d ii ağ 17 İZİFORFA yazan» zan-“KADIRCAN KAFLI | TARİHİ DENİZ Çi Bir gitara sesi duyuldu; beyaz balkondan dışarı taşan genç kız sesini, Rozitan:n sesini de duydu. lar: “Kalbime söylüyorum, bu yol senin yolun de- Zil, diyorum, dinlemiyor!., Koç Ahmet genç kızm adını dü- yar duymaz basını vekilharca çe. virdi; onun her o halini dikkatle gözden geçirdi; derin derin göğüs geçirdi ve durgunluk çöktü. Gam. | m cevap verdi: — Dâha ne istiyelim, padişah gibi yaşıyoruz! Sonra gülerek ilâve etti: — Bakalım bu rüya nasıl bite- cek? Ayni zamanda dirseğini arka . daşmın dirseğine vurdu ve yüzü, ne baktı, Koç Ahmet bir uyku » dan uyanır gibi silisindi; Gamsız sorgusunu tekrarladı, Koş Ah . met acı acı gülerek omuzlarını &il keledi: — Bitsin de nasi biterse hit sin! ALi bu sözü hayretle karşıladı, onun miçin kızdığını anlıyamadı, o kadar sıkmtılı görüyordu ki sor - mağnı bile çekindi. Ameçi giti; yemekten sonra onlara: — Terzi dönünceye kadar vak, | tiniz çoktur; canmız sıkılmasın. Sinyorita Rozita dediler ki, aziz misafirlerimiz bahçeye çıkabilirler, orada diledikleri gibi gezebilirler! Dedi, Gamsız Ali arkadaşınm omuru- na hafifçe vurdr: — Haydi çıkalım, içerde ger - gekten sıkıldık; bahçesiz cennet olmaz ya... — Güvurun evine cennet denir mi? — Kızma, bizim bildiğimiz cen- net değil, dünya cenneti. Koç Ahmedin neşesizliğine mâ- mâ bulamıyordu, yalnız onun şim, diki halini akşâmki haline; ak 5 samki halini de genç kızı rıhtımda İlk defa gördüğü zaman takmdığı hale benzetiyordu, Bu suretle de delikanimm srkmtısı ile İspanyol güzeli arasmda bir bağlantı bulu, yordu. Koç Ahmet dışarı çıkmağı he- vesli değildi, fakat hem arkada - sını kırmadı, hem de bu sikıntinn bahçede azalacağını umdu, Bera , ber çıkarken Gamsız Ali delikanlı. ya yavaşça sordu: — Arkamıza üsker mı dersin? — Axşamki nöbetçileri hatırla, yordu. Koç Ahmet kızdı: — Öyleyse çikmam... Mademki bize gürenemiyorlar, niçin bura - ya getirdiler! — Şaka söylüyorum; haydi yü- rü, Sanşo önden yürtiyordu. Ne ko- ridorda, ne salonda ne de kapıda &sker vardı. Uşnk da soldaki çakıl yolu gösterdi: — Buradan gidilir, dosdoğru... İşte görünüyor! Dedi ve döndü. Yeşil tarhlar arasında, çakı. larda ayaklarınm çıkardığı sesleri âinliyerek yürüdüler; tarafta | kırmız”, böyaz, pembe iâleler, renk | katacaklar renk güller, menekşeler, papatya- | Jar, isimlerini bilmedikleri birçok çiçekler vardı. Bam yerlerde & - Zaşların dalları yolun üstünde bir. leşiyordu, Dallara, çardak ve ka - meriyelere kuşlar konup kalkıyor; ötilyordu. Soldaki büyük çmarm dalma bir salıncak kurulmuştu, Bir meydana çıkmca ortada büyük bir havuz, havuzun ortasında tepo #inden su fışkıran bir balk, dört tarafında omuzlarındak! testiler - den su dökülen dört deniz kızı gör düler; suda kırmızı, esmer, beyaz balıklar oynaşıyorlardı; güneş ha, fi£ yeşil sularda ve fiskiyelerde her an değişen renklerle gülümsü- yordu. Gazmsrz Ali adetâ söylendi: — Bursada yaşamak fena değil!, Sonra Koç Ahmede sordu: © — Ne dersin? — Benim cennetim denizdedir. Ne olurdu, şimdi pupa yelken sik hamle giden bir kadirgada olsây | dam; beş kasarada bağrımı serin rüzgüra açarak enginlere bükar. | dım; vuracak gemi kollasaydım, O zaman hiçbir tasam kalmazdı. — O de olur! Şakrak bir kahkaha duyuldu; sonra bir başkası katıldı. Dönüp sesleri aradılar; sarayın bayaz bal konunda Rozitayı gördüler; omuz . larının Üstünden iki genç kız da. | ha onlara bakıyorlardı; gözleri forsalarla karş'laşınca geri çekil - diler, Gamsız Ali: — İşte bunlar da dünya cenne- | « | tinin herileri!., Dedi, Bir dakika geçmemişti ki bir gitara sesi duyuldu; beyaz bal kondan dışarı taşan genç kiz 88. sini, Rozltanın sesini de duydular: “Kalbime söylüyorum, bu yol sen'n yolun değil, diyorum, dinle, miyor?..,, “Kalbim diyor ki, sevgi sa gibi- İ dir, ilk bulduğu yoldan akar;is tediği yoldan akar,,, “Kalbime söylüyorum, ba yel taşlıktır, dikenlidir; belki uçu - rumludur, Boş yere harcanırsm!,, “Kalbim diyor ki, ben yalnız sevdiğimi bilirim, Sevginin gözü görür; sevgi ölçüye gelmez, tartı, ya gölmez!,, “Kalbime söylüyorum; sevmek es'r olmaktır; ellerine kelepçe, 8 yaklarma zincir vurmaktır.,, “Kalbim diyor ki, esir olmıyan kim var? Sevmek de esirliktir, fa kat tatrdır: bilsen ne tatli!,.. İn. san esir olduğunu unutur! “Ve kalbim bütün kelepçeleri, #incirleri kırdı; sevdanm kelep - çelerini, sevdanm zincirlerini ku . şandı, Bilseniz ay aşkı bilmiyen zavalirlar, bunlar birer kelepçe ve ya rincir değil, insanı hayata, sa- adete, cennete götüren altm ka , satlardır!., Koç Ahmet bu coşkun şarkıyı #onuna kadar, dikkatle ve hiç kı- mıldanmadan dinledi, Bitince ge . piş göğsünü derin derin gişirdi; başmı kaldırdı; balkons baktı, Ro sitayı orads, dalgın, gözlerini ken, disine dikmiş olduğu halde gördü: — Ne güzelr.. Diye mırıldandı. Gamsız da başını kaldırmıştı, Yanık ve coşkun şarkı, onun, ağ - kı hiç bilmemiş ve tanımamış olan kalbine de heyecen vermişti; o . rada gerçekten bir boşluğun bu - | Tunduğumu belki ilk defa sezmiş , İ 4. Arkadaşma sordu: (Devamı var) Vakıt Asim Us bürünkü makalesine “Yo” gonlavyanm tarihi zolü,, başlığını key- muştur, muharrir yazısında; Yugoslay- İ ya üzerinde mücadelenin devam ettiği- Bi, bu gevlete yapılan mihver teklifleri” İ nin Rumunya ve Bulgarislans yapı İlanm zaruri bir neticesi (olduğunu. İ Balkanların bitaraflığı bir kece ihlâl edildikten sonra yandan İhdasının çok güç olucağını ileri sürdükten (sonra Balkanırın bugünkü vaziyetini anla iyor. Yugoslavlar öyle coğrafi bir va” siyet içindedir,ki mihver devletlerde çepeçevre çevrilmektedir. Yugoslav yanm bu şartlar altında mişküğ an- iar geçirdiğini şüphesiz gören © Asım Va yazısma şöyle devam ediyor: “Balkanlar harbin başmdanberi bir- takım coğraft, askeri, ve siyasi sebeb lerle bitaraf bir mntaka manzarası aresttiler. Fakat bu bitaraflık, Rah kanların kondi siyasetierini takviye cürcek birleşik silühi terime istinat eden bir hal değildi. Balkanin- rı kaplayan büyük devletlerin menfar &ileri veyahut teratları o bakımından tahassil etmiş bir muvazeneyedi, Bu muvazene Bolkanlar haricinde Bonuluncs tesirini Balkanlarda göster di. Bolkanlılar kendi bitarafirklarını möseilâh kuvvetlerile müdafan edecek tertibatı almış bulunsalardı güpbesiz HABER — "Aksam nostöst EKMEK | TRAMVAYLARDA YARIK.DAN İTİBAREN KITA FARKI YOK Aktarmalı biletler ayın on be- a in e ar üz im İşinden sonra tatbik edilecek Yarın 20 para Ucuz salacak Ekmek,yarından itibaren yirmi pa Ta ucuzlıyacak ve.on İki kaç a paraya satılacaktır. Belediye rm mahsulleri afisi de dünden | itibaren İstanbul değirmenlerinde tn | öğütülmesi işini Üzerine almış oldur| undar ekmekçiler dün belediyeye mi racast etmiş, bundan böyle bozuk ek- 'Tramvaylarda yarm sabahtan ititaren yeni bilet tarifesi tatbik olunmağa başlanacaktır. Kıt'a farkı olmaksızın birinci mevki- mek çıkarılınca kendilerinin muhe:| lere siviller 7, talebe er ve ma | tap tütulacaklarını ileriye sürerek de- girmenerde eskiden kalmış, kepek ve #sire gibi artıkların tamamile kaldi" | siması istemişlerdir. Bs'ediye, toprak mahsulleri ofisin den sirt ve yumuşak buğday miktarı um tâyin! ile imal edilen ekmeklerin evsafımda istikrar teminini istemiştir. Wüller 4, İkinci mevkilerde sivli, | ler 5, biltün talebe, er ve ma- | Tüller 2 kuruşa seyahat edebile- | esklerdir. Subaylar, birinci ve ikinci mevkilerde beş kuruş ve, receklerdir, Diğer taraf.an aktarma bilet- Kadın çorapları üç cinse Salor çorabı, ince çorap, ayrı'dı gündelik, çorap Fiyatlar her markaya göre değil üç cinse göre tesbit edilecek Ankaradan bildirdiğine göre, İkt sat vezöileti tarafından bazırlanan ve Vaktiler heyetinen kabul edilen ipek ve suni ipekten mamul kadın çorap ları siandardı nizamnaşesi - meriyet mevkiine girmiştir. Bu nizemnameye göre kadın çorap” ları azağıdaki şekilde Üç sınıfa ayrıl Süt, yoğurt ve yağ Fiyat murakabe komisyonu bunlara narh koyacak Böylece fiyaiların hayli indirileceği sanılıyor Ticaret vekâleti müfettişlerinden # | ki zat minhasıran süt, yoğurt ve yağ | meselesini tetkike memur edilmişler | a Müfettişler, bu gıda maddelerinin köylerden dükküna gelihceye kadar geçirdikleri safhaları ve ber kâdeme deki pualiyet ve kâr nizbetlerini tetik va tespit etmişlerdir. Rapor, ticaret vek&'et're verilmiş, bunun Üzerine fi yat murakabe bürosuna raporun orta ya koyduğu bakikat dahilinde süt, yo ğurt va yağ fiyatlarmm tesbiti bildi rilmiştir, Buca mrptakasında yoğurdun kilo su 16 kuruşken, İstanbulda 60 kuru şa kadar satılmaktadır. Silivri ve SI nanköy yoğurtları dn toptan 18 ku ruştur, Fiyat murakabe o komlayonu Yu maddelere narh koyacaktır. Yüzoslovya; taş taş bstünde kalmır yan bir vatanda harp sonrasında yer nlden karulmoştur, Ba kuruluşun © büyük sırrı Yuzoslavtayı terkip edem zamanların istiklâle, hürriyete, kendi muküdderstın kendisi tayin edecek halk kütlelerinden mürekkep olması dır. Büyük harpteki emsalsiz müca delenin Yugoslavya yarattığından kim süphe edebliir ? Yugonavyanm trk, iradesi, ve si Mh kuvveti kendi istikilini koruya bileceği gibi, hatta Balkanlardaki İsti Mâ hareketini tahdide hizmet edebilir. Diğer turaflan Yuzoslayyanın hakiki hitaraftıımı da temin eder. Esasen Yuzoslavya bu harbin haşinngıcından beri Öd relhver devini arasmân bir makasın kıkaçları arasma sıkışmış bir halde bulünmakta ve bitürafığını içinin muhafazaya gayret gündelik muşta: — Balon çorabı, İnce çorap, çorap. Her bir çeşit çorabın Üzerinde çora: b yapan fabrikanın veya müessesenin Unvanı haiz damga bulunmak ve bu çoraplar için fiyatlar tesbit edilecek tiz. Başvekil Ithalât tacirlerile görüşüp direktifler verdi Ankara, 8 (A.A.) — Başv Doktor Refik Saydam, Büyi Millet Meclisinde 7 Kânunusani tarihinde vaki beyanatlarnda ret ettikleri itha'ât tacirleriyle gö- rüşmelerini bugün Ticaret Vekâ letinde yapmışlardır. Bu makse> Ja başlıca ithalât gruplarını tem- sil etmek üzere davet edilen itha- lât tacirleri bugün saat 11 de B: vekilin reisliği altında ve Ticaret Vekilimizle Ticaret Vekâleti müs *aşarmın ve alâkadar daire âmir lerinin, İstanbul ve İzmit birlikleri umumi kâtiplerinin huzuru ile toz lanmışlardır. Toplantıda Başvekil bugünkü şartlar içinde tecirlerimizden bek” ledik'eri hizmetler! ifade buyur- duktan sonra her grupun diler» rini dinlemişler ve kiymetli direk” tfler vermişlerdir. Müteakıben bu maksatla An. raya ge'miş olan ithalât tâcirlei ni Ticaret Vekilimiz şehir lokan- tatmda öğle yemeğine a'ıkoymuş” lardır. #et ve manevi kuvvetlerle istilânm ö- nine geçmesi yani ruhan çözülmiye rek isüklülini muhafaza etanesi kendi bitaraflığını muhafaza ettireceği gibi Balkaniardaki tahribatın da mümkün olduğu kadar önüne geçmesine hizmet edecektir. Yugunlavyayı bu tarihi var xife beklemektedir., Cumhuriyet Yunus Nadi, Harlei tehlikenin mer- Jeketter, memlekete aşarak © nihayet hudutlarımıza kadar geldiğini, eğer Türkiyemizin iibar edilmek suretile tü harbe girmesi bir gün mukadder olursa hiçbir düşman kuvvetinin Tür kiyeyi yıkıp geçemiyeceğini, bu kwv vetlerin yalçın kayaya çarparak anfbâ safı başlarını kıracaklarmı, düsturu” muza MUH Şefin etrafında toplan mış bütün bir millet olduğunu amimi tıktan semra diyor hi: “Büyük vaziyetler önünde kılı kr pırdarankamzın ishiikeye dik bakmak eösaretile melöf Türk (o milletinin var karlı kararımı tespit ederken, e vakar k karar em ulak pürüzlerden de âri lerle, ücretli pasolar 4 nisan cu- ma gününden itibaren ki ni cak ve bu tarihten © itibaren rinci gınıf mâlüller her mevkide 50 kuruş mukabilinde ald: lik kartlarla seyahat ede talebe için ikinci mevki 240 kuruştur. Ak. tarma biletlerin tatbik şekli 15 marttan sonra halka bildirilecek- tir. 360 bin liralık Kaçakçılık davası Karar temyiz tarafından bozuldu Bundan beş sene evvel gümrük resmindan muaf olarak İstantul Ford müessesesi namma şehrimize getirilen kamyon şase ve aksosu. varlarnm, rutumu ödenmiş gibi başka ellere satıldığı bu yüzden bir kaçakçılık eürmümeşhudu ya” pıldığı malümdur, Muhaköme yedi ay evvel bitmiş ve evrak temyize gönderilmişti. Temyiz, kararı nakzettiğinden muhakömeye beşinci asliye mah . kemesinde bu aym on ikisinde ye, rider başlanacaktır. Yektinu 360 bin Tirayı bulan bu kaçakçılık hâdisesinin marnunları 18 kişidir. Bır ihtisâr davasında Süçlü olmıyan mal sahibi Yalan şehadeiten tevki! edildi Geçenlerde, Fincancrlarda Yu. sufyan hanmda manifatura ma- gazaları bulunan Yervant Kom, parasyon ile Nubar Kanyak bir kaç top İrriliz kadife ve diğer bazı manifatura esyasını satma- mâk istemişler ve her ikisi hak. kmda da tevzif müzekkeresi kesilmiğti, Asliye ikinci ceza mehkemesi dün bu muhâkemeye bakmış, asıl mal sahibi olduğunu söyü yen Kirkor adında birisi şahit o.zrak dinlenmiştir. Kirkorun ifadesi hakikate mubâlif görül, müş hak'rında tevkif kararı ve- Diğer taraftan suçlu- lar üçyüz lira kefaletle serbest bırakılmış ve muhâkeme, kara, rn bildirilmesi icin baska bir güne talik edilmiştir. olmak için bu teferruntı da yikrstmek ten kendimizi alamadık. Türk milleti nin vakarlı kararının bu teferrimd, da içi nlan hir mökemmeliyetir tecelli sipceğluden biz eminiz. Ru büyük mil betin kaç defa böyle harekei ettiğini bizrat gördük de onun İçin. Mihetimi zin bu yoldaki büyüklüğüne is ayrı ca bütün tarih şahiidir., Vatan Ahmet Emin Yalman da buçünkü makalesini Balkanlara tahsis etmiştir. Muharrir bugünkü veziyeti tahlil et- tikten gunra fikirlerini yöyle bir neti ceye vardırıyor; için kıştan pek iyi istifade etmişler dir. Bütün bu manzam, Yuzoslavya- ya 6 derece cesaret vereceş bir mam sarmbr hi Almanlar, Yurosluv halki bitaraf haberler alabildiikçe o çözünün yünayacığımı pek İyi biliyorlar. Bu Bun için ör Yuzoslavyadan (ik iste Teri, gazetelerin yalnız #alhver kaynak darmdin gelen sâberleri neşretmeridir, Plân basit: Dwvelâ gözleri bağlamak. art | ve ere 9 MART — ge ——— Milli Müdafaa Vekâleti Halka teşekkür ediyor —e——— çi” Milletin verdiği kışlık hediyeler orduya dağıtıldı Ann müdafaa vekâistinden tebliğ sdikiiğine güre, memirketin ber Lars” imdan orduya kışlık bediye (olarak verilen dokuz bin yün fenila, (yirmi bi yün kazak, Oç yüz yirmi beş bin yün çorap, yöz yirmi bin o pamuklu. yetmiş beş bin yün eldiven ve elli bip muhtelif eşya ordu birliklerine iükelin tevzi ediliniştir. Tehlifde şöyle dovam edilmektedir: “Bu teberrünta tebelükle iştirek eden ve bu vesile ile de orduya karşi derin alâks ve muhabbet gösteren an” yın yurldaşlara ve bu işte o kıymetli yardımları sebint eden Kımilay ve dt ğer heyrr cemiyetleri başkan ve İşyar larına teşekkür olunur. ————n Milli müdafaa ve dahiliye vekilleri Birkaç gündenberi şehrimizde bulunan Dahiliye Vekil Faik Öztrak şehrimizdeki çalışmasını bitirmiştir. Vekilimizin yarın akşam Ankaraya dönmesi mub- temeldir, Mili Müdafaa veki Saffet Arıkan Ankaraya dön- 5 müştür. Havayazından zsh.rienme ! vakaları Nafia vekâletince tetkik ediliyor Son zamanlarda şehrimizde vukua gelen havagazmdan zehir” lenme vak'alarını tetkik etmek ve mevcut teşkilâtm çalışma ve. ziyetini kontrol etmek zere Na- fia ve şirketler kömizerliğinde bir komisyon kurulmuştur. Ke, misyon çalışmalarına başlamış. tır, j ——— Hatayda tarihi eserler Geçenlerde Hataya gitmiş 0. lan Üniversite talebeleri, o el. varda yaptıkları tetkikler 80 nunda bazı tarihi eserlere tesö. düf etmişlerdi. Manrif Vekâleti bu eserlerin meydana çikarılnasına karar vermiştir. ———— Bir peyn'r tücceri Buzhanedeki stokunu sakladığı için . öğiz4 i Adtiyeye vari'di Fiyat murakabe bürosu me murları, muhtelif maddeler ilz€ rine ihtikâr yapan bir çok KİŞİ hakkmda takibata 'migtir« arasmda Ventura v8 t adında iki isnorta maks” racısı yardır, 0-14) buzhanesinde İ nir bulunduğu halde inkör edef Nuri Zolek adımda bir tilecar «*" adliyeye verilmiştir. 3 110 ton çivi geldi Almanlar, hububat fiyatlarımızı yüksek buluyor ; Almanyadan Kiradeniz tar kiyle dün şehrimize 110 ton Sigara kâğıdı, nakine aksamı VW boya gelmiştir. Diğer taraftan ADAR tlacak üç milyon liralık e via tistesi hazırlanmış üzere Meerti Almanlar, yağlı hububat yatlarnı yüksek me Maamafih bu maddelerin fiyst” larmda da bir anlasmaya z lâcağı tahmin edilmektedir. ve ği Yeni şehir tiyatrosu Yeni Şehir Tiyatrosu bin Şishane bahçesinin bular. yerde yapılması tasavvur olu? maktadır. Bu yolda bağlanmıştır,