den, Üniversite ve mektepierde resmi imerâkim yapılmıyncaktır, Yalnız Usküdar halkevi, o Bümidin gasrlerini tahlli eden Ve hayatını an. iatan bir konferans ie eserlerinden bazı pargalarınm oynanacağı bir pror rap hazırlumaştar. GE ilm lake, Şehrimizde bulunan tcaret © vekili Mümtaz Ökmen dün buradaki tetirik lerine devam etmiş, öğleden © Eve imantaka Ucaret müdürlüğünde uman. fataru tacirlerinin skroditif © işlerile meşgul olmuştur. Veril öğleye doğru ticaret odasına glderek burada halk tipi ayakkabılar üzerindeki fanliyeti gözden geçirmişe tir. Askerlik işleri Bükürküy An. Ş. den: m aşağıda gösterilmiştir. İknmetgik i Hayrettin Bey - Namık Kemalin bilmiyenlere ilk ceza : Hanishane ! - Yazan: Münir Bugün Darllşşnfakann kürulu.'| maderzad” dediği mütekâmil zerk- gunun 68 inci yıldönümüdür. Bu- | if çok samimi ve tabii bir gair olan gün, mektepte bir tören yapılacak | İsmail Safa ile kardeşi Ahmet Ve- devir yer kutlanacaktır. (İsmal | fayı sayabilirir. Safa) nız dediği gihi: “Bu binanm | “Ahmet Rasim, mektep 'arkidaş. Sayel şakatımda yetişen” ler, tahsil | tarrolan İsmail Safa fe Ahmet Vo. * fa hakkmds diyor ki: “Eulağımı çalınmış âdi, Mektep- te benden başka üç şair daha var. mış. Bumu talıkik eder etmez içim. de bir himel istirkab uyandı. Ban. lardan biri (Safa) diğeri biraderi (Vefa), üçüncüsü de yansbaşımda bulunduğu halde favkina varsma. dığım (Şevki Şehremini) idi, © (Safa) merhum o zaman bile #molâseti beyan sahibi idi, Likin kardeşi (Vefa). daha hilesi, daha Şir görümüyordu, Bu zavsli; gairin hali, tevri göyet sonhzunant, sözle- Ti hafif, sima #dihetinden müşte. KU nazarları endişeliydi. Bununla beraber, bir smıf aşağıda bulun. dırkalrı belde, her ikisi de, biz iki. den siyade muvalfakıyot gösteri - yörimrdı” İsmail Habihin dediği gibi: “İK. mail Safanm hitir manzumesinde Özenti ve Üzüntü hiasedilmez, Ta- büdir, Çok solis bir aâzumdır, Li- sanı bir dere gibi saf ve berraktır, Hepsi de “sanki düşünmeden söy. lenmiş gibidir.” İlk eseri (Huzma Safa) adlı bir giir kitabıdır, Bunda babası Behcet Efendinin eserleri de vardır. (Nis- yan), (Hissiyat), Makdurei Sevda) (İntakı Hakkım Tahmisi) dö basi- muş şiir mocmuslarının adlarıdır. Eserlerinin edeb! kiymet ve hü. viyetleri olmakla beraber, İsmail Safânm en gürel eserleri oğulları. dir: İbemli Safa, Peyami Sefa,” Ahmet Völanın şirlerini, küçük kardeşi üstat All Kimi toplamış, (Er'am Vefa) adile basta'mıştar, Üstadım Ahmet Rasimin bah- settiği (Sevki - Şehremini) - buğün bizes meçhul bir sairdir. Ahmet Rasim bunun hakkmda farla bir şmalümat vermiyor, Matbu öseri yar mr?.. Belli değil... Yalnız, (Ter. cümanr Hakikat) in edebi kısımin- rada Şevki imzalı şiirlere rastladı. ğin: hatiriryorum, Asaba bu Şevki Ahmet Rasimin bahsettiği esir ml. dir?,. Darüşgafaka çok disiplinli bir mektepti. Hocaları, memleketin ta- inmiş, talim ve terbiye sahasında ün almış slmalardandı, Mektebin bosaplarını tütün (Hayrettin) Bey adında biri, istibiadm en arkı gün- lerinde, talebeye Namık. Kemal, Şinasi, Hoca Tahsin, Ziya Paşa hakkımda malümat veriyor, tanı . yordu, maksatları söyleyip gerh. odiyopdu, Hattâ, Ali Suavi vakağile Beşinci Muradın hal'i sebebini; 1 - kinci. Abdülhamidin : gazıplığmı, sarayım, bülgümetin zalmtinğ, vah. getini amlatpırstr. Eski gazetelerdvn (Bedir), (Muhbir), ve (Devir) müs. balarını talebelere getirmiş, okut. müs, Namik Kemalin vatan gürile benzerlerini yazdiftntştı; r Talebeler, Yine Hayrettin Beyin mektepte bir de matba. kurmuşlardı. Aralarında ti - yalro oynıyanlar da vardı, (Daha fazla malümaât için, bu salırları ya. zarkn istifade ettiğimiz Ahmet Ra. Simin (Şair, muharrir, edip) edk kitabma bakınız.) Ö devirlerde Darüşşafnkadaki talim ve terbiye bir örnek olarak - | gösteriliyor. “Darüşşafaka terbi. yesi” başka möektepleree de imti - da, eski mektep arkadaşlarının ba- yalleriri, dilim dilim gölgeler ba - İmde aramıya çalışacaklar, bahçe. de, koşup oynadıkları yerlere, göl. gs loşluklarma tarif eğilmez bir in- cizapla Bakncaklar, ve bu tormaşa ömürlerinde uyutamıyacakları bir şa'saa olacaktır. Ve nihayet, me» zarirkların yeşil taçlı servileri aj- tında mukaddes nurlar haline gel- miş hocelarm, şimdibir yığın batıradan ibaret kalan arkadaşla. rmmn ruhlarma fatihalar ve hür - metler göndereceklerdir, Dartişşafaka, bu mübarek yetim. ler yurdu, İstanbulun en esi vö uzun ömürlü mekteplerinden biri. dir, Açıldığı gündenberi, tedris fa- #liyeti hiçbir gin faslaya uğrama. mişlir, Bu irfan müeseoşesinin tesisine 1869 da teşebbüs eğilmiş ve he mon harekete geçilmiştir. Mktebin küşadmdan maksat, babasız ve kimsesiz çocukları himaye edip o- kutmak, memlekete faydalı bir unsur olmalarma hizmet etmekti, Hükümet, böyle bir mektep aç- mak istemekle börabör, bütün te. sis masraflarını hazineden verme. di, Riralden, memurlardan, mom » leketin zenginlerinden yardım is. tedi, ianeler topladı, Lütfi tarihi, 1265 hieret yilna (milâdi 1869) sit vakaları siralar. miriiem müba. yaa olunan konağın mektep heye- tine tahvilile ashabı hamiyet caniblerinden ax müddet zarfında hâsl olan ianetı külliyeden başka Hidivi Misir İse wall Paşa tarafından dahi fel bin lira ane edildiği gazetelerde gö - rillmüştür.” Hazırlıklara rağmen, Darüsgafa. ka o yıl açılmamış, ancak 1873 de derslere başlanmıştır. Açılmaya dair Lütfi tarihi şun- Jarr yazıyor? “Derisaadette Sultan Selim ca- mii şerifi civarmda erumil ve #y. tamı müslimenin islim ve terbiye. si zunnnda leyli ve nehari olarak Darüşşafaka namile müceddeden bir muntazam mektep trüşad olum- du, Bunun bina ve ibvasma olunan ianatı küliyeden başka o masarifi daimesine karşuluk olmak Üzere | eski ve yeni maliye daireleri ve i babr seraskeri tahtında ve pişirie “ hind inşa olunan dülklnlardan | sehriye hâsıl olacak bedelâtı nak | diyei kariyenin mektebi -mozküra tahsisine irade buyurulmuştur.” yetiştirdiği de- kardeş : ismail Safa, Ahmet Vafa - Hocalar - Hürriyet sever bir muhasebeci : Vatan kasidesi - üç korku - dersini Kuru ekmek - Falaka! | - Keçe külah olmak ! - Yeni fikir - Darüşşefaka terbiyesi. Süleyman Çapanoğlu sale guyun addedilerek gittikçe ta- | raftar kazanıyordu. Eski Datümefakayı, orndaki ta. lim ve terbiye; disiplin veshire hak kmda benim yazacaklarım çok ya » van olücaktır, Onun için, bu bahis. deri her firsatta yetiştiği mektep. ten bahseden Ahmet Rasimden maklsdiyorut : “Dağ dağ üstüne olur, ev ev ds. tiine olmaz, derler, Halbuki burası altir üstlü yanyana, iiçe haneler « den ibaretti, Alt katta (taamhane) ler, bunların üstünde (teneffsha. n6) ler, bunların Üstünde (mizan. kere), (ders) haneler, dnha en üst katta (yatakhane) ler, (elbise bih. ne) ler, vardı, Bunlardan maada birkaç saatla tevkifler için misafi-. hansler, uzun sürerler için höcre böcre (hapisbane) ler de varmış. “Burada (korku) iki üç türlü idi: Hoss korkusu, muhassir kor. kusu, müdür korkusu, Hocanın ika ettiği korku, dayak. tokat, sopa i- le değildi, kalemle idi, Dersini bil. miyenin ad: bu kalem ile bir kâğıt üzerine yaztiıyor, bu adın karşısi- na (numara) yahut (sıfır) konu- yordu, * “Her mabalı, hamusderi evvel kal. kılı, sbdeet ulmır, yâzılarile, mih. rabile, halilarile müzeyyea bir ha. Je konulmuş (cami) d4 nümaz kı. İmir, taamhaneye inilir, kahvaltı edilir, oradan doğruca müzakere. haneye çikilir. va yukarı sneftan tayin edilmiş bir çavuşün nezareti yahut bir müzakerecinin vösayeti altında derslere çalısılr, bir müd. det sonra derahâneye gidilir, ders almir, elhasıl yemek; müzakere; ders, namaz, teneffüs, uyku, mev kut ve muntazam fssılalar vukun gelirdi, : “Okumak böyle olduğu gibi, (ah- Mik) da mebelsmlerin O tekyidatı | mütemadiyesl, nasayihi mütövsli « yesi, tekdir ve tazirleri ile telkin &dilirdi. Usulü tedris, amel! ve na. sari idi. Zatı mesele (aslu otur mak) bilamel ne ie onun icrasın- dan ibaretti, , “Dersini bilmiyenler bir defadan | üç defaya kadar kuru ekmek ye - meğe mahküm olurdu, Yeni taam hanede herkes yemek yer, cezalı da ayrı bir sofrada kuru ekmek yerdi, Bu mahkümiyet, - bosanır müdüriyete isim tasrihi suretile vukubulan iş'arı üzerine (övamir) denilen deftere kaydedilir. bu def. ter ikindi namazından sonra di- vanhanede, Sınıf #imf dirilen şa. kirdanm muvacehesinde okunur - du, Derse çalışmamânın en büyük cezası Çizinsizlik) ti, (Darüşyafa. ka) da (izin) kadar kıymetli hiçbir mükâfat yoktu, Cünkü ayda bir de. faya mahusustu, “Bir gün akşam yemeğine çit. medön evvel bizi mektebin divan. hane denilen geniş, usun #ofssma karşılki: dizdiler, Hizmeteflerden biri bir kucak dolasu değnek geti. rip terekti, dürdu. Değneklerin bepsi de irili ufaklıydı, Ve fmdrk ağacından kesilmişti. “Mubassır. müdürün odashdan çıktığını haber verdi, Dimdik bir vaziyet aldık. Müdür göründü. TA ilk sınıfın önüne gelir gelmez, baş- cavuş yüksek sesle: — Bak! Dedi, Öğrendiğimiz vYeçbile bi - rör temerna ettik. Diğer mubassır elinde Kocaman bir defter - geldi, Bak! diye kumanda veren başça « vuşu çağırdı, Defteri açıp ona Ver. di. O da alıp Müdürün örri üzeri. Be okudu: “1. Sınıf sakirdanmdan Asitine M... Elendi dün öğle üstü abdest alirken başçavug., eföndiye kargı gelmiş olmakla hakknda icap eden mücüzatın icrası babında) “Başçavuş bir Mihza durduktan sonru yine okudu: (On döğnek darb.) “Mubassır zavallı Asltaneli,, g- fendiyi sirasından çıkardı, Söklüm büklüm yürüyordu, Ortaya gelince getiren azılı hizmetçi belinden kay. Tadı, gevindi, diğer mubasar, o değ neklerin içinden o birini sldi, sapı ile kıcınn on değnek vurdu”, Ja. inka, sayfa: 130, 181, 132, 133, 138, 139,7 Mekteplen kaçma cezasının höm dayak. hem tard olduğunu söyliyen Ahmet Rasim bu malümatı verir » ken ilâve ediyor: “Dayakcuğızını yedi. Yedikten sonra hizwetçi e - linden tutarak mubassırın odasma götürdü, Müdür, biz, sonradan ge. len birkaç hocwayakta bekliyor - duk, Acaba ne olacaktı? Arası çök geçmedi, Bir do ; bakalım ki (Ah- met) eski, püskü. buruşuk ruba. lar içinde geldi. Tard edilenlerden mektebin rubas: ulmıyor, geldiği Tuba İle çıkarıyordu, o Mektepçe bunun ismine (keçe külük) olmak denirdi,” “Mektapte (tecavüzü O merei) yoktu, Şikâyet ve talep, her ne o Tarsa olsun, savıf onbaşısına, onbaşı çayuşa, çavuş mubassıra, mubassir da müdüre söyliyebilirdi... “Kidemliye, büyüğe (tevseciih! Birinci sınıf efendisi mutlaka kendi fevkinde olan sınıf efendilerini her tesadüfte selâmlamıya, mubtasıra müdüre, hocalara karşı resmi te » mennayı ifaya mecburdu, İfa et. miyen dörhal jurnal edilir, ismi evamdir defterinde okunurdu.” “Rubular havar o Kullanmak, yırtmak. lekelemeir, söküklerini ya. tarken terziye vörip diktirmemek daimi mücazattı, Müzakerehanede, dershanede, yattıktan sonra yalak kovuşlarnda, yerindön kalkmek, konlişmak, gezinmek, başka bir 6- fendin'n dolabını karıştırmak, kâ - Zıdımı, kalemini almak, üzerinde, dolabında çakı, kalemtraş bulun - durmak #on derece memnuatlan idi.” “Bahçede oynarken görüyorduk, “Üspishane” denilen mahal, ait kattaki maltalı dögeli, büyük, ge - niş bölüklerden birinin kögesine kurulmuş, küğük ahsap. mustatil bir bina idi. Bu binanın içinde kar. şılıklı üçer gözden altı göz, bir go cuğun bacaklarını dikmek gartile oturabileceği derecede dar. tepe - sinden dairevi ufak kuturda delik altı höcre vardı, Hapse mahküm olan buraya' hapishane uöbetçiri - nin vedantile getirilir, bu höcre - lerden birine tıklar, kapısı kapa - nırdı, Bu mözetei saat başmda ge. lir, mahbusu abdeste götürür, öğ- le akşam taamlarında yarım *so - mun) verir, su içirirdi. “Buraya girmeğe mahküm ola . bilmek için (kavga, dövüş) etmek, (karşı gelmek), (izin o günlerini tecavlir etmek), . (firar teşebbi. sünde bulunmak) gibi ceraim sahi bi olmak kâfi geliyordu,” “Burada yeni bir hayat teeseüş et miş bulunuyordu, Bn yeni hayat, yeni bir fikir telkin ediyordu. Me. (Devamı 6 mesda)