186 ŞUBAT — 1941 -— —— ——— yıp ihtikârım kat'i olarak önüne verilecek, şehirde ihtikâr değil, ratı ihtikârın başladığı günden, bir tebessüm çiçekleniyor, yorlar. lar. Daimi bir gevşeklik içinde sallah,...,; Horoz öte dursun | İLMEM niçin hâlâ kulaktan kulağa, ağırdan ağıra birta- lam şikâyetler, ihtikârdan feryatlar işitiliyor? İşte, mu- rakabe kömisyonu kasapları dinledi, ciğere ve beyne flat biçil, di, Ticaret ofisi faaliyete geçerek piyasada nâzım rolünü oyna- geçecek! Ticaret Vekâleti, lüks mağaza işini inceledi, bunu doğru bulmadı. Birtakım tüccarla. rım mühim miktarda mal sakladıkları anlaşıldı, bu gizli yerler aranıp meydana çıkarılacak! Sık sık kontrol yapdacak, cezalar gölgesi bile kalmıyacak... Oh, ne âlâ!,.. Demek ki artık eti 95 © yemiyeceğiz. Ayakkabıyı 20 - 80 liraya almıyacağız. Artık bakkal lar gaza su karıştırmıyacaklar, küçük, beş kuruşa satılan çay kutularını ustalıkla açıp yarı ya- rıya boşalttıktan sonra satmıyacaklar! Bütün bunlar yapılacak olduktan sonra şikâyete ne lüzüum var!.. Fakat ne de olsa halkm tabiati garip! Bedbinlikten, şüp. he ve tereddütten kurtulamıyorlar. —— İcraata bir türlü geçilemiyor, hududunu aşmıyor: Olacak, yapılacak, düşünülüyor!.. Bu naka- Bunlar diyorlar ki: Yapılacak şeyler rivayet bir yıldan YTazla zamandanberi işiliyoruz. Tüccar ve esnaf gazetelerde, “şüyle olacak, böyle yapılacak!,, şeklinde yazılan haberleri okudukça, dudaklarında hemen fiatlara biraz daha zammedi. Çalışmanm, ticaretin verdiği necabetle, meşru kazanç- la değil, ihtikârla kasalarını dolduruyorlar, Biz ekmeğimizi gay- retimizden çıkarıyoruz, onlar ihtikârm desteklemesile çıkarıyor. esneyip gerinmekten kurtulup, bu cemiyet düşmanlariyle uğraşmak, kafalarını ezip ihtikârı kö- künden kaldırmak, ne güzel şey,.. Evet, güzel ama, bunun bir de “fakat” 1 var, Ne diyelim, bu güzel rüya da hakikat olur İn. LÂEDRİ — Sağdaki karrm, soldaki met- Tesimdir. — Benimse aksi! Sebebi Evleneceğim! dediği zaman şa- Man şaşırdım kaldım. — EByet, dedi, ölünceye kadar bekâr yaştyacaktım. Bunu iyice aklıma koymustum. Fakat a- — Seni mesut etmek mi isti- Yor? — Hayır, elinin altımda gelin bulup kavga etmek istiyor. Evvelce — Bu Barışm kadmla ne za - mMan tan_tştm? — Altı ayoldu. — Bana bir senedir beraberiz dedi. - — Âma o zaman sarışın de - gildi!. Kakdal Karı koca — Bir kadın, kocasmın peşin- den ayrılmamalı, nereye giderse beraber gitmelidir, — Aman demeyin., Benim ko- cam müvezzidir!. - — Trenin yolunu kesiyor, bur- | hunu İçeri al! y ş Eskiler Elli senelik evliydiler. İkisi de pinpondu, ihtiyarla - mışlardı. Bir akşam, karı koca köşele . rinde oturmuslardı. Sessiz duru. yorlardı. Kocası aklından geçirdiklerini bir aralık draarı vurdu, dedi ki: — İkimizden biri nasıl olsa ö- lecek... İkimizden biri ölünce | “ben” bir köye- gekilip rahat e. deceğim! Ğ — Kocama kur yapmağa utan, mıyor müsun ? — Fenalıkla değil, karım ölün- ce seninle evlenirim dedi, Yarım Bayan kendini koltuğa attı: — ÖKL... Yarı yarıya öldüm... Bay hiddetli: — Zaten sen her şeyi böyle yarım yaparsın!. Sayfiye — Doktoör bü yaz bana suları tavsiye etti, olmaz — diyemezsin ya!.. le su içersin... Otelerr — Bana otelinizde her türlü konforun olduğumu söylemişti - niz. Halbuki garson çağıracak zil bile yok. — Olmasın. —Ayağmızı yere vurursunuz. Aşağı odada oturan gelip şikâyet eder, ben de sizin çağırdığmızı anlar gelirim!. HABER — Akşam postası DÜNYA GAZETELERİNİ KARIŞTIRIRKEN L Ben şehir “ “n Meclisi - L m Reisiyim Vişi hükümetinin Suriye fev- kalâde komiserliğine tayin ettiği Kiyap'ın mavi göklerde uçarken mavi dalgalar üzerine düşerek ölümü aşağı yukarı iki ay olu, yor. Fakat Fransız gazeteleri es. | ki polis müdürüne ait hatıraları yazmakla bitiremiyorlar. Bu hatıraların arasından bir tanesi hakikaten zariftir. Kiyap Paris şehir meclis reisi bulunduğu sıralarda bir sabah tekbaşma Paris ttmarhanelerin- den birisini ziyarete gitti. Ve tek bir gar “;anla beraber mü esseseyi dolaşmağa basladı. Bah sede iyi olduğu için taburcti e- dilmiş bir deli ile karşılaşmıştı. Konuştu'ar, Kiyap eski deliden miüesseseden memnun olup Ol. ' madığını, yemeklerin kâfi gelip | gelmediğini sordu. Eski deli Pa. | rig şehir meclis reisini tanıya- | mamıştı. Onu müesseseye yeni gelmiş bir deli sanarak cevap verdi : — Emin olunuz burası çok g? zel bir yerdir. Fakat araba k! minle müşerref öluyorum. —- Ben şehir mecelis reic'vim — Ya öyle mi? Şu halde has, talığmız gok hafif, müsterih olu- nuz. Çabuk geçer. Ben buraya geldiğim zaman kendimi on be., sinci Luj sanıvyordum. İSTANBUL NE VAKIT TEMİZ SÜT İÇTİ? Sayın vali ve belediye reisimiz gazetelere süt meselesinden bah. setmiş, İstanbul şehrinde süt istihsali istihlâki karşılamadığı. nrı, içtiğimiz sütlerin sulu oldu- ğunu söyleciş. Çocuklarm ve has taların gidaları olan sütün hiç olmazsa terkos suyu ile karışık olduğunu İstanbul belediye rei, sinin ağzından Ööğrenmek çok hazin bir şey. Bü gözleri okudufum günden, beri düşünüyorum: — Acaba İs- tanbul ne vakıt temiz süt içti? Dün aynır suali bir yerde tek, rarladım. Tarihi çok seven, eski vesikalar üzerinde çalışan bir ar. kadağş cevap verdi: ugize bir tarih hikâyesi anla, tayım, devir ve rnnyııîııı değil, fakat vak'a haki. çattir. Stenk bir yaz günü zama, nım padişahr yeni yapılan bir medreseyi ziyaret etmiş, Baraya dönüyor. Padişah susamış, fakat serde padişahlik — var, koca bir padişah alelâde bir insan — gibi bir sebil'in önünde durup Su içemez. Padişâu « - der, Sıcak | artar, padişahla hararet arasın. daki mücadele, her vakıt oldu. ğu gibi tabiatin galebesiyle ne. tinetlamis M Bey:ızıtmey_danl. nı geçerken padişah yeniçeri ağa sma ferman buyurur: « — Varm şu ayrancıdan V€Z bana bir çanak - . iletin. “Bu emir gizli verilmiş olsa -. — gahislar hati, | yeniçeri ağasmın -u hareketin teşrifata uygun olmadığını söy. liyerek, hünkârım dikkatini çe. tarek, Fakat hit bir alay... karştsmda verilen bir emre nasıl itiraz etsin... Derhal gider, koca bir çanak ayran doldurur, hün. kâra sunar. “Hünkâr, sıcak yaz gününde, buzlu ayranı mideye — indirince aklı başma gelir. Yaptığı işin usul ve erkâna uygün olmadığını anlar. Sokak oratsmda bir câ. nak âyran içmenin padişaha ya. kışır bir hareket olmâdığını dü. şünerek yaptığı işe bir teftiş mahiyeti vermek isteri “ —— Bu ayran ekşidir. Yoğur. du bayat ve sülü sütten yapıl. miış, İbadullaha ekşi ve bayat ayran içiren Şu mel'unu kulakla, yiından dükkânın — kepengine çi. vileyin. “Emir derhal yerine getirilir. Ve ayrancı üç gün o haliyle dük. kânınm önünde teşhir edilir. “İşte İstanbul yalnız bu ceza. nım tatbiki günlünden itibaren bir ay müddetle saf ve temiz süt icebildi. Başka zaman asla! İster masal, ister tarih arka, daşın hikâyesi hoşuma gitti. Zira süte su k: —ak kârlt * ticarettir. Tr->* m, has, aa Te gAA FINN üzerinde hilasrm--rz' & S Öindan V Lf en : vilemele hiç - .ahşet değ! dir. K | gıni Boğalar kırmızı rengi görmezler bile Boğa güreşçilerinin ellerine kir mızı kumaşlar alârak boğayı kızdırmakta oldukları herkesin malümüudur. Bu vaziyet karşısın. da herkes kırmızı rengin boğayı tahrik ettiğini, kızdırdığını zan. neder. Halbuki Manhatan tabiat mü- yesi direktörü Matevs boğaların kırmizı renge — kızmaları sşöyle dürsün, bu rengi görmediklerini bile söylemektedir. Bunu söyliyen âlim, boğanın kırmızı rengi görmediğini çünkü renkleri tanımadığını iddia et. mektedir. Maymun hariç olarak bütün memeli hayvanlar için vaziyet böyledir. Bazı memeli hayvanlar renklerin köyülüğü veya açıklı. farketmektedirler. Fakat aynı koyulukta muhtelif renklere boöyanmış plâklar gösterildiği zaman bu memei hayvanlar renkleri farketmektedirler, Memeli hayvanlar idinde en hassas olanı köpektir. Aynı â, lim köpeklerin sahibini yalniız gri olarak gördüklerini üzerin- deki elbisenin rengini göreme, diklerini bildirmekte ve bu se, beple sahibi elbise — değiştirdiği takdirde köpeğin sahibini tanı, madığı hakkmdaki — kanaatinin doğru olmadığını ileri sürmekte- dir Çok hassas bir hayvan olan köpek renkleri tanımadıktan sön ra boğanın kırmızıyı tanıyıp, bu renge kızdığını kabul etmek hiç te doğru olmaz. M— TAKSİIİM sınemasındaN Büyük bir muvatfakiyotle güşterilen ve- ikinci Naftamına başlanan GÖRÜNMEYEN ADAMIN AVDETİ Büyük Dehşet, Korku ve Esrar Filmindeki Dinlenen.. Fakat görünmiyen,.. OCANAVARI görmek Üüzere binlerte kişi akın ediyor... CA Ekiden heyecanlı çocuk deyince daima gözönünde kekeliyen, titre- yen, şaşkmlıklar güsteren, sararan ilh,.. bir varlık tecessüm eder ve yalnız bir nevi heyecanlı tip tasav" vur olunurdu. Halbuki son zaman- larda yapılan milsşahede ve tahliller bu telâkkinin yanlış olduğunu mür teaddit heyecanlı tiplerin mevcut olduğunu oltaya çıkarmtalardır. (Duüpre) ve göre heyecanlı tip- lerde şu tezahürata raslanır: Füili münakiste ifrat, titremeler, teşennüç, kalbin fazla atmüasi, Var so — Moteur tesşevvüşleri | küçük kan damarlarmın adal! cidarlarımda yayılarak bunların hareketlerini temin ve tanzim eden sinir ağlarma Vaso - Moteur denir) terleme, fazla idrar,tikler, ilh... Bu gibi cocuklar mektepte kendilerine söruülan suüal- lere kekeliyerek cevap verirler, ga gırırlar, korkuya tutulurlar, öndişe ile dolu buhranlar geçirirler, Heyecanlı çocuklar dertlerini an latamazlar, buhal tenbelliklerine hükmedilerek herhangi bir şekil- de aksülamelde bulunulduğu zaman ağlamağa başlarlar, vücütleri sarsır lır, yavaş, yavaş konuşmamağa baş- larlar, inzivayı tercih ederler, mek- tepten kaçarlar. Heyecanlı çocuk-, ların uykuları muntazam değildir, kâbuslarla dolu Tüyalar görürler, bağtrarak sıçrayarak uyanırlar, ba- zan de marazi korku — güsterirler, sokaklarda duyarlara sürünerek yürürler, her an bir felâketle karşı- laşacaklarmı zannederler, kendi kendilerile konuşurlar, heyecanlılı- ğın zuhurunda en mühim rol oynu- yan âmiller arasında irsi ve ruhi hastalıklarla sempatikteki müvaze- nesizliği zikredebiiliriz. Bu gibi hal- lerde gu tedbirlere başvurmak ek. seriya faydalı olur: uzaklaştırılması, karakterinin ve i- radesinin takviyesi, çok ihtiyatlı ve ölçülü bir hareket tarzınm Se- çilmesi sert durumlardan vazgeçil- mesi, ilâh, 2 — Bu banyoları, Çümlei asabiyenin tenbihe çok elverişli olması çocuğun heytoanlı bir tip haline gelmesinde çok mü- essirdir. 12 yaşlarında bir çocuk daima bâş ağrılarından muztarip - tir, üyürken dişlerini gitirdatiyor, korkulu rüyalar görüyor, etrafın- da olüp bitenlere karsı ifrat de - recede hassasiyet gösteriyor. Ni . hayet yapılan muayeneler netice" cesinde çocuğun cümlei asabiye - sinin tenbihe çok kabiliyetli oldu- ğu anlaşılryor. Bir çocuğun heyecanlı olmasm- da teessüri teşevvüşlerle sadme - larin çok büyük bir mevki işgal ettikleri muhakkaktır. On bir bu . çuk yaşmda bir cocuk birdenbire kamıyor, mektepten, eve gidemi * yor, bilhassa tanrmadığı kimseler - den çok köorkuyor, sokaktan, mey- dandan gecemiyor, uykusu gayri - muntazamdır. Kâbuslarla doludur, fazla terliyor. Sık sık idrarı geli , yor, Bütün bu haller ise çocuğun bir gün üstü başı perişan ve çok çirkin bir kadına raslamasından sonra görülmüştür,. Heyecanlı çocuklardan baztları çok alıngan olurlar. Mahcup, muüz. tarip, münzevi, sabit fikirlidirler. Her şeyden nefret ederler, çok ça buk yorulurlar, — mütereddittirler, kendi kendilerinden utanırlar, u * mumiyetle benizleri soluktur. Has talrk İlerledikçe — marazi korkü kendini göstermiye başlar! Harici âlem onlar için tehditlerle dolu - dur. Onlarda hâkim olan şöv İnzi- vâa arzüğüdür. Nadir ve teşhisi güç olmakla beraber heyecaniılıkta zihni ge - cikmenin de rolü vardır. Ahmak ve aptal çocuklar — dalma marazi heyecan ve çekingenlik gösterir . ler. Basit marazi heyecanlı çocuk. lar üzerinde yapılar müşahede ve araştırmalarda şunlara rastlanı| - lm:ıtır: Çocük apteslerini tutamı - yör, ifrat derecede korku, bulean ÇOCUK RUHİYATI Heyecanlıçocukla: Yazan: HALİS ÖZGÜ değişiyor. Yalnız baştna sokağa çı | lar, sebepsiz ağlamalar ve feryat- lar, fazla heyecanlılık, ilh,.. Teessüri hayatta möydana ge - len duraklama ve gecikmelerin de bambaşka bir heyacanlı tip yarat. tıkları görülmüştür. Büu gibiler be denen ve zihnen inkişaf etmeleri, ne rağmen kalpleri oldukları gihi kalırlar, Meselâ sekiz yaşındaki bir göcuğun kalbi iki yasındakinin aynıdir, Bu tocuklar fazla heyecan gösterirler, hiçbir cehitte bulun * mak istemezler, ehemmiyetsiz bir şey onları çileden çıkârır. Mâdunluk hissinin de mühim rol oynadığı muhakkaktır. — Çocuğu tahkir etmek, ona hiddet ve sid - detle muamelelerde bulunmak b kide bir izzetinefsini rencide öde - cek sözler söylmek çocuğun heya. canlı olmasında büyük tesir İera eder, Bunlar daima körku isinde yaşarlar, ketum — olurlar, İnzivayı her şeye tercih ederler. Bütün bunlardan maada terke , dilmek körkuBu da çocuğu heye * canlı bir tip haline getirebilir. 8 yaşmda bir gocuk bir gün annesi & le babası arasında geçen bir kav- gadan sonra çök tehlikeli buhran- lar geçiriyor ve heyecan öonda yer letiyor. Çünkü bu kavgada babası '“kinizi d beş parasız brrakm gİ deceğim,, dediğini duymustur. Alınacak tedbirler: 1 — Şiddetten içtinap etmek, gocuklarım — izzetinefsini renelde etmemek, müdunluk hiasini tahrik edecek — vaziyetlerden cekinmüök, Zira ölcüsüz hareketlerin mütead, dit çocukların hayatma mal olduk” ları istatistiklerde görünüyor. 2 — Heyecanlı çocuklara kargşı merhametle karışık devamlı bir otörite tesis etmelidir. Kararlar ölçülü ve doğişmeme- 2 — İcap ettiği takdirde çoçuk ailesinden ukzaklaştırilmalıdır, mek tebi değiştirilmelidir. 8 — Devamlı ruhi tahilillerle çocuğun karakter ve iradesi takvi- ye edilmelidir. 4 — Zamanmda mütehassıs dok torlartn müdahale ve yardmmlarını temin etmelidir. HALİS ÖZGÜ HABERİN bulmacası 23 6 5 6 7 a. 9HOT 4 Kü 2 3 b 5 6 ? aT 9 19 H r Soldan sâğa: 1 —. İğki söfrasindaki şeylori malder ye göçüren (iki kelime), 2 — Çevik, bir kadm ismi, 83 — Babah vükti, eski bir ölcü, 4 — Akıllı, bir hayvanın yarc rusu, nola, 5 — taraf, esirlik, & — Hvveline bir (h) getirirseniz yuta'ı, Jiesiniz. yılışan, 7 — Bski Türklerden, bir cirs bina, 8 — Abide, sü getlirir. © — Bir nehir, Çanakkale dışarısmda bir körfez, 10 — Kaftdeş pajı, 11 — Bir tane, ayağa giyilenlerden Yukardan aşağıi: 1 — Marangoz (iki kelime)j, 2 — Karstamaakinin elbisesinin bir yerin; ağamiı götüren, bir emir, 3 — Akil vu Kinesi, yamâak, 4 — Ter&e — okuyuncu yerleşip kalan kir olur, av — köpaği cinsi, 5 — Bıçağın mahfazası — tark gevirin siğe saatin Besini verir, & — Möüşğühyet, Mmerâsım, Hayret #ÜKU 7 — Boyuna takılan bir güy, ölr eni, & — İşkenca ,bir rtenk, ö — Bir ne hir, nüta, af Ve temiz, 10 — Mürük. kep bir ömir, 11 — Bir edat, bir ömür, orta, 6 numaralı bulmacamızın halli: — 1 — Müsabakalar, 2 — Hizağeket, De, 8 — Şema, Emir, Ç, 4 — ürik, Rilo, İ, 5 — Bey, B, RE, N, G — Ü Ekiliş, Me, 7 — Ki, Aceleci, & — Wt Müdeni, A, 9 — Nazenin, Gol, 10 — Lor, Deve, 11 — Perişan, Rav, , 3) e SÜ l * Mi Çü ee z - e W S ğ TU Ü &